FOTOĞRAF KÜLTÜRÜ - Ünite 5: Kitle İletişim Araçları: Eski-Yeni İlişkisi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Kitle İletişim Araçları: Eski-Yeni İlişkisi

Araçlar Arasındaki İlişki

Kitle iletişim araçları denildiğinde 1960’lardan başlayarak Marshall McLuhan (1911-1980) hem olumlu hem de olumsuz anlamda anılır. Onun düşünceleri yoluyla günümüzün küreselleşen dünyasını, iletişimin ve kitle iletişim araçlarının oluşturduğu etkileri anlamak kolaylaşır.

McLuhan’ın iletişim araçlarını insan uzuvlarının uzantısı olarak görmesi ve bu araçları Sıcak ve Soğuk Araçlar olarak sınıflandırması belirleyici bir öneme sahiptir.

Bu bağlamda, fotoğraf bir kitle iletişim aracı olarak basılı yapıtlar, radyo, sinema gibi sıcak araçlar içinde yer alır. Bunun nedeni aracın bütün iletilerini tamamlanmış olarak göndermesidir. İzleyicinin, bir alıcı olarak radyonun, sinemanın ve fotoğrafın ilettiğine yeni bir şey eklemesine gerek yoktur.

McLuhan’ın bu görüşlerine göre bir fotoğrafçının çektiği fotoğraf tamamlanmış bir iletidir, bu fotoğrafa bakanların verilen iletinin üstüne yeni bir şey eklemesi gerekmez. Bu araçlar, izleyiciye tamamlanmış iletiler verirler ve izleyicinin yapması gereken fazla bir şey yoktur.

Sıcak araçlar kişinin dış gerçeklik hakkında algılama yapmasına, kendince tasarım yapmasına olanak vermez. Örneğin, fotoğraf tamamlanmış iletilerle insanın görme duyusuna ulaşır ve kişinin bunun üzerine bir şey eklemesine gerek kalmaz. Bu şekilde, kişi kendi dışındaki dünyayı bu tamamlanmış iletilerle algılar.

Fotoğrafın amacı, sadece yüzey üzerine ışık yoluyla resmetmekle sınırlı değildir. Özellikle teknolojinin toplumsal yaşamdaki belirleyici rolü, fotoğrafın toplumsal yaşamdaki rolünü de etkilemiştir.

McLuhan bu görüşleri 1960’lı yıllarda dile getirmiştir. McLuhan’a göre iletişim teknolojileri toplumsal yaşam için belirleyici bir konuma sahiptir. Elektronik araçların gelişmesiyle birlikte, kitle iletişim araçları dünyayı tek bir Evrensel (Global) Köy’ e dönüştürmüştür.

Aradan 50 yıl geçmiş olmasına rağmen konunun önemi şuradan kaynaklanır: Bu yıllar elektronik teknolojinin yaygınlaştığı, bu teknolojilerle donatılmış olan araçların günlük yaşama girdiği dönemdir.

Kitle iletişim araçları içinde özellikle televizyon elektronik teknoloji donanımıyla dünya üzerindeki her eve ulaşma çabası içine girmiştir. Bütün bu gelişmeler sonucunda McLuhan’ın vurguladığı Evrensel Köy’e yöneliş önemli bir saptamadır.

Düşünür bu benzetmeyi kitle iletişim aracı olarak televizyonun ulaşacağı gücü göstermek için yapmıştır. McLuhan son kitabı olan Global Köy (1989; The Global Village) adlı ünlü eserinde, dünyanın tek bir köye dönmesi konusunu yeniden ele alır. Bu kitabın alt başlığı da şöyledir: 21. Yüzyılda Yeryüzü Yaşamında ve Medyada Meydana Gelecek Dönüşümler . Bu başlıkla düşünür, içinde yaşadığımız dönemi açıklamaya yönelmiştir. Elektrik enerjisini belirleyici bir öğe olarak ele alır. McLuhan’a göre elektrik enerjisi yoluyla bilginin dünyanın her yanına ulaşması söz konusu olacaktır ve bu durumu bir devrim olarak adlandırır. Elektrik ve elektriğe bağlı bilgi akışı yoluyla dünya artık Evrensel (Global) Köy ’e dönüşecektir. Evrensel Köy benzetmesi, XXI. yüzyılda Küreselleşme adı altında yaşanmaktadır. Kitle iletişim araçlarının belirleyici etkisi ve rolü açıktır. Bu bağlamda fotoğrafın durumu da özeldir ve önemlidir.

McLuhan’a göre elektrik, insan vücudundaki sinir sistemine benzer şekilde, XXI. yüzyıla gelindiğinde dünya üzerinde küresel bir ağ oluşturacaktır. Günümüzde bu gerçekleşmiştir ve yine düşünürün belirttiği gibi bilgi de bu ağ içinde yayılmaya başlamıştır. Tabii ki bilginin yayıldığı ortam kitle iletişim araçlarıdır. Bu küresel ağ içinde McLuhan uydu ve bilgisayar teknolojilerini özellikle vurgulamıştır.

Düşünür, Global Köy adlı eserinde şöyle demiştir: (...) bilgisayarlaştırılmış yüksek hızlı veri yayınının süreçlerini ister anlasınlar ister anlamasınlar, bütün insanların, eski özel kimliklerini kaybedecek olmalarıdır. Ortada ne bilgi varsa, herkesin kullanımına açık olacaktır. Böylece, bu anlamda herkes hiçkimse olacaktır. Büyük ölçekli veri şablonlarını yorumlayan ya da yöneten ve böylelikle ışık hızı toplumunun işlevlerini denetleyen birkaç elitist de dahil olmak üzere herkes, bu robotsu sahne oyununa dahil olacaktır. Enformasyon alışverişinin oranı hızlandıkça, eski özel kimliklerinin kalite damgası olmuş olan gerçek uzmanlaşmışlıktan yoksun kalarak hepimiz, yeni robotsu anonim şirket mevcudiyetinin içine daha çok karışıp kaybolacağız. Kişi ne kadar çok enformasyon değerlendirirse o kadar daha az bilir hale gelecektir. Uzmanlık, ışık hızında varolamaz.

McLuhan teknolojiyi toplumsal yaşam içinde belirleyici bir öğe olarak ele alır. Bu bakış açısından yola çıkarak toplumsal yaşam içinde teknolojik gelişmeleri, Analog ve Sayısal olmak üzere iki döneme ayırabiliriz.

Bir kitle iletişim aracının teknolojisi başka kitle iletişim araçlarıyla da ilişkilidir. Bu araçlar birbirini etkileyerek ve birbirinin içinden gelişmişlerdir. Konuya fotoğraf açısından bakarsak, fotoğrafın temel teknolojisi fizik ve kimya bilimleriyle ilgilidir.

Remediation

Tarihsel olarak kitle iletişim araçları arasındaki ilişki iki temel üzerinde gelişmektedir. Birincisi teknolojinin belirleyiciliğidir. İkincisi ise farklı kitle iletişim araçlarının ortaya çıkardığı yeni ortamlardır.

Remediation dilimize yeni girmiş bir kavramdır. Türkçe karşılığı olarak; dolayımlama ve yeniden-medyalaştırma sözcükleri yer yer kullanılmaktadır.

Günümüzün televizyon, radyo, bilgisayar tabanlı grafikler, sayısal fotoğraf gibi ortamları, içinde yaşadığımız toplumun kitle iletişim araçlarını medya olarak  adlandırırız. Bu teknolojilere yakından bakıldığında, tek başlarına işlemedikleri birbirleriyle ilişkide oldukları görülür.

Günümüzde bu araçlardan her birinin, örneğin televizyon ya da fotoğrafın, tek başına diğerlerinden uzak durarak iş görmesi neredeyse olanaksızdır.

Eski-yeni teknolojisi ilişkisi bağlamında McLuhan’ın ünlü benzetmesini hatırlamak gerekir: Otobanda yüksek hızla aracını süren kişi dikkatli bir şekilde aracın ön camından ilerlediği yolu takip ederken dikiz aynasından da geçtiği yola bakmayı ihmal etmemesi gerekir. İlerlediği yol yeni teknolojilerdir, dikiz aynasından izlemek zorunda olunduğu kat ettiği yol ise, eski teknolojilerdir. İlerlemek için bu iki durum birbirinden ayrı düşünülemez.

Eski-Yeni Fotoğraf

Remediation dönemindeki bir araçtan söz edildiğinde, aracın eski ve yeni durumunu ele almak gerekir. Bunun nedeni günümüz araçlarında eski-yeni süreçlerinin hâlâ açık bir şekilde görülebilmesidir.

Eski fotoğraf teknolojisi gereği olarak sadece üretim sürecinde değil, kullanım aşamasında da insan aklına, zekâsına ve deneyimine gerek duyuluyordu.

Analog döneminde fotoğraf çekimi yapmak çok karmaşık ve güç bir durum oluşturmuyordu. Hatta çekim düğmesine basan her kişinin belli bir sonucu elde etmesinin engeli yoktu.

Sayısal teknolojinin olanaklarıyla donanmış olan yeni fotoğraf akıl, zekâ ve deneyim yerine Smart kavramı üzerine temellendirilmiştir.

Remediation döneminin araçları bilgisayarlar ve uygun yazılımlar yoluyla kendi aklına, zekâsına ve deneyimine sahiptir.

Remediation dönemi yeni fotoğrafın dönemidir. Sayısal teknolojilerin ve bilgisayarların egemenliğinde, Smart donanımlı aygıtlar fotoğrafçıların emrine sunulmuştur. Fotoğrafın alanı içinde kalarak şu basit soru sorulabilir: Yeni fotoğrafın döneminde sayısal fotoğraf, çekim yapacak kişiye neler sunar?

Eski-yeni fotoğraf denildiğinde, insanlık tarihinde analog ve sayısal olarak adlandırılabilecek iki farklı dönemden söz edilmektedir. Bunlar sadece iki farklı teknolojik dönem değil, aynı zamanda, iki farklı düşünce biçiminin dönemidir.

Her teknolojik dönemin kendine özgü resmetme tekniği ve bu tekniklerin farklı yöntemleri söz konusudur. Bunlar yaratıcı insanlar tarafından döneminin koşulları içinde sanatın ortamına taşınmıştır.

Yeni Fotoğraf

Sayısal teknoloji XXI. yüzyılda toplumsal yaşamın her alanına yayılmış, doğal olarak fotoğraf alanını da etkileyerek fotoğrafın üstünü kaplamıştır. Bu kaplanan örtü aralandığında, karşımıza yine karanlık kutudan beri bilinen optik sistem, fotoğrafın yatay-dikey olarak oluşan çerçeveleme sistemi yani fotoğraf karesi ve değişen duyarlı yüzey karşımıza çıkar.

Sayısal teknolojinin temel belirleyici özelliği olan verileri basamaklayarak işlemesi, yeni fotoğrafın da belirleyici özelliğidir.

Eski teknolojilerin yeni teknolojiler içinde ortaya çıkması bireyin durumunu da doğrudan etkiler. Bireyin içinde yaşadığı ortam dışındaki dış gerçeği algılaması kitle iletişim araçları yoluyla olur.

Eski fotoğrafın döneminde film yüzeyine bir görüntü kaydedildiğinde, aynı zamanda fiziksel bir gerçek fotoğrafın teknolojisiyle yüzey üzerine fotoğraf olarak ortaya çıkar.

Yeni fotoğraf, XIX. yüzyılda özellikle fotoğraf yoluyla ortaya çıkan görüntünün inandırıcılığı olgusunu, tepe taklak hale getirmiştir. Hem fotoğraf makinesi hem de çekim sonrası süreçler görüntünün inandırıcılığını ortadan kaldırmaya yönelik etkileri içerir.

Kitle iletişim araçlarının birbirinin içinden geçerek oluşturduğu süreç, yapısal olarak çok farklı konuları insan yaşamına sokmuştur. Bu anlamda yeni fotoğraf için söylenmesi gereken iki önemli olgu vardır: İlki daha önce sözünü ettiğimiz küresel bir ağ tabanı üzerinde yapılanması, ikincisi ise tıklama olarak bilinen interaktif çift yönlü iletişim ortamı sağlama durumudur.

Yeni fotoğraf başlığı altında sözü edilenler; sayısal teknoloji, bilgisayar tabanlı küresel ağ, fotoğrafa yönelik yazılımlar vb. bunların hepsi fotoğraf düşüncesinin gelişmesini sağlıyor ve bu durum durmaksızın sürüyor.

Yeni fotoğraf eski fotoğraf gibi teknoloji ağırlıklıdır. Fotoğrafın ortaya çıkmasında teknoloji belirleyicidir. Bu belirleyiciliği teknolojinin değil fotoğraf çekenin yönetmesi gerekir.

Eski-yeni fotoğraf, değişim teknolojisinin ve değişen toplumsal yaşamın içinde yer alır. Fotoğrafın yüzey üzerine kaydetme, çoğaltma ve sanatın ortamındaki yeri devam etmektedir.

Tarihin ilk günlerinden bu yana, insanoğlunun görme yoluyla elde ettiği deneyimlerini yüzey üzerine resmetmesi, buna yönelik olarak teknolojiyi kullanması tartışma konusu olmuştur. Konunun kavramsal düzeyde özü nedir diye sorulduğunda yanıt: Görmektir. İnsanın görme uyumuyla (oryantasyonuyla) ilgili deneyimlerinin sınırı yoktur demek yanlış olmaz.

Bütün bu sözü edilen konular, görme ve görme yoluyla oluşturulan durumlardır. Fotoğraf makinesi için insanın görme organının uzantısı benzetmesi yapılmıştır. Yeni fotoğraf ise insanı gözünün ürünü olan fotoğrafı, yeni bir düzlemde yeniden konumlandırmıştır.