EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ - Ünite 5: Eğitimin Politik Temelleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Eğitimin Politik Temelleri

Eğitim Bilimi Ve Politika İlişkisi

Eğitimi kasıtlı kültürleme süreci olarak tanımlarken aslında politik anlayışa ve onun istediği davranış değişimine işaret edilir. Okullar aracılığıyla gerçekleştirilen kasıtlı davranış değiştirme, toplum ve ideolojik yapıya göre farklılaşır.

Eğitim, demokratik toplumlarda bireysel ve toplumsal gelişmenin temeli kabul edilir; birey ve toplumun ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik olarak gelişmesinde önemli işlevler yüklenir. Bireyin eğitim hakkı, onun kendini geliştirmesi ve özgürlüğünün aracı olması bakımından politika için önemli ve öncelikli bir konudur. Demokratik olmayan toplumlarda ise eğitime yeterince önem verilmez.

Eğitimin politik işlevleri şöyle özetlenebilir:

  • Var olan siyasal düzeni koruyacak, milli değerlere ve millet bilincine sahip bireyler yetiştirmek,
  • Ülke yönetiminde görevler üstelenecek liderler yetiştirmek,
  • Toplumsal gelişme ve ilerlemeyi sağlayacak bireyler yetiştirmek,
  • Demokratik yaşamın geliştirilmesine katkı getirecek bireyler yetiştirmek.

Dolayısıyla toplumsal yaşamı demokratik açıdan geliştirmenin en etkili yolu, demokrasinin işletilmesinde sorumluluk alan, demokratik kuralları uygulayan, demokratik kuralların uygulanması için girişimci olan ve demokratik değerleri içselleştirmiş bireyler yetiştirmektir. Bu özelliklere sahip bireylerin yetiştirilmesinde de eğitim sisteminden yararlanılması gerekmektedir.

Eğitim ve politika arasındaki ilişkinin kurumsallaşmış sonucu olan okullarda, belli amaçlar ve ilkeler doğrultusunda politik sistemin istediği insan yetiştirilmektedir. Var olan ideoloji ve politik sistemi koruyup geliştirecek bireylerin yetiştirildiği yer okuldur. Dolayısıyla, zorunlu eğitim yaşının yükseltilmesi, okulöncesi eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması ve tüm eğitim basamaklarında okullaşma oranının artırılmasına yönelik tüm çabalar var olan düzeninin korunması ve geliştirilmesine yönelik yatırımlardır.

Eğitim ve politika arasındaki ilişkinin önemli göstergelerinden biri de eğitimin milli niteliğidir. Eğitimle ilgili politikalar ve uygulamalar millidir ve merkezi yönetim aracılığıyla yürütülür.

Okulların ve öğrenme-öğretim süreçlerinin işleyişi, içinde yaşanılan toplumun politik anlayışını yansıtır, toplumda demokrasinin gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi verir. Eğitimle ilgili planlamalar ve bu planların uygulanmasında demokratik anlayışın egemen olmadığı durumlarda, eğitim sürecinden geçen bireylerin demokratik olmaları, başka bir deyişle demokratik değerleri içselleştirmeleri ve demokratik davranmaları beklenmemelidir.

Eğitim Politikasının Temelleri

Çağdaş toplumlarda gelişmişlik ölçütleri, ekonomik göstergelerden çok, eğitim politikalarına dayanır. Devlet politikasıyla uyum içinde olması gereken eğitim politikası birey ve toplumun gereksinimlerine göre belirlenir. Bunlara ilgili konu alanının gereksinimleri de eklenebilir. Bireyin gereksinimlerini karşılamaya yönelik olarak hazırlanan eğitim programlarının, eğitim kurumlarında uygulanmadan önce politikanın ve özellikle eğitim politikasının süzgecinden geçirilmesi gerekmektedir. Gözden geçirme sürecinden sonra yeniden tanımlanan eğitim politikaları eğitim kurumlarında uygulamaya konur.

Özellikle demokratik toplumlarda toplumsal ve bireysel gereksinimler çeşitlilik gösterir. Bu çeşitliliğe rağmen, bireysel açıdan, eğitim gereksinimleri şöyle özetlenebilir:

  • Temel öğrenme becerilerini geliştirme,
  • Eğitim aracılığı ile özgür bir toplumun temellerini oluşturma,
  • Davranışların etik standartlarını geliştirme,
  • Üretim için ya da yükseköğretim için bireylerin becerilerini geliştirme,
  • Bireyin sağlıklı olması için gereken alışkanlıkları kazandırma,
  • Estetik değerleri geliştirme,
  • Bireyin eğitim hakkını kullanmasını sağlama,
  • Bireyin yeteneklerini geliştirme.

Eğitim kavramıyla ilgili tanımlara iki görüş hakimdir: toplumsal/sosyolojik ve bireysel/psikolojik. Sosyolojik görüş, eğitim yoluyla bireylere geçen birikimlerin aktarılmasıyla onların topluma uyum sürecinin güçlendirileceğini savunmaktadır. Psikolojik görüş ise bireyin yeteneklerini en üst düzeye çıkartarak onun gelişimine katkıda bulunmak için eğitimden araç olarak yararlanılması gerektiği anlayışına dayanmaktadır. Eğitim politikaları, psikolojik ve sosyolojik açıdan tanımlanan gereksinimleri dikkate almalıdır.

Eğitim, bireyin gelişimi aracılığıyla toplumsal gelişme sağlar; politika da toplumsal gelişime dayalı hedefler aracılığıyla bireyin gelişimine katkıda bulunur. Türkiye’de eğitim politikalarının belirlenmesinde Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Şûraları ve Kalkınma planları önemli bir rol oynar.

Milli Eğitim Bakanlığı, ülkenin gerek örgün gerek yaygın eğitim politikasının belirlenmesinden ve bu politikaların uygulanmasından resmî olarak sorumlu kurumdur.

Milli Eğitim Şûraları nda alınan kararlar, Milli Eğitim Bakanlığına yönelik eğitim politikalarının oluşturulması ile ilgili önerileri içermektedir. Milli Eğitim Bakanlığı; şûrada ele alınacak konu ya da konuları, şûra gündemini, şûraya katılım biçimini ve şûraya katılacakların özelliklerini önceden belirler. Şûra çalışmaları; Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı, okul yöneticileri, öğretmenler ve uzmanlar, kamu sektörü ve özel sektörden temsilciler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, oda temsilcileri ile eğitim ve öğretimle ilgili olan tüm kurumların katılımları ile gerçekleştirilmektedir.

Kalkınma planları, bir ülkede var olan sektörlerle ilgili kalkınmaya yönelik planlanmış öngörülerden oluşmaktadır. Hizmet sektörü içinde yer alan eğitim ile ilgili geleceğe yönelik öngörüler de kalkınma planlarında yer almaktadır. Kalkınma planları, toplumun eğitim gereksinimini daha çok ekonomik gereksinimler doğrultusunda ortaya koymaktadır.

Eğitim Politikası İle İlgili Alanlar Ve Eğitime Düşen Görevler

Felsefe, bireyler ve toplumlar açısından değerleri yansıtır. Değerler sisteminin biçimlenmesinde felsefenin önemli bir rolü vardır. Eğitim politikaları da toplumun değerleri ve kültürü üzerinde oluşturulur ve eğitim politikalarında etkili olacak değerlerin analizinde felsefeden yararlanılır. Eğitim felsefesi alanında yapılan tartışmalar, eğitim politikalarının dayanaklarını oluşturur ya da bu dayanakları daha belirgin hale getirir. Eğitim ve eğitim politikası, bireyi geleceğe hazırlamak için on beş - yirmi yıl sonrasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Felsefe, gelecek ile ilgili öngörülerin ortaya konmasında eğitim politikasına yeni bilgiler sunar. Ayrıca, felsefe bilimsel gerçeklerle ortaya konan bilgiler dışındaki bilgilere de ulaşarak bilimsel gelişme için yeni araştırma konuları ortaya koyar ve eğitim politikasına olumlu katıda bulunur.

Psikoloji; insan davranışları, öğrenme biçimi ve zekâ gibi konularda çalışmalar yaparak eğitim politikalarının hazırlanmasına ve gerçekleştirilmesine katkı sağlar. Psikolojinin sunduğu öğrenme kuramları, öğrenme ilkeleri ve kişisel gelişimler ilgili bilgiler eğitim politikaları için bilimsel dayanak oluşturur.

Sosyoloji , kültürleme süreci olarak tanımlanan eğitimin, toplumun sürekli değişimine uyum sağlamasına yardımcı olur. Eğitim politikaları, bu değişimin yönünü, zamanını, hızını ve gerçekleştirilme biçimini planlar. Toplumsal yapının biçimlendirilmesinde ya da toplumsal yapının belirlenmesinde etkili bir araç olması nedeniyle politika, eğitim sosyolojinin konusu olarak ele alınmaktadır.

Ekonomi de eğitim politikasıyla ilgili alanlardan biridir. Eğitimin işlevi, ekonomi için gerekli iş gücünü yetiştirmenin yanı sıra, üretim ve verimi arttırmak ve teknolojiyi geliştirmek için gerekli bilimsel çalışmayı yapan bilim insanlarını da yetiştirir. Eğitim politikalarında hem bireyin hem de toplumun ekonomik gelişimi amaçlanır.

Hukuk, eğitim politikalarının uygulanması için yasal zeminin hazırlanması için çalışmalar yapar. İç hukuk ve uluslararası hukuk eğitim politikalarının belirlenmesinde etkili olmaktadır. Hukuk, aynı zamanda, demokrasi ve insan hakları açısından eğitim hakkının tanımını ve bu hakkın kullanılması için gerekli zeminin hazırlanmasına yönelik düzenlemeler yapar.

Eğitim programları, makro ve mikro düzeyde yapılan planlamalarla eğitim politikalarının uygulamaya geçirilmesine yönelik somut çalışmalardır. Türk Milli Eğitim Sisteminin genel çerçevesi, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Yasası ile belirlenmiştir. Buna göre milli eğitimin üç temel genel amacı vardır:

  • Devletin devamlılığı için gerekli nitelikleri taşıyan “vatandaşlar” yetiştirmek,
  • Bireyi her açıdan geliştirmek, yaratıcı ve verimli bireyler yaratmak,
  • Bireyi ekonomik açıdan kendine yeterli duruma getirmek.

Milli eğitimin temel ilkeleri de eğitim politikalarına yön vermektedir: Eğitim Hakkı, Fırsat ve İmkân Eşitliği, Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği, Demokrasi Eğitimi, Laiklik, Bilimsellik, Planlılık ve Karma Eğitim.

Eğitim politikaları; eğitim ve öğretim programlarını oluşturan amaç, içerik, öğretme-öğrenme süreçleri ve değerlendirme ögeleri aracılığı ile uygulamaya aktarılmaktadır. Bu nedenle hazırlanan ya da geliştirilen eğitim programları ile eğitim politikası arasındaki bağların iyi kurulmuş olması gerekir. Eğitimin amaçları, eğitim politikaları ve eğitim programları arasında doğru ilişkinin kurulmasında etkili olacaktır.