EĞİTİM PSİKOLOJİSİ - Ünite 2: Bireyin Gelişimi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Bireyin Gelişimi

Ünite 2: Bireyin Gelişimi

Giriş

Doğum öncesi dönemde başlayıp ölünceye kadar devam eden gelişim, süreklilik gösteren bir süreçtir. Fiziksel gelişim, bilişsel gelişim, sosyal gelişim ve dil gelişimi gibi farklı gelişim alanlarında incelense de, gelişim bir bütündür ve gelişim alanları birbirleriyle etkileşim içindedir. Gelişimde ortaya çıkabilecek sapmaları tespit edebilmek ve bu doğrultuda gelişimi destekleyebilmek için, gelişime etki eden değişkenler, gelişim ilkeleri, gelişim dönemleri ve gelişim alanları konularında bilgi sahibi olmak önemlidir.

Gelişimle İlgili Temel Kavramlar

Eğitim psikolojisinin çalışma alanı, gelişim özelliklerini dikkate alarak bireylerin nasıl öğrendiklerini açıklamak ve buna yönelik düzenlemeler yapmaktır. Bu durum eğitim psikolojisini anlamak için gelişimle ilgili büyüme, olgunlaşma, öğrenme ve gelişim kavramları anlamanın önemini göstermektedir.

Büyüme, fiziksel yapıda yaşla birlikte görülen nicel değişimlerdir ve vücudun tümünün ya da ayrı ayrı bölümlerinin büyüklük olarak artışını ifade eder. Büyümenin belirlenmesinde kullanılan en temel değişkenler vücut ağırlığı ve boy uzunluğudur.

Olgunlaşma, vücut bölümlerinin ya da organların belli bir yaşta kendinden beklenen davranışları yapabilecek yeterliğe ulaşmasıdır.

Öğrenme, yaşantılar yoluyla davranışlarda gözlenen kalıcı izli değişiklikler olarak tanımlanırken olumlu yönde bir davranış değişikliği sağlayabileceği gibi olumsuz yönde bir davranış değişikliği de sağlayabilir.

Gelişim, büyüme, olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşimi ile yaşam boyu olumlu yönde meydana gelen nicel ve nitel değişimler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Gelişim genel olarak değişim anlamına gelse de, buradaki değişimin olumlu yönde, düzenli ve sürekli olması beklenir.

Gelişime Etki Eden Değişkenler

Gelişim; büyüme, olgunlaşma ve öğrenmenin etkileşimi sonucunda ortaya çıksa da gelişime etki eden değişkenleri; biyolojik değişkenler ve çevresel değişkenler olmak üzere iki grup altında toplamak mümkündür.

Biyolojik Değişkenler: Gelişime etki eden biyolojik değişkenler arasında kalıtım, cinsiyet ve hormonlar sayılabilir.

Kalıtım, bireylerin anne babalarından gelen kromozomlardaki genler aracılığı ile aldıkları ve çevre değişkenleriyle etkileşerek kişilik özelliklerine dönüştürebilecekleri gizilgüçlerdir. Kalıtım, gelişimi etkileyen önemli bir değişkendir. Kalıtımın, fiziksel gelişim ile bilişsel gelişim üzerinde önemli katkısı olduğu desteklenirken psikososyal gelişim üzerindeki etkisine ilişkin bilgiler kesin değildir.

Cinsiyet, gelişimi etkilediği düşünülen değişkenlerden bir diğeridir. Fiziksel becerilerinin edinimi açısından erkek ve kız çocuklardaki farklılıklar daha belirginken, özellikle dil gelişimi, ahlaki değerler ve yargılar açısından gelişim ile cinsiyet arasındaki ilişkinin ortaya konduğu araştırmalarda farklı sonuçlara ulaşılmaktadır.

Hormonlar, iç salgı bezleri (endokrin sistem) tarafından doğrudan kana ya da lenfe verilen salgılardır. İç salgı bezleri hormonlar aracılığıyla vücudumuzdaki; büyüme ve gelişmeyi sağlar, organların işlevlerini düzenler, verilen tepkileri denetler, sıvı-elektrolit dengesini sağlar, enerjiyi düzenler, üremeyi ve cinsel yasamı kontrol eder. Hormonların az ya da çok miktarda salgılanmaları gelişimde önemli farklılıklara neden olmaktadır.

Çevresel Değişkenler: Gelişime etki eden çevresel değişkenler; doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası değişkenler başlıkları altında ele alınmaktadır.

Doğum öncesi değişkenler, gelişime etki eden çevresel değişkenlerden birisi olarak doğum öncesi dönemde annenin geçirdiği hastalıklar ve kazalar, kullandığı ilaçlar ve sigara, alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı maddeler, maruz kaldığı zararlı kimyasallar ve radyasyon, ağır düzeyde yaşadığı stres ve depresyon bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.

Doğum anı değişkenler ise doğum sırasında yaşanabilen çeşitli olumsuzluklara bağlı olarak düşük apgar puanı, doku ya da organ hasarları ve fiziksel ya da zihinsel yetersizlikler gözlenebilmekte, doğum anındaki bu değişkenler bebeklerin büyüme ve gelişmelerine olumsuz yönde etki edebilmekte, bebeklerin ileri dönemlerde dikkat ve öğrenme sorunları yaşamalarına neden olabilmektedir.

Doğum sonrası değişkenler arasında fiziksel ve sosyal çevre, aile, sosyoekonomik düzey, iklim, hastalıklar ve yetersizlikler, beslenme, kültürel ve dilsel farklılıklar sayılabilir.

Gelişim İlkeleri

Gelişimin bazı temel ilkeleri vardır. Bu ilkeler evrenseldir ve insan gelişimi bu ilkeler doğrultusunda gerçekleşir. İnsan gelişiminde rol oynayan temel ilkeleri şöyle sıralamak mümkündür:

a) Gelişim, kalıtım ve çevrenin etkileşimi yoluyla gerçekleşir.

b) Gelişim aşamalar halinde yaşam boyu devam eder.

c) Gelişim belli bir yönde seyreder.

d) Gelişim ardışık bir sıra izler.

e) Gelişim dönemler halinde oluşur.

f) Gelişimin kritik dönemleri vardır.

g) Gelişim bir bütünlük içinde gerçekleşir.

h) Gelişim bireysel farklılıklar gösterir.

Gelişim Dönemleri

Döllenme ile başlayıp yaşam boyu devam eden bir süreç olarak gelişim, kendine özgü özellikleri ve görevleriyle birbirini izleyen dönemlerden oluşur.

Doğum Öncesi Dönem: Döllenmeden başlayıp doğuma kadar devam eden, anne karnındaki 40 haftalık süreçtir. Döllenmeden itibaren ilk iki haftayı kapsayan dönem zigot evresi, üç-sekiz hafta arasını kapsayan dönem embriyo evresi, dokuz haftadan doğuma kadar süren dönem ise fetüs evresidir.

Bebeklik Dönemi (0-2 Yaş): Gelişimin en hızlı olduğu dönemlerden biri olan sıfır-iki yaş arasını kapsayan bebeklik döneminde bebekler yaşama uyum sağlamaya çalışırlar. Bebeklik dönemi, bebeklerin bakım açısından yetişkinlere bağımlı oldukları bir dönemdir. Bu dönemde bebekler, bağımsız hareket etmeleri ve dünyayı keşfetmeleri için gerekli olan emeklemeyi ve ardından yürümeyi öğrenirler.

İlk Çocukluk Dönemi (2-6 Yaş): Okul öncesi dönem olarak da adlandırılan üç-altı yaş arasında geçen ilk çocukluk döneminin en önemli özelliği, çocukların dünyayı keşfetme çabalarında görülen artış ve küçük kas becerilerinde ustalaşmadır.

Son Çocukluk Dönemi (6-12 Yaş): Okul dönemi olarak da bilinen, ilkokulun tamamını, ortaokulun ise bir kısmını kapsayan 6-12 yaşa kadar devam eden ve eğitim öğretim etkinliklerinin önem kazandığı, akademik becerilere ilişkin temellerin atıldığı döneme son çocukluk dönemi denir.

Ergenlik Dönemi (12-18/21 Yaş): Yetişkinliğe geçiş dönemi olarak da isimlendirilen ergenlik dönemi 12 yaşta başlayıp 18-21 yaşa kadar devam eden dönemdir. Ergenlik döneminde vücut bölümleri hızla büyüdüğü ve bu bölümlerin birbirlerine oranları değiştiği için beceriksizlikler ve sakarlıklar görülür; ancak en kısa sürede bunların giderilmesi beklenir. Son çocukluk döneminde bağımsız hareket etmeye başlayan çocuklar bu dönemde artık bağımsızlık kazanırlar ve önce kendilerine sonra da çevrelerindekilere kendi başlarına yetebileceklerini kanıtlamaya çalışırlar.

Genç Yetişkinlik Dönemi (18/21-40 Yaş): Ergenlik döneminin sona ermesiyle birlikte 20’li yaşlarda başlayıp 30’lu yaşların sonuna kadar süren genç yetişkinlik dönemi, kişisel ve ekonomik özgürlüğün kazanılmasıyla birlikte toplumsal yaşamda daha fazla yer alınan bir dönemdir.

Orta Yetişkinlik Dönemi (40-60/65 Yaş): Genç yetişkinlik döneminde alınan sorumlulukların sürdürüldüğü ve kazanılan becerilerle mesleklerinde olgunluğa eriştikleri ve bu dönemin sonunda genelde bireylerin emekliliğe yöneldiği orta yetişkinlik dönemi 40 yaşta başlayıp 60-65 yaşa kadar devam eden bir dönemdir.

İleri Yetişkinlik Dönemi (60/65 Yaş Sonrası): Bireylerin fizyolojik değişimlerin yanı sıra sosyal ve toplumsal değişikliklere uyum sağlamak zorunda oldukları 60-65 yaş civarında başlayıp ölünceye kadar devam eden bir süreçtir.

Gelişim Alanları

Gelişim; fiziksel gelişim, bilişsel gelişim ve psikososyal gelişim olmak üzere üç temel alanda incelense de bir bütündür ve gelişim alanları birbirleriyle etkileşim halindedir.

Fiziksel Gelişim

Yaşam boyu devam eden fiziksel gelişim, vücudun fiziksel yapısındaki değişmeler ile duyusal yeterlikler ve motor becerilerdeki değişiklikleri kapsar.

Bedensel Gelişim: Doğum öncesi dönemde başlayan ve ergenlik döneminin sonuna kadar devam eden bedensel gelişim, vücudun boyutunda ve şeklinde gerçekleşen değişiklikler ile merkezi sinir sisteminin ve organların yapısında ortaya çıkan değişikliklerdir.

Doğum Öncesi Dönem: Bedensel gelişim doğum öncesi dönemi zigot evresi, embriyo evresi ve fetüs evresi olmak üzere üç evreden oluşmaktadır. Zigot evresi, döllenme ile başlayıp ilk iki haftalık dönemi içine alan, zigotun büyüdüğü ve zigot ile annenin destek sistemi arasındaki bağlantının gerçekleştiği evre, embriyo evresi döllenmeden sonraki üç-sekiz haftalık dönemi içine alan evre ve son olarak fetüs evresi, dokuzuncu haftadan başlayıp doğuma kadar süren evredir ve bu evrede çok hızlı değişimler görülmektedir.

Bebeklik Dönemi: Bedensel gelişimin sıfır-iki yaş arasını kapsayan bebeklik döneminde de hızlı seyrederken bu dönemde bebeğin vücut ağırlığının artması, boyda uzama, baş çevresinde gelişme, sindirim sisteminin gelişmesi, dişlerin çıkmaya başlaması gibi fiziksel gelişimler gösterir.

İlk Çocukluk Dönemi: İki-altı yaş döneminde bedensel gelişim hızı, bebeklik dönemindeki bedensel gelişim hızına kıyasla yavaşlarken, kemiklerin sertleşme oranı hızlanarak ellerdeki ve ayaklardaki kemiklerin sayıları artar. Bu dönemde sinir sistemi, dolaşım sistemi ve solunum sistemi ile bu sistemlerin işleyişleri gelişimlerine devam eder.

Son Çocukluk Dönemi: Bedensel gelişimin ergenlik dönemine kadar yavaş seyrettiği altı-on iki yaş arasını kapsayan son çocukluk döneminde sinir sistemi, dolaşım sistemi, solunum sistemi, boşaltım sistemi, kas ve iskelet sistemi gelişimlerine devam eder ve bu sistemlerin işleyişleri daha fazla mükemmellik kazanır.

Ergenlik Dönemi: Çocukluk ile yetişkinlik arasında bir geçiş olan ergenlik döneminde ise vücut ağırlığında ve boy uzunluğunda görülen artışlar ve cinsiyet özelliklerinin ortaya çıkması ile yetişkin vücuduna erişilir. Ergenlik dönemindeki fiziksel gelişim, bilişsel ve psikososyal gelişimi de önemli ölçüde etkilemektedir.

Duyusal Gelişim: Bebekler doğduklarında dünyayı algıladıkları duyu organlarına sahip olsalar da, bebeklerin duyusal gelişimleri olgunlaşma, yaşantı ve alıştırmaların sonucunda zaman içinde tamamlanır.

Görme Duyusu: Bebekler görme organları ve yapıları gelişmiş bir şekilde dünyaya gelirler; ancak bebeklerde bu organlar ve sistemler tam olarak gelişimlerini tamamlamamıştır. Altıncı aya geldiklerinde görme duyuları yetişkinlerin görme duyularına benzerlik gösterir.

İşitme Duyusu: Yeni doğan bebeklerin işitme duyuları oldukça gelişmiştir. Daha anne karnındayken sesleri işitmeye başlayan yeni doğan bebekler aşırı düşük ve aşırı yüksek frekanslardaki seslere yetişkinlerden daha duyarlı olmalarına karşın orta şiddetteki seslere yetişkinlerden daha az duyarlıdırlar.

Koku Alma Duyusu: Bebeklerde koku alma duyusu çok erken dönemlerde ortaya çıkar ve çeşitli kokular karşısında solunum ve dolaşım hızında artma ya da vücut bölümlerini hareket ettirme gibi çeşitli tepkiler verdikleri görülür. Zaman içinde kokulara karşı hassasiyet azalır, deneyimlerle birlikte koku alma duyusu şekillenir

Tat Alma Duyusu: Bebekler doğduklarında tatlı, tuzlu, acı ve ekşi gibi tatları birbirlerinden ayırt edebildikleri tat alma duyusuna sahiptirler.

Dokunma Duyusu: Bebekler sıcaklık, soğukluk, basınç ya da ağrı hissedilen uyaranlara karşı olduğu gibi arama refleksi, emme refleksi, yakalama refleksi ve babinski refleksi gibi vücuda uygulanan dokunsal uyaranlara tepki olarak refleksler verirler.

Psikomotor Gelişim: Fiziksel büyümeye ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak hareketlerin ya da temelinde hareket olan becerilerin değişimini ve gelişimini ifade eder. Refleksif hareketler dönemi, ilkel hareketler dönemi, temel hareketler dönemi ve özelleşmiş hareketler dönemi olmak üzere dört gelişim dönemine ayrılmaktadır

Refleksif Hareketler Dönemi: Doğum öncesi dönemde başlayıp bir yaşa kadar devam eder. Yeni doğan bebeklerde merkezi sinir sistemi henüz olgunlaşmadığından refleksler bebekler için doğal korunma mekanizmalarıdır. Bu dönemde ilkel refleksler, duruşa ilişkin refleksler ve yinelenen hareketler ortaya çıkar.

İlkel Hareketler Dönemi: Doğum ile başlayıp iki yaşa kadar süren ve istemli hareketlerin başladığı ilkel hareketler döneminde denge, yer değiştirme ve manipülasyon becerileri gelişim göstermektedir.

Temel Hareketler Dönemi: İki ile yedi yaş arasındaki psikomotor gelişim dönemidir. Bu dönemde kazanılan yer değiştirme becerilerinden bazıları koşma, atlama, sekme ve tırmanma; manipülasyon becerilerinden bazıları ise atma, yakalama ve ayakla vurmadır.

Özelleşmiş Hareketler Dönemi: Yedi yaşta başlayıp 14 yaş sonrasında biten ve temel denge, yer değiştirme ve manipülasyon becerilerinin giderek inceleştiği, birleştirildiği ve titizlikle kullanıldığı dönemdir. Bu dönemde ilerleme temel hareket becerilerinin gelişerek olgunlaşmasına bağlıdır. Bireyler, önceden edindikleri becerileri daha özel amaçlara yönelik kullanmaya başlarlar ve becerilerde daha fazla ustalık kazanırlar.

Bilişsel Gelişim

Bilişsel gelişim, yaşla birlikte bireylerde düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerinde gerçekleşen değişimdir. Bireylerde düşünmenin nasıl gerçekleştiğini ve bireylerin düşünme eylemlerini inceler. Bu alanda incelenen konular arasında dikkat, bilinç, hafıza, zekâ, öğrenme, algılama, düşünme, muhakeme etme, problem çözme ve dili kullanma yer almaktadır.

Bilişsel gelişimi açıklayan kuramlar arasında sosyokültürel kuram, bilgiyi işleme kuramı ve bilişsel gelişim kuramı bulunmaktadır. Sosyokültürel kuram, bireylerin bilişsel gelişimleri için sosyal çevrenin önemli olduğunu savunmaktadır. Bilgiyi işleme kuramı, bireylerin bilgiyi işleme yeterliklerinin merkezi sinir sistemindeki gelişim ve öğrenme yaşantıları yoluyla gerçekleştiğini savunmaktadır. Bilişsel gelişim kuramı ise bireylerin pasif olmadıklarını ve bilgiyi kazanmada aktif rol aldıklarını savunur.

Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı: Piaget’e göre bireyler pasif alıcılar değildirler ve bilgiyi kazanmada aktif rol üstlenirler. Farklı yaşlardaki bireyler dünyayı farklı biçimlerde algılarlar. Bireylerin dünyayı algılamalarındaki bu farklılık bilişsel süreçlerin açıklanmasıyla ortaya konabilir. Gelişimin, kalıtımın ve çevrenin etkileşimi sonucu gerçekleştiğini savunan Piaget’e göre bilişsel gelişimi etkileyen ilkeler; olgunlaşma, deneyim, uyum, örgütleme ve dengelemedir. Ayrıca Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında öne çıkan kavramlar arasında; zekâ, şema, özümleme, düzenleme ve dengeleme yer alır.

Piaget bilişsel gelişim dönemlerini duyusal motor dönem, işlem öncesi dönem, somut işlemler dönemi ve soyut işlemler dönemi şeklinde sınıflandırarak, dört gelişim dönemine ayırmıştır.

Duyusal Motor Dönem: Sıfır-iki yaş arasını kapsayan duyusal motor dönemi; bebeklerin dünyayı görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma gibi duyu organları yoluyla ya da refleksleri ve hareketleri aracılığıyla keşfettikleri motor becerilerini kullandığı dönemdir.

İşlem Öncesi Dönem: İki-yedi yaş arasına karşılık gelen, olayların ve nesnelerin sembollerle ifade edildiği, benmerkezcilikte azalmanın olduğu, dil ve iletişim becerilerinin geliştiği dönemdir. İşlem öncesi dönem kendi içinde sembolik ve sezgisel olmak üzere iki dönemde incelenmektedir. İki-dört yaşlarını içine alan sembolik dönemde dil ve kavramlar hızlı bir gelişim gösterirken, dört-yedi yaş arasındaki sezgisel dönemde mantık kurallarına göre düşünme yerine sezgilere dayalı olarak düşünme ve problem çözme gerçekleşir.

Somut İşlemler Dönemi: Yedi-on bir yaş arası, ilkokul yıllarını kapsayan somut işlemler dönemi, çocukların karmaşık zihinsel süreçleri kullandıkları dönemdir. Bu dönemde çocukların mantıksal düşünme yeteneğinde gelişmeler gözlenir; ancak düşünme somut varlıklarla sınırlıdır ve problemler somut yollarla çözülür.

Soyut İşlemler Dönemi: 12 yaşta başlayıp yetişkinliğe değin devam eden, soyut düşünmenin geliştiği dönemdir. Bu dönemin başından itibaren çocukların düşünme biçimleri yetişkinlerin düşünme biçimlerine oldukça benzerdir.

Psikososyal Gelişim

Psikososyal gelişim, doğuştan getirilen özellikler ile çevrenin etkileşimi sonucunda, duygu, mizaç, sosyal olgunluk, kişilik ve ahlakın şekillenmesidir. İncelediği konular arasında; duygusal gelişim, sosyal gelişim, mizaç gelişimi, ahlak gelişimi ve kişilik gelişimi yer almaktadır.

Duygusal Gelişim: Bireylerin çeşitli çevresel uyaranlar karşısında öznel olarak verdikleri tepkiler olarak tanımlanan duygu, bireylerin çevrelerine uyum sağlamalarını kolaylaştırmakta ve bireylere yaşamsal amaçlara ulaşmalarında yardım etmektedir. Duygusal gelişimin temel boyutları duyguları ifade etme, duyguları tanıma, duyguları anlama ve kendi duygularını kontrol etmedir.

Mizaç Gelişimi: Mizaç, bireylerin çevrelerine karşı göstermiş oldukları ve bireylere özgü davranış biçimleri ya da duygusal tepkiler olarak tanımlansa da gelişim psikologları mizacı, bebeklerin ya da küçük yaştaki çocukların kişiliği anlamında kullanmaktadırlar. Mizacın doğuştan gelen bir özellik olduğu ve çevresel değişkenlerden etkilenmeyeceğini savunan uzmanlar olduğu gibi mizacın anne babanın çocuk yetiştirme biçimi gibi çevresel değişkenlerden etkileneceğini savunan uzmanlar da vardır.

Ahlak Gelişimi: Ahlak, bireylerin öznel olarak geliştirdikleri iyiyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlısı ayırt edebilmelerini sağlayan ilke ve değerler bütünüdür. Ahlak olgusunun gelişimini açıklama çabaları, ahlak gelişiminin bilişsel boyut, davranışsal boyut ve duygusal boyut olarak üç boyutunu gündeme getirmiştir. Ahlak gelişimi, bireylerin ahlaki ilke ve değerlerinin çevresel değişkenlerle etkileşim sonucunda değişmesi ve ilerlemesidir. Ahlak gelişimini açıklamaya çalışan kuramcılar arasında Piaget ve Kohlberg yer almaktadır. Piaget’e göre ahlak gelişimi; kuralların değişmez olduğunun ve kuralları yerine getirmeyenlerin cezalandırılacağının düşünüldüğü dışsal kurallara bağlılık dönemi ve kuralların insanlar tarafından konulduğunun ve gerektiğinde değiştirilebileceğinin düşünüldüğü ahlaki özerlik dönemi olmak üzere iki dönemde incelenir.

Kohlberg ahlak gelişimini Piaget’nin kuramını yeniden inceleyip anlamlandırarak ortaya koymuştur. Kohlberg çeşitli problem durumları oluşturarak çocuklara bu problem durumlarında nasıl davranacaklarını sormuş ve çocukların yanıtlarından yola çıkarak ahlak gelişimini altı aşamaya ayırmıştır.

Kohlberg’in ahlak gelişim aşamaları aşağıdaki gibi sınıflandırılır.

  • Gelenek öncesi düzey

  • Ceza ve itaat eğilimi

  • Araçsal ilişkiler eğilimi

  • Geleneksel düzey

  • Kişilerarası uyum eğilimi

  • Kanun ve düzen eğilimi

  • Gelenek sonrası düzey

  • Sosyal sözleşme eğilimi

  • Evrensel ahlak ilkeleri eğilimi