GIDA COĞRAFYASI - Ünite 6: Kara Hayvanlarından Elde Edilen Gıdalar Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 6: Kara Hayvanlarından Elde Edilen Gıdalar
Giriş
Dünya nüfusundaki artış ve gıda talebi sonucunda oluşan yeterli miktarda, kaliteli, sağlıklı gıda üretim ve tüketimi ihtiyacı ülkelerin dışarıya bağımlı olmaksızın karşılama isteği, devletlerin tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik politikalar geliştirmelerine ve desteklemelerine neden olmaktadır. Hayvancılık, gıda üretiminin yanında kırsal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve kırda hayat standardının yükseltilmesi açısından da önem taşımaktadır.
Gıda Üretimine Yönelik Kara Hayvanları Yetiştiriciliği
Kara hayvanlarında yetiştirilen hayvan türü ve yetiştirme şekli; doğal çevre şartları (iklim, yeryüzü şekilleri, bitki örtüsü vb.), gelişmişlik düzeyi, hayvancılık politikaları, beslenme alışkanlıkları, kültür-inanç gibi faktörlere bağlı olarak bölgeden bölgeye değişmektedir. Kara hayvanları; sığır ve manda gibi büyükbaş hayvancılık, koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvancılık, domuz, tavuk, hindi ve kaz gibi kümes -kanatlı- hayvancılığı olarak sınıflanmaktadır. Hayvansal gıdaya göre; süt sığırcılığı, et sığırcılığı, yumurta tavukçuluğu, et tavukçuluğu olarak da adlandırılmaktadır.
Büyük ve küçükbaş hayvancılık faaliyetleri yapılış şekillerine göre; geleneksel mera (otlak) hayvancılığı ve modern ahır hayvancılığı (besicilik) olarak ayrılmaktadır. Geleneksel mera hayvancılığında , daha az emek ve para harcanmakta ve hayvanlar otlaklarda otlatılmaktadır. Dolayısıyla, yıldan yıla değişebilen et ve süt verimi düşüktür. Et ve süt verimi yağışa bağlı olarak otlakların gürleşmesiyle artmaktadır. Mera hayvancılığında yağış şartları ve otlakların dağılışına bağlı olarak gür otlaklarda (çayırlarda) büyükbaş hayvancılık, bozkırlarda (zayıf otlaklarda) da küçükbaş hayvancılık yapılır. Manda sulak alanlarda, keçi engebeli, dik arazilerde, dağ ve orman köylerinde yetiştirilmektedir. Mera hayvancılığı; doğal çevre şartları, ekonomik ve kültürel nedenlere bağlı olarak belirli bölgelerde yapılmaktadır. Bilimsel yöntemlerle yapılan modern ahır hayvancılığı (besicilik ); doğal çevre şartlarına bağlı kalmadan ahırlarda modern usullerle ve yüksek verim almaya yöneliktir. Otlakların hızla azalması, nüfus artışı ve şehirleşmeye bağlı olarak hayvansal gıda talebinin artması, modern ahır hayvancılığının gelişmesine neden olmaktadır. Geleneksel tarzda (geçim tipi) kümes hayvancılığı yerini zamanla modern (ticari) kümes hayvancılığına bırakmıştır. Modern kümes hayvancılığı, endüstriyel üretime uygunluğu ve beyaz etin görece düşük fiyatı nedeniyle hayvansal protein ihtiyacını hızla artan oranda karşılamaktadır. Kırmızı et arzındaki yetersizlik, kanatlı et üretim çiftliklerinin hızla çoğalmasına neden olmaktadır. Modern kümes hayvancılığında en çok yetiştirilen tavuktan elde edilen, yumurta ve et tavukçuluğu olarak iki şekilde yapılmaktadır.
Kara Hayvanlarından Elde Edilen Gıdaların Beslenmedeki Yeri ve Önemi
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlıklı bir insanın vücut ağırlığının her kilogramı için günde 1 gr. protein tüketmesi ve bunun da %42’sının et, süt ve yumurta gibi hayvansal kökenli olması gerektiğini belirtmektedir. İnsanın büyümesi ve gelişmesi için gereken sekiz adet aminoasit sadece hayvansal kökenli proteinlerde yeterli miktarda bulunmaktadır.
Dünya genelinde kişi başına ortalama günlük protein tüketimi 80 gramdır. Bunun 32 gramı hayvansal kaynaklı proteinlerden karşılanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde protein ihtiyacının hayvansal gıdalardan karşılanma oranı %20’lerdeyken; gelişmiş ülkelerde %65’lere kadar çıkmaktadır. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, son yarım yüzyılda, gelişmiş ülkelerde süt tüketimi 4 kat, et ve balık tüketimi 3 kat, yumurta tüketimi 5 kat artmıştır.
Hayvansal gıdalara olan talebin artması, gıda üretimine yönelik hayvancılık faaliyetlerinin geliştirilmesine neden olmaktadır. Ancak hayvansal kaynaklı gıdaların fiyatları daha yüksektir. Bunun nedeni, hayvansal kaynaklı gıdaların bitkisel kaynaklı gıdalara oranla daha yüksek maliyet ve daha karmaşık bir üretim planının olmasıdır.
Kara Hayvanlarından Elde Edilen Gıdalar ve Dünyadaki Dağılışları
Et : Et; sığır, manda, koyun, keçi ile tavuk, hindi, kaz, ördek gibi evcil kanatlı hayvanların yanı sıra domuzdan elde edilen, insan tüketimine uygun tüm parçalardır. Et, insan vücudunun protein yapılandırmasında temel olan amino asitlerce zengin, bünyenin kolay kabul ettiği ve her türlü güçlendirici rejimde yer alan hücre yapıcı ve onarıcı bir gıdadır. Ayrıca, B grubu vitaminler ve demir bakımından zengindir. Etin bileşiminde, %75 su, %20 protein, %2-%3 lipit bulunmaktadır. Etin su olmayan kısımları enerji yaratan protein ve yağdan ibarettir. Yağlı etlerin kalori değeri yüksektir. Kanatlı hayvan etleri; protein, B grubu vitaminleri, çinko ve demir bakımından zengindir. Kanatlı etin ise kalorisi düşüktür.
FAO verilerine göre, 1980 yılında 136 milyon ton olan dünya toplam et üretimi, 2000’de 230 milyon tona ve 2013 yılında 310 milyon tona yükselmiştir. Dünya toplam et üretiminin %36,4’ünü domuz eti, %35’ini kanatlı eti, %20,6’sını büyükbaş eti ve %4’ünü küçükbaş eti oluşturmaktadır.
Dünya tavuk eti üretiminin %55’ini ABD, Çin, Brezilya ve AB-28 karşılamaktadır. Hindistan, Rusya, Meksika, Endonezya, Arjantin, Türkiye, G. Afrika ve Tayland önemli üreticilerdir. Dünya kanatlı et üretiminde tavuk etinden sonra ikinci sırada hindi eti üretimi yer almaktadır. Brezilya, Kanada ve Rusya önemli üretici ülkelerdir.
Dünya Et Ticareti
Et tüketimi en çok büyük üretici ülkeler de yapılmaktadır. Üretim ve tüketimde görülen artışlar ile uluslararası ticaretin gelişmesine bağlı olarak et ve et ürünleri miktarı giderek artmaktadır. 2008 yılında dünya et üretiminin yaklaşık %8,7 kadarı uluslararası ticarete konu olurken, 2013 yılında bu oran %9,6’ya yükselmiştir.
Dünya et ticareti daha çok %42 oranında kanatlı (tavuk) eti ve %30 i oranında sığır eti üzerine yapılmaktadır. %24 oranında domuz ve %3,4 oranında koyun ve keçi etleri ticareti yapılırken; bunlar daha çok üretildiği ülkelerde tüketilmektedir.
FAO 2014 Gıda Görünüm Raporu 2013 yılında büyükbaş et ticaretinde başlıca satıcı ülkeleri şu şekilde sıralamıştır; Brezilya, Hindistan, Avustralya, ABD, Yeni Zelanda, İrlanda, Almanya, Polonya, Hollanda ve Uruguay’dır. Başlıca alıcı ülkeler ise ABD, Rusya, Japonya, Hong Kong, Vietnam, İtalya, Hollanda, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’dır.
Uluslararası küçükbaş hayvan eti ticaretinde ihracatçı ülkeler; %70’i karşılayan Avustralya ve Yen_ Zelanda’dır. Küçükbaş hayvan eti ticaretinde en büyük ithalatçı %23 oranında Çin tarafından yapılmaktadır. Diğer önemli ithalatçılar; Fransa, Birleşik Krallık, ABD, Suudi Arabistan, B. Arap Emirliği, Almanya, Hollanda, Malezya ve İtalya’dır.
Dünya domuz eti ticaretinde Almanya ve ABD %30 ihracatı karşılamaktadır. Başlıca ithalatçı ülkeler; Japonya, Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Rusya, Çin, Meksika, Polonya, Fransa ve Hong Kong’dur.
Dünya tavuk eti ticaretinde, 2013 yılında en düşük fiyata sahip olan Brezilya 3,5 milyon ton tavuk eti ihracatı gerçekleştirmiştir. ABD, 3,3 milyon ton ihracat yaparken; AB-28, Tayland, Çin, Arjantin, Ukrayna ve Türkiye de önemli ihracatçılar arasında sayılmaktadır. Dünya tavuk eti İthalatçı ülkeler; Japonya, Suudi Arabistan ve Irak’tır.
Diğer kanatlı eti, hindinin ihracatı 2013 yılında 680 bin tondur. En önemli ihracatçı %50 ihracat oranıyla ABD’dir. Diğer ihracatçılar; Brezilya, AB-28 ve Kanada’dır. İthalatçılar; Meksika, AB, Çin ve Güney Afrika’dır.
Süt ve Süt Üürünleri
Sağlıklı büyüme ve gelişme için gerekli birçok vitamin içeren süt, doğrudan tüketildiği gibi peynir, tereyağı, süt tozu, yoğurt olarak da tüketilmektedir. Dünyada artan talebe bağlı olarak süt üretimi 2000 yılında 582 milyon ton iken 2013 yılında 768 milyon tona çıkmıştır. Dünya süt üretimi artısında sağılan hayvan sayısındaki artış ve hayvan basına süt verimindeki artış etkilidir.
Dünya süt üretiminin %82’sini inek sütü, %12,7’sini manda sütü, %2,3’ünü keçi sütü ve %1,3’ünü koyun sütü %0,4’ünü deve sütü oluşturmaktadır.
Dünya süt üretiminin yarıdan fazlası Asya ve Avrupa kıtasında gerçekleşmektedir. İnek sütünde; ABD, Hindistan, Çin, Brezilya, Almanya, Rusya, Fransa büyük üreticilerdir. Manda sütünün büyük bölümü (%90) Hindistan ve Pakistan da üretilmektedir. Keçi sütü ise ağırlıklı olarak Asya (%60), Afrika (%22) ve Avrupa’da (%15) üretilmektedir. Koyun sütü Asya (%46) ve Avrupa’da (%32), deve sütü ise Afrika’da (%91) üretilmektedir.
Dünya toplam süt kullanımının %1’i hayvan beslenmesinde %67’si sanayide, %32’si içme sütü olarak kullanılmaktadır. 2005 yılında kişi basına düsen süt tüketimi 101,4 kg iken 2013 yılında 107,2 kg’a çıkmıştır. Finlandiya, Danimarka, Norveç, İrlanda, Avustralya, İspanya, Kanada ve ABD kişi başı süt tüketiminin en yüksek olduğu ülkelerdir.
İşlenmiş peynirler dışında kalan doğal peynir üretimi 2014 yılında 18 milyon tondur. Mandıralara dağıtılan inek sütünden üretilen peynirler, peynir üretiminin %80’ini oluştururken; %20’sini çiftlikte, evde yapılan peynirler ile diğer sütlerden yapılan peynirler oluşturur. 2014’de kişi başı yıllık peynir tüketimi; en yüksek 25,8 kg ile İsveç’te görülmektedir. En düşük seviyede ise 2,2 kg ile Japonya da bulunur.
2014 yılında tereyağı üretimi Hindistan (%40), AB-28, Yeni Zelanda, ABD, Pakistan, Avustralya’da 9,3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Yağlı süt tozu üretiminin %70’i Çin, Yeni Zelanda ve AB-28 tarafından karşılanmaktadır. Yağsız süt tozu üretiminin büyük bölümü (%56’sı) AB-28 ve ABD’de üretilmektedir.
Uluslararası süt ürünleri ticaretinde ithalatçı bölgeler daha çok Asya, Afrika ve Orta Amerika’dır. İhracatçılar ise AB ve Kuzey Amerika’dır. Yıllık 2,5 milyon ton civarındaki peynir ticaretinde en büyük ihracat payı %47’le AB ülkelerindedir. ABD ve Yeni Zelanda da ihracatın %81’ini gerçekleştirmektedir. %60’lık tereyağı ihracat payı ile Yeni Zelanda lider konumdadır. Tereyağının büyük kısmı Rusya tarafından Asya ve Orta Doğu’ya ihraç edilmektedir. Kişi başına düsen en yüksek tereyağı tüketimi Batı Avrupa’dadır.
Yumurta
Yumurta, Protein, A, D, E ve B grubu vitaminleri içermektedir. Ucuz, kolay ulaşılabilir ve çabuk hazırlanan yumurtanın tamamına yakını vücut tarafından kullanılmakta ve vücut proteinlerine dönüşmektedir. 2013 yılı itibariyle dünya yumurta üretiminin %39’unu Çin, karşılamıştır. ABD ise ikinci büyük üretici konumundadır.
Kişi başı yumurta tüketimi en yüksek Meksika’da (358), en düşük İtalya’da (206) görülmektedir. Türkiye’de 2011 yılında kişi başı tüketim 180 adettir.
Yumurtanın başlıca ihracatçı ülkeleri; Hollanda, Türkiye, Polonya, ABD ve Almanya’dır. En büyük ithalatçı ülke Almanya’dır.
Bal
Glikoz ve früktoz içermektedir. Balın tadı ve aroması, bitki türüne göre değişmektedir. Yıllık ortalama bal üretimi 1,5-1,7 milyon tondur. Çin, %25’lik oranla en çok bal üreten ülkedir. İkinci sırada 94 bin ton ile Türkiye gelmektedir.
Üretilen balın %25’lik kısmı; Çin, Arjantin, Yeni Zelanda, Almanya, Meksika, Vietnam, İspanya, Brezilya, Macaristan ve Ukrayna tarafından ihraç edilmektedir. İthal eden ülkeler; ABD, Japonya, İngiltere, Fransa, Belçika, Endonezya, İtalya, Suudi Arabistan ve Avrupa’dır.
Türkiye’de Kara Hayvanlarından Elde Edilen Gıdalar
Türkiye’de iklim, yeryüzü şekilleri, bitki örtüsü ve kültürel özellikler birçok bitki ve hayvan türünün yetişmesine ve nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesine etki etmektedir.
Türkiye’de Hayvan Varlığı ve Gıda Üretimine Yönelik Başlıca Hayvancılık Faaliyetler
Hayvan sayısı, birinci ve ikinci dünya savaşı yılları dışında, 1980’li yıllara kadar sürekli artmış ancak sonrasında göçler ve terör nedeniyle azalmıştır 2000’li yıllarda hayvan sayısı yeniden artmaya başlamış; 2014’de toplam büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 57.275.238’e ulaşmıştır. %26’sı sığır cinsi/büyükbaş, %74’ü küçükbaş). Ayrıca %98,6’sı tavuk, %1 hindi, %0,3 kaz, %0,1 ördek bulunmaktadır. %97,3 yeni tip kovan ve %2,7 eski tip kovan bulunmaktadır.
Türkiye’de otlak alanlarının dağılışı ve hayvancılık faaliyetlerinin dağılışı arasında ki ilişki; Trakya’nın iç kesimleri, İç Anadolu ve çevresi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nin step alanlarındaki otlaklar da küçükbaş; kıyı bölgelerinin alçak ve yüksek çayır alanlarında ise büyükbaş yetiştirilmesine neden olur.
Türkiye’de en büyük paya sahip olan, %90’ı meraya dayalı otlak hayvancılığı yapılan koyun, en çok Trakya, İç Anadolu, İç batı Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır. Verimi yüksek kültür ve kültür melezi ırkların oranı azdır. Çiftlikte besleme yaygın değilken; kapalı ortamda yemle besleme kısa süreli kasaplık koyun besisi şeklinde yapılmaktadır.
Meraya dayalı otlak hayvancılığı ile yetişen keçiler orman içindeki meralarda beslenir. En çok yetiştirilen kıl keçisi, engebeli arazilerde, dağ ve orman köylerinde yetişir. Toroslar basta olmak üzere, dağlık kıyı bölgelerde yetiştirilmektedir. Doğu Anadolu’da da yetiştirilmektedir.
Modern ahır hayvancılığında, et sığırcılığı ve süt sığırcılığı yapılan sığırlar yoğun yemlerle beslenmektedir. Modern et ve süt sığırcılığı pazar alanlarına yakın büyük şehirler ve çevresinde toplanmıştır. Geleneksel mera hayvancılığı nemli kıyı bölgeleri ve yüksek platolardaki otlak (çayır) alanlarının dağılışına uygunluk gösterir. Yarı kurak iç kesimlerdeki zayıf otlaklar küçükbaş hayvancılık için uygundur. Geleneksel otlak hayvancılığı seklindeki büyükbaş hayvancılık için en uygun alanlar Karadeniz Bölgesi’nin yayla sahalarındaki Alpin çayırlıklar kuşağı ve Erzurum Kars Platosudur.
Manda yetiştiriciliği, göl, gölet, dere, bataklık, yapay gölet vb. gibi sulak alanlarda yapılmaktadır. Türkiye’de manda daha çok otlak hayvancılığı seklinde yapılsa da modern ahır hayvancılığı seklinde de yapılabilmektedir. Manda sütünün rengi beyazdır ve çok yağlı olması nedeniyle krema, kaymak ve yoğurt üretiminde tercih edilmektedir. Yetişme şartlarının ortadan kalkmasıyla azalmıştır. Samsun ve Sinop; Çorum ve Amasya; Afyonkarahisar ve Balıkesir; Sivas ve Muş; Diyarbakır’da yoğundur.
Türkiye’de sığır cinsinde kültür ve kültür melezi ırkların oranı yüksektir (%85). Et ve süt verimi kültür ırklarına göre düşük olan koyun varlığının %93’ü, keçi varlığının %98’i yerli ırklardan oluşmaktadır. Verim artırma ve damızlık hayvan temininde yerli ırkların melezlenmesi yoluna gidilmektedir.
Uzun mesafeli taşımacılıkta kullanılan Deve, Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Marmara Bölge’sinin bazı illerinde yetiştirilmektedir. Deve sayısı 1950’de 110 binden, 2014 yılında 1.395’e gerilemiştir. 2014 yılında Ege, Marmara kıyılarında, genellikle gayrimüslimler tarafından yetiştirilen domuz sayısı 2.878’dir.
Büyük oranda modern çiftliklerde yapılmaktadır. Tavuk varlığının %33’ünü yumurta tavuğu, %66’sını et tavuğu, oluşturmaktadır. Et tavukçuluğu daha çok Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz’de yoğundur. Yumurta tavukçuluğu ise Marmara, Ege, Orta Karadeniz, İç Anadolu ve Akdeniz’de sıkça görülmektedir.
1995 sonrasında entansif şartlarda çiftliklerde yetiştirilen hindi daha dayanıklı, uzun ömürlü ve karkas randımanının daha yüksek olması nedeniyle avantajlıdır. Kaz, Kars, Erzurum, Ağrı ve Van daha çok kırlarda ailelerin ihtiyaçlarına yönelik yetiştirilmektedir.
Türkiye’de farklı iklim tipleri dolayısıyla zengin bitki çeşitliliği arıcılık ve bal üretimini verimli kılmaktadır. Dünyadaki mevcut ballı bitki türünün %75’i Türkiye’de bulunmaktadır. Arıcılık ve bal üretimi yerleşik olarak ya da uygun bitki örtüsünün bulunduğu yerlere belli dönemlerde kovanlar taşınarak (gezici arıcılık) yapılabilmektedir. Yerleşik (geleneksel) arıcılık Türkiye’nin her bölgesinde; gezici (ticari) arıcılık zengin bitki örtüsü ve uygun iklim şartları nedeniyle daha çok Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de yoğunlaşmaktadır.
Türkiye’de Kara Hayvanlarından Gıda Üretimi ve Dağılışı
Kırmızı et üretimi ekonomik krizler, talepteki daralma, besicilik sorunları vb. nedenlerle bazı yıllar azalma göstermekle birlikte kırmızı et üretim ve tüketimi 2010 yılından bu yana hızla artmaktadır. Üretim artısında, kesilen hayvan sayısının artması ve hayvan basına et verimindeki artış da etkili olmaktadır
Kanatlı eti üretimi 2002 yılında 696.187 ton iken 2014 yılında 1.894.669 tona ulaşmıştır. Hayvansal gıdalarla beslenmenin, kolesterol, damar tıkanıklıkları ve çeşitli dolasım bozukluklarına neden olduğu düşüncesi, kırmızı et yerine daha az yağlı ve daha ucuz olan beyaz etin tercih edilmesine neden olmaktadır. Hindi eti düşük kolesterol ve bol protein içermekte, kırmızı et lezzetindedir ve fiyatı kırmızı etten düşüktür bu nedenle yatırımlar artmıştır. Türkiye’de yıllık 40 bin ton hindi eti üretilmekte ve tüketilmektedir. Yüksek besleyici değeri ve kolesterol içeriği kaz etini önemli kılmaktadır. Ancak, kaz ciğeri Türkiye’de pek yaygın değildir.
Türkiye’de et tüketimi , nüfus artısı, şehirleşme ve alım gücü yükselmesine bağlı olarak bir yılda %4 artış göstermiştir. Hazırlanmasının kolaylığı, çok çeşitli yemeklerde kullanılabilmesi ve sağlıklı beslenme düşüncesinin yanı sıra kırmızı et üretiminin maliyeti sorunları ve krizler nedeniyle tavuk eti tüketim oranını artırmaktadır.
Türkiye et ithalat ve ihracatının önemli bir bölümü canlı hayvan ithalat ve ihracatı şeklindedir. Türkiye’de canlı hayvan ithalatlarının çoğunluğu; Macaristan, Uruguay, Avustralya, Brezilya, Meksika, ABD, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Letonya, Slovakya gibi ülkelerden yapılmaktadır. Özellikle büyükbaş besilik ve kasaplık hayvan ithalatı yapılırken küçükbaş canlı hayvan ithalatı daha çok damızlık olarak yapılmaktadır. Azerbaycan, Türkmenistan, Suriye, Irak gibi ülkelere ihraç edilen büyükbaş hayvanlar damızlıktır. Türkiye’nin büyük çoğunluğunu Polonya’dan yaptığı işlenmemiş kırmızı et ithalatının hemen tamamı sığır eti olup, karkas, kemikli ve kemiksiz şekillerde yapılmaktadır.
Orta Doğu ülkelerine özellikle Irak’a yapılan kanatlı eti ihracatının büyük bölümü tavuk etidir. Irak Türkiye’yi coğrafi yakınlık ve Müslüman ülke olması gibi nedenlerle tercih etmektedir. Uzak Doğu’ya tavukayağı ihracatı giderek artmaktadır. 2013 yılında hindi eti ihracatının %19,6’sı Rusya Federasyonu’na, %12,8’i Irak’a, %7,4’ü Birleşik Arap Emirlikleri’ne ve %7,8’i Tacikistan’a yapılmıştır.
Süt ve Süt Ürünleri
2009 yılında 15.404.189 baş sağılan hayvan sayısı, 2014 yılında 24 535 135 bas hayvana çıkmıştır. Dolayısıyla, 2009 yılında 12 milyon 542 bin 186 ton süt üretilmiş, 2014 yılında 18 milyon 498 bin tona ulaşmıştır.
Üretilen içme sütünün %85,2’si Ultra High Temperature teknolojisi (UHT ) olarak piyasaya sunulmaktadır. Kalan içme sütü pastörize olarak üretilmektedir.
2013 yılında 600.266 ton toplam peynir üretiminin %95,6’sı inek sütünden elde edilmektedir. Kalan üretim koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilmektedir. 2013 yılında yoğurt üretimi 1.081.390 ton, ayran üretimi 560.101 ton olarak, süttozu üretimi 78.860 (38 823 tonu yağlı süttozu, 40.038 tonu yağsız süttozu) ton olarak hesaplanmıştır. 2011 yılında 35.000 ton civarında olduğu tahmin edilen tereyağı üretimi, 2013 yılında 41.515 ton olmuştur.
Türkiye’de şehirleşme, gelir artışı ve beslenme konusunda bilinçlenmeye bağlı olarak kişi başı içme sütü tüketimi yaklaşık 37,3 kg’dır. 2013 yılı kişi basına düsen yıllık peynir tüketim miktarı 16,5 kg; yoğurt tüketimi 30,6 kg; tereyağının 1,42 kg’dır. Uluslararası süt ve süt ürünlerinde , 281,5 milyon dolar ihracat ve 138,1 milyon dolar ithalat yapılmıştır. Peynir ihracatı %61 oranında Irak ve Suudi Arabistan’a yapılmıştır. Peynir altı suyu ürünlerinde ihracat bir önceki yıla göre %80 artış göstererek 33,4 milyon dolara ulaşmıştır. 2013 yılında tereyağı ithalatı 86,8 milyon dolardır. Türkiye’nin tereyağı ithal ettiği başlıca ülkeler Yeni Zelanda, ABD ve Avustralya’dan tereyağı ithal edilmiştir. Peynirde en önemli tedarikçiler Kıbrıs, İrlanda, İtalya ve ABD’dir.
Yumurta
TÜIK verilerine göre 2002 yılında 11 milyar 554 milyon olan yumurta üretimi 2014 yılında 17 milyar 145 milyon âdete ulaşmıştır
Türkiye, 2013’de 356 milyon dolarlık ihracat yapmıştır. Türkiye’nin tavuk yumurtası ihracatının %92,5’i Irak’a yapılmıştır. Diğer ülkeler; Suriye, Israil, S. Arabistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Özbekistan’dır. Çökeltiden süzülerek elde edilen proteince zengin bir ürün olan peynir altı suyu; bebek mamalarında, bisküvide, çikolatada, işlenmiş et ürünlerinde, hamur işi ve ekmek yapımında kullanılabilmektedir.
Bal
1992 yılında 60 bin ton olan bal üretimi, 2014 yılında 102 bin tona yükselmiştir. Türkiye bal üretiminde ikinci sırada yer almaktadır. Bal üretimi daha çok Ege (%22), Akdeniz (%20), Doğu Karadeniz (%17) ve Doğu Anadolu’da üretilmektedir
Muğla, Ordu, Adana, Aydın, Sivas, İçel, İzmir, Antalya, Balıkesir, Siirt, Van, Diyarbakır, Bitlis en çok bal üretimi yapılan illerdir. Arının bal özü topladığı bitkilere göre, çam balı, yayla balı, narenciye balı, kekik balı, kestane balı, ıhlamur ağacı balı, pamuk balı ve ayçiçeği balı üretilerek %95’i ihraç edilmektedir.
Balın beslenme dışında tedavi ve kozmetik amaçlı kullanıldığı görülmektedir. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği verilerine göre kişi bası yıllık bal tüketimi ortalama 1,1-1,2 kg olup 0,8-0,9 kg olan Avrupa Birliği ülkelerinin üzerindedir. Bal ihracatı, üretimin %2,4’ü kadardır.