FİNANSAL KURUMLAR - Ünite 1: Finansal Sistem ve Finansal Kurumların Rolü Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Finansal Sistem ve Finansal Kurumların Rolü

Genel Olarak Finansal Piyasalar ve Kurumlar

Ekonominin sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve bunun sürdürülebilir olması için iyi işleyen finansal piyasalara ve finansal aracı kurumlara ihtiyaç vardır.

Genel olarak fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalara finansal piyasalar denmektedir. Fon fazlası olanlarla (tasarruf sahipleri), fon açığı olanlar bu piyasalarda dolaylı ya da dolaysız şekilde karşılaşabilirler. Bu ekonomik birimlerin doğrudan karşılaşması çoğu kez imkânsızdır. Bunlar arasında aracılık görevi yaparak köprü kuracak, fon akışını hızlandıracak çeşitli finansal kurumlara ve finansal araçlara gereksinim vardır. Bu piyasaların yasal ve idari çerçevesi de dikkate alındığında, finansal piyasaların dört temel ögesinin olduğu söylenebilir. Bunlar;

  • Fon arz ve talep edenler,
  • Finansal araçlar,
  • Finansal kurumlar ve
  • Finansal sistemin düzenlemesinden ve denetlenmesinden sorumlu kurumlardır.

Sağlıklı işleyen bir finansal sistemin ekonomiye birçok yararları olacaktır. Bu yararlar şu şekilde sıralanabilir.

  1. Gelir ve refahı artırır.
  2. Vade ayarlaması yapar.
  3. Miktar ayarlaması yapar.
  4. Risk ayarlaması yapar.
  5. Büyük ölçekli firmaların kurulmasını sağlar.
  6. Rekabet artışını sağlar.
  7. Mülkiyetin tabana yayılmasını sağlar.

Finansal piyasaları çok farklı biçimde sınıflandırmak mümkündür. Yaygın sınıflamaya göre finansal piyasalar;

  • Boçlanma piyasası/Özkaynak piyasası
  • Birincil ve ikincil pazarlar
  • Borsalar ve tezgahüstü piyasalar
  • Para ve sermaye piyasası olarak sınıflandırılabilir.

Borçlanma Piyasası / Özkaynak Piyasası: Finansal piyasalardan kaynak sağlamanın bir yolu borçlanma araçlarını kullanmaktır. Burada en yaygın kullanılan araç ise tahvillerdir. Kısa dönemli borçlanma araçları hazine bonosu, finansman bonosu vb. iken, uzun süreli borçlanmalarda tahvil kullanılır. Özkaynak sağlamanın yolu hisse senedi ihraç etmektir.

Birincil ve İkincil Pazarlar: Birincil piyasalar, fon arz ve talebinin ilk kez karşılaştıkları piyasalardır. Fon ihtiyacı olan birimler, tahvil, hisse senedi gibi finansal araçları ilk kez halka satarak karşılığında fon sağlarlar. Daha sonra bu finansal araçlar, örgütlenmiş/örgütlenmemiş piyasalarda işlem görmeye devam ederler. İşte bu piyasalara ikincil piyasalar denmektedir.

Para ve Sermaye Piyasası: Fonların 1 yıl ve daha kısa vadede el değiştirdiği piyasa para piyasası, 1 yıldan uzun vadede el değiştirdiği piyasa ise sermaye piyasasıdır.

Borsalar ve Tezgahüstü Piyasalar: Para piyasalarının örgütlenmiş kesimini banka sektörü, sermaye piyasasının örgütlenmiş kesimini ise menkul kıymet borsası oluşturmaktadır. Örgütlenmemiş piyasalar (tezgâhüstü piyasalar) ise örgütlenmiş borsalarda işlem göremeyen, menkul kıymetlerin örgütlenmiş piyasaların kotasyon koşullarını sağlayamayan küçük ve yeni şirketlerin menkul kıymetlerinin daha esnek kurallarla alım satımının gerçekleştiği aracı piyasalarıdır.

Finansal Araçlar

Fonların el değiştirmesi sonucunda alacak veya ortaklık haklarını gösteren belgelere finansal araç denir. Finansal araçlar fon alışverişi sırasında yapılan sözleşmenin niteliğine, fon sunan veya fon kullananın özelliğine, sağladıkları güvence ve haklara, gelir düzeylerine, sürelerine ve likiditelerine göre pek çok değişik türde düzenlenebilirler.

Piyasaları fonların ödünç verme sürelerine sınıflandırdığımızda, bazı araçlar para piyasası aracı, bazı araçlar ise sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilebilir. Bu bağlamda banknot, mevduat defterleri, ticari senetler para piyasası araçları iken, hisse senedi ve tahviller de sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilir.

Hisse senedi , Alıcısına ortaklık hakkı veren, çıkarına ise tasfiye anına kadar fonları kullanma hakkı veren belgelerdir. Yani, şirket kârından pay alma, şirket yönetimine katılma, oy kullanma, rüçhan hakkından yararlanma ve tasfiyeden pay alma hakkı sunmaktadır.

Tahvil , devletin ve firmaların çıkardıkları uzun vadeli bir borç senedidir. Devlet yabancı para birimleri ile ihraç etmiş olduğu tahviller aracılığı ile yurt dışından da borçlanmaktadır. Bu tahviller yabancı tahvil ya da euro tahvil olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak, devlet tahvilleri ile kamunun borçlanması sağlanırken, özel sektör tahvilleri ile özel sektör borçlanmaktadır.

Finansal Kurumlar, Yararları ve Türleri

Finansal kurumlar bilgi maliyetini, likidite maliyetini ve fiyat riskini azaltarak bireyleri finansal araçlara yatırım yapmaya yönlendirirler.

Finansal Kurumların Uzmanlık Alanları

Finansal kurumların ekonomiye sağladığı yararlar, birincil yararlar ve ikincil yararlar olarak gruplandırılmaktadır.

Birincil Uzmanlık Alanları: Burada finansal kurumların bilgi maliyetini, likidite maliyetini ve fiyat riskini nasıl azalttıkları ve ayrıca sundukları diğer özel hizmetleri değerlendirilmektedir.

Bilgi maliyeti, likidite maliyeti ve fiyat riskinin azaltılması: Bireyler, finansal araç satın alarak ya borçlarını ödünç vermektedir ya da ortak olarak fonlarını kullandırmaktadır. Bireyler, şirketlere devretmiş oldukları bu fonların nasıl kullanıldığını izlemek zorundadır. Şirketlerin, bu fonları net bugünkü değeri pozitif olan projelerde kullandıklarından emin olmalıdırlar. Bu nedenle şirketle ilgili bilgi toplamaya ve şirketi izlemeye ihtiyaçları vardır. Bu süreç ise hem zaman alıcı hem de maliyetlidir. Eğer bu bilgi toplama ve izleme görevi başka kurumlara devredilemiyorsa, şirketlerin çıkarmış olduğu finansal araçları almak çekiciliğini kaybeder ve bu araçlara yatırımın riskini artırır. Gerçek hayatta, borç verenler (tahvil sahipleri), bu sorunları borç anlaşmalarına koruyucu hükümler koyarak aşabilirler. Böylece, şirketlerin riskli projeleri uygulamaları önlenebilir. Tahvillerin ve hisse senetlerinin uzun süreli yapısı nedeniyle, finansal kurumların yokluğu durumunda, bireyler nakit ya da finansal araç tercihi ile karşı karşıya kaldığında nakit tutmayı tercih ederler. Bireyler, satın almış olduğu finansal araçları aldığı fiyatın üstünde satamama riskiyle de karşı karşıyadırlar. Sonuç olarak bireyler, izleme maliyeti, likidite maliyeti ve fiyat riski nedenleriyle para tutmayı, finansal araç almaya tercih ederler. Oysaki bireylerin tasarruflarının, şirketlere dolaylı bir şekilde akışının sağlanması da mümkündür. Likidite maliyeti, izleme maliyeti ve fiyat riski nedeniyle, bireyler, şirketlerin çıkardığı finansal araçları değil, finansal kurumların çıkardığı finansal araçları almayı tercih ederler ve böylece dolaylı finansman devreye girer.

Dolaylı Finansmanda Finansal Kurumların Üstlendikleri Fonksiyonlar

Finansal kurumların, aracılık ve varlık dönüşüm fonksiyonu olmak üzere iki önemli fonksiyonu vardır.

Aracılık Fonksiyonu: Eğer finansal kurumlar sadece bu görevi üstlenmişlerse, tasarruf sahibine bilgi sunan ve onun adına işlemleri gerçekleştiren bir acente gibi hareket ederler. Örneğin, müşterileri için yatırım araştırması yaparlar, yatırımla ilgili tavsiyede bulunurlar, aynı zamanda finansal araçların alım/satımı ile ilgilenirler.

Varlık Dönüşüm (Transformasyon) Fonksiyonu: Finansal kurumlar bireylerin tasarruflarını çekebilmek için finansal araç çıkarırlar. Bireyler, daha düşük izleme maliyeti, likidite maliyeti ve fiyat riski nedeniyle, bu finansal araçları şirketlerin çıkarmış olduğu finansal araçlara tercih ederler. Finansal kurumlar, şirketlere ait birincil finansal araçları satın alırlar, bunların finansmanı içinse kendi finansal araçlarını çıkarırlar. Böylece şirketlere ait finansal araçlar, finansal kurumların çıkardığı finansal araçlara dönüştürülmüş olmaktadır. Finansal kurumların çıkardıkları finansal araçlar, şirketler tarafından ihraç edilmiş finansal araçlara dayalı olduğu için ikincil finansal araçlar olarak isimlendirilir. Mevduat ve sigorta poliçeleri gibi ikincil finansal araçlar, şirketler tarafından çıkarılan finansal araçlara dayalı olarak çıkarılırlar.

Finansal Kurumların Diğer Uzmanlık Alanları: Finansal kurumların diğer yararları şu şekilde özetlenebilir.

a. Para Politikalarının Geçişkenliği: Bankalarda bulunan mevduatlar, para arzının önemli bir kısmını oluşturmakta ve enflasyon üzerinde etkili olmaktadır. Böylece bankalar, merkez bankası para politikalarının ekonomiye geçişkenliğinde önemli bir rol oynamaktadır.
b. Kredi Tahsisi: Finansal kurumlar, ekonominin çeşitli sektörlerine kredi sunumunda çok önemli bir role sahiptirler.
c. Tasarrufların Gelecek Nesillere Transferi: Hayat sigortası şirketleri ve özel emeklilik şirketleri, uzun vadeli olarak toplanan tasarrufları etkin bir biçimde yöneterek, gelecek nesillere miras yoluyla aktarılmasını sağlarlar.
d. Ödeme Hizmetleri: Bugün ödemelerin çoğu nakit ile değil, çek, kredi kartı, elektronik fon transferi, seyahat çeki gibi araçlarla yapılmaktadır.

Finansal Kurumların Türleri

Finansal kurumlar, para yaratan ve yaratmayan olmak üzere ikiye ayrılırlar.

Para Yaratan Finansal Kurumlar

Para yaratan finansal kurumlar, fon arz ve talebinin büyük bir kısmını karşılaştıran ve satın alma gücü yaratan finansal kurumlardır. Merkez bankaları ve mevduat bankaları ve katılım bankaları para yaratan finansal kurumlardır.

Merkez Bankaları: Para basma yetkisine sahip olan merkez bankaları, para, kredi ve döviz politikalarını belirleyip uygulayan finansal para kurumlarıdır. Merkez bankaları ayrıca en son kredi veren, bankaların likidite gereksinimini karşılayan kurumlar olarak ulusal banka sisteminin başı, uluslararası finansal sistemin de bir parçasıdırlar.

Ticari Bankalar : İlk ortaya çıkan bankacılık türü olan ticari bankalar, mevduat kabul eden ve kredi veren kurumlardır. Bazen mevduat bankaları olarak da isimlendirilirler. Kısa vadeli mevduat toplamaları (en çok 1 yıl) ve kısa vadeli kredi kullandırmaları (işletme kredisi) nedeniyle para piyasası kurumları olarak görülürler.

Katılım Bankaları (İslam Bankaları): Ülkemizdeki adıyla katılım bankaları, dini inanışı gereği faizi haram kabul eden bireylerin tasarruflarını değerlendirmesi için bir alternatiftir. Bu bankalara ‘Faizsiz Bankalar, İslam Bankaları” gibi isimler de verilmektedir. Faizsiz çalışan bu bankaları fon toplama ve kullandırma biçimleri diğerlerinden farklıdır. Bu bankalar, üç tür hesapta fon toplarlar ve bu fonları değişik finansman yöntemleri ile kullandırırlar. Bunlar, Cari Hesaplar, Tasarruf Hesapları, Yatırım Hesaplarıdır.

Para Yaratmayan Finansal Kurumlar

Para yaratmayan finansal kurumlar, satınalma gücü yaratmaksızın topladıkları fonları ödünç verirler. Yatırım ve kalkınma bankaları, sigorta kurumları, yatırım ortaklıkları ve yatırım fonları, faktoring şirketleri, finansal kiralama şirketleri, finansman şirketleri, varlık yönetim şirketleri, risk sermayesi şirketleri ve aracı kurumlar bu tür finansal kurumlardır.

Yatırım Bankaları: Yatırım bankaları, finansal araç çıkararak uzun vadeli fon sağlamak amacında olan kuruluşlarla, fon fazlası olan bireyler/kurumlar arasında aracılık yapan finansal kurumlardır.

Kalkınma Bankaları: Amacı orta ve uzun vadeli kredi vermek olan bu bankalar, II. Dünya savaşından sonra az gelişmiş ülkelerin kalkınma çabalarını desteklemek, dış ülkelerden, özellikle gelişmiş ülkelerden teknoloji ve sermaye transferlerinde hem yerli hem de yabancı kuruluşlara yardımcı olmak, sermaye pazarlarının gelişmesini sağlamak amacıyla kurulmuş finansal kurumlardır.

Sigorta Kurumları: Sigorta kurumları, gelecekte oluşabilecek tehlikelerin, gelir kesilmesi veya gelir eksikliği olarak ortaya çıkan zararlarını parasal açıdan karşılamak veya azaltmak amacıyla faaliyette bulunan kurumlardır.

Aracı Kurumlar: Aracı kurumlar, hem birincil piyasalarda hem de ikincil piyasalarda aracılık yapan kurumlardır. Bu kurumlar birincil piyasada finansal araçların ihracına ve halka arz yoluyla satışına aracılık yaparlarken, ikincil piyasada alım/satıma aracılık yapmaktadırlar.

Menkul Kıymetler Borsaları: Menkul Kıymet Borsaları, Borsaya kote olmuş finansal araçların (hisse senedi, özel sektör tahvili, devlet tahvili ve hazine bonosu, vadeli sözleşmeler ve opsiyonlar vb.), alım satımın yapıldığı, örgütlenmiş, bir merkezi bulunan pazar yerleri olarak tanımlanabilir.

Factoring Şirketleri: Factoring/forfaiting şirketleri, alacakların vadesinden önce nakde dönüşmesini sağlayan finansman şirketleridir. Bu şirketler, ticari riski üstlenen, alacak tahsilâtı yapan, ilgili muhasebe kayıtlarını tutan, borçlunun kapasitesi hakkında bilgileri toplayan ve gerektiğinde alacakların peşin olarak satın alınması gibi hizmetleri de sunan kurumlarıdır.

Finansal Kiralama Şirketleri: Finansal kiralama, şirketler açısından herhangi bir varlığı satın almak yerine kiralama seçeneğini veren bir yöntemdir. Leasing şirketleri ise finansal kiralama konusunda uzmanlaşmış kurumlardır. Diğer bir ifadeyle mülkiyeti kendilerine ait olan bir malın kullanım hakkını belirli bir kira ödemesi karşılığında leasing alana bırakan şirketlerdir.

Finansman Şirketi: Bu şirketler, mal ve hizmet alımını kredilendirmek amacıyla ödünç para vermek üzere kurulmuş kurumlardır. Bu şirketler, hane halkına borç verebildikleri gibi iş çevrelerine de borç verebilmektedirler.

Varlık Yönetim Şirketi: Bu şirketler, mali kurumlara ait alacakların ve varlıkların alınması, tahsili ve yeniden yapılandırılması ve satılması amacına uygun olarak faaliyet gösterirler.

Yatırım Ortaklıkları: Menkul kıymet ya da gayrimenkule dayalı olarak oluşturulan portföyü kendi adına işleten ve katılanlara kendi hisse senetlerini satan kuruluşlardır.

Risk Sermayesi Şirketleri: sermayesi finansman biçiminin işlemesi için mucit, girişimci, risk sermayedarı olmak üzere üç tarafa gereksinim vardır. sermayedarı; risk sermayesi yatırımlarında gerekli sermayeyi sağlayan kişi veya kuruluştur. Ülkemizde bu şirketler “girişim sermayesi yatırım ortaklıkları” olarak isimlendirilmektedir. Finansal piyasalarda faaliyet gösteren diğer kurumlar ise, takasbank, derecelendirme kuruluşları, yatırım danışmanlığı, portföy yönetim şirketleri, genel finans ortaklıkları, ipoteğe dayalı menkul kıymet merkezleri, merkezi kayıt kurumu, vb. dir.

Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar

Denetleyici ve düzenleyici kurumlar, finansal piyasaların işleyişine ilişkin ilke ve kuralları belirler ve bu piyasaları denetlerler. Ülkemizde bankacılık sisteminin denetim, gözetim ve düzenleme fonksiyonunu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilmektedir. Sermaye piyasasının denetleyici ve düzenleyici kuruluşu ise Sermaye Piyasası Kurulu’dur.

Sermaye Piyasası Kurulu: Sermaye Piyasası Kurulu, 1981 yılında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuştur. Yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak kullanan, idari ve mali özerkliğe sahip düzenleyici bir kamu kurumudur. Sermaye Piyasası Kurul’unun temel amaçları, Sermaye piyasalarının işleyiş kurallarını belirlemek, Piyasadan fon kullanan şirketlerin belli kurallara uygun olarak en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak, Sermaye piyasasına yatırım yapan tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarını korumak, Piyasaların adil ve etkin çalışmasını sağlamaktır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Kurulu (BDDK): BDDK, tüzel kişiliği olan idari ve mali özerkliğe sahip bir kurumdur. Kurum, Bankacılık Kanunu ve Mevzuat ile kendisine verilen düzenleme ve denetleme ile ilgili görev ve yetkileri, kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurul’u ise BDDK’nin karar organıdır. Kurulun birincil görevi, sorumlu bulunduğu alanla ilgili uluslararası ilke ve standartlarla uyumlu ikincil düzenlemeleri yapmak ve kararlar almaktır. Ayrıca Kurumun stratejik planını hazırlamak, performans ölçümü yapmak gibi görevleri de vardır.