ÇOCUK VE OYUN - Ünite 5: Oyun Gelişimi ve Değerlendirilmesi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Oyun Gelişimi ve Değerlendirilmesi
Giriş
Günümüzde uzmanlar okulöncesi eğitimde yaygın olarak oyun merkezli eğitimi ve çocukların başlattığı serbest oyunu savunmaktadır. Okulöncesi dönemdeki çocuklar gelişimsel özellikleri nedeniyle en iyi aktif oldukları etkinlikler içerisinde yaparak yaşayarak ve keşfederek öğrenebilirler. Oyun, çocuklara özgür olarak nesneleri inceleme ve manipüle etme, iletişim kurma, problem çözme, hayal etme, senaryo oluşturma ve oynama gibi fırsatlar sunarak çocukların tüm gelişim alanlarını desteklemektedir. Ayrıca, oyun çocukların yaratıcı düşünme becerilerini de geliştirmektedir. Oyun, öğretmenlere ise çocukların gelişimlerini desteklemek ve aynı zamanda değerlendirmek için en ideal ortamı sunmaktadır.
Oyun sürecinde çocuklar eğlendikleri, özgür oldukları ve kimse tarafından zorlanmadıkları için diğer etkinliklere göre daha üst düzey beceriler sergilerler böylece oyun çocukların gerçek potansiyellerini gözlemlemek için fırsat sunar. Oyun hem çocukların gönüllü olarak devam ettiği bir etkinlik olması hem de eğlenceli ve esnek doğası nedeniyle çocukların bilişsel, sosyal, duygusal, dil ve motor gelişimlerini gözlemlemek için en uygun ortam olarak görülmektedir.
Ayrıca, çocukların oyunlarını gözlemleyerek hangi tür oyunları sevdiklerini, hangi oyuncak ve materyaller ile oynamayı tercih ettiklerini, hangi alanlarda oynamayı seçtiklerini, oyunlarında hangi temaları kullandıklarını, kimlerle oynamaktan hoşlandıklarını, arkadaşları ile nasıl iletişim kurduklarını, problemleri nasıl çözdükleri ile ilgili bilgi edinilir.
Çocukları Değerlendirmede Oyunun Önemi
Günümüzde uzmanlar tarafından oyunun çocuk gelişiminde ve eğitiminde önemi vurgulanmaktadır. Oyun; içsel güdülenme, aktif katılım, sonuçtan çok sürece verilen önem, sembolik davranışlar ve dıştan gelen kurallardan uzak olması gibi özelliklerinden dolayı çocukların gelişimini desteklemede oldukça etkilidir. Çocuklar oynamaktan zevk aldıkları için oynarlar ve oyuna aktif olarak katılırlar. Bu da çocukların oyun sürecinde gelişimlerini destekleyebilecek her türlü davranışı gönüllü olarak yapmalarını sağlar. Çocuklar oyun sürecinde iletişim kurma, paylaşma, sırasını bekleme, arkadaşlarını ikna etme, arkadaşlarına uyum sağlama, kurallara uyma, çizim yapma, kesme, eşleştirme ve sıralama gibi pek çok becerilerini geliştirir. Oyun çocukta bu becerilerin gelişimini desteklerken aynı zamanda öğretmene de çocukların bu becerileri ne kadar kazandıkları ve kazanmak için nasıl bir desteğe ihtiyaçları olduğu konusunda bilgi sağlar.
Oyun Sürecinde Çocuklar Hakkında Veri Toplama ve Düzenleme
Oyun sürecinde genellikle iki tür değerlendirme yapılır: çocukların gelişimlerinin değerlendirilmesi ve oyun gelişiminin değerlendirilmesi. Oyun tüm gelişim alanları ile ilişkili davranışların gözlemlenmesi için doğal bir ortamdır. Oyun sürecinde çocuğun gelişimini değerlendirmek amacıyla sistematik gözlem, anekdot kaydı, olaya dayalı örneklem alma gibi anlatısal (narrative) gözlem teknikleri kullanılabileceği gibi işaretleme listeleri de kullanılabilir.
Oyun gelişimini değerlendirmek amacıyla iki tür değerlendirme yapılabilir: (a) süreç değerlendirmesi, (b) ürün değerlendirmesi. Süreç değerlendirmesi oyun sürecindeki davranışların gözlemlenmesi ile gerçekleştirilir. Ürün değerlendirmesi çocuğun oyun sürecinde ortaya çıkardığı ürünün değerlendirilmesi şeklinde yapılır.
Gözlem oldukça karmaşık bir iştir. Anne babalar ve öğretmenler genellikle çocukların oyunlarını gözledikleri halde ne oynadıkları ve nasıl oynadıkları ile ilgili çok zayıf bilgileri vardır. Yetişkinlerin plansız olarak yaptıkları bu gözlemlere gelişigüzel gözlem denir. Oyunu gözlemlemek için ise daha planlı ve sistemli gözlem yapmak gerekir. Yetişkinin gözleme başlamadan önce gözlem sürecinde neye bakması gerektiğine ve gözlem verilerini nasıl kaydedeceğine karar vermesi gerekir. Ancak sistemli gözlem ile özellikle grup halinde oynayan çocukların oyunlarına bir anlam vermek ve değerlendirmek mümkün olur.
Oyun gelişiminin değerlendirilmesinde de hem anlatısal gözlem teknikleri hem de işaretlemeye dayalı gözlem teknikleri kullanılabilir. Gözlemi nasıl kaydedeceğimiz gözlem amacına göre değişecektir. Anlatısal gözlem tekniklerinde çocuğun davranışı doğrudan, yorumlamadan kaydedilir. Gözlemde genellikle grup yerine tek bir çocuğa odaklanılmalıdır. Eğer gözlenen çocuk bir grup çocukla birlikte oynuyorsa diğer çocuklar sadece gözlenen odak çocukla etkileşime girdiğinde gözleme dâhil edilmelidir. Fakat öğretmenin asıl dikkati gözlem yaptığı çocukta olmalıdır. Çocuğun hangi merkezde ve kimlerle oynadığı, çocuğun oyun sırasındaki tüm davranış ve konuşmaları objektif olarak, yorum ve genelleme yapılmadan yazılmalıdır.
Gözlem sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise gözlem yaptığımızı gözlemlediğimiz çocuğa hissettirmemektir. Gözlem yaparken çocuğu duyabilecek kadar yakında ancak çocuğun izlendiğini düşündürmeyecek kadar uzaktan gözlem yapmamız önemlidir.
Hangi Oyun/Öğrenme Merkezlerinde Oynandığının Gözlemlenmesi
Öğretmen çocuğun genel olarak oynadığı öğrenme merkezlerini belirlemek amacıyla işaretleme listesi oluşturabilir. Öğretmen hem kendisinin doldurabileceği hem de çocukların doldurabileceği öğrenme merkezi işaretleme listeleri oluşturabilir.
Öğretmen, öğrenme merkezi işaretleme listesi kullanarak hangi öğrenme merkezlerinin ne kadar kullanıldıklarını belirleyebilir. Ayrıca bir çocuğun hangi öğrenme merkezlerinde oynadığını, hangilerinde hiç oynamadığını belirleyebilir. Çocukların tüm yönleriyle gelişimlerini desteklemek için tüm öğrenme merkezlerinden yararlanmaları önemlidir. Bu nedenle öğretmen bu listeleri kullanarak hangi çocuğu hangi öğrenme merkezinde oynamaya cesaretlendirmesi gerektiğini belirleyebilir.
Çocukların Kullanımına Yönelik Öğrenme Merkezi İşaretleme Listesi
Öğretmenler çocuklar tarafından kullanılacak öğrenme merkezi işaretleme listeleri de oluşturabilirler. Çocukların kullanımına yönelik öğretmen her merkez için bir işaretleme listesi oluşturup ilgili merkeze asabileceği gibi bir de çocukların bireysel olarak kullanabilecekleri işaretleme listesi oluşturulabilir.
Oyunda Görülen Sosyal Gelişim Evreleri ve Değerlendirilmesi
Oyun sürecinde sosyal gelişimi yansıtan gözlenebilen davranışlar ilk olarak Mildred Parten tarafından tanımlanmıştır. Parten 1932 yılında yaptığı klasik araştırmasında çocukların oyun sürecinde sosyal davranışlarını incelemiş ve sosyal oyunun yaş ilerledikçe daha karmaşık hale geldiğini bulmuştur. Çalışması sonucunda çocukların oyun sürecindeki sosyal davranışlarını altı kategoride gruplandırmıştır: uğraşsız davranış, izleyici davranış, yalnız oyun, paralel oyun, birlikte oyun ve işbirlikçi oyun. Mildred Parten araştırmasında çocukların yaşları büyüdükçe daha çok oyunun sosyal formlarına katıldıklarını bulmuştur. Küçük çocuklar daha çok uğraşsız davranış, izleyici davranış ve yalnız oyunla meşgul olurken daha büyük okulöncesi dönem çocukları daha çok işbirlikçi oyun oynama eğilimi göstermişlerdir.
Bilişsel Oyun Gelişim Evreleri ve Değerlendirilmesi
Sara Smilansky çocukların oyun gelişiminde dört evreden geçtiklerini gözlemlemiştir. Bu evreler: duyusal-motor oyun, sembolik oyun, yapı oyunları ve kurallı oyunlardır. Bu evreler bazı kaynaklarda oyun kategorileri ya da türleri olarak da yer almaktadır. Bu bölümde bu evreler özetlendikten sonra sembolik oyun ve yapı oyunlarının gelişimi ve değerlendirmesi ile ilgili açıklamalar yer almaktadır.
Duyusal-Motor/Fonksiyonel Oyun
Duyusal-motor oyun çocukların büyük ve küçük kaslarını özgürce hareket ettirdiği ve duyularını kullandığı oyunlardır. Bu oyun çocukların bedenlerinin duyusalmotor fonksiyonlarını alıştırma yaparak geliştirme imkânı tanır. Bisiklete binmek, koşmak, tırmanmak, zıplamak, top atmak gibi hareket gelişimini sağlayan oyunlardır.
Sembolik Oyun
Çocuğun duygularını veya düşüncelerini mimikleri, davranışları veya nesnelerle ifade ettiği hayali oyunlardır. Örneğin çocuğun bir bloğu telefon olarak kullanması, hayali bir çorbayı karıştırması. Sembolik oyun; dramatik oyun merkezi, öğretmen tarafından hazırlanmış bir tematik merkez (manav merkezi gibi), blok merkezi, kukla merkezi, kum havuzu ve okul bahçesi gibi farklı ortamlarda görülebilir. Sembolik oyun çocukların yetişkin hayatını ve etkinlikleri anlamaya çalıştığı, diğer çocuklarla geçinmeyi, karşılaştırmayı, değerlendirmeyi, yarışmayı, işbirliği yapmayı, paylaşmayı, pazarlık yapmayı, vermeyi ve almayı öğrendiği bir zamandır. Çocuklar kullandıkları sosyal tutum ve teknikleri arkadaşlarının tepkilerine bakarak test eder ve gerekliyse tutum ve davranışlarında değişiklikler yaparlar. Bunlara ek olarak oyun çocuklara hayallerini, isteklerini, korkularını ve fantezilerini çözümleyebilecekleri bir fırsat sunar. Sembolik oyunda çocuklar kendilerini özgür hissettikleri için tüm potansiyellerini ortaya koyabilirler. Bu da sembolik oyunu dil gelişimi, kavram gelişimi, sosyal ve duygusal gelişimi değerlendirmek için çok iyi bir ortam haline getirir.
Yapı Oyunları
Fonksiyonel oyunda olduğu gibi duyusal motor etkinlik etrafında odaklanır, fakat yapı oyunlarında bir ön planlama vardır. Çocuk artık oyununa daha iyi odaklanır ve materyalleri ve nesneleri önceden yaptığı plan çerçevesinde amaçlı olarak kullanır. Yapı oyunlarında yaratıcılık vardır. Oyunda çocuk fikirlerini bir ürün oluşturarak ifade eder.
Kurallı Oyunlar
Kurallı oyunlarda oyunun kuralları oyuna başlamadan önce belirlenir. Çocukların bu kurallara uyması beklenir. Çocuklar 60-66 ay arasında kırmızı ışık/yeşil ışık gibi basit oyunların kurallarını anlayabilirler. Çoğunlukla çocuklar 66-72 ay arasında oyun süresince hatırlatılmadan basit kuralları olan bir oyunun kurallarına uyarlar. Okulöncesi dönemde ancak basit kurallı oyunlar oynatılmalıdır.
Sosyal Bilişsel Oyun Matriksi
Rubin, Parten’in oyunda görülen sosyal gelişim aşamalarından ve Pisget’nin bilişsel oyun gelişim aşamalarından yararlanarak Sosyal Bilişsel Oyun Matriksi’ni geliştirmişler. Bu gözlem matriksi pek çok araştırmacı ve uygulayıcı tarafından kullanılmıştır. Sosyal Bilişsel Ölçek araştırmacılara sadece sosyal ya da bilişsel boyutunu değerlendirmede elde edilemeyecek bilgiler elde etmeyi sağlamıştır. Parten’ın sosyal gelişim ölçeğine göre, yıllarca yalnız oyunun yaşla birlikte azaldığı ve gelişmemişliğin göstergesi olduğu düşünülmüştür. Ancak Sosyal Bilişsel Ölçeğin kullanılmasıyla yaşla birlikte yalnız-fonksiyonel oyundan yalnız-yapı ve yalnızdramatik oyuna doğru bir geçiş olduğu görülmüştür.
Sistematik olarak gözlem yapılabilmesi için gözlem kayıt yönteminin belirlenmesi gerekir. Johnson ve diğerleri bunun için çoklu tarama (multiplescan) örnekleme yöntemini önermişlerdir. Bu yöntem Roper ve Hinde tarafından 1978 yılında geliştirilmiştir.
Yapı Oyunlarında Görülen Gelişimsel Aşamalar ve Değerlendirilmesi
Yapı oyunları boya, kâğıt, kil, oyun hamuru gibi malzemeler kullanarak sembolik ürünler oluşturulan oyunlardır. Çocuğun yaptığı ürünler incelenerek çocuğun sembolik gelişimini incelemek mümkündür. Bu oyun türünün altına çocukların farklı nesneler kullanarak özgün ürünler oluşturabildikleri tüm oyunlar girmektedir. Çocukların oluşturdukları ürünler gelişimsel ilerlemelerini belgelemek için portfolyolarına eklenmelidir. Okulöncesi dönemde portfolyo değerlendirmesi çocukların gelişim alanlarına yönelik çabalarının, ilerlemelerinin veya başarılarının kanıtlarının amaçlı bir şekilde öğretmen veya çocuk tarafından seçilerek düzenlendiği; öğretmen, çocuk ve aile tarafından çocuğun gelişimini değerlendirmek amacıyla kullanılan bir sistemdir.
Çocuklarda Sanat Gelişimi ve Değerlendirilmesi
Çocukların resimlerine bakarak onların küçük motor becerileri, kalemi ya da boyayı düzgün tutması, kontrollü çizgiler çizmesi, sembolleri temsilî, yaratıcılık, el-göz koordinasyonu, alan farkındalığı gibi becerileri değerlendirilebilir.
Karalama Evresi (1-2 yaş)
Kontrolsüz Karalama Evresi. 1-2 yaşındaki çocuklar ellerine geçen kalem, boya ya da ağaç dalı gibi herhangi bir araçla kâğıt, duvar ya da kum üzerinde rastlantısal karalamalar yaparlar. Bu evrede çocuklar sonuçta çıkacak ürünle ilgilenmez sadece karalama yapmaya odaklanırlar. Bu evrede ince motor beceriler henüz gelişmediği için karalama esnasında hareketler tüm vücudu kapsayacak geniş hareketler şeklindedir. ,aralama kadar çizim yaptıkları araçla da ilgilenirler. Duyusal-motor evrede oldukları için boya ya da kalemin kokusu, dokusu ve fiziksel özelliklerini incelerler.
Kontrollü Karalama Evresi. Çocuklar karalama yapmaya başladıktan ortalama olarak 6 ay sonra kontrollü karalama evresine geçerler. İki yaşında çocuklar, davranışları ile kâğıtta oluşturdukları karalamalar arasında bağ kurmaya başlarlar.
İsimlendirilmiş Karalama Evresi. Eglinton (2003) Lowenfeld ve Brittain’in evrelerinden farklı olarak karalama evresini üç alt evreye ayırmıştır. Üçüncü alt evre “İsimlendirilmiş karalama evresidir. Çocuklar kontrollü karalamaya başladıktan kısa bir süre sonra ise karalamalarını isimlendirmeye başlarlar.
Basit Şekiller (Formlar) Evresi (3-4 Yaş)
Bu evrede çocukların el göz koordinasyonunun gelişmeye başlaması ile şekiller çizebilir ve bu şekilleri sayfada istedikleri yere çizebilirler. Yaptıkları bazı şekilleri tekrar ederler ve bazen benzer şekillerle bütün sayfayı doldururlar.
Blok Oyununda Görülen Gelişimsel Basamaklar ve Değerlendirilmesi
Bloklarla oynamak çocuklara sınırlandırma, ölçme, sıralama, sayma, bire bir eşleştirme, bölme fırsatı tanımakla birlikte derinlik, genişlik, uzunluk, simetri, zemin-şekil ilişkisi, parça-bütün ilişkisi, kavram gelişimi, şekil ve alan algılarının da gelişmesi için ortam oluşturmaktadır. Bu nedenle bloklarla oyunun bilişsel gelişimi ve özellikle de matematik yeteneğinin gelişimini desteklediği düşünülmektedir.
Kil ve Oyun Hamuru ile Oyunda Görülen Gelişimsel Basamaklar ve Değerlendirilmesi
Kil ve oyun hamuru ile oynamak çocukların el ve parmak kaslarını güçlendirerek küçük kas gelişimlerini destekler. Çocukların yazmaya hazır olmaları için kil ve oyun hamuru ile oynamaya teşvik edilmeleri gerekir. Ayrıca, kil ve oyun hamuru ile oyun çocukların sembolik temsil ve yaratıcılık gelişimlerini de destekler. Öğretmen kil ve oyun hamuru ile oyunu değerlendirerek çocukların küçük kas gelişimi, sembolik temsil ve yaratıcılıklarını değerlendirebilir.
Yapboz Oyununun Değerlendirilmesi
Yapbozların zorlukları, kaç parça olduklarına ve üzerindeki resimlere göre değişir. Yapbozların parçası arttıkça zorluk dereceleri de artacaktır. Aynı zamanda, yapbozun üzerinde yer alan resmin çocuğa parçaları nereye yerleştirmesi gerektiğini gösterecek ne kadar ipucu verdiğine göre değişir. Küçük çocuklar için olan basit yapbozlarda tek bir nesnenin resmi vardır ve az parçalardan oluşurlar. Çocukların yaşları büyüdükçe yapbozların parçası artar ve üzerlerindeki resim daha karmaşıklaşır.
Oyun Gözlem Formu (Betimsel/Anlatısal Gözlem)
Bu bölümde, oyun gelişimi ile ilgili tüm bilgileri kullanmayı gerektiren anlatısal bir gözlem formu yer almaktadır. Oyun gözlemi için farklı formlar geliştirilebilir ve kullanılabilir. Öğretmen gözlemek istediği özelliğe göre oyun gözlem formunda değişiklikler yapabilir. Öğretmenlerin ilk gözlem yapmaya başladıklarında anlatısal gözlem yapmaları önerilir, çünkü işaretleme listesini kullanabilmek için bir davranışın hangi kategoriye girdiğine hızlıca karar vermek gerekmektedir. Bunu doğru bir şekilde yapabilmek ilk başlarda mümkün olmayabilir. Bu nedenle ilk başlarda tüm davranışları objektif olarak yazmayı gerektiren anlatısal teknikler kullanılarak gözlem bittikten sonra bu davranışların hangi kategoriye girdiğine karar vermek yani kuramlara göre yorumlamak daha uygun olacaktır.
Öğretmen bir çocuğu gözlemlediği günün çocuğun tipik bir gününü yansıtmasına dikkat etmelidir. Eğer o gün çocuk normalde gösterdiği davranışlarından farklı davranışlar sergiliyorsa oyun gözlemini başka günde yapmalıdır. Bu çocuğun gerçek davranışlarını yansıtan örneklem seçmemize yardımcı olarak çocuk hakkında doğru karar vermemize yardımcı olur.
Evde Oyuna Ayrılan Zamanın Belirlenmesi
Çocukların okul ortamında oyun oynaması kadar evde de zamanlarını bilgisayar ya da telefonda oyun oynayarak ya da televizyon izleyerek geçirmek yerine gerçek dünyada oyun oynayarak geçirmeleri çocukların sağlıklı gelişimleri açısından önemlidir. Günümüzde çocukların evde vakitlerinin çoğunu teknolojik aletler önünde oturarak geçirmesi çocuklarda obezitenin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle aileler çocuklara oyun ortamları oluşturmaları konusunda bilgilendirilmelidir.