ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI - Ünite 7: Türkiye’de ve Avrupa Birliği Ülkelerindeki Enerji Yönetim Politikalarının Karşılaştırılması Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 7: Türkiye’de ve Avrupa Birliği Ülkelerindeki Enerji Yönetim Politikalarının Karşılaştırılması
Giriş
Enerji yönetim sistemi ülkemizde yeni uygulamaya konulan yönetim sistemlerindendir. Enerji yönetim sistemi (EYS ) yardımıyla, kamu ve özel sektördeki işletmelerin; enerji politikalarını belirlemesi, oluşturulan amaç ve hedefler doğrultusunda kurulacak enerji yönetim programları yardımıyla enerji tüketiminin yönetilmesi, enerji verimliliğinin sağlanması ve enerji yönetim sisteminin performansının test edilerek gerekli iyileştirmelerin yapılması amaçlanır.
Enerji Yönetim Sisteminin Esasları
Enerjinin giderek daha da büyük önem taşıdığı günümüzde, enerjinin verimli kullanılması esasına dayanan TSE EN 16001 Enerji Yönetim Sistemi, her sektörde küçükten büyüğe her türlü işletmeye uygulanabilecek, tek başına olabileceği gibi, diğer yönetim sistemleriyle entegre olarak da yürütülebilecek bir yönetim sistemidir. Sağlıklı bir EYS kurulmasıyla; işletmenin enerji politikasının resmiyet kazanması, enerji tüketiminin sistematik bir yaklaşımla yönetilmesi sayesinde enerji masrafında düşüşün sağlanması, çevrenin korunması, kaynakların etkin kullanımının sağlanması, sera gazı emisyonunun azaltılması, mevzuata uyumun sağlanması, Çevre Yönetim Sistemi (ÇYS) başta olmak üzere diğer yönetim sistemlerine kolayca entegre olabilmesi gibi sonuçlara ulaşılabilinir.
Enerji yönetim politikaları hedeflere ulaşmada işletmede çalışan herkesi hedef ve amaçlara odaklamakta ve faaliyetlere katalizör rolü oynamaktadır. Hedefler kesin, özgün, ölçülebilir, başarılabilir, gerçekçi ve zamanlı olmalıdır.
Enerji kaynakları açısından bizim gibi ithalata bağımlı ülkelerin yol haritası enerji tüketim seviyesini azaltmak ve bölgesel temiz enerji kaynaklarının kullanımına odaklanmak olmalıdır. Bu yeni bir “enerji kültürünü” oluşturmada yerel yönetimler aktör olmalıdır. Yerel yönetimler enerji geleceklerini öngörebilmek için yerel yaşamın tüm alanlarına uyum sağlayabilecek bir enerji politikası oluşturmak, enerji yönetimi kurmak, bu yolda donanımlarını arttırmak, kaydedilen ilerlemeleri ölçmek, enerji yönetim sertifikasyonu sağlamak, enerji verimliliği konusunda danışman ekipler oluşturmak ve halkı bilinçlendirme çalışmaları yapmak durumundadırlar.
Enerji Yönetimi Programı 3 safhadan oluşmaktadır.
I.Safha: Yönetimin kesin kararı;
- Yönetimce, bir enerji yönetim programına karar verilmesi,
- Bununla ilgili bir enerji yönetim koordinatörü (enerji yöneticisi) atanması,
- Tüm birimlerden temsilcilerle bir enerji yönetim komitesinin oluşturulması,
II. Safha: Enerji verimliliği etüdü ve analiz;
- Yakıt ve enerji kullanımının son 3 yıllık gerçekleşme değerlerinin taranması,
- Enerji taramasının yapılması,
- Ön analizlerin yapılması, projelerin incelenmesi, veriler ile ilgili bir veri tabanının oluşturulması, tesiste kullanılan ekipmanların teknik özelliklerinin tespiti,
- Enerji etüdü ile ilgili alt yapı ve planların oluşturulması,
- Etüdlere bağlı olarak yıllık tüketim değerlerinin hesaplanması ve bunların geçmişe yönelik kıyaslanması,
III. Safha: Programın yürütülmesi;
- Her bir birim için enerji verimliliği ile ilgili hedeflerin saptanması,
- Yatırım ihtiyaçlarının ve önceliklerin belirlenmesi,
- Ölçme ve değerlendirme için izleme ve kayıt cihazlarının kurulması,
- Dikkati ve algıyı enerji verimliliği üzerine çekmek,
- Tüm programı sürekli gözden geçirin.
Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik hükümleri uyarınca, Yılda 1000 ton petrol eşdeğeri (TEP) yakıt tüketen firmalar bir enerji yöneticisi atamalıdır. Enerji yöneticisi bir şirket içinde önemli rol oynayarak, enerji kullanım veriminin iyileştirilmesine yardımcı olur.
Teknik anlamda enerji verimliliği ; ısı, gaz, buhar, basınçlı hava, elektrik gibi çok değişik formlarda olabilen enerji kayıpları ile her çeşit atığın değerlendirilmesi veya geri kazanılması, yeni teknoloji kullanma veya mevcut tasarımların iyileştirilmesi yoluyla üretimi, kaliteyi ve performansı düşürmeden, sosyal refahı engellemeden enerji tüketiminin azaltılmasıdır. Enerji tasarrufu ise kullanıcılar tarafından uygulanan önlemler sonucunda harcanan enerji miktarında sağlanan azalmadır. Enerji verimliliğinin sağlanması işletmelerin enerji kayıplarını azaltırken, kârlılığını artırmaktadır. Bu ise işletmenin rekabet gücüne olumlu olarak yansımaktadır. Ayrıca, enerji verimliliği çevre ile ilgili yasa ve yönetmeliklere uyum sağlanmasını da sağlamaktadır.
Enerji yoğunluğu , kişi başına üretilen enerji miktarını da temsil eden ve tüm dünyada enerji verimliliği konularında kullanılan bir araçtır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre gelişmiş ülkelerde enerji yoğunluğu değerleri 0.09–0.19 arasında değişirken bu değer ülkemizde 0.38’dir. Bir ülkenin enerji yoğunluğu ne kadar düşükse, o ülkede birim hâsıla üretmek için harcanan enerji de o kadar düşüktür.
Türkiye’de Enerji Verimliliği
Ülkemiz enerjinin verimli kullanılması ile ilgili yoğun çaba içerisinde olup, hedefimiz ise enerji yoğunluğu değerimizi OECD ülkelerinin seviyesine çekebilmek şeklindedir. Bunun için, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinatörlüğünde kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile hazırlanan “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023” kabul edilmiştir.
Enerji verimliliğinin sağlanması sürdürülebilir bir çevre açısından da son derece önemlidir. Enerji verimliliğinin ve sürdürülebilir bir çevrenin tesisi ancak iyi bir enerji yönetim programı ile sağlanabilir.
Yüksek Planlama Kurulu’nca 03 Mayıs 2010 tarihinde kabul edilen İklim Değişikliği Strateji Belgesi’nde enerji, endüstri ve ulaşım sektörleri için izlenecek stratejiler ve sınıflandırmalar belirlenmiştir.
Enerji için izlenecek stratejiler kısa vadede şöyledir:
- Birincil olarak hidrolik ve rüzgâr dâhil olmak üzere bütün yerli kaynaklar, daha temiz üretim teknolojileri ve mevcut gelişmiş tekniklerden azami seviyede faydalanmak suretiyle enerji güvenliği ve iklim değişikliği amaçlarına uygun şekilde ve dâhili ve harici finansman fırsatları çerçevesinde kullanılacaktır.
- Yeni binalar için bir enerji kimlik belgesi uygulaması uygulamaya konulmuştur.
- Yeni binalara, başlangıç yatırım maliyeti enerji ekonomisiyle tutarlı olacak şekilde yenilenebilir enerji sistemleri kurulacak ve bu sistemlerin geri ödeme dönemi, 20.000 m2 ’den daha küçük olan yeni binalar için 10 yıl, 20.000 m2 ve daha büyük olanlar için ise 15 yıl olacaktır.
- Yeni otellere, hastanelere, yatakhanelere, yerleşim amaçlı olmayan ve konaklama için kullanılan diğer binalar ile kullanım alanı 1000 m2 ’den daha büyük olan spor merkezlerine merkezi ısıtma ve sıhhi sıcak su sağlanması için güneş kolektörleri takılacaktır.
Enerji için izlenecek stratejiler orta vadede şöyledir:
- İnşaat sektöründeki enerji verimliliği potansiyeli değerlendirilecek ve enerji verimliliğine sahip inşaat malzemeleri ve teknolojileri üzerine öncelikli projeler sanayiyle işbirliği içinde tespit edilecektir.
- Mevcut binalarda “Enerji Kimlik Belgesi” uygulamasının tanıtılması için altyapı geliştirilecek ve ısı izolasyonu ile verimliliği artırıcı diğer önlemler teşvik edilecektir.
- Standartlarla uyumlu enerji yönetimi, sanayi ve inşaat sektörlerinde sertifikalı enerji yöneticileri tarafından yürütülecektir.
- Başta yenilenebilir enerji ve temiz kömür teknolojileri olmak üzere nükleer enerji dahil düşük ve sıfır emisyon teknolojilerinin kullanımı özendirilecek, temiz teknolojiler ve enerji kaynakları alanında AR-GE çalışmaları yapılarak, bu alanda yerli sanayi desteklenecektir.
- Yeni alternatif yakıtların kullanımlarının artırılması ve buna yönelik uygulamalar desteklenecektir.
- Mevcut termik santrallerin iyileştirme çalışmalarının tamamlanması ve hidro elektrik santrallerin de daha verimli çalışmasının sağlanması.
Enerji için izlenecek stratejiler uzun vadede şöyledir:
- 2020 yılındaki enerji yoğunluğu değerinin, 2004 yılındaki enerji yoğunluğuna kıyasla düşürülmesi.
- Kamudaki mevcut bina ve tesislerde enerji tüketiminde iyileştirmenin sağlanması.
- 2023 yılında toplam elektrik üretiminin %30 nun yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması. Bu çerçevede teknik ve ekonomik hidrolik potansiyelin tamamı değerlendirilecek, rüzgârda 20000 MW ve jeotermalde 600 MW elektrik üretim kapasitesine ulaşılması hedefi konmuştur. Güneşten elektrik elde edilmesi desteklenecektir.
- Referans senaryoda öngörülene göre, 2020 yılı itibariyle elektrik enerjisi üretiminden kaynaklanan sera gazı emisyonları %7 oranında azalacaktır.
Ulaşım için izlenecek stratejiler orta vadede şöyledir:
- Yük ve yolcu taşımacılığında karayolunun payının azaltılarak, demiryolu, denizyolu ve havayolunun payının ve yük faktörünün artırılması için planlar geliştirilecektir.
- Kombine taşımacılığın geliştirilmesi için çalışmalar yapılacaktır.
- Kısa mesafeli suyolu taşımacılığı teşvik edilecektir.
- Şehirlerde çevre dostu ulaşım araçlarının kullanımının yaygınlaşmasını kolaylaştıran düzenlemeler teşvik edilecektir.
- Özellikle büyük şehirlerde toplu taşıma sistemleri yaygın hale getirilecektir.
- Şehirlerdeki toplu taşıma araçlarında alternatif yakıt ve teknolojilerinin kullanılması yaygınlaştırılacaktır.
- Yol ağının geometrik ve fiziki standartlarının daha az yakıt tüketimi sağlayacak şekilde iyileştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmaları yapılacaktır.
- Akıllı ulaşım sistemi uygulamaları yaygınlaştırılacaktır.
- Ulaşım sisteminde enerji verimliliğini artıracak uygulamalar geliştirilecektir.
Ulaşım için izlenecek stratejiler uzun vadede şöyledir:
- Demiryolu ve denizyolunun yük ve yolcu taşımacılığında %2 olan payının artırılarak, havayolu taşımacılığı desteklenecektir.
- Alternatif yakıtların kullanımı ile yanma sonrası açığa çıkan CO 2 ve No x emisyonlarını en aza indirmek ve yeni teknoloji ürünü motorların ve çevre dostu hibrid ulaşım araçlarının kullanımının yaygınlaştırılması.
Sanayi için izlenecek stratejiler kısa vadede şöyledir:
- Hem sanayiciler, hem de tüketiciler iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilecek ve kapsamda eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapılarak, kılavuz rehberler/el kitapları yayımlanacaktır.
- Yıllık 1000 TEP’in üzerinde enerji tüketimi olan sanayi kuruluşlarında enerji yöneticisi atanmasıyla ilgili süreçler sonuçlandırılacak ve bu sistemin etkin bir şekilde çalışması sağlanacaktır.
Sanayi için izlenecek stratejiler orta vadede şöyledir:
- Sanayide enerji yönetim sistemi, sera gazları envanter sistemleri kurularak, sera gazı salımlarının takip edilmesine imkân sağlayan yönetim araçlarının uygulamasını teşvik edici gönüllü anlaşmalar ve “İklim Öncüleri Programı” gibi teşvik mekanizmaları geliştirilecektir.
- Yılda 5000 TEP’in üzerinde enerji tüketimi olan bütün sanayi kuruluşları her yıl enerji çalışmaları yürütecektir.
- Sanayide ısı geri kazanım seçenekleri, motorlarda hız kontrol sistemleri ve kojenerasyon sistemleri özendirilecek ve teşvik edilecektir.
- Sanayide kullanılan kaynakların temiz üretime yönelik kaynaklarla ikame edilmesi ve alternatif malzemelerin kullanılması teşvik edilecektir.
- Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile teknoloji transferine önem verilecek, sanayiciler bu yönde teşvik edilecektir.
Sanayi için izlenecek stratejiler uzun vadede şöyledir:
- Temiz üretim teknolojilerinin, iklim dostu ve yenilikçi teknolojilerin tercih edilmesini sağlamak üzere özendirici mekanizmalar devreye sokulacak, denetim ve yaptırım mekanizmalarının etkin bir şekilde uygulanması sağlanacaktır.
- İklim değişikliğinin, mevcut uluslararası konjonktürde sanayinin rekabet edebilirliğini etkileyen en önemli çevresel, ekonomik sorunlardan biri olduğu dikkate alınarak, Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2010-2013) ile Bilim ve Teknoloji Politikaları kapsamında belirlenecek, sanayiyle yakın işbirliği içerisinde hazırlanacak çeşitli tedbir ve politikalar uygulanacaktır.
- 2020 yılına kadar sanayide enerji verimliliği uygulamalarıyla belirlenmiş olan tasarruf potansiyeli azami ölçüde gerçekleştirilecektir.
Ülkemizde son on yılda enerji arz güvenliğini artırmak amacıyla, yeniden yapılandırmaya öncelik verilmiştir. 2000’li yılların başlarında, özel sektörün altyapı yatırımları için bir ortam yaratmak hedeflenmiş, yasal çerçeve ve mevcut prosedürlerde köklü değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu kanunlar çerçevesinde, enerji piyasaları için bağımsız bir düzenleyici merci olarak 2001 yılında “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu” (EPDK) oluşturulmuştur. Sanayide, binalarda, ulaşımda ve enerji sektöründe, yükümlülükler, destekler ve bilinçlendirme etkinlikleri getiren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ile AB’nin ilgili direktifleriyle uyum amaçlanmış ve devlet organlarının sorumlulukları da yeniden tanımlanmıştır.
2 Mayıs 2007 tarihinde 26510 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu (EVK) bugüne kadar eksik olan politik desteğin en üst düzeyde verilmesi ve bütüncül yaklaşım anlamında çok olumlu bir girişimdir. Kanun genel olarak; enerji verimliliği çalışmalarının etkin olarak yürütülmesi, izlenmesi ve koordinasyonu konusunda idari yapının oluşumunu, enerji verimliliği hizmetlerinin yürütülmesi konusunda yapılacak yetkilendirmeleri, görev ve sorumlulukları, toplumun eğitim ve bilinçlendirilmesi ile yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılmasına yönelik ve sektörel uygulamalara ilişkin çeşitli destekleme mekanizmalarını, teşviklerle ilgili konuları ve yasal gerekleri yerine getirmeyenlere uygulanacak para cezalarını kapsamaktadır.
Eski adı Elektrik İşleri Etüd İdaresi olan yeni adı ise Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) olan kurum ve yetkilendirilmiş kurumlar aracılığıyla, 2002 yılından itibaren de uluslararası kurumların işbirliğiyle bölge ve komşu ülkeler için uluslararası enerji yönetici kursları düzenlenmiştir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığınca, Enerji Verimliliği Haftasında okullarda etkinlikler düzenlenmiştir.
Ülkemizde bazı bankalar, işletmesinin faaliyetlerinde verimlilik artışı sağlamayı amaçlayan, üretim sürecinde harcanan enerjiyi azaltarak tasarruf etmek isteyen ve enerji verimliliği, ısı yalıtımı konularında yatırım yapmayı planlayan ve bu alanda yatırım yapmayı düşünen müşterilerine “Enerji Verimliliği Kredileri” sunmaktadır.
Avrupa Birliği Ülkelerinde Enerji Verimliliği Politikaları
Avrupa Birliği (AB), enerji sektörünü tek pazar ve aynı program altında yönetmek isteyen önemli bir aktördür. AB’nin enerji stratejisi; sürdürülebilirlik (Kyoto), daha rekabetçi bir ortam ve ekonomik kalkınma (Lizbon) ile enerji güvenliği (Rusya) üzerine inşa edilmiştir. En önemli hedef enerji tüketicisine en ucuz fiyattan, kesintisiz ve sürdürülebilir enerji arzı sağlamaktır. AB’nin enerji hedeflerine ulaşmak için ilk olarak 1997 yılında yayınladığı Yeşil Tebliği (Green Paper) 6 öncelikli faaliyet alanı çerçevesinde 30 somut öneriyi içermektedir. Bunlar:
- Avrupa’nın ekonomik büyümesi ve istihdamın arttırılması için enerji: Avrupa ortak enerji iç pazarı oluşumunun sağlanması
- Enerji arz güvenliğini sağlayan bir iç pazar: Üye ülkeler arası dayanışma
- Enerji arzında arz güvenliği ve rekabeti sağlama: Daha sürdürülebilir, verimli ve çeşitlendirilmiş bir enerji kaynak çeşitliliği
- İklim değişikliği ile mücadelede bütünsel yaklaşım
- Arge ve inovasyonların teşviki: AB için stratejik bir enerji teknolojisi planının oluşturulması
2006 yılında AB komisyonu tarafından hazırlanan Enerji Verimliliği Eylem Planında uzun soluklu bilinçlendirme kampanyaları, büyük şehirlerde hızlı toplu taşıma, bankaların enerji verimliliği projelerine ve enerji verimliliği danışmanlık şirketlerine (ESCO’lara) finansman sağlaması, tasarruf edilen enerjinin satılabildiği ve alınabildiği beyaz sertifika ticareti, etiketleme ve minimum enerji tüketim standartları gibi eylemler bulunmaktadır. Ayrıca AB de 2002/91/EC sayılı Binaların Enerji Performansı Direktifi yayınlanmış ve 2006 yılından itibaren uygulamaya başlandığında, 2020 yılına kadar 40 MTEP enerjinin tasarruf edilebileceği öngörülmüştür.
AB’nin enerji verimliliği politikası, beş ana husus etrafında şekillenmiştir:
- Genel politika çerçevesi ve Avrupa Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında gerçekleştirilen eylemler
- Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planları: Üye ülkenin enerji tasarrufu hedefine ulaşması açısından gerekli ulusal stratejiyi sunmaktadır. Topluluk hukukunun ulusal mevzuata yansıtılması sürecinin yavaş olduğu, finansal teşviklerin yeterli oranda uygulanmadığı ve idari prosedürlerin fazlasıyla karmaşık olması uyum sürecini zorlaştırmaktadır.
- En önemli tüketim sektörü olan binalar ve enerji tüketen ürünler için yasal çerçeve
- Hedefe yönelik finansman, bilgi sunusu gibi politika araçları ve Belediye Başkanları Sözleşmesi (Covenant of Mayors)
- Enerji verimliliğine yönelik uluslararası işbirliği
Almanya : Enerji politikalarındaki sorumluluk Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığındadır. Almanya’nın ulusal enerji kuruluşu 100 personelle faaliyet gösteren The Deutsche Energie-Agentur GmbH (DENA)’dır. Bunun yanı sıra 8 yerel ve 23 bölgesel enerji kuruluşu mevcuttur. Almanya enerji verimliliği konusunda en geniş önlemleri alan ülkeler arasındadır. Bilgilendirme ve eğitimin önemini vurgulayan kampanyalar düzenlenmektedir (s:180, Çizelge 7.1).
Danimarka : Danimarka’nın ulusal enerji kuruluşu, 41 personelle faaliyet gösteren ve 2008’de 30 Milyon Euro bütçeye sahip Danish Energy Agency (Danimarka Enerji Kurumu)’dur. Bunun yanı sıra 9 yerel enerji kuruluşu mevcuttur (s:181, Çizelge 7.2). Danimarka’da enerji tüketiminin yaklaşık %40’ı binalarda kullanılmaktadır. Danimarka’da gündemde olan bir uygulamada, sanayide enerji kullanımında yeşil vergi programıdır. Bu program sayesinde sanayide enerji verimliliğine katkı sağlamayan ürün kullanımına ek ücretlendirmeler yapılmaktadır.
Finlandiya : Finlandiya’nın ulusal enerji kuruluşu Motiva Oy’dur. 33 personelle faaliyet gösteren, 5,3 Milyon Euro bütçeye sahip bu kuruluşun yanı sıra Finlandiya da 2 yerel ve 6 bölgesel enerji kuruluşu mevcuttur (s:182, Çizelge 7.3). Finlandiya’da öncelikli olarak enerji verimliliği konusunda eğitim çalışmaları yapılmaktadır.
Fransa : Fransa’nın ulusal enerji kuruluşu ADEME’dir. ADEME 850 personelle faaliyet gösteren, 2009’da 319 Milyon Euro bütçeye sahip bir kuruluştur. Bunun yanı sıra 15 yerel ve 32 bölgesel enerji kuruluşu ülkede faaliyet göstermektedir. Enerji verimliliğine yönelik bazı önlemler ve hedefler içeren yasa 2005 yılında kabul edilerek uygulamaya konmuştur (s:183. Çizelge 7.4). Enerji şirketlerine getirilen zorunlu enerji tasarruf düzenlemeleri sayesinde, İtalya’daki gibi bir beyaz sertifika pazarı oluşturulmaktadır.
Hollanda : Hollanda’nın ulusal enerji kuruluşu SenterNovem/Agentschap NL’dir. Kuruluş 1250 personelle faaliyet göstermekte ve 1.113 Milyar Euro bütçeye sahiptir. Bunun yanı sıra 4 bölgesel (The Hague, Utrecht, Zwolle, Sittard) enerji kuruluşu mevcuttur. 2007 yılında yürürlüğe giren “Temiz ve Verimli Program”ın hedefi 2011 yılına kıyasla 2020 yılında ki sera gazı emisyonlarını %30 azaltmak, yenilenebilir enerji oranını %20’ye, önümüzdeki beş yıl içinde ise yıllık enerji tasarrufunu %1’den %2’ye çıkarma hedeflerine haizdir. Bu paket programın kısa vadede uygulanacak olması ve üç aşamadan oluşması planlanmıştır. Bu üç aşamalı program kapsamındaki uygulamalar aşağıda verilmiştir:
- Finansal teşvikler
- Enerji verimliliği, CO2 emisyonları ve sürdürülebilirliğe yönelik örnek oluşturan uygulama ve önlemler
- Yenilikçiliğin teşvik edilmesi amacıyla geliştirilen araçlar
- Yenilenebilir enerji kaynak uygulamalarına teşvikler
- Uluslararası iklim ve enerji diplomasisi
İngiltere : Enerji ve iklim değişikliği ile mücadele ülkenin en önemli politikalarının başlıcalarıdr. Enerji verimliliğini kapsayan; enerji, iklim değişikliği, fosil yakıt kullanımın azaltılması, ulaşım gibi değişik alanlardaki birçok strateji ve eylem planı geliştirilerek uygulamaya konmuştur (s:185, Çizelge 7.6). Bunlardan biri olan Sıcak Cephe (Warm Front) Programı ile dar gelirli ailelerin daha iyi ısınmaları sağlanmaktadır. 2012 itibariyle Yeşil Fırsat (Green Deal) Programı ile düşük gelirli ailelere daha fazla destek sağlanması planlanmaktadır. Bu bağlamda enerji şirketlerine zor durumdaki ailelere, faturalarını uzun dönemde ödemeleri konusunda yardımcı olmaları konusu zorunlu bir uygulama haline getirilmiştir. Temiz Gökyüzü (Clear Sky) programı ile evlerdeki elektrik ihtiyacının, fotovoltaik sistemler yardımıyla üretilmesi desteklenmektedir.
İspanya : İspanya’nın ulusal enerji kuruluşu IDAE’dir. Burada 140 personel çalışmakta olup bu kuruluşun 2010 yılında ki bütçesi 459 Milyon Euro dur. Bu kuruluşa ilave olarak ülkede 34 yerel ve 11 bölgesel enerji kuruluşu mevcuttur. Enerji Tasarrufu ve Verimliliği konusunda hazırlanan 2008-2012 Eylem Planı, binalar, ofis otomasyon ekipmanları, ulaşım, kamu hizmetleri, tarım ve balıkçılık ve enerji geçişi konularında yatırım teşvikleri, bilinçlendirme ve yasal hükümler gibi önlemleri ve eylemleri içermektedir (s:186, Çizelge 7.7).
İsveç : İsveç’in ulusal enerji kuruluşu STEM, 274 personele ve 337 Milyon Euro bütçeye sahip bir kuruluştur. Ayrıca İsveç te 290 yerel ve 13 bölgesel enerji kuruluşu faaliyetlerini sürdürmektedir (s:186, Çizelge 7.8). İsveç 2005 yılında, sanayide enerji verimliliğini artırmak için tasarladığı Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Eylem Planına katılan, enerji yoğun sektörlerde, firmaların hazırladıkları enerji planlamasını yaparak sarf ettikleri enerjiyi azaltma yolunda attıkları adımlara karşılık vergi indirimleri sağlamaktadır.