DIŞ TİCARETTE GİRİŞİMCİLİK - Ünite 5: Küresel Ekonomide Girişimcilik ve Dış Ticaret Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Küresel Ekonomide Girişimcilik ve Dış Ticaret

Giriş

Günümüzde girişimler ulusal sınırları aşarak giderek varlığını daha yoğun bir biçimde hissettiren küresel bir arenada faaliyet göstermektedir. Bu ortamda girişim yapıları oluşturulurken yalnızca ulusal değil, aynı zamanda uluslararası kural ve sistemlerin de göz önünde bulundurulması gerekli olmaktadır. Koşullar gereği ulusal boyutları aşan ilişkiler ağı, ticari, iletişimsel, kültürel, politik türden ulusal yapıların değişime uğrayarak ulus üstü nitelik kazanmalarına yol açmış, ulus devletlerin çok sayıda uluslararası anlaşmanın tarafı olması ile sonuçlanmıştır. Bu durum işletmelere bir ön koşul olarak ülke sınırları dışındaki sistemleri tanıma, onlarla etkileşim için gerekli düzenlemeleri ve sonuçta içyapılarını yeniden biçimlendirme gibi sorumluluklar yüklemektedir. Diğer taraftan da, dış pazarlara açılma, yabancı işletmelerle işbirliğine yönelerek mal ve hizmetlerine daha fazla talep yaratma, sistemlerini güçlendirecek yeni teknolojileri tanıma ve ithal etme gibi yararları nedeniyle çok sayıda fırsatlar da sağlamış olmaktadır.

Girişimci, Girişimcilik, Girişim Kavramları

Ekonomik gelişme sürecinde, girişimcilik niteliğine sahip bireyler hızla ön plana çıkmaktadır. Girişimciyi, mal ve hizmet üretimini gerçekleştirmek ve/veya pazarlamak için doğal kaynak, sermaye, emek gibi üretim faktörlerini bir araya getirip faaliyete geçiren ve girişimlerinin sonucu doğabilecek tüm riskleri üstlenen kişi olarak tanımlamak mümkündür.

İktisadi bir bakış açısıyla, girişimcinin mal ve hizmet üretimiyle arz ve talebi yönlendirdiğini ve üretilen mal ve hizmetlere pazar arayışında olduğunu söyleyebiliriz. Girişimcilik ise; daha çok kaynakları ekonomik olarak seferber etme, harekete geçirme faaliyeti olarak ifade edilmektedir. Girişim ise, kâr ya da başka biçimlerde yarar sağlamak amacıyla, ücret karşılığında satmak için mal veya hizmet üretmek, ya da bu işlevlerin yerine getirilebilmesi için fonlar sağlamak üzere kurulan, hukuki ve finansal kişiliğe sahip, devamlı nitelikte bir örgüt olarak tanımlanmaktadır. Anlaşıldığı gibi girişimin (teşebbüs) belirleyici bazı nitelikleri bulunmaktadır. Kısaca bu nitelikler:

  • Girişimin amacı, kazanç ya da yarar sağlamaktır.
  • Girişim, ücret karşılığı satmak üzere mal veya hizmet üretir ya da fon sağlar. Bu nitelik, girişim olmanın zorunlu özelliğidir.
  • Girişimin üç temel işlevi; üretim, satış ve bu iki işlevin yerine getirilebilmesi için gerekli fonların sağlanması ve finansmanıdır.
  • Girişim hukuki bir birimdir. Tüzel kişiliğe sahip bulunan girişim, sahiplerinden ayrı bir kişiliğe sahiptir. Çalışmalarını bu kişilik altında yürütür, haklara sahip olur ve yükümlülükler üstlenir.
  • Girişim finansal bir birimdir. Girişimin kendisine ilişkin varlıkları ve bunları karşılayacağı öz ve yabancı kaynakları bulunur.

Girişimciliğin Ekonomik Fonksiyonları

Teknolojik gelişme ve verimlilik artışına yol açan yeniliklerin uygulanmasında girişimciler kilit rol üstlenmektedir. Girişimciliğin önemi, toplumun ihtiyaçlarını belirleyip, bunu yatırıma ve toplumsal refaha dönüştürmelerinde yatmaktadır. Çünkü yatırım sonucunda istihdam ve gelir düzeyi yükselmekte, bireylerin ve genel olarak toplumun refah düzeyi artmaktadır. Girişimcilerin yürüttüğü yatırım projeleri ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu çerçevede, ekonomik büyüme artar, işsizlik azalır, gelir dağılımı adaletsizliği hafifler, kalkınma ve sanayileşme yaygınlaşır, ödemeler dengesi açığı kapanır. Girişimcilerin ekonomiye sağladığı başlıca yararlar ya da başka bir deyişle girişimciliğin başlıca ekonomik fonksiyonları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Girişimci sayısının artması toplumsal refah düzeyi ve yaşam kalitesini de arttıracaktır.
  • Girişimler istihdam sağlar.
  • Girişimler rekabet yoluyla mal ve hizmet çeşitliliğinin ve kalitesinin artmasına yol açarlar.
  • Yeni girişimlerin kurulması ekonomik hayatı canlandırır.
  • Girişimciler hem bilim ve teknolojiyi kullanarak, hem de bu alanlara kaynak aktararak bilim ve teknolojisinin gelişmesine öncülük yaparlar.
  • Girişimciler yurt dışında kendi ürünlerinin reklamını yaparlar ve ülkenin rekabet gücünü arttırırlar.
  • Girişimciler yeni pazarlara ulaşarak ekonomik büyümeye katkı sağlarlar.
  • Girişimciler atıl kapasiteleri kullanarak kaynakların etkin kullanımına katkıda bulunurlar.

Dış Ticaret, Dış Ticaret İşlemleri ve Dış Ticarete Katılan Taraflar

İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmelerin katkısıyla ve gelişmekte olan ülkelerin serbest dış ticaret politikalarına geçişi dünya ticaret hacminin büyük ölçüde genişlemesine yol açmıştır. Günümüzde hız kazanana küreselleşme sürecinin ülkeler arasında derin bir bütünleşmeye yol açtığı söylenebilir. Derin bütünleşmeyle birlikte genişleyen pazar ölçeği girişimlere hem mal ve hizmetlerin üretim düzeylerini hem de ticaretlerini arttırma olanağı tanımaktadır. Uluslararası ekonomik düzen çok uluslu şirketlerin sınırlar arası katma değer yaratan faaliyetlerinden ve çok uluslu şirketler tarafından kurulan ağlar (network) tarafından giderek daha fazla etkilenmektedir.

Dış Ticaret

Bir ülkenin diğer ülkeler ile yaptığı mal ve hizmet alım ve satım işlemlerine dış ticaret adı verilmektedir. Dış ticaret işlemleri; ithalat, ihracat ve transit ticaret olmak üzere üç şekilde gerçekleşir.

Dış ticaret ilişkileri çerçevesinde, bir ülkenin diğer ülkelerden satın aldığı mal ve hizmetlere ithalat adı verilir.

İthalat çeşitleri; akreditifli, mal karşılığında, bedelsiz, belge karşılığı, kredili, geçici kabullü ve ankonsinyasyon ithalat olmak üzere yediye ayrılır.

İthalat, bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin dış ülkelere satılarak gönderilmesine ilişkin bir dış ticaret işlemidir. İhracat çeşitleri ise; serbest ihracat, öz izne bağlı ihracat, bedelsiz, kayda bağlı ihracat, konsinye ihracat, ithal edilmiş malların ihracatı, geçici ihracat ve kredili ihracat olmak üzere sekize ayrılır.

Dış Ticarete Katılan Taraflar

İhracattan sorumlu olan kuruluşlar; gümrük komisyoncuları, yurt dışı satın alma acenteleri, ihracatçı tüccar, ihracat komisyoncusu olabilir. İhracata katılan diğer taraflar arasında; ihracat yönetim şirketleri, ihracat komisyon temsilcisi, kooperatif ihracatçısı, nakliye aracıları, gözetim şirketleridir.

Uluslararası (Dış) Pazara Giriş ve Pazar Belirleme Süreci

Girişimlerin uluslararası pazarlara nasıl açılacağının belirlenmesi en önemli kararlar arasındadır. Pazara giriş kavramı, bir firmanın yeni uluslararası pazarlara ne kadar kolay ya da ne kadar zor girdiğini gösterir. Pazara giriş, rekabet gücü açısından verilebilecek en zor sınavlardan biri olarak görülebilir. Dolayısıyla dış ülkelere açılmaya karar verilirken bazı kritik soruların cevabı aranmalıdır. Bunlar; hangi pazara girilecek, ne zaman girilecek ve seçilen pazara girişte nasıl bir yöntem izlenecektir.

Uluslararası pazarlara girmeden önce girişimin kendi pazarlama amaç ve politikalarını belirlemesi ve bunların doğrultusunda hangi pazar/pazarlara gireceğine karar vermesi gerekir. Genellikle girişimlerin en çok tercih ettiği yöntem, uluslararası pazarlamaya küçük çaplı başlayıp, daha sonra genişletmektir.

Girişimin erişmeye çalıştığı satış hacmi, uluslararası pazarlamanın firmanın işlerinin ne kadarını kapsayacağı, kaç farklı pazara girileceği, pazara ne zaman girileceği, ne tür pazarlara girilmek istendiği vb. konular verilecek kararlarda etkili olmaktadır. Firma yöneticileri, hangi ülke pazarına girilmesi gerektiğini belirlemeye çalışırken tüm aday ülkeleri belirli faktörlere göre ayrıntılı bir şekilde incelemelidir. Bu kapsamda, girilecek pazar açısından aday konumunda olabilecek ülkelerin bir listesi hazırlandıktan sonra, bunları ön elemeye ve derecelendirmeye tabii tutmak doğru pazara yönelmek ve başarıya ulaşmak açısından uygun olacaktır. Bu çerçevede pazar ve potansiyelini belirlemede aday ülkelerin demografik, coğrafi, ekonomik, teknolojik, sosyo-kültürel faktörleri, pazar yapısı ile ulusal amaç ve planlar gibi çeşitli göstergeler kullanılabilir.

Uluslararası Pazarlara Giriş Stratejileri

Uluslararası pazara giriş stratejileri temel olarak ihracata dayalı giriş stratejileri, sözleşmeye dayalı giriş stratejileri ve yatırıma dayalı giriş stratejileri olarak sınıflandırılmaktadır. Girişimler; belli stratejiler doğrultusunda genel itibarıyla farklı ihracat yöntemlerini kullanarak, lisans ve franchising vererek, başka firmalarla birleşerek, ortaklık ve işbirlikleri yaparak ve doğrudan yatırım yoluyla dış pazarlara açılabilir.

İhracata Dayalı Giriş Stratejileri

İşletmelerin büyük bir çoğunluğu uluslararası pazarlardaki faaliyetlerine öncelikle ihracat ile başlamaktadır. Bu yöntem, uluslararası pazarlara girmenin en kolay ve en hızlı yoludur. İhracata dayalı giriş stratejilerini, doğrudan ihracat, dolaylı ihracat ve ortaklaşa ihracat olarak üç başlık halinde incelemek mümkündür. Doğrudan ve dolaylı ihracat yöntemleri arasındaki temel farklılık; ihracatçı firmanın kendisi ile ithalatçı firma veya yabancı pazardaki tüketici arasındaki iş akışını nasıl gerçekleştirdiği ile ilgilidir.

Doğrudan ihracat yönteminde ihracatçı firma müşterileri ile bizzat ya da kendisi adına hareket eden bir şahıs veya işletme sayesinde doğrudan iş akışını gerçekleştirmektedir. Doğrudan ihracat; ihracat departmanı, yurt dışı satış büroları, gezici satış acentaları, yurt dışı satış bayileri, yurt dışındaki distribütör, toptancı ve perakendeciler, elektronik ticaret ve doğrudan pazarlama şeklinde gerçekleşmektedir.

Dolaylı ihracat yönteminde ihracatçı firma ile ithalatçı firma veya tüketici arasında aracılar bulunmaktadır. İhracat yapmak isteyen, ancak gerekli personel ve kaynağı olmayan şirketler; ihracat ticaret firmaları, ihracatçı birlikleri ve kooperatifleri, ihracat yönetim firmaları, Piggyback ihracat, komisyoncular, acenteler, sektörel dış ticaret şirketleri, yerli ve yabancı tüccarlar aracılığıyla ihracat yapabilir.

Ortaklaşa ihracat ise; bir firmanın ihracat yapmak için başka bir firma ile işbirliği yapmasıdır.

Sözleşmeye Dayalı Giriş Stratejileri

Uluslararası pazarlara giriş stratejisi olarak sözleşmeye dayalı olarak uygulanan başlıca giriş stratejileri arasında lisans anlaşmaları, franchising, sözleşmeli üretim ve yönetim sözleşmesi sayılabilir.

Lisans anlaşması; lisans veren (lisansör) ve lisans alan (lisansiye) iki firmayı kapsayan bir yabancı pazara giriş yöntemidir. Endüstriyel ya da ticari uzmanlığın, belli bir bedel karşılığında, kiralanması ya da satın alınmasını sağlayacak bir anlaşmadır.

Franchising, bir pazarlama ya da dağıtım kanalı şekli olarak, sistem içinde, ana firmadan bir diğer firmaya belirli ayrıcalıkların, belirli bir zaman dilimi içinde ve belirli bir alanda kullanım hakkının verilmesidir. Franchise anlaşması; belli bir ürün, hizmet veya yöntem üzerinde hak sahibi bulunan bir firmanın (franchiser), bu ürün, hizmet ve/veya yöntemin yerel dağıtımının gerçekleştirilmesi amacıyla bir başka firmaya (francisee) bedel karşılığında yetki vermesidir.

Yönetim sözleşmesi, bu yöntemde yerli firma, sermaye veren yabancı firmaya yönetim know-how’ı sağlamayı taahhüt etmektedir. Bu durumda, yerli firma maddi ürünler yerine, yönetim hizmetleri ihraç etmektedir.

Yatırıma Dayalı Giriş Stratejileri

Yatırıma dayalı giriş stratejisinde, girilmesi planlanan uluslararası pazarda yatırım yapma kararı alınmakta ve ilgili ülke veya ülkelerde yatırım yapılmaktadır. Bu yatırımları firma doğrudan yatırım, firma satın alınması gibi yöntemlerle kendisi gerçekleştirebileceği gibi, dış pazarlardaki yerel firmalar ile ortak girişim ya da işbirlikleri oluşturarak da yapabilir.

Küresel Girişimcilik

Günümüzde bilgi-iletişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmelerin eşliğinde uluslararası ekonomik, sosyo-kültürel ve siyasal bütünleşmeler yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Bu durum girişimlerin yeni ortama uyum sağlamalarını zorun kılmaktadır. Dolayısıyla günümüz girişimcileri küreselleşme olgusunun birer aktörü konumuna gelmiştir.

Girişimlerin küresel ekonomiyle bütünleşmesi konusunda literatürde farklı iki yaklaşım söz konusudur. Bu yaklaşımlardan ilki, girişimlerin uluslararasılaşma sürecinin belli aşamalardan geçerek ilerleyeceğini ileri sürmektedir. Diğer yaklaşım girişimin doğrudan küresel olarak doğabileceğini belirtir. Küresel doğan işletme olgusuna göre, bir işletme kurulur kurulmaz ya da kurulduktan kısa bir süre sonra yurtdışı pazarlarda faaliyette geçmektedir.

Küresel girişimcilik, küresel ekonomide mevcut olan veya ortaya çıkma potansiyeli bulunan küresel fırsat ve tehditleri algılamayı içermekte ve küresel makro çevreden önemli ölçüde etkilenmektedir. Küresel ölçekli girişimcilik faaliyetler ile iş yapılan çevrenin boyut değiştirmesi, girişimin karşı karşıya kalabileceği fırsat, tehdit ve etkileşimlerin çeşitlenmesi ve genişlemesine yol açmaktadır. Bu doğrultuda küresel girişimcilik bazı ülkeler ve girişimciler için giderek önemli ve değerli bir fırsat alanı olduğu kadar diğer bazı ülke ve girişimler için tehdit yaratan bir alan olabilmektedir. Doğrudan küresel piyasalara çıkacak girişimcilerin göz önüne almaları gereken bazı önemli engeller bulunmaktadır. Bunlar; finansal, yönetsel, pazarlama, sektöre has engeller ve firmaya özgü engellerdir.

Girişimcilik ve E-Ticaret

Küreselleşme süreciyle birlikte tüm dünyada yoğun sosyokültürel ve ekonomik ilişkiler ağı oluşmuştur. Bu ağın oluşmasında bilişim altyapısı ve teknolojik gelişmeler önemli rol oynamıştır. Bu gelişmeler ışığında, dış ticaret işlemleri ile elektronik ticaretin birbirini tamamlar hale geldiği söylenebilir.

1990’lı yıllardan sonra internet temelli teknolojilerin gelişmesi sonucunda girişimciler hem yeni pazarlara açılma hem de faaliyetlerini daha uygun finansman imkânlarıyla gerçekleştirme olanağına kavuşmuşlardır. Zira e-ticaret alışverişte coğrafi sınırları ortadan kaldırmakta ve böylece girişimciler için coğrafi sınırların bir önemi kalmamaktadır. Dolayısıyla, bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmelerin, girişimciler üzerinde olumlu etkiler yarattığı söylenebilir.

Girişimciler, alıcı ve satıcıyı internet üzerinden buluşturmanın çok pratik bir yöntem olduğunu anlamışlardır. Bu çerçevede internet kanalıyla yepyeni eticaret modelleri ortaya çıkmıştır. Kupon yayınlayan siteler, açık arttırma siteleri, sınırlı süre içinde fırsat ürünleri satışı, sınırlı sayıda indirimli ürün satışı gibi, çeşitli senaryolara sahip e-ticaret modellerinin geliştirildiği görülmektedir. Bunların bazıları çok büyük başarılar elde etmiş ve dünya genelinde yaygınlaşmıştır.

E-ticaret satıcıları, tedarikçileri, bayileri ve müşterileri web kanalıyla bir araya getirir. Mal satan şirketler ile dünya ülkelerine yayılmış müşteriler internet üzerinde buluşularak alışveriş yapabilmektedir. Ana şirketler ve bayiler birbirleri arasındaki işlemleri web üzerinden gerçekleştirebilmektedir. Web üzerinden iş yapan şirketler doğal olarak müşterileri ile daha kolay iletişim kurmakta ve daha çok iş yapabilmektedir.

E-ticaret, mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılmasıdır. E-ticaret, ticari işlemlerden biri veya tamamının elektronik ortamda gerçekleştirilmesi yoluyla reklam ve pazar araştırması, sipariş ve ödeme ile teslim olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. E-ticaret, her türlü malın ve hizmetin bilgisayar teknolojisi, elektronik iletişim kanalları ve ilgili teknolojiler (akıllı kart, elektronik fon transferi (EFT), POS terminaller, faks gibi) kullanarak satılması ve satın alınmasını kapsayan bir kavramdır.

E-ticaret, kullanılan teknolojiler ve uygulamalar benzer olmasına rağmen, faaliyetlerine (yapılış şekline) göre ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; dolaylı e-ticaret ve doğrudan e-ticarettir. Dolaylı e-ticaret, malların elektronik ortamda sipariş edilmesi ile posta hizmeti ve ticari kuryeler gibi geleneksel yollarla fiziki teslimin gerçekleşmesi biçimde olmaktadır.

Dolaylı e-ticaret; ulaşım sistemi, para sistemi, gümrük sistemi gibi dışsal olarak nitelendirilebilecek bazı faktörlere bağlıdır.

Doğrudan e-ticaret, bilgisayar programları, müzik ve eğlence, görsel ve işitsel eserler, çeşitli konularda bilgi sunan hizmetler, danışmanlık hizmetleri gibi fiziksel olmayan mal ve hizmetlerin siparişlerinin, ödenmesinin ve tesliminin online olarak gerçekleştirilmesidir. Doğrudan eticaret, coğrafi sınırlar ötesinde tanımlanabilen elektronik bir işlemdir. Doğrudan elektronik ticaret dolaylı e-ticaretten farklı olarak dışsal faktörlere bağlı değildir.