ENTOMOLOJİ - Ünite 3: Böceklerin Sınıflandırılması-2 Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Böceklerin Sınıflandırılması-2

Ünite 3: Böceklerin Sınıflandırılması-2

II. Grup: Exopterygota

Bu grup içinde yer alan önemli takımlar şunlardır;

I. Takım: Homoptera (Eşkanatlılar):

Homoptera takımı uzun yıllardan beri Hemiptera takımı içinde bir alttakım halinde incelenmektedir. Bazı araştırıcılar ise Homoptera ve Heteroptera olmak üzere iki ayrı takım halinde incelemektedir. Burada da ayrı olarak ele alınmıştır. Bu takım türlerinin kanatlı ve kanatsız formları vardır. Kanatlı olanlarda genellikle iki çift zar şeklinde kanat vardır. Bazı yaprakbitleri ve kabuklubitlerde bacaklar çok kısalmış veya yok olmuştur.

Abdomen normal olarak belirgin olup ağustosböceklerinin erkeklerinin alt kısmında özel ses çıkarma organı bulunur. Yumurta bırakma borusu ise türlerin çoğunda belirgin şekilde vücuttan çıkıntı yapar.

Homoptera türlerinde başkalaşım yarımdır. Bunlarda yumurtadan çıkan nimfler gömlek değiştirerek gelişir ve ergin hale geçer. Nimf, yarı başkalaşım geçiren böcek yavrularına denir. Birçok tür tarımda gerçek zarar yapar. Bazı türleri ise faydalıdır. Bunlar tatlımsı maddeler veya endüstride kullanılan renk, mumumsu ve lak gibi maddeler salgılar. Dört iğneli sokucu emici ağız parçalarına sahip olan bu böceklerin özelikle bitkilerde yaşayan türleri, bitki dokularını sokup emerek beslenir.

Bitkilerde beslenirken bir taraftan da tatlımsı madde salgılayarak bunlarla bitkilerin üzerlerini kaplar. Daha sonra bu maddeler üzerinde havada bulunan saprofit mantarlar yerleşerek gelişir. Ayrıca rüzgârla taşınan tozlar da buraya yapışır ve fumajin ismi verilen siyah bir görünüm alır. Fumajin halk arasında “karaballık” olarak da isimlendirilen bu zarar şekli bitkinin siyah bir tabaka ile kaplanmasına ve fotosentez yapmasını engelleyerek verimin düşmesine neden olur. Bu zarardan dolayı bitki tam olarak gelişmez ve verimi azalır. Ayrıca bu madde ile bulaşık ürünler de büyük oranda pazar değerini kaybeder. Bitkilerdeki önemli zarar yapan virüs etmenlerinin birçoğu homopter türleri tarafından taşınmaktadır.

II. Takım: Heteroptera (Değişikkanatlılar):

Hemiptera (Yarımkanatlılar): Bu takıma bağlı bireyler vücutları az çok yassı ve ovaldir. Ağız parçaları sokucu emici, hortum serbest ve hemen her zaman başın ön kısmından çıkar. Kanatları dinlenirken vücut üzerine çoğunlukla yatay olarak katlanmış halde durur. Ön kanatların uç kısmı zarımsı, başa yakın kısmı ise kalın, sert çoğu zaman derimsi yapıdadır. Bu nedenle ön kanatlara “hemielytra” ismi verilir. Bazı türleri ellendikleri zaman, ya da gezdikleri yerlere pis koku salgılar. Bundan dolayı kendilerine “pis kokulu böcekler” de denir. Pis koku bezlerine ait delikler son göğüs halkasında bulunur. Pis koku bezlerinin salgıladığı madde karakteristik bir kokuya sahiptir. Bazı türler bu pis koku maddesini gezindikleri bitki organları üzerine bırakır ve bu organ bilinmeden ağza konulursa insanın midesini bozacak şekilde etkiler. Pis koku bezlerinin bir savunma silahı olarak görev yaptığı zannedilmektedir. Yumurtalarını bitki dokuları içine bırakan gruplarda ovipozitör iyi gelişmiştir. Bu takımdaki türlerde de başkalaşım yarımdır. Yumurta döneminden sonra genellikle beş nimf dönemi geçirdikten sonra ergin olur. Bu takıma bağlı bazı türler su içinde yaşar ve bunlar yalnızca hava gereksinimi duydukları zaman su yüzüne çıkar. Bu gibi türler kendilerinden küçük olan ve su içinde yaşayan diğer canlıları yakalayıp sokup emer, yani predatör olarak yaşar. Bununla beraber Heteroptera takımına bağlı türlerin çoğu karada yaşar ve türlerin çoğu bitkilerle beslenir.

III. Takım: Orthoptera (=Çekirgeler, Düz Kanatlılar):

Çekirgeler, danaburunları, yeşilçekirgeler ve cırtlaklar bu takımın içinde bulunur. Yarı başkalaşım geçirirler. Dar olan bir çift ön kanat (tegmina) ile büyük ve iyi gelişmiş bir çift zarımsı alt kanat bulunur. Tegmina, derimsi veya parşömenimsi yapıda olan çekirgelerin üst ya da ön kanatlarına verilen isimdir. Alt kanatlar dinlenirken üst kanatların altına katlanmış şekilde durur. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Arka bacaklar kuvvetli ve genellikle sıçramaya elverişlidir. Dişilerde genellikle iyi gelişmiş bir ovipozitor vardır. Türlerin çoğu özel ses alma ve ses verme organlarına sahiptir. Düz kanatlılara ait bazı türler sürüler halinde çok uzaklara göç eder. Bunlar kondukları yerde kültür bitkilerine korkunç denecek şekilde zarar verir. Bitkiler bu böceklerin besinlerinin büyük bir kısmını oluşturur. Buna rağmen bazı türleri kısmen veya tamamen predatördür. Dişiler yumurtalarını genellikle toprak içine bırakır. Bazı türlerde ise yumurtalar bitki dokuları içine bırakılır. Türleri genel olarak 4-6 nimf dönemine sahip olsa da bazı türlerde bu on olabilir.

IV. Takım: Thysanoptera (Kirpikkanatlılar):

Diğer böcek gruplarına ait türlerden farkı kanatlarının özel bir yapıya sahip olmasıdır. Türlerinin çoğunun kanatları kirpik şeklinde saçaklara sahiptir. Erginleri çıplak gözle kolaylıkla görülür ve genellikle boyları 0,5-2,0 mm arasında değişir. Thirips türlerinin hepsinde ağız parçaları asimetriktir. Yani ağız yapıları 3 iğneli sokucu- emici tiptedir. Kanatlar genellikle uzun, silindirimsi şekilde olup kenarlarında saçaklar bulunur. Bazen bir eşeyde ya da her iki eşeyde de fakat genellikle erkekte olmak üzere kanatlar hiç bulunmayabilir. Yumurtadan çıkan larvalar genel görünüşleri ve beslenme davranışları, bakımından erginlere çok benzer. Ancak bunlarda deri henüz yumuşak olup kanat çıkıntıları yoktur. Yumurtadan sonra ilk iki döneme larva, ondan sonraki dönemlere prepupa ve pupa denir. Gerçekte bu dönemlerin tam başkalaşım geçiren böceklerdekilerle ilişkisi yoktur. Güneşli havalarda thripsler çok aktif olup uçar ve bu arada bunlar çeşitli bitkilere de konar. Fitofag olan türlerde beslendikleri bitki kısımlarında renk değişimleri meydana getirir. Daha sonra buralarda boşalmış olan hücrelere hava dolduğu için beyaz gümüşi bir renk alır. Bazı thrips türleri bitkilerin tozlaşmasında bazen büyük oranda yardımcı olmaktadır. Thrips’lerin önemli sayılabilecek davranışlarından birisi de avcılıklarıdır. Avcı olan türler, yumuşak vücutlu diğer böcek ve arthropod türlerini avlayarak beslenir.

V. Takım: Dermaptera (Deri Kanatlılar):

Tegmina’nın deri yapısına benzemesinden dolayı bu ismi almıştır. Türkçe olarak halk arasında “kulağakaçanlar” olarak isimlendirilir. Erginler uzun, yassı ve tüysüz vücutludur. Ağız parçaları tipik olarak çiğneyicidir. Baş öne doğrudur. Tegmina karakteristik biçimde çok kısalmış, abdomen’den kısa ve damarsızdır. Arka kanatlar yarım daire şeklinde olup, yelpaze gibi uzunluğuna vücut üzerine ve tegmina altına katlanır. Bazı formlarında ise kanat bulunmaz. Yarı başkalaşım geçirirler. Abdomen’in sonunda cerci bulunur ve bu kıskaç şekline dönüşmüştür. Normal olarak bu organ basit yapıdadır. Kıskaç kendilerini korumada, hücumda ve ayni zamanda çiftleşme sırasında kullanılır. Halk arasında bu böceklerin uyumakta olan kimselerin kulakları içine girdiğine inanılır. Geceleri hareket eden bu türlerin, gündüzleri ışık görmeyen kuytu ve karanlık yerlere saklandıkları için, bu arada kulak içine girmeleri sadece bir rastlantıdır. Bu nedenle bunların; özel olarak insan kulağı içini aramaları ve oraya saklanmaları söz konusu değildir. Kulağakaçanlar, karada yaşayan ve geceleri hareket eden böceklerdir. Bunlar gündüzleri taş altları, toprak yarıkları arası, ağaç kabukları altı, bitki sapları veya gövdelerindeki deliklerin içi gibi yerlere gizlenir.

Genel olarak omnivor böceklerdir. Bazı türleri bitkilerle, diğer bazıları ise ayrışmakta olan bitki veya bunların ölü aksamı ile beslenir. Bunlarda çok defa, kannibalizm de görülür. Kannibalizm (Yamyamlık), aynı türe bağlı bireylerin birbirini yemesidir.

Bu böceklerde görülen ilginç bir durum da, dişilerin yumurtalar üzerinde kuluçkaya yatar şekilde uzanması ve açılıncaya kadar onlara bakmasıdır. Bu durumu diğer böcek gruplarında görmek pek olası değildir.

VI. Takım: Dictyoptera (Hamam Böcekleri):

Eskiden bu takım içinde bulunan böcekler Phasmida’larla birlikte çekirgeler takımına bağlı olarak incelenmekteydi. Ancak birçok karakter itibariyle benzer bir grup oluşturdukları için son yıllarda bazı araştırıcılar peygamberdeveleri ile hamam böceklerini birleştirerek ayrı bir takım halinde incelemeğe başlamıştır.

Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Bacaklar genellikle birbirlerine benzer yapıdadır. Ancak peygamberdevelerinde ön bacaklar tutmaya veya yakalamaya uygun bir şekle dönüşmüştür. Ön kanatları az çok derimsi yapıda olup tegmina ismi ile anılır. Dişiler yumurtalarını ootheca ismi verilen bir paket halinde bırakır. Ootheca, hamam böceklerinde ve peygamberdevelerinde yumurtalar bir kese içinde dışarıya bırakılır. Bu keselerin içinde en az 15 adet böcek yumurtası bulunur. Bu sayı türlere göre çok fazla sayıda olabilir. Yarı başkalaşım geçirirler. Başkalaşımları basittir. Vücutları genellikle geniş ve yassıdır. Antenler uzun, iplik şeklinde ve birçok segmentten meydana gelmiştir. Çabuk koşan, seri hareket eden böceklerdir. Bitkisel veya hayvansal gıda alırlar.

VII. Takım: Odonata (Yusufcuklar):

Baş her zaman vücudun en geniş kısmıdır. Bileşik gözler başın büyük bir kısmını örtecek, hatta başın arka kısmına taşacak şekilde gelişmiştir. Bileşik gözler 10.000 - 30.000 kadar, arı peteği şeklinde dizilmiş basit gözden oluşmuştur. Bu nedenle en iyi gören böcek grubu olarak bilinirler. ‹şitme organı yoktur; ses dalgalarına tepki göstermezler. Ergin ve larvaların ağız yapıları çiğneyici tiptedir. Kanatlar çoğunluk cam gibi saydamdır. Boyuna damarları tam olarak gelişmiş ve enine birçok damarla birbirlerine bağlanmıştır. Erkek, ergin olunca yakında bulunan bir dişiye saldırır. Dişiler, erkeklere göre daha iyi uçucu olduklarından, erkekler, dişileri, yumurta bırakılacak su kenarlarında bekler. Bir erkek birden fazla dişiyle çiftleşebilir. Yumurtalar, yumurta koyma borusu ile yaşayan ya da ölü bitki dokularının içine ya da dışına konur ya da basit olarak sulara bırakılır. Pek az tür kışı ergin birçoğu ise larva halinde geçirir. Larvalar sucul yaşama tam uyum yapmış ve erginlerine hiç benzemez. Ancak 7-15 gömlek değiştirdikten sonra ergin olurlar. Yarı başkalaşım geçirirler. Yusufçukların larvaları genellikle bitkice zengin küçük göller, su birikintileri ve derelerde bulunur. Av, erginlere göre daha büyük parçalar halinde yutulur ve çiğneyici midede parçalanır. Yeni çıkmış larvalar, öncelikle birhücrelilerle beslenir. Larva büyüdükçe avları da büyür. Hatta bazı türlerin yaşlı larvaları, küçük balıkları ve kurbağa larvalarını bile avlar. Sudaki böcek larvaları, solucanlar, yengeçler, salyangozlar başlıca besinleridir.

VIII. Takım: Plecoptera (Taşsinekleri):

Erginleri çiğneyici tip ağız parçalarına sahiptir. Genel olarak iki çift iyi gelişmiş kanatlara sahiptir. Pek az türlerinde kanatlar küçülmüş olabilir. Buna karşılık bazı türlerin erkekleri tamamen kanatsızdır. Abdomenin son segmenti küçülmüş olup uzun, iplik şeklinde cerci ile son bulur. Nimfleri süratli akan sularda, küçük veya büyük göllerde yaşar. Erginler bu gibi yerlerin etrafında bol miktarda görülür. Bazı türlerin erginleri bitkilerin çiçek, tomurcuk ve taze yapraklarını yer. Kışın görülen türleri ise ağaç kabukları üzerindeki yosunlarla beslenir. Ömürleri oldukça uzundur. Çoğu soğuk bölgelerde yaşar. Nimfleri yassı vücutlu olup su içinde bulunan taş ve kayalar altında gizlenir ve su içinde yaşayan bitkiler veya diğer organik maddelerle beslenir.

IX. Takım: Isoptera (Beyazkarıncalar, Termitler):

Her ne kadar gerçek karıncalarla hiçbir ilgileri yoksa da yaşayış ve bazı vücut yapılışlarından dolayı onlara çok benzedikleri için bu isim verilmiştir. Termit türleri karınca, balarıları, yabani arıları gibi toplumsal bir yaşantıya sahiptir. Bunlar koloniler halinde yaşar ve sınıfları vardır. Bazı türlerinde baş önde uzun burun şekline dönüşmüştür. Termitler her ne kadar canlı ağaç ve bitkilere saldırırlarsa da bunların başlıca besini ağaçların ölü olan kısımları; yani odun, tahta, kereste, tomruk, evlerin ağaç aksamı, mobilyalar gibi maddelerdir. Esas besini de bu bitkisel maddelerin selülozlu kısımlarıdır. Termitler ölü ağaç ve bitkilerin parçalanmasında, onların tekrar toprağa geçişinde önemli rol oynar. Bundan dolayı faydalıdırlar. Diğer bir kısmı ise bitkilerin toprak altında kalan kök, gövde, yumru gibi bitkisel aksamı içinde yaşar. Yarı başkalaşım geçirirler.

X. Takım: Ephemeroptera (Birgünlükler):

Ömürlerinin % 99’unu larva ya da nimf halinde suda geçirdikleri, yalnız birkaç saat, en fazla bir gün (nadiren 2-15 gün) ergin halde yaşadıkları için bu isim verilmiştir. Erginlerde ağız parçaları ve sindirim sistemi kısmen ya da tamamen körelmiştir. Bundan dolayı beslenmeleri yoktur. Göğüste bir çift kanat vardır. Genellikle akşamüstü erkekleri suların üzerinde 2-10 m kadar dikine yükselip, daha sonra, kanatlarını ve abdomen uzantılarını açmak suretiyle aşağıya doğru süzülür. Çiftleşme uçuş sırasında gerçekleşir. Dişi yalnız bir erkekle çiftleşir. Çiftleştikten hemen sonra erkek ve sonra da dişiler ölür. Yumurtalarını sulara bırakır. Larva dönemi 1-3 yıl sürer ve 20-30 defa gömlek değiştirir. Genel olarak alglerle, ölü ve canlı organik maddelerle beslenir. Yarı başkalaşım geçirirler. Birçok hayvan ve parazit birgünlüklerin özellikle larvalarının avcısıdır. Larvaları tehlike sırasında üye ve solungaçlarını atabilir. Genç larvalar bacaklarını, antenlerini, kuyruk ipliklerini, solungaçlarını yenileyebilir. Larvaları besin zincirinin önemli bir halkasını oluşturur ve su kirlenmesinde iyi bir gösterge olarak kullanılır.