ETKİLİ İLETİŞİM TEKNİKLERİ - Ünite 8: Sözsüz İletişim: Etkili İletişimin Temeli Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Sözsüz İletişim: Etkili İletişimin Temeli

Giriş

İletişim temelde, herkesin farkında olduğu ancak tam olarak tanımlayamadığı bir olgu olarak karşımıza çıkar. Aslında iletişim insan hayatının her alanıdır. Bu anlamda, iletişim de iki farklı bakış açısı söz konusudur. İlk bakış açısı ile yapılan yaklaşım, kaynak ile alıcının iletiyi nasıl kodladığı ve kod açımını nasıl yaptığı ile ilgilenir, dolayısı ile etkililik ve doğruluk bu yaklaşımda büyük önem taşır. İkinci yaklaşım iletişimi anlamların oluşturulması ve değişimi olarak görür. Bu yaklaşım iletilerin veya metinlerin anlam oluşturmak için insanlarla nasıl etkileşimde bulunduklarına bakar. İletişim canlı olma özelliğini gösteren bütün varlıkların ortak özelliklerinden birisidir. Bu yönüyle iletişim şüphesiz genel olarak bütün canlılarda ileti alışverişi boyutunda var olan bir olgudur. Fakat özellikle insan türünün içinde bulunduğu koşulların belirleyicisi olması yönünden oldukça önemli bir olgudur.

Kültür ve İletişim

Günümüz toplumlarının yapısı, toplumsal ilişkilerin gelişmesine paralel olarak, insanların karmaşık bir şekilde bir araya gelmesinden meydana gelmiştir. Her toplumda, maddi ihtiyaçları karşılamak üzere var olan tekniğin yanı sıra, bir ölçüde tekniğe de bağlı olan ilişkilerini düzenleyen kurallar, gelenekler, düşünceler ve kişisel düşünceler vardır. Bu durum kültür adı verilen ortak bir olguyu tanımlamaktadır. Kültür kelimesinin kökeni Latince bir deyim olan Cultura’dan (colore:ekip biçmek) gelmektedir. Toplumsal gelişmenin belli bir evresine kadar kültür ile uygarlık kavramları birbirinden tamamen farklı olgular olarak nitelendirilmiştir. Oysa bu iki kavram artık belli bir iç-içelik ve eş-anlamlılık göstermektedir. Kısacası bilimsel alanda kültür; uygarlıktır, toplumsal anlamda kültür; eğitim sürecinin ürünüdür, estetik alanda kültür; güzel sanatlardır ve maddi (teknolojik) ve bilimsel alanda ise kültür, üretme, tarım, çoğaltma ve yetiştirmedir. Toplum bilimsel açıdan kültür; Tarihsel toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü olarak tanımlanabilir. Kültür insanın ortaya koyduğu ve içinde insanın var olduğu tüm gerçeklik demektir. Bu yaklaşıma göre kültür denilince, içinde insan varlığının görüldüğü her şeyi anlamak mümkündür. Bu bakımdan antropolojik açıdan kültür, insanın bir toplum üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk ve törelerle her türlü beceri ve alışkanlıklarını içeren karmaşık bir bütündür.

Kültürü Oluşturan Öğeler

Kültür insanla vardır. İnsanların belli bir toplumsal yapı içerisinde bulunmaları bazı temel gereksinimleri doğurur. Fakat her toplumda yapılanmaya paralel olarak toplumsal gereksinimlerin karşılanma biçimi de değişik olabilir. İnsanların gereksinimlerini karşılamak için ürettiği materyaller, insan kültürünün maddi yanını oluşturan maddi kültür öğeleridir. Maddi kültür öğelerinin yanı sıra, kişilerarası ilişkileri düzenleyen, grup ve toplumları oluşturan birtakım manevi değerler ve bağlar da söz konusudur. Bu değerler toplamı da kültürün manevi tarafını oluşturmaktadır.

Kültür Çeşitleri

Bu bölümde Kültür çeşitleri üzerinde durulacaktır.

  1. Genel Kültür
  2. Alt Kültür(Subculture)
  3. Karşıt(Counter Culture-Countraculture)

1.Genel Kültür : Kültür olgusunun tanımı en genel anlamıyla tekrarlanırsa, ‘’Toplum üyelerinin öğrendiği ve paylaştığı bütün değerler, inançlar ve davranış kalıplarıdır. Bir toplumda bildiğimiz, öğrendiğimiz ve yaptığımız her şey’ ’olduğu söylenebilir. Bu bağlamda genel kültür kavramını bir toplumun sahip olduğu bütün kültürel yapı olarak düşünmek mümkündür.

2.Alt Kültür(Subculture) : Hiçbir toplumsal yapıda kültür, her toplumsal kesim ve grup için tek bir biçim ve yapıda da değildir. İşte bir kültür içinde, toplumsal bir takım farklılaşmalara göre belirlenen değişmeler alt-kültür kavramı ile dile getirilir. Örneğin göçmen grupları, geldikleri ülkede kendi öz değerlerini korumayı sürdürürler. Bu bağlamda alt kültür, genel kültürdeki birtakım değerlerin ve inanışların paylaşılması, fakat aynı zamanda bazı kişilerle, yine o toplum içinde başka değerlerin de paylaşılması biçiminde tanımlanabilir.

3.Karşı Kültür(Counter Culture-Contraculture) : En Basit manada karşı kültür, toplumun birtakım değerlerine ters düşen bir kültür alt grubudur biçiminde tanımlanabilir. Aslında yapısal olarak karşıt kültürlerde bir alt kültürdür. Ancak, karşıt kültürlerin toplumla farklılaşması rastlantısal değildir. Karşıt kültürlerin üyeleri farklılaşmanın ve dolayısı ile karşıtlığın farkındadır ve toplumun genel davranış kalıplarının dışında var olmak istemektedir. Bu bağlamda karşıt kültürü, toplumun bütün değerleri ile olan karşıtlıkların bileşkesi olarak ele almak mümkündür. Örneğin 1950’lerin beatnikleri. 1960’ların çiçek çocukları ve 1970’lerin ilaç kullanma tutkunları değişik tür toplum dışı gruplar bu başlık altında ele alınabilir.

Sözsüz İletişim

İletişimimizin bir yönünü sözsüz iletişim oluşturur. Başka deyişle, günlük yaşamda gerçekleştirilen ilişkilerde başvurulan simgesel kodlar içinde sözsüz olanlar, anlam yaratmada ve paylaşmada çoğu kez bilincinde olmaksızın ama kaçınılmaz olarak sürekli kullanılırlar. Yapısal olarak ya da kullanılan kodlara göre iletişim ikiye ayrılır.

  1. Sözel İletişim(Verbal Communication)
    • Konuşma-Dinleme
    • Yazma-Okuma
  2. Sözsüz İletişim(Non-Verbal Communication)

Sözsüz İletişim Kavram ve Tanımı

İnsan bilerek yahut bilmeyerek, çoğunlukla farkında olmaksızın günlük hayatta sözsüz iletişimi ve beden dilini son derece etkili kullanır. İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerinin değil; yüzü, eli. kolu ve bedeniyle yaptıklarının ayrımına varır. Çünkü yüz ifadeleri, el ve kol hareketleri, bedenin duruş tarzı, sesin tonu gibi sözsüz masajlar kullanarak da iletişim kurulur. O halde sözsüz iletişim söz dışındaki sesleri de içeren, sözel(verbal)olmayan göstergelerden oluşan iletişim kodlarıdır. Şekil(8,1)’de görülen İletişim matrisinde sözel ve sözsüz davranışları ayırarak tanımı daha anlaşılır hale getirmek mümkündür.

  1. Sözel İletişim Davranışları : Yüksek ve işitilebilir sözel ifadeler dillendirildiğinde oluşan durumdur. Örneğin, ‘Ben burada ne arıyorum?’’ Bu cümlenin nasıl söylendiği burada konu dışıdır.
  2. Sessiz-Sözel İletişim Davranışları : Örnek olarak, işitme engelliler için geliştirilen alfabe, ya da Amerikalı yerlilerin törensel işaret dili bu grupta yer alır.
  3. Sesli-Sözsüz İletişim Davranışları : Bunlar söylenilen şeyin içeriğinden çok nasıl söylendiği ile ilgilidir. Sesin yumuşaklığı, sesin yüksekliği, rengi ve konuşma hızı gibi nitelikleri içerir.
  4. Sessiz-Sözsüz İletişim Davranışları : Bu davranışlar, sesi dışarıda bırakarak anlam aktarmak için kullanılan tüm davranışları içerir. Örneğin vücut biçimimiz, duruşumuz, giyimimiz, saçımız, yüz ifademiz, mekânın kullanımı gibi. Bu kategori sözsüz iletişimi en geniş biçimde kapsayan kategoridir.

Sözel ve Sözsüz İletişim Karşılaştırılması

  1. Yapılandırılmış ve Yapılandırılmamış Olmak : Sözel iletişim, sözsüz iletişime göre daha fazla yapılandırılmıştır. Sözel iletişimin yasaları ve gramer kuralları vardır. Bu her dilde (Almanca, Arapça, İngilizce) böyledir. Sözsüz iletişim durumları çoğu kez bilinçsizce başka deyişle, istendik olmadan, kasıtsız gerçekleştirilir. Dolayısıyla her zaman çok kesin kuralları olmadığı için, sözsüz iletişim kodlarını doğru kodlayabilmek için tüm değişkenlerin (bağlam, yer, zaman kaynak vb.) dikkate alınması gerekmektedir.
  2. Linguistik Olmak ya da Linguistik Olmamak : Sözsüz iletişim için her zaman özel bir yapı veya yapılandırma söz konusu olmadığı için, sözsüz iletişim sisteminde üzerinde ortaklaşılan az sayıda belirli sembollerden bahsedilebilir. Belli bazı kültürlerde baş sallamak ‘evet’ anlamına gelirken başka bazı kültürlere ‘hayır’ anlamına gelir.
  3. Sürekli Olmak ya da Sürekli Olmamak : Sözel İletişim bir bakıma sürekli olmayan parçalardan oluşurken, sözsüz iletişim belli bir süreklilik gösterir. Sözsüz iletişimi ortak mekânlardan ayırmadıkça durdurmak söz konusu değildir. Diğer insanlarla birlikte olunmadığı durumlarda bile vücutlarımız, duygularımız, aklımız uyanık olduğumuz sürece sürekli olarak izlemek zorunda olduğumuz kodlar yollar. Örneğin bir tartışma sözlerde bitebilir ancak, yüz, yüzün rengi, nefes alış-veriş sıklığı, vücut hareketleri gibi sözsüz iletişim kodları ile çoğunlukla devam eder.
  4. Doğuştan Getirilen veya Öğrenilmiş Olmak : Sözel İletişimin tamamı ve sözsüz iletişimin bir bölümü toplumsallaşma ve belli bir kültüre uyumsama süreci içerisinde öğrenilir. Burada sözsüz iletişim açısından asıl vurgulanması gereken nokta, kasıtlı ve kasıtsız sözsüz iletişim kodları arasındaki farklılıktır. Kasıtlı sözsüz iletişim kodları çok büyük oranda öğrenilir, kasıtsız sözsüz iletişim kodlarının çok büyük bir çoğunluğu ise doğuştan getirilir. Örneğin belli konularda engelli olmayan her insan doğumundan itibaren ses çıkarma yeteneğine sahiptir.
  5. Beynin Sağ ya da Sol Lobunda İşlenme : Yapılan araştırmalar uzamsal, resimsel, geştalt tasarımları gibi örnekleri içine alan sözsüz uyarımların beynin sağ lobunda işlendiğini açıklar. Bunun tersine sözel uyaranların büyük çoğunluğu başka deyişle, analitik ve mantıklı tasarımlar da beynin sol lobunda işlenir.

Sözsüz İletişimin İşlevleri

  1. Tamamlama : Bir iletiyi(sözel iletiyi) tamamlamak, etkisini arttırmak işlevidir. Örneğin ses tonu, yüz ifadesi, el kol hareketleri, insanlar arası uzaklık hep sözel iletiyi tamamlar. Sınıfta öğretmen bağırır öğrenciler durmaz. Sonra, yumruğunu masaya vurarak sert bir ses tonuyla, kızgın bir yüz ifadesi ile bağırır.
  2. Çelişme\Yalanlama : Bazı zamanlar, sözel iletimlerimiz ile sözsüz iletimlerimiz birbiri ile çelişir. Gülmek zorunda kaldığımız durumları düşünelim. Aslında gülmek istemiyor ama zorla gülüyor olabiliriz. İnsanlar böyle bir çelişki ile karşılaştıklarında sözsüz iletişime güvenme eğilimindedirler.
  3. Tekrarlama : Tamamlamadan farklıdır. Örneğin kahvehanede iki çay isterken kahveci sizi duysa bile sözlü olarak söylemenin yanında bir de elinizle iki işareti yaparsınız.
  4. Düzenleme : Bu işlev genellikle bir sözel diyaloğu düzenlemek için kullanılır. Örneğin yanıt verme, onaylama, kabul, ret, durdurma, devam et ve anladım gibi anlamlara gelen dokunma, baş sallama, bakış, el hareketleri ile ortak kodlar karşılıklı konuşmanın düzenlenmesine yardım eder.
  5. Yerini Alma : Yerini alma işlevi, bazı nedenlerden ötürü, sözel iletişimin sözsüz iletişime dönüştüğü durumlarda söz konusu olur. Başka bir deyişle, sözel olan bir anlatımın sözsüz bir işaretle yer değiştirmesidir.
  6. Vurgulama : Sözlü iletilerdeki önemli bir noktayı vurgulamak için kullanılır. Örneğin iyi bir konuşmacı, konuşmasının önemli bir noktasından önce ya da sonra bir süre duraklar.
  7. Resmetme İşlevi : Sözlü kelimelerle eşlik eder ve vurgu ile ekleme yapar. Elle kaçan balığın büyüklüğünü gösterme ya da parmaklarla bir cismin küçüklüğünü, elle kitabın kalınlığını ifade etmek gibi.

Sözsüz İletişim Kodlarının Ortak Özellikleri

Yukarıda ki işlevlerine bağlı olarak sözsüz iletişimin kodlarının ortak özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür.

  • İletişim yokluğunu olanaksız kılmak.
  • Duyguları ve coşkuları yetkin biçimde dile getirebilme.
  • İnsanlararası ilişkileri tanımlamak ve belirlemek.
  • Sözel içerik hakkında bilgi vermek.
  • Kültüre göre biçimlenmek.

Sözsüz İletişim Kodlarının Sınıflandırılması

  • Fiziksel Görünüm-Vücut Biçimi, Tipi, Büyüklüğü.
  • Giyinme, Aksesuarlar, Takılar ve Maddeler
  • Vücut Hareketleri ve Vücudun Duruşu
  • Mimikler(Yüz İfadeleri) ve Gözler.
  • Çevre, Kişisel Mekân Algısı ve Kalabalık
  • Dokunma.
  • Ses Karakteristikleri, Nitelikleri ve Susma-Ses Dili.
  • Koku ve Tat.
  • Kültür ve Zaman
  • Renk ve Renk Tercihleri

Sözsüz İletişimde Toplumsal Cinsiyet Farklılıkları

Toplumsal cinsiyet (gender) kavramı, insanların biyolojik cinsiyetlerinin ötesinde toplum kültürü tarafından belirlenen davranış, ilişki, yaşayış biçim ve kalıpları şeklinde tanımlanabilir. Kadın ya da erkek olmak konusunda toplumun belirlediği kurallar hayatın her alanına yansır. Bu kurallar farklı kültürlerde farklı biçimlerde ifadesini bulabilir. Kadınlar ve erkeklerin sözsüz davranış farklılıklarının açıklanmasında en yaygın düşünce Henley’in cinsiyet-statü kuramıdır. Buna göre kadın ve erkek cinsiyetleri arasındaki farklılıklar, kadınlar ve erkeklerin toplumsal hayat içerisinde sahip oldukları güç-statü farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Araştırmacılar cinsiyetler arası davranış farklarının cinsiyet özelliklerinden kaynaklandığını, toplumsal hayattaki statü farklılıkları ile bir ilgisi olmadığını ortaya koymuşlardır. Bu söylenenlere bağlı olarak, kadın erkekler sözsüz iletişimin farklı noktalarına odaklanma eğilimi göstererek farklı biçimlerde iletişim kurar. Genel olarak kadınlar sözsüz iletişimin daha yüksek düzeylerini tercih ederler. Kadınlar genel olarak sözsüz iletişimi kişisel bağlantılar kurmakta kullanırken erkeklerin kullandığı sözsüz iletişim güç ve baskınlığın eşlik ettiği paralel davranışlar olma eğilimi gösterir. Kadın ve erkek arasındaki sözsüz iletişim farklılıkları daha çok vücut hareketleri, bakış ve göz teması, dokunma ile alan ve alan kullanımı başlıklarında yoğunlaşır.

Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Sözsüz Davranış Farkları: Alanla ilgili genel meta- değerlendirmeler incelendiğinde kadın ve erkek cinsiyetlerinin farklılıkları şu şekilde özetlenebilir: Kadınlar erkeklerden daha fazla gülümserler; etkileşime girdiği kişiye daha fazla bakarlar; daha fazla jest yaparlar; daha fazla onaylama anlamında baş sallar ve eğilirler; başkalarına daha fazla yaklaşırlar; kendilerine daha sık dokunurlar ve yüz ifadeleri duygularını ifade etmede daha anlamlıdır. Öte taraftan erkekler daha rahatsız vücut hareketleri yaparlar; daha yüksek sesle konuşurlar; daha fazla konuşma hataları (kelime tekrarları, unutmaları, dil sürçmeleri, cümle düzeltmeleri, eksik cümleler) ve duraklama dolgusu yaparlar(eee-ııı gibi).Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde kadınların başkalarını doğrulukla değerlendirmede erkeklerden daha başarılı olduklarını söyleyebiliriz.

Daha Gelişmiş İletişim İçin Sözsüz İletişim Kullanımı İpuçları

  • Diğerlerinin yanında kendinizi rahatlatın, rahat hissetmenizi sağlayın. Fiziksel olarak çok uzak yahut çok yakın durmayın
  • Rahat, gerilimsiz ve özenli, dikkatli olun. Kabul görmek için diğerine doğru hafifçe eğilin. Dikkatsizce gevşek durmak ve oturmak ile katı, dimdik durmak ve oturmaktan kaçının.
  • Sık sık göz teması sağlayın. Gözlerinizi dikmekten, keskin ve düşmanca bakmaktan veya uzaklara bakmaktan kaçının.
  • Diğerleri konuşurken başınızı sallayarak onaylama iletisi gibi sözsüz iletiler yollamayı ihmal etmeyin.
  • Hareketlerinizin düzgün ve kesintisiz olmasını sağlayın. Onların dikkat çekmek için kelimelerinizle yarışmasına izin vermeyin. Hareketlerinizin duygusal engellemelere yol açmasından kaçının.
  • Konuşma hızınızın ortalama hızda hatta biraz düşük olmasına dikkat edin. Sabırsız ya da tereddütlü konuşmayın. Soğuk ve sert konuşmalardan uzak durun.
  • Açıkça işitilebilecek bir ses yüksekliği ayarlayın. Sesinizin çok yüksek veya çok yumuşak olmamasına dikkat edin.
  • Ayağınız ve bacaklarınızın engelleyici olmamasına dikkat edin. Onları bir sınır ya da engel olarak kullanmaktan özenle kaçının.
  • Uygun ve gerekli olduğunda gülümseyin. Cana yakın ve samimi görünün ve olun.
  • Uzun konuşmalar konusunda hep dikkatli olun. Kapalı gözler veya esneme genellikle iletişimi engeller. Hatta keser.