GELİŞİMSEL TANI VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ - Ünite 7: Gelişimsel Tanı ve Değerlendirmede Uzman-Aile İş Birliği Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 7: Gelişimsel Tanı ve Değerlendirmede Uzman-Aile İş Birliği
Çocuğu Tanıma ve Değerlendirme Çalışmalarında Ailenin Yeri ve Önemi
Çocukların gelişimi tüm alanlarda desteklenebilir, öğrenme ortamları düzenlenebilir ve öğretim yöntemleri ve araçları seçilebilir. Bunun için çocukların gelişimsel özelliklerinin ve geliştirilmeye ihtiyaç duyulan yönlerinin belirlenmesi gerekir. Çocukların kendilerini tanımalarını sağlama, aileleri bilgilendirme ve rehberlik hizmeti vermek tanıma çalışmalarının önemli amaçları içerisinde yer almaktadır. Bu amaca ulaşmak için çocuğu tanıma ve değerlendirme çok boyutlu olmalıdır. Çocuğun aile özelliklerinin belirlenmesi ve aileden çocukla ilgili bilgilerin alınması gerekmektedir. Çeşitli uyarımlar sonucunda bireyde kalan izlenimler “Yaşantı” olarak adlandırılmaktadır. Bu anlamda bireyin yaşantı kazanması için bilincinin gelişmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bebekler de çevresi ile etkileşim sonucu yaşantı kazanır, bu yüzden kişinim bedensel ve ruhsal gelişiminde erken dönem yaşantısının etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle birey ile ilişkili özellikler incelenirken bireyin içinde bulunduğu yaşam alanının değerlendirilmesi önemlidir.
Psikolojik olaylar içinde bulundukları ortamdan bağımsız olarak ortaya çıkmazlar, içinde bulunulan bağlam psikolojik özelliklerin önemli bir belirleyicisidir. Bireyin yaşamında yakın çevrenin ve özellikle de ailenin etkileri ve önemi farklı kuram ve yaklaşımlarda vurgulanmaktadır. Biyolojik yaklaşımlar erken dönem deneyimlerinin gelişim, bağışıklık sistemi, strese karşı davranışsal tepkiler üzerindeki etkisine dikkat çekerek çevresel etkilere vurgu yapmaktadır. Erken dönemde beynin gelişimini etkileyen faktörlerden en sık karşılaşılanlar oksijen, beslenme, hormonlar, duyusal uyarı, etkinlik ve sosyal ilişki olarak sıralanmaktadır. Bu faktörler hem biyolojik özellikleri hem de psikolojik özellikleri etkileyen değişkenlerdir.
Çocukların yetişkinlerle ilişkilerini açıklayan kurama Bağlanma kuramı denir ve Bowlby tarafından geliştirilmiştir. Kurama göre bireylerde yakınlık arama ve yakın ilişkiler kurma yönünde evrensel bir eğilim bulunmaktadır ve bu eğilim bebeklikten itibaren başlamaktadır. Bebeğin annesi ile erken dönemde yaşadığı deneyimleri içselleştirerek oluşturduğu modeller sonraki ilişkileri için temel oluşturmaktadır.
Etkileşimsel ebeveynlik kuramlarına göre ebeveyn ve çocuk arasında etkileşimsel bir süreç bulunmaktadır. Bu bakış açısına göre ebeveynler çocukların gelişimlerini etkilerken çocuklarından da etkilenmektedirler.
Aile sistemleri kuramı ailenin her bir üyesinin diğer üyelerden etkilendiğini ve diğer üyelerini etkilediğini açıklayarak ailenin özelliklerini ve çocuk üzerindeki etkilerini tanımlamaktadır.
Maslow ve Rogers’ın temellerini attığı insancıl yaklaşıma göre çocuk kendini gerçekleştirme doğrultusunda doğuştan gelen bir güce sahiptir. Bu gücün ortaya çıkması çevresel etkenlerle belirlenmektedir. Buna göre bireyin özelliklerini hem biyolojik yapısı hem de çevre birlikte belirlemektedir.
İnsan gelişiminin ekolojik modeline göre çocuğun merkezde olduğu ve çevresinde çocuğu farklı derecelerde etkileyen katmanların bulunduğu bir sistem tanımlamıştır. Bu modelde çocuğun günlük yaşamında karşılıklı iletişimde bulunduğu, ilişki kurduğu kişileri kapsayan ve çocuğu en fazla etkileyen katman Mikrosistem olarak adlandırılmakta ve çocuğun aile ve okul çevresinden oluşmaktadır.
Çocuğu Tanıma ve Değerlendirme Çalışmalarında Belirlenmesi Gereken Aile Özellikleri
İnsanların yaşamlarında davranışlarına yön veren, karşılamak üzere harekete geçmesini sağlayan bazı ihtiyaçları bulunmaktadır. Glasser insanın bu temel ihtiyaçlarını fizyolojik kökenli ihtiyaçlar ve psikolojik ihtiyaçlar olmak üzere iki bölüme ayırmıştır. Bu ihtiyaçların karşılanmasında bir öncelik sırası bulunmaktadır. Fizyolojik kökenli temel ihtiyaçlar beslenme, uyku, dinlenme, güvenlik gibi hayatta kalma ihtiyacını tanımlamakta ve ilk sıralarda yer almaktadır. Çocukların sağlıklı gelişimlerinin sağlanmasında psikolojik ihtiyaçlarının karşılanması da sevgi, ait olma duygusu ve kendini ifade edebilme gibi biyolojik ihtiyaçlar kadar önem taşımaktadır.
Çocuğun temel ihtiyaçlarının aile içerisinde giderilmesini sağlayacak özelliklerin belirlenmesi gerekmektedir. Ancak psikolojik ihtiyaçlar sosyal ve kültürel bağlam içinde farklılık gösterebileceğinden aile kendi sosyal bağlamı içinde değerlendirilmelidir.
Çocuğun davranışlarını ve gelişimsel tüm özelliklerini anlamayı sağlayacak çocuğu tanıma ve değerlendirme çalışmaları kapsamında ailenin çocuk ile ilişkili olarak fiziksel, psikolojik, sosyoekonomik özelliklerinin belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu özellikler aşağıda yer almaktadır:
Sağlık: Koruyucu çalışmalar ile çocuğun hasta olmasının önlenmesi amaçtır. Çocuk sağlığında tedavi hizmetleri önemlidir.
Fiziksel Etkinlik: Çocukluk döneminde fiziksel etkinliklere katılım çocuğun temel bir ihtiyacı olmasının yanında büyüme ve beden gelişimini olumlu yönde etkilemekte, aktif bir yaşam tarzı kazandırmakta, olası hastalık risklerini azaltmakta ve aşırı kilo alımını önleyebilmektedir. Temel hareket becerilerini geliştiren çocuklar, özelleşmiş becerileri geliştirmek ve bu becerileri yaşam boyu spor ve dans aktivitelerine transfer etmek için hazır olabilmektedirler. Temel hareket becerilerini geliştiren çocuklar, özelleşmiş becerileri geliştirmek ve bu becerileri yaşam boyu spor ve dans aktivitelerine transfer etmek için hazır olabilmektedirler.
Beslenme: Yeni doğan döneminden itibaren açlık en önemli uyaranlardan biridir ve “açlık huzursuzluğu” ancak beslenme ile giderilebilmektedir. Çocuklarda hızlı büyümenin desteklenmesi için hayvansal ve bitkisel gıdalarla çeşitlilik gösteren beslenme tarzının sağlanması, çocukların yiyeceklerini belirlemede seçme şansının olması, keyifli bir atmosfer ile tanımlanan düzenli öğünlerin olması önemlidir. Beslenme yetersizlikleri kadar beslenmeye gereğinden fazla odaklanmak da beslenme sorunlarına yol açmaktadır.
Uyku: Büyüme hormonları uyku esnasında salgılanır ve uyku vücudun büyümesine katkıda bulunur. Uykuuyanıklık ritmi bebeklerin beyin gelişiminin önemli bir parçasıdır. Dinlenmiş bir çocuk daha iyi öğrenebilir, oynayabilir ve sosyal yaşama ayak uydurabilir. Çocukların uyku rutin ve düzeninin olması, gece ve gündüz uykularının aynı saatte olması, uykuya geçerken sakinleştirici etkinliklerin yapılması yeterli uyku alabilmeleri için önem taşımaktadır.
Güvenlik: Bireyin yaşamındaki temel ihtiyaçlardan bir tanesi kendini güvende hissetmesidir. Güvenlik ihtiyacının bileşenleri olarak devamlılık, bağlılık, emniyet, korkutulmamak gibi durumlar sayılabilir. Çocuğa verilen bakımın düzenli olması, ev ortamının çocuk için güvenli özellikte olması, kazalardan korunması güvenlik ihtiyacının karşılandığının temel göstergelerinden bazılarıdır. Aileler kazalara karşı koruyucu önlemler almalı ve çocukların yaşam alanlarının güvenliğini denetlemeleri gerekir.
Ailenin Ekonomik Durumu: Yoksulluğun çocukların gelişimsel özellikleri, fiziksel ve ruhsal sağlıkları üzerinde etkisi vardır. Ailenin yaşadığı mahalledeki suç oranı, yoksulluk, güvenlik ve ulaşım yetersizlikleri gibi özellikler ile annenin ebeveynlik davranışı arasında ilişki vardır. Mahalle koşulları kötüleştikçe annenin çevreden aldığı sosyal destek azalmakta, anne daha az destekleyici ebeveynlik davranışları göstermekte ve daha çok cezalandırıcı davranışlara yönelmektedir. Çocuğu tanıma, değerlendirme ve gelişimi destekleyici müdahale çalışmaları için ailenin sosyoekonomik özelliklerinin belirlenmesi önemlidir.
Çocuğa Ait Özel Alan: Çocuğun kendisini yaşadığı mekâna ait hissetmesi ve kendine ait eşyaların olması önemlidir. Çocuğun oyun ve hareket alanının kısıtlanmaması gerekir. Çocuğun ev ortamında sahip olduğu özel alanların, oyun ve etkinlik alanlarının belirlenmesi tanıma çalışmalarında önemli özelliklerdir.
Anne Baba Tutumları: Aile bireylerinin olumlu, tutarlı ve sevgi dolu tutumu çocuğun sağlıklı gelişmesi için önemlidir. Anne babalar çocuk yetiştirme tarzlarına göre yetkeci, yetkeli ve serbest anne baba tutumları olarak sınıflandırılabilir. Yetkeci otoriter, sıkı ebeveyn kontrolünün olduğu, çocuğun kararlara katılmadığı, aile içinde çok az sıcaklığın olduğu bir yapıdır. Serbest çocuk yetiştirme tarzına sahip aileler aşırı hoşgörülü davranır. Aşırı hoşgörülü ailelerde sınır ve kurallar yetersiz olduğundan dolayı çocukların davranışları anne baba tarafından sınırlandırılmamaktadır. Çocuklar kendilerine sağlanan sınırsız özgürlük nedeni ile bağımsızlık ve sorumluluk gibi kavramları ayırt edememektedirler. İlgisiz ailelerde ise ek olarak çocukların ilgi ve ihtiyaçlarına duyarsızlık bulunmaktadır. Yetkeli çocuk yetiştirme tarzına sahip ailelerde demokratik bir yapı bulunmaktadır. Bu ailelerde anne babanın içten ve destekleyici ancak baskıcı olmayan bir otoritesi vardır.
Anne Babanın İnanç ve Değerleri: Anne babaların çocuklarının duygularına ilişkin görüşleri çocukları ile ilişkilerini etkiler. Bazı anne babalar olumsuz duyguların üzerinde durulmaması gerektiğini düşünerek bu durumlarda çocuğu şımartarak ya da dikkatini dağıtarak bu “zararlı duyguları” giderebilirler. Bazı anne babalar ise çocuklarının her türlü duygusu ile ilgilenmeleri gerektiğini düşünür konuşarak yardım ederler. Anne babaların düşünce ve inançları çocuklarına yönelik davranışlarını etkileyebilmektedir. Anne babalar çocuğa ve çocuğun davranışlarına ilişkin inanç ve değerleri belirlemelidirler.
Anne Babanın Kendi Yaşantıları: Anne babanın kendi yaşam olayları çocuklarına verdikleri bakımı etkileyebilmektedir. Anne babanın birbiri ile olan ilişkisi, evlilik çatışmasının olup olmaması, çocuğun bakımını paylaşma gibi özellikler çocuğa olan etkilerinden dolayı önem taşımaktadır.
Sosyal Destek: Bireyin diğer kişilerin ona uygun yardımı sağlayacağına yönelik algısı sosyal destek olarak tanımlanabilir. Anne babanın sahip olduğu sosyal destek ağının, çocuk bakımı ile ilgili olarak ihtiyaç duyduğunda yardım alabilmesinin duygusal sıkıntıları ve çocuğu cezalandırma eğilimini azalttığı ve çocuklarda olumlu sosyal ve duygusal gelişimi sağladığı görülmektedir. Bu nedenle çocuğu tanıma çalışmalarında ailenin sosyal destek kaynaklarının belirlenmesi önem taşımaktadır.
Çocuğun Sosyal Çevresi: Okul öncesi dönemdeki arkadaş olarak tanımlanan çocuklar birbirlerine daha fazla selamlaşma, övgü ve uyum sağlama gibi pekiştireçler sunarlar. Arkadaş çocuklar daha fazla iş birlikçi ve duygusal açıdan dışa vurumcu davranışlar sergilerler; birbirlerine daha fazla bakar, güler ve konuşurlar. Bunun için çocuğa oyun ve arkadaşlık olanaklarının sunulması önem taşımaktadır. Küçük yaşlarda çocuğun yaşıtları ile bir arada olması ailesi tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle çocuğu akranları ile etkileşim kurmasında ailenin sağladığı olanakların belirlenmesi önem taşımaktadır.
Anne Baba Çocuk İlişkisi: Güvenli, tutarlı, sevgiye dayalı anne baba çocuk ilişkisinin koruyucu etkisi önemlidir. Bu ilişki, çocuğun gelişiminde yaşamsal önem taşıyan, uzun süreli bir etkileşim biçimidir. Çocuğun toplumda sağlıklı bir birey olarak yer alması için öncelikle anne babaları ile olumlu bir ilişki kurması beklenmektedir.
Bilişsel ve Dilsel Uyarıcılar: Anne baba çocuk ilişkisinde bilişsel ve dilsel uyarıcılar ile çocukla sözel etkileşim düzeyi önemlidir. Çocuğun bilişsel ve dil gelişimi için erken yaşta yetişkinlerle kurulan sözlü etkileşim önem taşımaktadır. Anne babanın çocuğa verdiği sözel geri bildirim ve kitap okuma, masal anlatma, sohbet gibi etkinlikler ile çocuğun dil gelişimi arasında olumlu yönde bir ilişki olduğu bilinmektedir.
Çocuğu Tanıma ve Değerlendirme Çalışmalarında Aileden Bilgi Alma Yolları
Aileler çocukları hakkında bilgiye sahiptirler ve çocuklar hakkında başka kaynaklardan elde edilemeyecek özel bir bakış açısı sunmaktadırlar. Çocuklar hakkında ebeveynlerden bilgi almak çocuğu tanıma çalışmalarında önemlidir. Çocuğu tanıma ve değerlendirme çalışmaları kapsamında aileden bilgi alma yolları farklı kaynaklardan elde edilen verileri içermektedir. Bu veriler anne ve baba ile yapılan görüşme, anket, ev ziyaretleri gibi çalışmalardan ya da aile ve çocuğun doğal ortamlarında yapılan doğrudan gözlemlerden elde edilebilir.
Ev Ziyaretleri: Aile hakkında en iyi bilgi alma yeri kendi yaşam alanı olan ev ortamıdır. Çocuğun yaşam alanını görmek, aile ve çocuk hakkında bilgi edinmek açısından ev ziyaretleri önem taşımakta ve çocuğu tanıma çalışmaları içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu ziyaretler çocuğu tanıma ile birlikte ailenin güvenini kazanmayı, aile ile iş birliği ve olumlu bir ilişki geliştirmeyi de sağlamaktadır. Ev ziyaretlerinde dikkat edilmesi gereken temel ilkeler şunlardır;
- Ziyaretin planlı ve amaca yönelik olması
- Mümkün olduğunca tüm aile bireylerinin katılımının sağlanması
- Ailenin ziyaret hakkında bilgilendirilmesi
Görüşme: Görüşme belirli bir amaçla yüz yüze gelen iki veya daha fazla kişinin, sözel ve sözel olmayan davranış ve teknikler kullanarak gerçekleştirdikleri bir etkileşim süreci olarak tanımlanmaktadır. Görüşmenin bireyin özellikleri, görüş ve düşünceleri hakkında bilgi toplamaya, bireyi tanımaya ve yardım sağlamaya yönelik olmak üzere çeşitli işlevleri bulunmaktadır. Aile ile yapılan bireysel görüşmelerde uzmanın öncelikle sıcak, açık, güvenli ve pozitif bir atmosfer yaratması önemlidir. Aile ile yapılan görüşmelerde sergilenebilecek olumlu iletişim becerileri şu şekildedir;
- İçtenlik: İçten ve samimi bir yaklaşım sergileme anlamına gelmektedir.
- Koşulsuz Olumlu İlgi ve Kabul: Karşısındaki bireyi önemseme ve herhangi bir koşula bağlı olmadan kabul etmektir.
- Etkin Dinleme: Çocuğu ile ilgili bilgileri paylaşırken aileyi duyarlı bir biçimde dinlemek, duymak ve anlamak çok önemlidir. Bir başka kişiyi etkin olarak dinlemek; ona “seni önemsiyorum” mesajını vermeyi sağlamaktadır. Bunun için aileyi olumlu bir tutum içinde, dikkatle dinlemek, onun hislerini ve söylemek istediklerini anlamaya çalışmak ve bunları özetleyerek ifade etmek gerekmektedir.
Aile ile görüşme yapan uzmanın dikkat etmesi gereken ilkeler ve etik kurallar şu şekilde sıralanabilir;
- Yargılayıcı ifadelerden kaçınma
- Görüşme için uygun bir ortam sağlama ve görüşmelerin kesintiye uğramamasını sağlama
- Olumlu ve güvene dayalı bir atmosfer sağlama
- Görüşmenin amacını açıklama
Anket: Anket, insanların yaşam koşullarını, davranışlarını, inançlarını veya tutumlarını betimlemeye yönelik sorulardan oluşan bir araştırma materyali olarak tanımlanmaktadır. Anketler aynı anda birçok kişiden bilgi alınmasını sağlama kolaylığı ve zaman açısından ekonomik olması gibi nedenlerle aileden bilgi alma amacıyla çocuğu tanıma çalışmaları kapsamında kullanılabilmektedir. Ancak anket ile elde edilen bilgiler sınırlı olabilir. Görüşme yoluyla aileden daha fazla ve derinlemesine bilgi edinilebilir. Özellikle çocuk bir eğitim kurumuna başlarken çocukla ilgili bilgi alınmasında anket gibi bilgi formlarının kullanılması kolay ve yararlı bir çalışmadır.
Gözlem: Anne baba çocuğun birlikte geçirdikleri zamanın gözlenmesi çocuğu tanıma çalışmalarında önemli bilgi alma yollarındandır. Gözlem, çocukların davranışlarını anlamak ve gelişimleri hakkında doğrudan bilgi edinmek için kullanılabilecek yöntemlerden birisidir. Çocuk kendini yetişkin kadar rahat ifade edemediğinden, çeşitli etkinliklerde yapılan gözlemler çocuk ve aile hakkında bilgi toplamak adına gerekli verileri sağlamaktadır. Gözlemlerin çocukların doğal ortamında ya da günlük yaşamda gerçekleştirdikleri etkinliklere benzer durumlarda yapılması, belli bir amaca yönelik olması diğer bir deyişle gözlemi yapan kişinin neye dikkat etmesi gerektiğini önceden bilmesi önem taşımaktadır.
Aile ile İşbirliği
Aileler birbirinden farklı özelliklere sahiptirler. Aileleri herhangi bir özelliğinden dolayı yargılama, dışlama ya da onlara karşı ayrımcılık kaçınılması gereken en temel özelliklerdir. Aile ve uzman her zaman aynı fikirde olmayabilirler. Önemli olan ailenin kültürel, ekonomik, toplumsal gerçeklerini dikkate alarak iş birliğini sağlamaktır. Çocuğun bakım ve eğitiminde ebeveynlerin desteğinin olması çok önemlidir. Bu doğrultuda günümüzde ebeveyn ve okul/öğretmen/uzman arasında karşılıklı ilişkiler, iş birliği ve ortaklıklar kurulması önemsenmektedir.