EV ENDÜSTRİSİ - Ünite 2: Ev Endüstrisi Gelişim Süreci Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Ev Endüstrisi Gelişim Süreci

Dünyada Ev Endüstrisinin Gelişimi

18. yüzyılın o güne kadar insanlık tarihinde “en çok değişen” ve “en çok değiştiren” yüzyıl olduğu ifade edilmektedir.

Ev endüstrisinin dünyadaki gelişim süreci Sanayi Devrimi’nden önceki dönem, Sanayi Devrimi’nden sonraki dönem ve günümüzde teknolojik gelişmeler, küreselleşme ve esnekleşmeyle ev endüstrisi şeklinde üç başlık altında incelenebilir:

Sanayi Devrimi’nden Önceki Dönem

Çalışma ilişkileri açısından 10. yüzyıla kadar geçen dönemde üretim aile ekonomisi ve kölelik sistemi çerçevesinde gelişmiştir.

Aile ekonomisi kapsamında aile bireyleri tarafından satış amacı olmaksızın sadece ailenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretimde bulunulmaktadır.

10. yüzyıldan 15. yüzyılın sonuna kadar süren feodal dönemde, tarımla uğraşan ve köylerde yaşayanların dışında kalan nüfus şehirlerde el sanatlarıyla uğraşmaya başlamışlar ve aile ekonomisi içinde yapılan üretimden farklı olarak pazara, satış amacı olan üretim yapılmaya başlanmıştır.

16. yüzyıldan 18. yüzyılın sonlarına kadar devam eden dönemde, feodal düzen yıkılmaya ve kuvvetli idari merkezler kurulmaya başlanmıştır. Bu dönemde, aynı şehirde faaliyette bulunan ve aynı mesleği icra edenlerin biraraya gelmek suretiyle oluşturdukları lonca adı verilen meslek örgütleri oluşturulmuştur.

Liberalizm akımlarının gelişmesi, fabrika sanayisinin meslek örgütlerini yok etmeye başlaması ve kapitalist ev endüstrisinin yayılması lonca sisteminin çöküşünü hazırlayan nedenler olarak karşımıza çıkmaktadır. 15. ve 16. yüzyıllarda ortaya çıkmaya başlayan ve önce İtalya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve daha sonra Almanya’da yerleşen kapitalist ev endüstrisi meslek örgütlerinin yıkılışında etkili olmuştur.

18. yüzyılda İngiltere ve İskoçya’da, demirden imal edilen ve mekanik bir şekilde işletilen iplik makineleri ve mekanik dokuma tezgahlarının keşfi ve bunların fabrikalarda kurulmasıyla birlikte ev endüstrisi kapsamında çalışanların durumlarında kötüleşme yaşanmaya başlamıştır. Çünkü iplik makinesi ile el veya çıkrık ile iplik eğirenlerin yaptığı iş daha kolay, çabuk ve daha iyi bir şekilde yapılmıştır. Bunun sonucunda da ev endüstrisi kapsamında iplik eğirmek suretiyle geçimlerini sağlayan birçok kişi zor duruma düşmüştür.

Sanayi Devrimi’nden Sonraki Dönem

Sanayi Devrimi ile birlikte üretimin niteliği tamamen değişmiş, elle yapılan üretimden kitle üretim, seri üretim, yığın üretim adı verilen makinelerle fabrikalarda yapılan üretime geçilmiştir.

Bu dönemde ev endüstrisi kapsamında evde üretim yapan kişiler, fabrikalarda yapılan üretimle rekabet edemedikleri için evde yaptıkları üretimi bırakıp fabrikalarda çalışmaya başlamışlardır

Sanayi Devrimi’nden sonraki dönemde, klasik liberal düşüncesinin etkisiyle devlet çalışma hayatına ilk önce müdahale etmemiştir. Ancak, toplumsal baskıların etkisiyle zaman içinde çalışma hayatını yönelik düzenlemeler başta İngiltere olmak üzere tüm ülkelerde yapılmaya başlanmıştır.

İngiltere’de ilk olarak 1890 yılında ev endüstrisi kapsamında evde yapılan çalışmaları hedefleyerek yetersiz ücret, uzun çalışma süreleri ve sağlıksız çalışma koşullarıyla ilgili bir araştırma yapmışlardır.

İngiltere’de ev endüstrisinde çalışanların korunmasına ve çalışma şartlarının düzenlenmesine ilişkin olarak 1901 yılında Fabrikalar ve Atölyeler Kanunu’nda yapılan değişiklikle iş müfettişleri yerine mahalli yönetim makamı tarafından evlerde çalışanların kayıtlarının tutulması ve ilgili bakanlığın özel emriyle belirlenecek işkollarındaki bütün çalışanlara bu kayıt işlemi zorunluluğu getirilmiştir.

Ev endüstrisinde çalışanların kayıtlarının tam olarak tutulamaması ve bu kayıtların tamamlanması yönünde fazla çaba harcanmaması nedeniyle ev endüstrisinde çalışanlar genellikle kanuni düzenlemelerin dışında kalmışlardır.

Ev endüstrisinde çalışanlar açısından ortaya çıkan bir olumsuz durum da ücretlerin düşüklüğüdür. Ücretlerin düşük olmasında aşağıdaki nedenlerin etkili olduğunu söyleyebilmek mümkündür.

  • Evde çalışma, birçok durumda tarım işi gibi başka bir işle birleşmekte ve bu tür çalışmada beklenen ücret bazı kişiler için tamamlayıcı bir nitelik taşımasından ötürü normal ücret düzeyinin altında kalmaktadır.
  • Ev endüstrisinde çalışmanın daha ziyade kadınlar, yaşlılar ve çocuklar tarafından yapılması nedeniyle önerilen her ücret kabul edilmektedir.
  • Ev endüstrisindeki çalışmalar, çok düşük bir ücret karşılığında olsa bile evde kalabilmek için çocuklu ve evli kadınlar tarafından tercih edilmektedir.
  • Ev endüstrisinde evde çalışanların ücret düzeylerinin düşük olmasının bir diğer nedeni de, bu işçilerin güçsüz olmalarıdır.

Ev endüstrisinde çalışanlara yönelik rutin kontroller yapılamamaktadır. Ev endüstrisinde iş yaptıran işverenlerin denetimi, doğrudan bir denetim olmak yerine başka nedenlerle ve tesadüfi olarak yapılan denetimlerdir.

1901 yılında kabul edilerek evde çalışanların korunmalarını amaçlayan Kanun, İngiliz toplumsal tarihi için ilerici bir adım olarak kabul edilmektedir. Bu Kanun evlerde çalışanların asgari sağlık koşulları içinde çalışabilmelerinin sağlanması amaçlanmış ve ücretleri de kanunlarla güvence altına alınmaya çalışılmıştır

Almanya’da 1903 yılında çocukların evde çalışmasını yasaklayan bir kanun çıkarılmıştır. 1911 yılında evde çalışanların çalışma koşullarına değinen kanun ve bunun takiben 1923 yılında da evde çalışanların ücretleriyle ilgili bir başka kanun yürürlüğe girmiştir. 1913 yılında Kanada’da, 1933, 1938 ve 1940 yıllarında ise Hollanda, Norveç ve Uruguay’da da kanunlar çıkarılmıştır. Günümüzde birçok ülkede, evde çalışanlara yönelik düzenlemeler bulunmaktadır.

Zaman içinde teknolojik gelişmelere bağlı olarak ev endüstrisi kapsamında yapılan işlerin bazılarında da teknolojinin kullanılması, hizmet sektörünün yaygınlaşması ve buna bağlı olarak daha nitelikli işlerin de ev endüstrisi kapsamında yapılması söz konusu olmuştur.

Günümüzde: Teknolojik Gelişmeler, Küreselleşme ve Esnekleşmeyle Ev Endüstrisi

Teknolojik gelişmeler vasıflı işgücü üzerinde olumlu etkiler yaratırken vasıfsız işgücü üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkarmıştır.

İşverenler, üretimin dışsallaştırılmasında alt işveren uygulaması, işin fason üretimle yaptırılması gibi çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Bu kapsamda da ev endüstrisinden yararlanılarak işlerin bir kısmının işyeri dışına evlere kaydırılması gündeme gelmektedir.

Kayıt dışılık, 1980’ler sonrasında yaygınlaşmaya başlamış ve 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde ise özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinde önemli boyutlara ulaşmıştır.

Teknolojik gelişmelerle birlikte vasıflı çalışanların kendilerini daha rahat hissettikleri ortamlarda çalışma isteğine bağlı olarak evde çalışmayı tercih etmektedirler.

Günümüzde, Amerika Birleşik Devletleri’nde Adil Çalışma Standartları Kanunu’na (The Fair Labor Standards Act) göre, işin yapıldığı yerin bir önemi bulunmamaktadır. Çalışma Bakanlığı, evde çalışanları bağımsız çalışan olarak kabul etmektedir. Adil Çalışma Standartları Kanunu’na göre evde çalışanlar, işçi olarak kabul edilmekte ve Kanunun sağladığı tüm haklardan yararlandırılmaktadırlar.

ILO’nun 177 sayılı Sözleşmesi ve 184 sayılı Tavsiye Kararı dışında doğrudan doğruya evde çalışanlarla ilgili olmasa bile onlardan söz eden ve onlara yer veren başka sözleşmeleri de vardır. Ayrıca ILO’nun evde çalışanları kapsamına almakla birlikte sözleşmeyi onaylayan ülkelere ulusal mevzuatlarının evde çalışanlara uygulanması konusunda çekince koyma izni veren sosyal güvenlik sözleşmeleri de bulunmaktadır.

Avrupa Birliği’nin de evde çalışanlara yönelik çalışmaları bulunmaktadır. 27.05.1998 tarihinde Avrupa Komisyonu, ILO’nun 20.06.1996 tarihinde kabul ettiği 177 sayılı Evde Çalışma Hakkında Sözleşmesi’nin onaylanmasına ilişkin bir tavsiye kabul etmiştir.

Avrupa Konseyi’nin evde çalışanlara yönelik araştırma ve çalışmaları bulunmaktadır. Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan raporda evde çalışmaya ilişkin tanımlara yer vermiştir.

Türkiye’de Ev Endüstrisinin Gelişim Süreci

Avrupa’da yaşanan Sanayi Devrimi’nin koşullarının Osmanlı İmparatorluğu’nda oluşmaması nedeniyle aynı dönemde Sanayi Devrimi yaşanmamıştır. Türkiye’de sanayileşme alanındaki gecikmelere bağlı olarak hukuki düzenlemeler konusunda da gecikme yaşanmıştır. Ülkemizde gerçek anlamda sanayileşmenin Cumhuriyet döneminden sonra gerçekleşmesi nedeniyle Türkiye’de ev endüstrisinin gelişim sürecini Cumhuriyet’ten önceki dönem ve Cumhuriyet dönemi şeklinde iki başlık altında incelenebilir.

Cumhuriyet’ten Önceki Dönem

Osmanlı İmparatorluğu, zaman içinde ekonomik yönden çeşitli değişimler geçirmekle birlikte varlığı süresince bir tarım ülkesi olmuştur buna bağlı olarak da uzun süre makineye ve makineleşmeye en çok direnen ve Sanayi Devrimi’nin getirdiği yeni üretim yöntemlerine kapalı kalan ülkelerden biri olma özelliğini hep korumuştur.

Ev endüstrisi, Osmanlı İmparatorluğu’nda da uzun yıllar mevcut olmuştur. 1600-1615 yıllarında Ankara’da tüccarlar, hammaddeyi köylü veya şehirli üreticiye vermekte ve belirli bir ücret karşılığında evlerde sof dokutturmakta veya boyattırmaktadırlar.

1900’lü yılların başlarında ise Anadolu’nun birçok bölgesinde evlerde halı dokunmaktadır.

Sanayi Devrimi sonrasında geliştirilen makineleri ithal edip kullanan imalathane ve fabrikaların “kapitalist ev endüstrisi” kapsamında Avrupa’da olduğu gibi evde çalışanların işgücünden yararlanmaları da karşımıza çıkmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nda işçi ve işveren ilişkileri, 1908 Meşrutiyet dönemi ile başlamaktadır.

1913-1915 Sanayi sayımlarında kunduracılıkta, pamuk ipliği üretiminde ve pamuklu dokumacılıkta evde çalışma belirlenmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda ev endüstrisi kapsamında evde çalışanlar olmakla birlikte o dönem içinde ev endüstrisi kapsamında çalışanlara yönelik bir düzenleme karşımıza çıkmamaktadır.

Türkiye’nin ilk medeni kanunu ve 1876 yılında tamamlanan Mecelle’de, insan çalışması kira akdi çerçevesinde düzenlenmiş ve oldukça liberal bir görüşe dayandırılmıştır.

Cumhuriyet Dönemi

Ülkemizde Cumhuriyet’in başlangıç yıllarında ekonomi tarımsal bir yapıya dayanıyor ve ilkel geleneksel yöntemlerle üretim yapılıyordu. 1930’lu yıllardan itibaren devlet, sanayileşme hareketi içinde etkin rol oynamaya başlamıştır.

Cumhuriyet döneminde, ev endüstrisi kapsamında küçük atölyeler şeklinde oluşturulan dokumacılık alanı ve özellikle halı dokumacılığı bulunmaktadır.

Cumhuriyet döneminde ev endüstrisinde kadınların dışında çocukların da yaygın bir şekilde çalıştıkları görülmektedir.

Ülkemizde yaşanan iç göçle birlikte şehirlere gelen vasıflı olmayan kişilerin iş bulamaması ve geçimlerini sağlamak için ev endüstrisi kapsamında evde çalışmaları da karşımıza çıkan bir durumdur.

1936 tarih ve 3008 sayılı İş Kanunu, ilk iş kanunu olması nedeniyle Türk çalışma hayatı açısından bir dönüm noktasıdır. Kanunun uygulanmasını sağlamak amacıyla çok sayıda tüzük çıkarılmıştır.

1980’li yıllarda liberal politikalara geçilmesi ve dışa açılma politikalarının uygulanmasıyla birlikte ülkemizde bulunan işyerleri yoğun bir rekabetin içinde olmuşlar ve varlıklarını devam ettirebilmek için maliyetlerini düşürecek politikalara yönelmişlerdir ve dolayısı ile bu yıllarda ev endüstrisi kapsamında çalışanlara iş verilmesi yaygınlaşmıştır.

DPT tarafından hazırlanan 1986 yılı Programında eve iş verme sisteminin teşvik edilmesine yönelik ifadeler bulunmaktadır.

2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nda “Evde Hizmet Sözleşmesi” başlığı altında bazı hükümlere yer verilmiştir.

Ülkemizde, ev endüstrisinde çalışanlara yönelik sadece Türk Borçlar Kanunu’nda “Evde Hizmet Sözleşmesi” başlığı altında bazı maddeler yer almaktadır.