GENEL İŞLETME - Ünite 3: Etik ve Sosyal Sorumluluk Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Etik ve Sosyal Sorumluluk
Giriş
İşletme kitaplarına etik ve sorumluluk konusu yeni girmeye başlamıştır. Bugün işletmeler karmaşık işletme etiği konularını tanımlama ve üstesinden gelebilme yeteneğine ihtiyaç duymaktadır. Konunun zor tarafı etik sorunlarının karmaşıklığıdır. Çünkü işletme karar ve eylemlerinin doğruluğuna, idealler, beklentiler, algılar, kültürel değerler gibi pek çok faktörün etkisinde hüküm verilmektedir.
Etik Kavramı
Ahlak, bir toplumda birey ya da grupların uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kurallardır. Ahlak bilimi olan etik ise birey veya grubun davranışlarının doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında hüküm vermeyi sağlayan ahlaki ilkeler ve değerler toplamıdır. Etik, karar alma ve uygulamada iyi ve kötüye ilişkin standartları ortaya koyar. Etik, bir kişi veya grubun davranışlarının doğruluğunu ve yanlışlığını belirleyen kurallar ve ilkelerdir. İşletmeler açısından etik meseleler kurum kültürünün bir parçası olan kurum içi değerlerle doğrudan ilişkilidir. Değerler işletmelerin iç ve dış çevreye karşı sorumlulukları konusundaki kararlarını etkiler.
Etik ve Yasa İlişkisi
İşletmede bazı kararlar yasalar çerçevesinde oluşturulurken bazı kararlar bireylerin özgür seçimlerince ortaya çıkmaktadır. Yasalarda hiç bir şekilde yer almayan davranışlar bireylerin özgür seçimleridir. Yasalar ile özgür seçimler arasındaki alan ise etik alanıdır. Bu alanda spesifik bir yasa yoktur ancak etik davranış konusunda birey ya da şirkete yol gösterecek, toplumda genel kabul görmüş ilke ve değerlere dayalı davranış standartları söz konusudur. Etik davranış bölgesinde ise birey ya da şirketin hangi norm ve standartları dikkate alacağı, yasaların kapsama alanında değildir. Şirketler davranışlarını yönetmek üzere kendi etik kodlarını oluşturmakta ve kurum kültürlerini dönüştürmektedirler. Böylece ilave yasal düzenlemelere olan ihtiyaç azalmakta, şirket kararlarının ve eylemlerinin yol açabileceği problemlerden kaçınılabilmektedir. Hem bir seçimin hem de davranış alternatifinin potansiyel zararlı etik sonuçları nedeniyle istenmediği durumlarda etik ikilem ortaya çıkar. Etik ikilem, birbiriyle çatışan ancak her ikisinin de olası geçerli etik yönleri olan iki seçenekten birinin seçilmesinin gerektiği durumdur. Küreselleşme, keskin rekabet ve teknoloji, etik meseleler üzerinde de etkili olmaktadır. Bazı işletmelerde etik sorumluları veya kurulları vardır.
Etik Karar Alma Yaklaşımları
İşletme yöneticileri her ne kadar rasyonel olarak karar verse de kararların etik yönünü de daime göz önünde bulundurmalıdır. Etik karar almada farklı bakış açıları farklı kararlar doğurur. İş etiği bağlamında dört temel etik yaklaşım mevcuttur.
- Faydacılık Yaklaşımı
- Haklar Yaklaşımı
- Adalet Kuramı Yaklaşımı
- Bütünleştirici Sosyal Sözleşme Yaklaşımı
Faydacı yaklaşımı; karar almada sayısal bir yöntem kaygısı ile çoğunluk için en iyi fayda yaratacak kararı hedefler. Haklar yaklaşımı; faydacı yaklaşımdan farklı olarak toplum değil birey odak noktasıdır. Kararlar bireysel fayda ekseni temel alarak oluşturulur. Adalet kuramı yaklaşımı ; etik kararların eşitlik, doğruluk ve tarafsızlık standartlarına dayalı olmasını savunur. İşletmelerde üç tür adalet gözetilmelidir. Bunlar; dağıtım adaleti, prosedürel/işlemsel adalet ve etkileşimsel adalettir. Bütünleşik sosyal sözleşme yaklaşımı diğer yaklaşımlardan daha güncel bir yaklaşımdır ve iş etiğine deneysel/görgül/ampirik (ne) ve normatif (ne olmalı) yaklaşımların birleştirilmesini önerir.
Etik Davranışı Etkileyen Faktörler
Örgüt içindeki bireylerin etik davranıp davranmayacağını birçok faktörden etkilenir. Bunlar;
- Bireyin ahlaki gelişim seviyesi
- Bireysel özellikler
- Yapısal değişkenler
- Örgüt kültürü
- Sorunun etki gücüdür.
Etik Yönetimi ve Etik Yönetiminin Unsurları
İş etiği yönetimi spesifik politikalar, pratikler ve programlar aracılığı ile etik konuların ya da sorunlarının formal ya da informal yönetilmesine yönelik doğrudan girişimlerdir. İş etiği yönetiminde sık kullanılan yaklaşımlar aşağıdaki gibidir.
- Misyon ve/veya değerler bildirgesi
- Etik kodlar
- Raporlama/tavsiye kanalları
- Risk analizi ve yönetimi
- Etik yöneticisi/etik sorumlusu/etik komiteleri
- Etik danışmanları
- Etik eğitimi
- Paydaşlara danışma, diyalog ve iş birliği
- Denetim, hesap verme ve raporlama
Sosyal Sorumluluk Kavramı ve Temel Yaklaşımlar
Bir organizasyonun sosyal sorumlu olmasının ne olduğuna dair iki uç yaklaşım bulunmaktadır. Klasik görüş, işletme yönetimlerinin tek sosyal sorumluluğunun kâr maksimizasyonu olduğunu söyler. Sosyoekonomik görüş ise yönetimin sosyal sorumluluğunun kâr elde etmenin ötesinde, toplumun refahım korumayı ve iyileştirmeyi de kapsadığını savunur. Sosyal sorumluluk ve etik yakından ilişkili kavramlardır.
Sosyal Sorumluluk Düzeyleri
İşletmeler açısından sosyal sorumluluk dört katmanlıdır. Ekonomik, yasal, etik ve hayırseverlik sorumluluklar başlıkları altında toplanan bu sorumluluklar ardışık katmanlardan oluşmaktadır (s:74, Şekil 3.2). Sorumluluk açısından katmanların hepsinin önemli olmasına karşın en alt basamaktan üst basamaklara doğru çıkıldıkça işletmelerin toplumun daha geniş kesimine karşı duyarlılık gösterdiği ve mevcut sorunlara çözüm üretmede katkı sağladığı görülür. Organizasyonların sorumlulukları bağlamında iki önemli konudan da söz etmek gerekir. Bunlardan biri makro amaçlı “sürdürülebilirlik’’; diğeri de bir yönetsel yaklaşım ve stratejilerin dayanağı bağlamında “paydaş kuramı’’dır. Sürdürülebilir Kalkınma (Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu, 1987), genel olarak “gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğine zarar vermeksizin, bugünkü nesillerin ihtiyaçlarını karşılayacak kalkınma” olarak tanımlanır. Sürdürülebilir Kalkınma ile bağlantılı bir kavram olarak sürdürülebilirlik, çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan tüm sistemin uzun dönemli korunmasıdır. Paydaş yaklaşımı işletmelerin sorumlu olduğu çeşitli gruplara odaklanmaktadır. Bu yaklaşım işletmelerin sadece hissedar ve sahipler gözetilerek değil, işletme içinde bulunun önemli grup ve paydaşlar da düşünülerek yönetilmesi gerektiğini savunur. Paydaşların kimler olduğu işletmeden işletmeye değişebileceği gibi; aynı işletmenin farklı durumları, görevleri ya da projeleri için de değişebilir(s:76, Şekil 3.4).
Sosyal Sorumlu İşletme Olmanın Yol Haritası
Etik ve sosyal sorumluluk bilinci olan işletmeler hedeflerinin gerçekleşmesinde, karar ve eylemlerinde birtakım ilkeleri bir arada gözetmektedir. Etik ve sosyal sorumlu bir işletme olmak adına etik ve sosyal sorumluluğun yönetiminde paydaş çerçevesini gözetmek yaklaşımındadırlar Bu yaklaşım işletme stratejisi oluşturulması sürecinde paydaşlarla etkileşimli karar vermeyi gerektirmektedir. Sosyal sorumlu bir işletme olma yolundaki adımlar aşağıdaki gibidir;
- Kurum kültürünün gözden geçirilmesi
- Paydaş gruplarının tanınması
- Paydaşlarla ilgili konuların belirlenmesi
- İşletmenin sosyal sorumluluk alanlarının tespit edilmesi
- Kaynaklar ve önceliklerin belirlenmesi
- Paydaşlardan geribildirim alınmasıdır.
Kurum Kültürünün Gözden Geçirilmesi: Sosyal sorumluluk projeleri ile uyum açısından büyük önem taşıyan kurum kültürü, bir işletmenin sosyal sorumluluk anlayışına dair önemli izler taşır.
Paydaşların Gruplarının Tanınması: Paydaşların istek, ihtiyaç ve beklentilerinin bilinmesi oldukça önemlidir. İşletmelerin bir karar oluştururken işbirliği içinde ve paydaş odaklı olmaları gerekmektedir.
Paydaşlarla İlgili Konuların Belirlenmesi: Daha önceki iki adım işletmenin paydaşlarının gücü ve meşruiyeti konusunda bilgi edinilmesini sağlar. Bu güç ve meşruiyet düzeyi paydaş ihtiyaçlarını ele alırken neyin acil olduğunun anlaşılmasında önemli rol oynar. İşletme gündeminde öncelikli olarak yer alacak konular paydaşlara göre belirlenmelidir. Bu konuların tespitinde, konuların şiddeti, paydaşların gücü, işletmenin politikaları ve kaynakları önemli rol oynar.
İşletmelerin Sosyal Sorumluluk Alanlarının Tespit Edilmesi: işletmenin yararına uygun olan sosyal sorumluluk çerçevesini anlamak için bir araya getirerek sosyal sorumluluk girişimleri arasındaki önceki üç adımın oluşturduğu sağlam temele dayanarak seçim yapılmasını gerekmektedir.
Kaynakların ve Önceliklerin Belirlenmesi: İşletme kaynakları sınırsız olmadığı için kaynakların kullanılmasında önceliklerin belirlenerek, makul bir paylaşım yapılması gerekmektedir. Bu noktada paydaşların görüşlerinin ve geçmiş uygulamaların sonuçlarının dikkate alınması gerekmektedir. Kayna kullanımında işletmenin elindeki kaynak miktardı ile farklı girişim seçenekleri için ihtiyaç duyduğu kaynak miktarı iki temel belirleyicidir.
Paydaşlardan Geri Bildirim Alınması: Belirli konuların çözümünde veya oluşumunda paydaşların görüş ve algılarını ölçmek mümkün ve önemlidir. Paydaşlardan geri bildirim günümüzde formal ve informal olarak pek çok kanaldan toplanabilir.
Etik ve Sosyal Sorumluluk Konusunda Yol Gösterici İlkeler ve Standartlar
Sürdürülebilir kalkınma, paydaş yaklaşımı, evrensel etik iş ortamı oluşturma girişimleri işletmelere yeni görevler yüklemektedir. Küresel bir etik ilke ve temel değer arayışı birçok girişim ortaya çıkarmıştır.
Dinler arası Bildirge: Hristiyan, Müslüman ve Yahudiler için Uluslararası İşletme Etik Kodları. Üç dini, temsilen iş ve hükümet liderleri, ilahiyatçılar ve akademisyenler tarafından tasarlamıştır. Bu temsilciler uluslararası işletmelere yol gösterecek, üç dinin temsilcilerinin ortaklaştığı temel ilkeleri belirlemiştir. Bunlar: Adalet, karşılıklı saygı, çevresel-ekonomik-sosyal faktörlerin yönetiminden sorumlu olma ve dürüstlüktür.
The CAUX Roundtable: 1994’te Avrupa, Amerika ve Japonya’dan iş dünyasının liderlerinin oluşturduğu uluslararası ağ, “etik ve sorumlu şirket davranışı için evrensel bir vizyon” oluşturarak kendi ilkelerini açıklamışlardır. Bu ilkeler şunlardır;
İlke 1. İşletmenin sorumluluğu: Ortakların ötesine paydaşlara yönelme
İlke 2. İşletmenin ekonomik ve sosyal etkisi: İnovasyon, adalet ve tüm insanlığa yönelme
İlke 3. İşletme davranışı: Yasaların ötesinde güven oluşturmaya yönelme
İlke 4. Kurallara saygı
İlke 5. Çok taraflı ticarete destek
İlke 6. Doğal çevreye saygı
İlke 7. Yasadışı operasyonlardan kaçınma
UN Global Compact: Birleşmiş Milletler tarafından 2000 yılında evrensel kabul edilen ilkeler seti oluşturulmuştur. Toplam on ilke insan hakları, işgücü, çevre ve yolsuzlukla mücadeleyle ilgilidir (s 80,Tablo 3.1).
İşletmelerde etik ve sosyal sorumlu davranış ilkelerinin belirlendiğini ve bu yönde bir iyileştirme çabası içerisinde olduklarını onaylayan ve duyurmaya yarayan uluslararası standartlar vardır.
ISO 14000: Bu standart, bir dizi standart serisinden oluşmaktadır. İşletmelerin doğal çevre ile etkileşimlerini yönetmede en iyi uygulamalara yönelik kuralları oluşturmada yol gösterir. Özünde işletmelerin çevre yönetim sistemlerini akredite eder. Çevre yönetimi konusunda en yaygın olarak kullanılan standarttır. Kimi çok uluslu firmalar tedarikçilerini seçerken bu standardı bir seçme kriteri olarak kullanmaktadırlar.
SA 8000: (Social Accountability 8000): Uluslararası Sosyal Hesap verebilirlik (SAI) Kurumu tarafından oluşturulmuş bu standart, sosyal hesap verebilirlik ve iş yeri çalışma koşulları ile ilgili bir standarttır. Tedarik zincirinde iş görenlerle ilgili konular üzerinde odaklanır ve çalışanları ve iş yeri çalışma koşullarını içerir. İnsan hakları ve iş hukuku konusundaki uluslararası anlaşmalara dayanır.
ISO 26000: ISO’nun en yeni girişimi şirket sosyal sorumluluğu için geliştirdikleri ISO 26000 standardıdır. İş dünyası, sanayi odaları, sendikalar, hükümetler ve sivil toplum kuruluşlarından geniş katılımlı küresel temsilciler karmaşık ve çok katmanlı sosyal sorumluluk konusunu tartışmışlardır. Bu standart daha çok bir rehber niteliği taşır. Ancak sorumluluk süreçleri açısından değerli bir yol göstericidir.
GRI: Çevre, sosyal ve ekonomik boyutlardan oluşan üçlü sorumluluğu bütünleşik olarak ele almış, kapsamlı bir çerçeve oluşturmuş ve yayımlamıştır. İşletmelerin kendi faaliyetlerine ve ürün hizmetlerine ilişkin çevresel, sosyal ve ekonomik sonuçlarını raporlayabilmeleri için sürdürülebilirlik raporlama rehberi oluşturmuştur. Bu rehber Küresel Raporlama Girişimi’dir.