DIŞ TİCARETLE İLGİLİ KURUMLAR VE KURULUŞLAR - Ünite 6: Dış Ticarete Yardımcı Uluslararası Kuruluşlar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Dış Ticarete Yardımcı Uluslararası Kuruluşlar

Dış Ticarete Yardımcı küresel Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar

II. Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası ekonomik ve mali kuruluşların hızlı bir artış göstermesinin temelinde Uluslararası ekonomik ve mali kuruluşlara dünya genelinde ya da bölgesel olarak üye olmak, siyasette, ekonomide, inançta, kültürel ve sosyal yaşamda, ortak çıkarlar doğrultusunda birlikte hareket etmek yer almaktadır.

Ekonomik bütünleşme kavramının tanımlamasını yapabilmek için öncelikle Latince yenileme ya da yenilenme anlamında kullanılan “Integratio” dan türeyen bütünleşme kavramının tanımlamasının yapılması önemlidir. Bütünleşme geçmiş ve parçaların bir araya getirilmesi yani birleştirilmesi anlamında kullanılmıştır. Ekonomik anlamda ise ilk kez 1940 yılında kurumsal birleşmelerin tanımında bu kavram gündeme gelmiştir. Bu bağlamda ekonomik bütünleşme, uluslararası ticaretin yapılmasında ortaya çıkacak sınırlandırmaların ortadan kaldırılması, bu oluşuma dâhil olan ülkelerin iktisadi yapıları açısından birbirlerine yakınlaşmasının sağlanması ve ekonomilerinin uyum içinde hareket etmesini sağlayan bir süreçtir. Ekonomik entegrasyon ise, ekonomik bütünleşmeye dâhil ülkelerin ekonomilerinde mal ve hizmet akışını serbestleştirmek, uluslararası areneda gerçekleşecek ticarete engel olan sınırlandırmaları kaldırarak ortak piyasa oluşturmak şeklinde tanımlanmaktadır. 1957 yılında temelleri atılan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) dünyadaki Bölgesel Ekonomik Entegrasyonlara verilebilecek en iyi örnektir.

Ekonomik bütünleşmelerin temel amacı daha gelişmiş ve sağlıklı ekonomilere ulaşabilmek için üretim kapasitelerini genişletmek, verimliliği artırmak, bunun sonucunda da refah artışını sağlamaktır.

Ülkelerin ekonomik bütünleşmeye giderken bu oluşumun başarılı olmasında;

  • Entegrasyon içinde yer alan ülkelerin kalkınma seviyelerinin ve üretim yapılarının birbirine yakın düzeylerde olması,
  • Coğrafi bakımdan ülkeler arası yakınlık,
  • Ortak kültürel geçmiş,
  • Sanayileşme açısından uyguladıkları dış ticaret politikalarının benzerliği,
  • Alt yapı imkânlarının özellikle de ulaştırma imkânlarının gelişmişliği,
  • Bütünleşmeye dâhil olan ülkelerin ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olması, önemli bir rol oynamaktadır.

Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması, 26 Haziran 1945 tarihinde San Francisco’da imzalanmış ve 110. maddeye uygun olarak 24 Ekim 1945’de yürürlüğe girmiştir. Uluslararası güvenin korunması ve barışın devamlılığının sağlanması, uluslararası arenada ülkelerin ekonomik, toplumsal ve kültürel açıdan iş birliğinin sağlanması için 51 ülke bir araya gelerek bu uluslararası örgütü kurmuşlardır.

Birleşmiş Milletler Sistemi Ana koordinasyonu İcra Kurulu (CEB) tüm BM sistemini temsil etmektedir. Geniş çerçevedeki problemleri çözüme kavuşturmak, üye ülkelerin ortak çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri ve çıkarlarını koruyabilmeleri için BM sistemi içinde yüksek koordinasyon sağlamayı amaç edinmiştir.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği , İç Gözetim Dairesi (OIOS), Hukuk Müşavirliği (OLA), Siyasi İşler Dairesi (DPA), İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) gibi daire ve diğer birimlerden oluşmaktadır.

İç Gözetim Dairesi (OIOS) , İç Gözetim Dairesi, bağımsız ve profesyonel iç denetim sağlar. OIOS’un amacı kaynakların dikkatli kullanımı, şeffaflık ve performansın artırılmasını destekleyerek kurumsal değişimi sağlamaktır.

Hukuk Müşavirliği , Teşkilatın yasal konularda hizmet veren merkezidir. Kamusal uluslararası hukuk, uluslararası deniz ve ticaret hukuku ile ilgili yasal organlar için sekreterya görevlerini yerine getirir.

Siyasi İşler Dairesi (DPA) , Genel Sekretere, BM Antlaşması doğrultusunda barış ve güvenliğin sağlanması ve korunması için yürüttüğü çalışmalarda müşavirlik ve destek hizmeti verir.

Silahsızlandırma İşleri Dairesi (DDA) , kimyasal ve biyolojik silahları da kapsayan kitle imha silahlarının önlenmesi ile ilgili politikaları güçlendirmeyi ayrıca, nükleer silahsızlandırma ve nükleer silahlanmanın yayılmasını önlemeyi hedeflemektedir.

Barış Harekatları Dairesi (DPKO) , Barış harekâtları dairesi, üye devletlere ve Genel Sekretere uluslararası barış ve güvenliği sağlama ve koruma çalışmalarında destek vermekle yükümlüdür.

Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi (DESA) , Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesinin birbirine bağlı 3 geniş çalışma alanı vardır. Geniş bir yelpazeyi kapsayacak şekilde sosyal, ekonomik ve çevresel verileri toplar ve değerlendirir.

Birleşmiş Milletlere bağlı olarak 17 özel kuruluş kalkınma ve uluslararası iş birliği için uzmanlık alanlarında faaliyet göstermektedir. Bunlar; ILO, FAO, UNESCO, WHO, World Bank, IMF, ICAQ, UPU, ITU, WMO, IMO, WIPO, IFAD, UNIDA’dır. Ayrıca, uzman kuruluş statüsünde olmamakla birlikte aşağıdaki kuruluşlar BM organları ile bağlantılı olarak faaliyet göstermektedir; IAEA, WTO, UNHCR’dir.

BM örgüt yapısı içindeki temel organlar; genel kurul, güvenlik konseyi, ekonomik ve sosyal konsey, vesayet konseyi, uluslararası adalet divanı ve genel sekreterliktir.

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC), BM’nin ana organlarından biridir. ECOSOC, Birleşmiş Milletler nezdinde politika önerilerinde bulunur. Uluslararası ekonomik ve sosyal konuların gündeme getirilmesi ve tartışılması için merkezî bir forum olarak hizmet verir. Ayrıca, sivil toplum kuruluşları, BM çalışmalarına katılmak için bu Konseyden statü almaktadır.

Bölgesel Komisyonlar, Birleşmiş Milletler bölgesel komisyonları ECOSOC’a rapor verir, sekreterya ise Genel Sekreter’e bağlıdır. Görevleri, her bölgenin ekonomik açıdan kalkınmasını sağlamak için gerekli önlemleri almak ve bölge devletlerinin birbirleriyle ve dünyadaki diğer devletlerle aralarındaki ekonomik ilişkileri güçlendirmektir. Bunlar;

  • Afrika ekonomik komisyonu (ECA),
  • Avrupa ekonomik komisyonu (UNECE),
  • Latin Amerika ve Karayipler ekonomik komisyonu (ECLAC),
  • Asya ve Pasifikler ekonomik ve sosyal komisyonu (ESCAP),
  • Batı Asya ekonomik ve sosyal konseyi (ESCWA)’dır.

Genel Kurul tarafından BM’nin düzenli bütçesi iki yıllık dönemler hâlinde onaylanır. Ülkeleri tarafından aday gösterilmiş ve Genel Kurul tarafından seçilmiş fakat kişisel yetkilerine dayanarak hizmet veren 16 üyeden oluşan İdari İşler ve Bütçe Danışma Komitesi, Genel Sekreter tarafından sunulan bütçeyi inceler. Bütçenin esas fon kaynağı, üye devletlerin ödemiş olduğu aidatlarıdır.

Uluslararası Para Fonu (IMF)

Dünya siyaseti ve ekonomisinde paraya olan güvenin tükendiği, ülkelerin yerli paralarını altınla eşit duruma getiremez hâle geldiği böylesi krizlerin üstesinden gelebilmek için uluslararası iş birliğinin sağlanması ve bu iş birliğinin de kurumsallaştırılması yolunda IMF kurulmuştur. IMF’nin odaklandığı nokta ülkelerin ödemeler dengesi problemleridir.

IMF’nin genel uygulamalarından ortaya çıkan sonuç, esas amacının borç verdiği ülkelerin temerrüte düşmesine engel olmak için harcamaları daraltıcı ama geliri artırıcı politikaları benimsemesidir.

IMF, Guvernörler Konseyi, Yönetim Kurulu ve Genel Direktörlük (Başkan) tarafından yönetilir.

Guvernörler Konseyi , IMF’nin en yetkili organıdır. Her üye ülkenin istediği tarzda atadığı bir guvernör ile yedeğinden meydana gelir.

Yönetim Kurulu , IMF’nin ana sözleşme metninin uygulanmasını sağlama, günlük faaliyetlerini yürütme ve personelin çalışmasından sorumludur.

Genel Direktörlük (Başkan) , görev süresi beş yıldır ve Yönetim Kurulu tarafından atanır. Başkan, IMF’yi Yönetim Kurulu kararları doğrultusunda yönetir. Guvernör değildir. Oy hakkı olmaksızın Yönetim Kuruluna başkanlık yapar. IMF personeli de başkana bağlıdır. Bir Avrupa vatandaşı IMF başkanı olabilir.

IMF ödemeler dengesi problemleri olan üye ülkelere finansman temin ederek yani kredi vererek yardım eder. Bu krediler genellikle kısa vadelidir. Bazen dış dengesizliği ortadan kaldırabilmek için orta vadeli krediler de kullandırabilmektedir. Üye ülkelerin ulusal gelir,uluslararası ticaret hacimleri gibi ekonomik göstergeler temel alınarak IMF’ye üye her ülkeye bir kota belirlenir. IMF’ye üye ülkeler ödemeler dengesi gereksinimlerini karşılamak amacıyla Fon’un kaynaklarına başvurabilir. Ancak bu kaynaktan yararlanabilmek için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Genel kaynaklar hesabı , kotalara ilişkin ödemelerin, kaynak kullanımı ve kullanılan kaynakların geri ödenmesi işlemlerinin, IMF’den kredi kullanan üye ülkelerden alınan faiz, üye ülkelerin ödedikleri komisyon ve anapara ile IMF’ye borç verenlerin geri ödemelerinin yapıldığı bir hesaptır.

Özel tahsisler hesabı, IMF’nin genel departmanında yer alır.

Özel çekme hakları hesabının reel karşılığı yoktur. 1970 yılında var olan uluslararası likiditenin artırılması için IMF tarafından yaratılan özel uluslararası bir rezerv aracıdır. Bu araç vasıtasıyla IMF’deki normal çekme haklarından ayrı olarak dış rezerv sağlanır.

IMF, üye ülkelere gerektiğinde farklı politikalar ve kolaylıklarla finansman sağlamaktadır.

Rezerv Dilimi , çok büyük olmayan bir ödemeler dengesi problemi ile karşı karşıya kalan üye ülkenin IMF’den kullanabileceği ilk imkân rezerv dilimi pozisyonudur.

Kredi Dilimi , üye ülkelerin kotaları ile sınırlı kalmak kaydıyla fon kaynaklarından faydalanma politikasıdır.

Üst Kredi Dilimleri , kotanın ilk %25’lik diliminden sonraki üç adet %25’erlik kredi dilimleridir.

Üye ülkenin ödemeler dengesi problemine kredi dilimi politikası çerçevesinde yapılacak stand by düzenlemesi yeterli olmamış ise IMF’nin imkânlarından daha fazla miktarda ve daha uzun süreli yararlanma isteği gündeme gelecektir. Kolaylıktan yararlanmak isteyen ülkenin IMF ile süresi uzatılmış düzenleme imzalaması gereklidir. Kullanılacak imkân da Süresi Uzatılmış Fon Kolaylığı adını alır.

Dış dengesizlik probleminin 1 yıldan fazla olduğu, dış dengesizliğin giderilmesi için gerekli olan finansmanın, kredi dilimleri ya da genişletilmiş fon kolaylığından elde edilecek miktarın üzerinde olduğu ve bu kolaylıktan faydalanmak isteyen ülkenin daha önce stand by ya da süresi uzatılmış düzenleme yaptığı durumlarda kullanılabilecek imkâna Genişletilmiş Kullanım Politikası denir.

Telafi edici ve olağanüstü finansman kolaylığı , İhraç eden ülkelerin kendi denetimleri dışında sağladıkları ihracat gelirlerinde düşüş meydana gelmesi ve bu gelir azalışının ödemeler dengesinde yarattığı bozulmaların giderilmesine yardımcı olmak için 1963 yılında yürürlüğe konulmuştur.

Tampon stok finansman kolaylığı , bazı temel mal ihracatçısı ülkelerin elde ettikleri ihracat gelirlerinde istikrar sağlamak ve uluslararası mal anlaşmaları çerçevesinde tampon stokların finansmanına bahsi geçen ülkelerin katılmalarına imkân tanımak için kredi açmak amacıyla IMF tarafından 1969 yılında oluşturulmuştur.

Uzun vadeli ve çok düşük faizli bir olanaktır. Gelir düzeyi düşük IMF üyesi ülkeler yararlanabilir. Bu kolaylıktan yararlanabilmek için üye ülkenin IMF ve IBRD’nin liderlik ettiği orta vadeli makroekonomik yapısal uyumlaştırma programını yürürlüğe koyması ve IMF’nin belirlediği 19 en düşük gelirli ülkeden biri olması gerekmektedir. Bu programın ayrıntılarının yer aldığı belgeye “politik çerçeve belgesi” ve yapılan düzenlemeye de “ yapısal uyum kolaylığı düzenlemesi ” denir.

Doğu Bloku ükeleri ve SSCB’nin dağılması sonucu ortaya çıkan ülkelerin serbest piyasa sistemine uyumlarını çabuklaştırmak için geçici olarak bu kolaylık IMF tarfından 1993 yılında sağlanmıştır. Bahsi geçen bu ülkelerin ödemeler dengesi porblemlerinin çözümü için kotalarının %50’ si kadar ek bir finansman sağlanmıştır. Sistem değişim kolaylığı ndan yararlanabilmenin ön şartı stand by anlaşması veya süresi uzatılmış bir düzenleme anlaşmasını IMF ile yapmasıdır. Bu kolaylık, günümüzde yürürlükte değildir.

1973 petrol şoku ve 1991 körfez krizi nedeniyle petrol fiyatları artış göstermiştir. Petrol Kolaylığı böyle bir ortamda uygulamaya konulmuş ve fiyatların normal seviyelerine gerilemesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Acil yardım, üye ülkenin kotasının %25’i ile sınırlı olan ancak özel durumlarda kotanın %50’sine çıkarılabilen bu kolaylık, doğal afetler sonucunda zarar gören üye ülkelere sağlanan bir destektir.

İktisadi iş Birliği Ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)

II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’nın yeniden yapılandırılması çalışmalarının iktisadi boyutuna ilişkin Kanada ve ABD’nin Marshall Planı devreye sokulmuştur. İktisadi iş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Marshall Planı’nın gereği Avrupa ülkeleri arasındaki ticari ödemeleri serbestleştirerek geliştirmek ve ABD’nin yardımlarını dağıtmak amacıyla 1947 yılında kurulan ancak daha sonra işlevini yitiren OEEC’nin (Avrupa Ekonomik İş Birliği Örgütü) halefi iktisadi bir teşkilattır.

OECD’nin temelde amacı tüm dünyada insanların ekonomik ve sosyal refahını artıracak politikalar geliştirip yaygınlaştırmaktır. Üye ülkeler; Almanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kanada, Kore, Lüksemburg, Macaristan, Meksika, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovak, Slovenya, Şili, Türkiye, Yeni Zelanda, Yunanistan, ABD’dir.

OECD’nin iki temel organı vardır. Bunlar konsey ve konseye bağlı komiteler ve çalışma grupları ve genel sekreter ile onun personelinden oluşan sekreteryadır.

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)

8 Aralık 1991 tarihinde günümüzde Rusya Federasyonu, Belarus Cumhuriyeti ve Ukrayna olan Birliğin başkanları tarfından imzalanmıştır ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin (SSCB) uluslararası varlığı Bağımsız Devletler Topluluğu Kuruluş Antlaşması ile sona ermiştir. Böylece tartışmalı da olsa yeni bir oluşum Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) hukuksal, ekonomik, dış politika gibi alanlarda çok taraflı iş birliği organları oluşturularak gündeme gelmiştir.

Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kuruluş amacı eskiden SSCB’nin yönetimindeki ülkelerin tarihî ve kültürel bağlarını koruyarak aralarındaki iş birliğini korumaktır.

İslam İşbirliği Örgütü (İİÖ)

İslam dünyasını birleştirmek, Müslüman devletlerinin çıkarlarını korumak için 1969 yılında Rabat’ta 24 ülkenin katıldığı Birinci İslam Zirvesi’nde İslam İş Birliği Örgütünün (İİÖ) temelleri atılmıştır. 1970 yılında İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları İKT Genel Sekreterliğini kurmuşlardır. Ana Sözleşmesi hazırlanan İİÖ, 1972 yılında toplanan Dışişleri Bakanları Üçüncü Konferansınca onaylanmıştır.

Bu örgüt İslam dünyası ile siyasi konularda birlikte hareket etmek amacıyla kurulmuştur. Üye ülkeler aralarındaki iş birliğinin artırılması amacıyla ticaret, hukuk, bilim ve teknoloji, kültürel ve sosyal konular, yönetim-finans ve iletişim gibi alanlarda da ortak tavır sergilemektedir. Günümüz itibariyle İİÖ’nün üye sayısı 57’dir.

İİÖ’nün temel karar alma organları;

  • İslam zirvesi,
  • İslam dışişleri bakanları konseyi,
  • Genel sekreterliktir.

İİÖ’nün faaliyetlerini sürdürmesine yardımcı organlar;

  • Ekonomik ve ticari iş birliği daimi komitesi (İSEDAK)
  • Bilimsel ve teknolojik iş birliği daimi komitesi (BİLTEDAK)
  • Enformasyon ve kültürel işler daimi komitesi (COMIAC)
  • Tercihli ticaret sistemidir. (TPS-OIC)

Şangay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ)

Orta Asya’nın geleceği üzerinde büyük etkiler yaratmayı hedefleyen bir siyasi bir yapı olarak ŞİÖ, ilk olarak 1996 yılında Çin’in insiyatifi doğrultusunda Türkmenistan hariç Orta Asya bölgesini içine alan, Rusya Federasyonu, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan tarafından, üye ülkeler arasında “Şanhay Beşlisi” adıyla kurulmuştur. 14- 15 Haziran 2001 tarihlerinde Şanhay’da düzenlenen Devlet Başkanları Zirve Toplantısında, Uluslararası düzeyde ve üye ülkelerde yaşanan gelişmeler ışığında, terörizm, ayrılıkçılık ve köktencilikten kaynaklanan tehditlerle mücadeleye yönelik iş birliğinin daha etkin şekilde yürütülmesi için Şanhay Beşlisi’nin bölgesel bir örgüt hâline dönüştürülmesi kararlaştırılmıştır.

Öncelikli amacı, güvenin artırılması, sınır bölgelerinin silahsızlandırılması ve bölgesel iş birliğinin teşvik edilmesidir.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)

Eylül 1960 da, İran, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Venezuela’nın, Bağdat’ta toplanan bir konferans sonucunda resmen bir araya gelerek OPEC`i oluşturma amaçları ham petrol fiyatına istikrar kazandırmak, petrol ihraç politikalarını koordine etmektir.

Bölgesel Ekonomik Bütünleşmeler

Bütünleşmenin tarafı olan ülkeler arasında uluslararası mal, hizmet ve faktör hareketlerinin önündeki engelleri kaldırarak aralarındaki ticareti serbestleştirmek, gümrük vergileri ve tarife dışı engelleri azaltmak ya da bütünüyle kaldırmak faaliyetleri ile gelecekte mali açıdan ortak çıkarlar çerçevesinde birleşmelerine ‘Ekonomik Bütünleşme’ denir.

  • Ekonomik bütünleşmenin amaçları;
  • Üye ülkeler arasında ticaret hacminin artırılması,
  • Kalkınma amacıyla geniş bir piyasanın yaratılması,
  • Yaşam standartlarının iyileştirilmesi,
  • Bölgesel dengesizliklerin azaltılması,
  • Dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerde üye ülkelerin elinin güçlendirilmesidir.

Geçmişi 14.yy’a kadar uzanan Avrupa’daki bütünleşme hareketi 20.yy’ın ancak ikinci yarısında hayat bulmuştur. Avrupa’daki bütünleşme hareketinin nedeni, öncelikle ekonomik üstünlüğün ve gelişmişliğin ayrıcalığına sahip Avrupa’nın iki dünya savaşını büyük yaralarla atlatması ve dünyada siyasal ve ekonomik statüsünde yaşadığı kayıplar nedeniyle dışarıdan gelebilecek etkenlere karşı açık bir pozisyona düşmesidir. Başka bir neden de uluslararası problemlerin yenilerinin gündeme gelmesi ile uluslararası örgütlenme ve uluslararası iş birliğinin öneminin artmasıdır.

25 Mart 1957’de Belçika, Federal Almanya, Fransa, İtalya, Lüksemburg ve Hollanda birleşerek Roma Antlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğunu (AET) kurmuşlardır. 1958 yılında da AET resmen yürürlüğe girmiştir.

Avusturya, Danimarka, Norveç, Portekiz, İsveç, İsviçre ve İngiltere 20 Kasım 1959’da Stokholm Konvansiyonu’nu imzalamış ve Avrupa Ekomik Topluluğuna (AET) alternatif olarak Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA) kurulmuştur.

İngiltere, İsviçre, Avusturya, İsveç, Norveç, Danimarka ve Portekiz AET üyesi olmak yerine Avrupa ülkeleri ile ekonomik alanda bütünleşebilmek için EFTA’yı kurmuştur.

EFTA’nın kuruluş amacı üye ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri kuvvetlendirmek ve sanayi mallarında serbest ticareti teşvik etmektir.

Üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi ve ortak ticaret politikası uygulamasının olmaması EFTA ile AET arasındaki belirgin farktır.