EKONOMİK COĞRAFYA - Ünite 3: Bölgesel Kümelenmeler, Firma Yeri Seçimi ve Dışsallıklar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Bölgesel Kümelenmeler, Firma Yeri Seçimi ve Dışsallıklar

Ünite 3: Bölgesel Kümelenmeler, Firma Yeri Seçimi ve Dışsallıklar

Giriş

Küreselleşme ve bilgi iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin ortaya çıkardığı “Yeni Ekonomi” anlayışı ile birlikte coğrafi birimler ölçeğinde mekânsal karakteristiklerin iktisadi büyüme ve rekabetçilikteki belirleyicilikleri önemli bir yer kazanmıştır.

Kümelenme kavramı genel itibariyle firmalar ve işletmelerin üretim süreçlerinde gerçekleştirdikleri bir takım etkileşimler ve bu etkileşimlerin gerçekleştiği alan içerisindeki destekleyici çevreyi tanımlamaktadır.

Kümelenme yaklaşımının temelleri Alfred Marshall’ın 19. yüzyıl başlarında ortaya koyduğu Endüstriyel Bölgeler yaklaşımına dayanmaktadır. Marshall’ın Endüstriyel Bölgeler yaklaşımı genel olarak nitelikli iş gücünün firmalar arasında ve üretimin farklı dallarında dağıldığı, bilginin yoğun şekilde paylaşıldığı ve uzmanlaşma, ortak iş pratikleri, örtük bilgi, destekleyici sosyal ve kurumsal çevreden oluşan yerel bir “endüstriyel atmosferi” kapsamaktadır.

Kümelenme kavramının gelişim sürecinde ortaya çıkmış birçok teori ve yaklaşımdan söz edilebilir (s:62 Şekil 3.1).

    1. yüzyıl başlarında Klasik mekân teorilerinden Neo-Klasik yaklaşımları kapsayan ve kümelenme faaliyetlerinin kaynaklar odaklı ele alındığı dönem,
  • Endüstriyel Bölgeler yaklaşımının çeşitli katkılar sayesinde geliştirildiği ve Yenilikçi Çevre yaklaşımının ortaya çıktığı kümelenme faaliyetlerinde daha çok sosyal ağlar üzerinden ele alındığı dönem

  • 90’lı yılların başından 2000’li yıllara kadarki süreçte kümelenmeyle ilgili çalışmaların gelişiminde kurumlar ve sistemler üzerinden ele alındığı dönem.

Kümelenme faaliyetlerinin ortaya çıkardığı bölgesel avantajlardan en önemlisi rekabetçilikle ilgilidir. Belirli bir bölgeye özgü üretim şekilleri veya uzmanlaşmanın yarattığı katma değer ve refahın yanı sıra, üretimle ilgili alanlarda birbiriyle sürekli etkileşim içerisindeki firmalar ve kurumların oluşturduğu bölgesel iş birliği ağları küresel piyasalarda rekabet gücünün elde edilmesi ve sürdürülebilmesinde önemli bir araç olarak görülmektedir.

Kümelenme Kavramının Tanımı ve Özellikleri

Porter kümeleri; “belirli bir endüstride birbiriyle bağlantılı ve rekabet halinde olan ve aynı zamanda iş birliği yapan şirketlerin, uzmanlaşmış tedarikçilerin, hizmet sağlayıcıların, o endüstri ile ilişkili endüstrilerde faaliyet gösteren firmaların ve ilgili kuruluşların coğrafi yoğunlaşması” şeklinde tanımlamıştır.

Kümeler genel olarak birbiriyle ilişkili endüstri gruplarından meydana gelmekte ve küme oluşumu birçok endüstride görülebilmektedir.

Kümeler belirli bir endüstrinin yanında bir dizi birbiriyle bağlantılı endüstriyi de içerisine alabilir.

Kümenin ortaya çıkması herhangi bir firmanın üretimle alakalı faaliyetlerinde izlemiş olduğu yola bağlılığıyla başlayabilir. Bu bağlılık firmaların iyi oluşturulmuş davranışsal kalıpları daha yoğun bir şekilde izlemeye çalışması anlamına gelmektedir. Küme oluşumunun ilk aşamasında coğrafi yakınlıklar yoluyla firmaların birbirlerini gözlemleyebilmesi gruplaşma eğilimini arttırmaktadır. Bu aşamada firmalar birbirleri hakkında çok az bilgiye sahip olduğundan, uyum sağlamaya yönelik izlenen uygun stratejiler yerel bir uzlaşma ortamı yaratacaktır.

Küme çevresinde kamusal veya özel nitelikteki bazı kurum ve kuruluşlar da faaliyet gösterirler.

Bölgesel Kümelenme Türleri

Genel olarak küme kavramıyla ifade edilen ağ yapıları bölgesel, teknolojik ve üretimle alakalı farklılıklardan dolayı farklı gruplar altında toplanabilir. Kümeler işletmeler arası ilişkiler, farklı koşullara vurgu yapan dört temel küme türünden bahsedilebilir.

Dikey Kümelenme: Daha çok birbirilerine tedarikçi olan grupların oluşturduğu değer zincirinden oluşmaktadır. Bu zincir alıcıları ve aracıları arası sürekli ve sağlam ilişkileri olan işletme gruplarını kapsar.

Yatay Kümelenme: Birbirleriyle tamamlayıcılık ya da ikame ilişkileri yönüyle benzer ekonomik faaliyetlerin bölgesel olarak yoğunlaşması şeklinde görülür. Bu tür kümelerde sahip oldukları ağlar bakımından birbirine yakın sektörler veya tek bir sektör içerisindeki işletmeler faaliyet göstermektedir.

Kompleks Kümelenme: Belirli bir coğrafi alanda gerçekleşen yatay ve dikey ekonomik faaliyetlerinden meydana gelmektedir.

Kapsayıcı Kümelenme: Kompleks kümelerin daha çok araştırma geliştirme tabanıyla çok yönlü ağlaştığı yapılar şeklinde ortaya çıkar. Bu tür kümelerde sanayi ve hizmetler sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların yanı sıra özel altyapı sağlayıcıları, kilit kamu kurum ve kuruluşları ile çeşitli toplumsal aktörler yer almaktadır.

Kümeler, etkinlik ve kendilerini gerçekleştirme düzeyleri bakımından da farklılık gösterebilmektedir.

  • Çalışan (Güçlü) Kümeler; önemli yerel bilgi, uzmanlık ve beşeri sermayeye ilişkin kaynaklarını kullanarak rekabet avantajı yaratırlar.

  • Gizli (Kısmi) Kümeler; kümelenmenin getirdiği avantajlardan faydalanabilecek düzeyde, ancak bunu gerçekleştirmek için gerekli etkileşim ve bilgi akışı düzeyini geliştirmemiş kümelerdir.

  • Potansiyel Kümeler; başarılı küme faaliyetleri için gerekli koşulların bazılarına sahip olmakla birlikte bunları geliştirmeleri ve genişletmeleri gerekir.

  • Politik Güdümlü Kümeler; devlet tarafından desteklenmek üzere seçilen ancak doğal bir gelişme süreci için önemli şirket ya da şartların eksik olduğu kümelerdir.

Bölgesel Kümelenme Unsurları ve Porter’ın Elmas Modeli

Bir bölgede kümelenme oluşumunun gerçekleşebilmesinde ve küme faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için aşağıdaki unsurlara gerek duyulmaktadır.

  • Firmaların varlığı

  • İlgili endüstriye ilişkin üretim faktörleri,

  • Bölgedeki talep yapısı,

  • Rekabet koşulları,

  • Firma stratejileri

  • Küme faaliyetlerini destekleyici bazı kurum ve kuruluşları

Michael Porter uluslararası rekabet avantajının temel kaynağı olarak gördüğü endüstriyel kümeleri oluşturan unsurları ve etkileşimleri Elmas Modeli adını verdiği yaklaşımla açıklamıştır. Porter’a göre bir kümenin rekabet gücü birbiriyle etkileşim halinde olan dört ana faktöre bağlıdır.

Faktör Koşulları: Genel olarak uzmanlaşmış iş gücü, araştırma kuruluşlarının varlığı ve etkinliği, vergi sistemi, kamusal teşvikler ve ücret düzeyleri gibi belirli bir sektördeki rekabeti sürükleyici üretim faktörlerinden oluşmaktadır.

Talep Koşulları: Belirli bir endüstriye yönelik alışılmadık yerel talep çeşitli kanallar yardımıyla seçici bir müşteri kitlesi oluşturabilir. Böyle bir talep yerelin önemini artırmaktadır. Ayrıca bölge içi müşterilerden kaynaklanan talep baskıları, firmaları yeni ürün ve hizmetler yaratma konusunda hızlandırarak rekabette öne çıkmalarını sağlamaktadır.

Firma Stratejileri ve Rekabet Ortamı: Uluslararası ölçekte rekabetçi olan yerli tedarikçiler satışa dönük sektörlerdeki girdileri düşük maliyette, erken, hızlı ve bazen de öncelikli teslim ederler. Tedarikçilerin ve son kullanıcıların yakınlığı da sürekli fikir alışverişi ve ihtiyaçlara yönelik yeni yaklaşımların ortaya çıkararak kümelerin karşılaştırmalı üstünlükler sağlamalarına fırsat verir.

İlgili ve Destekleyici Sektörler: Firmaların ölçekleri, örgütlenmeleri ve yönetilme biçimleri kadar yerel çevre de rekabet avantajı yaratılmasını etkileyen unsurlardan biridir. Uluslararası rekabet gücüne sahip yan sanayiler, araştırma ve mesleki eğitim kurumları, devlet organları ve diğer destekleyici kuruluşlarının varlığı kümelerin başarısında etkili olmaktadır.

Porter Elmas Modelinde kümeleri belirli bir bölgedeki firmalar, yan sanayi sektörleri, hizmet tedarikçileri, ilişkili sektörler ve üniversiteler, kalkınma ajansları, sanayi ve ticaret odaları, araştırma merkezleri ve mesleki eğitimi kapsayan kurumların coğrafi olarak yoğunlaşması şeklinde tanımlamıştır (s:68 Şekil 3.3). Porter’ın ortaya koyduğu yaklaşım kümeleri ulusal ve küresel rekabetçiliğin merkezine almakta ve potansiyel küme oluşumlarına katkı sağlamayı hedeflemektedir.

Bu kapsamda birbiriyle ilişkili endüstriler veya firmaların coğrafi bir alanda kümelenmeleri aralarındaki etkileşimlerin artmasına fırsat vermektedir. Bununla birlikte üretim süreçleri kapsamında nitelikli üretim faktörlerine duyulan ihtiyaç küme içerisindeki uzman tedarikçiler ve destekleyici sektörler tarafından karşılanırken, yerel talep baskısı firmaları bir yandan yeni ürün ve hizmetler ortaya çıkarılmasına yönelik stratejiler benimsemeye itmekte, diğer yandan güçlü komşu firmalarla rekabeti canlı tutmaktadır.

Küme çevresindeki etkileşimler sonucu ortaya çıkan çeşitli ekonomik ve sosyal faaliyetler bölge içerisinde örtük şekilde var olan ve üretimini herhangi bir aşamasını ilgilendiren yeni bilgi, teknoloji ve tecrübelerin ortaya çıkışını hızlandırır. Bu durum inovasyona yönelik faaliyetlerin artmasına ve dolayısıyla verimlilikteki artışlara imkân verecektir.

Porter’ın Küme Modelinin işleyişinin temel olarak üç farklı boyutta gerçekleştiği söylenebilir.

  1. Yatay/dikey boyut

  2. Coğrafya ve ağ boyut

  3. Yenilikçi ve teknolojik boyut

Bölgesel Kümelenmeler ve Firma Yeri Seçimi

Firmaların kuruluş yeri kararlarını talep yapısı, iş gücü arzı ve ham madde maliyetleri gibi ekonomik etkenler belirleyebildiği gibi, doğal faktörler, sosyal çevre ve politik unsurlar da bu kararları etkileyebilmektedir.

Firma Yeri Seçimini Belirleyen Unsurlar: Kuruluş yeri unsurları maliyetler, iş gücü arzı, iş gücü niteliği, sosyal ve kültürel yapı, sivil toplum kuruluşları, toplumsal normlar, ulaşım ve bilgi iletişim teknolojileri altyapısı gibi çok sayıda faktörden oluşur. Firma yeri seçiminde bu faktörlerden bir kısmı genelgeçer bazı objektif koşulları tanımlarken, bazı faktörler ise firmaya özgü kararlar ve stratejiler bağlamında farklı şekillerde yorumlanabilir. Firma yeri seçimini belirleyen çok sayıda unsur ekonomik, doğal, sosyal ve politik başlıkları altında genellenebilir.

Kümelenme Faaliyetleri ve Dışsallıklar: Dışsallıklar genel olarak ekonomik birimlerin faydalarını artırmak amacıyla aldıkları kararlara ilişkin sonuçlardan üçüncü kişi veya kuruluşların doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmesi biçiminde tanımlanabilir. Bu bağlamda söz konusu kararlar başka birimlere çeşitli faydalar sağlayabilirken, tersi şekilde zarara da uğratabilir.

İşçi ve Tedarikçilere Daha İyi Ulaşım: Küme içerisindeki firmalar ve çeşitli destekleyici sektörler belirli bir uzmanlaşmaya ulaşmış ve deneyimli işçi havuzlarına ulaşabilirler. Kümeler, iş fırsatları verdiği ve işçilerin yer değiştirme risklerini azalttığı için başka bölgelerdeki yetenekli insanları daha kolay çekmekte ve bu da bazı sanayiler için önemli bir avantaj oluşturmaktadır.

Özelleşmiş Bilgilere Erişim: Coğrafi olarak yoğunlaşmış endüstrilerdeki uzmanlaşmış ekonomik faaliyetler teknik ve rekabeti artırıcı bazı bilgilerin zaman içerisinde ortaya çıkmasına ve birikmesine imkân verir. Özelleşmiş bilgi, ekonomik faaliyetlerde belirli bir amaca yönelik olarak piyasadaki ham veriler, paylaşılmamış tecrübeler ve deneyimleri içeren bilginin işlenerek ekonomik birimlerin kullanımına hazır hale getirilmiş şekli olarak tanımlanabilir.

Tamamlayıcı Ağlar: Küme çevresi içerisindeki karmaşık ve kapsamlı ilişkiler çoğu zaman bir düzen ortamının sağladığından çok daha faydalı sonuçlar ortaya çıkarabilir. Küme içerisindeki karşılıklı bağımlılıklar, farklı bireysel performansları diğer oyuncuların yararına dönük dışsallıklara dönüştürebilmektedir.

Kurumlara ve Kamu Mallarına Ulaşım: Devletin ekonomik faaliyetleri destekleyici ve sürükleyici uygulamaları bazı özelleşmiş kurumlar vasıtasıyla da gerçekleşebilir. Bölgesel düzeyde kalkınma ajansları, araştırma ve test laboratuvarları ya da teknoloji transfer merkezleri şeklinde ortaya çıkabilen bu kurumlar aynı zamanda belirli kümeler içerisinde de faaliyette bulunabilirler.

Motivasyonlar ve Ölçüm Kolaylığı: Firmaların ekonomik olarak varlıklarını sürdürebilmeleri sürekli rekabet ortamında ayakta kalabilmelerine bağlıdır. Özellikle büyük oyuncuların var olduğu endüstrilerde rekabet firmalar için bir yaşam biçimi haline gelmektedir. Böyle bir rekabet ortamı firmalara potansiyellerini ortaya çıkarmada ve kendilerini en iyi şekilde gerçekleştirmede katkı sağlar.

Bölgesel Rekabet Gücü ve Kümeler

Başarılı kümelenmeler bölgesel rekabetçiliğin temelini oluşturmaktadır. Bu bakımdan kümelenme faaliyetlerinin bölgesel rekabetçiliği üç yönden etkilediği söylenebilir.

  • Kümelerin bulundukları endüstrilerdeki verimliliğini artırır.

  • Kümelenme faaliyetleri yenilikçiliğe yön verir.

  • Kümelenmelerin dışsal ölçek ekonomileri oluşturarak rekabetçiliği artırır.

Kümelere Yönelik Politikalar

Kümelenmeler genel olarak karmaşık ve sistematik mekânsal yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla bu sistemlerin gelişimi için tek yönlü birkaç adımdan öte çeşitli politikaların bir tür karışımına gerek duyulmaktadır. Kümelenme politikaları içerisindeki bu çeşitlilik uygulamada kullanılan farklı enstrümanlara izin verebildiği gibi, kümelerin çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmasına da zemin hazırlamaktadır (s:75 Şekil 3.4).

Teknoloji temelli kümelenme politikaları geleneksel sanayileri desteklemekten ziyade bölgeleri teknoloji odaklı gelişmiş küme unsurları için cazip hale getirmek ve katma değeri yüksek ekonomik faaliyetleri artırmak için yoğun altyapı geliştirme uygulamalarını kapsamaktadır. Kümelenme politikaları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, kapsam ve amaçları bakımından bu politikalar üç ana başlık altında toplanabilir.

Birinci tip küme politikaları, genel olarak üniversite, sanayi ve kamunun içerisinde olduğu üçlü sarmal ilişkilere odaklanmaktadır.

İkinci tip küme politikaları çoğunlukla firmaların kendi aralarında ya da araştırma kurumları ile gerçekleştirdikleri çoğunluğu Ar-Ge’ye dayalı işbirliklerini oluşturmak ve geliştirmek hedefindedir.

Üçüncü tip küme politikaları kümelenmelere yönelik destek ve iş birliği uygulamaları firmalar, kurumlar/kuruluşlar ya da yatay veya dikey ilişkilere bakılmaksızın hayata geçirilmektedir.

Dünyada ve Türkiye’de Kümelenme Örnekleri

Dünyada kümelenmeye gösterilen özel ilginin nedeni, ekonomik faaliyetlerde yarattıkları değişim dalgasıyla ön plana çıkmış büyük şirketlerin çoğunlukla aynı bölgeden ve hatta aynı şehirden olmasıdır. Kümelenme faaliyetlerinin ortaya çıkardığı bölgesel yoğunlaşmalar gelişmiş ülkelerde olduğu kadar gelişmekte olan ülkelerin ekonomi politikalarında da gittikçe önem kazanmaktadır.

Bir bölgenin ekonominin belirli alanlarında yarattığı ün veya markalar o bölgenin başarısına önemli katkı sağlar.

Kümelenme faaliyetlerinin gerçekleştiği alan içerisindeki çeşitli unsurlar aynı zamanda belirli bir üretime yönelik değer zincirlerini de oluştururlar. Yeni fikirler, tasarım ve ham maddeyle başlayan küme değer zincirleri, üretim ve pazarlama, satış ve dağıtım ile devam etmektedir. Bunun yanı sıra insan kaynakları, Ar-Ge ve finans gibi destek unsurları da içeren bu diğer zincirleri, ekonomik faaliyetlerin daha etkili ve verimli olmasına imkân vermektedir.

Türkiye’de kümelenme çalışmaları Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere çeşitli kurum, kuruluş ve uygulamalar ile teşvik edilmektedir. Bu teşvikler kapsamında özellikle katma değeri yüksek sektörler için bazı destek programları, finansman ve proje çalışmaları yürütülmektedir.

Bu kapsamda İstanbul (moda ve tekstil, turizm, kuyumculuk), Ankara (savunma sanayi, medikal sanayi, iş ve inşaat, makine), İzmir (organik gıda, lojistik, metal döküm, endüstriyel havalandırma ve iklimlendirme), Bursa (mobilya, havacılık ve uzay), Eskişehir, Bilecik, Kütahya (seramik, havacılık ve raylı sistemler), Konya (otomotiv yan sanayi, döküm, ayakkabı), Mersin (yaş meyve sebze), Samsun (medikal sanayi), Şanlıurfa (organik tarım), Uşak (geri dönüşüm) ve Adıyaman (tekstil ve hazır giyim) çeşitli kümelenmelere sahip bazı şehirlerdir.