GENEL MUHASEBE I - Ünite 6: Alacaklar Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 6: Alacaklar
Giriş
İşletmelerin ana faaliyet konuları kapsamında yapmış oldukları mal ve hizmet satışlarını, nakit karşılığında yapmaları her zaman mümkün değildir. Bedeli belirli bir vade sonunda ödenmek üzere yapılan mal ve hizmet satışlarına vadeli satış denir. Vadeli satışlardan kaynaklanan alacaklar, Tekdüzen Hesap Planında Ticari Alacaklar altında toplanan hesaplarda takip edilir. İşletmelerin ticari alacakları dışında kalan alacaklarına ise Diğer Alacaklar denir. Tekdüzen Hesap Planında bu tür alacaklar, Diğer Alacaklar altında toplanan hesaplarda takip edilir.
İşletmenin normal faaliyetleri sonucunda satıştan veya sunulan hizmetten doğan alacaklar, senetli ve senetsiz olmalarına ya da kısa vadeli veya uzun vadeli olmalarına bakılmaksızın finansal araç olarak nitelendirilir. Ticari alacaklar ve alacak senetleri; gelecekte, sözleşmeden doğan nakit alma hakkını temsil eden finansal varlık olarak tanımlanmaktadır.
Ticari Alacaklar
Ticari malların veya sunulan hizmetlerin belirli bir vadeye bağlı satışı sonucunda ortaya çıkan alacaklara Ticari Alacaklar denmektedir. Dönen Varlıklar kapsamında yer alan Ticari Alacaklar grubuna ilişkin hesaplar şöyledir:
- 120. Alıcılar
- 121. Alacak Senetleri
- 122. Alacak Senetleri Reeskontu (-)
- 125. Ertelenmiş Ticari Alacaklar Vade Farkı (-)
- 126. Verilen Depozito ve Teminatlar
- 127. Diğer Ticari Alacaklar
- 128. Şüpheli Alacaklar
- 129. Şüpheli Alacaklar Karşılığı (-)
Alıcılar
İşletmeler, satış politikaları, geçmişteki deneyimleri, müşteri ile yapılan ticari işlemlerdeki sıklıklar gibi nedenlerle bazı müşterilerine güven duyarlar ve herhangi bir teminat almaksızın satış yapabilirler.
İşletmelerin ana faaliyet konusunu oluşturan mal veya hizmet satışlarından ortaya çıkan, çek ve senede bağlanmamış alacaklar; 120 Alıcılar Hesabında izlenir. Alıcılar hesabı, aktif karakterli bir toplayıcı (ana) hesaptır ve her bir müşteriye ait alacağın sağlıklı takip edilebilmesi için bu hesaba bağlı yardımcı hesapların açılmasını gerekli kılmaktadır.
Alacağın doğması ile hesaba borç, tahsil edilmesi ile hesaba alacak kaydedilir. Hesap, aktif karakterlidir. Hesap kalan verirse, borç kalanı verir ve hesabın borç kalanı, işletmelerin müşterilerinden olan toplam senetsiz alacak tutarının ne kadar olduğunu ifade etmektedir.
Ticari mallar, gerçeğe uygun değerleri ile satışa sunulur. Bu değer, ticari malların peşin değerini ifade etmektedir. Eğer işletme, mal satışlarını bazı nedenlerden dolayı peşin değer üzerinden satmak yerine, belirli bir süre (vade) sonra tahsil etmek durumunda kalırsa bu ek süre karşılığında müşterisinden bir bedel (faiz) talep edebilir. Bu ek bedel, vade farkı veya faiz olarak tanımlanır. Türkiye uygulamasında işletmelerin ticari mal satışı sonucunda vadeden kaynaklanan farklar, satış gelirlerine eklenen bir unsur olarak muhasebeleştirilmektedir. Türkiye Muhasebe Standartları’na göre ise, malların vadeli satışlarında peşin değere eklenen vade farkı, ticari mal veya sunulan hizmetin satış geliri içinde değil faiz gelirleri olarak kayda alınmalıdır.
Vadeli satış işlemlerinde faizin satış gelirinden ayrılmasında ya da aynı risk özelliklerine sahip başka müşterilere uygulanmış faiz oranı ya da etkin faiz oranı esas alınabilir.
Alacak Senetleri
İşletmelerin kredili olarak yapmış oldukları satışları bir belge karşılığında yapması durumunda alınan belgeye Alacak Senedi adı verilir. Bu senetler ise 121 ALACAK SENETLERİ hesabında izlenmektedir. İşletmeler ticari mal veya hizmet satışları karşılığında aldıkları senetlerle; alacakların tahsil edilememe riskini azaltmakta, nakit benzeri finansal varlık yaratmakta ve nakit sıkıntısını önlemektedir.
Alacak Senetleri;
- Adi senetler ve
- Kıymetli evrak niteliğindeki senetler olmak üzere ikiye ayrılır.
Adi Senetler, Borçlar Kanunu hükümlerine göre düzenlenen ve belli bir biçime bağlı olmayan senetlerdir.
Kıymetli Evrak Niteliğindeki Senetler ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre düzenlenen ve belli bir şekil şartı olan, belli bir hakkın bağlı olduğu ve senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği senetlerdir. Kıymetli evrak niteliğindeki senetler;
- Kambiyo senetleri (ticari senetler) ve
- Mal (emtia) senetleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Poliçe, bono ve çek; kambiyo senetleridir.
Poliçe, işletme hukuku mevzuatında belirtilen hükümlere göre düzenlenmiş bir senettir. Özel bir havale şekli olan poliçe, poliçeyi düzenleyen veya üçüncü kişiye veya senet taşıyıcısına (hamiline) belli bir tutarın ödenmesi hakkında diğer bir kişiye ödeme emri verir.
Bono ise ticari faaliyet sonucunda borçlunun alacaklısına olan borcunu belirli bir vade sonunda belirli bir faize katlanarak kayıtsız ve şartsız ödeyeceğini gösteren belgedir.
Poliçede keşideci , lehtar ve muhatap olmak üzere üç taraf varken, bonoda iki taraf ilişkisi düzenlenmektedir.
Keşideci , poliçeyi düzenleyen ve senedin ilk borçlusu olan kişi; lehtar , poliçenin nominal değerinin alacaklısı; muhatap ise keşideci tarafından poliçenin kendisine ibrazını kabul etmesi durumunda poliçenin borçlusu durumuna gelen kişidir.
Bonoda ise lehtar yine alacaklı kişi olurken, keşideci ve muhatap aynı kişi olup hem senedi düzenleyen hem de borcu ödeyecek olan kişidir.
Kambiyo senetlerine ait işlemler Tek Düzen Hesap Planı’nda 121 Alacak Senetleri hesabında izlenmektedir.. işletmenin portföyüne çeşitli sebepler ile giren ve çıkan senetler, Alacak senetleri hesabına bu senetlerin nominal değerleri ile kaydedilmektedir.
Alacak senetlerinin mutlaka bir yardımcı hesap ile birlikte işlem görmesi gerekir. Bu yardımcı hesaplar, senedin durumunu belirleyen ifadeler ile isimlendirilir. Örneğin;
- Cüzdandaki Senetler, senedin işletmenin kullanımına hazır kasasında bulunduğunu;
- Tahsildeki Senetler, senedin bankaya tahsil edilmek amacı ile teslim edildiğini;
- Teminattaki Senetler, bir işin yapılması amacı ile ilgili senedin teminat olarak başka bir kuruma verildiğini ve
- Protestolu Senetler ise tahsil edilemeyen senedin protesto (borçluya senedin vadesinin dolduğunu bildirmek) edildiğini gösterir.
Senetlerin Doğuşu: Poliçe ve bonoda, ticari faaliyet sonunda borçlunun alacaklısına olan borcunu belirli bir vade sonunda belirli bir faize katlanarak kayıtsız ve şartsız ödeme taahhüdünde bulunduğu kambiyo senetleridir.
Türkiye Muhasebe Standardının Hasılat standardına göre eğer vadeli satış işleminde vade farkı var ise satış hasılatı ile vade farkı birbirinden ayrıştırılmalıdır. Tek düzen hesap planında vade farkına ilişkin hesap yoktur ancak 125 Ertelenmiş Ticari Alacaklar Vade Farkı hesabı ve bu hesabın alt hesabı olan Ertelenmiş Vade Farkı Gelirleri hesabı, alacak senetlerinin vade farkı için de kullanılabilmektedir. Ertelenmiş Ticari Alacaklar Vade Farkı hesabı, aktifi düzenleyici hesaptır. Bu nedenle bilançoda alıcılar ve alacak senetleri hesaplarının altında eksi olarak yer alacaktır. Bunun gerçekleşmesi için Ertelenmiş Ticari Alacaklar Vade Farkı hesabı ilk doğuşunda alacak kaydı yapılır ve söz konusu vade farkına ilişkin faiz gelirleri hakkedildikçe borçlandırılarak 642 Faiz Gelirleri hesabına devredilerek kapatılır.
Senetlerin Tahsil Edilmesi: Alacak senetleri, senedin üzerinde yazılı vade tarihinde tahsil edilebilir duruma gelmektedir. vadesi dolan alacak senetleri ya da banka aracılığıyla borçlunun işletmeye ödeme yapması ile tahsil edilir.
Senetsiz Alacak Karşılığı Senet Alınması: İşletmeler, mal ve hizmet satışı karşılığında teminat almayabilir. Bu durumda 120 Alıcılar hesabında takip edilir. Bu tür alacaklar, geçen süre içinde müşteri ile yapılan anlaşmanın yerine getirilmesine bağlı olarak senetli alacağa dönüşebilir. Bu dönüşümde vade farkını da içeren yeni bir değer üzerinden gerçekleşebilir.
Senetlerin Teminata Verilmesi: İşletmeler bankalardan kredi sağlamak veya teminat mektubu almak için alacak senetlerini teminat olarak verebilir. Teminat olarak verilen alacak senetleri, tahsil edilinceye kadar teminata verilen işletmeye aittir. Eğer senet vadesinde ödenmez ise senedi alan işletmenin senedi teminat olarak veren işletmeye geri ödeme hakkı olabilir. Bu tür işlemlere kabul rücu denmektedir.
Ancak ticari alacaklar vadelerinden önce de işletmeye nakit girişi sağlayabilmektedir. Bunun için işletmeler alacak senetlerini bankalara teminat olarak göstererek bankalardan kredi sağlayabilmektedir. Alacak senetlerini teminat olarak kabul eden bankalar, karşılığında işletmelere iskonto veya iştira kredileri sağlamaktadır. İşletmeler, nakit gereksinimlerini karşılamak amacıyla bankalardan kaynak sağlamak için senedin iskontosu ya da senedin kırdırılması adı verilen bir yöntemi de kullanabilir. İşletme, sahip olduğu senedi vade tarihinin sonuna kadar kendisi beklemek yerine vade farkını bankanın alması karşılığında bankaya temlik edebilir.
Senetlerin Protesto Edilmesi: İş hayatında vadesi gelmiş olmasına rağmen borçlusu tarafından ödenmeyen senet olabilir. Türk Ticaret Kanunu 724/1 maddesine göre kabul etmeme veya ödememenin; kabul etmeme veya ödememe protestosu denen resmi bir belge ile belirlenmesi zorunludur. Ödeme protestosu, ödememe halinin resmen tespit edilmesi işlemidir. Protesto işlemi noter tarafından yapılır ve ayrı bir belge ile düzenlenerek poliçeye bağlanır. İşletmeler, noterlere yaptırdıkları protesto masraflarını kendi giderleri içinde göstermezler ve bu masrafları alacağa dahil ederler.
Senetlerin Temliki: Ticari alacaklardan nakit girişi sağlamanın bir diğer yolu ise, senetlerin üçüncü bir kişiye devredilmesidir. Temlik cirosu adı verilen bu işlem ile senedin alacaklısına sağladığı tüm haklar ciro edilen kişiye geçer ve böylelikle ciro eden işletme senedin vadesinden önce işletmeye nakit girişi sağlamış olur. Senet cirosunda senet ödeninceye kadar senet ciro eden kişi sorumludur ve senet vadesinde borçlu tarafından ödenmezse ciro eden kişiye dönüş hakkı vardır.
Verilen Depozito ve Teminatlar
İşletme tarafından üçüncü kişilere bir işin yapılmasının üstlenilmesi veya bir sözleşmenin ya da diğer işlemlerin karşılığı olarak geri alınmak üzere verilen depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin izlendiği hesaptır. Genel anlamda depozito verme, taahhüt sırasında yatırılan paradır. İşletme açısından depozito verme, üstlenilen işin yerine getirilmemesi durumunda katlanılacak zarar için önceden ödenen paradır. İşletme, özellikle temel faaliyet konusu olan ticari malların alımına ilişkin olarak verdiği depozito veya teminatları bu hesap kapsamında izlemelidir. Bu hesapta nakit olarak verilen ve bir yıl içinde geri alınmak üzere verilen depozito ve teminatlar, Tekdüzen Hesap Planı’na göre 126 Verilen Depozito Ve Teminatlar Hesabında, dönen varlıklar içinde izlenmektedir.
Diğer Alacaklar
Diğer alacaklar, işletmelerin temel faaliyeti dışında ve en çok bir yıl içinde tahsil edilmesi beklenen senetli veya senetsiz alacaklar ile bu gruba ait şüpheli alacaklar ve şüpheli alacak karşılığından oluşmaktadır. İşletmelerin ana faaliyet konuları kapsamında yapmış oldukları mal ve hizmet satışlarından doğan alacaklar, ticari alacakları oluştururken, ticari malların dışında kalan alacaklar ise diğer alacakları oluşturmaktadır.
Tekdüzen Hesap Planı’nda bu tür alacaklar 13 Diğer Alacaklar grubu altında yer almaktadır. Diğer alacaklar grubu aşağıdaki hesaplardan oluşmaktadır:
- 131. Ortaklardan Alacaklar
- 132. İştiraklerden Alacaklar
- 133. Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar
- 135. Personelden Alacaklar
- 136. Diğer Çeşitli Alacaklar
- 137. Diğer Alacaklar Reeskontu (-)
- 138. Şüpheli Diğer Alacaklar
- 139. Şüpheli Diğer Alacaklar Karşılığı (-)
Ortaklardan Alacaklar
Ortakların henüz yerine getirmedikleri sermaye taahhütleri, işletmeden çekilen paralar veya ödünç aldıkları paralar için işletmeye olan kısa vadeli borçları söz konusu olabilmektedir. Ortaklara verilen borçlar, finansal raporların hatalı analiz edilmesini önlemek amacıyla ayrı bir hesapta izlenmelidir. İşletmenin ortaklarından olan bu alacaklar, 131 Ortaklardan Alacaklar Hesabında izlenir. Ortaklardan Alacaklar hesabının borç kalanı, ortakların işletmeye olan borçlarının ne kadar olduğunu göstermektedir. Ortaklar işletmeden borç para aldıklarında bu hesap borçlanır, ortakların almış oldukları borçlarını ödemeleri durumunda ise bu hesap alacaklanır.
İş yaşamında ortaklardan alacaklar hesabı; şirket ortağının, şirketin fonlarının diğer bir deyişle şirket sermayesinin ortak tarafından kullanılmış olması anlamını taşımaktadır. Ortakların işletmeden sıklıkla ödünç para alması, işletmelerde kişilik kavramının göz ardı edilmesi veya örtülü sermaye kullanımı gibi bazı sorunlara neden olabilmektedir. TTK, bu sorunlara neden olan ve ortaklardan alacaklar hesabı gibi cari hesapların kullanımını yasaklamıştır.
İştiraklerden Alacaklar
İşletmeler faiz, kâr payı, kira geliri gibi yan ve ek gelir elde etmek, müşteri ve satıcılarla iyi ilişkiler kurmak, diğer şirketler üzerinde kısmen veya tam olarak kontrol sağlamak, yeni ürünlere ve teknolojik yeniliklere sahip olmak, gelecekte bazı nedenlerle finansal gücünü korumak gibi ana faaliyet konuları ile doğrudan ilişkili olmayan varlıklara yatırımda bulunabilir. Yapılan bu yatırımlardan biri de iştirak şeklinde yapılan yatırımlardır. İşletmenin diğer şirketlerin yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılmak üzere edindiği hisse senetleri veya ortaklık payları iştirak olarak nitelendirilir. İştirak işlemlerinden kaynaklanan alacaklar 132 İştiraklerden Alacaklar Hesabında takip edilir.
İştirakler, elde edildiklerinde satın alma maliyetleri üzerinden kaydedilir. Daha sonraki süreçte yapılan iştirakin değerinde meydana gelen değişmeler, yatırımcı işletmenin (payı oranında) payını yansıtacak şekilde düzeltilir ve bu şekilde yatırımcı işletme, yatırım yapılan işletmenin kâr veya zararından kendi payına düşen kâr veya zararı muhasebeleştirir. Bu yönteme öz kaynak yöntemi adı verilir.
Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar
İşletmenin, sermayesinin %50’den fazlasına sahip olduğu işletmeler, bağlı ortaklık olarak adlandırılır. Bir işletmenin sermayesinin %50’sinden fazlasına sahip olduğu diğer işletmelerden olan ve bir ticari işlem sonucu doğmamış bulunan alacakları 133 Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar Hesabında takip edilmektedir.
İştirak edilen ortaklıklarda iştirak ilişkisinden bahsedebilmek için sermaye payı dikkate alınmaksızın sahip olunan oy hakkı veya yönetime katılma hakkının en az %10, en fazla %50 oranında bulunması gerekir. Bununla işletmenin, yatırımda bulunduğu iştirakinin faaliyetleriyle ilgili ve finansal politikalarının belirlenmesine ilişkin kararları üzerinde önemli etki gücüne sahip olması gerekmektedir. %50’den fazla hissesine sahip olunan bağlı ortaklıklarda ise, kontrol gücüne sahip olunmaktadır. Bağlı ortaklıkta kontrol, doğrudan yönetme gücü ile sağlanmaktadır. Ana ortaklığın bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet politikalarına ilişkin kararlarda tek başına yönetme gücü olması, bağlı ortaklığın kontrol edildiği anlamına gelmektedir.
Personelden Alacaklar
İşletmede çalışan personel, işletmeden kısa vadeli borç para alabilir; işletmenin sosyal imkânlarından, demirbaşlarından yararlanabilir veya kendisine verilen mali sorumluluk nedeni ile bazı açıklar (kasa açığı, stok açığı gibi) verebilir. İşletmenin tüm çalışanlarına çeşitli nedenlerle kısa bir süre için verdiği borçlar 135 Personelden Alacaklar Hesabında izlenmektedir.
Diğer Çeşitli Alacaklar
Ortaklardan, iştiraklerden, bağlı ortaklıklardan ve personel dışında kalan kişi ve kurumlardan olan alacakların takip edildiği hesaptır.