DIŞ TİCARETE GİRİŞ - Ünite 1: Dış Ticareti Yeniden Ele Almak Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Dış Ticareti Yeniden Ele Almak

Dış Ticarete İlişkin Genel Bilgi ve Tanımlar

Dış ticaret birbirinden uzak ülkelerdeki üretici ve tüketicileri ticari faaliyetler aracılığıyla bir araya getirmektedir. Ticari ilişkiler, ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık ve ekonomik dönüşüm/benzeşme yaratmakta ve küreselleşen dünya ekonomisinde rekabet artışına yol açmaktadır. Dış ticarette rekabet üstünlüğü olan ülkelerin milli gelir ve refahlarının da arttığı görülmektedir.

Dış Ticaretin Tanımı ve Kapsamı

İnsan ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip mal ve hizmetlerin ülkeler arasında alım satımını içeren işlemlere dış ticaret denilmektedir.

[İthalat + İhracat] şeklinde ifade edilebilen dış ticaret hacmi, ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)’larına veya başka makroekonomik göstergelere oranlanarak ticari dışa açıklık, ithalata bağımlılık vb. gibi temel kavramların hesaplanmasına olanak sağlamaktadır.

Dış ticarete konu olan mal ve hizmetlerin nitelikleri ve talep koşulları, ülkeler arası gelişmişlik farklılıklarının temel nedenleri arasında yer almaktadır.

Ülkeler arasındaki ticarette bir ülkenin kendisinin hiç üretemediği ve/veya yeterli düzeyde üretemediği mal ve hizmetler alınıp satılabilmektedir. Bunlar başka ülke(ler)den alınmazlarsa tüketilme imkânı olmayan/zor olan mal ve hizmetlerdir. Örneğin, Türkiye’de iklim koşulları nedeniyle üretimi yapılamayan tropikal meyveler veya yeterli düzeyde üretilemeyen petrol gibi. Ülkelerin üretebilme kapasitesine sahip oldukları, ancak değişik talep türlerini yeterli düzeyde karşılayacak kadar düşük maliyetle üretim yapamadıkları mal ve hizmetler de alım satıma konu olmaktadırlar. Günümüzde dünya ticaretinin büyük bir bölümü bu şekilde yapılmaktadır. Örneğin, Türkiye’nin düşük maliyetle ürettiği (tarım ve tekstil ürünleri gibi) malları yurtdışına satıp, pahalı üretebildiklerini (otomobil ve cep telefonu) yurtdışından satın almasıdır. Bu durumda kendi kendine yeterli olabilecek bir ülkenin yurtdışından mal ve hizmet alarak maddi kaynaklarını dış ülkelere göndermesi söz konusu olmaktadır. Ülkelerin bu şekilde dış ticaret yapmasının üç temel işlevinin olduğunu söylemek mümkündür. Bunlar;

  • Küresel piyasanın avantajlarından yararlanarak kıt ulusal kaynakları etkin kullanmak,
  • Aynı mal ve hizmetin değişik türlerinden daha fazla miktarda ve ucuza tüketme imkânı elde etmek,
  • Dış ticaret yoluyla sağlanan teknolojik gelişme sayesinde daha kaliteli ve ucuz ithal ikameci üretim yapabilmektir.

Yurtdışından satın alınan mal ve hizmetlerin ithalatının kısılarak ve/veya yasaklanarak yurt içinde üretilmesine ithal ikameci üretim denilmektedir.

Miktar cinsinden dış ticaret ise ithal ve ihraç edilen mal ve hizmetlerin miktar (kg., varil vb. gibi) bazında ifade edilmesidir.  Miktar cinsinden ölçüm, ihracatın ve ithalatın reel olarak artıp artmadığını göstermektedir. Değer ve miktar cinsinden dış ticaret bir arada ele alınarak dış ticarete ilişkin yorumlar yapılabilir. Örneğin; bir ülkenin ihraç ettiği mal miktarı değişmezken daha fazla döviz geliri elde edilmişse, bu durumda ihraç mallarının fiyatları artmış demektir. Tersi durumda ise ihraç mallarının fiyatları düşmüş demektir. Benzer yorumları ithalat, dış ticaret hacmi ve dış ticaret dengesi açısından da yapmak mümkündür.

Dış Ticaretin Önemi

Ekonomi biliminin temelinde, kıt ülke kaynaklarının en doğru şekilde tahsis edilmesi ve verimli bir şekilde kullanılması konusu yer almaktadır.

Rekabetçi piyasa koşullarına göre üretilen kaliteli ve ucuz mallar-hizmetler uluslararası piyasalarda alım satıma konu olurlar. Böylece her ülke karşılıklı olarak kaynaklarını en verimli oldukları alanlara yönlendirip kaynak tahsisinde etkinlik sağlayabilir. Dış ticaretin temel ilkelerinden biri, düşük fiyatlı ülkelerden ithalat yapmak, yüksek fiyatlı ülkelere ihracat yapmak ve böylece dış ticaretten kazanç sağlamaktır. Dış ticaret yoluyla elde edilen döviz gelirleri ülkelerin ihtiyacına yönelik yatırımlar yapılmasına ve ekonomik büyüme-gelişme hızının artırılmasına katkıda bulunmaktadır.

Dış ticaret bir ülkenin mikro ve makro ekonomik yapısı ile yakından ilişkilidir. Bu bağlamda dış ticaret birçok önemli ekonomik sonuca yol açabilen önemli bir nedendir ve dolayısıyla araçtır. Ayrıca dış ticaret önemli bir sonuçtur ve ekonomi politikası amaçlarından biridir. Küresel dünyada iç ve dış makro ekonomik dengeler birbirleriyle yakından ilişkilidir. Dış ticaretteki değişim ve gelişim sadece mikro ölçekte firmaları değil, sektörleri ve ulusal ekonomiyi derinden etkileyebilmektedir. Bir ülkenin dış ticaret yapısı ile ekonomik gelişmişlik düzeyi arasında karşılıklı bir ilişki bulunduğu için ulusal ekonomilerin dış ticaretten etkilenme şekilleri ülkelerin dış ticaret yapılarına bağlıdır. Gelişmekte olan ülkelerin ihracat olanakları gelişmiş ülkelere göre daha sınırlıdır ve ekonomik kalkınmalarını sürdürülebilir hâle getirmek için büyük miktarlarda yatırım ve ara malı ithal etmek durumundadırlar. Yeterli tasarruf ve döviz gelirine sahip olmayan gelişmekte olan ülkelerde giderek artan ve sürdürülemez hâle gelen dış ticaret açıkları, artan dış borçlar, azalan döviz rezervleri ve dış finansman kaynaklarının yetersizliği veya kesilmesi vb. gibi durumlar ciddi ekonomik sorunlara (ekonomik krizlere) yol açabilmektedir. Bu nedenle dış ticaret, hem ödemeler dengesi hem de üretim, yatırım, büyüme-kalkınma gibi ekonomik süreçler açısından önem arz etmektedir.

İç denge bir ekonomide işsizlik ve enflasyonun çok düşük düzeyde olmasını; dış denge ise ödemeler bilançosunda açık ve fazla olmamasını (dengede olmasını) ifade etmektedir.

Dış Ticaretin Bileşimi

Dış ticaretin bileşiminin incelenmesi hem ekonomik gelişme üzerindeki etkileri hem de dış ticaret hadlerindeki değişikliklerin nedenlerinin açıklanabilmesi açısından önem arz etmektedir.

İhracat (dışsatım) en genel anlamıyla, bir ülke sınırları içerisinde üretilmiş olan veya yurt dışındaki herhangi bir ülkeden satın alınmış mal veya hizmetin mevzuata uygun olarak belirli bir bedel karşılığında yurt içindeki serbest bölge sınırları içerisinde veya yurt dışında yerleşik olarak faaliyet gösteren gerçek ya da tüzel kişilere satılmasıdır. İthalat (dışalım) ise yabancı piyasa/ülkedeki mal ve hizmetlerin bir ülkedeki yerleşikler tarafından gerekli evraklar sunularak ve bedeli ödenerek satın alınmasıdır.

Mal ve Hizmet Bazında Dış Ticaretin Bileşimi: İnsan ihtiyaçlarını doğrudan ya da dolaylı olarak karşılama özelliğine sahip ve bu amaçla kullanılmaya hazır olan fiziksel varlıklara mal denilmektedir. Dış ticarete konu olan mallar, genellikle tüketim malları, hammadde ve ara mallar ile yatırım (sermaye) malları şeklinde ele alınmaktadır.

Tüketicinin ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan yiyecek, giyecek vb. gibi her türlü nihai mala tüketim malı denilmektedir. Doğadan elde edildikten sonra işleme tabi tutulmayan ve şekil değişikliğine uğratılmayan hammaddeler, işlemden geçirildikten sonra ara mala dönüşmekte ve nihai mal (son ürün) üretiminde kullanılmaktadır. Örneğin; buğday un-ekmek, ağaçkereste-mobilya vb. gibi. Yatırım (sermaye) malları ise insan ihtiyaçlarını karşılayan malların üretiminde kullanılan makine-teçhizat gibi üretken mallardır. Bir mal kullanım şekline göre yatırım ya da tüketim malı niteliğine sahip olabilir. Örneğin; un evde kullanıldığında tüketim malı, bisküvi fabrikasında kullanıldığında üretim malı konumundadır.

İnsan ihtiyaçlarını doğrudan ya da dolaylı olarak karşılama özelliğine sahip olmasına rağmen fiziki varlığı olmayan, üretim ve tüketimi aynı yerde ve birlikte gerçekleştirilen, elle tutulamayan ve saklanamayan nitelikteki faaliyetlere hizmet denilmektedir. Teknolojik gelişmeler sayesinde hem hizmetler dış ticarete konu olma açısından daha fonksiyonel hâle gelmiş hem de yeni bir takım hizmet alanları ortaya çıkmıştır.

Dış ticaret açısından hizmetler, teknoloji içeriklerine göre bilgiye dayalı olanlar ve geleneksel hizmetler şeklinde sınıflandırılabilmektedir. Bilgiye dayalı hizmetler kapsamında; muhasebecilik, program yazılımcılığı, reklamcılık ve dağıtım, danışmanlık ve teknik hizmetler vb. gibi hizmetler yer almaktadır. Geleneksel hizmetler ise ticaret, turizm, taşımacılık, sosyal hizmetler gibi daha basit yöntemler içeren geleneksel faaliyetlerdir.

Uluslararası hizmet ticaretinin dört Mod şeklinde gerçekleştirildiği görülmektedir. Bunlar;

  • Mod 1/Sınır Ötesi Ticaret: Hizmeti sunan ve hizmetten yararlanan kişilerin ülke sınırları dışına çıkmadan gerçekleştirdikleri hizmet alışverişidir. Burada ülkeler arasında hareket eden hizmetin kendisidir. Sınır ötesi ticaret kapsamında uzaktan online eğitim, yazılım satışı, e-Posta ve telefon gibi teknolojilerle verilen hukuki ve mali danışmanlık hizmeti, çağrı merkezi hizmetleri vb. gibi hizmetler bulunmaktadır.
  • Mod 2/Yurtdışında Tüketim: Hizmeti tüketenlerin hizmeti almak için başka bir ülkeye gitmesi veya kişilerin mülkiyetindeki bir unsurun başka bir ülkeye gönderilmesi durumudur. Bu kapsamda yabancı uyruklu öğrencilerin Türkiye’de üniversite eğitimi almaları veya Türkiye’deki bir geminin bakım ve tamir için Almanya’ya gönderilmesi gibi hizmetler yer almaktadır.
  • Mod 3/Ticari Varlık: Bir ülkedeki hizmet sunucusunun başka bir ülkeye gidip ticari varlık kurması ve hizmet sunmasıdır. Burada örneğin bir bankanın yabancı bir ülke içerisinde şube açarak bankacılık hizmeti vermesi gibi hizmetler söz konusu olmaktadır.
  • Mod 4/Gerçek Kişilerin Varlığı: Bir ülkedeki gerçek kişilerin hizmet sunmak için başka bir ülkeye geçici olarak gitmeleridir. Bu durumda örneğin bir mimarın yurtdışında proje veya danışmanlık hizmeti verip kendi ülkesine dönmesi söz konusudur.

Dış ticarete konu olan mal ve hizmetler çok sayıda oldukları için ithalat ve ihracat fiyatları zorunlu olarak endekslerle ifade edilmektedir.

İhracat ve ithalat miktar ve/veya değerleri bir ülkenin ödemeler bilançosunun önemli hesap gruplarından biri olan cari işlemler hesabının dış ticaret bilançosu şeklindeki alt bilançosuna kaydedilmektedir. İthalat ile ihracatın birbirine eşit olması durumunda dış ticaret dengesi sağlanmaktadır. Eğer ithalat ihracattan fazla ise “dış ticaret açığı”; ihracat ithalattan fazla ise “dış ticaret fazlası” şeklinde dış ticaret dengesizliği ortaya çıkmaktadır. Bir ülkenin dış ticaret açığı vermesi o ülkenin uluslararası ödeme gücünün zayıfladığının göstergesidir.

Dış Ticarete Taraf Olan Aktörler

Dış ticaretin kolaylaştırılması için dış ticaret sürecine dahil olan aktörlerin birbirleriyle uyumlu ve etkin bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bu aktörler; ithalatçı (alıcı), ihracatçı (satıcı) ve aracılardır. Ülkeler arası mal ve hizmet hareketleri esasen alıcı ve satıcı arasında gerçekleşmektedir. Dış ticaretin temel aktörleri olan ithalatçı ve ihracatçılar, malın kalitesi, zamanında teslimi ve bedelinin zamanında ödenmesi gibi konularda birbirlerine karşı sözleşmeler bazında sorumludurlar.

Temel Aktörler: İhracatçı (satıcı), ülke içindeki mal ve hizmeti ülke sınırları dışına çıkararak yurt dışına satan, gerçek veya tüzel şahıstır. İthalatçı (alıcı), ihracatçı ile yaptığı sözleşmeye uygun olarak mal ve hizmeti satın alarak bedelini ihracatçıya ödeyen gerçek veya tüzel şahıstır.

Aracı Aktörler: İhracatçının bankası, mal ve hizmetin taşınmasına ilişkin gerekli belgeleri (sevk belgelerini) ithalatçının bankasına gönderen, ithalatçının ödeme şekline ilişkin koşullarını ihracatçıya bildiren, mal ve hizmetin bedelini tahsil ederek ihracatçının döviz hesabında tutan ticari taraftır. İthalatçının bankası, mal bedelinin ödenmesi için ihracatçıdan istenen belge ve diğer şartları ihracatçının bankası aracılığıyla ithalatçıya gönderen, ithalatçının ödeme talimatına uygun şekilde ithalatçı adına kendisi ödeme yapan ticari taraftır. Nakliyeciler, ihracatçılardan aldıkları malları ithalatçılara doğrudan veya transit olarak ulaştırmak için belli bir ücret karşılığında kendi adlarına ve başkaları hesabına çalışan uluslararası firmalardır. Sigorta şirketleri, ticari malların bir yerden başka bir yere sevk edilme sürecinde ortaya çıkabilecek risklere karşı koruma sağlayan organize kuruluşlardır. Dış ticarete konu malların sigortalanması gerekmektedir. Aksi durumda mal ve hizmetler ihracatçıdan ithalatçıya taşınmayacak, banka ve gümrük işlemleri gerçekleştirilmeyecektir.

Diğer Aktörler: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, ihracat, ithalat ve dış ticarete ilişkin anlaşmaların hazırlanması, standartların geliştirilmesi ve uygulanmasını sağlayan bakanlıktır. Gümrük Müsteşarlığı , dış ticareti kolaylaştırmak, ticareti kayıt altına almak, gümrük politikasını hazırlamak ve uygulamak, gümrük denetimlerini yapmak gibi görevlerle yükümlü olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı resmî bir kurumdur.

İhracatçı Birlikleri; ihracat sektöründe faaliyet gösteren özel ve tüzel kişilerin ihracatı artırmak ve dış ticareti kolaylaştırmak amacıyla bir çatı altında toplanmasını sağlayan özel bütçeye sahip ve tüzel kişiliği olan mesleki oluşumlardır. Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan birlikler, Ekonomi Bakanlığı ile eşgüdümlü olarak çalışmaktadırlar.

Ticaret ve Sanayi Odaları; ticaret ve sanayinin etkin ve verimli çalışmasına katkıda bulunmak, üyelerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, üyeler için uyulması zorunlu mesleki karar alabilmek, ilgili bakanlıkça (Türkiye’de Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca) verilecek görevleri yerine getirmek vb. gibi amaçları gerçekleştirmek için kurulan tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlardır.

Gözetim firmaları; dış ticarete konu olan mal ve hizmetlerin ticaret sözleşmelerinde belirlenen koşullara (malın özellikleri, kalitesi, miktarı, fiyatı vb.) uygun olup olmadıklarını teknik açıdan inceleyerek rapor düzenleyen kuruluşlardır. Bunlar ilgili bakanlıkların (Türkiye’de Ekonomi Bakanlığının) onayı ile uluslararası gözetim firması statüsü kazanmaktadırlar.

Dış Ticarette Karşılaşılan Riskler

Dış ticaret sürecinin aksaması, ticari zararların ortaya çıkması, mağduriyet durumunun oluşması gibi istenilmeyen olayların meydana gelme olasılığı anlamına gelebilen risk kavramını ön plana çıkarmaktadır.

Dünyadaki önemli derecelendirme kuruluşlarının, kredi derecelendirmesi yaparken genellikle ülke riskine göre hareket ettikleri görülmektedir.

dış ticaret risklerini dört temel başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; ticari riskler, ülke riski, döviz kuru riski ve taşıma riski şeklindedir.

Ticari Risk: Dış ticaret sürecine katılan temel ve aracı aktörlerden ve/veya dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan doğal sorunlardır. Konu dış ticaretin temel aktörleri açısından ele alınacak olursa, mal ve hizmet ihracatçının sorumluluğundaki teslim ve yükleme noktasında iken ortaya çıkabilecek her türlü riskten ihracatçı, teslim noktasından sonraki zararlarda ise ithalatçı firmanın sorumlu olduğu görülmektedir.

Ülke Riski: Dış ticaret sürecine dahil olan aktörlerden kaynaklanmayan, ancak dış ticaret yapılan ülke(ler)de ortaya çıkabilecek ekonomik, sosyal ve politik şartlardaki bozulmalardan dolayı ülke(ler) in yükümlülüklerini yerine getir(e)memesi ihtimalidir. Ülke riski, yatırım rizikoları, mal ve hizmet bedelinin ödenmemesi ve ticari belirsizliğin oluşması gibi kayıp ve zararlara neden olabilmektedir. Ülke riski; politik, ekonomik ve finansal risk şeklindeki üç risk türünü bünyesinde barındırmaktadır.

Politik risk, Dış ticaret yapan ülkelerin hükûmet ya da kanuni düzenlemeleri ile ilgili politik değişmelerden doğan borç ödeyememe ihtimalidir. Ekonomik risk, İthalatçının yerleşik olduğu ülkenin makroekonomik koşullarındaki önemli değişimler dolayısıyla finansal durumunun kötüleşmesi, borçlarını ödeyebilme gücünün zayıflaması ve mal ve hizmet bedelinin ödenmemesi riskidir. Finansal risk, İthalatçı ülkedeki döviz sıkıntısı, kambiyo denetimi, ülke paraları arasında değişim sorunlarının olması ya da hükûmet kararı ile yurtdışı ödemelerin durdurulması, moratoryum, borcun inkârı gibi nedenlerle ithalatçının ihracatçıya ödeme yapamaması olasılığını ifade etmektedir. Döviz kuru riski, Mal ve hizmeti ülke sınırları dışına göndermiş, ancak bedelini belli bir süre sonra almak durumunda olan ihracatçı ya da mal ve hizmeti almış, ancak ödemesini belli bir süre sonra yapacak olan ithalatçı ülke para birimleri arasındaki döviz kurunda beklenmeyen bir değişimden dolayı maddi zarara uğrama olasılığını ifade etmektedir. İşlem riski, döviz kurlarında beklenmeyen değişiklikler (dalgalanmalar) nedeniyle ticari firmaların gelecekte oluşacak nakit giriş veya çıkışlarında (varlık ve yükümlülüklerinde) ortaya çıkan kayıp ve kazanç ihtimalini ifade etmektedir. Muhasebe riski, kurlardaki dalgalanmaların ticari firmaların mali tablolarında ortaya çıkarabileceği muhtemel olumsuzluklardır. Kurların ekonomik riski ise e kurlardaki dalgalanmaların ticari firmaların gelecekteki potansiyel satışlarını ve rekabet şartlarını (nakit akışlarını) etkileyerek, net bugünkü değerler açısından olumsuz etki yaratması ihtimalidir. Taşıma riski, dış ticarete konu olan mal ve hizmetlerin ülkeler arası hareketleri sırasında oluşabilecek çalınma, kırılma, bozulma, çürüme, geç ulaşma, kaybolma vb. gibi hasar ve ziyan riskidir.

Risk Yönetimi: Dış ticaret risklerini tamamen ortadan kaldırmak zor olmakla birlikte risk yönetimi ile ilgili risklerin azaltılması mümkündür. Riskleri minimum seviyede tutmak için olası bazı riskleri önceden tahmin edip, duruma göre önlemler almak dış ticaretle uğraşanlar için hayat kurtarıcı nitelikte olacaktır.

Dış Ticaretin Nedenleri, Avantajları ve Dezavantajları

Tarih boyunca dış ticaret, ülke ekonomilerinin kalkınmaları ve ekonomik yapı dönüşümleri üzerinde olumlu-olumsuz birçok etkiye sahip olmuştur. Bu yönüyle hayatın vazgeçilmez bir parçası konumunda olan dış ticaretten kazanç sağlanması (ihracatın ithalattan fazla olması) ülkelerin önem verdikleri konular arasında yer almaktadır. Bir ülkenin dış ticaret yapısı neredeyse o ülkenin ekonomik gelişmişlik düzeyinin yansımasıdır.

İç ve Dış Ticaret Karşılaştırması

İç ve dış ticaret arasındaki temel benzerlikler şu şekilde sıralanabilir.

  • Her iki ticaret türünde de başarı, tüketici taleplerinin etkin bir şekilde karşılanmasına/tüketici memnuniyetine bağlıdır,
  • Hem iç hem de dış piyasalarda satıcılar, tüketicilerin mallarına güvenmelerine ve talep bağımlılığı yaratmaya yönelik faaliyetler yapmaktadırlar.
  • Hem iç hem de dış ticarette ticari işlem süreç aşamalarının (alıcı/satıcı, mal-hizmet, pazar vb. belirleme) takibi ve mal/tüketici/ fiyat çeşitlendirmesi çalışmaları dikkatli bir şekilde yerine getirilmektedir,
  • Her iki ticaret türünde de tüketici zevk ve tercihlerinde meydana gelen değişiklikler sürekli takip edilmekte ve mal/hizmetler tüketicilerin ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmekte, değiştirilmektedir.

Söz konusu benzerliklerine rağmen iç ticareti dış ticaretten ayıran bazı özellikler de bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • İç ticaretin yapıldığı ülkede alıcı ve satıcılar aynı yasal düzenlemelere tabi iken, dış ticarette farklı düzenlemelerle karşı karşıya kalabilmektedirler,
  • Dış ticarette ticari, mali ve fiziki engellerle karşılaşma ihtimali varken, iç ticarette bu engellemelerle karşılaşılmamaktadır,
  • İç ticarette işlemler aynı ulusal para cinsinden yapılırken, dış ticaret yapan ithalatçı ve ihracatçıların ülkelerinde farklı ulusal paralar
  • kullanılmaktadır. Ulusal paraların birbirleri cinsinden fiyatı olarak tanımlanan döviz kurundaki değişiklikler, dış ticaret kayıplarına neden olabilmektedir,
  • İç ticaret aynı ülkenin vatandaşları arasında yapılırken, farklı ülke vatandaşları arasında yapılan dış ticarette yabancı karşıtlığı, önyargı, ayrımcı davranışlar vb. nedeniyle iç piyasadaki ile aynı maliyetle üretilen mal-hizmetlerden yeterince kazanç sağlanamayabilir,
  • İç ticaret yapan firmalar, kendi ülkelerindeki kamu politikalarından eşit şekilde etkilenirken, dış ticaret yapan firmalar farklı ülkelerin farklı politikalarından dolayı maliyet açısından dezavantajlı hâle gelebilirler,
  • İç ticarette taşıma ve lojistik faaliyetleri daha ucuz olmasına rağmen, ağırlıklı olarak uzak mesafeli ülkeler arasında yapılan dış ticarette, taşımacılık maliyetleri dış ticaret hacmini daraltacak kadar yüksek olabilir,
  • Dış ticarette daha geniş piyasalara satış yapılabildiği için mal, tüketici ve gelir çeşitlendirmesi yapılabilirken, iç ticarette ulusal piyasaya bağımlı kalınmaktadır.

Ülkelerin Dış Ticaret Yapmalarının Nedenleri

Dış ticareti açıklamaya yönelik geleneksel teoriler Mutlak Üstünlük Teorisi, Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi ve Faktör Donatımı Teorisi’dir. Söz konusu teoriler gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yapılan ticareti açıklamaktadır. Modern (yeni) dış ticaret teorileri ise Nitelikli İşgücü Teoremi, Teknoloji Açığı Teoremi, Ürün Dönemleri Hipotezi, Tercihlerde Benzerlik Hipotezi, Ölçek Ekonomileri Teoremi ve Monopolcü (Eksik) Rekabet Teorisi’dir. Söz konusu teoriler gelişmiş ülkeler arasında yapılan ticareti açıklamaktadır.

Dış ticaret teorileri bağlamında ülkelerin dış ticaret yapmalarının nedenleri kısaca aşağıdaki gibi özetlenebilir.

  1. Ekonomik Mal ve Hizmet Yetersizliği: Dış ticaretin temel belirleyicilerinden biri belirli mal ve hizmetlerin bazı ülkelerde üretiminin olmaması ya da yurtiçi üretimin ulusal ihtiyaçları karşılayacak düzeyde olmamasıdır.
  2. Fiyat Farklılıkları: Her ülkenin her türlü ihtiyacını kendisinin karşılaması (otarşi) durumu ekonomik açıdan pek anlamlı görünmemektedir. Bir mal-hizmet yurtiçinde başka ülkelerden daha pahalıya üretiliyorsa söz konusu malın-hizmetin üretimine devam etmek de ekonomik mantığa uygun düşmemektedir. Bunun yerine ülkenin bir kısım pahalı mal ve hizmetin üretiminden vazgeçip, bunları yurtdışından ithal etmesi, kıt kaynakların etkin kullanılmasına ve daha yüksek bir refah düzeyine ulaşılmasına imkân sağlayabilecektir.
  3. Farklı/Farklılaştırılmamış Mal ve Hizmetler: Klasik dış ticaret teorilerine göre dış ticaretin temel nedeni fiyat/maliyet farklılıklarıdır. Bu durum faktör donanımları birbirine benzemeyen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı malların, farklı fiyatları olduğu için ticaret yapıldığını göstermektedir.

(Farklı Mal: Emek ve sermaye gibi farklı girdiler kullanılarak üretilen, tüketim esnasında birbiri yerine ikame edilemeyen/kullanılamayan buğday ve çelik gibi mallardır. Farklılaştırılmış Mal: Teknoloji ve sermaye gibi aynı/benzer girdiler kullanılarak üretilen, tüketim esnasında birbiri yerine ikame edilebilen/kullanılabilen mallardır. Örneğin; sıvı, konsantre veya kapsül hâline getirilmiş toz deterjan gibi.)

(Endüstri içi ticaret, bir ülkenin aynı endüstriye ait bulunan bir mal veya hizmeti (cep telefonu, otomobil gibi) hem ihraç hem de ithal edebildiği dış ticaret şeklidir.)

Dış Ticaretin Avantaj ve Dezavantajları

Serbest dış ticaretin avantaj ve dezavantajlarının bilinmesi, dış ticaret kazançlarının artırılmasına yönelik önlemlerin alınması açısından önemli hâle gelmektedir.

Dış Ticaretin Avantajları: Dış ticaretin kısa ve uzun dönemli avantajları söz konusudur. Kısa dönemli olanlar piyasa koşullarındaki değişimden kaynaklanan, ekonomik yapıda değişiklik gerektirmeyen etkilerdir. Bunların arasında; kaynak dağılımında etkinliğin sağlanması, dış ticaret hacminin artması, çok sayıda kaliteli mal ve hizmetin daha ucuza alınması, dış ticaret hadlerinin iyileşmesi vb. yer almaktadır. Dinamik olarak adlandırılan uzun dönemli etkiler ise ülkelerin kaynak verimliliklerinde, ekonomik yapılarında ve üretim kapasitelerinde önemli yapısal değişiklikler gerektirmektedir.

Dış Ticaretin Dezavantajları: Dış ticaretin temel dezavantajları, kritik endüstrilerin geri kalması, doğal kaynakların yanlış kullanımı, spekülatif ataklar, hakim durumun kötüye kullanılması, ekonomik bağımlılık, siyasi bağımlılık, ödemeler bilançosu dengesizlikleri, dengesiz ekonomik kalkınma olarak sıralanabilir.

Dış Ticarette Kullanılan Temel Belgeler

Belge, ticaret gibi belirli bir faaliyeti gerçekleştirmek amacıyla yapılan işlemler sırasında üretilen ve düzenleyen kişi ve kurumun imzasını taşıyan yazılmış, basılmış, şifrelenmiş, resmedilmiş kâğıt veya elektronik kayıtlardır. Dış ticarette kullanılan belgeler, ticaret yapılan ülkelere ve bu ülkelerin dış ticaret mevzuatlarına, ticari malların niteliklerine, taşıma, teslim ve ödeme şekillerine göre farklılık arz etmektedir. Söz konusu farklılıklardan kaynaklanabilecek sorunları en aza indirmek amacıyla Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ticaret Odası (ICCInternational Chamber of Commerce), ticaretle ilgili belgeleri standartlaştırmaya ve tek pencere sistemiyle elektronik belgeler oluşturarak dünya ülkelerinde kullanılır hâle getirmeye yönelik çalışmalarına devam etmektedirler.

Ticari Belgeler

Ticari belgeler kapsamında; proforma fatura, ticari fatura, navlun faturası, konsolosluk faturası, çeki listesi, gemi ölçüm raporu, koli belgesi, kontrol (gözetim)/uygunluk belgesi ve imalatçı analiz belgesi yer almaktadır.

Resmi Belgeler

Resmî belgeler; gümrük beyannamesi, dolaşım belgeleri, menşe şahadetnamesi, veteriner sertifikası, bitki sağlığı sertifikası, helal belgesi, koşer belgesi, radyasyon belgesi, A.T.A. karneleri, boykot/kara liste sertifikaları vb. şeklindedir.

Konşimento (Taşıma) Belgeleri

Taşıma belgeleri; deniz konşimentosu, havayolu konşimentosu, demiryolu hamule senedi, karayolu konşimentosu, TIR karnesi, nakliyeci makbuzu, FIATA taşıma belgeleri, paket postası makbuzu vb. kapsamaktadır.

Sigorta Belgeleri

Sigorta belgeleri; sigorta poliçesi, sigorta sertifikası, sigorta mektubu vb. şeklindedir.

Finansman Belgeleri

Bu belgeler; poliçe, rehin senedi, antrepo makbuzu, teslim emri gibi belgeleri içermektedir.