DOĞUM BİLGİSİ VE SUNİ TOHUMLAMA - Ünite 7: Çiftlik Hayvanlarında Doğum Sonrası Anne ve Yavru Bakımı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Çiftlik Hayvanlarında Doğum Sonrası Anne ve Yavru Bakımı

Giriş

Günümüz süt sığırcılığında ulaşılmak istenilen hedefler, her inekten yılda bir buzağı almak ve olabildiğince en yüksek süt verimi elde etmek, doğan yavruların sağlıklı olmaları ve doğum yapan annelerin ise yaşamları boyunca istenilen düzeyde süt üretmeleri hedeflenmektedir.

Doğum Öncesi Annenin Bakımı

Gebelik döneminde annenin kondisyonu ve sağlık durumu, yavrunun yaşama gücünü ve doğum sonrası annenin verim gücünü doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, daha sonraki dönemlerde bir sorunla karşılaşılmaması için, annenin bakımına doğum öncesi dönemden başlanıp birtakım önlemler alınarak, çok iyi yapılması gerekir. Bu önlemler şunlardır;

  • Düşük kondisyonlu gebe hayvanların kolostrum yani ağız sütü kalitesi düşük olabilir, bunu önlemek için son iki aylık döneminde uygulanan aşılarla annede bağışıklık arttırılır ve yavru doğumdan sonraki ilk 4-5 günlük dönemde aldığı bu ağız suyu ile bu antikorları vücuda alır.
  • Açık havada, merada veya çayırda serbest bir şekilde dolaşmak hem doğumun daha rahat olması hem de doğum sonrası ortaya çıkabilecek sorunların önlenmesi bakımından önem taşır.
  • Gebelikleri ilerlemiş hayvanlar uzun süre yolculuk yapmamalıdır.
  • Gebenin operasyon gerektiren rahatsızlığı doğum sonrasına ertelenmelidir.
  • Kısrakların doğumlarına 3-4 hafta kala nalları sökülmelidir.
  • Koyunlar sürüden ayırılmalı ve fazla yürütülmemelidir.
  • İnekler doğuma yakın sağım işleminden uzaklaştırılmalı ve kuruya alınmalıdır.
  • Doğum öncesi hayvanlar dezenfekte edilmiş özel bir alana alınmalı, odanın ısı ayarı iyi yapılmalı ve gözlem altında tutulmalıdır.

Sağmal ineklerin doğuma yaklaşık 45-60 gün kala sağımdan çıkarılmasına kuruya çıkarma, doğuma kadar sağılmadan geçen bu döneme de kuru dönem adı verilir. Kuru dönemin hayvan için sağladığı yararlar şunlardır;

  • İneklerin kuruya çıkarılmaları ile işkembenin dinlenmesi ve yenilenmesi sağlanır.
  • Laktasyon döneminde yüksek süt veriminden dolayı aşırı çalışan ve yıpranan meme dokularının dinlenmesini ve yenilenmesini sağlar.
  • Son sağımda her bir memeye kuru dönem meme tüpü verilerek kuru dönem süresince olası meme enfeksiyonları engellenir.
  • Yavru, gelişiminin %75’ini kuru dönemde tamamladığı için ineğin bu son iki aylık dönemdeki beslenmesi son derece önemlidir.
  • Kuruya çıkarılırken ineklere kesif yem yani sanayi yemi verilmez, bu dönemde iyi kaliteli kaba yem yani lifli ot ile beslenir.

Doğum Sırasında Anne ve Yavrunun Bakımı

İneklerde normal doğum süreci ve doğum sırasında yavrunun geliş pozisyonlarının bilinmesi, doğumun normal mi yoksa güç mü olacağı konusunda karar verilmesi açısından çok önemlidir. Doğum sırasında yapılacaklar, anne ve yavru için yaşamsal önem taşır. Bu nedenle, her zaman müdahale gerekecekmiş gibi önlem alınmalıdır. Normalde anne doğumu yalnız gerçekleştirebilir. Doğum başladıktan ve yavru suları geldikten sonra hayvan rahatsız edilmemeli, ancak uzaktan gözlem altına tutulmalı, koyun, keçi ve kısrakta yarım saat, inek, kedi ve köpekte bir saat içinde doğum gerçeklemelidir. Eğer bu süreler içinde doğum olmamış ise müdahale etmek gerekebilir. Doğum sırasında yavru zarlarının dikkatlice gözlenmesi gerekir. Zarın yırtılmadığı durumlarda, (özellikle kısraklarda) zar el yardımıyla yırtılmalı ve yavrunun soluk alması sağlanmalıdır. Doğum olayının normal şekilde sürmediği gözlenip yardım gerektiği kanısına varılırsa, doğuma yardım etmek amacıyla müdahale yapıldığında, yavruyu çekme sırasında aşırı güç kullanmamaya dikkat edilmelidir.

Doğumdan Sonra Anne ve Yavrunun Bakımı

Doğum, annenin hayatı boyunca karşılaştığı en zor ve tehlikeli fizyolojik olaydır. Doğum sırasında genital kanalda yırtılmalar ve kanamalar oluşabilir. Annenin gelecekteki verimi, doğumdan sonra anneye gösterilecek uygun bakım ve beslemeye bağlıdır. Bunun için annenin tüm bedeni kurulanarak teri giderilir ve sakinleştirilir. Doğum yapmış anne 8-10 gün soğuktan ve hava akımından korunur ve doğum sırasında annede herhangi bir kanama oluşmuşsa, fazla zaman geçirilmeden, uygun müdahale yapılmalıdır. Doğumdan sonra ikinci bir yavrunun olup olmadığı kesinlikle kontrol edilmeli, doğumu izleyen ilk 15 dakika içinde yavru zarları atılmalıdır. Yeterli sürede atılmaz ise karşılaşılan olgu retentio secundinarum olarak adlandırılır ve müdahale gerektirir. Çoğul gebeliklerde, yavruların her birine ait plasentanın atılıp atılmadığı dikkatlice kontrol edilir. Dişilerde yavru zarlarını yeme isteği vardır ancak bu sindirim sistemleri için riskli olduğundan zarların ortamdan uzaklaştırılması gerekmektedir. Doğumdan sonra anneye sindirimi kolay yiyecekler verilmeli ve ortamda hijyene önem verilmelidir. Doğum sonrası memelerde ödem oluşmuşsa sağılarak giderilmeye çalışılmalıdır.

Yeni doğan yavru bir sonraki yıl damızlık olarak düşünüldüğünde iyi bakımın çok önemli olduğu konusu dikkati çekmektedir. Yavrunun bağışıklık sistemi gelişmemiş olduğundan, çevre faktörlerine karşı duyarlıdırlar. Bu dönemde yapılan bakım ve besleme hataları buzağıların gelişiminin geri kalmasına, hatta ölümlerine neden olabilmektedir.

Yavru, anne tarafından yalanarak temizlenir. Yalama sırasında yavrunun solunum ve dolaşımı uyarılır. Bu işlemler anne tarafından yapılmazsa, bir yardımcı tarafından yavrunun kurulanması ve solunum yollarında olabilecek sıvıların boşaltılması gerekir. Doğum sonu yavru ölümlerinin büyük bir kısmını oluşturan mikroorganizmalar, göbek kordonu yoluyla yavruya geçmektedir. Doğum sonrası göbek kordonunun hijyeni, yavrunun sağlığı ile yakından ilgilidir. Anne tüm yaşamı boyunca hastalıklara karşı kazandığı bağışıklık maddelerini kolostrumla yavruya aktarır. Bu nedenle ağız sütü yavruya mutlaka içirilmelidir. Yavrunun ilk dışkısını yapıp yapmadığı kontrol edilmeli ve vitamin takviyesi yapılmalıdır. Buzağılar doğumdan sonra anneden ayrılarak buzağı bölmelerine alınmalıdır. Buzağı bölmeleri ergin sığırlardan ve danalardan uzak bir yerde olmalı, çok soğuk veya sıcak olmamalı, havalandırılması iyi olmalı, rüzgârlardan ve yoğun güneş ışığından korunmalı ve ara sıra yeri değiştirilmelidir. Buzağı barınaklarının yapı malzemesi kolay temizlenebilir ve dezenfekte edile bilir olmalı, her buzağı için ayrı yem ve süt kovası olmalı, kış aylarında altlık kullanılmalı ve sık değiştirilmelidir. Doğum sonrası aşılarına dikkat edilmelidir.

Buzağı ölümlerinin başlıca nedenleri arasında buzağı ishalleri ve solunun sistemi sorunları sayılabilir. Yeni doğanların en önemli ve öldürücü hastalığı ishaldir. Yeni doğan buzağı ishalleri, süt hayvancılığı ve besicilik yapan işletmelerde önemli ekonomik kayıplara yol açar. Hastalık, doğum sonrası ilk günlerde başlayarak, bir aylık buzağılarda akut seyirli ishalle seyreder. Hastalığın ortaya çıkmasındaki en önemli nedenler, çevre faktörleri, yetersiz kolostrum alımları, ahır hijyeni, süt içirme hijyeni, bakım ve barındırma koşulları ve hayvanların direncini azaltan stres etkenleridir. Solunum sistemi hastalıkları ise genellikle kalabalık, havalandırılması iyi olmayan, pis kokulu ve yeterince güneş almayan ortamlarda barındırılan, kolostrumu yeterince alamamış, direnci düşük, stres altındaki hayvanlarda görülmektedir.