FİNANSAL EKONOMİ - Ünite 7: Risk ve Getiri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Risk ve Getiri

Belirsizlik ve Risk

Belirsizlik ve risk kavramları genellikle birbirinin yerine kullanılmaktadır. Geniş bir çerçeve içinde tanımlandığında, planların başarısız olma olasılığı, hatalı karar alma tehlikesi, zarar etme veya kâr etmeme gibi durumları enel olarak “ risk ”olarak adlandırmak mümkündür. Belirsizlik ve risk kavramları hem finans hem de ekonomi literatüründe çok yer tutmaktadır. Belirsizlik riskten daha genel bir anlam ifade etmektedir. Risk beklenen değerlerin olasılık dağılımlarının kantitatif olarak ölçülebildiği, başka yatırım seçeneklerinin sonuçlarıile mutlak veya nispi değerler itibariyle karşılaştırılabildiği durumları ifade ederken, belirsizlik yatırımcının beklenti ve sezgileri ile bir dereceye kadar aydınlatılabilecek durumları ifade eder. Belirsizlik risk kaynağıdır ve risk belirsizlikten doğmaktadır.

Belirsizliklerin durumuna bağlıolarak ekonomik birimlerin riske karşı olumsuz yaklaşmaları, onların belirsizlik durumunu azaltabilmek için tedbir almalarını getirebilmektedir. Bu ise işlem maliyetlerini arttırabilmektedir. Ekonomik birimlerin karşı karşıya oldukları riskler onların çeşitli maliyetler taşımalarını gerekli hale getirmektedir. Belirsizlik bir eylemin sonuçlarının öngörülebilirliği hakkında şüphelerin olmasıolarak da tanımlanabilir. Risk; kazanç veya zarar olarak da gündeme gelebilir.

Risk

Tanımın yapıldığı zamana ve iş koluna göre değişen risk içeriğiyle birlikte, risk yönetimi parametreleri ve teknikleri de değişmektedir. Değişim ile birlikte risklerin bir bölümü nitelik değiştirmiş, bir kısmı ortadan kalkmış, yeni risk unsurları devreye girmiş ve yapılarıdaha karmaşık hale gelmiştir. Ekonomi ve finans literatüründe riskin tanımı ile ilgili olarak farklı yaklaşımlar söz konusudur. Yapılan farklı risk tanımlamaları şöyledir:

  • Risk, kayıp olasılığıdır. Uygulamada risk yaygın olarak kayıp olasılığı olarak tanımlanmaktadır. Buna göre riskin gerçekleşmesi olasılığının 1 veya 0 arasında bir değer almasıbeklenmektedir.
  • Risk, gerçekleşen sonuçlardan veya değerlerden hareketle beklenen sonuçları belirlenmesidir. Bu tanıma göre, risk tek bir oluşumun veya kaybın olasılığı olmayıp beklenenden farklı sonuçların gerçekleşmesi olasılığıdır.
  • Risk, kayıp tehlikesidir. Kaybın tehlikesi kavramsal olarak kayıp olasılığıdır.
  • Bireylerin risk algısı; olması muhtemel bir olayın negatif sonuçlarının onları nasıl etkileyeceğini göz önüne alarak, resmi olmayan bir tahmini kapsamaktadır.
  • Karar vericinin bir olayın sonuçlarını objektif olasılıkla belirleyebildiği durumları ifade eder.
  • Objektif açıdan risk tehlikenin gerçekleşme olasılığı olarak düşünülmektedir.
  • İşletmenin finansal yönüyle ilgili planlanan veya beklenen herhangi bir durumun meydana gelmesinde ortaya çıkan sapma ihtimalidir.
  • Genel bir tanımlamayla banka açısından risk, başarıyerine başarısızlığı, yatırımların zarara uğrama ihtimalini, taahhüt edilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da beklenmeyen durumların ortaya çıkmasına bağlı olarak zarar etme ihtimalini içeren ve tümüyle negatif unsurların öne çıktığıbir olgudur.
  • Sigortacılıkta riskin; “gerçekleşen zararın beklenen zarardan olumsuz sapması” olarak ifade edilmesi söz konusudur.

Risk iki bileşene sahiptir:

  1. Hedeflenen bir sonuçtan farklı bir sonuca ulaşma durumu (ihtimali) ve
  2. İhtimalin gerçekleşmesi halinde ya da riskin oluşması durumunda oluşacak hasar veya kayıplar.

Ekonomik veya sosyal faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin temel amaçlarından biri, değer üretmektir. Kâr veya getiri elde etmek olarak ifade edilebilen değer, nakit ve pazar payı gibi doğrudan, verimlilik artışı ve maliyet azalışı gibi dolaylı kazanımlar içerebilmekte, parasal veya parasal olmayan ifadelerle tanımlanabilmektedir. Değerüretim süreci, belirli girdilerin tüketilerek çıktıların elde edilmesidir.

Risk ve değer, ekonomik faaliyetin doğasında aynı anda var olan, aralarında doğrusal ilişki bulunan ve birbirlerini tamamlayan iki olgudur. İşletmelerin değer üretme süreci kârlılık, büyüme, ödeme gücü ve sosyal sorumluluk hedeflerini kapsamaktadır.

Riskin Kaynakları

İşletmelerin içinde bulundukları doğal çevre, ekonomik ve politik sistem, hukuki, kültürel, teknolojik, toplumsal, finansal alt yapı, rekabet, güvenlik, iç koşullar vb. faktörlerin her biri risk kaynağıdır. Yaşanan krizlerden edinilen tecrübeler ışığında, zayıf veya yetersiz bir risk yönetimi de yeni bir risk kaynağı olarak kabuledilmektedir. Bu nedenlerle işletmeler için kendileri ile ilgili belirsizlikler yanında genel çevre ve sektöre ilişkin belirsizlikler de risk kaynağıdır.

Genel Çevresel Belirsizlikle ; politik belirsizlikler, hükümet politikası belirsizlikleri, makroekonomik belirsizlikler, sosyal belirsizliklerve doğal belirsizlikleri kapsamaktadır.

Politik belirsizlikler; genellikle politik rejim değişiklikleri ile ilgilidir. Politik sistemde mevcut veya potansiyel değişmeler ile ilgili tehlikeleri ve fırsatları yansıtır (savaş, devrim, hükümet darbesi, hükümet değişimi gibi).

Hükümet politikası belirsizlikleri ise; mali ve parasal reformlar, fiyat kontrolleri, ticari kısıtlamalar, millileştirme veya beklenmeyen hükümet düzenlemeleri, kazancın yatırımcının ülkesine transferindeki engellemeler, yetersiz kamu hizmetleri vb. riskleri kapsamaktadır.

Makroekonomik belirsizlikler ; enflasyon, nispi fiyat değişimleri, döviz kurları, faiz oranları, ticari şartlarda değişme ve benzerlerini kapsar. Sosyal belirsizlikler; sosyal ilgilerin değişmesi, sosyal huzursuzluk, karışıklıklar, gösteriler ve küçük çaplı terörist hareketleri kapsar.

Sosyal belirsizlikler, siyasal ve politik belirsizlikler için bir haberci olabilir.

Doğal belirsizlikler; yağış değişmeleri, kasırgalar, depremler gibi doğal felaketleri kapsar.

Sektöre İlişkin Belirsizlikler; girdiler, mamulve rekabetle ilgilidir.

Girdi piyasası belirsizlikleri; üretimde kullanılan girdilerin yeterli miktar ve kalitede elde edilmesiyle ilgili belirsizlikleri kapsar.

Mamul (ürün) piyasası belirsizlikleri; müşteri zevklerinde değişme, ikame malların mevcudiyeti ve tamamlayıcı malların kıtlığı ile ilgilidir.

Rekabet belirsizliği; sektördeki mevcut işletmeler ile yeni girenler arasındaki rekabetle ilgilidir.

İşletmeye Özel Belirsizlikler: Bu belirsizlikler işletmeyle ilgili olupaşağıda kısaca açıklanmıştır:

Faaliyetle ilgili belirsizlikler; işgücü, girdi arz ve üretim belirsizliklerini kapsar.

Yasal sorumluluk belirsizlikleri; bir işletmenin mamulünün üretimi veya tüketiminden dolayı, beklenmeyen zararlı etkilerden kaynaklanır.

Araştırma-geliştirme belirsizlikleri ise; araştırma-geliştirme faaliyetlerinin sonucu ile ilgilidir. Kredi belirsizlikleri; alacakların tahsili ile ilgili problemleri kapsar.

Davranışsal belirsizlik ise; işletme amaçlarının çalışanlara benimsetilememesi durumunda ortaya çıkabilecek verim azalışı ile ilgilidir.

Risklerin Sınıflandırılması

Risk faktörlerinin genel bir sınıflandırması aşağıda kısaca açıklanmış olan başlıklar altında yapılabilir:

Spekülatif ve Yalın (Salt) Risk: Yalın risk, belirli bir olayın gerçekleşmesi halinde zararın ortaya çıktığı, olayın gerçekleşmemesi halinde zararın ortaya çıkmadığıbir risk türüdür. Spekülatif risk ise, kayıp kadar kazancın da söz konusu olduğu risk durumunu ifade etmektedir. Yalın riskler her zaman istenmeyen riskleriken spekülatif riskler bazen istenebilir.

Genel ve Özel Risk: Genel riskler , geniş kitleleri etkileyen risklerdir. Genellikle katastrofik nitelikte olup, doğal afetlerde, halk hareketlerinde, terör ve savaşta olduğu gibi gerçekleştiklerinde toplumsal sorun doğururlar (enflasyon, işsizlik vb. ). Özel riskler, bireysel niteliktedir ve daha kolay bir şekilde kontrol edilebilmektedir (kazalar, hırsızlıkvb. ). Özel riskler daima yalın riskler iken, genel riskler ise yalın ve spekülatif risk kapsamında olabilir.

Fiziksel ve Sosyal (Moral) Risk: Fiziksel risklerde , riskin gerçekleşmesine neden olan etkenler fizikseldir. Fiziksel risk kaynaklarının başlıcaları yangın ve doğal afetlerdir. Sosyal (moral) risk kaynakları kişinin davranışları ile ilgilidir (çalma, saldırı, eşya tahribatı, kundaklama vb. ).

Ekonomik Risk: Ekonomik riskler, genellikle işletmelerin faaliyetlerini tehdit eden risklerdir. Piyasa koşulları içinde yaşanan mevsimlik ve konjonktürel olaylar, enflasyon, ülkelerin politik yapılarındaki istikrarsızlıklar, ihracat ve ithalatçıların karşılaşabileceği sosyal, ekonomik ve politik sorunlar ekonomik risklerdendir.

Mülkiyet, Mali Yükümlülük ve Personel Riskleri: Mülkiyet riskleri , bir işletme veya kişiye ait bir mülkün hasar gördüğü, yok edildiği, değerinin azaldığı veya kaybedildiği zaman meydana gelir. Mali yükümlülük riski ise, bir işletme veya kişinin, başkalarına verdiği kişisel veya mal varlığı zararları için yasal olarak sorumlu tutulabilmesiyle ilgilidir. Personel riskleri, bir işletme veya ailenin mensupları için zarar veya kayıp ortaya çıkması durumudur.

Çeşitlenebilen ve Çeşitlendirilemeyen Risk: Çeşitli risk paylaşma anlaşmalarıyla veya bir araya getirme (bir havuzda toplama) risk azaltılabiliyorsa, bu tür risklere çeşitlendirilebilir riskler denilmektedir. Bunun tersi olarak bahsi geçen mekanizmalarla azaltılması mümkün olmayan riskler de çeşitlendirilemeyen riskler olarak adlandırılmaktadır. Çeşitlendirme ile ortadan kaldırılan veya azaltılan riskler firma bazlı riskler olması nedeniyle Sistematik Olmayan Risk olarak adlandırılmaktadır. Çeşitlendirme ile ortadan kaldırılamayan risk ise Sistematik Risk veya Piyasa Riski dir. Sistematik risk ; kontrol altına alınma olanağı bulunmayan risk türüdür ve döviz kuru, faiz oranı, enflasyon, piyasa ve politik riskleri kapsar.

Objektif (Nesnel) veSubjektif (Öznel) Riskler: Objektif (nesnel) risk , gerçek kaybın olası kayıptan farkı olarak tanımlanmaktadır. Subjektif (öznel) riskise , daha çok kişisel algılamalara dayalı olan bir risk tanımlamasıdır.

Risk unsurları; firma içi-firma dışı ve yönetilebilir-yönetilemez riskler şeklinde de sınıflandırılabilir.

İşletmeler ve Finansal Kurumlarla İlgili Riskler

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomik ve finansal gelişmelerin risk kavramında anlam gelişmesine neden olmasıile çok sayıda akademisyen ve yatırımcırisk ile ilgilenmeye başlamıştır. 1950’li yıllarda ifade edilen görüş işletmelerin yalın risklerini organize etmekten sorumlu olmasıgerektiği yönündedir. O yıllarda riskin yönetilmesine dair yürütülen tek aktivite sigorta işlemiydi. 1970’lere gelindiğinde risk yönetimi anlayışının kredi riski ve diğer finansal risklerin yönetilmesi anlayışına dönüştüğü görülmektedir . 1980’lerde risk kapsamının merkezinde kredi riski, kayıp riski ve piyasa riski bulunmaktaydı. 1990’lara gelindiğinde ise, risk kapsamında en önem verilen konu artık dış etkilerden kaynaklı zararların en aza indirilmesi değildi . 2000’li yıllara gelindiğinde ise, risk yönetimi anlayışı artık sadece finansal kayıplarıönlemek adına değil işletmenin rutin bir süreci olarak görüldüğü ve tüm işletme tarafından dikkat edilmesi gereken bir unsur olduğu anlaşılmıştır. Risk yönetimi çalışmaları artık belirli bir birimde veya departmanda değil, kurumun genelinde bir bütün halinde yürütülmeye başlanmıştır. Bu sürece “kurumsal risk yönetimi” süreci adıverilmiştir. Kurumsal risk yönetimi riski bir tehdit olarak görmek yerine, bazı durumlarda fırsata bile dönüştürülebileceği düşüncesidir.

İşletmeler Açısından Risk Kavramı ve İşletmelerle İlgili Riskler: Bu tür riskler işletmelerin faaliyet sürecinde karşılaşabileceği olumsuz durumlar sebebiyle arzu edilmeyen ve kayba yol açan riskler olup en genel risk grubudur. İşletmelerle ilgili riskler aşağıda kısaca açıklanmıştır:

Hukuki Riskler : Faaliyet gösterilen ülkedeki anayasa, yasa, yönetmelik ve düzenlemelere uyum zorunlulukları ile buralardaki değişimlerden kaynaklanan risklerdir.

Faaliyet Riski : İşletmeler faaliyette bulundukları alanda birbirlerinden farklı teknoloji kullanabilirler. Bazı işletmeler emek yoğun nitelikte, bazıişletmeler ise sermaye yoğun nitelikte olabilirler. Faaliyet hacmindeki dalgalanmalar faaliyet riskini arttırır.

Organizasyonel Riskler : İşletmenin organizasyonel yapısında bilgi akışı, yetki sınırlarıve görev tanımlarındaki belirsizlikten kaynaklanan risklerdir.

Likidite Risk i : Likidite, varlıklar için paraya dönüşebilme yeteneği şeklinde tanımlanmaktadır.

Personel Riskleri : Üst yönetim dahil olmak üzere personelin nitelik ve sayısal olarak yetersizliği, hata, ihmal, görevi unutma veya kötüye kullanma ile bilerek suç işlemelerinden kaynaklanan risklerdir.

Kredi Riski ; borçlunun alacaklıya olan yükümlülüğünü yerine getirmede başarısız olma riskidir ve karşı tarafın gecikmesinden kaynaklanan potansiyel zararlarıifade eder.

Yönetim Riskleri : Üst yönetiminin ülke, sektör ve şirket ölçeğine uygun gerekli bilgi düzeyi, nitelik ve tecrübeye sahip olmamasıve dolayısıyla şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle oluşabilecek risklerdir.

Maliyet Riskleri: Girdi meydana gelen artışlar, doğal afetler, tedarik koşullarındaki zorluklar ve ithalat rejimi gibi işletme dışıunsurlardaki gelişme ve belirsizlikler maliyet artışına neden olabilecek risklerdir.

Ürün Riskleri: Ürünün yaşam seyri, kalitesi, pazar payı, ikame ürünler ve müşteri algısı gibi unsurlardaki gelişmelerden kaynaklanan risklerdir.

Yatırım Riskleri: Mevcut işletmenin veya planlanan bir yatırımın bütününüetkileyen risklerdir.

Finansal Riskler : İşletmenin yükümlülüklerini yerine getirememesi veya gecikmeli getirmesi, kârlılık sorunlarıve kredi kaynaklarına ulaşamamasıvb. nedenlerden kaynaklanan risklerdir.

Piyasa Riskleri : Faaliyet gösterilen sektörde ekonomik, sosyal ve konjonktürün tetiklediği unsurlardaki gelişmelerden kaynaklanan riskler olup pazar veya sektör riski olarak da adlandırılmaktadır.

Ülke Risk i: Faaliyet gösterilen ülkedeki hukuki, siyasi, coğrafi, finansal koşullar ve piyasanın durumu nedeni ile yükümlülüklerin yerine getirilememesi riskidir.

Politik Riskler : Siyasal ortamda seçimler, koalisyonlar, siyasi krizler, askeri darbeler vb. unsurlardan kaynaklanan riskler olup gelişmekte olan ülkelerde daha çok görülmektedir.

Makro Ekonomik Riskler : Kamu bütçe dengesi, ödemeler dengesi, para ve maliye politikaları, ekonomik büyüme, enflasyon, deflasyon, ekonomik konjonktür ile para ve sermaye piyasalarından kaynaklanan risklerdir.

Teknolojik Riskler : Bilgi ve iletişim sistemlerinin eski veya yetersiz olması, teknik sorun ve aksaklıkların zamanında giderilememesi gibi sebeplerden kaynaklanan risklerdir.

Kriz Dönemi Riskleri : Kriz dönemlerinde işletmelerin kırılganlıkları artmakta ve olağan dönemde görülmeyen birçok risk açığa çıkmaktadır.

Çevre Riskleri : Faaliyet gösterilen coğrafyanın olağan iklim koşulları ile doğal afetlerden kaynaklanan risklerdir.

Sağlık Riskleri : Global düzeyde çabuk yayılabilen salgın hastalıklardan kaynaklanan kolera, veba, AIDS, kuşgribi ve domuz gribi bu türden riskler altında sayılabilir.

İtibar Riskler i : Risk kavramına yeni katılmış bir risk türü olup; işletme içi ve dışı mevzuata uyulmamasından ve ortakların kamuoyunda olumsuz algılanabilecek tutum ve davranışlarından kaynaklanan risklerdir.

Finansal Kurumlar Açısından Risk Kavramı ve Finansal Kurumlarla İlgili Riskler: Bir finansal varlığın taşıdığı risk, ancak belirlenen risk iştahı düzeyinde, beklenen getiri söz konusu riski telafi edebildiği takdirde kabul edilebilirdir. Finansal kurumlar da finansal varlık ve yükümlülüklerini, risk/getiri amaçlarına en uygun şekilde, yönlendirebildikleri takdirde başarılı bir performansa ulaşabilirler.

Bankalar Açısından Risk Kavramı: Bankalar için risk; “bir işleme ya da faaliyete ilişkin parasal kaybın ortaya çıkmasıveya bir giderin ya da zararın oluşmasınedeniyle ekonomik faydanın azalması ihtimali” olarak tanımlanmıştır. Sermaye Yeterlilik Oranı; bankaların bir birimlik sermaye ile kaç birimlik risk aldığını ifade eden sayısal bir orandır. Basel Düzenlemeleri; UluslararasıTakas Bankası Basel komitesi tarafından 1988 yılında İsviçre’nin Basel kentinde yayımlanmış, Bankaların asgari sermaye gereksinimlerini ölçümlemesi için oluşturulan bir standartlar bütünüdür.

Sigorta Şirketleri Açısından Risk Kavramı: Sigortacılıkta riskin; “gerçekleşen zararın beklenen zarardan olumsuz sapması” olarak ifade edilmesi söz konusudur. Sigortacılıkta risk yönetimi, geleceğe yönelik olan risk tehlike ve başarısızlıkları önleme yöntemidir. Hayat dışı sigorta şirketlerinde temel risk, tazminat ödemelerinin beklenenden fazla olmasıdır. Aktüerya ; temel sigorta problemlerinin çözümünde matematiksel tekniklerin uygulanmasıolarak tanımlanabilir.

Finansal Kurumlarla İlgili Temel Riskler: Bu kapsamda aşağıda öncelikle finansal kurumları etkilediği düşünülen riskler açıklanmışve temel finansal kurumlar açısından söz konusu risklerin etkileri ele alınmıştır.

Kredi Riski: Finansal işlemlerde bulunan kişi veya kuruluşlardan birinin, karşıtarafa olan yükümlülüklerini yerine getirememesinden kaynaklanan potansiyel kayıp “ kredi riski ”olarak adlandırılır. “Karşıtaraf riski”olarak da adlandırılır. Geri ödenmeme riski; borçlunun faiz ve/veya anapara ödemelerini yapamayacak olma riskidir.

Likidite Riski: Likidite riski genel olarak, ihtiyaç duyulan miktarda fonun ihtiyaç duyulduğu anda uygun bir maliyetle bulunmaması, elde tutulan finansal varlığın istenilen zamanda ve fiyatta elden çıkarılmaması veya transfer edilememesi sonucunda zarara uğrama olasılığıolarak tanımlanabilmektedir. Likidite riski kısaca, kısa vadeli nakdi mal varlığının değerinin kısa vadeli borçları karşılayamaması durumudur.

Piyasa Riski: Piyasa riski genel anlamda, finansal fiyatlar ve oranlardaki hareket ve değişikliklerden kaynaklanan risk demektir. Piyasa riski alt başlıklar olarak; döviz kuru, faiz oranı, hisse senedi değeri ve değerli maden/hammadde fiyatı risklerinden oluşmaktadır.

Operasyonel Risk; işlem süreçlerindeki veya yönetim sistemlerindeki düzensizlikler nedeni ile meydana gelebilecek finansal kayıplar olarak tanımlanmaktadır. Operasyon riskinin de kendi içinde; personel riski, teknik riskler, organizasyon riski ve yasal riskler şeklinde alt başlıklarından söz etmek mümkündür.

Sistemik Riskler; sistemin çalışmasınıciddi şekilde bozan ve son aşamada sistemin çöküşüne yol açan sorunlardır. Sistemik riske yönelik geliştirilen tanımlamalar şöyledir:

  • Sistemik risk, büyük bir şok veya daha geniş bir ifadeyle makro şoktur ve ekonomideki tüm unsurları etkilemektedir.
  • Sistemik risk, bir birimde başlayan şokun, zincirleme bir şekilde diğer kurumlara yayılmasını ifade etmektedir.
  • Sistemik risk, bir şekilde başlayan olayın sistemin tekbir kurumuna değil tümüne yayılmasıdır.

Ülke Riskleri içerisinde ağırlık, politik ve ekonomik risktedir. Ülke riskliliği dört kriter altında incelenebilir. Bunlar mali risk, kontrollü döviz kuru sistemi, üretken olmayan devlet harcamaları ve ülke kaynakları dır.

İş Kabulü(Underwriting) Riski: Bir riskin hangi şartlarda ve hangi fiyat üzerinden kabul edileceğinin belirlenmesi sürecine denir. Underwriting riski sigorta şirketlerinin prosedürlerinden kaynaklanan, pür riskve yönetim riski olmak üzere iki temel bölüme ayrılmaktadır.

Risk Yönetimi ve Risk Kontrol Araçları

Riskin istenmeyen etkilerinden kaçınmak, korunmak, onlarıazaltmak ve kaçınmak gibi teknik ve araçları içeren mekanizmalar olarak adlandırılabilir. Ayrıca riske karşıbilgi düzeyinin artırılmasıda risk kontrolü içinde sayılabilir. Risk yönetimi süreci, risklerin tanımlanması, tanımlamanın sürekli yenilenmesi, risklerin ortaya çıkma ihtimal ve büyüklüklerinin belirlenerek ölçülmesi, yönetilecek risklerin seçimi, risklerin açığa çıkması(probleme dönüşmesi) halinde etkilerini izole edecek uygulamaların yer aldığıyol haritasının hazırlanması, risk yönetim sürecinin etkinliğinin izlenmesi ve sürekli iyileştirilmesi adımlarını içermektedir. Dinamik ve kendini sürekli yenileyebilen özelliği nedeni ile risk yönetimi yerine etkin bir risk yönetimi kavramını kullanmak daha anlamlıdır. Döviz ve faiz kuru riskleri başta olmak üzere, piyasa riskleri ölçülmeye ve yönetilmeye en müsait riskler olup, bu risklerin yönetimi işletmelerde toplam risk yönetimi konusunda önemli bir adım oluşturmaktadır. Risk yönetimi kullanarak, organizasyonlar başarısızlıklar arasında objektif karşılaştırmalar yapabilmekte ve hangi riskleri önce ele alacaklarınısaptayabilmektedirler.

Risk Kontrol Araçları : Risk kontrolübir işletmenin/kurumun/şirketin maruz kaldığı kayıpların risklerini en aza indirgemeye odaklanmasıdır. Risk kontrol araçları engelleme, kayıp önleme ve kaçınma doğrultusunda riski azaltma yaklaşımlarınıiçerir.

Riskten kaçınma: Teknik olarak kaçınma dahariskler oluşmadan bununla ilgili alınan kararlardır.

Riski azaltma: Risk kaybın önlemesi ve kontrolü ile azaltılabilmektedir.

Zarardan korunma: Çeşitli zararların ortadan kaldırılması veya zarar hacminin azaltılmasıdır.

Zararların azaltılması: Muhtemel zararların hacminin azaltılmasıiçin uygulanan tedbirlerdir.

Bilgi yönetimi: Bilgilenme düzeyi arttıkça geleceğin belirsizlikleri ortadan kalkacak/azalacak ve nihayetinde verilen kararlar daha sağlıklıve belirsizlikten uzak olacaktır.

Riskin transferi: Riskin başka iktisadi birimlere aktarılmasıdır.

Riskin dağıtılması: Birçok kişinin riskli projeye ortak edilmesi şeklinde ifade edilebilir.

Riski paylaşma: Aynı risk ile karşık arşıya olanların aralarında birleşmesiyle riskin gündeme gelmesi halinde kaybın en aza indirilebilmesi için önlemler alınması sağlanabilecektir.

Beklenen Getiri ve Risk

Beklenen Getir i: Yatırımlar genel olarak gelecekte elde edilmesi umulan bir değeri elde etmek için bugün elde edilen bir değerden fedakârlık etmek olarak tanımlanmaktadır. Yatırımın en basit tanımıise, daha fazla para kazanmak amacıyla belirli bir tutar parayıbir işe bağlamaktır. Bu yatırımla ilgili olarak yatırımcının nasıl karar verdiği, hangi yatırım araçlarına ne zaman hangi boyutta yatırım yapacağı hususlarına da yatırım sürecidenir. Yatırımlar genel olarak Reel yatırımlar ve Finansal yatırımlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Reel Yatırım ; arsa ve gayrimenkul gibi fiziksel mallara yapılan yatırımlardır. Finansal Yatırım ; fiziksel olmayan ve gelecek ile ilgili alacak ya da ortaklı hakkı veren varlıklara yönelik yatırımlardır. Finansal varlıkların iki temel ekonomik görevi vardır:

  • Fon fazlası olup, fona ihtiyacı olan kişilerin (işletmelerin) ihraç ettikleri finansal varlıklara yatırım yapmak isteyenlerden fon transferi sağlaması,
  • Fon transferi aynı zamanda, reel varlıklar yolu ile elde edilecek nakit girişinin riskini fon arayanlar ile temin edenler arasında yeniden dağıtılmasını sağlayabilmesidir.

Beklenen Getiri ve Risk Ölçümleri: Bir varlığın getirisi, bu varlığın elde tutulması ile elde edilen kazancı ifade etmektedir. Beklenen getiri belli bir dönem getirileri ile bu getirilerin (R), gerçekleşme olasılıklarının (P) çarpımının toplamıdır. Matematiksel olarak şöyle ifade edilir:

E(R_{i})= \sum_{t=1}^{\infty } P_{i}\times R_{i}

E(R_{i})=i varlığının beklenen getiri oranı, R i = i varlığının gerçekleşen getiri oranı ve P i = i varlığının getirisinin gerçekleşme olasılığıdır.

Standart sapma ve varyans olasılık dağılımının sıklığını gösterir ve portföy yönetiminde risk ölçüsü olarak kullanılmaktadır. Varyans standart sapmanın karesidir. Standart sapma (?) matematiksel olarak şöyle ifade edilir:

\sigma = \sqrt{\sum_{t=1}^{\infty } (R_{i}-E(R_{i)}))^{2}\times P_{i} }

Bu hesaplamanın en önemli sakıncası elde edilecek pozitif ve negatif değerlerin birbirlerini götürmesi sonucu anlamsız bir değer elde etme tehlikesidir.

Tarihi Verilerden Yararlanarak Risk ve Getirinin Hesaplanması : Planlanan yatırımların, hisse senetleri veya benzer yatırım araçlarının geçmişe yönelik verilerine sahip olduğumuz takdirde, o verilerden yararlanmak mümkündür. Bu durumda kullanılacak ortalama getiri ve risk formülleri şöyledir (n = zaman):

Ortamalama Geliri:

R_{ort} = \sum_{t=1}^{n}\frac{R_{t}}{n}

Risk:

\sqrt{\sum_{t=1}^{n}\frac{(R_{t}-T_{ort}^{2})}{n-1}}

Standart sapmanın veya varyansın değeri yükseldikçe risk artmaktadır.

Değişim Katsayısı: İki yatırım projesini karşılaştırırken hangi projenin risk ve getiri ölçütlerini bir arada kullanılarak tercih edilebileceğini söyleyebilmek için bir başka ölçüte daha bakmak gerekmektedir. Bu ölçüt yatırım alternatiflerinin göreceli riskliliğini veren değişim (varyasyon) katsayısıdır. Değişim katsayısı her bir birim getirinin, riskini vermektedir ve şöyle ifade edilir:

DK=\frac{\sigma }{E(R_{i})}

? = standart sapma ve E(R i ) = i varlığının beklenen getiri oranıdır.

Portföyde Getiri ve Risk Kavramları: Portföy çeşitli menkul kıymetlerden meydana gelen, ağırlıklı olarak hisse senedi, tahvil gibi menkul kıymetler ve türev ürünlerinden oluşan, belirli bir kişi veya grubun elinde bulunan finansal nitelikteki kıymetlerdir. Portföy, içerdiği menkul kıymetlerin basit bir toplamı değildir.

Portföy yönetimi, yatırımcıların elindeki fonların, mevcut menkul kıymetler arasında minimum risk maksimum kârlılığı sağlayacak şekilde dağıtılmasıdır. Bir portföyün beklenen getirisi, portföyde yer alan menkul kıymetlerin getirilerinin ağırlıklı ortalamasına eşittir ve şöyle ifade edilir:

R_{p}= \sum_{t=1}^{n}W_{i}R_{i}

R p = portföy getiri oranı, W i = her bir menkul değerin portföydeki aralığı ve R i = her bir menkul değerin getirisidir.

Bir portföyün beklenen getirisi, portföyde yer alan menkul kıymetlerin getirilerinin ağırlıklı ortalamasına eşittir. Kovaryans her hangi iki değişkenin zaman içinde hareketliliğinin aynı andaki uyumunun (ilişkisinin) bir ölçütüdür. Formülü şöyledir (Örneğin; A ve B hisse senetleri için):

Cov(AB)=\sum_{t=1}^{n}(R_{AI}-R_{ort.A})(R_{BI}-R_{ort.B})P_{i}

R ort.A = A hisse senedinin ortalama getiri oranı, R ort.B = B hisse senedinin ortalama getiri oranı ve P i = olasılıktır.

Ancak kovaryans hesaplanması ile elde edilen değeri, negatif ya da pozitif bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi dışında yorumlamak güçtür. Bu nedenle daha anlamlı bir ölçüt olan korelasyon katsayısı kullanabilir. Korelasyon katsayısı, iki rassal değişken arasındaki doğrusal ilişkinin istatistiksel olarak yönünü ve gücünü belirtir. Korelasyon katsayısı; iki değişkenin kovaryansının, bu değişkenlerin standart sapmalarının çarpımlarına bölünmesiyle elde edilir. Formülü şöyledir:

\delta _{A,B}=\frac{Cov(A,B)}{\sigma _{A}\sigma _{B}}

? AB = A ve B değişkenleri arasındaki korelasyon katsayısı, Cov (A,B) = A ve B değişkenleri arasındaki kovaryans, ? A = A değişkeninin standart sapması ve ? B = B değişkeninin standart sapmasıdır.

Korelasyon katsayısı, -1 ile +1 arasında bir değer almaktadır. Eğer iki değişken arasında mükemmel ve ters yönde bir ilişki varsa korelasyon katsayısı -1, aynı yönde mükemmel bir ilişki olduğu taktirde ise +1 olacaktır.

Toplam Risk ve Çeşitlendirme: Portföylerin tüm risklerini ortadan kaldırabilmek mümkün olamamaktadır. Menkul kıymetlerin toplam riski; Piyasa riski (Sistematik risk) ve Firma riski (Sistematik olmayan risk) gibi iki unsurdan oluşmaktadır.

Sistematik olmayan risk firmadan kaynaklanmakta, sistematik risk ise genel ekonomik, politik veya firma dışı herhangi bir nedenden kaynaklanmaktadır. Portföy oluştururken iyi bir şekilde çeşitlendirme yapıldığı takdirde sistematik olmayan risk büyük ölçüde ortadan kaldırılabilmektedir. Ancak sistematik riski ortadan kaldırmak mümkün olmamaktadır. Çünkü bu risk işletme dışı nedenlerden kaynaklanmaktadır.

Çeşitlendirilerek azaltılabilen sistematik olmayan riskler genel olarak şu nedenlerden ortaya çıkabilir:

  • İşletme ile ilgili yasal problemler,
  • Başarılı ya da başarısız pazarlama kampanyaları,
  • Önemli ihaleleri almak veya kaybetmek,
  • Yönetim değişiklikleri,
  • İşletmenin geliştirdiği teknolojilerin başarısı,
  • İşletmeye özel diğer konular.

Çeşitlendirme ile azaltılamayan sistematik risklerin de başlıca nedenleri şunlardır:

  • Faiz oranlarındaki değişmeler,
  • Enflasyon oranındaki değişmeler,
  • Devalüasyon,
  • Savaş hali,
  • Ekonomik durgunluk,
  • Politik olaylar,
  • Genel ekonomiyi ilgilendiren diğer olaylar.

Çeşitlendirme menkul kıymetler bazında ele alındığında aynı portföye birden fazla menkul kıymetin alınmasıyla söz konusu olabilir.