FİNANSAL KURUMLAR - Ünite 4: Mevduat Bankaları Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 4: Mevduat Bankaları
Mevduat Bankaları
Mevduat, Belli bir süre sonunda veya istenildiğinde çekilmek üzere bankalara faizle yatırılan paradır. İlk olarak Anglo-Sakson ülkelerinde ortaya çıkan mevduat bankaları, çok çeşitli işlemler yapmaları ve insanların günlük yaşantılarına kadar girmeleri nedeniyle, özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında, bütün dünyada en yaygın bankacılık türü haline gelmiştir. Temel fon kaynaklarının mevduatlardan oluşması nedeniyle, ticari bankacılık olarak da adlandırılan mevduat bankaları, her türlü mevduatı toplayan, bunları krediye dönüştüren, çeşitli bankacılık faaliyetlerini yerine getiren hizmet işletmeleridir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda, kendi nam ve hesabına mevduat kabul etmek ve kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubeleri mevduat bankası olarak tanımlanmıştır. Aynı kanuna göre mevduat bankaları, diğer kanunlarda öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla aşağıda belirtilen faaliyetleri gerçekleştirebilirler:
- Mevduat kabulü
- Nakdi, gayrinakdi her cins ve surette kredi verme işlemleri
- Nakdi ve kaydi ödeme ve fon transferi işlemleri, muhabir bankacılık veya çek hesaplarının kullanılması dâhil her türlü ödeme ve tahsilat işlemleri
- Çek ve diğer kambiyo senetlerinin iştirası işlemleri (İştira: Dâhildeki senetlerin satın alınarak kırılması, yani senedin vadesine kadar olan faiz ve gider vergisi düşülerek bedelinin ödenmesi ve iskonto borçlusu, başka bir şehirde olan senetlerin bankaca satın alınmasıdır.)
- Saklama hizmetleri
- Kredi kartları, banka kartları ve seyahat çekleri gibi ödeme vasıtalarının ihracı ve bunlarla ilgili faaliyetlerin yürütülmesi işlemleri
- Efektif dâhil kambiyo işlemleri; para piyasası araçlarının alım ve satımı; kıymetli maden ve taşların alımı, satımı veya bunların emanete alınması işlemleri
- Ekonomik ve finansal göstergelere, sermaye piyasası araçlarına, mala, kıymetli madenlere ve dövize dayalı; vadeli işlem sözleşmelerinin, opsiyon sözleşmelerinin, birden fazla türev aracı içeren basit veya karmaşık yapıdaki finansal araçların alımı, satımı ve aracılık işlemleri (Türev araç: Değeri başka bir finansal varlığın veya malın değerine doğrudan bağlı olan finansal araçlardır. Vadeli işlem (futures), opsiyon, forward ve swap sözleşmeleri türev araçlar arasındadır.)
- Sermaye piyasası araçlarının alım ve satımı ile geri alım veya tekrar satım taahhüdü işlemleri
- Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri
- Daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının aracılık maksadıyla alım satımının yürütülmesi işlemleri
- Başkaları lehine teminat, garanti ve sair yükümlülüklerin üstlenilmesi işlemleri gibi garanti işleri
- Yatırım danışmanlığı işlemleri
- Portföy işletmeciliği ve yönetimi
- Hazine ve Maliye Bakanlığı ve/veya Merkez Bankası ve kuruluş birlikleri nezdinde oluşturulan bir sözleşme kapsamında üstlenilen yükümlülükler çerçevesinde alım satım işlemlerine ilişkin piyasa yapıcılığı
- Factoring ve forfaiting işlemleri
- Bankalar arası piyasada para alım satımı işlemlerine aracılık
- Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık hizmetleri
- Kurulca belirlenecek diğer faaliyetler
Türkiye’de Mevduat Bankalarının Tarihsel Gelişimi
Türk bankacılık tarihine baktığımızda gelişim süreci Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine kadar uzanmaktadır. Ülkemizde gerçek anlamda ilk banka Tanzimat’ın ilanından sonra 1847’de İstanbul Bankası adıyla kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda modern anlamdaki ilk mevduat bankası, yabancı sermaye tarafından (İngiliz) 1856’da kurulan Osmanlı Bankası’dır. Söz konusu banka, ülkemizde kurulan ilk emisyon bankasıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulmuş olan ilk ulusal sermayeli banka ise; Memleket Sandıkları’dır. İlk tarımsal kredi sandığı özelliği taşıyan kurum, 1861 yılında kurulmuştur. 1868 yılında tasarruf toplama amacıyla Emniyet Sandığı kurulmuş olup bir süre sonra her iki banka da 1888 yılında kurulan Ziraat Bankası ile birleştirilmiştir. 1916 yılında yasayla kurulmuş bir kamu kurumu niteliği kazanan Ziraat Bankası, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet dönemine geçen ve günümüze kadar gelen en köklü ulusal kuruluşlardan biridir.
Cumhuriyet döneminde, ulusal sanayi ve bankacılığın geliştirilmesi çabaları ön plana çıkmıştır. Bu amaçla toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde önemli kararlar alınmıştır. Bu kararlar sonrasında ilk kurulan banka, Türkiye İş Bankası (1924) olmuştur. Cumhuriyet dönemindeki ilk büyük özel sektör bankası olan Türkiye İş Bankası, ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla, gerek sanayi gerek ticaret sektörlerine kredi vermek ve gerekse sanayi ve ticari girişimlerde bulunmak görevlerini üstlenmiştir. Bu dönemde faaliyete geçen bir diğer banka ise, 1930 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’dır (TCMB). Banka, anonim şirket statüsünde kurulmuş olup 1931 yılında çalışmaya başlamıştır.
1930’lu yıllar Türkiye’de özel amaçlı devlet bankalarının kurulmaya başlandığı bir dönem olmuştur. Bu gelişmede, 1934 yılında yürürlüğe giren Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın etkisi büyük olmuştur. Türkiye bu dönemde devletçilik ilkesini benimsemiş; Sümerbank, Etibank, T. Halk Bankası gibi büyük devlet bankalarını bu dönemde kurmuştur. 1960-1964 yılları arasında 15 banka faaliyetlerine son vermiş ve bu bankalar tasfiye edilmiştir. 1960’ta TCMB nezdinde bir Bankalar Tasfiye Fonu oluşturulmuş, bu fon 1983 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmiştir. Türk bankacılık sistemini dönemsel olarak incelediğimizde 1980’lere kadar mali sistemi bir bütün olarak etkileyen ciddi bir krizin oluşmadığı, bunun yerine çeşitli ekonomik sebeplerle tek tek bankaların faaliyetlerini durdurduğu ve tasfiye edildiği görülmektedir. 1970’li yılların sonlarında çıkarılan Ödünç Para İşleri Kanununca bankaların kredi faiz oranlarına getirilen kısıtlamalar bankaları banker adı verilen ve piyasa faizi üzerinden çalışan kurumlarla işbirliğine girmeye itmiştir. Bankerler, bankaların yaptığı gibi fon fazlası olanlarla fon talep eden arasında aracılık etmekten çok bankalarla fon piyasaları arasında aracılık işlemleri gerçekleştirmiştir. Bankerlik 58 Finansal Kurumlar kuruluşları arasındaki faiz savaşının, bir süre sonra Ponzi finansmanı biçimine kayması kaçınılmaz olmuş ve bu da sistemin çöküşüne yol açmıştır. (Ponzi finansmanı: Borç alınan paranın faizini ödemek için daha yüksek faiz ile borçlanmak.)
Bankacılık sektörü 24 Ocak 1980 kararları ile Cumhuriyet kurulduğundan beri karşılaşmadığı rekabet kavramıyla karşılaşmıştır. Türk bankacılık sektörü 1980’den itibaren hızlı bir gelişme göstererek, uluslararası banka ve finans sistemi ile bütünleşme sürecine girmiştir. Söz konusu dönemde serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte, dış dünya ile ekonomik ve mali bütünleşmenin gerçekleştirilmesi gibi yapısal değişime yönelik politikalar hayata geçirilmiştir. 1980’li yılların bir başka önemli gelişmesi ise TCMB bünyesinde İnterbank piyasasının oluşturulmasıdır. Böylece bankaların kısa vadeli likidite ihtiyaçlarının karşılanmasında ve likidite fazlasının değerlendirilmesinde çok büyük kolaylık sağlanmıştır. İnterbank, bankalara kaynak kullanma esnekliği ve kaynakları daha etkin kullanma imkanı verdiği gibi, ekonominin likidite dengesini kurmada da çok yararlı olmuştur.
2001 Krizi ile alınan önlemler bankacılık sektörüne istikrar getirmiş, sermaye yeterlik oranı yükselmiş bankacılık sıkı denetim altına alınmış, sektörde yabancı sermayenin payı artmıştır. Kamu bankalarının hem şube hem de mevduat olarak bankacılık sektöründeki payı azalmıştır.
2005 yılına gelindiğinde yabancı bankaların Türk bankalarına olan talepleri artmıştır. 2007 yılında yabancı bankaların Türk bankacılık sektöründeki payı 25,4’e yükselmiştir. Bu orana, yabancıların borsadan aldıkları banka hisseleri de eklendiğinde sektördeki payları yüzde 42’ye ulaşmıştır. 2008 yılının ikinci yarısından sonra kendini hissettirmeye başlayan global finansal kriz Türkiye’de bankacılık sektörünü minimum düzeyde etkilemiş, sermaye yeterliliği itibariyle dünyada üst sıralarda yer almıştır.
Mevduat Bankalarının Temel Fonksiyonları
Mevduat bankaları, finansal sektörde fon arz edenlerle, fon talep edenler arasındaki dolaylı finansman sürecinde faaliyet gösteren kurumlardır. Mevduat bankacılığının fonksiyonlarını genel olarak; finansal aracılık, kaynaklara akıcılık sağlama, kaynak kullanımının iyileştirilmesi, kaydi paranın yaratımı, ulusal ve uluslararası ticaretin geliştirilmesi ve iktisat politikalarının uygulanmasında kolaylık sağlama gibi başlıklar altında sıralamak mümkündür.
Finansal Aracılık
Mevduat bankalarının en temel işlevi aracılıktır. Bu bankalar, ellerinde fon fazlası olan kişi ve kuruluşlarla, faaliyetlerini yürütebilmek için ek kaynaklara gereksinme duyan kişi ve kuruluşlar arasında aracılık yaparlar.
Kaynaklara Akıcılık Sağlama
Bankalar, fon fazlası olan yörelerden, fon açığı olan yörelere kaynak aktarmak yoluyla bu fonksiyonlarını yerine getirmektedirler.
Kaynak Kullanımını İyileştirme
Ekonomide yeni bir değer yaratmamakla birlikte mevduat bankaları, topladıkları kaynakları verimli, kârlı alanlara, toplumsal ve kültürel açıdan öncelikli sektörlere aktararak ve kaynak kullanımını etkileyerek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmaktadırlar. Bankalar, kaynakların iyi kullanılmasını sağladıkları süre ve ölçüde, ekonomik gelişmenin hızlanmasına da yardımcı olmaktadırlar.
Kaydi Para Yaratımı
Banka parası da denilen kaydi para, hiçbir fiziksel yapıya sahip olmayan, sadece bankaların hesaplarında alacak ve borç kaydı düşülmek suretiyle yaratılan bir değişim aracıdır. Bankalar, tasarruf sahiplerinin yatırdıkları vadesiz mevduatın bir kısmını karşılık olarak tutar, geri kalanını ise kredi olarak verirlerse, krediler mevduat yaratır ilkesine bağlı olarak, bu süreç içinde geri dönüş oranı kapsamında belirli bir kaydi para yaratmaktadırlar.
Ulusal ve Uluslararası Ticareti Geliştirme
Bankacılık sistemi, geliştirdiği ve uyguladığı çeşitli ödeme ve kredilendirme yöntemleri (finansal kiralama, factoring, forfaiting gibi finansman teknikleri, teminat mektupları, vesaik mukabili ödeme, akreditif gibi ödeme yöntemleri) ile ulusal ve uluslararası ticaretin gelişmesine katkıda bulunmaktadır.
Para Politikasının Etkinliğini Artırma
Merkez bankalarının para politikasına ilişkin olarak kullandıkları araçlar, ancak gelişmiş bir bankacılık sisteminin varlığı koşulu ile ekonomi üzerinde etkili olmaktadır.
Mevduat Bankalarında Fon Yönetimi
Mevduat bankalarında fon yönetimi, bankaların çeşitli kaynaklardan toplamış olduğu fonları, başta krediler olmak üzere çeşitli alanlarda değerlendirme sürecini ifade eder.
Mevduat Bankalarının Fon Kaynakları
Mevduat bankaları bankacılık işlemlerini yürütebilmek için ihtiyaç duydukları fonları, öz kaynaklar ve yabancı kaynaklar olmak üzere başlıca iki kaynaktan elde ederler.
Öz Kaynaklar
Genel olarak sermaye bir firmanın pay sahipleri tarafından firmaya kuruluş aşamasında ya da daha sonra yapılan sermaye artırımlarında konulan ya da konulması taahhüt edilen paradır. Dağıtılmayıp firma bünyesinde alıkonulan kârlar, yasal ya da gönüllü olarak ayrılan yedek akçeler (Yedek akçe; Bankaların bünyesini güçlendirmek, firmanın sürekliliğini ve gelişmesini ve pay sahipleriyle alacaklıların haklarının korunmasını sağlamak ve faaliyet sonunda öz kaynaklarda doğabilecek azalışları karşılamak amacıyla dağıtılmayarak net kârdan ayrılan, firmada tutulan kısımlardır . ) ve yedek akçe niteliğindeki karşılıklar öz kaynakların hesaplanmasında göz önüne alınır. Bunlardan başlangıçta ortaklar tarafından konulan paraya öz sermaye, kârların dağıtılmayarak oluşturulan fonlara yedek sermaye ya da oto finansman denilmektedir.
Yabancı Kaynaklar
Mevduat bankalarının faaliyetleri için kullandığı temel fon kaynağını yabancı kaynaklar, genellikle de mevduatlar oluşturur.
Mevduatlar: Kişi ya da kurumlar tarafından istenildiği zaman ya da belli bir vade sonunda geri alınmak üzere bankalara yatırılan Türk Lirası veya yabancı paralardır. Mevduatın çeşitli açılardan sınıflandırılması mümkündür: geleneksel ayırım, vade açısından yapılan bir ayırımdır. Bu durumda karşımıza; ihbarsız veya vadesiz mevduat, ihbarlı mevduat ve vadeli mevduat türleri çıkmaktadır.
İhbarsız ya da vadesiz mevduat; bankalara istenildiği zaman geri alınmak üzere yatırılan paralardır. İhbarlı mevduat; bankalara, ihbar tarihinden belirli bir gün sonra çekilmek kaydıyla yatırılan paralardır. Her ihbarlı mevduat, ihbar süresi kadar vadeli sayılır. Vadeli mevduat; yatırıldıkları tarihten itibaren ancak belli bir süre geçtikten sonra (1 ay, 3 ay, 6 ay, 1 yıl) çekilmek üzere yatırılan paralardır.
Mevduatlar konusunda yapılan diğer bir sınıflama ise, mevduatın niteliğine göre yapılan sınıflandırmadır. Niteliğine göre mevduatlar; tasarruf mevduatı, resmi mevduatlar, ticari mevduatlar, bankalar arası mevduatlar ve diğer kuruluşlar mevduatı şeklinde sınıflandırılmaktadır.
Tasarruf mevduatı; gerçek kişiler tarafından bu isim altında açtırılan ve ticari işlemlere konu olmayan mevduattır. Ancak, vadesiz tasarruf mevduatı hesapları üzerine münhasıran çek keşide edilmesi ticari işlem sayılmaz. Resmi mevduat; genel ve katma bütçeli daire ve kuruluşlara, yerel yönetimlere, kanunla kurulmuş döner sermayeli teşekküllere, mahkemelere, savcılıklara, icra ve iflas dairelerine, tereke hakimliklerine ve kanunla kurulmuş sosyal kurumlara ait mevduatlar resmi mevduat sayılır. Ticari mevduat; kooperatifler dâhil her türlü ortaklıklara, tüccarların ticarethane ve firmalarına, vakıflar, dernekler, sendikalar, birlikler ve mesleki kuruluşların kurdukları ve katıldıkları ticari işletmelere, Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ile bunların işletme ve kuruluşlarına, genel ve katma bütçeli daire ve kuruluşlar ile yerel yönetimlerin ticari işletmelerine ait mevduattır. Bankalar arası mevduat; bankaların ve özel kanunlara göre mevduat kabulüne yetkili kuruluşların birbirine yaptıkları mevduattan oluşmaktadır. Diğer Kuruluşlar mevduatı; vakıf, dernek, birlik, sendika gibi tüzel kişilikler ve apartman yöneticiliklerine ait mevduatlar, bu gruba girmektedir.
Sendikasyon Kredileri: Bankalar, değişken faizle fiyatlandırılan ve genellikle orta ve uzun vadeli olan sendikasyon kredisi kullanmak suretiyle fon sağlayabilirler. Bu krediler, her biri kendi katılım payından sorumlu olan, iki ya da daha fazla kreditörün bir araya gelmesiyle sağlanır ve amacı tek bir kreditörün borç vermekten doğan riskini azaltmaktır.
Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler: 2007 yılındaki kanun değişikliği ile varlığa dayalı menkul kıymetler açısından getirilen en önemli değişiklik, söz konusu menkul kıymetlerin bilanço dışı bir enstrüman olarak tasarlanması ve sadece varlık finansmanı fonu tarafından ihraç edilebilmesine imkan tanınmasıdır. Varlık finansmanı fonu, ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetler karşılığında toplanan paralarla, varlığa dayalı menkul kıymet sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre oluşturulan malvarlığıdır. Varlık Finansmanı Fonlarının portföylerine, ipotekli konut kredileri haricindeki tüketici kredileri ile ipotekli krediler, motorlu kara taşıtları için verilen krediler, proje finansmanı ve kurumsal krediler, finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın gayrimenkul satışından kaynaklanan alacakları devralınabilmekte ve bu alacaklar karşılığında VDMK ihraç edilebilmektedir.
Bankalar Arası Para Piyasası: Bankaların yabancı kaynaklarından biri de, bankalar arası para piyasasından sağlanan kaynaklardır. İşlemlerin, overnight tabir edilen, bir geceden başlayıp 3 ve 6 aya kadar yapıldığı bu piyasada, bankalar ya TCMB bünyesinde faaliyet gösteren Interbank’tan ya da bankaların kendi aralarında aracı kullanmadan faaliyet gösterdikleri ikinci piyasadan fon sağlayabilirler.
Merkez Bankası Reeskont Kredileri: Bankalar için bir diğer fon kaynağı Merkez Bankası reeskont kredileridir.
Bankalar tarafından önceden iskonto edilmiş senetlerin Merkez Bankası’na sunulması, Merkez Bankası’nın da bu senetleri tekrardan iskontaya tabi tutarak, karşılığında ilgili bankalara kredi vermesi işlemine reeskont işlemi denir. Bu reeskont işleminde uygulanan faiz oranına da reeskont oranı denilir. Merkez Bankaları reeskont oranlarını artırıp, azaltmak suretiyle mevduat bankalarının kendisinden ödünç alma eğilimlerini etkileyebilirler.
Alınan Nakdi Teminatlar: Bankalar çeşitli nedenlerle, hizmet götürdükleri ya da kredi kullandırdıkları müşterilerinden, verilen hizmet ya da kullandırılan kredi dolayısıyla, ileride oluşabilecek bir zarar ya da riski önceden güvence altına almak için, peşin olarak nakdi tazminat yatırmalarını isteyebilirler. Bankalar, bu şekilde oluşan kaynaklardan, söz konusu ilişki bitene kadar yararlanma olanağına sahiptirler.
Çeşitli Fon Kesintileri: Bankalar, mevduat ve kredi hesapları üzerinden ya da bazı bankacılık hizmetlerine aracılık ederken, belli tutarlarda çeşitli fon kesintileri yaparlar. Bu anlamda bankalar, kısa süreli de olsa, bu kaynakları kullanma imkânına sahiptirler.
Bloke Paralar: Yeni kurulan ya da sermayeleri artırılan anonim şirketlerin, söz konusu sermaye tutarının 1/4’ü, kuruluş veya artırım işlemleri tamamlanıncaya kadar bankalarda (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adına) bloke edilir.
Dalgalı Fonlar: Son yıllarda, ücret ve maaşların bankamatikler aracılığı ile ödenmesi, bankalar için dalgalı fonlar adını verebileceğimiz ve hemen hemen maliyetsiz bir fon kaynağını ortaya çıkarmıştır. Zaman zaman kişilerin hesabındaki para tutarı, bankamatiğin para çekiş limitlerinin altında kalmakta ve hesaba tekrar para yatırılana kadar çekilememektedir. Bu kalan paralar banka için bir fon kaynağıdır.
Mevduat Bankalarının Fon Kullanımları
Kredi verme veya plasman adı verilen fon kullanım fonksiyonu, mevduat bankacılığının en önemli fonksiyonudur.
Krediler
Kredi; kelime anlamı olarak güvence demek olup, bankacılık dilinde belli koşullarla kişilere ödünç para verilmesi veya onların yükümlülükleri için garanti verilmesi anlamına gelmektedir. Krediler özellikleri itibariyle niteliğine, vadesine, güvence açısından, veriliş amacına göre, iş konusuna göre, izin açısından olmak üzere 6 farklı türe ayrılmaktadır.
- Niteliğine göre krediler: Nakdi krediler ve gayri nakdi krediler olarak ikiye ayrılır. Nakdi krediler; faiz ya da faiz ve komisyon karşılığında ödünç para verilmesi biçiminde kullandırılan kredilerdir. Bu tür krediler; iskonto, iştira, avans ve borçlu cari hesaplar olarak kullanılırlar. Gayrinakdi krediler; bir işin yapılması, bir borcun ödenmesi ya da bir yükümlülüğün yerine getirilmesi konusunda bankanın, alacağı bir ücret ya da komisyon karşılığında yükümlü adına taahhütte bulunması, ona kefil olması biçiminde kullandırılan kredilerdir.
- Vadesine göre krediler: Kısa, orta ve uzun vadeli krediler olarak üçe ayrılır. Vadesiz ve vadeleri 2 yıla kadar olan kredilere kısa vadeli krediler, vadeleri 2-5 yıl arasında değişen kredilere orta vadeli krediler ve 5 yıldan daha uzun vadeli kredilere de uzun vadeli krediler denir.
- Güvenci açısından krediler: Güvencesiz ve güvenceli krediler olarak ikiye ayrılır. Güvencesiz krediler; tek imza karşılığında açılan kredilerdir. Yani kredi alanın atacağı bir imza, kredinin sağlanmasına yeterli olmakta, banka başka bir güvenceye gerek duymamaktadır. Kredinin tek güvencesi kredi müşterisinin kişiliğidir. Güvenceli krediler kendi içinde, şahsi güvenceli ve maddi güvenceli krediler olarak iki alt gruba ayırılır. Şahsi güvenceli krediler, birden fazla kişinin imzaları karşılığında açılan kredilerdir. Kefalet karşılığı kredi, senetler karşılığı kredi, çift imzalı teminat mektubu kredisi bu tür kredilere örnektir. Maddi güvenceli krediler, krediye güvence olarak, maddi bir varlığın karşılık tutulması suretiyle kullandırılan kredilerdir.
- Veriliş amacına göre krediler: Yatırım, donatım (teçhizat) ve işletme kredileri olarak üçe ayrılır. Yatırım kredileri; işletmelere, bina ve tesislerinin yapımı için açılan kredilerdir. Donatım (teçhizat) kredileri; işletmelere ait bina ve tesislerin genişletilmesi, yenilenmesi, modernleştirilmesi, makine ve teçhizat sağlanması için açılan kredilerdir. İşletme kredileri; işletmelerin üretim faaliyetlerini finanse etmek, döner sermaye gereksinimlerini karşılamak üzere açılan kredilerdir.
- İş konusuna göre krediler: Ticari, sanayi, ihracatithalat, tarım, konut ve tüketici kredileri olarak altı gruba ayrılır.
- İzin açısından krediler: Şube yetkili krediler ve otorize krediler olarak ikiye ayrılır. Şube yetkili krediler; başka bir makamın iznine gerek olmadan şubece açılabilen kredilerdir. Otorize krediler; ancak Genel Müdürlük, Yönetim Kurulu gibi üst organın izniyle açılabilen kredilerdir.
İştirakler: Bankalar, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren işletmelere iştirak ederek veya yeni iştirakler kurarak, kaynaklarının bir bölümünü ülke kalkınmasına yardımcı olmak ya da kâr elde etmek amacıyla sermaye yatırımlarında kullanırlar.
Menkul Kıymet Yatırımları
Mevduat bankaları ellerindeki fonların bir bölümünü çeşitli menkul kıymet yatırımlarında değerlendirebilirler.
Bu bazen piyasa koşullarının yönlendirmesine bağlı olarak gönüllü bir davranış sonucu olurken, bazen de düzenleyici otoritenin isteğine bağlı olarak, zorunlu bir uygulama olabilmektedir.
Mevduat Bankalarının Hizmetleri
Mevduat bankalarının sunmuş olduğu hizmetleri temel hizmetler ve özellikle bilgi teknolojisinin gelişimine bağlı olarak sundukları çağdaş hizmetler olarak ikiye ayrılıp incelenebilir.
Temel Bankacılık Hizmetleri
Mevduat bankaları müşterilerine ticari senetlerin tahsili, fatura tahsili ve ödenmesi, teminat ve kefalet mektupları, hediye çekleri, kiralık kasa, havale işlemi, seyahat çekleri, keşide çeki, menkul kıymetlerin vadesi gelen kuponlarının tahsili, sigorta işlemlerine aracılık, mali ve ticari bilgi toplama hizmetlerini vermektedir.
Çağdaş Bankacılık Hizmetleri
Mevduat bankaları tarafından sunulan çağdaş bankacılık hizmetleri; kredi kartları ve elektronik bankacılık uygulamaları olmak üzere iki grupta incelenebilir.
Kredi Kartları
Kredi kartı, kart sahibine; harcamalarında nakit para ödemeksizin, mal veya hizmet satın almayı sağlayan bir ödeme aracıdır. Ülkemizde kredi kartları ilk kez, 19631964’lü yıllarda Le Diners Club ve Carte Blanche ile gündeme gelmiştir. Bugün Türkiye’de Le Diners Club’ın yanı sıra Eurocard/Mastercard, Visa ve Amerikan Express kartları dolaşımdadır. Söz konusu bu kartların bir kısmı kredi kartı, bir kısmı borç kartı ve bir kısmı da banka kartı niteliğindedir.
Elektronik Bankacılık Uygulamaları
Bu başlık altında, aşağıda açıklanan uygulamaların tümü çek, poliçe, sertifika gibi para yerine kullanılan kâğıt belgelerden çok, paranın diğer bir deyişle bilginin, elektronik olarak aktarılmasına olanak vermektedir.
- Otomatik Vezne Makinaları (ATM): Bugün tüm dünya’da yaygın olarak kullanılan ATM’ler, en basit anlamıyla, müşterilerin bankacılık hizmetlerinden yararlanmak amacıyla kullandıkları, insansız çalışan elektro-mekanik araçlardır.
- Ev ve Ofis Bankacılığı: Müşteriye ait bir bilgisayarın, modem ya da telefon hattıyla bankanın ana bilgisayarına bağlanabildiği bu uygulamada, müşteri bankasının sunduğu bilgi alma, fatura ödeme, hesaptan hesaba para transferi yapabilme, menkul kıymet satın alma ve kredi alma gibi tüm bireysel bankacılık hizmetlerinden faydalanabilmektedir.