EKONOMİK ANALİZ - Ünite 4: Enflasyon ve Fiyat Endeksleri Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Enflasyon ve Fiyat Endeksleri
Enflasyon Ve Nedenleri
Enflasyon Latince kökenli bir kelimedir ve anlam olarak şişkinlik demektir. Enflasyonun sözlük anlamı, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve önemli bir oranda artması ve aynı zamanda da paranın satın alma gücünün azalmasıdır. Enflasyon, günlük hayatta sıkça kullandığımız mal ve hizmetlerin fiyatlarının artmasıdır. Ancak mal ve hizmetlerin fiyatları zaman içinde artabilir veya azalabilir. Enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatlar genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir. Fiyatlar genel düzeyi, ekonomideki tüm fiyatların ağırlıklı ortalamasıdır. Sadece bazı malların fiyatlarının sürekli artması ya da tüm malların fiyatlarının bir sefer artması enflasyon değildir. Benzer şekilde enflasyon ekonomik dalgalanmanın genişleme dönemlerinde ortaya çıkan ve daralma döneminde düşen fiyat düzeyindeki artışlarda değildir. Fiyat artışları tersine döndürülemediği zaman enflasyon olarak kabul edilir.
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin yükselmesidir. Fiyatlar genel düzeyinin yükselişinin bir defada olup bitmesi değil, devamlı surette yükselmesi enflasyon olarak kabul edilmektedir.
Enflasyonun düşmesi; fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi, fiyatların daha az artması, insanların alım güçlerinin daha az azalması ve neticesinde istikrar ve refah demektir.
Enflasyon oranı ya da fiyatlar genel düzeyindeki değişim oranı kavramı ise, fiyatlar genel düzeyinde belirli bir zaman diliminde meydana gelen değişme ya da ülke genelinde mal ve hizmetlerin fiyat artış hızını ölçmektir. TCMB’nın yapmış olduğu tanıma göre fiyat istikrarı ise, insanların tüketim, yatırım ve tasarruf kararlarında dikkate almaya gerek duymayacakları ölçüde düşük düzeyde sürdürülen bir enflasyon oranını ifade eder. Gelişmiş ülkelerde bu durum %1 ile %3 arasındaki enflasyon oranları ile ifade edilmektedir.
Enflasyon ile mücadele edebilmek için de enflasyonun nedenlerinin bilinmesi önemlidir. Enflasyonun nedenleri ülkelerin ekonomik yapısına göre farklılık gösterebilir. Bununla birlikte genel olarak enflasyonunun nedenleri şunlardır;
- Tüketici gelirlerindeki artışın talebi artırması,
- Tüketicilerin gelirlerinden fazla harcama yapmaları,
- Cari fiyatlarda toplam talebin toplam arzı aşması,
- Toplam üretimin azalması,
- Üretim maliyetlerinin artması,
- İthal mallarının fiyatının yükselmesi,
- Olumsuz iklim şartlarında tarımsal ürün arzının azalması ve yüksek taban fiyatı uygulaması,
- Para arzının artması,
- Teknolojik yenilikler ve yetersizlikler
Kaynaklarına Göre Enflasyon
Enflasyonun ortaya çıkışına neden olan etmenler göz önüne alındığında enflasyon, talep enflasyonu, maliyet enflasyonu ve fiyat enflasyonu olmak üzere üçe ayrılır.
Talep enflasyonu, cari fiyatlar genel düzeyinde üretilen mal ve hizmetlerin toplamının toplam talebi karşılayamaması durumunda, fiyatların yükselmesidir. Talep enflasyonu genellikle para arzının artmasının tüketimi artırması sonucu ortaya çıkar. Üretilen mal ve hizmetler, tüketici talebini karşılayamadığı zaman talep artışından dolayı fiyatlar artar. Ekonominin toplam talep eğrisinde yukarıya doğru bir kaymadan meydana gelen fiyat artışı genellikle talep enflasyonu veya talep çekişli enflasyon olarak adlandırılır.
Maliyet Enflasyonu; Bir ekonomide, üretim faktörleri piyasasında rekabetin bozulması sonucu girdi fiyatlarının yükselmesinin, maliyetlerin artmasının ve dolayısıyla toplam arzın azalmasının neden olduğu enflasyon türüdür. Maliyetlerin artmasına sebep olan her etmen ya da maliyet unsurlarının fiyatlarının artması maliyet enflasyonuna sebep olmaktadır. Bu durumda maliyet enflasyonu, üretim faktörlerinin hepsinin veya bir ya da bir kaçının fiyatlarındaki artışların ürünlerin fiyatlarına yansıtılmasından kaynaklanmaktadır. Maliyet enflasyonu, enflasyonun arz yönünden kaynaklanan türüdür.
Fiyat Enflasyonu; Bazı gurupların ürettikleri malları gerçek piyasa değerinin üzerinde satmasıyla gelirlerini artırması ve bu sayede talebin yükselerek enflasyona neden olması şeklinde ortaya çıkmasıdır. Bu üç enflasyon türü de birbirinden bağımsız değildir. Ekonomi enflasyonist sürece girdiğinde her üç türden de beslenerek fiyatlar genel düzeyi yükselir. Ayrıca ister talep enflasyonu ister maliyet enflasyonu veya fiyat enflasyonu olsun halkın beklentisinin oluşmadığı veya sürmediği sürece devam etmez. Çünkü beklentiler oluşmaya başladığında enflasyonist sarmal güçlenecek bu durum talep artışına neden olurken insanlar da yaklaşımlarını bu beklentilere göre oluşturacaklardır.
Enflasyon, hem ekonomik boyutu hem de sosyal boyutu olan parasal bir olgudur ve ekonomik açıdan bünyesinde birçok maliyetleri barındırırken sosyal yapı üzerinde de oldukça önemli etkilere sahiptir. Enflasyonun maliyet etkilerini ortadan kaldırabilmek için, bir ekonomide fiyat istikrarının sağlanması gerekmektedir. Fiyat istikrarının sağlanamadığı enflasyonun yüksek olduğu durumlarda;
- Elde para bulundurma bir enflasyon vergisine maruz kalacak ve para tutmanın maliyetini arttıracaktır.
- Bireyler tasarruflarının değerini korumak için yabancı ülke paraları, altın ve konut gibi üretken olmayan alanlara firmalar ise, borsa, faiz ve repo gibi üretim dışı alanlara kaymaya başlayacaktır.
- Etkin olmayan kaynak dağılımına ve gelir dağılımının değişmesine neden olacaktır.
- Sabit gelirli bireylerin gelirlerinin reel değerinin düşmesine neden olacaktır.
- Uzun dönemde yüksek enflasyon düşük bir büyüme oranına yol açacaktır.
- İş gücü piyasasının verimli çalışmasını engelleyecektir.
- Dış ticaret dengesini olumsuz yönde etkileyecektir.
- Yabancı sermayenin ağırlıklı olarak kısa vadeli olmasına ve doğrudan yatırımların azalmasına neden olacaktır.
Enflasyonun ekonomiye olan maliyetinin yanı sıra enflasyon oranını düşürmenin de ayrı bir maliyeti vardır. Önemli olan enflasyon oranını düşürmeye yönelik izlenecek politikalar sonucunda en az maliyetle gerçekleştirebilmektir. “Uluslararası Para Fonu (IMF)” enflasyonu düşürme maliyetindeki azalmanın;
- Uygulanacak politikanın kamuoyuna önceden açıklanması,
- Politikanın ısrarlı bir şekilde uygulanması,
- Enflasyon beklentisinin cari enflasyonu önemli ölçüde etkiliyor olması,
- Fiyatlar ve ücretlerin talep şartlarına karşı duyarlılığının yüksek olması, gibi faktörlere bağlı olduğunu belirtmektedir.
Enflasyon Çeşitleri
Enflasyon çeşitleri, “enflasyonun görünürlüğüne” göre ve “enflasyonun hızına” göre sınıflandırılabilir. Enflasyonu görünürlüğüne göre açık enflasyon ve gizli enflasyon olmak üzere iki ye ayırabiliriz.
Açık enflasyon: Kaynağı ister talep fazlası ister maliyet artışları olsun gözle görülebilir, şiddetli fiyat artışları ile ortaya çıkmasıdır. paranın değeri gözle görülebilir ve kontrolsüz olarak düşer ve halk fiyatların yükseleceği beklentisinin içine girer.
Gizli enflasyon: Bastırılmış enflasyon da denilen bu ayrımda talep fazlasının olduğu fakat şiddetli fiyat artışlarının olmadığı, enflasyonun alınan tedbirlerle baskı altında tutulmaya çalışıldığı yani talep fazlasının azaltılamadığı ancak bastırıldığı durumlarda ortaya çıkmasıdır.
Hızına Göre Enflasyon çeşitlerini ise; Sürünen, ılımlı, yüksek ve hiper enflasyon olmak üzere dört guruba ayırabiliriz. Bu tür enflasyon ayrımında sınır değerleri ile ilgili kesin ve değişmez bir ayrım yapmak mümkün değildir.
Sürünen enflasyon: Fiyat artışlarının oldukça düşük olduğu enflasyon beklentisinin oluşmadığı enflasyon süreci olarak tanımlanır. Bu türden bir enflasyonun zararlı bir etkisi yoktur. Hatta bu tür enflasyonda olumlu sonuçlardan bile söz edilebilir.
Ilımlı enflasyon: Enflasyon oranının iki haneli rakamlara ulaşmadığı yılda % 1 - % 10 arasında kalan, ancak halkın açıkça etkilerini hissettiği ve enflasyonist beklentilerin oluştuğu bir süreçtir.
Yüksek ya da dörtnala enflasyon: Bu tür enflasyonda oran yılda %10-%200 arasındadır. Yüksek enflasyon ekonomiyi zarara uğratan, piyasaların işleyişini zorlaştıran, gelecekle ilgili kararların belirsizliğini arttıran ve paranın değer ölçüsü ve tasarruf aracı olma özelliklerini zayıflatan oranda bir enflasyondur.
Hiper enflasyon: Fiyat artışlarının aylık %50’ ye ulaştığı ya da yıllık %1000’i aştığı, paranın bütün fonksiyonlarını yitirdiği çok yüksek oranlı enflasyondur. Devletin herhangi bir karşılığı olmaksızın para basması veya kamu harcamalarını para basarak finanse etmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Enflasyonla İlgili Diğer Kavramlar
Çekirdek Enflasyon; Enflasyonun geleceğine yönelik tahmin veren, enflasyonun eğilimini belirleyen ve para politikasının oluşturulmasına yardımcı olan bir göstergedir. Diğer bir deyişle fiyatlarda gözlemlenen tüm geçici etkilerin arındırılması sonucunda fiyatlar genel düzeyindeki artışı ifade eder. Buradaki amaç fiyatlar genel seviyesindeki değişimi sürekli kılan unsurları tespit etmektir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Ocak 2005’den itibaren yayınlanan “Özel Kapsamlı TÜFE Göstergeleri” Türkiye’nin çekirdek enflasyon göstergeleridir.
Çekirdek enflasyon dışsal etkilere (enerji fiyatlarında artış, mevsimsel koşullar, maliye politikası vb.) daha açık olan ve geçici nitelikler taşıyabilen mal ve hizmetlerin Tüketici Fiyat Endeksi sepetinden çıkarılmasıyla hesaplanır.
Enflasyon Hedeflemesi; Para politikasının fiyat istikrarını sağlamaya ve sürdürmeye yönelik olarak kurumsallaştığı modern bir stratejidir. Bu strateji de önce sayısal bir enflasyon hedefi belirlenir ve bu hedef kamuoyuna duyurulur. Merkez Bankası belirli bir süre sonunda bu hedefe ulaşacağını taahhüt eder. Böylece Merkez Bankası para politikasının toplum tarafından kolaylıkla anlaşılabilmesini ve izlenebilmesini sağlamaktadır.
Enflasyon hedeflemesi rejimi altında merkez bankasının temel politika aracı kısa vadeli faiz oranları olsa da, Merkez Bankası tüm para politikası araçlarını belirlenen enflasyon hedefine ulaşmaya yönelik olarak kullanır. Gelecekteki enflasyona ilişkin öngörülerin enflasyon hedefinden önemli ölçüde sapma gerçekleştiğinde bu sapmanın nedenine göre, Merkez Bankası kısa vadeli faiz oranlarına ilişkin aldığı kararlarla yeniden uyumu sağlamaya çalışır.
2001 yılında 2011 sayılı TCMB Kanununda yapılan değişiklikle TCMB’ nin temel amacı fiyat istikrarını sağlamak olarak belirlenirken, enflasyon hedefinin de hükümet ile belirlenmesi kanunlaşmıştır. Para politikası 2002-2005 yılları arasında örtük enflasyon hedeflemesi çerçevesinde uygulanmıştır. Türkiye, 2006 yılı başında ise “enflasyon hedeflemesi rejimi”ni uygulamaya başlamıştır.
Fiyat Endeksleri
Enflasyon oranı, fiyatlar genel düzeyinde belirli bir zaman diliminde meydana gelen değişme oranıdır. Bu oran fiyat endekslerinden yararlanılarak bulunur. Yani ekonomideki tüm fiyatların ortalamasını yansıtan fiyat düzeyi bir endeksle ölçülür. Endeks, belirli bir olaya ait değerlerin zaman içinde ortaya çıkan değişimini ölçmeye yarar. Endeks temel dönemde 100’e eşittir. Gelen dönemlerin 100’ e göre değişimini göstermektedir.
Fiyat endeksi, seçilmiş mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarının belli bir döneme göre değişimini ölçer. Endeks oluşturmak için ilgili piyasaya göre bu piyasayı temsil eden bir mal ve hizmet sepeti oluşturulur. Bu sepet içerisinde yer alan maddelerin fiyatları dönemsel olarak izlenir. Fiyat endeksleri, fiyatların izlendiği mal ve hizmet piyasasına göre isimlendirilir.
Enflasyon, piyasada seçilmiş mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarının dönemsel değişimini gösteren fiyat endeksleri ile hesaplanmaktadır.
Her ülkede her yıl binlerce çeşit mal ve hizmet üretilmektedir. Bu mal ve hizmetlerin fiyat düzeylerindeki değişimlerini izlemek için farklı fiyat endeksleri ortaya çıkmıştır. Bunlar içerisinde en yaygın olanları; tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ve üretici fiyat endeksi (ÜFE) dir. Bir diğer endeks de Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Deflatörüdür. Türkiye’de fiyat endeksi, Türkiye istatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hesaplanmaktadır. Fiyat endekslerinin hesaplanabilmesi için gerekli temel değişkenler bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi başlıklar altında sıralanmaktadır.
Mal ve Hizmet sepeti: Madde sepeti olarak da adlandırılan fiyatların dönemsel olarak izlendiği belirli bir mal ve hizmet listesidir. Seçilen mal ve hizmetler tür, miktar ve kalite olarak tanımlanır ve güncelliği sağlanır.
Temel Yıl Ağırlıkları: Seçilmiş mal ve hizmetlerin toplam sepet içerisindeki değerlerine bağlı olarak aldıkları paydır.
Temel Yıl Fiyatları: Temel yıl endeksin daha sonraki dönemlerle karşılaştırıldığı yıldır. Mal ve hizmetlerin temel yıla ait 12 aylık ortalama fiyatlarına ise temel yıl fiyatları denir.
Cari Fiyatlar: Mal ve hizmetlerin ilgili dönemde yürürlükte olan fiyatlarına denir. Hesaplanan aya ait endeks sayıları ve endeks sayılarındaki değişim oranları bir sonraki ayın üçüncü gününde kamuoyuna duyurulmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu, fiyat endeksleriyle ilgili olarak her ay dört oran açıklamaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi başlıklar altında açıklanmaktadır.
Aylık Değişim Oranı: Fiyat endeksi serisinde son ayın endeksinin bir önceki ayın endeksine göre yüzde değişimidir.
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre Değişim Oranı: Yılın ilk ayından itibaren fiyatlar genel düzeyinin ortalama değişimidir.
Geçen Yılın Aynı Ayına Göre Değişim Oranı: Hesaplanmak istenilen aydaki fiyatlar genel düzeyinin, geçen yılın aynı ayındaki fiyatlar genel düzeyine göre değişimidir.
On iki Aylık Ortalamalara Göre Değişim Oranı: Son on iki ayın endeks rakamı ortalamasının, bir önceki on iki aylık endeks rakamı ortalamasına oranı olarak ifade edilmektedir.
Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE); Tüketici Fiyatları Endeksinin amacı, hane halkları tarafından belirli bir ihtiyacı karşılamak amacıyla satın alınan mal ve hizmetlerin genel fiyat düzeyindeki değişimini ölçmektir. Ekonomilerde çok sayıda mal ve hizmet üretildiği için bunların hepsinin fiyatlarının izlenmesi imkânsızdır. Bu yüzden hane halklarının yaptıkları tüketim harcamaları içinde en fazla paya sahip olan mal ve hizmetler kapsama alınmaktadır. Tipik bir hane halkının yaşam maliyetinin göstergesi olarak da değerlendirilir.
Tüketici Fiyatları Endeksi, hane halklarının tüketimine yönelik mal ve hizmet fiyatlarının zaman içindeki değişimini ölçmektedir. Tüketici Fiyatları Endeksi ile hesaplanan enflasyon sonuçları, ekonomide aşağıdaki konularda karar alıcılara yol gösterici rol oynamaktadır. Bunlar;
- Makroekonomik anlamda enflasyonun ölçmesinde,
- Uluslararası enflasyon karşılaştırılmasında,
- Ekonomi politikalarının belirlenmesinde,
- Reel verilerin elde edilmesinde,
- Ücret ve fiyat ayarlamasında,
- Fiyat analizlerine gösterge olması,
- Kira artış tespitlerine yardımcı olması,
olarak sıralanmaktadır.
Seçilmiş hane halklarına hangi mal ve hizmetleri hangi ağırlıkla kullandıkları anket uygulamasıyla sorularak hane halklarının bütçelerinde yer alan mallar ve hizmetlerin neler olduğu ve bunların bütçelerinde ne kadar ağırlık tuttuğu belirlenir. Bu mal ve hizmetler ve ağırlıklarıyla bir sepet oluşturulur. Her yılın aralık ayında güncellenir.
Tüketici Fiyatları Endeksi hesaplamasında ele alınan ana guruplar ise;
- Gıda ve Alkolsüz içecekler
- Alkollü içecekler ve tütün
- Giyim ve ayakkabı
- Konut
- Ev eşyası
- Sağlık
- Ulaştırma
- Haberleşme
- Eğlence ve kültür
- Eğitim
- Lokanta ve oteller
- Çeşitli mal ve hizmetler, olarak sıralanmaktadır.
Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE); Devlet İstatistik Enstitüsü(TÜİK), 2005 yılı başına kadar “Toptan Eşya Fiyatları Endeksi (TEFE)” hesaplamıştır. Toptan Eşya Fiyatları Endeksi (TEFE) ülke ekonomisinde, üretim faaliyetlerinde yer alan maddelerin sektörler itibariyle fiyat değişimini ölçüyordu.
Üretilen ürün çeşitlerinin farklılaşması ve artması, üretimde yeni işyerlerinin yer alması veya mevcut olanların kapanması, endekse ait fiyat ve ağırlıkların referans dönemlerinin eskimesi ve AB’ye uyum çerçevesinde “Toptan Eşya Fiyatları Endeksi (TEFE)” yerine, “Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE)” ne geçilmiştir. “Toptan Eşya Fiyatları Endeksi (TEFE)” nin temel yılı 1994,”Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE)”nin 2003 yılıdır. Üretici Fiyatları Endeksi’nde fiyatların özellikle üreticilerden derlenmesi esastır.
“Üretici Fiyatları Endeksi” ülke ekonomisinde üretimi yapılan ve yurt içi satışa konu olan ürünlerin genel fiyat düzeylerindeki değişimin ölçülmesidir. Fiyatlara KDV gibi vergiler dahil edilmeyip sadece peşin üretici fiyatları dikkate alınmaktadır.
Türkiye genelinde devlet ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın Üretici Fiyatları Endeksi kapsamı tarım ve sanayi sektörü olmak üzere iki ana gruptan oluşur. Üretici fiyatları endeksinde tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinde faaliyet gösteren üreticilerin yetiştirdiği ve piyasaya arz ettiği ürünlerin ilk el satış fiyatları izlenmektedir. Sanayi sektörüne ilişkin ürünlerin fiyatları da doğrudan sanayi sektöründeki üretici firmalardan alınmaktadır.
Fiyatlar, anket yolu ile derlenmektedir. Anketler faks veya e-posta yolu ile gönderilmektedir. ÜFE’desanayi kapsamında yer alan maddelerin her ayın 5,15 ve 25. günlerindeki fiyatları derlenmektedir.
Tarım ürünlerinin ise ayın 25. gününe kadar olan fiyatları kapsanmaktadır. Ürün sepetinin ve ağırlıklarının güncellemesi, her yılın sonunda yapılmakta ve zincirleme “Laspeyres” formülü ile seri devam ettirilmektedir. Her yıl Aralık ayı itibarı ile yeni maddeler endekse dahil edilmekte ve yeni ağırlıklar endeks hesabında kullanılmaktadır.
“Üretici Fiyatları Endeksi”ne bağlı olarak hesaplanan enflasyon sonuçları, ekonomide çeşitli konularda karar alıcılara yol gösterici rol oynamaktadır. Bunlar;
- Ekonomi politikalarının belirlenmesinde,
- Ücret ve fiyatların ayarlanmasında,
- Üretm ve verimliliğin belirlenmesinde,
- Alınacak yatırım kararlarında,
- Uluslararası enflasyon karşılaştırmaları,
olarak sıralanmaktadır.
Üretici Fiyatları Endeksi hesaplamasında ele alınan ana guruplar;
- Tarım Sektörü
- Tarım, avcılık, ormancılık
- Balıkçılık • Sanayi Sektörü
- Madencilik ve taş ocakçılığı
- İmalat sanayi
- Elektrik gaz ve su sektörleri
Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Deflatörü; Bir ekonomide üretilen tüm malları ve hizmetleri içeren, oldukça geniş kapsamlı bir fiyat endeksidir. Temel alınan yıl ile ölçümü yapılan yıl arasındaki fiyat değişiminin bir ölçüsüdür. Diğer endekslerden farkı, daha geniş bir mal guruplarının fiyatını ölçmesi, yalnızca yurt içerisinde üretilen mallar ve hizmetleri değerlendirmesi ve ekonomide üretilen malların bileşimindeki değişmeyi endekse yansıtmasıdır.
Deflatör, temel alınan yıl ile cari yıl arasındaki fiyatlar genel seviyesindeki değişimi verir. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla deflatörü, belirli bir yılın nominal GSYİH’nin aynı yılın reel GSYİH’ne oranıdır. Nominal GSYİH’de artış iki şekilde gerçekleşebilir, üretimin miktar olarak artmasından ve piyasa fiyatlarındaki bir artıştan kaynaklanmaktadır. Burada önemli olan üretimin miktar olarak (kantitatif) artmasıdır. Bu yüzden nominal GSYİH’nın deflate edilmesi, yani fiyat artışlarının etkisinden arındırılması gerekmektedir.
Her üç endeksin gösterdiği oranlar birbirinden farklı olabilir. Bunun nedeni; endekslerin içerdiği mal ve hizmetler ile bunlara verilen ağırlıkların farklı olmasıdır. Fakat her üç endeksin ölçtüğü enflasyon oranlarının birbirine yakın değerler olduğu da unutulmamalıdır.
Fiyat düzeyinde bir dönemden diğer döneme ortaya çıkan yüzde değişme olarak tanımladığımız enflasyon oranını bulmak için aşağıdaki formülü kullanabiliriz.
? t =(P t -P t-1 )/(P t-1 )x100
Burada: ?; enflasyon oranını, P t ; t yılındaki fiyat düzeyini, P t-1 ; t yılından bir önceki yılın fiyat düzeyini gösterir.