DAMGA VERGİSİ VE HARÇLAR BİLGİSİ - Ünite 7: Yargılama Harçlarında Yükümlülük Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Yargılama Harçlarında Yükümlülük

Harçlarda Yükümlülük

Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 1. maddesinde bu Kanun hükümlerinin genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanacağına yer verilmiştir. VUK 3. maddesinde ise “Vergi Kanunu” tabirinin VUK hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade edeceğine yer verilmiştir. Harç yükümlülüğü esasları bakımından vergi yükümlülüğü ile aynı yasal düzenlemelere tabidir. VUK 8. madde gereğince mükellef (yükümlü), vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden (yüklenen) gerçek veya tüzel kişidir. O hâlde yargı harçları bakımından harç yükümlüsünü ararken önce Harçlar Kanunu’na bakılacak sonra özel bir yasa düzenlemesinin bulunup bulunmadığına bakılması gerekecektir.

Anayasal dayanak bakımından 73. madde incelendiğinde vergi resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ancak kanunla konulabilecek, kaldırılabilecek veya değiştirilebilecektir, o hâlde, harcın kimin tarafından ödeneceği kanunlar ile belirlenecektir. Kişilerin kendi aralarında yapacakları sözleşmeler ile harç ödeme yükümlülüklerini belirlemeleri mümkündür. Ancak kanunla açıkça kabul edilen hâller hariç olmak üzere, mükellefiyete veya sorumluluğuna ilişkin kişiler arasında akdedilecek özel sözleşmeler ile mükellefin değiştirilmesi alacaklı idareyi bağlamayacaktır.

Harçlar Kanunu’nu incelediğimizde özü itibarıyla 9 ayrı harcın tek kanun altında toplanmış olduğunu görmekteyiz. Genel bir mükellefiyetten ziyade her bir harç türü için mükellef tanımı ayrı yapılmıştır.

Mükellefiyeti etkilenen hukuk bakımından;

  • Harca tabi işlemleri sadece hizmeti talep edenlerin hukukunu etkileyenler ve
  • Harca tabi işlemi talep edenlerin dışındaki kişilerin de hukukunu etkileyenler olarak ikiye ayırabiliriz.

Sadece harca tabi işlemi talep eden kişilerin hukukunu etkileyen işlerle ilgili harçlar:

  • Noter harçları
  • Konsolosluk harçları
  • Pasaport, Vize, İkamet Tezkeresi ve Dışişleri Bakanlığı Tasdik Harçları ve Yabancılara Verilecek Çalışma İzin Belgesi Harçları
  • İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları ile Trafik Harçlarıdır. Bu harçların mükellefi harca tabi işlemi talep edenlerdir.

Harca tabi işlemi talep edenlerin dışındaki kişilerin de hukukunu etkileyen işler ile ilgili harçlar ise:

  • Yargı Harçları
  • Vergi Yargısı Harçları
  • Tapu ve Kadastro Harçları ile
  • Gemi ve Liman Harçlarıdır.

Harca tabi işlemi talep edenlerin dışındaki kişilerin de hukukunu etkileyen işler ile ilgili harçlar ise:

  • Yargı Harçları
  • Vergi Yargısı Harçları
  • Tapu ve Kadastro Harçları ile
  • Gemi ve Liman Harçlarıdır.

Bu harçlara tabi bir hakkın başkasına geçmesi için gerekli olan kamu hizmeti tarafların rızası ile gerçekleşmektedir. Öyle ki, bu harçlara tabi hizmetin verilebilmesi her iki tarafın rıza ve istemine bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetinin devri, taşınmaz üzerinde tesis edilecek haklar için işleme taraf olan kişilerin birlikte hareket etmesi gerekmektedir.

Bazı harca tabi işlemler ise rızası olmaksızın başkasının hukukunu etkileyecek niteliktedir. Diğer bir ifade ile bu harçlara tabi hizmetlerin amacı başkasının hukukunu zorla etkileme amacına yöneliktir. Bunlar ise

  • Yargı harçları ile
  • Vergi yargısı harçlarıdır.

Yargılama Harçlarında Yükümlülük

Yargı Harçlarında Yükümlülük

Genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca mevzu olan işlemin yapılmasını isteyen kişiler ödemekle yükümlü tutulmuştur. Yargı harçları,

  • Mahkeme harçları,
  • İcra ve iflas harçları ve
  • Ticaret sicili harçları

olmak üzere üç ana grup ile Diğer yargı Harçları altında bu yukarıdaki hizmet grupları için ortak harca tabi işlemler olarak düzenlenmiştir.

Tek taraflı, bir hukuku etkileyen ticaret sicili harçları ile çekişmesiz yargı işlerinde harcın yükümlüsü harca konu işlemi talep eden kişiler olacaktır. Çekişmeli davalarda mahkeme harçları ile icra harçlarında harca tabi hizmetin başlaması veya yürütülmesi için harç öncelikle işlemin yapılmasını isteyen tarafından ödenecektir. Hizmet sonunda verilecek hükmi veya icrai karar ile bakiye harçların ödenmesinden aleyhine hizmet talep edilen mükellef hâline gelecektir. Hükmi veya icrai kararlar başvuran tarafından daha önce ödenmiş olan harçların mükellefi aleyhine hizmet talep eden haline getirmezler.

Hizmet talep edenin daha önce ödediği harcın, aleyhine işlem talep edilen üzerine yüklenmesi haksız fiil sorumluluğunun bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir hakkı kendiliğinden tam ve süresiz olarak teslim etmesi gereken bir kişinin bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi haksız fiil teşkil etmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 49. maddesinde haksız fiil sorumluluğuna yer verilerek kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü tutulmuştur.

Yargı harçları bakımından karar verildiği anda yükümlü değişecek ve bu andan itibaren harca tabi hizmete ilişkin harcın ödenmemiş olan kısmı artık yeni yükümlüye geçecektir. Hizmeti talep eden harç ödeme yükümlülüğünden sonrası için kurtulacaktır. İşlem sonrasında verilecek karar ile harca tabi işlemi talep eden daha önce ödemiş olduğu harçları, hizmeti sunan devletten değil, aleyhine işlem talep edilen taraftan alacaktır.

Harcın ödeme mükellefiyeti bakımından kanun koyucu işlemi talep eden haklı olsa bile yükümlülüğünü kaldırmamış, sadece ödemiş olduğu harcı aleyhine işlem talep edilenden alma hakkı vermiştir. O hâlde harcın mükellefi hem işlemi talep eden hem de aleyhine haklı bir işlem tesis edilen olacaktır. Harca tabi işlem eğer harçtan muaf tutulmuş kişiler aleyhine tesis edilmiş ise o zaman işlemi talep eden daha önce ödemiş olduğu harcı devletten iade alabilecektir. Bunun en tipik örneğini aleyhine hüküm kurulması istenen karşı tarafın harçtan muaf olduğu vergi yargısı harçlarında görmekteyiz.

Harçlar Kanunu’nun vergi yargısı harçlarında mükellefi düzenleyen 53. maddesinde vergi yargısı harçlarının, harca mevzu olan işlemlerden dolayı vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’a başvuranlar tarafından ödeneceği düzenlenmiştir.

Harçlar bakımından Harçlar Kanunu genel, genel usul kurallarını içerse de usul kanunları özel kanun olarak dikkate alınacaktır. Yargılama harçları bakımından nihai mali yükümlülüğü ortaya koyabilmek bakımından usul düzenlemeleri olan;

  • Hukuk yargılamasının tabi olduğu kuralları ihtiva eden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu (HMK),
  • İdari yargı ve vergi yargısının tabi olduğu kuralları ihtiva eden İdari Yargılama Usulü Kanunu’nu (İYUK) ile
  • İcra ve iflas işlemlerinin tabi olduğu kuralları ihtiva eden İcra ve İflas Kanunu’nu (İİK) incelemek gerekmektedir.

Vergi Yargısı Harçlarında Yükümlülük

Vergi yargısı da İYUK hükümlerine tabi olmakla birlikte vergi davaları yargı harçları dışında tutulmuştur. İYUK kapsamında davacı olabilmek için menfaatin ihlal edilmesi gerekmektedir. Vergi uygulamaları ile menfaat ancak vergi mükellefinin hakkını ihlal edebilir. Vergi yargısı harçlarında mükellef, iptali istenen vergilendirme işlemi ile ilgili kanunda yer alan vergi mükellefi olacaktır. Vergi yargısında başvurma harcının mükellefi dava açan vergi mükellefidir.

Harçlar Kanunu’nun 56. maddesinde yer alan vergi mahkemelerince verilen nihai kararlar üzerinden alınan nispi ve maktu harçlar (Başvurma harcı hariç) bölge idare mahkemelerince veya Danıştay’ca mükellef lehine karar verilmesi hâlinde mükellefçe kazanılan miktar üzerinden, “kesin kararın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde geri verilir veya istek üzerine vergi borcu na mahsup edilir” hükmü ile harcın iadesini düzenlemiştir.

Diğer taraftan Harçlar Kanunu’nun 55. maddesinde ise nispi ve maktu harçların, ihbarname esasına göre, ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren 1 (bir) ay içinde ilgili vergi dairesine ödeneceğine yer verilmiştir. VUK 112/3. maddesinde vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27 nci maddesinin 8 numaralı bendi gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceğine yer verilmiştir. Harçlar Kanunu’nun 55. maddesinde yer alan ihbarname VUK 112. maddesinde belirtilen 2 no’lu ihbarnamedir. Bu ihbarnameler vergi mahkemesi kararı ile vergi mükellefi aleyhine tasdik edilen diğer bir ifade ile reddedilen dava değerinin mükellefe bildirildiği ihbarnamelerdir.

Ödenen Harçların Rücu Edilmesi

Rücu etmek demek daha önceden yüklenilen mali yükün başkasına aktarılarak bu yükten kurtulma anlamına gelmektedir. Rücu hakkı genel olarak TBK 49. maddesi çerçevesinde yükün nakledilerek yük nedeniyle oluşan maddi zararı gidermektir. Bir hakkı kendiliğinden teslim etmesi gereken kişinin bunu yapmaması kusurlu bir davranıştır.

Hak sahibinin bu hakkını zorla alabilmesi için devletin hizmetine ihtiyaç duyması bunun için masraf yüklenmesi hâlinde bu yükün kusurlu tarafa yüklenilmesi adaletin gereğidir. O hâlde kişi yapmış olduğu masrafı devletten iade alamıyor ise en azından yüklenmiş olduğu hizmet harç ve masraflarını bunların yapılmasına sebep olan kişiye rücu ederek alabilmelidir. Öte yandan haksızlık tespit edildiği andan itibaren de kişi harca tabi hizmetin devamı için harç yükümlülüğünden de kurtarılmalıdır.

Hukuk Davalarında Harçların Rücu Edilmesi ve Yükümlülük

HMK 323. maddesinde yargılama giderleri şu şekilde sayılmıştır:

  • Celse, karar ve ilam harçları
  • Dava nedeniyle yapılan tebliğ ve posta giderleri Dosya ve sair evrak giderleri
  • Geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekaletname düzenlenmesine ilişkin giderler
  • Keşif giderleri
  • Tanık ile bilirkişiye ödenen ücret ve giderler Resmî dairelerden alınan belgeler için ödenen harç, vergi, ücret ve sair giderler
  • Vekil ile takip edilmeyen davalarda tarafların hazır bulundukları günlere ait gündelik, seyahat ve konaklama giderlerine karşılık hakimin takdir edeceği miktar, vekili bulunduğu hâlde mahkemece bizzat dinlenmek, isticvap olunmak veya yemin etmek üzere çağrılan taraf için takdir edilecek gündelik, yol ve konaklama giderleri
  • Vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti
  • Yargılama sırasında yapılan diğer giderler

HMK’de sadece celse harcı ile karar ve ilam harcı yargılama giderleri arasında sayılmıştır.

HMK 326. maddesi gereğince kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilecektir, eğer davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracaktır. HMK 332. maddesi gereğince Yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedilecektir, tarafların bu konuda bir talepte bulunmalarına gerek yoktur. Yapılmış olan yargılama gideri niteliğindeki harç ödemesi, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilecektir. Yargılama işlemini sonlandıran feragat veya kabulde harçlardan sorumluluk kabul veya feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi değerlendirilecek ve feragat eden veya kabul eden üzerine yüklenecektir (HMK 312). Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama harçlarından mahkumiyet diğer bir ifade ile yükümlülük de ona göre belirlenecektir.

Diğer taraftan tarafların sulh olmaları hâlinde iki durum ortaya çıkabilir, taraflar sulh koşullarını hükme bağlatmak isteyebilirler veya sadece kendi aralarında anlaşarak mahkemenin bir karar vermesini istemeyebilirler. Eğer taraflar sulh sözleşmesini hükme bağlatmak isterler ise yapılan anlaşmada yer alan ve harcın kimin tarafından ödeneceğine dair anlaşma, HMK 26. madde gereğince hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olması ilkesi gereğince hakimi de bağlayacak ve yargılama giderine re’sen değil sözleşmeye göre karar verecektir. Eğer taraflar mahkemeden sulh koşulları konusunda bir karar vermesini istemezler ise HMK 315. maddesi gereğince o zaman mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek ve mahkemece bir değere hükmedilmediği için HMK 331. maddesi ve (1) sayılı tarife gereğince sadece maktu karar ve ilam harcını tarafların durumuna göre kimin ödeyeceğine hükmedilecektir.

İdari Davalarda Harçların Rücu Edilmesi ve Yükümlülük

İdari davalarda İYUK uygulanmakla birlikte İYUK kapsamında yargılama giderleri konusunda özel bir düzenleme yapılmamış bu konuda İYUK 31. maddesi ile yargılama giderleri konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağına yer verilmiştir. İdari davalar bakımından da yargı harçları hukuk mahkemelerinde görülen davalar gibi dikkate alınacaktır.

İcra Takiplerinde Harçların Rücu Edilmesi ve Yükümlülük

İcra işlemleri harçları başvuru, sonuçlandırma (yerine getirme ve tahsil) ve yönetim şeklinde üç konuda harca tabi tutulmuştur. Kural olarak icra işleminin yapılmasını isteyen kişiler icra harçlarını ödemekle yükümlüdürler.

İcra takipleri açısından rücu ilişkisine bakıldığında İİK 15. maddede özel hüküm bulunmaktadır. Buna göre Kanun’da hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya aittir. Harçların borçludan tahsil edilebilmesi için ayrıca bir hüküm ve takibine gerek yoktur. İcra harçları bakımından İİK’deki özel hüküm gereğince borçlu, harçların esas mükellefi olmaktadır. Buna karşın, işlemi talep eden alacaklı ise bu harçların ödenmesinden Harçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince sorumlu olacaktır. Alacaklının ödeme sorumluluğu, tahsilat ile birlikte sona ermektedir. İcra talebinin gerekçesi devletin gücü ile cebri tahsilattır, bu durumda tahsil yetkisi de icra dairesindedir.

İcra dairesi başvuru harcı ile peşin harcı işlemi isteyenden alacak ancak tahsil harcını cebren yaptığı tahsilattan doğrudan kendisi kesecektir. Diğer taraftan alacaklıdan alınan başvuru harcı ve peşin harç ise borçludan yapılan tahsilattan alacaklıya ödenecektir.

Diğer taraftan icraya itiraz edilmesi nedeniyle takip durması hâlinde veya açılacak itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davaları sonucunda işlemi isteyenin haksız çıkması durumunda harçlar ödeme yapan üzerinde kalacak ve mükellefi durumuna gelecektir.

Vazgeçilen alacaklar bakımından genel kural devreye girerek icra takibinden vazgeçen alacaklı tahsil harcının mükellefi hâline gelecektir.

İİK’da harçların ödenmesi bakımından sulh ile ilgili olarak özel bir düzenleme yoktur. Harçlar Kanunu’nun 23. maddesinde icra takibinden vazgeçmeyi her ne sebeple olursa olsun şeklinde geniş tuttuğundan, sulh nedeniyle vazgeçilen takiplerde de 23. madde kapsamındaki tahsil harcının mükellefi alacaklı olacaktır. Alacaklı borçlu ile yapmış olduğu sözleşme ile harçları borçluya yükletme olanağına sahipken, harç mükellefiyetinin devri konusunda tarafların aralarında yapacakları sözleşmeler VUK 8. madde gereğince icra dairesini bağlamayacaktır. Alacaklı icra takibi yaptıktan sonra borçlu ile haricen anlaşarak tahsilatları doğrudan kendisi de yapmaktadır. İcraya ödenmesi gereken paranın alacaklı tarafından doğrudan alınması icra dairesince yapılacak harcın tahsilini olanaksız hâle getirmektedir. Burada alacaklı haricen tahsilat yapmış olduğu için icra takibinden vazgeçmesine rağmen, icra dairesine doğrudan bir bildirim yapmak yerine, İİK 78. madde kapsamında haciz talebinde bulunmayarak haciz talebi kanuni süresinde yapmayarak veya yenilemeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasını sağlayabilmektedirler.

İflas ve Konkordato Harçların Rücu Edilmesi ve Yükümlülük

İflas; tacirin varlıklarının borçlarını karşılamaya yetmiyor olması, diğer bir ifade ile borca batık olması halidir. Konkordatoda da borçlu ödeme kabiliyetinin bir kısmını kaybetmektedir.

İflas ve konkordato harçları bakımından da kural, işlemin yapılmasını isteyen kişilerin bu harçları ödemekle yükümlü olmasıdır. Yine icra harçlarında olduğu gibi iflas harçlarında da İİK 15. maddesi gereğince harçlar da borçluya aittir. Mükellef İİK ile borçlu olarak belirlenmiş olmasına karşın bunun ödenmesinden yine alacaklı sorumlu olacaktır. Konunun değeri üzerinden alınacak harçlar bakımından ise iflasın açılması veya konkordato isteği ve masaya katılma harcı işlemin yapılmasını talep eden tarafından ödenecektir. Eğer bu işlemler sonucunda bir tahsilat yapılabilirse bu talepleri alacaklı yapmış ise borçludan yapılacak tahsilattan bu harçları ödeyenlere ödenecektir.

İcra ve iflas işlemlerinin daire dışında memur eliyle yerine getirildiği her bir işlem için alınan haciz, teslim ve satış harcı da borçludan alınmak üzere hizmeti talep eden tarafından ödenecektir.

Cezaevi Yapı Harcının Rücu Edilmesi ve Yükümlülük

Cezaevi yapı harcı, Harçlar Kanunu’nda düzenlenmediğinden harcın mükellefine dair bir düzenleme de yoktur. İİK’nın 15’nci maddesinde kanun’da aksi yazılı değilse bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğu belirtilmiş ve kanunlarla bu kuralın sınırlanabileceği kabul edilmiştir. Bu hüküm aynı konuda birbiri ile çelişen hükümler içeren iki kanun arasında genel-özel kanun değerlendirmesine gerek kalmadan ana kuralı düzenleyen kanun diğer kanunlara öncelik tanımaktadır. 2548 sayılı Kanun’ da İİK 15. maddede yer alan kurala ters bir düzenleme yer almakta olduğundan bu hüküm uygulanacaktır. İcra dairesi borçludan yapılacak tahsilatı hesaplarken cezaevi harcını hesaplamayacak, masraflar düştükten sonra alacaklıya yapılacak ödemeden cezaevi harcını kesecektir.

Yargılama Harçlarında İstisna ve Muafiyet

Harçlar Kanunu’nun 33. maddesinde iş mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanmış olan hak ve alacakların takibinde işçilerden hiç bir harç alınmadan gerekli işlem yapılacağı şeklinde bu alacaklar için istisna getirilmiş olmasına karşın Harçlar Kanunu’nun 123. maddesinde bu istisnaya, muafiyet ile tekrar sınır getirilmiş ve harçtan muafiyet gündelikleri veya aylık ücretleri 16 yaşını doldurmuş işçiler için belirlenen asgari ücreti geçmeyen işçiler ve çıraklar ile sınırlı tutulmuştur. Asgari ücretten 1 TL bile fazla ücret alan işçi ve çıraklar bu istisnanın otomatik olarak dışında kalacaktır. İş Kanunu’nun 39. maddesi gereğince asgari ücretin altında işçi çalıştırılması yasaktır. İstisnanın bu durumda 16 yaşından küçük işçilerin 16 yaşından büyükler için belirlenen asgari ücrete kadar ücreti olanlar ile sınırlı olduğunu söyleyebiliriz.

Harçlar Kanunu’nun 14. maddesi ile erler ve ihtiyaçları Devlet tarafından üstlenilen ve karşılanan onbaşı ve çavuşlar adliye işlemlerinden ötürü harçtan muaf tutulmuşlardır. Profesyonel nitelikte uzman onbaşı ve çavuşlar bakımından bu muafiyet uygulanmayacaktır. Bu muafiyet bu görevler devam ettiği sırada doğacak harçlar ile sınırlıdır.

Harçlar Kanunu’nun 123. maddesinde özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmaz, uygulaması ile diğer kanunlarla harçlar konusunda muafiyet ve istisna düzenlenebileceğine yer verilmiştir.