GİRİŞİMCİLİK VE İŞ KURMA - Ünite 5: Girişimcilik İklimi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Girişimcilik İklimi
Ünite 5: Girişimcilik İklimi
Giriş
Devlet kuruluşlarında ya da özel sektörde iş bulup çalışabilme olanakları gittikçe zorlaşmakta ve insanların kendi girişimlerini gerçekleştirmeleri yönündeki eğitimler tüm ülkelerde uygulanmaktadır. Girişimci kişilerin yetişmesi veya girişimci ruhunun oluşabilmesi, iklimle birlikte yeni bir kültürün oluşmasını gerektirmektedir. Bu nedenle toplum yapısının, bakış açısının da değişmesi zorunludur.
Girişimcilik İklimi
Girişimcilik iklimi, kavram olarak yeni kurulacak ve/veya var olan işletmeleri etkileyebilecek ulusal ekonomik çevreyi tanımlamada kullanılmaktadır. Girişimcilik ikliminin geliştirilmesi, karar alıcıların uygulamış ve/veya uygulayacağı bir takım politika önlemlerine bağlıdır. Girişimcilik politika önlemlerini aşağıdaki gibi kategorize edebiliriz:
Girişimcilik kültürünün arttırılmasının teşvik edilmesi,
Temel ve sonraki eğitimlerin her düzeyinde okullarda girişimcilik eğitiminin entegrasyonu,
Girişimcilik engellerinin ortadan kaldırılması, işletmelerin pazara girmelerini kolaylaştırıcı tedbirlerin önceden alınması
Yeni kurulacak işletmeler için başlangıç sermayesi veren gerek kamu gerekse de finans kuruluşlarının oluşturulması, var olanların güçlendirilmesi,
Yeni kurulacak işletmelere yönelik desteklerin arttırılması
İşletme inkübatörlerinin sayısının arttırılması
Danışmanlık hizmetlerinin arttırılması
Girişimcilik portallarının oluşturulması ve girişimcilere iletişim kanalları sağlanması,
Ticari mülkiyet katılım oranlarını artırmak amacıyla gençlik, kadın, teknolojik girişimciler gibi hedef gruplar oluşturulması ve bunlara özgü spesifik teşvik unsurlarının yaratılması.
Girişimcilik İklimini Etkileyen Faktörler
Girişimci sayısının arttırabilmesi için gerekli olan ortam olarak tanımlanan girişimcilik iklimi, girişimciliği etkileyen kişilik faktörlerinin yanı sıra, girişimcilerin faaliyetlerini sürdürdüğü ortamdaki ekonomik, sosyal, yasal ve teknolojik gelişmeler gibi çevresel faktörlerden etkilenmektedir.
Ekonomik çevrenin işletme kurmayı özendirici yapısı ne kadar fazla ise girişimci sayısını arttıran bir girişimcilik ikliminden, buna karşılık zorlaştırıcı bir yapı varsa da azaltan bir girişimcilik ikliminden bahsedebilir. Girişimcilik iklimini etkileyen faktörler ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bu faktörler şöyle sıralanabilir:
Sosyal ve kültürel yapının varlığı,
Devlet yönetiminin yapısı,
İş gücü ve finansal piyasaların gelişmişliği,
Teknoloji kullanım düzeyi,
Ar-Ge harcamalarının büyüklüğü,
Ar-Ge desteğinin varlığı,
Girişimcilik eğitimlerine verilen önem,
Girişimcilik yeteneği ve kapasitesi,
Ticari hayatı ilgilendiren hukuki alt yapı,
Fiziksel alt yapı olanakları.
Sosyal ve kültürel yapı ile ulusal altyapı koşulları makro düzeyde girişimcilik faaliyetlerini ve işletmelerin yapısını etkilemektedir. Bununla birlikte, yeni işletmelerin yaratılması ve girişimcilik faaliyetleri girişimciliğe özgü altyapı koşullarından etkilenmektedir. Bu koşullar öncelikli olarak girişimcilik eğitimi, başlangıç sermayesi ve ar-ge desteklerinin varlığıdır. İkincil olarak girişimcilik faaliyetlerinin düzeyi, bireylerin fırsatları görebilme ve bunları değerlendirebilme yeteneklerinin var olmasına bağlıdır. Ekonomideki girişimcilik fırsatları ve ülkedeki girişimcilik kapasitesi arasındaki ilişki ise yeni kurulacak olan işletme sayılarını etkilemekte, ekonomik gelişme ancak üretim gücünün arttırılmasıyla mümkün olmaktadır (S:87, Şekil 5.1).
Girişimcilik Eğitimi: Günümüzde değişime olan ihtiyaç giderek toplumsal çevreyle bağlantılı araçlarla, tekniklerle ilişkili bir bakış gerektirmektedir. Üniversitelerin, eğitim içeriklerini, yapılarını ve uygulamalarını hem öğrencilerin, hem de iş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirmiş ve yenilikçi bir biçimde değiştirilmiş olması gerekmektedir.
Girişimcilik kültürü ve düşüncesinin, eğitim-öğretim süresinde öğrencilere verilebilmesi ve onların ileride kabul edilebilir riskleri alarak düşüncelerini hayata geçirebilen, düşlerini gerçekleştirmeye çalışan bir girişimci olmalarını sağlayacak iklimin yaratılması birincil amaç olmalıdır. Bu amaçla, tüm dünyada ve ülkemizde, tüm fakülte düzeylerinde girişimcilik dersleri, çalıştaylar, sertifika ve diploma programları çeşitlenerek yaygınlaştırılmalı, girişimcilik özellikleri sadece öğretilmekle kalınmamalı uygulamaya da konulmalıdır. Girişimciliğin anlaşılması, girişimcilik sürecinin deneyimle kazandırılması ve bir eylem ile fırsatın değerlendirilmesi aşamaları, genel girişimci davranışı oluşturmaya yönelik girişimci eğitiminin temelini oluşturur. Lisans düzeyinde işlenmesi gereken konulardan bir tanesi de yeniliktir. Teknoloji üretiminin en önemli unsuru yeniliktir, inovasyondur. Bilimi teknolojiye, teknolojiyi toplumsal hizmete ve katma değere dönüştürme sürecinin ilk aşaması, yenilik konusunun eğitim modeli içerisinde yer almasıdır.
Başlangıç sermayesinin sağlanması: Girişimcilik iklimi konusunda üzerinde durulması gereken bir diğer önemli konu girişimcilik eğitiminden başarıyla geçmiş ve iş planlarını hazırlamış olan girişimcilerin iş fikirlerini hayata geçirmede ihtiyaç duydukları başlangıç sermayesinin bulunmasıdır. Finansal kuruluşlar, melek yatırımcılar ve risk sermayedarlarıyla girişimcilerin karşılaşacağı platformlar oluşturulmalıdır. Melek yatırımcı; fikri olup, parası olmayan girişimcilere destek veren kişi ya da kurumdur. Burada amaç katma değer yaratabilecek girişimlere destek olunmasıdır.
Makroekonomik istikrar ve dengenin sağlanması: Makroekonomik ortamdan kasıt, fiyat istikrarı, dengeli bir bütçe ve dış ödemeler dengesi, adil bir gelir dağılımı, yüksek istihdam ve düşük işsizlik ortamının tesis edilmesidir. Fiyat istikrarı; para politikasının büyüme ve istihdama yönelik olarak ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder. Makroekonomik dengesizlik; üretimde, kıt kaynakların tahsis edilmesinde ve gelir dağılımında sorunların olması, belirsizliğin ve öngörülemezliğin yaygın oluşudur. Makroekonomik dengesizlik ortamında derinlemesine bir girişimcilik ortamının oluşması, böylece üretim sorununun çözülmesi ve sermaye birikiminin sağlanması imkânsızdır.
Girişimci desteklerinin varlığı: Bir ülkede girişimci sayısının arttırılabilmesi girişimcilere yönelik gerek nakdi gerekse de gayrinakdi desteklerin sayısının arttırılması gerekmektedir. Bu destekler, girişimci açısından yatırım ortamının uygun hale getirilmesi amacıyla girişimcileri cesaretlendirici ve atılacak adımları kolaylaştırıcı nitelikte olmalıdır.
Sınai ve fikri mülkiyet haklarının korunması: Sınai Mülkiyet Hakkı; sanayideki yeniliklerin, buluşların, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına veya ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerindeki üreticisinin veya satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak işaretlerin sahipleri adına kaydedilmesini ve böylece ilk uygulayıcıların ürünü üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan gayrimaddi bir haktır. Patentler, faydalı modeller, ticari markalar, endüstriyel tasarımlar, coğrafi işaretler (menşe ve mahreç işaretleri), entegre devrelerin topografyaları sınai mülkiyet hakları olarak tanımlanmaktadır.
Ar-Ge desteklerinin artması: Uluslararası düzeyde rekabet gücünü arttırmak ve sürdürülebilir bir sosyoekonomik gelişme sağlamak Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi, yürütülmesi ve yeniliğe dönüştürülmesi ile mümkündür.
Nitelikli işgücüne erişim: İşgücü piyasasındaki darboğazlar büyümeye engel olmaktadır. İşçilerin becerilerini artırmaya yönelik çabaların yoğunlaştırılması gerekmektedir. Böylece girişimciliğin önündeki en büyük engel olan emek-iş uyumsuzluğu da azaltılmış olacaktır.
Firmalar arası iş birliğinin artması: Büyük ve küçük ölçekli işletmeler arasındaki ittifaklar, yenilikçi ekonomide gerekli esnekliği ve daha büyük pazarları ele geçirmek için kritik ölçeği kazanmak bakımından giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Girişimcinin kapasitesinin artması: Girişimcinin yeterli zaman, azim - cesaret ve ikna kabiliyetine sahip olması gerekmektedir. Girişimcilerin, iç pazarın sunduğu imkânlardan yararlanmaları ve yoğun rekabet koşullarına uyum sağlayabilmeleri için yenilikler yapmaya ve uluslararasılaşmaya teşvik edilmeleri gerekmektedir.
Bunun için işletmelerin; bilgiye, eğitime ve birinci kalitede destek hizmetlerine erişimleri sağlanmalıdır.
Girişimcilik Kültürü
Ekonomilerin gelişmesi, girişimcilerin teşvik edilmesi ve toplumda insanların kendi işletmelerini kurmayı sağlayacak sosyal, yasal ve ekonomik düzenlemelere bağlı olarak oluşacak girişimcilik kültürü ile ortaya çıkacaktır. Ekonomik ve sosyal faaliyetlerin yerine getirilmesinde kültürel faktörler son derece önemlidir. O yüzden bir ülkede girişimcilik iklimin daha uygun hale getirilmesi isteniyorsa, kültürel özellikler üzerine odaklanılması ve var olan kültürün farklı kültürler ile ortak yönlerin neler olduğunun bilinmesi gerekmektedir.
Toplum üzerindeki en büyük etkinin kaynağı kültürdür. Kültür, gruptaki bireylerin ortak nitelikleri olup, kişiden kişiye aktarılan öğrenilmiş bir yaşam biçimidir. Girişimci güdüler ve davranış kalıplarının oluşumunda kültürel yapının önemli bir yeri vardır.
Endüstriyel yapılanma, sosyoekonomik kalkınma, kültürel değişim ve girişimcilik kültürü arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Çünkü sosyoekonomik yapının geliştirilmesi, endüstriyel yapıda yenilik süreçlerinin uygulanmasına ve geleneksel yapıdan kurtularak bölgesel fırsatlar yakalanmasına bağlıdır.
Girişimcilikle toplumsal/kültürel yapılar arasında yakın bir ilişki vardır. Bazı toplumlar girişimcilik konusunda yüksek performans gösterirken diğerlerinde aynı performans görülmemektedir. Toplumun yapısal koşulları, değer ve norm sistemleri, herhangi bir davranışın/ hareketin oluşmasını doğrudan etkileyebilmektedir. Kültür ve girişimcilik arasındaki etkileşim bazı toplumlarda diğerlerine göre daha güçlü olabilir.
Kültürün Girişimciliği Etkisi
Girişimcilik evrensel olan tüm insan davranışlarının bir yönüdür. Bu açıdan bakıldığında girişimcilik teorisinin, ekonomi ve finans dışında sosyoloji, psikoloji ve sosyal teori gibi daha geniş bir alanda ele alınması gereklidir.
Girişimciliğin ortaya çıkışında kişiliğin mi yoksa sosyal çevrenin mi daha etkili olduğu uzun süre tartışılmıştır. Kişilik üzerinde duranlar, girişimcilerin sahip oldukları psikolojik özelliklere ağırlık vermişlerdir. Kişilik yapısında girişimci ögeler arama çabaları en fazla; risk alma, başarma ihtiyacı ve denetim odağına sahip olma üzerinde yoğunlaşmıştır.
Girişimciliğin ortaya çıkışında çevreyi öne çıkaranlar ise grup yapısının, toplumsal gelenek ve kültürel özelliklerin etkisini vurgulamışlardır. Ayrıca, devlet ve piyasa gibi dış sosyal çevre koşullarının elverişli olup olmaması da üzerinde durulan bir başka husustur. Gelişmiş ülkelerde girişimciliğin ortaya çıkmasında pazar mekanizmaları etkili iken, gelişmekte olan ülkelerde, hükümet politikalarının belirlediği ekonomik güdüler daha baskındır.
Kültürel farklılıklar insan sermayesinin geliştirilmesinde son derece baskın bir rol oynar. Girişimcilik niteliklerinin bazı toplumlarda daha ön plana çıkması ve bununla birlikte girişimci sayılarının bazı toplumlarda fazla olmasının temelinde, o toplumun insan sermayesine yapmış olduğu yatırım ve o toplumda var olan girişimcilik kültürüdür.
Kültürle girişimcilik faaliyeti arasında bir ilişki kurulurken, hangi tür kültürlerin girişimciliğe destek verdikleri, hangilerinin ket vurucu etkilere sahip oldukları sorunu önem taşımaktadır. McClleand, girişimciliğe destek veren kültürlerin üç temel davranışı öne çıkardığı üzerinde durmaktadır. Bunlar;
\1. Yüksek sorumluluk üstlenme,
\2. Hesaplı risk alma ve
\3. Performansa dönük geribildirim talep etmedir.
Toplumların kültürel bağlamları, girişimci tutumları ya da girişimcilik stillerini önemli ölçüde etkiler. Çünkü kültür, toplum üyeleri için genel davranış düzlemi oluşturur; risk almada, belirsizlikten kaçınmada, değişime karşı direnç göstermede, yeniliklere karşı takınılan tavırda belirleyici, yönlendirici bir rol oynar. Bundan dolayı, girişimcilik, farklı kültürler açısından farklı şekillerde ortaya çıkar, ülkeden ülkeye, hatta bölgeden bölgeye farklılık gösterir.
Ülkeler arasındaki bireysel algılama farklılıkları, kültür, eğitim ve kamu politikaları gibi konulur girişimcilik faaliyetlerini etkilemektedir. Tüm bu unsurlar bireylerin davranışlarına yansıyarak toplum için olumlu ya da olumsuz geri dönüşüm sağlayabilir. Demokratik toplumlarda kişisel başarısızlık ve yapılan hatalar çok büyütülmez ve bunlara yüksek tolerans gösterilir. Bu da kişileri yenilikleri denemeye, teşebbüse geçmeye teşvik eder.