ENTOMOLOJİ - Ünite 6: Böceklerde Beslenme ve Diğer Davranışlar Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Böceklerde Beslenme ve Diğer Davranışlar

Böceklerde Beslenme Davranışları

Böcekler genellikle bitkisel besin almakla beraber, çok değişik maddeler ile beslenenleri de bilinmektedir. Bu bakımdan böcekleri çeşitli gruplara ayırmak mümkündür. Beslendikleri besin grubuna göre böceklere verilen adların bazıları ve besin kaynakları aşağıda sıralanmıştır:

  • Fitofag: Bitkisel besinler
  • Zoofag: Hayvansal besinler
  • Fitozoofag: Çoğunlukla bitkisel daha az hayvansal besin
  • Zoofitofag: Çoğunlukla hayvansal daha az bitkisel besin
  • Omnivor: Hem bitkisel hem de hayvansal besin
  • Entomofag: Böcek
  • Koprofag: Dışkı
  • Misetofag: Fungus
  • Nekrofag: Leş
  • Saprofag: Çürümüş madde

Tarım açısından önemli türler dikkate alındığında fitofag olanlar, böceklerin çoğunluğunu oluşturur ve bunlar ilk tüketicilerdir. Entomofag olanlar ise ikincil tüketicidir.

Hangi böcek grubundan olursa olsun eğer sadece bir tek tür ile besleniyorsa o böceğe “Monofag” denir. Birbirine yakın akraba olan gruplarla besleniyorsa “Oligofag” çok sayıda değişik tür ile besleniyorsa bu türlere de “Polifag” ismi verilir.

Monofag türler beslendikleri türün dışında yakın akraba olanlar üzerinde beslenmeye zorlansalar bile beslenemedikleri için ölür, ya da besin almalarına karşın gelişmeleri ya da cinsel olgunluğa erişmeleri mümkün olmaz. Diğer taraftan, monofag türlerin yeryüzündeki yayılışında bitki, sınırlayıcı bir etki gösterir. Polifag böcekler ise çok sayıda bitki ile beslenebilmektedir. Ancak her zaman için böceğin beslenmeyi daha çok tercih ettiği bitkiler vardır.

Besinin çeşitliliği böceklerin gelişmesi üzerinde etkileri değişiktir. Farklı bitkilerde böceklerin gelişme süresi, bıraktıkları yumurta sayısı, eşey oranı, ölüm oranı, yaşam uzunluğu, ağırlıkları ve vücut ölçümleri farklılık göstermektedir.

Böcekler, kışları çok sıcak geçen yerler veya seralar dışındaki bölgelerde değişik dönemlerde uyuşuk halde dinlenerek geçirir. Sıcaklık artışı isteklerine uygun noktaya gelince de uyuşuk dönemleri biter ve gelişmelerine devam ederler. Bu durumda genellikle saklandıkları yerlerden çıkarak beslenecekleri bitkiye giderler. Genellikle bu zamanda böceklerin beslenecekleri bitki organları gelişmiş durumda olur. Bu da böceklerin bu bitkilerde beslenerek zarar yapmasına neden olur. Bu durumda erken veya geç ekim yaparak veya çok yıllık bitkilerde erkenci ya da geççi çeşitler dikerek böcekler ortaya çıktığında bitkimizin onların beslenmesine uygun olmayan dönemde olmasını sağlayabiliriz.

Bitkilerle beslenen böcekler biyolojilerine ve ayrıca sahip oldukları ağız yapılarına göre bitkilerin değişik organlarında beslenebilir. Bunlar; bitkilerin yaprak, sürgün, meyve, dal, tohum, gövde ve kök gibi kısımları olabilir.

Ağız yapısı çiğneyici olup da yaprak ve sürgünlerde beslenenler onları değişik şekillerde yiyerek zarar verir. Bazen yaprağın sadece dış kısmı, bazen tüm yaprağı parçalayarak, bazen sadece yaprak sap ve damarları kalacak şekilde ve bazen de delerek zarar verebilir. Meyve ve tohumdaki zararları ise onları yiyerek galeriler açma şeklinde olabilir.

Ağız yapısı sokucu-emici olan böceklerin zarar şekilleri diğerlerinden farklılık gösterir. Çünkü bu ağız yapısında sokma işleminden önce böceğin, iğnesi ile dokuları yumuşatarak daha kolay sokma yapmak için ağzından bir salya salgılaması sonucunda bu salyanın içinde bulunan indolik asitten dolayı bitkilerde değişik şekillerde doku ölümleri veya şekil bozuklukları gibi zararlar ortaya çıkabilir. Öncelikle sokulup emilen yerdeki dokular parçalanır ve renk açılması meydana gelir. Daha sonra buraları koyu renk alıp dökülebilir. Bazen de bitkinin bu salgılara tepkisi sonucu gal veya tümör oluşumu şeklinde yapılar ortaya çıkabilir.

Böceklerin besinlerine yönelim davranışlarında ışık, renk, şekil, hareket, ses ve koku gibi birçok faktörler ya tek tek, ya da çeşitli kombinasyonlar halinde rol oynar. Besine yönelim, fitofag böceklerin, birçok bitki türleri veya varyeteleri arasında kendi besinlerini bulmalarına yaradığı gibi parazitoit ve avcı böceklerin de konukçularını ve avlarını bulmalarına yarar. Böceklerin besinlerine yönelmelerini sağlayan faktörlerin en önemlisi kokusal ve tatsal uyarı yapan faktörlerdir. Birçok bitkilerde bulunan eterik yağlar, reçineler, aromatik alkoller ve alkoloitler gibi çeşitli kimyasal maddelerin yapısı, böceklerin konukçusunu seçmesinde önemli rol oynar.

Böceklerin bu davranışından yararlanılarak bilimsel çalışmalarda veya tarımsal savaşta kullanılabilen çeşitli yem tuzakları, ya da savaş yöntemleri geliştirilmiştir.

Besinlerdeki uyarıların mekanik, optik ve kimyasal algılayıcılar yardımıyla algılanması sonucu böcekte besine yönelim görülür. Besin bulunduktan sonra genellikle temas ve tat algılayıcıları yardımıyla yapılan denemeler sonunda besin uygun bulunduğunda beslenme olayı başlar.

Besinin uygun olarak saptanmasından sonra böcekler, aldıkları besine ve ağız parçalarının yapısına göre farklı şekillerde beslenir. Bazıları yaprakların üst kısmında kabarıklık, bazıları yaprakların alt kısımda kabarıklık oluştururken bazıları ise yaprakları puro gibi sarar ve delerek zarar verir. Bazı böcekler ise yaprakların üst epidermis ve parankima dokusunu yalnız alt epidermis kalacak şekilde kemirerek beslenir.

Hayvansal besinle beslenen böceklerde beslenme şekli, avcı böceklerde ve parazitoid böceklerde olmak üzere 2 grupta incelenebilir.

Peygamberdevesi gibi türler, avlarını canlı olarak parçalayıp yiyerek beslenir. Ancak değişik kanatlı ve sinekler takımlarına bağlı bazı avcı böcekler avlarını öldürdükten sonra beslenir. Bazı avcı arılar da, özellikle larvaları tarafından besin olarak kullanılsın diye önce çıkardıkları zehirlerle avını felce uğratır.

Parazitoit böceklerin beslenme şekli, konukçu vücudu içinde yaşayan (endoparazitoit) ve konukçu dışında yaşayan (ektoparazitoit) türlere göre farklı olmaktadır.

Yönelimler

Böceklerde çok çeşitli yönelim şekilleri vardır. Bunların en önemlileri; ışık, renk, güneş ışığı, şekil, besin, hareket, ses, kimyasal maddeler, karşı eşeyi bulma, yumurtlama yeri ve sıcaklığa yönelmedir. Yönelimler, bütün davranışların başlangıcını oluşturur. Yönelimlerin en hayati olanları, besine yönelim, karşı eşeyi bulmaya yönelim ve yumurtlama yerine yönelimdir.

Işığa yönelim (Fototropizm): Böceklerin bir ışık kaynağı tarafından çekilmesidir. Gelişmiş böceklerde ışığı algılama, nokta ve petek gözlerle olur. Ancak gözlerde, böceklerin yaşama biçimlerine göre gündüz gözleri ve gece gözleri, olmak üzere iki şekildedir. Gece gözleri, geceleri faaliyette bulunan böceklerde bulunur ve bunlarda pigment miktarı çok azdır. Bu nedenle gündüzleri fazla ışıktan rahatsız oldukları için karanlık yerlere gizlenir, geceleri çıkar. Bu türlü davranışta olan böcekler ya gece faaliyet gösterir veya toprak altında ya da karanlık yerlerde yaşamlarını sürdürür.

Renge yönelim: Renk, böceklerin besinlerini seçmesinde, karşı eşeyi bulmasında, yumurtlama yerini saptamasında tek değil ama önemli bir faktördür. Belirli renkleri algılayan böcek besinine doğru yönelir ve besinini bulur. Karşı eşeyin ilginç rengi diğerini çektiği gibi belirli bazı renkteki meyve veya yapraklar da onların beslenmesi veya yumurta bırakması için uyarıda bulunabilir.

Harekete yönelim: Bazı böcekler çeşitli yönelimlerini, objelerin hareketlerini algılamak suretiyle gerçekleştirir. Örneğin yeşilçekirgeler besleneceği bitkinin rengini ve şeklini tanımaz. Sadece yaprakların hareketini ve hareketi sırasında meydana gelen titreşim sesini algılar.

Sese yönelim: Böceklerde ses algılama şekli ve duyarlılığı çok değişiktir. Fakat bazı böcekler insanların duyamadığı bazı sesleri rahatlıkla duyabilir. Böceklerde işitme, ya işitme kılları ya da tympanal organlarla gerçekleşir. Bu organların yerleri de böceklerde çeşitli gruplara göre değişir. Fitofag böceklerden bazıları da, daha önce sözü edildiği gibi, besinin şeklini ve herhangi bir nedenle kıpırdamasından dolayı meydana getirdiği sesi algılamak suretiyle buraya yönelim gösterir ve besinini bulur. Zoofag böcekler için durum biraz farklıdır. Bunlar, beslendiği böceğin çıkarmış olduğu sesi doğrudan doğruya algılamak suretiyle o yöne doğru yönelim gösterir ve avını bularak beslenir.

Böceklerde eşeylerin birbirini bulmasını sağlayan faktörlerden biri sestir. Türlere göre değişmek üzere, erkek veya dişi birey, karşı eşeyin çıkarmış olduğu çağrı seslerini algılayarak o yöne doğru gider, eşini bulur ve çiftleşir.

Kimyasal maddelere yönelim: Böceklerde bulunan bazı özel sinir uçları veya kemoreseptör (kimyasal madde algılayıcıları) organlar, onların bazı maddelerdeki tat ve kokuyu almalarına, oraya yönelmelerine veya uzaklaşmalarına neden olmaktadır.

Böceklerde koku alma organları ağız ve vücudun çeşitli kısımlarında bulunmakta ise de esas olarak antenlerde yer almaktadır. Tat alıcı organlar ise koku alıcı organlardan farklı yapıda ve yerdedir. Bu organların sinir uçları genellikle anten ve ağız parçaları gibi bölgelere yerleşmiştir. Böcekler insanların algılayamadıkları çok az yoğunluktaki maddeleri dahi algılayabilir. Kokusal veya tatsal uyarı alan bir böcek ya uyarıcı kaynağa doğru hareket eder ve onu bulur veya oradan uzaklaşır.

Böceğin, uyarıcı kaynağa doğru yönelmesi bazen yaşam için zorunludur. Tarımsal savaşta, böceklerin bu zorunlu yönelim davranışlarından yararlanmak mümkündür. Böcekler bazı kimyasal maddelere de yönelim gösterebilir. Böyle maddelere “Çekici maddeler (atraktant)” adı verilir.

Karşı eşeyi bulmaya yönelim: Yaşam için zorunlu yönelimlerden biri de karşı eşeyi bulmaya doğru yönelimdir. Genellikle dişilerdeki eşey organlarında bulunan bazı bezlerin çıkardığı kokuların, etrafa yayılarak, karşı eşeyin kimyasal madde algılayıcılarını uyarması ile yönelim gerçekleşir. Seks feromonu olarak da isimlendirilen eşeysel çekici kokular, hava koşullarına ve rüzgârın durumuna göre çok uzak mesafelerden kendisini hissettirir.

Eşeysel çekici maddeler bugün yapay olarak da elde edilmekte ve pratikte birçok zararlı böcek türü ile savaşa başlamak için uyarıcı tuzaklarda kullanılmaktadır. Seks tuzakları bugün diğer tuzak tiplerinde olduğu gibi surveylerde, bilimsel çalışmalarda, tarımsal savaşa karar vermede uyarıcı olarak kullanılmakta ve günden güne yaygınlaşmaktadır.

Yumurtlama yerine yönelim: Böcekler yumurta koyacağı yerin rengi, şekli, hareketi, sesi ve kokusu gibi uyarı faktörlerinden biri veya birkaçı tarafından uyarıldıktan sonra buraya yönelir ve yumurtasını buraya koyar. Bu uyarı faktörlerinin içinde en önemlisi yine kokudur. Çünkü koku, çok uzaklardan bile algılanabilir. Bundan dolayı koku böceğin besinini bulmadaki ilk aşamadır.

Yuva Yapma Davranışları

Yuva yapma genellikle sosyal yaşantıya sahip böceklerde görülür. Bunlar türlere özgü çeşitli şekillerde yuvalar yapar ve toplu olarak sosyal bir ahenk içinde bu yuvaların içinde yaşarlar. Aralarında çok sıkı bir iş birliği ve çok iyi bir işbölümü vardır. Bu böceklerden en önemlileri beyaz karınca, karınca ve arılardır.

Beyaz karıncalar bazen çok geniş sahayı işgal eder ve türlere göre çok değişik şekillerde ve boyda yuvalar yaparlar. Bu yuvaların boyları bazen birkaç metre yüksekliğe kadar ulaşabilmektedir. Karıncaların da toprak içinde çok çeşitli şekillerde galerilere sahip yuvaları vardır. Bu yuvalarda gıda deposu, yumurta ve larva bakım yeri vs. gibi çeşitli bölümler yer alır.

Sosyal böceklerin dışında elma ağkurdu, altın kelebek ve yüksük kelebeği gibi bazı türlerin tırtılları beslendikleri ağaçların uç dallarında ağlar örerek kışı geçirecekleri yuvalarını yapar.

Yumurta Bırakma ve Yavrularını Koruma Davranışları

Böceklerin yumurta bırakabilmeleri için önce uygun bir yer bulmaları gerekir. Bu yer genellikle yumurtadan çıkacak olan yavruların hemen besin bulabilecekleri bir yerdir. Bazı böcekler de yumurta bıraktığı yerin etrafına bir salgı salgılar. Bu salgının kokusu nedeni ile başka bir böcek o besin ortamına gelip bir başka yumurta bırakmaz.

Fitofag böcekler çok değişik yerlere yumurtalarını bırakır. Hatta bazı türlerin dişileri yumurtalarını erkeklerinin üzerine yapıştırır. Bazı türler tek tek, bazıları düzensiz gruplar halinde, diğerleri düzenli gruplar veya paket halinde, bitki dokusu içine gömerek, toprak içinde yüksük halinde ve bir sapın ucuna tek tek yapıştırarak bırakabilir. Parazitoit böcekler ise yumurtalarını konukçularının yumurta, larva, pupa ve ergin dönemlerine ya dış kısma ya da ovipozitörü ile iç kısma bırakır.

Böceklerde bırakılan yumurtalar genellikle doğaya terk edilir ve bir daha onlarla ilgilenilmez. Yumurtadan çıkan larva besinini kendisi arar ve bulur. Kendini kurtarabilirse gelişir, büyür. Fakat danaburnu ve kulağakaçan gibi türlerde anne şefkatine benzer bir davranış görülmektedir.

Fakat sosyal yaşayışlı böceklerde yumurta ve yavruya tam bir bakım vardır. Arı, karınca ve beyaz karıncalarda bu bakım için işçi bireyler görevlendirilir. Bir dadının, çocuğun her şeyi ile ilgilenmesi gibi, bunlar da gerek yumurta, gerekse larvanın her türlü beslenme bakım, koruma gibi işleri ile ilgilenir.

Göç Etme Davranışları

Göç bir böcek populasyonunun belli bir habitattan ayrılıp diğer bir habitata gitme hareketidir. Bu, periyodik olarak gidip dönme şeklinde olduğu gibi devamlı bir uzaklaşma şeklinde de olabilir. Böceklerde göç 3 ana grup halinde incelenebilir:

  • Hayat dönemleri bir mevsimle sınırlandırılmış olan böcek türlerinde görülür. Çoğalma alanlarından göç eder, yayılır, biyolojisini tamamlar ve ölür (Örnek: Çöl çekirgesi)
  • Çoğalma alanlarından beslenme alanlarına göç eden bu gibi türler, yumurtlamak için tekrar çoğalma alanlarına geri döner (Örnek: Yaprakbitkileri).
  • Çoğalma alanlarından yazlama ya da kışlama alanlarına göç eden türleri, bu dönemleri geçirdikten sonra tekrar çoğalma alanlarına gelip yumurta bırakır (Örnek: süne).

Ses Çıkarma Davranışları

Özellikle odun dokusu içindeki galerilerde bulunan kınkanatlılar takımından Anobiidae familyasına bağlı bazı türler eşeysel olgunluğa eriştiklerinde karşı eşeyle anlaşabilmek ve çağrıda bulunmak için başlarını galerinin duvarlarına vurur. Bu vuruş saniyede 7-8 defa olmaktadır.

Ses çıkarmaya en güzel örnek Ağustos böcekleridir. Bunların erkeklerinde karın kısmının temelinde kapakçıkla örtülü, zar şeklinde, bir çift ses çıkarma organı vardır. Zar şeklindeki kapakçıkların açılıp kapanmasıyla ses tonundaki değişiklik sağlanmış olur. Anlamlarına göre böcek seslerini 5 grupta toplamak mümkündür. Bunlar:

Eşeysel sesler: Eşeysel olgunluğa erişmiş böceklerde karşı eşeye yöneltilen çağrı ve kur sesleri, karşı eşeyin buna cevabı, çiftleşme sırasında çıkardıkları seslerdir. Çağrı sesleri karşı eşeyi yakına getirmek için çıkarılır. Genellikle erkekler tarafından çıkarılmasına rağmen bazı türlerde dişiler, bazı türlerde de her iki eşey tarafından da çıkarılabilir.

Savunma sesleri: Böcekler kendilerine saldıran ve rahatsız eden düşmanlarını uzaklaştırmak için bazı sesler çıkarır. Bu sesler daha çok yüksek frekanslı seslerdir ve genellikle bir saldırı veya savunma hareketi ile birlikte çıkarılır.

Saldırı ve rekabet sesleri: Bazı böceklerin özellikle erkekleri kendi yaşama alanlarına giren diğer erkekleri veya çiftleşirken kendisini rahatsız eden rakiplerini uzaklaştırmak için bazı saldırı sesleri çıkarır ve diğer erkekleri oradan uzaklaştırmaya çalışır.

Alarm sesleri: Bazı böcekler mevcut tehlikeyi diğer bireylere de haber vermek için alarm sesleri çıkarır. Bu daha çok sosyal böceklerde görülür. Örneğin; Bir galerinin çöktüğünü gören bir karıncanın, bunu diğer bireylere duyurması ve yardım istemesi gibi. Bazı böcekler de ortamda bulunan bir avcıyı diğer bireylere haber vermek için ses çıkarır.

Koloniyi toplama ve birleştirme sesleri: Bu sesler aynı türün bireylerini bir arada tutmak, dağılmasını önlemek için çıkarılır. Bu seslerin etki alanı dışına çıkan bireyler, daha sonra bu ses alanı içine girmeye çalışır.

Salgı Çıkarma Davranışları

Böcekler gerek ergin gerekse ergin öncesi dönemlerinde çeşitli iç ve dış uyarıcı faktörlerin etkisiyle bazı salgılar çıkarır. Bu salgılar ise beslenme, korunma, savunma ve eşeylerin birbirini bulmasında önemli rol oynar.

İç salgı bezleri: Bu salgılara hormon adı verilir. Bunlar, deri değiştirme ve başkalaşım, kalp ve bağırsak kaslarının düzenli çalışması gibi olayları ayrıca larva ve pupa dönemlerinin düzenli ve gereği şekilde geçmesini sağlar. Son yıllarda bu hormonun çeşitli analogları sentetik olarak elde edilmiş ve tarımsal savaşta kullanılmaya başlanmıştır.

Dış salgı bezleri: Bunlar böceklerde isteğe bağlı olarak çalışır ve salgılarını bir kanalla vücut dışına boşaltır. Bunlar, mum bezleri, kafa içi salgı bezleri, ipek bezleri, pis koku bezleri, zehir bezleri ve çekici koku (Feromon) bezleridir.

Mumsu maddeler , mum bezleri tarafından salgılanır. Genellikle eşkanatlılar takımına bağlı bazı türler bu maddeleri salgılar. Kabuklubit ve unlubitlerde vücudun değişik yerlerine dağılmış bu bezlerden salgılanan bu maddeler vücut üzerinde bir kabuk veya toza benzer bir tabaka meydana getirir.

Ağız salgılarına ö rnek olarak kelebek tırtıllarının salgıladığı ipek örnek verilebilir. Genelde tırtıllar bu ipeği ya kokon ya da ağ örmek, beslenirken bazı maddeleri bir araya getirmek veya tehlike anında kendini yere atarken buna tutunmak için çıkarır.

Pis koku salgıları, genellikle savunma amacı ile salgılanır. Tehlike anında böcek bu salgıları çıkarmak suretiyle kendisini savunmaya ve düşmanını uzaklaştırmaya çalışır. Örneğin; Değişikkanatlılar takımına bağlı türlerin nimflerinde bu salgı abdomenin üst kısmından, erginlerinde ise 3. çift bacakların dibinden dışarıya açılan deliklerden salgılanır.

Zehir salgıları savunma ve saldırı amacıyla çıkarılır. Daha çok arılarda görülür. Apocrita alt takımına bağlı türlerde ovipozitör bir iğneye, eşey bezi de zehir bezine dönüşmüştür. Bu türler rahatsız edildikleri zaman bu iğneyi batırarak zehir salgısını boşaltır. Bazı avcı ve parazitoit arı türlerinde bu salgı avı uyuşturmaya yarar. Bazı kelebek tırtıllarında ise, içi zehirli salgı dolu olan kıllar vardır. Bu kıllar herhangi bir nedenle kırıldığı zaman içindeki salgı boşalır.

Feromonlar, bir birey tarafından vücudun dış kısmına salgılanan ve aynı türün diğer bireyleri tarafından alındığında özel bir reaksiyona neden olan maddelerdir. Feromonlar, bireyleri ya koku yolu ile ya da tat yolu ile etkiler. Bunların en önemlileri ise şu gruplarda toplanmaktadır.

Karşı eşeyi çekici feromonlar (Sex feromonları), belirli bir böcek türünde karşı eşeylerin birbirlerini bulmalarına ve çiftleşmelerine yardımcı olur. Genellikle dişiler tarafından çıkarılır ve erkekleri çeker. Nadiren de olsa bazı türlerde erkekler veya her iki eşey tarafından da çıkarılabilir.

Afrodisiaklar (cinsel isteği artırıcılar), karşı eşeyi cezbedici feromonların olmadığı böcek gruplarında salgılanır. Eşeyler, renk, şekil, ses gibi uyarıcı faktörlerin etkisiyle bir araya gelir. Daha sonra erkek veya dişi tarafından cinsel isteği artırıcı bir feromon salgılanır. Karşı eşeyin buna cevap vermesi ile çiftleşme meydana gelir.

İz-işaret feromonları, özellikle karıncalarda bu salgının kullanımı çok yaygındır. Bunlar, yollarını bulabilmek veya koloninin diğer bireylerine yol gösterebilmek için gittikleri yerlerde bir koku izi bırakır. Bu salgı genellikle abdomenin ucundan salgılanır.

Tanıma ve toplanma feromonları, genellikle sosyal yaşayışlı böceklerde görülür. Her koloninin kendine özgü bir kokusu vardır. Bu koku sayesinde birbirlerini tanır ve bir arada bulunurlar. Koloniye yabancı bir birey gelirse derhal ona saldırırlar.

Alarm feromonlarının sosyal yaşayışlı böcekler başta olmak üzere bazı böcek gruplarında salgılandığı görülmektedir. Bir tehlike anında koloniyi oluşturan bireylerden biri bir feromon salgılayarak diğer bireyleri uyarır.

Diğer Davranışlar

Böcekler yaşamları boyunca içinde bulundukları çevre faktörleri ve diğer canlılarla etkileşim halindedir. Bu etkilere karşı da çok çeşitli davranışlarda bulunurlar. Bu davranışlardan bazıları da, saklanma, taklit yapma, saldırı ve savunma davranışlarıdır.

Pek çok böcek türü kendilerini korumak için tehlikenin bulunduğu ortamdan çeşitli hareket biçimleri göstererek uzaklaşır ve bir yere gizlenir. Bu hareket biçimleri, uçma, koşma, sıçrama, ağ ile sarkma, kendini yere atma gibi davranışlardır. Bazı böcek türlerinde taklit yapma davranış biçimi, bireyleri doğal düşmanlarından koruma amacı taşımaktadır.

Pek çok böcek türü ise kendilerini doğal düşmanlarından korumak için aktif saldırı ve savunma davranışlarında bulunur. Bu davranışlara çoğu kez böceğin morfolojik yapısı da yardımcı olur. Bazı böcekler düşmanları ile karşı karşıya kaldıklarında vücutlarının bazı kısımlarından ürkütücü ve düşmanlarını kaçırtıcı salgılar çıkarır.

Yine bazı türler vücutlarındaki bezlerden pis koku çıkararak düşmanlarını bulundukları ortamdan uzaklaştırmaya çalışır.