ÇOKLU ENGELLİLERİN BAKIM VE REHABİLİTASYONU - Ünite 8: Çoklu Engellilerin Rehabilitasyonunda Müziğin Yeri ve Farklı Kullanım Olanakları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Çoklu Engellilerin Rehabilitasyonunda Müziğin Yeri ve Farklı Kullanım Olanakları

Giriş

Çoklu yetersizliği olan bir bireyin gelişimsel ve eğitsel ihtiyaçları düşünüldüğünde öncelik açısından ilk sıra verilmese müzik, çoklu yetersizliği olan bireylerin gerek eğitimlerini destekleyen bir destek hizmet, gerekse psikolojik, duygusal ve sosyal alanlarda doğrudan onlara rehabilitasyon imkânı sağlayan bir terapi yaklaşımı olarak kullanılabilir.

Çoklu Engelliler ve Müzik

Çoklu yetersizlik, iki veya daha çok yetersizliğin birlikte görüldüğü bir yetersizlik durumudur. Çoklu yetersizliği olan bireylerin fiziksel ve zihinsel güçlüklerinin yanı sıra işitsel ve görsel yetersizlikleri de olabilir. Sayılan bu güçlüklerin farklı şekillerde ve değişen oranlarda birleşimi sebebiyle bu durumu deneyimleyen bireyin kendine has niteliklere ve özelliklere sahip olduğu gözlemlenir. Çoklu yetersizliği olan bireylerin farklı gelişim alanlarında yaşadıkları problemler ve gerilikler dolayısıyla yoğun bir destek hizmet alması gerektiği bilinmektedir.

Müzik, ses ve ritmin farklı hız, dinamik ve formlarda organize olarak duygu ve düşünceleri ifade etmek için kullanılmasıdır. Müzik; ses, yapı, zaman ve dinamikler gibi alt bileşenleri sayesinde insan beyninin pek çok bölümünü aynı anda aktive etme gücüne sahiptir.

Yetersizliği olan bireylerle müziğin kullanımında yalnızca “müzikal gelişimi” sağlamak değil özel gereksinimli bireyin tüm diğer gelişim alanlarını (bilişsel, sosyal, duygusal, psikomotor, duyuşsal vb.) müzik yoluyla desteklemek amaçlanmalıdır. Çoklu yetersizliği olan bireylerin eğitiminde müzik, özel eğitimde kullanılan öğretim yaklaşımları ile iş birliği içinde bir “alternatif öğretim yaklaşımı” olarak kullanılabileceği gibi bir “geçiş, boş zaman, oyun etkinliği” olarak da planlanabilir, özel eğitim sürecinde müzikten bir “motivasyon kaynağı”, “bir öğretim aracı”, öğretim sürecinde ihtiyaç anında “bir ipucu”, “bir pekiştireç” ve “bir ödül” olarak da yararlanılabilir. Müzik, çoklu yetersizliği olan bireylerle eğitim amaçlı kullanımının yanı sıra bu bireylerin rehabilitasyonunda terapötik amaçla da fayda sağlayabilir.

Çoklu Engellilerle Müziğin Kullanımı

Müziğin eğitsel ve terapötik kullanımındaki farklar uygulayıcının “müzik öğretmeni” mi, “müzik terapisti” mi; katılımcının gerçekleşen sürece “özel gereksinimli öğrenci” olarak mı, yoksa yaşadığı biyolojik ve psikolojik sorunlar sebebiyle “hasta” olarak mı başvurduğu, müziğin ve müzik etkinliklerinin kullanım amacının ve kullanılan yaklaşımların “eğitim” alanına mı, “terapi” alanına mı yakın durduğu gibi, kullanılan yöntemlerin “eğitsel yöntemler” mi, “terapötik temelli uygulamalar” mı olduğu noktalarında ortaya çıkar.

Müzik ile eğitim ilişkisi (a) müzik yolu/aracılığıyla eğitim, (b) müziğe doğru eğitim, (c) müzik içinde eğitim ve (d) müzik ile eğitim şeklinde 4 temel düzlemde incelenebilir. Müzik yolu/aracılığıyla eğitim”de, çocukların genel ve kapsamlı eğitiminin müziğin yardımı ile gerçekleştirilmesi söz konusudur. Müzik -çoklu yetersizliği olan- bireylerle kullanıldığında müzikal bilgi ve becerilerden öte diğer alanlardaki eğitsel hedeflere ulaşma ve hedef davranışları kazanma sürecini desteklemek için kullanılır.

Müzik terapi, müziğin ve müzik uygulamalarının kişiye özel bireyselleştirilmiş hedefleri başarmak amacıyla onaylı bir müzik terapi programını tamamlamış yetkili uzmanlar/müzik terapistler tarafından bireyle terapötik bir ilişki içerisinde yürütülen kanıt temelli klinik kullanımıdır. Müziğin eğitsel amaçlı kullanımından farklı olarak müzik terapide odak daha çok bireyin fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal ihtiyaçlarına işaret eden ve müziğin kendisi kadar müzik yoluyla terapist ve hasta arasında kurulan terapötik ilişki sürecinin de önemli olduğu ifade edilebilir.

Çoklu yetersizliği olan bireylerle müzik etkinlikleri planlanırken bireysel farklılıkları, ihtiyaçları ve bireysel ilgi ve istekleri kesinlikle göz önüne alınarak birey odaklı bir müzik programı hazırlanması oldukça önemlidir. Bireysel ihtiyaçların giderilmesi yönünde bireysel ilgi ve isteklerin dikkate alınması iletişim, etkileşim ve eğitim sürecini olumlu yönde etkileyecektir.

Müziğin Çoklu Yetersizliği Olan Bireylerin Reabilitasyonunda Kullanımındaki Genel Amaçları Açıklayabilme

Çoklu yetersizliği olan bireylerin rehabilitasyonunda müziğin kullanımına ilişkin genel amaçlar:

  • Bireyin temel ihtiyaçlarını karşılamak,
  • Bireyde kendilik duygusunu geliştirmek,
  • Kişiler arası ilişki kurmak veya varolan ilişkileri yeniden yapılandırmak,
  • Belirli becerilerin geliştirilmesi,
  • Patolojik bir davranışın giderilmesi,
  • Müziğin güzelliğine karşı farkındalık ve hassasiyet geliştirmek,

şeklinde ifade edilebilir.

Müziğin Çoklu Yetersizliği Olan Bireylerin Rehabilitasyonunda Kullanımına İlişkin Farklı Yaklaşımlar

Belirlenen amaçlara ulaşırken müzik terapisti uygulamada bir grup yaklaşım benimseyebilir. Bu, terapistin müziği klinik olarak kullanırken seçtiği tutum ve teorik yaklaşımını ifade eder. Bu tercih, aynı zamanda terapistin müziğe yönelik inançlarını, rolünü ve yetersizliği olan bireyle ilişkisini içeren bir süreçtir. Bu yönlenim, amaçların türü ve kullanılan metotlar kadar terapi deneyimine verilen anlamı da yansıtır. Bu yaklaşımlardan davranışçı yaklaşım, eğitsel yaklaşım, tedavisel yaklaşım ve reseptif yaklaşım bu ünitede ele alınmıştır.

Davranışçı yaklaşımda müzik, çoklu yetersizliği olan bireyin hedeflenen olumlu davranışlarında artış sağlama ve pekiştirme, olumsuz davranışlarında azalma ve değişim sağlamak amacıyla kullanılır. Bu yaklaşımda yetersizliği olan bireyle terapist arasındaki ilişki dinamiklerine daha az önem verilirken müzik daha çok bireyin tanımlanan davranışlara ulaşması amacıyla davranışta gerçekleşen değişime odaklanır. Buna örnek olarak sağ ve sol eli koordineli ve sıra ile kullanma becerileri için kayıttan dinlenen müzik içerisindeki bölümlerle uyum içerisinde davul üzerinde elleri sıra ile kullanarak şarkıya ritm tutma etkinliği verilebilir.

Eğitsel yaklaşım terapötik amaçtan daha çok eğitsel ve gelişimsel hedeflere odaklanır. Eğitsel yaklaşım kendi içinde iki farklı yaklaşımı barındırır; eğitsel yaklaşım ve gelişimsel yaklaşım. Eğitsel yaklaşım müziğin, müzikal olmayan bilgi ve becerilerin kazanılması amacıyla özel eğitim düzenlemesi içerisinde kullanılmasıdır. Bu noktada müzik, çoklu yetersizliği olan bireyin BEP’i ile uyumlu bir içerikle kullanılır ve eğitimsel hedeflere odaklanır. İkincisi gelişimsel yaklaşımdır. Bu yaklaşım daha geniş bir alanı kapsamaktadır ve yetersizliği olan bireyin BEP’i kapsamındaki eğitsel hedeflerle sınırlı kalmayıp tüm alanlarda bütüncül olarak gelişimini hedeflemektedir.

Tedavisel (İyileştirici) yaklaşımda müzikal deneyimler ve onlar yoluyla geliştirilen ilişkiler; aklı, bedeni ve ruhu iyileştirmek, bireyi kendi kendini iyileştirme sürecine teşvik etmek ya da iyi olma durumunu korumak ve geliştirmek amacıyla kullanılır. Bu süreçte, hastasını saygı ve hürmetle kabul etmesi, onunla müzik aracılığıyla geliştirilen çeşitli ilişkiler yoluyla çalışması, bireyin içsel kaynaklarını aktive edecek müziği yaratması ve kendi müzikal hayatını geliştirmesi terapistin görevleri arasında sayılır.

Reseptif (alıcı) müzik terapi yaklaşımı özellikle yetersizliklerin sayı ve seviye olarak oldukça ağır düzeyde yaşandığı durumlarda alıcı müzik terapi en kullanıma uygun olan yaklaşımdır. Aktif katılımın şart olmadığı ya da eser miktarda katılımın takdir gördüğü bu yaklaşımda, hastanın canlı ya da kayıttan bir müziği dinlemesi ve bu deneyime suskunlukla, sözlü şekilde veya diğer ifade biçimlerini kullanarak tepki vermesi amaçlanmaktadır. Dinleme deneyimi genellikle müziğin fiziksel, duygusal, zihinsel, estetik veya manevi yönlerine odaklanır ve hasta’nın tepkileri deneyimin terpötik amacına göre düzenlenir. Reseptif müzik terapi yaklaşımında teröpatik amaçlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Alıcılığı (farkındalığı) desteklemek,
  • Belirli bedensel tepkiler uyandırmak,
  • Bireyi uyarmak ya da sakinleştirmek,
  • İşitsel/motor beceriler geliştirmek,
  • Duyumsal durumlar ve deneyimler sağlamak,
  • Diğerlerinin fikir ve düşüncelerini keşfetmek,
  • Hafızayı, hatırlamayı ve geriye dönüşleri kolaylaştırmak,
  • Hayaller ve imgelemler uyandırmak,
  • Bireyi bir topluluğa ya da sosyo-kültürel bir gruba bağlamak,
  • Yoğun ve ruhani deneyimleri tetiklemek.

Müzik sadece eğlence değil çoklu yetersizliği olan bireyin temel ihtiyaçlarını keşfetmek ve bu ihtiyaçlara hitap etmek için kullanılan bir araç olarak görülmelidir. Her bir bireyin çoklu engelden etkilenme durumları ve bunlara bağlı gelişen yetersizlikleri farklı olması sebebiyle her bir birey için ayrı bir müzikal uygulama planlanması söz konusu olmalıdır. Çoklu yetersizliği olan bireylerle müziğin rehabilitasyon sürecinde kullanımı iki temel grupta uygulanır. Kullanılan yöntemler aktif ve reseptif (alıcı) yöntemler olarak ikiye ayrılır.

Müziğin terapötik kullanımında aktif yöntem tercih edildiğinde yeterlilikleri doğrultusunda bireyin şarkı söyleme, çalgı çalma, müzik yaratma, doğaçlama gibi etkinliklerin birine ya da birden çoğuna yalnız kendi veya grup üyeleri ile birlikte aktif olarak katılması söz konusudur.

Çalgı çalma etkinliği, çoklu yetersizliği olan bireyin bir çalgıyı çeşitli sesler çıkarabilmek amacıyla kullanmasını ifade eder. Kullanılan çalgıların daha çok elle kolayca tutulabilen, kavranabilen, çalınabilen davul, marakas, zil ve ksilafon gibi çalgılar olmasına dikkat edilmelidir. Çalgılar genellikle yetersizliği olan bireyin yeterliklerine ve ilgisine göre seçilmeli ve çalgılar bireyin kolaylıkla uzanabileceği ve tutabileceği şekilde konumlandırılmalıdır. Çalgılarda yetersizliği olan bireyin kullanımını kolaylaştırmak amacıyla kimi değişiklikler ve düzenlemeler yapılabilir. Çalgı çalma yoluyla gerçekleştirilen müzikal çalışmaların müzikal olmayan - diğer- gelişim alanlarına etkisinin motivasyon ve pekiştirme temelinde başlayıp el-göz koordinasyonunun sağlanması, sallama, vurma, kavrama gibi motor becerilerin geliştirilmesi, yönerge takibi, duyu-motor becerilerin geliştirilmesi, uyumsal becerilerin öğrenilmesi, gerçekliğe bağlı kalma, farklı rolleri yönetme, diğer kişilerin duygularını anlama ve ortak bir amaç doğrultusunda birlikte çalışma gibi hedeflere ulaşabileceğini söylemek mümkündür.

Vokal etkinlikler, temelde çoklu yetersizliği olan bireyin ağızdan herhangi bir ses üretmesi amacı ile yapılan etkinlikleri ifade eder. Vokal sesler bir seferlik ya da uzayan, tonal ya da a tonal, sözel ya da sözsüz olabilir. Vokal etkinlikler de vokal tepki uyandırma, vokal becerileri geliştirme ve müzikle ilişkili becerileri geliştirme olarak üç bölümde incelenebilir. Bu çalışmalarda bireyin kendini vokal olarak ifade etmesini desteklemek ve geliştirmek esas alınmalıdır. Bunun devamında müzikal olmayan -diğer- gelişim alanlarını destekleme süreci yine motivasyon ve pekiştirme düzeyinde başlayarak sıra alma, dinleme, göz kontağı kurma, kavram ve becerileri müzikal yolla öğrenme gibi hedeflere ulaşmaya kadar uzanabilir.

Hareket etkinlikleri çoklu yetersizliği olan bireyin var olan koşullarda fiziksel olarak iyi olma durumu ve gelişmesini destekleyen etkinliklerdir. Aktif yöntemde hareket etkinlikleri bireyin bağımsız olarak bedenini ve beden parçalarını müzikal bir çerçevede hareket ettirdiği etkinlikler olarak görülmelidir. Aktif hareket etkinliklerinde temel amaçlar hareketin devamlılığı, kaba ve ince motor becerilerin geliştirilmesi ve bireye kendisini tanımakta yardımcı olmak amacıyla çevresi ile fiziksel etkileşim kurma konusunda eğitme, beden parçalarını tanıma, tanımlama, kas ve hareket kontrolünü artırma, hareket çeşitliliğini korumak ve hareketlerini bütünleştirmektir.

Çoklu yetersizliği olan bireyler ile gerçekleştirilen diğer önemli yöntemler reseptif -diğer adıyla alıcıyöntemlerdir. Duyma ve dinleme gibi işitsel süreçleri temel alan reseptif yöntemler genellikle bireyin direnç gösteremediği ve algılamıyor gibi gözükmesine rağmen içine işleyici bir güç ile müziğin bilinçaltı düzeyi etkilediği bir süreci ifade eder. Aktif katılımın şart olmadığı ya da eser miktarda katılımın takdir gördüğü reseptif yöntemlerde, hastanın canlı ya da kayıttan bir müziği dinlemesi ve bu deneyime suskunlukla, sözlü şekilde veya diğer ifade biçimlerini kullanarak tepki vermesi amaçlanmaktadır. Çoklu yetersizliği olan bireyin rehabilitasyonunda reseptif yöntemler müziği ve müzik dinlemeyi bireyde motivasyon yaratmak ve motivasyonu korumak, bireyi bir etkinlikte tetikleyici olarak uyarmak, bireye yapılan etkinlikte ipucu sağlamak, bireyi doğru yönde gerçekleştirdiği eylemler sonucunda pekiştirmek, kimi etkinliklerin sonunda ödül olarak kullanmak, bireyi bilinçdışı düzeylere ulaştırmak, bireyin gerçekle bağlantı kurmasını sağlamak, bireyde bedensel farkındalık ve uyarılmalar yaratmak, bireyde imgelem süreci yaratmak, kavram ve beceri öğretiminde araç olarak kullanmak, bireyin ağrı yönetimi, gevşeme, hatırlama, iletişim, algılama, yordama ve benzeri süreçlerinde destekleme gibi amaçlarla kullanabilir. Reseptif yöntemlerin kullanıldığı etkinlikler arasında arasında duyusal uyarım, hareket ve olumlayıcı dinleme sayılabilir.

Duyusal uyarım, müziğin, yetersizliği olan bireyde bir uyarılma, heyecanlandırma ve harekete geçme dürtüsü yaratmak amacıyla kullanılmasını ifade eder. Tüm çalışmaların odak noktası bireyin kendisine yönelik farkındalığını besleyecek ve eyleme geçmesine sebep olacak herhangi bir tepki yaratmaktır.

Olumlayıcı dinleme, kayıtlı ya da canlı müziğin müzikal olmayan bir davranışın kazandırılmasında pekiştireç ya da ödül olarak kullanılması olarak ifade edilir.

Reseptif yöntemde hareket etkinlikleri, terapistin/öğretmenin müzikal bir çerçevede yetersizliği olan bireyin bedenini ve beden parçalarını amaçlı şekilde yönlendirmesi yoluyla fiziksel iyi olma durumunu koruma ve gelişim sağlamaya çalışmasını ifade eder. Bu çalışmalar beden parçalarını kendi kendine hareket ettirmeyen/ettiremeyen ya da amaçlı ve kontrollü şekilde bedenlerini kullanamayan bireyler için özel olarak planlanır.

Çoklu Engellilerin Rehabilitasyonunda Müziğin Kullanımına İlişkin Uygulama Örnekleri

Çoklu yetersizliği olan bireylerin kimisinde çeşitli kendini uyarma ve kendine zarar verme davranışları görülebilir. Kimi araştırma sonuçları stereotipik, kendini uyarıcı ve kendine zarar veren davranışların, müzikal etkinliklere katılma yoluyla azaltılabileceğini ve daha sonra davranışın müzikal yapının kullanılması yoluyla genişletilerek amaçlı bir eyleme dünüştürülebileceğini rapor etmektedir. Bu noktada yetersizliği olan birey müzikteki değişikliklere tepki verebilmek için kendini uyaran ya da kendine zarar veren davranışını kesintiye uğratmak ya da yönetmek durumunda kalmaktadır. Örneğin elini sürekli ağzına götüren bir birey sıra alma ile davul çalma etkinliğinde sıra kendisine geldiğinde elini ağzından çıkararak davula vurmak durumunda olduğundan kendini uyaran bu davranışını kesintiye uğratır. Çalma sırası arttıkça ya da çalınan motif uzadıkça elinin ağza gitme süresi kısalır ya da etkinlik boyunca tamamen ortadan kalkar.

Müzikal deneyimler çoklu yetersizliği olan bireylerin kardeşleriyle veya aile bireyleriyle etkileşimini kolaylaştırmak amacıyla da kullanılabilir. Çeşitli ritmik oyunların birlikte oynanması, birlikte bir şarkı söyleme ya da şarkıya çalgı ile eşlik etme gibi etkinlikler ve farklı ses üreten oyuncaklar ile etkileşim başlatma ve dinleme çalışmaları yapılarak göz teması ve dikkati odaklama gibi hedefler gerçekleştirilebilir. Davranışçı yaklaşım ile yapılan bireysel terapi seanslarında müzik ve müzikal etkinlikler göz teması kurma ve işe odaklanma gibi istenilen sosyal davranışların pekiştirilmesinde kullanılır. Grup seanslarında ise şarkı söyleme, müzik ile hareket etme, diğer grup üyeleri ile çalgı çalma gibi yapılandırılmış müzik etkinlikleri ile çoklu yetersizliği olan bireylerin gruba katılım göstermesi ve başkalarıyla iş birliği içinde çalışması, etkinlikler sırasında sırasını beklemesi ve paylaşmayı öğrenmesi amaçlarına ulaşmaya yardımcı olabilir. Müzikal etkinlikler ile çoklu yetersizliği olan bireylerin normal gelişim gösteren akranlarıyla etkileşimi için de ortam sağlanabilir; akran öğretimi yoluyla birbirlerine yardım ettikleri etkileşim fırsatları yaratılabilir.

Çoklu yetersizliği olan bireyler normal hayatlarında sıklıkla kendini ifade etme fırsatı bulamamaktadırlar. Bu sebeple müzikal deneyimlerin içerisinde yara- 207 Çoklu Engellilerde Bakım ve Rehabilitasyon tılan kendini ifade etmek fırsatları onlar için çok önemlidir. Bireyler seçim yapmayı ve tercihlerini ifade etmeyi öğrendiklerinde, daha bağımsız bir yaşam için ihtiyaçları olan işlevsel becerileri geliştirebilirler. Seçim yapma ve tercih belirtme süreçleri müzikal etkinlikler içerisinde çalacağı çalgıyı veya dinlemek istedikleri müzik türünü seçmek; bir şarkıya uygun gelecek bir söz veya kelime belirlemek ya da hangi formda hangi sıra ile çalacağına karar vermek şeklinde gerçekleşebilir. Dil ve konuşma gelişiminde gerilikler olduğu için kendini sözlü olarak ifade etme becerileri olmayan çoklu yetersizlik durumlarında dahi müzik kendini ifade etmek için sözsüz ifade yollarını kullanma fırsatı sağlar. Örneğin konuşması olmayan bir bireyin konuşma tahtası kullanarak şarkı yazma etkinliğine katılması ve eksik olan söz ve kelimeleri tahtasına yazmak yoluyla etkinlikte varlık göstermesi mümkün olabilir.

Çoklu yetersizliği olan bireylerle “motor işlevleri artırmada” müziğin terapötik kullanımına ilişkin olarak fon olarak kullanılan uygun bir müzik seçimi ile kas tonusu azaltılabilir ve bireyin çeşitli hareketlere tepki vermesi kolaylaştırılabilir. Müzik-hareket deneyimlerine katılmak konusunda bu bireylere destek verilerek normal hareket örüntülerine rehberlik etmek yoluyla beden duruş farkındalığı ve beden bölümlerine ilişkin farkındalık artırılabilir.

Çoklu yetersizliği olan bireylerle “akademik becerileri ve işlevsel yaşam becerilerini geliştirmede” şarkı söyleme ve müzikal oyunlar içerisinde sunulan sözel yönergeleri takip etme ve eyleme geçirme, tek basamaklı ve iki basamaklı hareketleri taklit etme gibi çalışmalar sayesinde akademik becerilere ön koşul oluşturan yönerge alma ve taklit becerileri konularında gelişebilirler. Yine bu bireyler sözlü şarkılar, müziğe hareket ile tepki verme ve çalgı çalma gibi etkinlikler ile renkler, sayılar, şekiller ve yer-yönkonum kavramlarını öğrenebilirler. Müzikal deneyimler, çoklu yetersizliği olan bireylere ayrıca, seçim yapma, eşleme, gruplama gibi temel akademik becerileri kazandırmak amacıyla yapılandırılabilir. Kavramlara ek olarak, diş fırçalama ya da el yıkama gibi öz bakım becerileri ile ayakkabı giyme, ekmeğe yağ sürme gibi bağımsız yaşam becerileri de müzikal olarak yapılandırılıp öğretilebilir.