ELEKTRONİK TİCARET - Ünite 6: Elektronik Ticaret ve Vergilendirme Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Elektronik Ticaret ve Vergilendirme

Giriş

Küreselleşme; ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlarda kimi değerlerin yerel ve ulusal sınırları aşarak dünya genelinde yayılımını ifade eder. Küreselleşme, yarım yüzyıldan beri dünyada refaha katkısı olan ekonomilerin kendi aralarında artan orandaki serbestliğin ve bütünleşmenin devamı olmaktadır.

Küreselleşmenin bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana getirdiği hızlı değişim, ticari faaliyetler için gerekli olan bilgi ve belgelerin elektronik ortama aktarılarak işlemlerin bu elektronik ortamda yapılabilmesine olanak sağlamış ve böylece elektronik ticaret kavramı gündeme gelmiştir.

Elektronik ticaret, mal ve hizmetlerin üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme işlemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılmasıdır. Elektronik ticaret, ticari işlemlerden biri veya tamamının elektronik ortamda gerçekleştirilmesi yoluyla reklam ve pazar araştırması, sipariş ve ödeme ile teslim olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.

Küreselleşme, dolayısıyla elektronik ticaret vergilendirme yetkisi bakımından bir takım sorunlar oluşturmaktadır. Bu sorun, en yalın biçimiyle belirli bir vergiyi tahsil etme yetkisinin hangi ülkeye ait olacağı sorunu olarak ortaya konabilir. Vergisel sorunlardan bir diğeri ise, vergi yönetimine ilişkindir.

Elektronik Ticaret ve Vergileme

6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile elektronik ticarete ilişkin esas ve usuller düzenlenmiş olup, söz konusu Kanun kapsamına, ticari iletişim, hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların sorumlulukları, elektronik iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmeler ile elektronik ticarete ilişkin bilgi verme yükümlülükleri ve uygulanacak yaptırımlar girmektedir.

Kanun hükümlerinin uygulanması açısından önem arz eden ve anılan Kanunda yer alan bazı kavramlar şu şekildedir;

Elektronik ticaret: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyetidir.

Ticari iletişim: Alan adları ve elektronik posta adresi dışında, mesleki veya ticari faaliyet kapsamında kazanç sağlamaya yönelik olarak elektronik ticarete ilişkin her türlü iletişimidir.

Ticari elektronik ileti: Telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileridir.

Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişilerdir.

Aracı hizmet sağlayıcı; Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişileri, ifade ettiğini görmekteyiz.

Elektronik ticaretin vergilendirilmesine ilişkin tartışmaların ve/veya görüşlerin temel olarak dört noktada yoğunlaştığı görülmektedir. Bunlar:

  • Elektronik Ticarete Konu İşlemler Vergilendirilmemeli Görüşü.
  • Elektronik Ticaret için Yeni Vergiler Uygulanmamalı, Bu Alanda Mevcut Vergi Rejiminin Uygulanmasına Devam Edilmelidir Görüşü.
  • Mevcut Ulusal ve Uluslararası Vergi Hukuku Düzenlemelerine, Elektronik Ticarette Özgü Yeni Hükümler Eklenmeli, Bu Konuda Gerekiyorsa Yeni Vergiler Yürürlüğe Konulmalıdır Görüşü.
  • Elektronik Ticaret için Elektronik Ortamda Transfer Edilen Bilgi Esas Alınarak “Bit Vergisi” Uygulanmalıdır Görüşü.

BİT (Biniry Digit): Bilgisayar dilinde en küçük enformasyon birimini belirtmek için kullanılan bir kavramdır.

Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesinde Göz Önüne Alınması Gereken Temel İlkeler

OECD’nin, 6-8 Ekim 1998 tarihlerinde Ottowa’da gerçekleştirilen “Sınırsız Bir Dünya: Elektronik Ticaretin Potansiyelinin Farkına Varılması” adlı Bakanlar Komitesi toplantısında elektronik ticaretin vergilendirilmesi konusunda uluslararası düzlemde atılan en önemli adım olarak nitelendirebileceğimiz 8 Ekim 1998 tarihli Bakanlar Komitesi tarafından onaylanan “Elektronik Ticaret: Vergilendirme Koşulları Çerçevesi” isimli raporu yayımlamıştır.

Bu rapora göre elektronik ticaret, vergilendirilme konusunda geleneksel yollarla yapılan ticaretten farklı görülmemiş ve bu nedenle de mal ve hizmetlerin vergilendirilmesine ilişkin genel kurallar olan;

  • Tarafsızlık,
  • Sadelik ve basitlik,
  • Etkinlik ve adalet,
  • Esneklik,
  • İdare ve uyum maliyetlerinin düşük olması
  • Çifte vergilendirilmeden kaçınılması gibi prensiplerin (ilkelerin), elektronik ticarete konu olan ürünler için de geçerli olması kabul edilmiştir.

Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesi

İnternet üzerinde yapılan işlemlerde vergiyi doğuran olayın kavranabilmesi açısından, fiziki mallar gibi somut ürünlerin yanında enformasyon ve veri kaynakları gibi dijital ürünlerin alışverişinin de yapılabiliyor olmasından dolayı güçlükler bulunmaktadır.

Gelir üzerinden alınan vergilerde (dolaysız vergiler) uluslararası vergilendirme prensibi iki temel noktada, kaynak ve ikametgâh esasına dayanmaktadır.

Başta katma değer vergisi olmak üzere harcama üzerinden alınan vergiler de ise ülkemizde de kabul gören uluslararası vergilendirme prensibi “varış ilkesi” esasıdır.

Gelir üzerinden alınan vergiler, gelir ve kurumlar vergisidir. Gelir, bir gerçek kişinin, bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Özellikle gelir üzerinden alınan vergilerde çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarının mükellefiyet ve işyeri kavramları vergilendirme açısından oldukça önemlidir.

Türk vergi hukuku terminolojisiyle kişiler ya “tam yükümlü” (tam mükellef) ya da “dar yükümlü” (dar mükellef) oldukları için vergi öderler. Uluslararası vergi hukukunda mükellefiyet iki farklı yaklaşıma göre belirlenmektedir. Bunlardan birincisi “kaynak ilkesi”, ikincisi ise “ikametgâh ilkesi”dir.

Tam mükellefiyet, mükelleflerin hem yerleşik oldukları ülkede hem de diğer ülkelerde elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirilmeleri anlamını taşımaktadır. Dar mükellefiyet ise, kişilerin yerleşik oldukları ülke dışında elde ettikleri gelirler dolayısıyla, sadece bu gelirlerle sınırlı olarak söz konusu gelirleri elde ettikleri ülke tarafından vergilendirilmelerini ifade etmektedir.

Tam mükellefiyet, mükelleflerin hem yerleşik oldukları ülkede hem de diğer ülkelerde elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirilmeleri anlamını taşımaktadır. Dar mükellefiyet ise, kişilerin yerleşik oldukları ülke dışında elde ettikleri gelirler dolayısıyla, sadece bu gelirlerle sınırlı olarak söz konusu gelirleri elde ettikleri ülke tarafından vergilendirilmelerini ifade etmektedir.

Elektronik Ticaret ve İşyeri Kavramı

Bir firmanın elektronik ortamlar vasıtasıyla diğer ülkelerde yaptığı satışlardan elde ettiği gelirlerin vergilendirilebilmesi için, satışı yaptığı ülkede kısmen ya da tamamen bir işyerine sahip olması gerektiği, ayrıca satışı gerçekleştiren firmanın satın alma ya da kiralama yoluyla edinmiş olduğu tesisin, firma tarafından sadece depo amaçlı ya da malların dağıtımın veya gösteriminin yapıldığı bir mekan olarak kullanılmasının, bu tesisi işyeri kapsamına dahil etmediği vurgulanmıştır.

Kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, tam yükümlü olarak, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler. Söz konusu kurumların kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar, dar yükümlü olarak, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.

Kanuni merkez: vergiye tâbi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir.

İş merkezi: İş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.

Matrah: Verginin hesaplanabilmesi için verginin indirgendiği teknik-fiziksel ya da ekonomik-parasal büyüklüğü ifade eden bir kavramdır.

Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesinde Harcamalar Üzerinden Alınan Vergiler

Harcamalar üzerinden alınan vergiler, üretilen, tüketilen, satılan mal ve hizmetler veya çeşitli muameleler üzerinden alınan vergiler olup tüketim vergisi, istihsal vergisi ve muamele vergisi gibi isimlerle de anılmaktadır. Bu vergilerden katma değer vergisi ve gümrük vergisi, genel tüketim vergisi niteliği taşırken, banka ve sigorta muameleleri vergisi ise özel tüketim vergisi özelliğini taşır. Konusu mal ve hizmet teslimine hukukilik kazandırmak için düzenlenen belgeler olan damga vergisi, aracılık hizmetleri vergisi olarak da bilinmektedir.

Türkiye’de yapılmak şartıyla katma değer vergisi konusunu oluşturan işlemler sırasıyla,

  • Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler,
  • Her türlü mal ve hizmet ithalatı,
  • Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler.

İşlemin Türkiye’de yapılmış kabul edildiği haller şu şekildedir;

  • Hizmetin ifa edildiği yer Türkiye, faydalanma Türkiye,
  • Hizmetin ifa edildiği yer Türkiye, faydalanma yabancı ülke,
  • Hizmetin ifa edildiği yer başka ülke, faydalanma Türkiye.

Gelir üzerinden alınan vergilerde mükellefiyetin belirlenmesinde uluslararası vergi otoritelerince esas kabul gören ikametgâh ve kaynak ülke prensiplerinden farklı olarak, katma değer vergisi açısından ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi “varış yeri” vergileme ilkesi uygulanmaktadır.

Katma değer vergisi yönünden elektronik ticaret işlemleri iki gruba girer. Bunlar;

  1. İnternet üzerinden sipariş edilerek teslim edilen fiziki mallar,
  2. Dijital ürünlerin on-line teslimi seklinde sunulan hizmetlerdir.

Gümrük vergisinin konusu, Türkiye’ye ithal edilen eşyalar; mükellefi ise, ithal edilen eşyanın mal sahibidir.

Elektronik ticarete konu olan dijital ürünlerin mal ya da hizmet olduğu konusunda açık ve net görüş birliği olmamakla birlikte, 4458 sayılı Gümrük Vergisi Kanununda vergini konusu yalnızca eşyalar olup hizmetler bu verginin kapsamı dışında tutulmuştur.

Banka ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisinin konusuna girmektedir.

Bir harcama vergisi olan damga vergisi, üretim aşamasından tüketim aşamasına kadar el değiştiren; mal, servet ve hizmet unsurlarına hukukilik kazandırmak için düzenlenen her türlü kâğıtlar ve belgeler üzerinden alınır. Bir başka ifadeyle verginin konusunu mal teslimine ve hizmet ifasına hukukilik kazandırmak için düzenlenen kâğıtlar ve belgeler oluşturur.

Vergi İdaresi ve Elektronik Ticaret

Elektronik ticaret faaliyetlerinin gerçekleştirildiği elektronik ortamlar işletmeler ve şahıslar açısından gerçek olmayan kimlikler altında gerçekleştirilebildiği ve mükelleflerin gerçek kimliklerinin tespit edilebilmesi hususu da iyice zorlaştığı için vergi idareleri açısından olumsuzluklar oluşturmaktadır.

Elektronik ticaret ile ilgili olarak vergi idarelerinin yaşadığı sorunların bir diğeri de defter ve belge kayıt düzenine ilişkin yaşanan sorunlardır.

Sonuç olarak, elektronik ticarete ilişkin birçok işlem vergi idaresinden kolaylıkla gizlenebilecektir. Bu, vergi idareleri ve bankalar açısından sorunlar yaratacaktır. İnternet üzerinden gerçekleşen işlemlerde, vergi idarelerinin işlemler ve işlemleri gerçekleştiren kişiler hakkında kesin bilgi elde etmek oldukça güçtür. Çünkü internet ortamında bir kişi kendisi ile hiçbir alakası bulunmayan bir ülkeyi adres olarak gösterebilir veya başka bir firmaya ait unvan ve markaları kendisininmiş gibi gösterebilir.