DIŞ TİCARETTE RİSK YÖNETİMİ VE SİGORTACILIK - Ünite 5: Teknik ve Hukuksal Açıdan Bazı Sigorta Kavramları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Teknik ve Hukuksal Açıdan Bazı Sigorta Kavramları

Ünite 5: Teknik ve Hukuksal Açıdan Bazı Sigorta Kavramları

Sigorta Sözleşmesi (Poliçe)

Sigorta şirketleri, sigorta sözleşmesinin koşullarını, her iki tarafın hak ve borçlarını kanıtlamaya yarayan poliçeyi düzenlemek ve sigortalı ve/veya sigorta ettirene vermekle yükümlüdürler. Bu poliçeye sigorta sözleşmesi de denir. Sigorta sözleşmelerinin özellikleri;

  • Sigorta ettiren/sigortalı sigortacıdan sigorta himayesini, sigortacı da sigorta ettirenden prim ödemesini talep eder.

  • Sigorta sözleşmesi tam iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşmedir.

  • Sigorta sözleşmesi ivazlı (karşılıklı, bedelli) bir sözleşmedir.

  • Sigorta sözleşmesi sürekli bir borç ilişkisi doğuran bir sözleşmedir.

  • Sigorta sözleşmesi rızai bir akittir. Sigortacı ve sigorta ettirenin/sigortalının birbirine uygun irade beyanları neticesinde meydana gelir.

  • Sigorta sözleşmesi objektif iyi niyetin, geniş bir uygulama alanına sahip olduğu bir sözleşmedir.

  • Sigorta sözleşmesi, tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanları ile gerçekleşmektedir.

  • Sigorta sözleşmesi şansa bağlı bir sözleşme değildir.

  • Sigorta sözleşmesi şarta bağlı bir sözleşme değildir.

  • Sigorta sözleşmesi fer’i (esasa ait olmayan) mükellefiyeti içeren bir sözleşme değildir.

Bir sigorta poliçesinde, sigortacı, sigorta ettiren/sigortalı veya varsa sigortadan faydalanan kimselerin ad-soyad veya ticari unvanları, adresleri, sigorta konusu menfaat ve özellikleri, azami teminat limiti, sigortanın başlama ve bitiş tarihleri, ek rizikolar, primin tutarı ile ödeme zamanı ve yeri, poliçenin düzenlenme tarihi, sigortacının üzerine aldığı risklerin, tehlikelerin niteliğini belirlemeye yarayacak bütün durumlar sistemli, açık ve okunaklı bir şekilde yer almalıdır.

Sigortacılıkta genellikle sigortacı tarafından sigorta ettirene/sigortalıya sigorta edilecek rizikonun mahiyeti hakkında bilgi edinilmek için önceden hazırlanmış gerekli bilgileri içeren bir soru listesine teklifname denir. Teklifname sigorta sözleşmesinin ortaya çıkması için icap olarak düşünülür. Sigorta sözleşmesi Borçlar Kanunumuzdaki esaslar dâhilinde sigortacının icabı (öneriyi) kabul etmesi ile meydana gelir. Sigortacının öneriyi kabulü bir şekle bağlı değildir. Sigorta Teklifnamesi ise sigorta şirketinin bilgi edinmesi için hazırlanan, fiyatın hesaplanması ve poliçenin doldurulması için gerekli bütün bilgileri kapsayacak şekilde düzenlenen bir bilgi formudur. Sigorta sözleşmesinin kurulabilmesi için gerek sigorta ettirenin/sigortalının gerekse sigortacının karşılıklı olarak irade beyanlarını poliçede birleştirmeleri gerekir. Teklifnamede yer alan soruları yanıtlarken teklif sahibi riziko ile ilgili tüm bilgileri, esaslı unsurlar sorulmuş olsa da olmasa da, yani soru formunda yer almamış bile olsa, açıklamak zorundadır. Sigortalanması teklif edilen riziko, tehlike ile ilgili tüm gerçeklerin açıklanması zorunluluğu “azami iyi niyet kuralının” bir gereği ve sonucudur. Bilindiği üzere, Türk Ticaret Kanunu’nun 1435. maddesinde “Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür” denilerek, sigorta ettirene doğru beyanda bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu nedenle, sigorta ettiren teklifnameyi gerçeğe uygun bir biçimde doldurmalıdır.

Kısaca, sigorta ettirenin/sigortalının rizikoyu teminat altına aldırabilmesi için sigortacıya lüzumlu unsurları içeren bir öneride bulunması, sigortacının da bu öneriyi kabul etmesi ve daha sonra düzenlenecek poliçedeki primi sigorta ettirenin/sigortalının sigortacıya ödemesi gerekmektedir.

Sigorta Sözleşmesi ile İlgili Diğer Kavramlar

Muvakkat (Sigorta İlmühaberi) Geçici Sigorta Poliçesi: Geçici sigorta ilmühaberi de poliçe gibi her iki tarafın haiz olduğu hak ve borçları gösterir. Sigorta mukavelesinin düzenlenmesinden sonra sigortacı poliçeyi hemen veremeyebilir. Eğer poliçe gecikirse, bu süre zarfında oluşacak tehlikelere karşı geçici sigorta ilmühaberi düzenlenir. Geçici sigorta ilmühaberleri üzerinde sigortacının ve sigorta ettirenin imzaları bulunur. TTK’ ya göre; Sigortacı sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmi dört saat, diğer hâllerde on beş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur. Sigorta ettiren poliçesini kaybederse, gideri kendisine ait olmak üzere, yeni bir poliçe verilmesini sigortacıdan isteyebilir. Poliçenin verilmediği hâllerde, sözleşmenin ispatı genel hükümlere tâbidir.

Abonman sözleşmesi: Zarar sigortalarının bir sözleşme çeşididir. Sadece emtialara uygulanabilen bir sigorta türüdür. Bu sigorta, emtia değeninin sürekli değişkenlik gösterdiği durumlarda sigorta ettirenin/sigortalının azami değer üzerinden sigorta yaptırıp boşuna fazla prim ödemesini önlemek amacıyla uygulanmaktadır. Burada, sigorta edilen menfaatler sözleşmenin akdi sırasında sadece nev’i ile tayin edilir ve ancak bunlar somut hale geldikten sonra sigortacıya bildirilir. Özellikle Mal Taşıma Sigortalarında ve Ardiyecilerin Muhafaza Ettikleri Mallar İçin Yaptıkları Yangın Sigortalarında bu çeşit sözleşmeler kullanılmaktadır. Ancak sigorta edilen menfaat somut hale geldikten sonra o sigortalı mal için sigorta teminatı teselsül eder.

Zeyilname: Sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden sonra, sözleşme şartlarında veya sigorta konusunun ekonomik değerinde yapılacak herhangi bir değişiklik olması veya buna benzer herhangi bir poliçe üzerinde değişiklik yapılması durumunda, yeniden poliçe düzenlemek yerine ek bir belge düzenlenmektedir. Buna zeyilname (poliçe eki) denir. Primli veya primsiz olabilir. Sigorta konusunu oluşturan mal bir başkasına satılabilir, adresi değiştirilebilir veya rizikoyu ağırlaştıran bir değişiklik oluşabilir. Sigortalı malın bir başka kişi adına veya başka adreste devam etmesi şirketçe sakıncalı görülmüyorsa bir zeyilname ile poliçeye bu hususlar eklenerek, poliçenin yeni koşullarla devamı sağlanır. Bir sigorta sözleşmesi yapılıp poliçe düzenlendikten sonra sigorta poliçesinde gösterilen koşullarda değişiklikler yapılması istenirse ve sadece bu değişiklikler nedeniyle sigorta poliçesi değiştirilmek istenmediği takdirde asıl sigorta poliçesine ek olarak yeni bir belge düzenlenmesine sigortacılık uygulamasında zeyilname adı verilmektedir.

Sigortacı sözleşmeyi iptal ederse, işlemeyen sigorta süresine ilişkin primleri sigortalıya geri vermek zorundadır.

Tecditname (poliçe yenileme); poliçeyi bir yıl veya daha fazla uzatan, hukuksal olarak, yeni bir poliçenin hazırlanmasıyla aynı sonuçları doğuran bir belgedir. Yani Tecditname ilk sigorta poliçesinin eki sayılmaktadır. Süresi dolan poliçenin yerine yeni bir poliçe düzenlenmeyip, sözleşmenin bir süre daha yürüklükte olduğunu gösteren bir belgedir. Ancak, koşullarda bir değişiklik olursa, bu durumda poliçe eki veya yeni bir poliçe düzenlenir.

Hasar Tazminat Makbuzu/İbraname Aklama Belgesi: onaylanan hasar bedelinin sigortalıya veya menfaattara ödenmesi aşamasında gerekli ve önemli bir hukuki fonksiyon görecek bir belge niteliğindedir. Bu belge özellikle sigorta şirketi açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu belge sigorta ettirene/sigortalıya veya sigorta ettirenin/sigortalının kanuni vekiline veya menfaattarına imzalatılmakta, bu şekliyle ve belgenin içeriği itibarıyla özellikle sigorta ettireni/sigortalıyı hukuki anlamda bağlayıcı olmaktadır.

Belge ile sigortalı, sigorta şirketinin onayladığı ve hasar için uygun gördüğü tazminat bedelini kabul etmektedir. Sigorta ettiren/sigortalı kendisine nakden ve tamamen ödenen tutar ile tüm hasar zarar bedelini aldığını, bu bedel dışında sigorta şirketinden hiçbir bedel talebinde bulunmayacağını, yapılan ödeme sonrası sigorta şirketinin sigorta sözleşmesinde yer alan tüm yükümlülüklerini sigorta ettirene/sigortalıya karşı tamamen ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bu hasar nedeniyle sigorta şirketinin sorumlu bulunduğu her türlü borç, yükümlülük, faiz ve taahhütlerinden şirketi ibra ettiğini kabul etmiş olmaktadır.

Görüldüğü gibi Hasar Tazminat Makbuzu hasar bedelinin sigortalıya ödenmesi sonrası ortaya çıkabilecek toplam tazminat tutarı konusundaki sigorta ettirenin/sigortalının itirazı hallerinde ve diğer hususlardaki olası olumsuzluklarda veya bu olumsuzlukların hukuki alana taşınması durumlarında sigorta şirketini koruyucu önemli bir işlev görebilecek bir belgedir. Bu nedenle her türlü hasar tazminat ödemesi sırasında, ödeme öncesi sigorta ettirene/sigortalıya veya yasal vekiline mutlaka imzalatılır ve belgenin imzalanması sonrası tazminat bedeli ödemesi yapılır.

Sigorta Süresi ve Dönemi: Sigorta süresi, sigortacının teminat kapsamındaki tehlikeler nedeniyle meydana gelmesi muhtemel hasarlara ilişkin sorumluluklarının devam ettiği süredir. Sigorta dönemi ise primlerin hesap edildiği dönemi ifade eder.

Sigorta sözleşmeleri, kısa (1 gün-1yıl), normal (1 yıl), uzun (1 yıldan fazla) süreli yapılır. Hayat dışı branşlarda bu süre genellikle bir yıldır. Süre sözleşmeyle kararlaştırılmamış ise taraf iradeleri, yerel teamül ile hal ve şartlar göz önünde bulundurularak, mahkemece belirlenir. Sigorta sözleşmelerinde Şekli, Maddi ve Teknik olmak üzere başlıca üç tür süre bulunmaktadır.

Şekli Süre poliçenin tanzim tarihidir. Sigorta ettirenin/sigortalının önerisini kabul eden sigortacının sigorta sözleşmesinin kurulduğunu gösteren poliçeyi tanzim ettiği tarihtir.

Maddi Süre sigorta teminatının başlayacağı tarihtir. Bu sürenin başlaması sigorta ettirenin/sigortalının primini ödemesi ile veya pirimin taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk pirimi ödemesi ile başlar.

Teknik Süre ise, poliçenin başlangıç ve bitiş tarihleridir. Türkiye’de poliçenin başlangıç ve bitiş saatleri öğlen saat 12.00’dir.

Sigorta başlangıç tarihi, sigorta teminatının başladığı yani poliçenin yürürlüğe girdiği tarihtir. Sigorta sözleşmesi, sigortan ettiren/sigortalı ile mutabık kalındığında, sigortacının sorumluluğu ise; sigorta ettirenin/sigortalının sigorta primini ödemesiyle başlar. Bazı branşlarda sigorta teminatının başlayabilmesi için sigorta priminin genellikle bir kısmının ödenmesi gerekirken, bazı branşlarda böyle bir zorunluluk olmayıp tarafların anlaşmasıyla teminat başlamış kabul edilir.

Sigortanın sona ermesi (fesih) ve cayma: Sigorta sözleşmesinin her iki taraf ve üçüncü şahıslar bakımından artık geçerli olmaması halidir. Sözleşmenin sona ermesinde aşağıdaki durumlar söz konusu olmaktadır;

  • Olağanüstü durumlarda fesih

  • Sigorta priminin artırılmasında fesih

  • Kısmi fesih ve cayma

Sigorta Konusu: Kaybedilmesi veya hasarlanması halinde, üzerinde menfaat sahibi kişi/kişiler için mali kayıplara neden olan;

  • Taşınır veya taşınmaz bir mal,

  • Meydana gelmesi durumunda yasal bir hakkın kaybedilmesine veya yasal bir sorumluluk oluşmasına neden olan bir olay,

  • Ölüm veya yaralanma halinde kişinin kendisi veya menfaat bağı ile bağlı bulunduğu kişiler için parasal kayıplara neden olabilecek bir hayat,

  • Sorumluluk poliçesi için ilgili kişinin başkalarına verebileceği zararlar bakımından söz konusu olan yasal sorumluluk,

  • Hayat poliçesi için sigorta ettirenin yaşamı, sigortanın konusu üzerine birer örnektir.

Sigorta sözleşmesine göre, her hangi bir riske, tehlikeye ilişkin olarak, sigortacının hasar meydana gelmesi halinde tazmin edilmesi yolunda verdiği güvenceye karşılık olmak üzere, sigorta ettirenden/sigortalıdan para olarak alınan ücrete sigorta primi denir. Prim riziko primi ve brüt prim olarak ikiye ayrılır.

Riziko Primi ticari primden farklıdır. Riziko primi başlıca iki öğeden oluşur. Birincisi, geçmişteki istatistiki kanıtlara hasarların sıklığı ve miktarı dayanarak sigortalanan şeyin değerini karşılamayı amaçlayan net primdir. Diğeri ise, gelecekle ilgili çalışma sonuçlarını hasarların sıklığı ve miktarı üzerine etki yapmaya uygun genel koşullar değerlendirerek net primin yükselme ve düşmelerini ayarlayan bileşimdir.

Brüt Prim sigorta ettirenin/sigortalının ödeyeceği Brüt Prim; Riziko Primine ek olarak sigortacının yapacağı Üretim Masrafları, Genel Giderler, Emniyet Payı, Kar Payı ve sair giderlerin eklenmesiyle bulunan primdir. Emniyet Marjı adı da verilen Emniyet Payı; hasar ihtimalindeki olağan dışı dalgalanmaları karşılamak üzere, aslında riziko primi niteliğinde bulunan, ancak, meydana gelişi istatistiklerle belirlenemeyen deprem, fırtına gibi doğal afetleri ya da katastrofik bir veya birkaç hasarı karşılamak üzere ilave edilen bir paydır.

Tazminat talebi, hasar/zarar, sigorta güvencesi altına alınan risklerden, tehlikelerden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, sözleşme gereği sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğünün doğması durumudur.

Sigorta ettirenin/sigortalının sahip olduğu değerleri sigortacı nezdinde sigorta güvence kapsamına aldırmasının temel nedeni, güvence altına aldırdığı değerlerde herhangi bir olumsuzluk nedeniyle oluşan hasarının/zararının karşılanması, yani tazminat almaktır.

Sigorta ettiren/sigortalı herhangi bir zarara uğraması durumunda poliçe genel ve özel şartları çerçevesinde zararının giderilmesini talep edecek, sigorta şirketi de poliçeyi inceleyerek oluşan hasar yasalara, poliçe genel ve özel şartlarına uygunsa tazminat miktarını hesaplayarak sigorta ettirene/sigortalıya ödeme yapacaktır.

Bu bağlamda Tazminat Talebi; sigorta sözleşmesi kapsamındaki bir riskin, tehlikenin neden olduğu zıya veya hasarın tazmin edilmesi amacıyla, sigorta ettirenin/sigortalının, lehdar veya üçüncü şahısların sigorta şirketinden yapmış oldukları taleptir.