EV TEKNOLOJİSİ - Ünite 4: Ev Isıtma ve Havalandırma Sistemleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 4: Ev Isıtma ve Havalandırma Sistemleri

Giriş

İnsan yaşamı için en gerekli öğelerden birisi de enerjidir. Enerji genel olarak kıt bulunur ve bu yüzden önemi çok büyüktür ve dikkatli kullanılması gereklidir. Enerjinin en büyük sorunu depolamadır. Bu depolama sorunu aşılırsa dünyada enerji bollaşabilir. Güneş enerjisi dünyada çok miktarda olmasına rağmen depolanamadığı için devamlı kullanmak şimdilik mümkün olmamaktadır.

Ülkemizde 2008 yılında üretilen enerjinin;

  • %92’i fosil yakıtlardan ve
  • %8’i de hidrolik ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmiştir.

Fosil yakıtların oransal dağılımının ise;

  • %32 doğalgaz,
  • %31 petrol,
  • %29 kömür şeklinde olduğu kabul edilmektedir.

Enerji aynı zamanda ülkelerin ekonomik kalkınması için temel girdi niteliğindedir. Ülkemizde %70-75 oranında bina sektöründe tüketilmektedir. Konutlarda tüketilen enerjinin kullanım dağılımı ise yaklaşık olarak;

  • %80 ısıtma,
  • %10 mutfak ve banyo ile
  • geriye kalan %10’luk bölüm de ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vs. gibi elektrikli ev aletleri şeklindedir.

Konu ile ilgili olarak yapılan bilimsel çalışmalar, binalarda tüketilen enerjiden en az %30’luk bir tasarrufun mümkün olabileceğini göstermektedir. Bilinçli aile ve buna bağlı olarak bilinçli enerji kullanımı ve tüketimi sayesinde ülkemizin enerji alanında dışa olan bağımlılığın azaltılmasını sağlaması mümkün olabilecektir.

Ev Isıtma Sistemleri

Günümüzde konutların ısıtılması önemli bir sorundur. Ev ısıtma sistemlerini üç ana grup altında incelenmektedir:

  • Merkezi sistem ısıtması: Binada bulunan tüm dairelerin bina altında kurulu bulunan tek bir merkezden ısıtılmaları,
  • Tekil ısıtma: Binada bulunan her dairenin kendi imkânları ısıtılması,
  • Bölge ısıtması: Birden çok binanın merkezi bir yerden uzaktan ısıtılmasıdır. Sıcak su, buhar ile ve kızgın su ile ısıtılabilir.

Merkezi Sistem Isıtması

Konutların tek merkezli ısıtılması, tüm birimlerin eşit sıcaklık değerlerine tutulmasıdır. Ancak insanlar sıcaklığı farklı algılarlar. Bir kişinin içinde bulunduğu ortamın ısısından, teknik deyimle ısıl çevreden hoşnut olma durumu bu konudaki olumlu düşüncesi “ısıl konfor” olarak tanımlanır. Çıplak olarak 29-31o C, giyinik olarak 23-27o C sıcaklık aralığında bir ortamda bulunan hareketsiz insanlarda vücuda veya vücuttan dışarıya ısı geçişi ve buharlaşma ile ısı kaybı yoktur.

Konutların ısıtılmasında ana prensip ortamların belli şartlara getirilmeleri yanında, insanların kendilerini rahat hissedecekleri bir ortamın sağlanmaya çalışılmasıdır. Ancak, aynı koşulları farklı kişiler farklı algılar. Bu nedenle, teknik olarak yeterli hesaplamalar yapılsa bile, uygulamada ısıtma sistemlerinin sağlaması istenilen şartlar çoğu kez tam olarak oluşmayabilir. Oda sıcaklığından memnun olma kişiden kişiye değişir. Bir kişi sıcaklıktan mutlu ise buna ‘ısıl konfor’ olarak tanımlanır. Çıplak olarak 20-31 derecelik sıcaklık, giyinik olarak 23-27 derecelik sıcaklık hareketsiz duran bir insan için uygundur ve vücuttan dışarıya ısı geçişi ve buharlaşma ile ısı kaybı olmaz, dolayısıyla kişi bu ortamlarda sıcak veya soğuk hissetmez. Bu nedenle, teknik olarak insanların kendilerini rahat hissettikleri bir ortamda olmalıdırlar. Ama teknik olarak hesaplamalar yapılsa bile, her kişi bu durumdan memnun olmayabilir veya istenilen şartlar, kişilerin farklı algılamalarından dolayı, binanın konumundan, katlara göre ısının farklı olması, bina çevresindeki yalıtım farları nedeniyle çoğu kez ısı konforu kaşılanamaz ve bir takım problemler ortaya çıkar.

Merkezi ısıtmanın uygulandığı konutlarda farklı birimlerde aynı sıcaklıklar hiçbir şekilde sağlanamaz. Bu durumun sebepleri arasında dairelerin güneş alıp almaması etkilidir. Konutlar aynı arsa içerisinde olsalar bile, bulundukları kata ve yöne göre değiştiği için harcadıkları enerji miktarı ve ısı kayıpları aynı değildir. Güneş gören daire ile güneş görmeyen daire arasındaki ısı farkı 3-5 derece farklı olabilmektedir. Isı farkları nedeniyle en az ısı harcayan daire ile en fazla ısı harcayan daire arasında %32 kadar fark olabilmektedir. Her katta oturan kişiler aynı yakıt bedeli ödemelerine rağmen farklı ısılarda oturmaktadır. Böyle durumda, konutlarda hukuki sorunlara sebep olmaktadır.

Isınma sorunlarını azaltmak için kullanılabilecek yöntemlerden birisi de her konutun harcadığı enerji kadar yakıt paylaşımını sağlayan ısı paylaşımı; bir başka değişle, tüketim temelli ölçme ve faturalandırma yapan sistemidir. Bu sistemde bağımsız her birim için ayrı bir ısı sayacı kullanılıp bu sayaçtan alınan veri yardımıyla orada harcanan enerji hesaplanmaktadır. Yakıt paylaşımı bu hesap üzerinden yapılmaktadır. Merkezi ısıtma sistemlerinde yakıt paylaşımında ısı sayacı kullanılması ile en azından %15’ler düzeyinde ısı tasarrufu yapılabilmesi mümkün olmaktadır. Bu konuda ısı sayaçları ile ilgili olarak “Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaşılmasına ilişkin Yönetmelik” yürürlüğe girmişidir. Bu yönetmeliğin 8’ci maddesine göre, merkezi ısıtma sistemlerinde toplam ısıtma giderlerin %70’i bağımsız bölümlerin ölçülen ısı tüketimine göre paylaşılmaktadır. Geriye kalan %30’luk fark ise, ortak kullanım, sistem kayıpları, asgari ısınma ve işletme giderlerinden kaynaklanan ısı giderleri olarak kullanım alanlarında gözükür.

Uygulamada yakıt paylaşımı için ısı payölçer veya ısı sayaçları kullanılacaktır. Isı payölçer, üzerine veya giriş hattına yerleştirildiği radyatör ve benzeri ısıtıcı cihazların harcadığı enerjiyi ölçerek hafızasına kaydeden cihazıdır. Bu cihazların kayıt yapmayıp üzerine monte edildikleri cihazdan aldıkları enerji ile içerisinde bulunan akışkanın (methylbenzoat) bir ısıtma sezonu boyunca buharlaşan kısmının ölçekli skaladan okunması ile yakıt paylaşımı yapan tipleri de bulunmaktadır.

Isı pay ölçer kullanılan radyatörlerde aynı zamanda termostatik vanaların da kullanılması gerekir. Termostatik vanalar, oda sıcaklığını istenen sıcaklıkta tutmayı sağlayan cihazlardır. Otomatik olarak sıcaklığı kontrol edebildiği için ortam sıcaklığı ayarlandıktan sonra gerektiğinde otomatik olarak açılır ya da kapanır. Termostatik vanalar prensip olarak belli bir sıcaklığa geldiğinde suyun akış yolunu kapatan akış kontrol elemanlarıdır. Bulundukları ortam istenilen sıcaklığa geldiğinde akışı kestikleri için fazladan gereksiz yere enerji harcaması olmaz.

Termostatik vanaların avantajları ise, açma ve kapamada sıcak ve soğuk su akımlarını otomatik yapar, otomatik olarak ısı ayarlandığında odayı sabit ısıda tutar, 15 derecenin altında düşmeyecek şekilde ayarlanmış olarak monte edilir ve ısı 15 derecenin altına inmesi engellenir. Kolorimetreler de sıcak su sayaçları da dairenin ısı kullanmasını faturalandırmaktadır. Harcanan ısıyı telsiz yolu ile bilgisayara aktarmaktadır.

Isı sayaçları (kalorimetre) de her daire girişine monte edilerek binanın toplam enerji tüketimini ve dairelerin ayrı ayrı enerji tüketimlerini belirleyerek, dairelerin tükettiği enerjiye göre ücret alınmasını sağlar. Böylece adaletli ısınma imkanı sağlanır.

Ayrıca, ölçüm kapsülü de düşük derbide, ısı tüketim değerini hassa olarak ölçebilmektedir. Mekanik ısı sayaçları ise her daire girişine yerleştirilen sıcak su sayaçlarıdır. Su debisini ölçer ve enerji paylaşımını yapmaktadır.

Merkezi Isıtma Sisteminin Kurulum Yapısı

Merkezi ısıtmada, bina altına kurulan bina büyüklüğüne oranlı kazan dairesi ile ısınma söz konusudur. Genellikle katı yakıt kömür, sıvı yakıt olarak fuel oil yada doğal gaz kullanılır. Doğal gaz diğerlerine göre daha avantajlıdır. Kat sayısı arttıkça merkezi ısıtma daha avantajlı olur. Sonuç olarak en uygun yöntem doğal gazlı merkezi sıcak sulu ısıtma sistemidir.

Tekil Isıtma

Merkezi ısıtma sisteminde ortaya çıkan sorunlar nedeni ile, son yıllarda, aileler tekil ısıtma sistemi denen ve her dairenin kendi imkanları ile kendisini ısıttığı bir sistemi tercih etmeye başlamışlardır. Tekil ısıtma, “kombi” olarak isimlendirilen cihazların piyasaya sürülmesi ile yaygınlaşmıştır. Bu sistemde her daire kombi cihazını bağımsız olarak kendi dairesine monte ettirmektedir. Dairenin ısınma ve sıcak su ihtiyacını kombi sağlamaktadır. Dolayısı ile her daire kendi enerji tüketiminden sorumlu olmakta ve tükettiği enerjinin faturasını ödemektedir.

Mevcut konutlarda katlar ve bitişik daireler arasında ısı yalıtımı uygulaması hiç olmadığı için bireyselleşme yakıt ödemelerinde karşılaşılan sorunları azaltmakla birlikte, merkezi ısınmaya oranla aynı şartlarda ısınmak için daha fazla yakıt bedeli gerektirmektedir.

Duvar tipi şofben prensibi ile çalışan kombi cihazlar, iki, en fazla üç katlı yapılarda, kazan monte edilecek yeri olmayan 80-200 m2 daireler için pratik olmaktadır. Kombi konutun hem ısıtma hem de sıcak su gereksinimini karşılayan bir cihazdır. Bu nedenle kısaca Kombi (İngilizcede Combined/Birleşik) olarak adlandırılır. Cihaz hafiftir, ufaktır, duvara asılır ve bu nedenle az yer kaplar, kolay taşınabilir, sessizdir, kullanıcıya bağımsız ısınma konforu sağlar.

Kombi kullanmanın çeşitli avantajları bulunmaktadır. Bireysel ısınma özgürlüğü sağlar. Kullandığınız kadar yakar ve ödersiniz. Ayrıca sıcak kullanım suyu konforu sağlar. Sıcak su için ayrı bir cihaz (şofben, termosifon, boyler vs.) kullanmanıza gerek kalmaz.

Kombiler son derece güvenli cihazlardır. Bir konuta kombi kurdurmak son derece kolay bir işlem olup çok fazla zaman harcamasını gerektirmez. Kalorifer tesisatı hazır ise kombi, çok kolaylıkla monte edilebilen bir cihazdır. Kombiler doğal gazın yanı sıra LPG ile de çalışır. Kombi geceleri düşük bir derecede çalıştırılmaz ise kullanım saatlerinde kombi çalıştırıldığında binanın dış duvarlarının ısınması oldukça zaman alır ve enerji tüketimi büyük oranda artar. Bu nedenle, kombiyi 24 saat çalıştırmak en uygun olanıdır.

Bacalı kombilerde fan bulunmaz ve standartlara uygun yapılmış bir bina bacasına bağlanmalıdır aksi halde sızan atık gaz ortamdaki kişileri zehirleyebilir. Hermatik kombiler ise fanlıdır ve bacaya ihtiyaç yoktur. Evin dışına açılabilen herhangi bir mekana monte edilebilir. Ortamdaki havayı kirletmez. Bu yüzden artık bacalı kombiler artık üretilmemektedir. Yoğuşmalı kombiler ise enerjiyi daha az tüketirler ve ısınma maliyetini düşürürler. Bunun yanında fiyatı yüksektir, düşük sıcaklıkta çalışmalarından dolayı radyatör maliyetlerin arttırır. En ideal kullanım 30-50 derecelik sıcaklıklarda tercih edilebilir.

Kombilerin kapasiteleri 100-120 metrekareler için 17-20 bin kcal/h başlarlar. Ekonomik ömürleri ise 15 yıldır.

Kombiler geceleri düşük ısıda çalıştırılmazlar ise, kullanım saatlerinde tekrar çalıştırılırsa dış duvarların ısınması zaman alacağından enerji tüketimi daha fazla olur. İdeal kullanma, kombinin 24 saat açık durmasıdır veya kombiyi kapatmak yerine düşük ısıda çalıştırmak daha avantajlıdır. Ayrıca su seviyesi düşük olarak çalışırsa eksik devir sonucu daha fazla enerji harcayacaktır. Bu nedenle su basıncının devamlı kontrol edilmesi gerekmektedir.

Kombiler sıcak su temin edebilmek için de kullanılmaktadır. Tasarruf amacı ile kullanılmayan odaları kapatmak istenirse, kombideki pompa sisteminin çalışması için en az üç radyatörün çalışması gerekmektedir.

Doğal gaz olmadığı durumlarda LPG ile de kombiler çalışabilir. Bunun için en az iki tüp gereklidir. Ama doğal gaza göre daha pahalıdır.

Kombimin bakımı için her altı ayda bir yetkili servis çağrılarak tesisat filtrelerinin temizlenmesi ve bacalı kombilerde baca çekiş kontrolü ve temizliğinin yapılması önerilmektedir. Ancak, bu öneri gerek zaman ve gerekse masraf açısından çok fazla uygulanamamaktadır; ama her durumda yılda bir defa bakım yaptırmak gerekmektedir. Bir apartmanda tek kombi ile birkaç daire aynı anda ısıtmak mümkündür. Bu özellikle dubleks daireler için uygundur. Ancak kombi kapasitesinin iki daireyi ısıtacak güçte seçilmesi gerekmektedir.

Bölge Isıtması (Uzaktan Isıtma)

Bölge ısıtması daha çok sitelerde yani birden çok binanın bir arada olduğu yerleşim yerlerinde gündeme gelmekte ve kullanılmaktadır. Bu sistemde sitenin merkezi bir yerine bir ısıtma birimi kurulmakta ve bu birimden blokların her birine borular döşenerek sitenin tamamı tek merkezden ısıtılmaktadır.

Her apartman bloğunun altına bir kazan dairesinin yapılmasının işletme açısından hem daha ekonomik ve hem de zaman içinde daha sorunsuz olacağını söylemek mümkündür.

Bölge ısıtması, baca maliyeti, ısıtıcının az yer kaplaması, temiz ve kolay olması, tehlikesiz olması, çevreyi daha az kirletmesi, daha sağlıklı ve konforlu olması nedeniyle avantajlıdır. Ama boruların izolasyonun çabuk bozulması veya deforme olması nedeniyle, boruların zamanla çürümesi, arıza zamanında su kaybının çok olması, sistemin kireç bağlaması gibi dezavantajları da vardır.

Konut ısıtmasında doğal gaz söz konusu olduğunda; iki veya üç kata kadar olan binalarda kat ısıtması yani kat kaloriferi üç ve daha fazla katlı yapılarda ise güvenlik, ilk tesis maliyeti gibi nedenlerle her apartman bloğunun altına bir kazan dairesi yapılması en uygun çözüm olarak görülmektedir. Çünkü doğal gaz, bölge ısıtmasının avantajlarının çok büyük bölümünü ortadan kaldırmaktadır.

Ev Isıtmasında Kullanılan Isıtıcı Cihazlar

Ev ısıtma sistemlerinden hangisi kullanılırsa kullanılsın evlerde bir takım ısıtma cihazlarına da gerek duyulur. Bu ısıtma cihazları evlerde ev ısıtmasında kullanılabildiği gibi gerek ısıtmaya duyulan her durumda kullanılır. Bir çok türde ev ısıtma cihazı bulunmaktadır.

Isıtıcı cihazları kullanmadan önceki güvenlik önlemleri ise, mutlaka topraklı prizde kullanılmalı, sigorta bağlantısı ile ısıtıcı aynı güçte olmalı, uzatma kablosu kullanılmamalı, ıslak zeminde kullanılmamalı, ısıtıcının üzerinde yangına sebep olacak bir cisim olmamalı, odada havalandırmanın bulunması, duvar ile en az 30 cm mesafede olması, soğuk olarak çalıştırılmalı, cihaz çalışırken metal aksama dokunulmamalıdır.

Rezistanslı elektrik ocakları, mutfak tipi elektrikli ocakların ısıtma tablası içine helozonik olarak rezistans yerleştirilir. Son yıllarda borulu ve ışımalı ocaklarda da kullanılmaya başlamıştır. Bağlantı kablosu olarak sert plastikli, çok damarlı ve topraklı besleme kabloları kullanılmaktadır.

Fanlı ısıtıcılar, ısıtıcının sıcaklığının içerisinde bulunan bir vantilatör yardımı ile yayıldığı cihazdır. Bu işlem ısıyı oluşturan rezistansın arkasına fan yerleştirilerek meydana getirilir. Isıtıcıyı ve vantilatörü çeşitli güçlerde çalıştırmak için kademeli bir şalter veya anahtar kullanılır. Fan sistemi günümüzde genellikle ısınmak amaçlı küçük veya büyük güçlü elektrikli ısıtıcılara konulmaktadır.

Quartz sobalar, ışıma yoluyla insan veya cisimleri direkt olarak anında ısıtırlar. Normal ısıtma sistemlerinde önce hava ısıtılır. Isınan hava, kapalı mekân içerisinde tavana yükselerek dağılır ve cisimleri ısıtır. Quartz ve infrared sistemin çalışma mantığı ise ısının ışık dalgaları ile taşınması prensibine dayanmaktadır. İnfrared kelimesi enfraruj olarak da söylenmektedir. Enfraruj , güneş ışıklarının bir kısmına verilen addır. İnfrared ışıkları turuncu renktedir.

Yağlı radyatörlerin dış görünüşleri kalorifer peteklerine benzer. Peteklerin içine tüp rezistans ve yağ konur. Rezistans önce yağı ısıtır. Sonra petekler, yağ sayesinde ısınarak dış ortamı ısıtır. Petekler, geç ısınıp geç soğur.

LPG ve Doğal Gazlı sobalarda , doğal gaz ya da LPG, gaz yolu armatüründen geçirilip yanma havasıyla karıştırıldıktan sonra elektrikli ateşleme vasıtasıyla boru eşanjörlerin içinde ayrı ayrı yakılır. Yanmış sıcak gazlar, fan vasıtasıyla eşanjörlerin yani ısı değiştirici boruların içinde gezdirilir. Soğuduktan sonra da egzoz olarak bir baca vasıtası ile dışarı atılır. Boru eşanjörler ısındığında cihazın arkasındaki fan devreye girer. Fan ısıtılacak ortamdan aldığı soğuk havayı eşanjörün arasından geçirerek içeriye sıcak hava olarak basar.

Quarz sobalar ve infrared ısınma tekniğinde ise insanları direk olarak ısıtırlar. Bu aletlerin çalışma sistemi ise, ısının ışık dalgalarını taşınmasıdır. Bu ışıklar güneş ışıkları gibi turuncu renk verir. Isının dokunduğu yer ısınır. Bu şekilde ısı yönlendirilebilir. Isıtılması zor, geniş ve yüksek alanlar için oldukça tasarruflu etkin bir çözümdür.

Yağlı radyatörler ise kalorifer peteklerine benzerdir ve peteklerin içinde yağ vardır. Önce yağ ısınır ve sonra da çevreyi ısıtır. Petekler geç ısınır ve geç soğurlar. Kullanımı oldukça yaygındır.

LPG ve doğal gazlı sobalar ise, gaz armatüründen geçer ve hava ile karıştıktan sonra elektrikli ateşleme ile boru aranjörlerin içinde ayrı ayır yanar. Soğuduktan sonra da baca vasıtası ile dışarı atılır.

Ev Havalandırma Sistemleri

Ev içerisinde günün hemen her saatinde etkinlikler yapılmaktadır. Bütün bu etkinliklere dayalı olarak ev ortamında bir hava kirliliği ortaya çıkar. Bu kirliliğin bir şekilde temizlenmesi gerekir. Evde ortaya çıkan hava kirliliğini temizlemenin en iyi yolu belirli aralıklar ile evde uygun kapı ya da pencereleri açarak evi havalandırmaktır. Evde birtakım havalandırma sistemlerine gerek duyulmaktadır.

Evlerinde ve diğer kapalı yapılarda iç ortam havasında; insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen karbon monoksit, kükürt dioksit, nitrojen oksitler, formaldehit, sigara dumanı, radon, asbest, kurşun, uçucu organik moleküller, çeşitli mikroorganizma ve alerjenler gibi biyolojik, fiziksel ve kimyasal zararlı etkenlerin görülmesi hali ‘kapalı ortam hava kirliliği’ olarak tanımlanmaktadır.

İç ortam havasındaki bu kirleticilerin görülme oranı;

  • Yapının özelliklerine,
  • Yapımında kullanılan malzemeye,
  • Isıtma sistemine,
  • Havalandırma durumuna,
  • İçinde yapılan işe (ev, işyeri, fabrika vb. olması), İçinde yaşayan kişilerin davranış biçimlerine (sigara içme gibi) bağlı olarak değişmektedir.

Belli bir binada yaşarken baş ağrısı, gözlerde yaşarma, yanma, burun akıntısı, boğazda irritasyon, kuruluk gibi belirtilerin ortaya çıkması ve bu belirtilerin o binadan uzaklaşınca kaybolması ‘hasta bina sendromu’ olarak isimlendirilmektedir.

Kapalı ortamlardaki hava kirleticiler için kontrol ölçümleri yapılabilir ve ölçüm sonuçlarına göre korunma önlemleri alınabilir. Kapalı ortam hava kirliliğinin önlenmesi için alınacak önlemlerin başında havalandırma gelir.

Dış ortam kaynaklı hava kirleticilerin bina içine ulaşmasının engellenmesi de diğer bir korunma yöntemidir. Bu yönteme en güzel örnek; otoyol kenarlarına konulan plastik bariyerlerle gürültünün yanı sıra trafik kaynaklı uçucu organik bileşiklerin, yanma ürünlerinin konutlara ulaşmasının engellenmesidir.

Kentlerde yaşayan insan sayısının her geçen gün arttığı ve kentlerde yaşayan insanların zamanlarının büyük bir bölümünü kapalı ortamlarda geçirdiği günümüzde; kapalı ortam hava kirliliği ve bunun insan sağlığı üzerine etkileri önemli bir sağlık sorunudur. Mikro organizmaları ve alerjenler bulaşıcı hastalıklara yol açabilir, alerjilere sebep olabilir.

Yanma sonucu kirlilikler ise, karbondioksit salınımı ile ortam havasına karışır, karbon monoksitler yetersiz yanma sonucunda kokusuz, renksiz ve öldürücü bir gazdır. Kapalı havasız ortamda son derece tehlikelidir. Kükürt dioksit ise, fosil yakıtlar sonucu öldürücü bir gazdır. Çocuklarda astıma, akciğer enfeksiyonuna sebep olur. Nitrojen oksitler ise, yanma sonucu oluşan gazlardır. Kronik akciğer hastalıklarına, astımlara ve ölümlere neden olur.

Ev Havalandırma Sistemlerinde Kullanılan Cihazlar

Ev havalandırma sistemlerinde kullanılan cihazlar aşağıda verilmiştir:

  • Aspiratör, temizleyici anlamındadır. Bulunduğu ortamdaki kullanılmış havanın temizlenmesi amacıyla kullanılır. Elektrikli bir cihazdır. Aspiratörlerin halk arasında bilinen diğer adı fandır. Fanlar özelliklerine göre ikiye ayrılır:
    • Emiş (dönüş) fanı , ortamdaki havayı emdiğinden aspiratör olarak adlandırılır.
    • Veriş (besleme) fanı, ortamdaki havanın sirkule edilmesini sağladığından vantilatör olarak adlandırılır.

Aspiratörler fanın hareket eden çarkıdır ve havanın dışa atılmasını sağlar. İç ve dış hava karışımı ile çalışır, hava bir karbon filtre ile temizlenir. Gürültüsüzdür, temiz kolay kullanılır, montajı kolaydır, ama filtresi devamlı kontrol edilmeli, alevli ateşte kullanılmamalı, ocak mesafesi en az 65 cm olmalı, gaz kaçağı durumlarında kullanılmamalıdır. Sanayi tipi, kare tipi, ankastre olarak çeşitli tipleri vardır. Özellikle mutfaklarda kullanılan ankastreler, bacasız kullanılır, yıkanabilir, aydınlatması vardır ve bir veya iki motor ile çalışır.

Davlumbazalar ise mutfakta yemek kokularının dışarıya atılması için karbon filtre ile havayı temizler. Bacalı veya bacasız kullanılır, elektronik olarak kontrol edilebilir, aydınlatması vardır.