ENTOMOLOJİ - Ünite 2: Böceklerin Sınıflandırılması-1 Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Böceklerin Sınıflandırılması-1

Böceklerin Sınıflandırılması

Sınıflandırmada birbirine yakın ve benzer görünüme sahip hayvan grupları çeşitli kategoriler içinde bir araya toplanır. Böcekler (Hexapoda, Insecta) Arthropoda (Eklembacaklılar) şubesine bağlı bir sınıf olarak incelenir. Böceklerin diğer eklembacaklılardan en önemli farklılığı ergin dönemde en fazla altı adet bacağa ve en fazla iki çift kanada sahip olmalarıdır. Bugün dünyada bir milyondan fazla hayvan türü vardır ve böcek türlerinin sayısı diğer bütün hayvan türlerinden birkaç kat daha fazladır. Böcekler hayvanlar alemi içinde Arthropoda şubesine bağlı Hexapoda (Insecta) sınıfını oluşturur. Hexapoda sınıfı Apterygota ve Pterygota diye iki altsınıfa ayrılır.

I. Altsınıf: Apterygota (Kanatsız Böcekler)

Bu altsınıfa giren böceklerde primer olarak kanat yoktur. Yani embriyo döneminde dahi kanat bulunmaz. Başkalaşım geçirmeyen ilkel böceklerdir. Bu böcekler dört takım halinde incelenebilir.

1. Takım: Thysanura (Kılkuyruklar):

Büyüklükleri 0,5-2,0 cm kadardır. Kanatsız ve küçük ilkel böcek türlerini kapsar. Birçoğu vücutlarında taşıdıkları pulcuklardan dolayı gümüşümsü renkte görünür. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Bazıları 4-5 cm öne ve 10 cm yüksekliğe sıçrayabilir. Abdomenlerinin son kısmında üç tane tüylü uzantının olması bu takıma bu adın verilmesini sağlamıştır. Genellikle kuru veya nemli yapraklar arası, toprak üzerinde, kayaların altı veya yarıkları arasında veya ağaç kabukları altında organik artıklar arasında, çok defa da karınca ve termit yuvaları içinde bulunurlar. Karanlık yerlerde faaliyet gösterirler. Rahatsız edildikleri zaman kaçışırlar. Türlerinin çoğu organik artıklarla, kitap ciltleri veya kâğıtla beslenir.

2. ​​​​​​​ Takım: Diplura (Çatalkuyruklular):

Adını, XI. karın bölmesindeki üyelerinin iplik gibi kısa bir cerci’ye dönüşmesinden dolayı almıştır. Boyları 2 mm ile

6 cm arasında değişir. Küçük, yassı, beyaz veya açık renkte, kanatsız, petek ve nokta gözleri olmayan böcek türlerini kapsar. Ağız parçaları çiğneyici tipte, antenleri uzun ve çok bölmelidir. Bazen abdomen kitini, kısa bir çift kıskaç gibi organ ile son bulabilir. Spermler doğrudan dişiye iletilmez. Erkek toprak üzerine saplı spermatofor bırakır. Spermatofor , böceklerde spermler dişiye toplu halde bir kere bir kese içinde ulaştırılır. Genellikle dişinin içine direkt olarak bırakılmalarına karşın bazı türlerde dışarıya da bırakılabilir. Ömürleri birkaç yıldır. Kışı ergin halde geçirir. Dünyanın soğuk yerleri hariç her yerde yaşar.

​​​​​​​3. Takım: Protura (Telson Kuyruklular):

En fazla 2 mm boyunda, genellikle renksiz, rutubetli yerlerde, yaprak, taş, ağaç kabukları altı, ayrışmakta olan odun ve bitkiler veya humusu bol topraklar içinde yaşarlar. Orta ve arka bacakları ile yürür, ön bacaklarını başın üzerine doğru tutarak anten ödevini görüyormuş hissini verirler. Gözleri yoktur. Derileri ince ve pulsuz böceklerdir. Besinlerini sokup-emerek alırlar. Bir kısmı mantarların liflerini emer. Çoğu avcıdır. Diğer kanatsız böcekleri avlar. Ön bacakta bulunan orak şeklindeki tırnak bu avlanmaya hizmet eder. Ekonomik önemleri yoktur.

​​​​​​​4. Takım: Collembola (Kuyrukla Sıçrayarlar):

Bu takıma bağlı türlerin boyları bazen 5 mm ve nadiren 9 mm’ye kadar ulaşan, çiğneyici ağız tipine sahip, petek gözlerden yoksundur. Karınları altı bölmeli olup genellikle üç adet uzantıya sahiptir. Bunlardan çatal şeklindeki sıçrama organı olan “ furcula ” da IV. bölmede bulunur. Karınca ve termit yuvalarında yaşayan türleri de vardır. İsminden de anlaşılacağı gibi bu takıma bağlı türlerin çoğu sıçrama yeteneğine sahiptir.

Furcula (Sıçrama Çatalı): Böceğin sıçraması için güçlü kaslara sahip olan bu organı aniden bulunduğu yüzeye itmesiyle onu oldukça uzun mesafeye fırlatan bir organıdır.

Collembola takımına bağlı türlerin çoğu organik maddelerce bol ve rutubetli topraklarda yaşar. Toprak biyolojisinde özellikle parçalanmalara katıldığı için humus oluşumunu sağladığı ve toprağı bitkilerin yararlanacağı şekle soktuğu için ekonomik açıdan öneme sahiptir. Diğer bazı türleri ayrışmakta olan bitkisel artıkların içi, otların arası, yosunlar, ağaç kabuklarının altı, mağara içi, termit ve karınca yuvalarının içi gibi yerlerde bulunur. Bazı türleri ise tatlı su veya deniz kenarlarında yaşar. Zararlı olan türler tarla, bahçe veya seralardaki bitkiler veya çimlenmekte olan tohumlarla beslenir.

II. Altsınıf: Pterygota (Kanatlı böcekler)

Böcek takımlarının çoğu bu altsınıfa girer. Genellikle iki çift kanada sahip iseler de, sadece bir çift kanadı olanlar ve hatta hiç kanadı bulunmayanlar da vardır. Kanatsız olanların embriyo döneminde kanadı bulunur. Kanatlı böceklerden bazılarında larva dönemlerinde, kanatlar iz halinde görülür. Bunlara “Exopterygota” adı verilir. Larva döneminde kanat izleri dışarıdan hiç görülmeyenlere de “Endopterygota” grubu olarak adlandırılır.

I. Grup: Endopterygota

I. Takım: Coleoptera (Kınkanatlılar):

Hayvanlar dünyasının en büyük takımı olan Coleoptera, Insecta sınıfı içinde de bilinen türlerin % 40’ından fazlasına sahiptir. Bu takımda bulunan böceklerin erginlerinin ön kanatlar kalın ve sertleşmiş olup, dinlenme anında vücudun üzerini düzgün bir şekilde örter. Erginlerde ön veya üst kanatlara elytra (Tekili: elytron) ismi verilir. Arka kanatlar genellikle iyi gelişmiş zar şeklinde ve uçma görevini yapar. Baş serbest, normal yapıda veya ileriye ya da aşağıya doğru hortum şeklinde uzamış olabilir. Bileşik gözler belirgin, nokta gözler genellikle yoktur. Boyları 0,25-155 mm arasında değişir. Türleri genellikle karada, az bir kısmı da sularda yaşar. Çok değişik yaşam koşullarına uyum sağladıkları için hemen her yerde rastlanılabilir. Eski çağlardan beri insanlar kınkanatlılara karşı daima yakın ilgi duymuşlardır. Gübreböceklerinin (Özellikle Scarabaeus spp) eski Mısır’da kutsal sayıldığı için mumyaların göğüslerine gerçek, ya da yapma olan bu böceklerden konarak gömüldükleri bilinmektedir. M.Ö. 3000 yıllarında eski Mısır mezarlarında kil, taş, değerli maden vs. yapılma, üzerleri çok güzel renklere boyanmış bu cinse ait birçok böcek bulunmuştur. Erginlerin vücut rengi ılıman ve soğuk bölgelerde genellikle koyudur. Buna karşılık madensel ve parlak renkli türlere de bu bölgelerde oldukça sık olarak rastlanır. Larvalar bazen bacaksız, campodeiform veya tırtıl şeklindedir. Campodeiform , vücut uzun biraz yassı, antenleri göğüs ve bacakları gelişmiş bir larva tipidir.

Baş genel olarak normal yapıda, bazen de hortumlu böceklerde görüldüğü gibi öne, ya da aşağıya doğru hortum şeklinde uzamış olabilir. Mandibula’lar çoğunlukla belirgin, sert ve kuvvetli olarak gelişmiştir. Bunlar ısırmaya, ezmeye, parçalamaya veya çiğnemeye yarayacak şekilde değişikliğe uğramıştır. Bu takıma bağlı türler serbest pupa tipine sahiptir. Serbest pupa tipinde bacaklar ve kanat izleri dışarıda serbest halde bulunur ve kolayca fark edilir.

Kınkanatlı böceklerin çoğu yılda bir döl verir. Kışı genellikle ergin dönemde geçirir. Erginler baharda çıktıktan sonra, bir süre beslenerek cinsel olgunluğa erişir ve daha sonra da çiftleşerek yumurta bırakır. Döl (Nesil, kuşak), bir böceğin yumurtadan çıkıp tekrar ilk yumurtasını bırakana kadar geçen süredir.

II. Takım: Neuroptera (Sinirkanatlılar):

Bu takım yumuşak ve narin vücutlu böcek türlerini kapsar. Diğer böcek takımlarına ait türlerden en önemli farklılığı, kanatlarının özel bir yapıya sahip olmasıdır. Sinirkanatlılar genellikle zayıf uçuşa sahip olup birçok enine ve uzunluğuna damarlara sahiptir. Üzerleri kıllı veya kılsız, saydam, damarımsı veya bazen ince, beyaz, toz şeklinde mumumsu bir maddeyle örtülmüş olabilir. Erginlerde vücut uzun, silindir şeklinde, ya da tıknaz yapıdadır. Deri yumuşak, nazik, bazen sert, kıllı bazen de beyaz mumumsu bir tozla örtülü olabilir. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Mandibula’ları kuvvetlidir. Larvaları genellikle yumuşak vücutlu böcek ve akarlar üzerinde avcıdır. Biyolojik savaşta yararlanılan çok sayıda türe sahip önemli bir böcek takımıdır.

III. Takım: Lepidoptera (Kelebekler, Pulkanatlılar):

Diğer böceklerden, derimsi, pullu, nadiren kıllarla donatılmış iki çift kanadının olmasıyla ayrılır. Erginlerin ağız tipi emicidir. Hortum çok fazla uzamış bir yapı halindedir. Başta, özellikle gece uçanlarda daha belirgin olan bir çift büyük bileşik göz vardır. Uçma sırasında çoğunlukla özel bir bağlanma sistemiyle her iki kanat da birbirine kilitlenerek hareket ettirilir. Böcek takımları içinde, kanadı, gövdesi, bacakları pulla tamamen örtülü tek takım kelebeklerdir. Kelebeklerde çiftleşme yaklaşık 60-90 dakika sürer. Bıraktıkları yumurta sayısı 40-2000 arasında değişir. Bazı tırtıllar koza örer.

Koza (Kokon): Tırtılların pupa olmadan önce kendilerini daha iyi korumak için ağ bezlerinden salgıladıkları salgıda bulunan ipeğimsi bir iplikçik yardımıyla ördükleri sık dokulu bir korunaktır.

Dişi kelebeklerin kendi erkeklerini cezbeden çok etkili bir koku, yani çiftleşme feromonu salgıladıkları bilinmektedir.

Çiftleşme Feromonu: Genellikle ergin dişi böcek tarafından salgılanan ve aynı türün erkek böceklerinin çiftleşmeye davet eden kokudur.

IV. Takım: Hymenoptera (Zarkanatlılar, Arılar):

Balarıları, eşekarılarını ve karıncaları da kapsayan bu takım en önemli böcek takımlarından biridir. Adlarını iki çift zar gibi kanatlara sahip olmalarından dolayı alır. Bileşik gözler özellikle balarılarının erkeklerinde başın üst orta kısmında birbirine değecek şekilde gelişmiştir. İnce belli arılarda baş, boyuna oldukça serbest hareket edecek şekilde bağlanmış olup başın hareket kabiliyeti artmıştır. Birinci çift kanatları daha büyük olduğu için, orta göğüs bölmesi daha fazla gelişmiştir.

Symphyta , alttakımına bağlı türlerin dişileri testere şeklinde yumurta bırakma borusu taşır. Apocrita alt takımında ise ovipozitor bir iğneye ya da delici bir organa dönüşmüştür.

Symphyta : Zarkanatlılar takımına bağlı bir alttakım olup, özelliği göğüsün karına bağlandığı yerin kalın olmasıdır.

Apocrita : Zarkanatlılar takımına bağlı bir alttakım olup, özelliği göğüsün karına bağlandığı yer ince bir sap şeklindedir.

Eşeysel dimorfizm yaygındır. Sosyal yaşayanlarda sosyal dimorfizm görülür. Bir kısmında eşey ve sosyal kastlara bağıl olmadan mevsimsel dimorfizm görülür. Bazı yaprak arıları avcılıkla, bazı arılar ise avlarını emmek suretiyle parazitoit olarak yaşar.

Eşeysel Dimorfizm : Aynı türün erkek ve dişilerinin görünüm olarak birbirinden çok farklı olmasıdır.

Sosyal Dimorfizm : Aynı türün bireylerinin o toplumda yaptıkları görevden dolayı görünüm olarak birbirinden çok farklı olmasıdır.

Mevsimsel Dimorfizm : Bir bireylerin mevsimlere göre birbirinden çok farklı olarak görünmesidir.

Yalancı tırtıl, abdomende 6-8 çift yalancı bacak vardır ve bunların ilki abdomenin ikinci bölmesinde yer alır. Arılardan Symphyta alttakımında görülür.

V. Takım: Dıptera (Sinekler, İkikanatlılar):

Sineklerin, diğer böcek takımlarından farkı, arka kanatlarının olmaması ve her bir kanadın “halter” denen topuz şeklinde görünen bir denge organlarına dönüşmesidir. Erginleri sokucu-emici ya da yalayıcı-emici ağız tipine sahiptir. Larvalar bacaksızdır Bazen sivrisinek larvalarında olduğu gibi gözler de vardır. Larvalarına bazen “kurtçuk” da denir. Bitkilerde asıl zararı yapan larvadır.