EV ENDÜSTRİSİ - Ünite 8: Çalışma İlişkileri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Çalışma İlişkileri

Giriş

Ev endüstrisinde çalışanlar işveren, alt işveren veya aracı tarafından verilen işi evlerinde yapabilecekleri gibi siparişle çalışabilirler ya da kendi hesaplarına bağımsız olarak çalışabilirler. Ev endüstrisinde çalışanların çalışma şekillerine bağlı olarak hukuki ilişkileri farklılık gösterir. Çalışanların hukuki ilişkilerine bağlı olarak çalışma hayatında hangi kanuna tabi olacakları ortaya konabilir ve buna bağlı olarak tarafların hakları ve yükümlülükleri belirlenebilir.

Ev Endüstrisinde Çalışanların Hukuki İlişkileri

Ev endüstrisinde kendi hesabına çalışanlar, siparişle çalışanlar ve işveren, alt işveren veya aracı tarafından verilen işleri yapanlar şeklinde farklı çalışma ilişkileri söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanunu’nun amacı, “işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir”. Kanunda işçi, “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla İş Kanunu anlamında işçi sayılabilmek için iş sözleşmesine dayanarak çalışmak gereklidir. İş sözleşmesi dışında başka bir sözleşme ile çalışılması durumunda İş Kanunu anlamında işçi sayılmak ve dolayısıyla İş Kanunu’nun uygulama alanı içinde yer almak mümkün değildir. Kanuna göre işveren de, “işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara” denmektedir. Kanunda yapılan bu tanımlardan yola çıktığımızda, İş Kanunu anlamında işçi ve işveren sayılmak için taraflar arasındaki hukuki ilişkinin mutlaka iş sözleşmesine dayanması gereklidir.

İş sözleşmesi, “bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir”. İş hukukunun ilkelerinden biri, işçinin korunmasıdır.

İş hukukunun ilkelerinden biri, işçinin korunmasıdır. Bu nedenle, İş Kanunu’na tabi olabilmek çalışanlar için önemlidir. Çünkü çalışanlar, İş Kanunu’nun uygulama alanı içinde yer almakla birlikte İş Kanunu’ndaki birçok düzenlemeden yararlanabileceklerdir.

Ev endüstrisinde, işverenin verdiği işi yapanların çalışma ilişkilerinin hukuki niteliği konusu geçmişte uzun süre tartışılmıştır. Çünkü ev endüstrisinde bu şekilde yapılan çalışmanın eser sözleşmesi kapsamında mı yoksa iş sözleşmesi kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği konusunda farklı görüşler bulunuyordu. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi hukuki ilişkinin iş sözleşmesine dayanması durumunda ev endüstrisinde çalışanlar 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olacaklar, hukuki ilişkinin eser sözleşmesine dayanması durumunda ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olan eser sözleşmesine ilişkin hükümlere tabi olacaklardı. İş Kanunu’nda işçileri koruyan daha çok sayıda düzenlemenin olması nedeniyle İş Kanunu’na tabi olmak çalışanlar açısından istenilen durumdur.

6098 Sayılı Borçlar Kanunu

Bu kanuna göre, ev endüstrisinde çalışanların işveren tarafından verilen işi evlerinde yapmaları durumunda işverenle aralarındaki hukuki ilişki, TBK’da düzenlenmiş olan evde hizmet sözleşmesi çerçevesinde olacaktır. Ancak, ev endüstrisinde çalışanlar işveren, alt işveren veya aracı tarafından verilen işleri yapmalarının yanı sıra siparişle de çalışabilirler. Bu durumda ise TBK anlamında hukuki ilişkileri, eser sözleşmesine dayanır. Ev endüstrisinde çalışanların kendi hesaplarına çalışmalarında ise bağımsız çalışma söz konusu olmaktadır.

Evde hizmet sözleşmesi

Evde hizmet sözleşmesi, “işverenin verdiği işi, işçinin kendi evinde veya belirleyeceği başka bir yerde, bizzat veya aile bireyleriyle birlikte bir ücret karşılığında görmeyi üstlendiği sözleşmedir”.

TBK’da düzenlenmiş olan evde hizmet sözleşmesi tanımından yola çıktığımız zaman evde hizmet sözleşmesinin unsurları iş görme, ücret ve bağımlılık olmakla birlikte bunlara ayrı bir anlam kazandırıldığı görülmektedir.

İşçinin özel borçları;

  1. İşin Yapılması: İşçi, işverenin verdiği işe zamanında başlamak, işi kararlaştırılan zamanda bitirmek ve çalışmanın sonucunu işverene teslim etmekle yükümlüdür. İşin, işçinin kusuru nedeniyle ayıplı olması halinde işçi giderilmesi mümkün olan ayıpları masrafı kendisine ait olmak üzere gidermek zorundadır.
  2. Malzeme ve İş Araçları: Malzeme ve iş araçlarının işveren tarafından sağlanması durumunda işçi bunları gereken özeni göstererek kullanmak, bundan dolayı hesap vermek, ayrıca kalan malzeme ile iş araçlarını da işverene teslim etmekle yükümlüdür.

İşverenin özel borçları;

  1. Ürünün kabulü: İşveren, işçinin ürettiği ürünü inceleyip varsa bulduğu ayıpları ürünün tesliminden başlayarak 1 hafta içinde işçiye bildirecektir.
  2. Ücret: Evde hizmet sözleşmesinin unsurlarından biri de, işçinin ücret karşılığında iş görmesidir. İşin verilmesinden önce işçiye ödenecek olan ücretin bildirilmemesi halinde bu işlerde uygulanan alışılmış ücret ödenir.

Eser Sözleşmesi

TBK’ya göre eser sözleşmesi, “yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”.

Eser sözleşmesinde de mutlaka bağımlılık söz konusu olmakla birlikte iş sözleşmelerinde olduğu kadar sıkı bir bağımlılık ilişkisinden söz edebilmek mümkün değildir.

Eserin Meydana Getirilmesi: Ev endüstrisinde çalışan eser sözleşmesi kapsamında bir eser meydana getirmeyi üstlenmektedir. Bu eser dantel örülmesi, hamur işlerinin yapılması gibi mal üretimi şeklinde olabileceği gibi bir bilgisayar programının yazılmasında olduğu gibi hizmet olarak da karşımıza çıkabilir.

Bedelin Ödenmesi: Ev endüstrisinde eser sözleşmesi kapsamında çalışana yapmayı üstelendiği iş karşılığın bir bedel ödenecektir. Ödenecek olan bedelin miktarı ve nasıl ödeneceği taraflar arasındaki anlaşmaya göre belirlenir.

Tarafların Borçları

  • Yüklenicinin borçları: TBK’daki düzenlemeye göre yüklenicinin borçlarını eserin yapılması, sadakat ve özen, malzeme ve iş araçları, işe başlama ve yürütme ve ayıp nedeniyle sorumluluk başlıkları altında toplayabiliriz.
  • İş sahibinin borçları: TBK anlamında iş sahibinin borçları, eserin yani yapılan işin kabulü ve eserin tesliminde bedel ödenmesidir.

Sona Ermesi

İşin başlangıcında yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa iş sahibinin, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilme hakkına sahip olduğu Kanunda düzenlenmiştir. Eser, teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olduğunda iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olacaktır.

Eserin iş sahibi tarafından verilen malzeme veya iş sahibinin talimatına uygun yapılması yüzünden yok olması durumunda yüklenici, doğabilecek olumsuz sonuçları zamanında bildirmişse yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerinin ödenmesini isteyebilir.

Ev Endüstrisinde Çalışanların Sosyal Güvenliği

Sosyal güvenlik sistemi, kendi içinde primli rejim ve primsiz rejim olarak ikiye ayrılmaktadır.

Primli rejimde, ilgililerden alınan primlerle sosyal güvenlik sisteminin finansmanı sağlanmaktadır.

Primsiz rejimde ise ilgililer prim ödeyerek sosyal güvenlik sisteminin finansmanına katılmamakta, sadece devlet bütçesinden sağlanan yardımlarla sosyal güvenlik sistemi finanse edilmekte ve ilgililere yardımlar yapılmaktadır.

Ev Endüstrisinde Çalışanların Sigortalılığı;

5510 sayılı Kanun m.4’de kısa ve uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılanlar sıralanmıştır.

Buna göre,

  • Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
  • Hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar,
  • Kamu idarelerinde çalışanlar sigortalı sayılırlar.

Ev endüstrisinde işveren, alt işveren veya aracı tarafından verilen işleri yapanların dışında siparişle çalışan ve kendi hesabına çalışanlar da bulunmaktadır. Ev endüstrisinde siparişle çalışanlar ve kendi hesabına çalışanlar da 5510 sayılı Kanun m.4/I, b kapsamında kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar kapsamında ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar veya gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar kapsamında sigortalı olabilecekler ve Kanunda onlara yönelik yapılmış düzenlemelerden yararlanacaklardır.

Ev endüstrisinde çalışanların aynı anda birden fazla şekilde çalışması mümkün olabilir. Örneğin; ev endüstrisinde çalışan, işveren tarafından verilen düğme dikme işini evde yapmanın yanı sıra kendi yaptığı el işlerini pazarda satabilir. Bu durumda birden fazla sigortalılık aynı kişide toplanmaktadır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Bildirimi

İşveren tarafından Kuruma bildirim yapılması, sigortalılık niteliğinin kazanılması için açısından önemli değildir. Kanunda öngörülen şekilde kişinin çalışmaya başlaması ile sigortalılık niteliği kazanılır. Kanun m.7’ye göre sigorta hak ve yükümlülükleri m.4/I

  1. (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya başladıkları tarihten
  2. (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten ve gelir vergisinden muaf olanlar esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı oldukları tarihten itibaren başlar.

Kanunda sigortalılara, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirmelerine ilişkin hükme de yer verilmiştir. Buna göre sigortalılar, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç 1 ay içinde sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler. Ancak, sigortalının kendini bildirmemesi, sigortalı aleyhine delil teşkil etmeyecektir.

Sigortalılığın Sona Ermesi

Sigortalılığın hangi durumlarda sona ereceği 5510 sayılı Kanun m.9’da düzenlenmiştir. Buna göre, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık,

  1. Kanun m.4/, a kapsamındaki sigortalıların hizmet akdinin sona erdiği tarihten,
  2. Kanun m.4/I, b kapsamındaki sigortalıların gelir vergisinden muaf olan ancak esnaf ve sanatkarlar sicili kaydına istinaden m.4/I, b kapsamında sigortalı sayılanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün öncesinden itibaren sona erer.

İsteğe Bağlı Sigortalılık

Sosyal sigortalar anlamında sigortalılık, kişilerin isteğine bırakılmamıştır. Sigortalılık, zorunluluk esasına dayanmaktadır. Bununla birlikte mevzuatımızda, isteğe bağlı sigortalılık da düzenlenmiştir. İsteğe bağlı sigorta, kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır.

Prim Oranları

5510 sayılı Kanunda, bütün sigorta kolları için tek bir sosyal sigorta primi alınması yerine sigorta kolları için ayrı ayrı sigorta priminin belirlenmesi yolu izlenmiştir. Kanuna göre kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre %2’sidir.. Bu primin tamamını işveren öder. Uzun vadeli sigorta kolları yani malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %20’sidir.

Primlerin Ödenmesi

Kanun kapsamında iş sözleşmesiyle çalışan sigortalılar açısından bunları çalıştıran işverenleri prim ödemekle yükümlüdür.

Kısa Vadeli Sigorta Türleri

1.İş kazası ve meslek hastalığı sigortası: Şu hallerde iş kazasından bahsedilebilir,

  1. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  3. Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özgüre uğratan olaydır.

2. Hastalık sigortası: Hastalık sigortası kapsamında geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanabilmek için kişinin 5510 sayılı Kanun m.4/I, a kapsamında sigortalı olması gereklidir.

3. Analık sigortası: Analık sigortasından kadın sigortalıya analık haline bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

Uzun Vadeli Sigorta Türleri

  1. Yaşlılık sigortası: yaşlılık aylığının bağlanması ve toptan ödeme yapılmasıdır,
  2. Malullük sigortası: Sigortalıya sağlanan yardım, malullük aylığının bağlanmasıdır. Ancak sigortalının, malullük aylığından yararlanabilmesi için 5510 sayılı Kanun m.25 anlamında malul sayılması, belirli bir süre sigortalı olması ve/veya belirli bir süre prim ödemiş olması ile Kuruma yazılı istekte bulunması gereklidir,
  3. Ölüm sigortası: Sigortalının ölümü halinde ölüm sigortasından ölüm aylığı bağlanması, ölüm toptan ödemesi yapılması, aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi ve cenaze ödeneği verilmesi hakları sağlanmaktadır.

Genel Sağlık Sigortası

Kanunda m.4/I, a ve m.4/I, b kapsamında sigortalı olanlar, isteğe bağlı sigortalı olan kişiler ile Kanunda ifade edilenlerin dışında kalıp sigortalı sayılmayan harcamaları, taşınır ve taşınmazları ile bunlardan doğan hakları da dikkate alınarak, Kurum tarafından belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin 1/3’inden az olan vatandaşlar ile m.60/I’de sıralananlar genel sağlık sigortalısı sayılacaklardır. Kurum tarafından belirlenecek test yöntemleri ve veriler kullanılarak tespit edilecek aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin 1/3’inden az olan vatandaşların primleri devlet tarafından karşılanacaktır. Geçmişte, yeşil kart uygulamasından yararlananlar artık genel sağlık sigortası kapsamına alınmışlardır.

Genel sağlık sigortasından sağlık hizmetleri, yol gideri, gündelik ve refakatçi gideri ile yurt dışında tedavi hizmetleri sağlanır. Sağlık hizmetleri kapsamında koruyucu sağlık hizmetleri, hekim tarafından yapılan tedavi hizmetleri, diş hekimlerince yapılan tedavi hizmetleri, analığa yönelik tedavi hizmetleri, yardımcı üreme yöntemi tedavileri ile sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedaviler için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbi araçlar yer almaktadır. Hekimin göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü¨ olduğu kişilerin muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yerinin dışına yapılan sevkte kendisi ile bir kişi olan refakatçinin gidiş ve dönüş yol gideri ve gündelikleri ile yatarak tedavilerde gidiş ve dönüş tarihleri için gündelikleri ve yol gideri, yatarak tedavilerde bir kişi olan refakatçinin yatak ve yemek gideri Kurum tarafından karşılanır.

Primsiz Rejim

Sosyal güvenlik sisteminde, primli rejim yanında sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcı olarak primsiz rejim de bulunmaktadır. Primsiz rejimin temel özelliği, yardımlardan yararlananlar sosyal güvenlik sistemine prim ödeyerek katkıda bulunmamakta, sistemin finansmanı devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Primsiz rejimin amacı, primli rejimin kapsamı dışında kalmış ve sosyal korumaya en çok ihtiyaç duyanlara yardım edilmesidir. Primsiz rejim, sosyal güvenliğin yaygınlaştırılmasında kullanılan yollardan biridir.

Primsiz rejimde, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler en çok kullanılan uygulamalardır.

Ev endüstrisinde çalışanların primli rejim içinde yer alıp sigortalı olamamaları ve sosyal risklerle karşılaşmaları durumunda kendilerine primsiz rejim kapsamında yardımların yapılması söz konusu olacaktır.

Ev endüstrisinde çalışanlar, primli rejimle sağlanan yardımlardan yararlanamamaları durumunda primsiz rejim kapsamında ihtiyaçlarına bağlı olarak muhtaç özürlülere sunulan hizmet, muhtaç yaşlılara sunulan hizmet ve konut yardımı gibi sosyal hizmetlerden yararlanabilirler.