EĞİTİM FELSEFESİ - Ünite 3: Eğitim Felsefesi Akımları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Eğitim Felsefesi Akımları

Eğitim Felsefesinin İşlevleri

Eğitim felsefesi, eğitim ve felsefe etkileşimin eğitim alanında uygulanışı olarak tanımlanabilir. Felsefe, tüm disiplinlerin yönlenmesi, işlemesi ve değerlendirilmesi için temel yol gösterici bir disiplindir. Eğitim ise genelde üç farklı alan betimlemesidir. Öncelikle yaygın tanımlamayla bireyin davranışını kasıtlı ve istendik yönde değiştirme olarak tanımladığı görülür. Bir bakıma eğitim, kişileri yetiştirme, geliştirme ve biçimleme sürecidir.

Eğitim aynı zamanda istendik davranış geliştirmenin yapıldığı mikro ortam okul-eğitim kurumları- ve makro tüm toplum ve ulusal uluslararası boyutlarıyla sosyoekonomik politik bir kurumdur.

Eğitim üçüncü bağlamda ise sosyoloji, psikoloji ve yönetim gibi kimi disiplinlerden yararlanan uygulamalı bir bilim alanı olarak da betimlenir. Eğitim sürecinin; amaç, içerik, süreç ve çıktılarının oluşturulması, işlemesi ve değerlendirilmesi disiplinler arası uğraş alanıdır. Felsefenin ne olduğunu ortaya koyan üç görüş yaygın olarak kabul görmektedir.

Eğitimin felsefi açıdan ele alınışında eğitimin dış görünüşü, eğitimin içeriği ve kullanılacak dil olmak üzere üç öğe üzerinde durulur. Eğitimin dıştan görünüşü bağlamında kültür ile eğitim uzlaşıları ve eğitimin kültür tarafından nasıl algılandığı veya eğitimin kültürü nasıl gördüğü sorunları üzerinde durulur. Kullanılacak dil bağlamında eğitime ilişkin kavramların terimleştirilmesi ile olan ve olması gereken dil konularında felsefe eğitim alanına katkılarda bulunur. Felsefe ve eğitim felsefesi bir toplumsal kurum olarak eğitime kültürel yapı oluşumda etki etmektedir. İkinci etki ise felsefenin amaçlar, vizyon, misyon saptamalarındaki ve ideal oluşturmadaki rolü ile model oluşturma etkisidir. Üçüncü etki ise eğitimin programlama açısından nasıl kavramsallaştırılacağı etkisidir.

Eğitim felsefesi, eğitimin gerçekleştirilmesinde farklı alanlar arasında eşgüdüm sağlayarak bütüncül bir yaklaşım sağlar. Eğitim felsefesi, farklı disiplin ve yaklaşımların eğitim alanına uyarlanmasında birliktelik sağlar. Eğitim; planlama, yönetim ve değerlendirme boyutlarıyla karmaşık bir süreçtir. Ayrıca eğitim felsefesi; sosyal, siyasal yapı ve eğitim programı uyuşumunun sağlanmasına katkıda bulunur. Eğitim felsefesi eğitimin amaçlarını etkileyen ve belirleyen etkenlerden biridir. Amaçlar, özleri gereği okulların sosyal rolleri ve çocukların gereksinimleri açısından bir eğitim felsefesini yansıtır.

Eğitim felsefesi, öğretim programının öğelerinin iş birlikli ve düzenli çalışılmasına olanak sağlar. Formel eğitimin planlı, programlı bir amaç doğrultusunda belirli bir mekânda uzman kişilerce yapılması amaçlanır. Bu bağlamda eğitim felsefesi program geliştirme sürecinde amaçların temel sayıltılarının açıklığa kavuşturulması, aday amaçları belirlenmesi ve değiştirilmesi ile amaç iç ve dış tutarlılıklarını değerlendirilmesi ve amaçların önem sırasına koyulması konularında eğitim alanına katkıda bulunur.

Eğitim felsefesi amaçlar dışında eğitim programının diğer boyutlarında da iş görür. Program içeriğini seçme ve programın düzenlenmesi, öğrenme ve öğretme süreçleri ile okul ve sınıflarda ne tür yaşantı ve etkinliklerin vurgulanması gerektiği konularındaki temel sorulara yanıt arar. Eğitim felsefesi derslerin amaç içerik ve değerlendirme tutarlılıkları sağlamaya çalışır.

Felsefe ve eğitim felsefesi eğitim kurumlarının yönetimi alanına ve yönetim süreçlerinin eşgüdümüne katkıda bulunur. Eğitim felsefesi, eğitim alanına eğitim programı geliştirme ve eğitim yönetimi boyutunda katkıda bulunur. Genel yönetim ve alt sistemlerin yönetiminde vizyon ve misyonun belirlenmesi, özünde bir felsefenin işe koyulmasıdır. Eğitim felsefesi esas olarak eğitim politikalarının nasıl olacağının belirleyicileri arasındadır. Eğitim felsefesi eğitim politikaları ve uygulamalarına yön veren varsayım, inanç, karar ve ölçütleri inceler, tutarlık ve anlam yönünden kontrol eder. Eğitim sistemlerinin temelinde yatan insan anlayışlarını değerlendirir, eğitim sorunlarının belirlenmesi ve çözümlenmesine de katkı sağlar.

Eğitim felsefesi eğitimin neliği, ne olduğu ve ne olması gerektiği sorularını yanıtlayarak genel strateji ve taktikler çizer. Eğitim felsefesi eğitimin ‘ne olduğu’ üzerine de çalışır. Bir toplumsal kurum olarak eğitimin işlevlerinin ne olacağı bir eğitim felsefesi yaklaşımını gerektirir. Bu bağlamda eğitimin ne için var olacağı, işlevleri, amaçların gerçekleşmesi için sahip olunması gereken güç ve nitelikler eğitim felsefesinin çalışma konusudur.

Felsefe eğitim olanaklarının dağıtılması ve amaçlarının biçimlendirilmesinde etkili bir faktördür. Eğitim kurumlarının hangi amaçlara göre çalışacağı ve bireylerin bireysel farklarının nasıl belirleneceği ve ne ölçüde göz önünde tutulacağı sorularının yanıtlanması güçtür. Bu bağlamda değer yargıları ile ilgili olan boyut kuşkusuz ekonomi-politik, sosyal din gibi çok boyutlu olmakla birlikte felsefi bir sorundur.

Eğitim felsefesi eğitim sorunlarının çözümünün başlangıç noktasıdır. Eğitim kurumları bu süreçte insanın ham madde olarak kullanılması, eğitim sisteminin toplumsal açık bir sistem olması gibi nedenlerden ötürü sürekli sorun, çatışma ve eleştirel alan içindedir. Sorunların neye göre ve nasıl çözüleceği bir bakıma bir felsefi bakışa gereksinim gösterir.

Eğitim felsefesi eğitimcilere ve öğretmenlere değerler oluşturulmasına ve değerlerin aktarılmasının yöntem ve tekniklerinin öğretilmesini sağlar. Eğitimin amaçlarından biri de değerlerin oluşturulması ve aktarılmasıdır. İnsanı eğitmenin amacı, insanı ve insanlığı bir değer olarak görüp, eğitilen bireyin hem kendisi hem de insanlık için değerler yaratması olursa, insanlık bağları korunabilir ve geliştirilebilir. Değerler yaratmada eğiticiye yol gösterecek pusula eğitim felsefesidir.

Eğitim Felsefesi Akımları

Daimicilik-Perennializm, Türkçede değişmezcilik ya da kökleşik görüş adlarıyla da anılır. Daimicilik felsefesi daha çok idealist ve realist felsefeden etkilenmiştir. Eğitim felsefeleri içinde en tutucu, gelenekçi ve esnek olmayan felsefe olarak bilinir. Bu görüşe göre bütün zamanlar ve toplumlarda gerçeğin yapısı değişmemektedir. Bu nedenle Daimiciler geçmişe dönerek insan doğası, gerçek, bilgi, erdem ve güzellik gibi evrenin değişmeyen görünümlerini öne çıkarırlar. Genelde yeni kuşağın davranışlarının iyi, güzel ve doğru olmadığı ileri sürerler. Bu nedenle eğitimde kültürel değerlerin aktarımının son derece önemli olduğunu savunurlar.

Daimicilik felsefesine göre öğretim programının amaçları öncelikle, çocukta ruhsal ve zihinsel potansiyeli geliştirmektir.

Daimicilik felsefesine dayanan eğitim sistemlerinde konular ve içerik genelde yapıyı koruyan önceden belletilmiş apriori bilgilerin aktarılmasını amaçlayan içeriklere sahiptir.

Daimicilik felsefesine dayanan eğitim sistemleri öğretmeöğrenme süreci ile öğretim ilke ve yöntemleri bağlamında programların uygulanmasında kullanılabilecek ideal yöntemler; ezberleme, mantıklı akıl yürütme, güçlü irade kullanımı, anımsama, sözcük kullanma ve tümdengelim niteliklerini taşır.

Daimici felsefenin eğitimde ölçme ve değerlendirme boyutuna ilişkin görüşler ise Eğitim ve öğretimde temel amaç aklın çalıştırılması olduğuna göre sınav soruları da aklın doğru kullanılıp kullanılmadığını belirleyecek nitelikte olmalıdır şeklinde özetlenebilir.

Daimicilik felsefesine göre öğretmen öncelikle alanının uzmanı olmalı, öğrenciye karşı davranışı dostça olmalı ve öğrenme isteği uyandırmalıdır.

Daimicilik felsefesinin ana ilkeleri:

  • Çevre farklılıklarına karşın, insan doğası her yerde aynıdır. Bu nedenle eğitim her yerde aynı olmalıdır.
  • Eğitimin görevi, ezeli-ebedi doğruların bilgisini kazandırılmasıdır.
  • Eğitim evrenseldir ve değişmezliği vardır.
  • Okul ve sınıf yönetiminde sıkı düzen ve disiplin kurulmalıdır.
  • Okulda zihinsel yetenekleri geliştirmenin geleneksel yöntemlerini sürekli kullanmak gerekir.
  • Eğitimde girişim gücü (inisiyatif) öğretmende olmalıdır.
  • Eğitim yaşamın taklidi değildir, ona bir hazırlıktır.
  • Bireye dünyanın kalıcı şeyleri hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayan temel konular öğretilmeli ve klasikler okutulmalıdır.

Daimicilik felsefesine yapılan eleştiriler:

  • Daimicilik öncelikle sıkı, akademik ve aristokratik bir eğitimi öngörmüş olası, akademik durumu iyi olmayan toplumsal kesitlere eğitim olanağının sunulması engelleyebilir.
  • Toplumdan soyutlanmış aristokrat ve elit grupların yetiştirilmesine neden olabilir.
  • Salt azınlık, elit bir gruba yönelmiş gibi görünen bir anlayışın yaygınlaştırılıp geniş kitlelere uygulanması olanaksız gibidir.
  • Salt bilgi aktarmak ve entelektüel yetiştirme toplumsal sorunların göz ardı edilmesine neden olabilir.
  • Değişmezlik yaklaşımı günümüzün akıl almaz sosyolojik, ekonomik ve teknolojik gelişimleri karşısında anlamsız kalmaktadır.

Esasicilik-Essentializm, Türkçede özcülük ve temelcilik adlarıyla da anılır. Esasicilik felsefesi daha çok realist felsefeden etkilenmiştir. Realist felsefeye göre arke gerçek dünya olması nedeniyle konu ve içerikler gerçek yaşamdan alınması temel ilke edinilmiştir. Eğitimin amacı, gerçek yaşamda geçerli olanların öğrencilere aktarılması yani kültürlemedir. Bu akımın savunucuları William Bagley, Issac Kandel ve Henmen H. Horne’dır.

Esasicilik felsefesine göre öğretim programının öncelikli amacı, kültürel değerlerin aktarılması, temel amaç da geçmişte öğrenilmiş, denenmiş bilgi, beceri ve tutumların öğretilmesidir. Esasicilik felsefesine dayanan eğitim sistemleri konu ve içerikte derslerin başat kültürel değerlerle donanık olması amaçtır. Esasiciler okuma, yazma, matematik ve toplumsal davranış bilimleri gibi derslerin bir insanı en iyi donanımlı varlık durumuna getirdiğini savunurlar.

Esasicilik felsefesine dayanan eğitim sistemleri öğretmeöğrenme süreci ile öğretim ilke ve yöntemleri boyutunda eğitim programının öğeleri, öğretmen, öğretilecek bilgi ve öğrencidir. Öğretme-öğrenme sürecine ilişkin en temel görüşü ise, davranışçı yaklaşımın egemen kılınmış olmasıdır.

Esasicilik felsefenin eğitimde ölçme ve değerlendirme boyutundaki temel özelliklerinde öğretmen odaklılık egemen olup; konunun içeriğine bağlı yanıtlar verilmelidir. Mesleki ve teknik eğitimle ilgili ölçme ve değerlendirmede ise öğrencinin araç-gereç kullanarak işi, ürünü, davranışı yapıp göstermesi istenmelidir.

Esasicilik felsefesine göre öğretmen anlayışına göre öğretimde disiplin içinde uzak amaçlar izlenmesi nedeniyle birey değil konu ve öğreten merkezli çalışılması gerektir. Öğretmenin temel görevi, kültürel mirası gelecek kuşaklara aktarmak, rolü ise yetişkinlerle çocuklar arasında aracılık ve uzlaştırıcılıktır.

Eğitim, okul ve sınıf yönetimi anlayış ve uygulamalarını esasicilik felsefesinin özü gereği muhafazakârlık oluşturur.

Esasici eğitim anlayışının ilkeleri:

  • Öğrenme zorunlu olarak güçtür ve disiplinli çalışmayı gerektirir.
  • Eğitimde girişim öğrenciden çok; öğretmendedir ve yetişkin ile çocuk arasında aracıdır.
  • Öğrenmenin özü, belirlenmiş bir içeriğin özümlenmesidir.
  • Okul zihni disiplinin geleneksel yöntemlerini devam ettirmelidir.

İlerlemecilik-Progressivizm, Türkçede gelişmecilik kabul edilen bu felsefe özünde pragmatik felsefeye dayanır ve arkesi değişmedir. Geleneksel eğitimin tutuculuğuna, biçimciliğine, sıkı disiplinciliğine ve dayatmacılığına bir tepki olarak yorumlanabilir. Bu akımın savunucuları Hareclitus, Protagoras, Gogias, Prodikos, Hippias, Bacon, Auguste Comte ve John Dewey’dir.

İlerlemeciliğin ilkeleri:

Eğitim amacı bireyi yaşama hazırlamak değil; eğitim sürecinin yaşamın kendisi olmasıdır.

  • Öğrenme süreçleri çocuğun ilgileriyle ilişkili olmalıdır. Problem çözme yoluyla öğrenme izlenmelidir.
  • Öğrencilerin eğitim etkinliklerinin merkezinde yer almaları amaçlanır.
  • Anlamlı bilgi, kendisiyle bir şey yapılabilen bilgidir.
  • Bireyin gelişimine en uygun ortam demokratik ortamdır. Öğrenci eleştiri ve özeleştiriye açık yetiştirilmeli ve eğitim süreci demokratik olmalıdır.
  • Öğretimin amaçları öğretme ve öğrenme süreçleri öğrenci çıkar ve ilgilerine göre oluşturulmalıdır.
  • Öğretmenin görevi yönlendirmek değil, öneride bulunmaktır.
  • Okul bunu yaşatacak biçimde düzenlenmelidir.
  • Okul rekabetten çok; iş birliğini teşvik edici olmalıdır.

İlerlemecilik felsefesinin amaçları belirlenmiş bir dizi bilgiyi ya da kalıplaşmış bir kültürü aktarmaktan çok, bireyi farklı geliştirme odaklıdır.

İlerlemecilik felsefesine dayanan eğitim sistemleri konu ve içerik açısından öğrenci ve toplumsal yarar odaklı bir anlayış egemendir.

İlerlemecilik felsefenin eğitimde ölçme ve değerlendirme yaşamın içinden problem çözme odaklı sınama süreçleri yaratılması amaçlanır.

İlerlemecilik felsefesine yapılan eleştiriler:

  • Eğitimin yaşamın tıpkı kendisi olması da hayalci bir anlayış olarak yorumlanabilir.
  • Öncelikle okul özel amaçlar için oluşturulmuş yapay ortamlardır.
  • Okulların gerçek yaşam yerine geçmesi güç bir iştir. Okulun yaşamın tıpkısı olması anlayışı tümüyle uygulanması olanaksız bir ilkedir.
  • Öğrencinin ilgi ve isteğine göre eğitim, hayalci kalabilir.
  • Henüz yetişkin olmayan öğrencinin kimi amaçları gerçekçi olmayabilir ve olumsuzluklar doğabilir.
  • Ayrıca siyasal sisteme yönelik eğitim tüm eğitim sistemlerinde vardır.
  • Bir bakıma eğitim sosyal gerçeklikten soyut arınık bir ortamda gerçekleşmez.

Yeniden Oluşturmacılık-Reconstructionizm, eğitim alanında yeniden kurmacılık ve yapılandırmacılık kavramıyla da bilinen felsefe, pragmatik felsefeye dayanır ve arkesi değişmedir. Pragmatik felsefeye dayanması ve kimi benzerlikleri nedeniyle ilerlemecilik felsefesinin devamı niteliğinde görülebilir. Bu akımın savunucuları John Dewey, Isaac Bergson ve T. Brameld’dir.

Yeniden oluşturmacılık, felsefesi diğer eğitim felsefelerinden temel farklılığı gelişmeci değil, değiştirmeci olmasıdır. Yeniden oluşturmacılık gelişme değil bir “atlama”dır. Bu akıma göre batı uygarlığının düştüğü bunalımdan kurtulması için toplumun var olan değerlerinin yeniden yorumlanması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Yeniden oluşturmacılık felsefesine yapılan eleştiriler:

  • Geleneksel olarak tüm yaklaşımlar eğitimi psikolojik yaklaşımla ele almışlardır. Böylesi bir anlayış eksiktir ve eğitim antropolojiye dönük olmalıdır.
  • Ayrıca eğitime sürekli aktarmacılık işlevi yüklenilmesinden ötürü toplumun ve bireyin yaratıcılığından yeterince yararlanılmamaktadır. Aksine, eğitimin bir bakıma toplumsal ve bireysel kazanım odaklı olması beklenmelidir.
  • Toplum sürekli değişim içindedir.
  • Temelde dayanılacak hiçbir mutlak gerçeklik yoktur.

Yeniden oluşturmacılığa göre eğitim öğretim programı ve okul amaçları sürekli değişerek toplumu yeniden inşa etmektir.

Yeniden oluşturmacılığa dayanan eğitim sistemleri konu ve içerik açısından farklı görüşlere yer vermektedir.

Yeniden oluşturmacılık felsefesine dayanan eğitim sistemleri öğretim ilke ve yöntemleri durağan değildir.

Yeniden oluşturmacılık felsefenin eğitimde ölçme ve değerlendirme boyutundaki temel özellikleri; sorular genellikle eleştirel düşünmeyi ve bilimsel yöntemi öğrencilerin kullanıp kullanmadığını ölçecek nicelik ve nitelikte olmalıdır. Sınavlar öğrencilerin gizil yeteneklerini ortaya çıkaracak nitelikte olmalıdır.

Felsefede öğretmen, demokratik olmalı, hiçbir görüşün, düşüncenin taraftarlığını yapmamalı ve düşüncelerini öğrencilere dayatmamalıdır.

Yeniden oluşturmacılık felsefesinin öğrenci anlayışına göre eğitim öğrenciden çok toplum merkezlidir.

Eğitim, okul ve sınıf yönetimi açısından yeniden oluşturmacılık felsefesinin özü gereği yönetim bağlamında da değişimcidir.

Yeniden oluşturmacılık felsefesinin ilkeleri:

  • Eğitim yeni toplumsal düzen kurulmasını amaçlamalıdır.
  • Eğitim sürecine demokratik değerler egemen olmalıdır.
  • Bireyi asıl şekillendiren toplumdur.
  • Yeni değerlerin yaratılması bir zorunluluktur.
  • Eğitim açıkça sosyal hareket biçimi almalı, toplumu yeniden kurmayı sağlayacak programlar geliştirilmelidir.
  • Çocuklar demokratik bir biçimde yeniden inşacılığın çözüm olduğuna inandırılmalıdır.
  • Eğitimin amaç ve araçları mevcut kültürel bunalımın yarattığı talepleri karşılayacak ve davranış bilimlerinin buluşlarına uygun olacak şekilde tümüyle yeniden düzenlenmelidir.
  • Ölçme ve değerlendirme sosyal ve doğal problemleri çözme odaklı olmalı, sınavlar öğrencilerin gizil yeteneklerini ortaya çıkarmak için kullanılmalıdır.

Yeniden oluşturmacılık felsefesine yapılan eleştiriler:

  • Davranış bilimlerinde eğitim alanında kullanılabilecek geçerliliği yüksek bulgular yoktur.
  • Bu nedenle eğitimde antropolojik değerlerin kullanılmadığı ya da kullanılması gerektiği önermesi çok geçerli olmayabilir.
  • Yeniden oluşturmacılar eğitime olağanüstü işlev yüklemişlerdir. Eğitimin bir toplumu yeniden kurması tartışmalıdır.
  • Eğitimin alt yapı kurumu olan, ekonomik yapıdan ayrı, daha baskın ve belirleyici olması düşüncesi tartışmalıdır.
  • Demokratik yöntemlerle kimi zaman ideal ölçülerde konulan kimi amaçların gerçekleştirilmesi oldukça güç olabilir.

Politeknik Eğitim, sözcüğü eski Yunancaya kadar gider. Poli ön eki “çok” anlamına gelmektedir. Teknik sözcüğü ise eski Yunancada technicos sözcüğünden gelip “sanat ve beceri” anlamında kullanılmaktadır. Politeknik eğitim, diyalektik materyalist felsefeye dayanan bu anlayış genelde reel sosyalist ülkelerde uygulama olanağı bulmuştur. Arke olarak madde, maddedeki çelişki ve onun doğurduğu çelişkidir. Temsilcileri Diderot, Holbach, Marks ve Engels’tir. Eğitimin genel amacı insanlar arasında barışı, kardeşliği ve adaleti sağlayarak sömürüye son verilmesine katkı vermektir.

Politeknik eğitimin ilkeleri yaşam boyu eğitim, bilimsellik, demokratikleşme, üretim için eğitim ve çok yönlü gelişimi sağlamadır.

Öğretim programının amaçları, insanları çok yönlü yetiştirerek doğaya egemen olunması üretici güçlerin gelişimin sağlanmasıdır.

Eğitim sistemleri konu ve içerik bağlamında şu görüşlere sahiptir. Öncelikle program bireyleri, sosyalist politik ve moral inanışlarla uyumlu, geniş perspektifte yetenekli, dengeli kişilik özelliklerine sahip, çok yönlü yetiştirmeye yönelik ders ve konulara sahip olmalıdır.

Eğitim sistemleri öğretim ilke ve yöntemleri çok yönlü tekniklerin uygulanması genel esastır.

Eğitimde ölçme ve değerlendirme boyutunda şu nitelikler görülmektedir. Öğrencinin diyalektik akıl yürütmeyi kullanıp kullanmadığı belirlenmeye çalışır. Bireyin üretime katkısı, kuram ve uygulamadaki başarısı, kolektif çalışma gücü ve sosyalist görüşü benimseme ve savunma derecesi ölçme ve değerlendirmedeki kimi ölçütlerdir.

Öğretmenin ideolojik, kurumsal liderlik özelliklerine sahip olması, toplumsal önderlik yapması, ustalık ve beceri örneği göstermesi ve üretim yöneticisi olması beklenir. Öğrenci anlayışına göre öğrencinin üretimin odağında olması ve çok yönlü gelişmesi amaçlanır.

Eğitim, okul, sınıf yönetimi açısından politeknik felsefenin görüşlerinde, eğitim üretim içindir anlayışına dayalı olarak okul bir üretim merkezi işlevi görmektedir. Ceza eğitici nitelik taşımalıdır. Okulun yaşama ve üretime yaklaştırılması temel amaçlardan biridir.

Politeknik eğitimin ilkeleri:

  • Uygulama, kuram arasında bütünlük sağlanmalıdır.
  • Okul endüstri kurumu gibi üretim merkezi olmalıdır.
  • Kolektif bilincin oluşturulması için birlikte çalışma ve üretimde bulunma etkinliklerine yer verilmelidir.
  • Kişilik eğitimi önemsenmelidir.
  • Diyalektik akıl yürütme öğretilmelidir.
  • İdeolojik eğitim yapılmalıdır.
  • Beden ve sanat eğitimi yapılmalıdır.
  • Politeknik eğitimde ölçme ve değerlendirme öğrencinin diyalektik akıl yürütmenin kullanıp kullanmadığının, üretime katkısı, kolektif çalışma gücü ve topluma katkısı gibi konuları içermelidir.