FİNANSAL YÖNETİM II - Ünite 1: Orta ve Uzun Vadeli Finansman Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Orta ve Uzun Vadeli Finansman

Giriş

Finansmanın temel kuralına göre; dönen varlıklar kısa vadeli kaynaklarla, duran varlıklar ise uzun vadeli kaynaklarla finanse edilmelidir. Sermaye piyasasına giremeyen küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için bankalar ve diğer finansal kuruluşlar, orta vadeli fonların sağlanması için önemli kaynaklardır. İşletmeler, sürekli olarak kullandıkları duran varlıkları finanse edebilmek için uzun süreli finansman kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan uzun süreli finansman kaynakları; ortaklar tarafından işletmeye sağlanan özkaynaklar ve borçlanma yoluyla elde edilen yabancı kaynaklardır. İşletmeler genellikle pay senedi ve tahvil çıkartarak uzun vadeli fon sağlarlar. Bununla birlikte bazı durumlarda işletmeler otofinansman yoluyla özkaynaklarını artırabilecekleri gibi, finansal kurumlardan uzun süreli borç alarak da yabancı kaynaklardan fon sağlayabilirler.

Orta Vadeli Finansmanın Özellikleri ve Türleri

Orta vadeli finansman kaynaklarının ortak özellikleri; kredinin süresi, kredinin geri ödeme planı ve kaynak ile sağlanan fonların güvencesi olmak üzere üç başlıkta incelenmektedir. Orta vadeli finansman kaynakları süresinin 1 ile 10 yıl arasında olduğu kabul edilmektedir. Orta vadeli finansman kaynakları genellikle belirli bir plana göre, yıllık taksitler dâhilinde ödenirler. Geri ödemelerin daha çok eşit taksitlerle ve yalnızca sabit tutarlı anapara ödemelerine faiz eklenmesi yoluyla yapıldığı görülmektedir. Orta vadeli finansman kaynakları kısa vadeli kaynaklara göre daha az başvurulan kredi türü olmasına rağmen, bu tür krediler ile sağlanan fon kaynaklarının tutarı kısa vadeli kredilere göre daha fazladır.

Literatürde orta vadeli finansman kaynakları genellikle orta vadeli banka kredileri, orta vadeli yatırım malları kredileri, rotatif krediler, forfaiting ve leasing şeklinde incelenmektedir.

Orta Vadeli Banka Kredileri: Banka kredileri yeni alınacak varlıkların finansmanında, mevcut borçların yeniden finansmanında veya sermaye yapısındaki kaldıraç etkisini artırmak gibi amaçlarla kullanılabilmektedir. Çalışma sermayesi kredileri, hammadde ve enerji gibi temel ihtiyaçların alımı için gerekli olan günlük harcamaların karşılanması amacıyla alınan kredilerdir ve süreklilik arz ederler. Uzun vadeli banka kredileri ise arazi, bina veya makine gibi sabit varlıkların satın alınmasında veya uzun vadeli çalışma sermayesinin finansmanında kullanılırlar. İşletmenin likidite sıkıntısı önemli boyutlara ulaştığında işletme sermayesinin artırılması için de orta vadeli krediler kullanılmaktadır. Orta vadeli kredi sunulmasının temel koşulları şunlardır:

  • Projenin düzenli fon yaratacak nitelikte olması
  • Firmanın sermaye yapısına uygun olması
  • Uzun süreli satış ve kâr tahminlerinin yapılabilmesi
  • Firmanın yeterli güvence sunabilmesi

Orta Vadeli Yatırım Malları Kredileri: İşletmeler orta vadeli krediler yoluyla sağladıkları fonları, yatırımlarının finansmanında kullanabilirler. İşletmeler sağladıkları bu fonlarla; bina, makine, arazi gibi sabit kıymetleri peşin satın alma yerine kredili satın aldıklarında yatırım malları kredileri ortaya çıkmaktadır. Orta vadeli yatırım malları kredilerinden genellikle piyasada tam olarak tanınmayan ve piyasalardan uygun şartlarda fon sağlayamayan, imalat, inşaat ve ulaştırma sektörlerinde faaliyet gösteren küçük ve orta büyüklükteki işletmeler yararlanmaktadır.

Rotatif Krediler: İşletmenin yatırım malları için gerekli fon kaynaklarını sağlamada kullanılan ticaret bankalarına özgü orta vadeli bir finansman kaynağıdır ve belirli teminatlar karşılığında bankaların işletmelere yine belirli limitler çerçevesinde kullandırdığı bir kredi türüdür. Rotatif kredilerin uygulanmasında genellikle bankalar günlük faiz işletmektedir ve işleyen faizin ödemeleri üç ayda bir gerçekleşmektedir. Özellikle faizlerin sabit kaldığı veya düştüğü dönemlerde önemli bir avantaj sağlayan rotatif krediler, faizlerin artığı dönemlerde ise işletmeye ayrıca faiz riski oluşturmaktadır.

Forfaiting: Mal ve hizmet ihracatından doğan ve gelecekte tahsil edilecek orta vadeli ve uygulamada bir banka tarafından garanti edilmiş senetli ya da senetsiz bir alacağın, vadeden önce satılarak bedelinin tahsil edilmesidir. Genellikle piyasada tanınan itibarlı işletmeler yararlanabilmektedir. Forfaiting bir iskonto işlemidir ve genellikle yatırım malları ve altı aydan uzun vadeli işlemler için kullanılmaktadır. Forfaiting işleminin temel unsurları şunlardır:

  • Alacağın ihracat kaynaklı olması
  • İhracattan doğan alacağın banka garantisi ile güvenceye alınması
  • Sözkonusu satışların kendisine rücu hakkı olmaksızın üçüncü kişilere devredilebilmesi

Forfaiting sürecinin işleyişinde dört taraf bulunmaktadır. Süreçte yer alan bu taraflar; ihracatçı işletme (forfaitist), ithalatçı işletme, ihracatçının bankası (forfaiter) ve ithalatçının bankasıdır (garantör banka).

Forfaitingin ihracatçı açısından yararları şunlardır:

  • Ekonomik ve politik tüm riskler forfaiter’a yansıtılmaktadır.
  • İhracatçı uzun vadeli faaliyet planı yapabilmektedir.
  • Vadeli satışlar anında paraya çevrilebildiğinden, ihracatçının kredili satışlar için kaynak aramasına gerek kalmamakta ve likidite durumu iyileşmektedir.
  • İhracatçı, forfaiting işlemi ile kur, transfer ve faiz risklerini forfaiter’a devretmektedir.
  • İhracatçı, alıcının kredi değerliliğini saptama, alacakların yönetimi ve tahsili için zaman ve kaynak ayırma gereğinden kurtulmaktadır.

Leasing: Lelirli bir süre için kiralayan (lessor) ve kiracı (lessee) arasında imzalanan ve üreticiden kiracı tarafından seçilip, kiralayan tarafından satın alınan bir varlığın mülkiyetini kiralayanda, kullanımını ise kiracıda bırakan bir sözleşmedir. Leasing ile malın kullanımı, belirli bir kira ödemesi karşılığında kiracıya bırakılmaktadır. Her türlü taşınır taşınmaz mal, leasing konusu olabilmektedir. Ancak marka, patent, lisans hakkı ile yazılım gibi maddi olmayan haklar ile hammadde ve ara malı niteliğinde olan ve kullanıldığında tüm özelliklerini yitiren mallar leasing konusu yapılamamaktadır.

Uygulamada birçok leasing türü bulunmaktadır. Bunlar:

  • Yurtiçi Kiralama
  • Uluslararası Kiralama
  • Finansal Kiralama
  • Operasyonel Kiralama
  • Satma ve Geri Kiralama
  • Satışa Yardımcı Kiralamadır.

Leasing yönteminin sağladığı faydalar şunlardır:

  • Düşük Maliyet
  • Kiraların gider yazılması ve vergi avantajı
  • Likiditenin Artması
  • Planlama kolaylığı ve sabit maliyet
  • Bilanço dışı işlem olması
  • Riskin azaltılması

Leasing yönteminin sakıncaları şunlardır:

  • Hurda Değer: Kiralama dönemi sonunda varlığın hurda değerinden kiracı faydalanamaz.
  • İpotek: İşletmeler kiralama ile kullandıkları varlığın mülkiyetine sahip olmadıkları için varlıkları ipotek edemezler.
  • Maliyet: Kredi limiti dolmuş küçük işletmeler için kiralama, tek seçenek olarak kalmaktadır ve artan risk nedeniyle kira maliyetleri artmaktadır.
  • Amortisman: Sabit değerlerin kiralanması durumunda hızlandırılmış amortisman yönteminden faydalanılamamaktadır.
  • Kur farkı: Kurda oluşabilecek kur farkları maliyetleri artırmaktadır.

Uzun Vadeli Finansman Kavramı ve Özellikleri

İşletmeler sürekli olarak kullandıkları duran varlıkları finanse edebilmek için uzun vadeli finansman kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. İşletmelerin ihtiyaç duyduğu uzun vadeli finansman kaynakları ise ortaklar tarafından işletmeye sağlanan özkaynaklardan ve borçlanma yoluyla sağlanan yabancı kaynaklardan oluşmaktadır.

Borçlanma yoluyla finansman, işletmelerin özkaynakla finansmana göre daha düşük maliyetle fonlama yapmasına olanak sağlamaktadır Ancak diğer yandan borçlanma, işletmenin risk düzeyini de artırmaktadır. Sermaye piyasası gelişmiş ekonomilerde işletmelerin borçlanma ile uzun vadeli kaynak sağlamada en çok başvurdukları yollardan biri tahvil ihraç etmektir. Ülkemizde uzun vadeli finansman araçları Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine bağlıdır.

Pay Senetleri

İşletmelerin sermaye piyasasından uzun vadeli fon sağlamada kullandıkları en önemli finansman araçlardan biri pay senedidir. Pay senedi, sermayesi paylara bölünmüş ve karşılığında kıymetli evrak niteliğinde pay senedi çıkarabilen anonim şirket veya sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yasal şekillere uygun olarak düzenledikleri belgeler olup, sermayenin belli bir oranını temsil eden ve sahiplerine o oranda ortaklık hakkı sağlayan menkul kıymetlerdir. Ülkemizde pay senedi çıkarımında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun taşıdığı hükümlere uygun olarak çıkarılması zorunluluğu getirilmiştir. Pay senetleri, anonim şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit ortaklıklarda, payları temsil eden bir menkul kıymettir ve sahibine her türlü ortaklık haklarından yararlanma imkânı sağlamaktadır. Bu haklar şunlardır:

  • Şirket Yönetimine Katılma Hakkı ve Oy Kullanma Hakkı
  • Şirket Kârından Pay Alma Hakkı
  • Rüçhan Hakkı
  • Tasfiyeden Pay Alma Hakkı

Pay senetleri belirtilen hakları sağlamakla birlikte sahiplerine bazı sorumluluklar da yüklemektedir. Gerek kuruluş aşamasında gerekse sermaye artırımına iştirak taahhüdünde bulunan bir ortak, taahhüdünü yerine getirmek ile yükümlüdür.

Nominal (İtibari) Fiyat: Pay senedinin üzerinde yazılı olan fiyatıdır. Toplam sermayenin miktarını belirleyebilmek ve bununla ilgili muhasebe kayıtlarını yapabilmek için pay senedinin ilk çıkarılışı sırasında ortaklık yönetimi tarafından verilen değerdir.

Piyasa Fiyatı: Bir pay senedinin sermaye piyasasında alınıp satıldığı fiyat, o pay senedinin piyasa fiyatı olarak tanımlanır. Piyasa fiyatı arz ve talep koşullarına göre oluşmaktadır.

Pay senetleri dolaşımlarına ve sahiplerine sağladıkları çıkarlara göre ikiye ayrılmaktadır. Dolaşımlarına göre pay senedi türleri ise kendi içinde nama ve hamiline yazılı olarak ikiye ayrılmaktadır.

Nama Yazılı Pay Senetleri: Esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça anonim şirketlerin pay senetlerinin nama yazılı olması esastır. Nama yazılı pay senetleri ortak sayısının tespitinde, ortakların tanınması ve takibinde, malvarlığının korunmasında ve vergi kaybının önlenmesinde avantajlara sahiptir.

Hamiline Yazılı Pay Senetleri: Hamiline yazılı pay senetlerinde senedin hamili kim ise, o kimsenin hak sahibi sayılacağı anlaşılan pay senetleridir. Hamiline yazılı pay senetlerinin gerçek anonimliği sağlama, devir kolaylığı, sınai mülkiyetin yaygınlaşmasına yardım etme, tasarruf sahibi açısından gizlilik temin etme gibi avantajları bulunmaktadır.

Sahiplerine sağladıkları çıkarlar açısından ise pay senetleri şu şekilde sıralanabilir:

Adi Pay Senedi: Pay senetleri, ana sözleşmede aksine bir hüküm yoksa sahiplerine eşit haklar sağlarlar. Bu tip pay senetlerine adi pay senetleri denir. Adi pay senetleri, toplantılarda oy hakkı sağlayarak pay sahiplerine yönetime katılım imkânı sunarlar. Bunun yanında kârdan pay alma ve şirketin tasfiyesi durumunda diğer yükümlülükler yerine getirildiği takdirde, tasfiyeden pay alma hakkı sağlarlar. Türleri bakımında diğer pay sahiplerine göre en büyük riske adi pay senedi sahipleri sahiptirler. Ancak şirketin başarılı olması durumunda ise yüksek temettü ve sermaye kazancı elde edebilirler.

İmtiyazlı Pay Senetleri: Bazı yönleriyle tahvillere, bazı yönleriyle adi pay senedine benzeyen hibrit menkul kıymetlerdir. Tahvillerde olduğu gibi, imtiyazlı pay senetleri de bir nominal değere sahiptir ve adi pay senetlerine kâr payı dağıtımı yapılmadan önce imtiyazlı pay senetlerine sabit bir kâr payı ödemesi yapılmaktadır.

Kurucu Pay Senetleri: Kurucu pay senetleri, belli bir sermaye payını temsil etmeyen ve yönetime katılma hakkı vermeyen pay senetleridir. Bu senetler işletmenin kuruluşu sırasında kişilerin hizmeti karşılığı olarak, ana sözleşme hükümlerine göre şirket kârının bir kısmına iştirak hakkı vermektedir.

Primli ve Primsiz Pay Senetleri: Üzerinde yazılı değer ile ihraç edilen pay senetlerine primsiz, nominal değerlerinden yüksek bir bedelle ihraç edilen pay senetlerine primli pay senedi denir.

Bedelli ve Bedelsiz Pay Senetleri: Yeni taahhüt veya ödeme yolu ile çıkarılan ve bir bedel karşılığında sahip olunan pay senetlerine bedelli pay senetleri adı verilmektedir. Yedek akçe, dağıtılmamış kâr, yeniden değerleme değer artış fonu, gayrimenkul satış kazançları veya iştiraklerdeki değer artışlarının sermayeye eklenmesi yolu ile çıkarılan pay senetleri bir bedel ödenmeden dağıtıldığından dolayı bu pay senetlerine bedelsiz pay senetleri adı verilir.

Oydan Yoksun Pay Senetleri: Oydan yoksun pay senetleri, anonim şirketlerin sermaye artırımı ile ihraç edebilecekleri ve oy hakkı haricinde sahibine kâr payından ve istenildiğinde tasfiye bakiyesinden imtiyazlı olarak yararlanma hakkı ile diğer ortaklık haklarını sağlayan pay senetleridir.

Otofinansman

İşletmeler uzun vadeli fon gereksinimlerinin bir kısmını da otofinansman yoluyla sağlamaktadırlar. Otofinansman, kârların dağıtılmayarak işletmede bırakılması yoluyla sağlanmaktadır. Otofinansman açık ve gizli şekilde iki türde yapılmaktadır. Açık otofinansman, kârların dağıtılmayarak bilançoda gösterilmesi ile gerçekleşmektedir. Gizli otofinansman ise gerçekleşmesi gereken kârın, yüksek amortisman, ihtiyatlar ve karşılık zararları yoluyla azaltılması sonucu ortaya çıkar. Özellikle küçük ve orta büyüklükte olan ve kredi olanakları sınırlı olan işletmeler için fon sağlamada otofinansman başlıca yoldur. İşletmeler bu şekilde sermaye ihtiyacına gerek duymadan ya da yeni ortak almalarına gerek kalmadan fon sağlamaktadırlar. Bununla birlikte otofinansman ile işletmeye sabit bir yük getiren faiz ödemelerinden kaçınılmış olur. İşletmeler otofinansmanı yedek akçeler, amortismanlar ve uzun vadeli karşılık ayrılması yoluyla gerçekleştirmektedirler.

Amortismanlar Yoluyla Otofinansman: Amortisman gideri olarak ayrılan tutara karşılık, dönem içinde çıkışları gerektirecek herhangi bir masrafın yapılmadığı durumda, amortisman için ayrılan fonlarla otofinansmanın gerçekleşmesi sağlanmaktadır.

Uzun Süreli Karşılık Ayrılması Yoluyla Otofinansman: Karşılıklar, hesap dönemi sonunda karşılaşılması olası giderler için ayrılmaktadır. Ayrılan karşılık tutarının yüksek olması, işletmelerin daha fazla otofinansman yapmasına olanak sağlamaktadır. Diğer yandan nedeni bilinen, ancak henüz tutarı bilinmeyen gider ya da olası zararlar için karşılık ayrılması yoluyla kârın düşmesi sağlanarak, gizli fonlar oluşturulmakta ve buna bağlı olarak gizli otofinansman yapılmaktadır.

Tahviller

Sermaye piyasasının gelişmiş olduğu ekonomilerde işletmelerin uzun vadeli kaynak sağlamak için başvurdukları başlıca yollardan biri de tahvil çıkarmaktır. Ülkemizde anonim şirketlerin ödünç para bulmak için itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetlerine tahvil adı verilmektedir. Tahvil; ihraççı şirketin, tahvil yatırımcısına, belirlenen tarihlerde anapara ve faiz ödemelerini gerçekleştirmekle yükümlü olduğu, uzun dönemli bir borçlanma aracıdır. Bir işletmenin çıkardığı tahvilleri satın alarak işletmeye fon sağlayan kimselere karşı sorumluluğu, genellikle borç almış bir kimsenin sorumluluğuna benzer. Bu sorumluluk öngörülen tarihlerde anapara ve faiz ödeme zorunluluğudur. Özel sektör tahvilleri, işletmeler tarafından ihraç edilen tahvillerdir. Söz konusu tahviller, devlet tahvillerinden farklı olarak geri ödenmeme riski taşırlar.

Tahvil vadelerinin uzunluğu ülkeden ülkeye farklılık gösterse de genellikle beş yıl ve daha uzun vadeli olarak çıkartılmakta; faiz ödemeleri de üç ayda bir, altı ayda bir ve yılda bir kuponlara bağlı olarak yapılabilmektedir.

Tahvilin değerini ve bunun sonucunda bir tahvilin başka bir tahvile göre talebinin yüksekliğini doğuran etmenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Tahvilden sağlanacak gelir
  • Tahvili çıkaran işletmenin geliri
  • Tahvilin risk durumu

Tahvil türleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Nama ve Hamiline Yazılı Tahviller
  • Devlet ve Özel Sektör Tahvilleri
  • Primli ve Primsiz Tahviller
  • İkramiyeli Tahviller
  • Garantili ve Garantisiz Tahviller
  • Sabit ve Değişken Faizli Tahviller
  • Endeksli Tahviller
  • Kâra İştirakli Tahviller

Hibrit Enstrümanlar

Hibrit menkul kıymetler özellikleri itibariyle özsermaye ile borç arasında melez bir karakter göstermektedir bu nedenle şirketlere daha geniş bir yatırımcı grubuna yönelme imkanı sağlamaktadırlar. Hibrit menkul kıymetler özellikle yeni ve büyüyen şirketlerin yatırımcı çekmek amacıyla kullanıldığı araçlardır. Bu şirketlere duyulan güvenin az olması nedeniyle borçlanma olanaklarının sınırlı olması, hibrit menkul kıymetlerden yararlanma olanaklarını artırmaktadır.

Varant: Belli bir varlığı, önceden belirlenmiş fiyat üzerinden, belirlenmiş bir tarihte veya öncesinde, alma veya satma hakkı veren bir menkul kıymettir. Varantlar banka ve aracı kurum gibi finansal kuruluşlar tarafından ihraç edilebileceği gibi (finansal varantlar), işletmeler tarafından da (şirket varantları) ihraç edilebilmektedir. Varantlar borsada kote olan finansal araçlar olup, kolayca alınıp satılabilmektedir. Varantlar, sahibine pay senetlerini sabit bir fiyattan alma imkanı tanıdığından, pay senedinin fiyatının artması durumda varant yatırımcısına bir gelir sağlamaktadır. Varantı elinde bulunduran kişi belirli sayıdaki pay senedini, belirli bir fiyattan, belirli bir tarihe kadar alma hakkına sahiptir. Varantlar elinde bulunduran açısından opsiyonlara benzemektedir. Ancak varantlar opsiyon sözleşmelerinden farklı menkul kıymetlerdir. Opsiyonlarla varantlar arasındaki farklılıklar şunlardır:

  • Varantlarda vade, opsiyon sözleşmelerinde olduğundan daha uzundur.
  • Opsiyonlar bireysel yatırımcılar tarafından da ihraç edilebilirken, varantlar yalnızca şirketler ve finansal kuruluşlar tarafından ihraç edilebilmektedir.
  • Varantın kullanılması durumunda ihraççı şirket yeni pay senedi ihraç etmekle yükümlüdür.
  • Varantlar menkul kıymet borsalarında, opsiyonlar ise vadeli işlem borsalarında işlem görmektedir.

Şirketlerin varant ihraç etmelerinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bu nedenlerden ilki, varantı ellerinde bulunduranların, işletmenin gelecekteki potansiyeline ortak olma imkanı sağlaması nedeniyle şirketin borçlanma araçlarını cazip hale getirmesidir. Bunun dışında varantlar, özellikle yeni ve büyüyen şirketlere yatırımcı çekmek için de kullanılmaktadır.

Dönüştürülebilir Menkul Kıymetler: Yatırımcıya elinde bulunan menkul kıymeti önceden belirlenmiş fiyat ve şartlara göre pay senedi ile değiştirme hakkı sağlayan menkul kıymetlerdir. Dönüştürülebilir menkul kıymetlerin uygulamada iki tipik örneği dönüştürülebilir tahviller ve dönüştürülebilir imtiyazlı pay senetleridir. Dönüştürülebilir tahviller yüksek işletme riski taşıyan ancak büyüme potansiyeli yüksek olan işletmeler için uygun borçlanma araçlarıdır. Dönüştürülebilir imtiyazlı pay senetleri, ihraçları sırasında belirlenmiş bir oran dahilinde adi pay senetleri ile değiştirilebilir bir nitelik taşırlar.

Diğer Uzun Vadeli Finansman Araçları

İşletmelerin uzun vadeli finansman kaynağı sağlama yollarından biri iş melekleridir. İş melekleri, gelecek vaat eden ya da genellikle kurulum aşamasındaki, girişimciler tarafından yönetilen şirketlere yatırım yapmayı isteyen ve elinde serbest fonları bulunan yatırımcılardır. Uzun vadeli finansman kaynaklarından bir diğeri sendikasyon kredileridir. Sendikasyon kredisi, bir grup banka veya diğer finansal kuruluşların bir araya gelerek kullandırdıkları bir kredi türüdür. İşletmelerin yararlanabilecekleri alternatif uzun vadeli finansman araçlarından bir diğeri Eurotahviller (Eurobond) ve Yabancı Tahvillerdir. Euro tahviller, satışa sunulduğu ülkenin para birimi dışında bir para birimi cinsinden, uluslararası bir sendikasyon tarafından ihraç edilen ve birçok ülkede satışa sunulan tahvillerdir. Yabancı tahviller ise, bir işletme, hükümet veya hükümet kuruluşunun belirli bir piyasada satılmak üzere, o ülkenin para birimi cinsinden ihraç ettiği borçlanma araçlarıdır. Yüksek büyüme potansiyeli veya yeni kurulmuş olan işletmelerin yararlanabileceği uzun vadeli finansman kaynaklarından bir diğeri ise girişim sermayesidir. Girişim sermayesinde kullandırılan fonlar genellikle büyük paketler halinde ve hem borç hem de özsermaye olarak sağlanmaktadır. Girişim sermayesine benzer bir finansman kaynağı da özel sermaye fonlarıdır. Özel sermaye fonlarının girişim sermayesinden farkları, bu fonların kullandırılma amacı, sermayedar şirketin ortaklık payı ve vadelerdedir.