GÖÇ VE GÖÇ SORUNLARI - Ünite 5: Göç ve Sağlık Sorunları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Göç ve Sağlık Sorunları

Göç ve Sağlık Hizmetleriyle İlgili Temel Kavramlar

Sağlık : Sağlık kavramı, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılıklar göstermekle birlikte, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/World Health Organization - WHO) tarafından yapılan tanımlamaya göre; “Sadece hasta veya sakat olmama hâli değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma hali” olarak tanımlanmıştır. Günümüzde çoğu hastalık tedavi edilebilmektedir. Böylelikle yaşam süresi uzamış ve kronik hastalıklarla mücadele önem kazanmıştır. Ayrıca hastalıklar için etkili ilaçların ortaya çıkmasıyla, bu ilaçlar arasındaki farkı da belirleyenin hastanın tedavi sırasındaki konforu olduğundan hastaların yaşam kalitesi daha önemli bir hâle gelmektedir. Bireyin günlük etkinliklerini herhangi bir bedensel ve ruhsal rahatsızlık duymadan gerçekleştirmesi anlamına gelen “sağlamlık” ya da “zindelik” özelliği de sağlığın tanımında yer almaktadır.

Sağlığı etkileyen dört temel etmen vardır. Bunlar;

  • Sağlık hizmetleri,
  • Genetik,
  • Bireyin davranışları,
  • Sosyo-ekonomik ve fiziksel çevredir.

Yaşam Kalites i: WHO’ya göre yaşam kalitesi, “hedefleri, beklentileri, standartları, ilgileri ile bağlantılı olarak, kişilerin yaşadıkları kültür ve değer yargılarının bütünü içinde durumlarını algılama biçimidir”.

Psikolojik Sağlık : WHO’ya göre psikolojik sağlık ya da ruh sağlığı, “her bireyin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, yaşamın normal stresleriyle baş edebileceği, verimli çalışabileceği ve kendisine ya da topluluğuna katkıda bulunabileceği bir durum” olarak tanımlanmaktadır.

Göçmenler ve Riskli Gruplar

Göç eden tüm bireyler sağlık açısından risk taşısa da göç olgusuyla karşılaşan bazı grupların daha fazla dezavantajı olduğu, bu nedenle de sağlık açısından daha fazla risk altında olduğu söylenebilir. Bu risk grupları aşağıdaki şekilde belirtilebilir.

  • Bebekler ve çocuklar
  • Gebeler ve lohusalar
  • Yalnız kadınlar
  • Engelliler
  • Yaşlılar
  • Kronik sağlık sorunu olan kişiler
  • İnsan kaçakçılığında olan kişiler,
  • Dil sorunu olan kişiler.

Göç ve Sağlık Sorunları

İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 25. maddesinde “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkının” olduğu ifade edilmektedir. Bu nedenle Türkiye’ye sığınan yaklaşık 3 milyon insanın sağlıklı olma ve sağlıklı olma hâlinin devamı için gerekli olan hizmetlerin Türkiye tarafından sunulması gerekmektedir.

Kitlesel Göç ve Halk Sağlığı

Göçlere halk sağlığı bakış açısıyla bakıldığında sadece sunulan sağlık hizmetlerine değil sağlık üzerinde belirleyici olan diğer faktörlere de eğilmek gerekmektedir. Özellikle sağlığın sosyal belirleyicileri arasında gösterilen eğitim, barınma, beslenme, temel hijyen bilgisi ve kullanımı gibi konulardaki yetersizlikler önemli hastalıklara yol açacağından halk sağlığı açısından son derece önemli risk faktörleridir. Bu riskler birey sağlığını etkilediği kadar sağlık sorunlarının toplum arasında hızla yayılmasına neden olacağından toplum sağlığını da önemli ölçüde etkilemektedir.

Göçmen Sağlığı

Göçmen sağlığı ile ilgili sağlık sorunları genel olarak şu dört süreçte ele alınabilir. Bunlar;

  • Göç öncesi,
  • Göç sırası,
  • Göç edilen yerdeki,
  • Göç edilen yerden eski yerleşim yerine geri dönülmesi süreci

olarak ele alınmaktadır.

Göç öncesi dönemde genellikle sağlıklı kişilerin göç faaliyetlerine katılabildiği bilinmektedir. Buna rağmen bazı durumlarda daha iyi sağlık hizmeti alabilmek için bireylerin göç ettiği de görülmektedir. Göç öncesi dönemde göçmenler baskı, şiddet gibi durumlarla karşı karşıya kalarak göç edilmesine veya edilmemesine zorlanabilmektedir.

Göç ve Sağlık Hizmetleri Yükü

Geçici koruma nedeniyle Türkiye’de yabancılara verilen sağlık hizmetlerinin Türkiye sağlık sistemine bazı yükleri getirdiği bilinmektedir. Türkiye’deki 3 milyonun üzerindeki sığınmacı sayısı dikkate alındığında bu yükün boyutu daha iyi anlaşılabilmektedir. Sağlık sistemine olan yükler sadece poliklinik hizmetleri olarak değerlendirilmemelidir. Ekonomik yükler, sağlık hizmetleri sunumundaki yükler, sağlık personelinin karşılaştığı yükler, hastalık yükleri, dolaylı yükler gibi çeşitli alanları kapsayacak şekilde geniş bir analiz yapılmalıdır.

Göçmenler ve Sağlık Hizmetleri Kullanımı

Güncel AFAD raporuna göre 08 Ağustos 2017 tarihine kadar sığınmacıların tedavileri kapsamında 953.466 bin ameliyat gerçekleştirildiği, 1.143.393 yatan hastaya ve 25.919.750 ayaktan başvuran hastaya hizmet verildiği ve 224.750 bebeğin Türkiye sınırları içerinde dünyaya geldiği belirtilmiştir. Bu istatistiki veriler sağlık hizmetlerinde oluşan yükü gözler önüne sermektedir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da sığınmacıların kullandığı sağlık hizmetlerinin niteliğidir. Toplam değerler üzerinde bir değerlendirme yapıldığında en fazla poliklinik hizmetlerinin kullanıldığı, yaklaşık her yirmi ayaktan başvurudan birinin yatışının yapıldığı, yatan hastalarla ameliyat sayıları arasında yüksek bir ilişki olduğu, gerçekleşen doğum sayısının ve yapılan aşı sayısının da her geçen gün katlanarak arttığı görülmektedir. Bu durumda sığınmacılara yönelik poliklinik, ameliyat ve yatan hasta hizmet kapasitelerinin artırılması gerektiği, ana-çocuk sağlığı ve kadın doğum ve üreme sağlığı konularında önemli sağlık hizmetleri yüklerinin doğacağını, bu nedenle planlama aşamalarında bu yüklerin dikkate alınması gerektiği ifade edilebilir.

Göçün Sağlık Sistemlerine Getirdiği Yükler

Göç alan bir ülkede göçmenlere verilen sağlık hizmetleri nedeniyle çeşitli yükler ortaya çıkmaktadır. Bunlar genel olarak sunulan sağlık hizmetlerinin kullanımıyla doğru orantılı olan doğrudan yükler olabileceği gibi birim muayene işlemlerinin uzaması, uzun bekleme kuyrukları nedeniyle vatandaşların sağlık hizmetlerine ulaşamaması, işgücü kayıplarının yaşanması ve hizmetlerden memnuniyetin azalması gibi dolaylı yükler şeklinde de olabilmektedir.

Göç ve Sağlık Hizmetleri Sunumu

Türkiye’de göçmenlere verilen sağlık hizmetlerinin sunumundan ve koordinasyonundan Sağlık Bakanlığı sorumludur. Bakanlık bu görevini Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, AFAD Başkanlığı, özel ve üniversite hastaneleri, yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşları, Birleşmiş Milletlere bağlı WHO, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK/ United Nations High Commissioner for Refugees-UNHCR), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (United Nations Population FundUNFPA), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu gibi uluslararası kuruluşlarla paydaşlık ilişkileri kurarak yürütmektedir. Zaten bu tür uluslararası göç hareketlerinde uluslararası ve ulusal kuruluşlarla birlikte hareket edilmesi sağlık hizmetleri sunum sürecinin daha etkin yürütülmesi açısından önemlidir.

Türkiye’de Suriyeli sığınmacılara verilecek sağlık hizmetinin kapsamı ve kuralları şu şekildedir:

  • Kayıt işlemi tamamlanmayanlar, yalnızca bulaşıcı ve salgın hastalıklardan korunma hizmetleri ile acil sağlık hizmetlerinden ücretsiz bir şekilde faydalanabilir.
  • Genel sağlık sigortalıları için belirlenen hizmetler dışında sağlık hizmeti sağlanamaz.
  • Gideri karşılanacak olan tedavide çalışma izni alarak SGK kapsamına alınanlar dışındakilerden katkı payı alınmaz.
  • Geçici koruma altındakilerin kayıtlı oldukları ilde sağlık hizmeti alması esastır.
  • Birinci basamak sağlık kuruluşuna başvurulması esastır.
  • Kayıtlı olunan ilde tedavi yapılamıyorsa, sevk belgesi ile tedavi edilebileceği en uygun ildeki sağlık kuruluşuna sevk edilebilir.
  • Acil ve zorunlu hâller dışında özel sağlık kuruluşuna doğrudan başvurulamaz.
  • İkinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri de dâhil sağlık hizmeti bedelleri SUT bedellerini geçemez.
  • Aşılar hariç bedeli Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmayan hizmetler verilmez.
  • Türkiye’ye girmeden önce oluşmuş organ ve uzuv kayıplarına ilişkin tedavi giderleri karşılanmaz.
  • Tedaviyi yapan sağlık kuruluşu faturayı kişinin kayıtlı olduğu valilik adına düzenler.

Türkiye Sağlık Sisteminde Sığınmacılara Sağlık Hizmetleri Sunumunda Yapılması Gereken İşlemler

Türkiye sığınmacılara verilen sağlık hizmetlerinin yürütülmesi konusunda oldukça iyi bir mesafe kat etmiştir. Bu iyi uygulamaların yanında bazı iş ve işlemlerin yapılmasının bu sürecin etkinliğine ve verimliliğine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Aşağıda yapılması gereken işlemler maddeler hâlinde sıralanmıştır.

  • Öncelikle tüm Suriyeli sığınmacıların etkin bir şekilde kayıt altına alınması gerekmektedir. Ulusal ve uluslararası veriler karşılaştırıldığında birbirini tutmadığı gözlenmektedir. Bu durumun temel nedeninin sığınmacıların kayıt altına alınmasındaki sorunlar olduğu unutulmamalıdır.
  • Sığınmacıların kayıt sistemleriyle Türkiye’nin MERNİS, MEDULA, Aile Hekimliği Bilgi Sistemi gibi bilgi sistemleri entegre edilmeli ve sığınmacıların sağlık verileri izlenmeli ve değerlendirilmelidir.
  • Sığınmacılara yönelik etkin bir sağlık hizmeti yönetimi için sığınmacıların demografik özelliklerine ve sağlık hizmetleri ihtiyaçlarına yönelik planlama yapılmalıdır.
  • Sığınmacıların yaklaşık %60’ının 0-18 yaş aralığında olduğu göz önünde bulundurularak, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerine önem verilmelidir.
  • Sığınmacıların sosyal ve psikolojik sağlığı üzerinde de çalışmalar yürütülmelidir.
  • Bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve eradikasyonu için gerekli adımlar acilen atılmalıdır.
  • Sığınmacıların sağlık hizmetlerine erişimi ile ilgili sorunlar belirlenip bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır.
  • Sığınmacılara sağlık hizmeti sunacak sağlık profesyonelleri sığınmacılarda sık görülen hastalıklar, iletişim ve kültür farklılıkları, göçmen sağlığı gibi konular hakkında bilgilendirilmeli ve belirli bir eğitim sürecinden geçirilmelidir.
  • Özellikle geçici barınma merkezleri gibi sığınmacılara yoğun bir şekilde sağlık hizmeti sunan sağlık profesyonelleri gerek özlük hakları açısından gerekse psikolojik açıdan korunmalı, özverili bir şekilde sunduğu hizmetin karşılığını alabilmesi için gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
  • Suriyeli sağlık personelinin sığınmacılara sağlık hizmeti sunmada Türkiye Sağlık Sistemine entegrasyonu sağlanmalıdır.
  • Özellikle geçici barınma merkezleri dışında yaşayan sığınmacıların barınma, ısınma, hijyen ve beslenme gibi bireylerin sağlığına etki edebilecek sorunları çözülmelidir.