ENTOMOLOJİ - Ünite 1: Böceklerde Dış Görünüm (Morfoloji) Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Böceklerde Dış Görünüm (Morfoloji)

Ünite 1: Böceklerde Dış Görünüm (Morfoloji)

Böceklerde Baş ve Uzantıları

Embriyo döneminde yirmi bir segmentten (halka) ibaret olan böcek vücudunun başa ait halkaları, ilk altı tanesidir. Bu dönemden sonra, başın gayet sağlam yapılı bir kutu şeklini aldığı görülür. Baş genel olarak göğsün ön tarafında yer almıştır. Fakat bazı familyalarında bazen alt tarafında da bulunabilir. Bundan dolayı bu tür böceklere üstten bakıldığında baş görülmez. Baş üzerinde yanlarda ve yukarıya doğru yerleşmiş bir çift petek göz, çoğunlukla bunların arasında ve genel olarak üç (bazen bir) adet nokta göz, bir çift anten ile ağız parçaları bulunur.

Antenler genel olarak gözler arasından çıkmıştır. Daima bir çift olarak mevcuttur. Koku, dokunma ve tat alma, yönünü bulma ve eşini bulma görevlerini yapar. Değişik sayıda halkadan meydana gelmiştir ve bunlar baştan itibaren sıra numarası ile anılır. Bu halkaların ilk ikisi daima diğerlerinden şekil ve boyut olarak ayırt edilebilir. Birincisine “Scapus” adı verilir ve anteni başa bağlar. ‹kinci halkanın adı “Pedicellus”dur. Diğerleri “Flagellum (Anten kamçısı)” adını alır. Anten halkalarının sayısı genel olarak 3 -50 arasında değişir.

Pedicellus: Antenin başa yakın olan ikinci halkasına verilen isim olup üzerinde Johnston organı bulunur. Bu organ yapılarına göre hava akımını, titreşimleri, ya da vücut konumunun değişikliğini algılar.

Özellikle anten kamçısını meydana getiren şekil değişimleri böceklerin sınıflandırılmasında öneme sahiptir. Bunlar çok değişik olmasına karşılık çoğunlukla görülen tipleri şunlardır;

  • Kıl Gibi

  • İp gibi

  • İnci gibi

  • Dişli

  • Ucu topuzlu

  • Tarak gibi

  • Sopa gibi

  • Çift taraklı

  • İki çift taraklı

  • Fırça gibi

  • Çatallı

  • Yanı kıllı

  • Yelpaze gibi

  • Dirsekli

  • Dirsekli ve ucu topuzlu şeklinde olabilir.

Başın alt veya ön tarafına yerleşmiş olan ağız, üç çift uzantı ve diğer bazı parçacıklardan yapılmıştır. Ağız, böceğin aldığı besinin sıvı veya katı olması, herhangi bir hayvansal veya bitkisel doku içerisinde bulunup bulunmaması sebebi ile değişik yapılar kazanmıştır. Ağız parçalarının yapısı, böcekler ile savaşımda kullanılacak ilacın seçiminde önemli rol oynar.

Çiğneyici ağız, Yalayıcı-emici ağız, Sokucu-emici ağız türleri bulunmaktadır.

Çiğneyici ağız: Bu tipe ısırıcı veya kemirici ağız adı da verilebilir. Adından da anlaşılacağı gibi, bu şekilde ağız yapısına sahip böcekler besinlerini ısırıp çiğnemek suretiyle alır. Bu tipe örnek olarak çekirgeler ve kınkanatlılar takımlarına bağlı böcekler ile tam başkalaşım gösteren böceklerin larvalarını gösterebiliriz. Larva, ebeveynlerine benzemeyen tam başkalaşım geçiren böcek yavrularına denir.

Yalayıcı-emici ağız: Arılar (Hymenoptera)’ın çoğu besin maddelerini şekerli eriyikler halinde ve emerek aldıklarından, ağız parçaları bu işi sağlayacak şekle dönüşmüştür.

Emici ağız: Kelebeklerin erginlerinde (Lepidoptera) görülen bu ağız tipinde iç çiğneyici gelişmiş ve bir hortum halini almıştır. Bu hortum istirahat halinde başın alt kısmında kıvrık olarak dururken beslenme sırasında açılarak düz bir durum alır. Bitkilerin polen tozlarını emerek beslenecek yapıdadır.

Sokucu-emici ağız: Bazı böcekler bitki ve hayvan dokularını delerek besini sıvı olarak alır ve ağız yapıları buna özelleşmiştir. Bu tip ağız yapısına sahip böceklerde ağız yapısında çeşitli farklılıklar vardır ve bu yüzden birkaç alt tipe ayrılır.

  • 6 iğneli Sokucu-Emici Ağız: Üst dudak uzayarak bir hortum şeklini almıştır ve 6 adet iğne bu hortum içinde yer almaktadır. Bazı sineklerde görülür (Ör.: Sivrisinekler).

  • 4 iğneli Sokucu-Emici Ağız: Değişik kanatlılar ve Eşkanatlılar takımlarında görülür.

  • 2 iğneli Sokucu Emici Ağız: Bazı sineklerde görülür. Ev sineklerinde ağız yapısı bu şekilde ise de, bu iki iğne de ufalmıştır. Thysanoptera takımında ise 3 adet iğne bulunur.

Thorax (Göğüs) ve Uzantıları

Ergin böceklerin hareketi hemen hemen tamamen göğüs tarafından sağlanır. Göğüs 3 bölmeden meydana gelmiştir. Her bölmeden bir çift bacak ve birincisi boş olmak üzere genellikle ikinci ve üçüncü bölümlerinden birer çift kanat çıkar. Bazı ergin böceklerde kanatlar, birçok böceğin ergin öncesi dönemlerinde ve birkaç ergin böcekte ise bacaklar hiç bulunmaz.

Bacaklar: Böcekler, ergin dönemde genellikle 3 çift bacağa sahip olup her göğüs halkasında birer çift bacak bulunur. Bacak; coxa, trochanter, femur, tibia ve tarsus olmak üzere beş kısımdan meydana gelmiştir. Böcek bacakları çeşitli kullanım amaçlarına yönelik olarak bir dereceye kadar değişikliğe uğramıştır. Bu değişim genellikle birinci ve üçüncü çift bacaklarda görülür.

Ön Bacak tipleri:

Kazıcı bacak: Bu tipe en iyi örnek danaburnudur. Danaburnu, özellikle sebze gibi tek yıllık bitkilerin toprağa yakın kısmını keserek yiyen çekirgegillerden zararlı bir böcek türüdür. Yaşamının büyük bir çoğunluğunu toprak altında geçirir. Coxa’dan itibaren bütün bacak parçaları kalın ve kuvvetli bir yapıda olup; tibia’nın alt tarafında kazma işini kolaylaştıracak diş gibi çıkıntılar bulunur ve kazma sırasında tarsus segmentlerinin içeri doğru çekilir.

Yakalayıcı bacak: Bu tipe örnek olarak peygamberdevesi (Mantis spp) verilebilir. Peygamberdevesi çekirgelere benzeyen ve doğada bulunan diğer küçük canlıları yakalayarak beslenen avcı bir böcektir. Bacağın coxa kesiminin uzaması sayesinde böcek önünde bulunan diğer canlıları yakalamak üzere, ön bacağını ileri doğru uzatma yeteneğini kazanmıştır.

Çengelli bacak: Sularda yaşayan bazı değişik kanatlılar takımındaki böcek familyalarında görülür. Bu bacak tipinde tibia ve bunun ucunda ufak yapılı olarak bulunan tarsus çengel şeklini almıştır. Bu çengel sayesinde böcekler sularda yaşayan avlarını kolayca yakalayabilir

Tutucu bacak: Bazı kınkanatlı böcek familyalarında erkeklere özgü ve tarsus’un ilk üç segmentinin genişlemesi ile meydana gelen bu tip bacakta genişleyen tarsus halkaları üzerinde bulunan vantuzlar çiftleşme sırasında dişileri tutma görevi yapar.

Temizleyici bacak: Bazı kelebeklerin ön bacaklarının tarsus kısmı çok ufalmış ve hatta erkeklerde tamamen yok olmuştur. Bu bacakların ince yapılı femur, tibia ve tarsus kısımları sık ve uzun kıllarla kaplıdır. Bu bacaklar sadece kelebeğin baş kısmına yapışan toz veya polenlerin temizlenmesinde kullanılır, yürüme işlevini görmez.

Arka Bacak tipleri:

Sıçrayıcı bacak: Bu tipte femur gayet iri ve kuvvetli yapılışta ve fazla sayıda kaslara sahiptir. Tibia oldukça uzundur. Sıçrama için tibia’nın femur altına çekilmesi ve bundan sonra yere doğru bir tepme hareketinin yapılması gerekir. Çekirgelerde görülür.

Yüzücü bacak: Sularda yaşayan böceklerin bacaklarında çeşitli değişiklikler olmuş ise de, hepsinde amaç su içerisinde veya yüzeyinde kolay yüzmeyi sağlamaktır. Kın kanatlılar ve değişik kanatlılar takımlarından sularda yaşayan bazı familyaların üyelerinde tibia ve özellikle tarsus segmentlerinin iç yüzeylerinde iri ve geriye doğru uzanmış kıllar bulunur. Bacaklar geriye itildiğinde, suya karşı gelen bu kıllar böceğin ilerlemesini sağlar.

Koşucu bacak: Bu değişiklik böceğin genellikle her üç bacağında da görülür ve çok yaygın bir bacak tipidir. Böceğin süratli hareketini sağlamaya yarayacak şekilde, femur ve tibia ince ve uzun yapılıştadır. Bu tip bacak yapısına çok hızlı koşan bacaklara sahip olan hamamböceklerini örnek verebiliriz.

Toplayıcı bacak: Balarısı ve polen toplayan diğer bazı arıların üçüncü çift bacakları, bu görevi yapabilecek şekle dönüşmüştür. Bal arısı çiçekler üzerinde dolaştığı sırada, vücudunun çeşitli yerlerine yapışan polenleri tibia’sının alt tarafı ile ilk tarsus segmenti genişlemiş olan üçüncü çift bacağının iç kısmında bulunan ve “fırça” adını alan diziler halindeki kıllar yardımı ile sepet adı verilen bir torbanın içine toplar.

Böceklerin bacak sayısı sabit iken, kanat durumu değişiklik gösterir. Bazı böcekler 2 çift kanada sahipken bazılarında hiç kanat yoktur. Apterygota alt sınıfında embriyo döneminde dahi kanat izlerine rastlanmaz. Pterygota alt sınıfında ise kanatlar genellikle iki çift olmasına rağmen, bazen bir çifttir ve bazen de tamamen yok olmuştur. Yani bazı böceklerde kanatlar sonradan yok olabilir. Bu böceklerin embriyo döneminde kanat izleri görülür. Bazı böceklerde aynı türün erkek ve dişileri arasında kanatlı-kanatsız olan türler olabilir. Yine bazı karınca türlerinde olduğu gibi belli bir döneminde kanat varken daha sonra bu kanatlar yaşam koşullarından dolayı böcek tarafından atılabilir.

Apterygota: Ergin dönemlerinde bile kanatları olmadan yaşayan böceklerin bulunduğu altsınıftır.

Pterygota: Ergin dönemlerinde genellikle kanatlara sahip böceklerin bulunduğu altsınıftır. İki çift kanada sahip böcekler kanatlarının hepsini aynı anda hareket ettirmek zorundadır. Bu hareket aşağı ve yukarı doğru olur. Uçuş yönünü kınkanatlılarda elytron, arılarda karın, çekirgelerde arka bacaklar ve sineklerde halter belirler.

Elytron (Çoğul: Elytra): Kınkanatlılar takımının üst kanatlarının her birine verilen isimdir.

Halter: iki kanatlılarda (Sineklerde) ikinci çift kanatların körelip bir topuz şeklini almasıdır. Uçarken dengeyi sağlama görevi görür.

Abdomen (Karın) ve Uzantıları

Abdomen genellikle birbirine benzeyen 10-12 segmentten meydana gelmiştir. Abdomende böcek takımlarına göre değişmekle birlikte çeşitli uzantılar vardır. Bunlardan cerci bir çift olarak son abdomen segmentinin üstünden çıkar. Epiproct tek olarak anüsün üstünde, paraproct bir çift olarak anüsün altında yer alır. Dişi böceklerin dişi eşey organları sekizinci ve dokuzuncu abdomen segmentinin altından çıkar. Bazen dış eşey organları uzamış ve yumurta koyma borusu (ovipozitör) şeklini almıştır. Erkek eşey organları dokuzuncu abdomen segmentinde bulunur. Yusufçuklar takımında ise ikinci karın halkasının altında yer alır. Bazı böceklerin larvalarında ise abdomende de karın bacakları bulunabilir.

Cerci (Cercus: tekil): Son abdomen segmentinin üstünden çıkan ve dokunma organı olarak görev yapan çıkıntının her birine denir.

Ovipozitör (Yumurta bırakma borusu): Sadece dişi böceklerde bulunan ve yumurtayı belli bir derinliğe bırakmaya yarayan organdır. Bazı böceklerde (Ör.: işçi arılar ve bazı karıncalar) bu organ bir iğneye dönüşmüş olup sadece savunma silahı olarak kullanılır.