EVDE YAŞLI BAKIM HİZMETLERİ - Ünite 6: Uzun Süren Hastalık Tanısı Alan Yaşlı Bireyin Evde Yaşlı Bakımı-4 (Kanser, vb.) Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Uzun Süren Hastalık Tanısı Alan Yaşlı Bireyin Evde Yaşlı Bakımı-4 (Kanser, vb.)

Giriş

Kanser; vücudun çeşitli bölgelerinde bulunan hücrelerin kontrolsüzce büyüyüp çoğalması sonucu tümör kitlelerini oluşturması, etrafındaki normal dokuları sıkıştırması, onun içine sızması veya tahribatla devam eden bir süreçtir. Ayrıca kanser hücreleri vücudun başka bölümlerine de göç ederek metastaz yol açabilirler.

Metastaz, kanserli hücrelerin bulundukları yerden vücudun başka bölgelerine yayılmasıdır.

Kanser, insanlıkla birlikte hep var olmuş günümüzde de sebebi bilinen ölümler sırasında da ikinci sırada yer almıştır. Uluslararası kanser araştırmaları ajansı GLOBACAN 2012 projesi verilerine göre kanser yapıcılığı yapan 184 ülke arasında en çok akciğer, meme, kolon kanserleri görüldüğü; kanser nedenli ölümlerin başında da akciğer, karaciğer ve mide geldiği vurgulanmaktadır.

Bireylerin yaşamlarında ciddi ve yoğun sağlık sorunlarının yaşandığı bir dönemdir. Bireyin ve ailenin fiziksel, sosyal, ekonomik ve duygusal dengelerini bozmaktadır. Bu nedenle yaşlı kanser hastalarının tüm gereksinimleri göz önünde bulundurularak bakım hizmetleri düzenlenmelidir.

Yaşlı Bireylerde Kanserden Korunma Yolları

Dünya Sağlık Örgütü; yüzde %90’ı çevresel, %10’u genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan kanserin kontrol programlarını altı alanda ele almaktadır:

  • Primer Koruma,
  • Sekonder Koruma,
  • Zamanında Uygun Tedavi,
  • İzlem,
  • Tedavi Sonrası Bakım,
  • Rehabilitasyon.

Primer Koruma

Sağlıklı davranışlar sergileme ve çevresel faktörleri kontrol altına alma primer korumada yaşlı insanların kanserden korunmasında önemlidir. Kansere neden olan çevresel faktörler şöyle sıralanabilir:

  • Fiziksel Karsinojenler,
  • Kimyasal Karsinojenler,
  • Tütün Kullanımı,
  • Sağlıksız Beslenme,
  • Aşırı Tuz Kullanımı,
  • Alkol,
  • Enfeksiyöz Hastalıklar.

Karsinojen, kansere neden olabilen maddedir.

Mortalite, ölüm oranıdır.

Sekonder Koruma

Tarama programları ve tanı testleri ile erken teşhis edilmesi gereken tedaviyi, daha iyi bir yaşam kalitesini ve artan yaşam süresini oluşturur. Yaşlılarda tarama testlerinin yapılması zordur. Yaşlılarda taranan bazı kanserler ve taramalar şöyle sıralanabilir:

  • Meme Kanseri,
  • Bağırsak Kanserleri,
  • Prostat Kanseri,
  • Serviks Kanseri.

Kanserin Erken Belirtileri

Kanserin belirtileri hastalığın bulunduğu organa ve vücutta yayılım derecesine göre değişiklik gösterebilmektedir. Kanserle ilgili olarak hekime başvurmayı gerektiren belli başlı belirtiler şunlardır:

  • Vücudun herhangi bir yerinde şişlik,
  • İyileşmeyen ve iyileşmesi geciken yara,
  • Ben ve siğillerde değişiklikler,
  • Olağan dışı kanama,
  • Yutma güçlüğü,
  • Sürekli öksürük ve ses kısıklığı,
  • İdrar ve dışkılama alışkanlıklarında değişiklik.

Yaşlı Kanser Hastalarında Tedavi ve Evde Bakım

Kanser hastalarında fiziksel bakımın üç amacı şöyle sıralanabilir:

  • Tedavi ve hastalık sürecinde fonksiyonların maksimum düzeyde sürdürülmesi,
  • Rahatlığın sağlanması,
  • Komplik Biyoterapi asyonların önlenmesi.

Bu amaçlar aile ve hastaya yeni yollar öğretmenin yanı sıra hastalık ve tedavi ile ilgili bulguları erken saptama ve yönetmeyi de kapsamalıdır. Böylece acil durumlar ve krizler önlenerek tedavi kolaylaştırılabilir.

Yaşlı kanser hastalarında öncelikli olarak kişinin sağlık durumunun belirlenmesi gerekir ve buna göre hekim tarafından tedavi yöntemi oluşturulur. Sıklıkla cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi ve biyoterapiden yararlanılmaktadır.

Cerrahi tedavi; koruyucu, tanılama ve evreleme, tedavi edici ve palyetif amaçlarla tek başına kullanılabildiği gibi diğer yöntemlerle de birlikte kullanılabilmektedir. Bu tedavinin başarısı cerrahi ekibin sağladığı bakımla eş değerdir. Taburcu olan hastaya sunulan kaliteli bir bakım da buna eşlik eder.

Kemoterapi ve Biyoterapi

Kemoterapi; tümör hücrelerinin yok edilmesine yönelik tekli veya çoklu ilaç uygulamaları olup bu amaçla kullanılan ilaçlara antikanser ilaçları (sitotoksik ajan) denilmektedir.

Kemoterapi; tümör hücrelerinin yok edilmesi için uygulanan tekli ya da çoklu ilaç uygulamalarına denir. Bu amaçla kullanılan ilaçlara antikanser ilaçları da (sitotoksik ajan) denilmektedir. Kemoterapinin istenen etkilerinin yanı sıra istenmeyen yan etkileri de bulunmaktadır.

Kemoterapiye bağlı yan etkiler (S:86, Tablo 6.1);

  • Kardiyo-vasküler sistem,
  • Kemik iliği,
  • Akciğer,
  • Sindirim sistemi,
  • Böbrekler,
  • Sinir sitemi ve
  • Cilt üzerinde olabilmektedir.

Biyoterapi ise biyolojik yanıtı etkileme özelliğine sahip biyolojik kaynaklı ajanlar kullanılarak yapılan tedavi şeklidir. Geleneksel olarak biyoterapi, immün sistem yanıtını modifiye etmek için kullanılır ve bu amaçla kullanılan ilaçlara “biyolojik ajanlar” denir. Biyoterapi kanseri tedavi ederken yan etkilere yol açabilmektedir.

Kemoterapi ve biyoterapinin yan etkilerinin en aza indirilmesi için evde bakım verilen yaşlı kanser hastasında dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle özetlenebilir:

  • Günlük kilo, bulantı-kusma takibi,
  • Herhangi bir kısıtlama yoksa 2 litre sıvı tüketilmesi,
  • Bulantı varlığında sert, acı vb. yiyeceklerden kaçınılması, azar miktarda sık beslenilmesi,
  • Kusmaya ani kilo kaybının eşlik etmesi durumunda sağlık kuruluşuna başvurulması,
  • Dudaklar ve ağız içi mukozası bütünlüğünün devam ettirilmesi,
  • Cilt bütünlüğünün devam ettirilmesi,
  • Yorgunluğun önlenmesi,
  • Kanamaya yatkınlığı olan hastaların dikkat etmesi
  • Kanama bulguların takip edilmesi ve gerektiğinde sağlık kuruluşuna başvurulması,
  • Enfeksiyonların önlenmesi,
  • Yeterli ve dengeli beslenmenin önlenmesi,
  • Saç kayıplarında alternatif desteğin sunulması (kestirme vb.),
  • El ve ayakların düzenli takibi,
  • Denge ve egzersiz programlarının yürüme ve denge problemlerinde kullanılması,
  • Ağrıya yönelik verilen ilaçların düzeyinin ve ağrı düzeyinin takip edilmesi,
  • Evde bulunabilecek kemoterapi ilaçlarının çocuklardan korunması ve saklama koşullarına uygun hareket edilmesi.

Radyoterapi

Radyoterapi, tümör hücrelerinin iyonizan radyasyon uygulanarak yok edilmesidir. Tek olarak uygulanabileceği gibi başka yöntemlerle de birlikte uygulanabilir. Bu yöntemde tümöre yüksek doz verilirken çevresindeki dokular korunmaya çalışılır.

Radyoterapide oluşabilecek yan etkiler şöyle sıralanabilir::

  • Kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinin yapımını etkileyebilir,
  • Uygulanan bölgede deride reaksiyonlar görülebilir,
  • Boyun bölgesine uygulamalarda ağızda yaralar, tükürük salgısında azalma veya sonlanma, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, tat alma duyusunda azalma görülebilir,
  • Göğüs kafesi uygulamalarında nefes darlığı, yutma güçlüğü oluşabilir,
  • Mide ve karın bölgesi uygulamalarında ishal, bulantı-kusma, iştahta azalma, kilo kaybı gözlenebilir,
  • Alt karın bölgesi uygulamalarında idrar yapmada üçlük, kaçırma görülebilir,
  • Yapılan bölgeden geçici ya da kalıcı saç ve kıl kayıpları ortaya çıkabilir.

Radyoterapi alan yaşlı hastanın evde bakımında dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle özetlenebilir:

  • Cilt bütünlüğünün sürdürülmesi,
  • Antiseptik solüsyonlarla ağız bakımı yapılması, ağız kuruluğu için limonlu sakız çiğnetilmesi,
  • Az ve sık olarak yeterli beslenmenin sağlanması ve yeterli sıvının tüketilmesi,
  • Yorgunluk, infeksiyonlara ve kanamalara yatkınlığın olması durumunda kemoterapide belirtilen girişimlerin uygulanması gerekir.

Yaşlı Kanser Hastalarında Öz Bakım Gereksinimlerinin Karşılanması

Yaşlı kanser hastalarında öz bakım; bireysel hijyen, beslenme, boşaltım ve giyinmeyi başkalarının yardımı olmaksızın yapabilir olmaktır. Hastalık ve tedavi sürecinde öz bakımın yanında alışveriş, finansal durumların takibi ve sosyal ilişkilerin devam ettirilmesinde sıkıntılar oluşabilir. Dolayısıyla bu gereksinimlerin karşılanması hastaya sunulan bakım hizmetinin kalitesini artıracaktır.

Bireysel hijyen uygulamaları kısaca şöyle açıklanabilir:

  • Banyo yapma: Deri mikroorganizmaların vücuda girişini engelleyerek infeksiyonları önler.
  • Saç bakımı: Sık aralıklarla tekrarlanmalıdır.
  • Ağız bakımı: Uygun diş ve diş eti bakımının sağlanması.
  • Ayak ve tırnak bakımı: Yıkama, nemlendirme ve kesim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi.
  • Perine bakımı: Banyonun bir parçası olup mahremiyete özen gösterilmelidir.
  • Beslenme: Problemlerin saptanması, sağlık profesyonelleri tarafından tedavi ve diyet düzenlenmelerinin yapılması.

Beslenmede meydana gelen değişikliklerle ilgili bazı diyet düzenlemeleri kısaca şöyle açıklanabilir:

  • Tat değişimi: Yemek sonrası ağız bakımı, yemek hazırlanmasında ekstra baharatlar, kırmızı et yerine balık veya tavuk,
  • İştahsızlık: Aile veya arkadaşlarla yemek yeme, küçük servisler, kuruyemiş ve atıştırmalıkların kullanılması, yemek öncesi egzersiz, acıktığı zaman yemek yeme,
  • Bulantı ve kusma: Gazlı içeceklerden uzak durma, ihtiyaç halinde antiemetik ilaçlar,
  • Hafif veya şiddetli ağız içi yaralar: Az ve sık yemek yeme, yüksek kalori ve hazmı kolay yiyecek tüketimi, en az 2 litre sıvı tüketimi, baharat ve aşırı sıcak-soğuktan kaçınma, ihtiyaç halinde ara öğünler, şiddetli yaralarda püre halinde sıvı yiyecek tüketimi,
  • Kabızlık: Lif içeren besinlerin tüketimi, sıvı arttırımı, doğal laksatif yiyecek tüketimi,
  • İshal: Az-sık yeme, süt ürünlerinden kaçınma, lif ve yağ oranı yüksek ürünlerden kaçınma, ishal olduğunda 3 litre sıvı tüketimi,
  • Boşaltım gereksinimlerinin karşılanması: Tuvalet ihtiyaçlarının yatakta sağlanması, alt bezi kullanımı, kateter takılabilmesi, boşaltım ihtiyacı karşılanırken mahremiyete özen gösterilmesi,
  • Hastanın taşınması ve hareket ettirilmesi: Sürekli yatmaya bağlı kas-iskelet sisteminde oluşabilecek fonksiyonel kayıp ve deformiteleri önleme amaçlı pasif egzersiz ve koruyucu pozisyonların uygulanması gerekir.