GÜMRÜK MEVZUATI - Ünite 7: Gümrük İhlalleri ve Yaptırımları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Gümrük İhlalleri ve Yaptırımları

Genel Olarak Suçlar ve Kabahatler

Sosyal düzen kuralları; din, ahlak, görgü ve hukuk kurallarını kapsamaktadır. Bunlardan hukuk kuralları, ihlal edilmesi halinde uygulanacak olan devlet gücüyle desteklenmiş yaptırımları da içermesi nedeniyle diğerlerinden farklı nitelik taşımaktadır. Hukuk kurallarının biçimsel-somut yönünü ise mevzuat (pozitif hukuk) oluşturmaktadır. Mevzuat, bir ülkede yürürlükte olan kanun, tüzük, yönetmelik gibi düzenlemelerinin tümüdür. Pozitif hukuk ise belirli bir zamanda ve yerde yürürlükte bulunan hukuk kuralları topluluğudur.

Hukuk kurallarına uymamanın karşılığında oluşan bir tepki olarak yaptırımlar, cebri icra, tazminat, geçersizlik, müsadere, idari işlemin iptali ve cezadan oluşmaktadır.

Suçlarda ve Kabahatlerde Kanunilik

Bir ihlalin suç veya kabahat oluşturması, cezalandırma siyasetini ve ihlalin ciddiyetine yönelik sosyal tepkiyi dikkate alan yasama organı tarafından çıkarılan bir kanunda böyle bir tanımlamanın (tipleştirmenin) yapılmış olmasına bağlıdır. Tipleştirme, kanun koyucunun genel ve soyut kurallar koymasıdır. Tipiklik ise somut olayın soyut kurallara uygun olmasıdır. Ceza normu ise hukuki anlamda “yap” ya da “yapma” şeklinde emir veya yasaklar ile bunlara uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımları içeren davranış kurallarıdır. Suç veya kabahat, esasında, yürürlükteki bir ceza normunun ihlaline bağlı olarak yapılan tanımlamadır. Kanunlarında karşılığında adli yaptırım öngörülen ihlaller suç, idari yaptırım öngörülen ihlaller ise kabahattir. Kabahatler, hukuk düzenini ihlal eden ve suçlara göre hafif nitelikte ihlaldir.

Kaçakçılık suçları Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda; gümrük kabahatleri ise Gümrük Kanununda düzenlenmiştir.

Suçlar ve kabahatler, kanunların oluşturduğu işlem farkı ve yaptırımın türü açısından birbirinden ayrılmaktadır. Suçlar, sosyal düzeni; kabahatler, idari düzeni korumayı amaçlamaktadır. Suçlarda kanunilik ilkesi mutlaktır ve genel düzenleyici bir işlemle suç tanımlanması mümkün değildir (TCK, m.3); Kabahatler için de kanunilik geçerlidir; ancak, kanunla kapsamı belirlenen çerçeve hükme bağlı olarak genel ve düzenleyici işlemlerle bir ihlal kabahat sayılabilmektedir (KK, m.4/1). Kanunda aksi belirtilmemişse suçlar sadece kasten (TCK, m.21/1; m.22/1); kabahatler hem kasten hem de taksirle işlenmektedir (KK, m9/1). Yine, kanunda aksine bir hüküm yoksa suça teşebbüs cezalandırılır; kabahate teşebbüs cezalandırılmaz. Suçlara ceza muhakemesi usulüne göre ceza mahkemelerince; kabahatlere idari usullere göre yetkili kurul, idari makam veya görevlilerce yaptırım uygulanmaktadır.

Suçlarda ve Kabahatlerde Sorumluluğun Esasları

Yapısal unsurları dikkate alındığında suçlar ve kabahatler; kanuni tanıma uygunluk (tipiklik) ve hukuka aykırılık şeklinde iki temel unsura sahiptir. Tipe uygunluk ise maddi (objektif) unsur ve manevi (sübjektif) unsur şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Somut olayda bu unsurlarından biri yoksa o suçun veya kabahatin oluşması mümkün değildir. Ayrıca yaptırım uygulanabilme açısından, fail yönünden belirleme içeren kusurluluğun da bu unsurlarla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Konu; haksızlığın tehlikeye attığı ya da zarar verdiği şeydir.

Fail ve Mağdur; Fail, suç ya da kabahat olarak tanımlanan ve emir veya yasak oluşturan kuralları ihlal eden gerçek kişidir. Fail, kanunun aradığı kusur yeteneğini haiz olan ve ihlali doğrudan doğruya veya iştirak halinde icrai veya ihmali hareketiyle gerçekleştiren kişidir. Bir suçla ya da kabahatle korunmak istenen hukuki yararın sahibi gerçek kişilere mağdur denilmektedir.

Maddi Unsur; Bir suçun veya kabahatin maddi unsuru, kanunda tanımı yapılan hareket, fiil, eylem veya davranış şeklindeki insan davranışına, yani ihlale bağlı dış dünyada ortaya çıkan değişiklik ya da kısaca kanunda hukuk düzenini ihlal ettiği belirtilen fiil veya eylemdir.

Manevi Unsur; kast ve taksir şeklinde iki alt birleşeni vardır. Suçlarda kast, suçun, kanuni tanımındaki unsurlarının bilinerek ve istenerek işlenmesidir (TCK, m.21/2). Taksir ise dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, bir ihlalin, suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeden gerçekleştirilmesidir (TCK, m.22/2).

Hukuka Aykırılık; Hukuka aykırılık, bütün hukuk sisteminde bir hareketi ihlal niteliğinden çıkaran hukuka uygunluk nedeninin bulunmamasıdır. Hukuk düzeni içerisinde hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenlere hukuka uygunluk nedenleri denilmektedir.

Hukuka uygunluk nedenlerinin bir kısmı Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir (TCK, m.24-32). Kabahatler Kanununda ayrı bir düzenleme yapılmayarak Türk Ceza Kanununa atıfta bulunulması nedeniyle (KK, m.12/1), belirtilen hukuka uygunluk nedenleri kabahatler için de geçerlidir.

Kusurluluk , suçun tipiklik ve hukuka aykırılık unsurlarının faille ilişkisini ortaya koymaktadır ve failin hareket unsuruna bağlı olarak tespit edilen kusur yeteneğine dayanmaktadır.

Kabahatler Kanununda kusur yeteneğini etkileyen haller ise, idari para cezası için yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı olarak düzenlenmiş (KK, m.11) ve aksine bir düzenleme yoksa Türk Ceza Kanunundaki kusurluluğu kaldıran nedenlerin bütün kabahatler için geçerli olacağı kabul edilmiştir (KK, m.12).

Suçlarda ceza sorumluluğu 12 yaşını (TCK, m.31/1); kabahatlerde ise 15 yaşını doldurmakla birlikte (KK, m.11/1) başlamaktadır.

Adli ve İdari Yaptırımlar

Yaptırım, hukuk kurallarının ihlal edilmesine hukuk düzenince gösterilen tepkidir. Suç karşılığında adli yaptırım ve kabahat karşılığında idari yaptırım uygulanmaktadır.

Adli Yaptırımlar

Kanunlarında suç sayılan ihlaller için uygulanan yaptırımlar, devletin adli organlarınca uygulanmakta ve infazı gerçekleşmektedir. Türk Ceza Kanununda suçlar için uygulanan adli yaptırımlar, cezalar ve güvenlik tedbirleri olarak düzenlenmiştir. Cezalar, hapis cezaları (hürriyeti bağlayıcı ceza) ve adli para cezası; hapis cezaları ise; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezası ve süreli hapis cezasıdır. Güvenlik tedbirleri ise; belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakma, eşya ve kazanç müsaderesi, çocuklara yönelik güvenlik tedbirleri, akıl hastalarına yönelik güvenlik tedbirleri, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirleri, tekerrür ve sınır dışı edilmedir (TCK, m.53-60).

İdari yaptırımlar

İdari yaptırımlar, kanunların açıkça yetki verdiği veya yasaklamadığı durumlarda, araya yargı kararı girmeden, idare hukukuna özgü usullerle idarenin doğrudan doğruya gerçekleştirdiği bir işlemiyle uygulanan yaptırımlardır. Kabahat karşılığı uygulanan yaptırımlar, idari yaptırımlardır. İdari yaptırımlar, idari para cezası ve idari tedbirlerden; idari tedbirler de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve diğer tedbirlerden oluşmaktadır (KK, m.16).

İdari para cezası; maktu, nispi ya da kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle miktarı gösterilen idari ara cezası olmak üzere üç tür uygulanmaktadır (KK, m.17). Maktu idari para cezası, kanunda kabahat karşılığı uygulanan para cezasının sabit bir tutar olarak belirtildiği para cezasıdır. Nisbi idari para cezası, kanunda belirtilen katsayı ya da oranın yine kanunda kabahatin işleniş şekline ve neticesi esas alınarak belirlenen para tutarına uygulanması yoluyla hesaplanan para cezasıdır. Maktu idari para cezası tutarı ile alt ve üst sınırı kanunda gösterilen idari para cezası tutarları yeniden değerleme oranında artırılmaktadır. Yeniden değerleme oranı; ilgili yılın ekim ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumu Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır (VUK, mük. m. 298.B).

İdari tedbirler; geçici engelleme, idari iznin geri alınması, eşyaya geçici elkoyma ve atipik idari tedbirler şeklindeki, cezalandırmadan ziyade önleme amacını taşıyan ve kamu hizmetlerinin ve diğer idari faaliyetlerin aksamasını önlemek, düzgün işlemesini sağlamak ve kamu düzeninin bozulmasını engellemek için uygulanan idari yaptırımlardır.

Adli Yaptırım ile İdari Yaptırım Karşılaştırması

Konu yönünden, adli yaptırımlar, sosyal düzeni bozan ağır nitelikte ihlallerin; idari yaptırımlar hafif nitelikte ihlallerin karşılığıdır ve idari yaptırımlar adli yaptırımlara göre daha az sertlik taşırlar.

Amaç yönünden, adli yaptırımlarda temel amaç sosyal düzeninin korunmasıdır; idari yaptırımların amacı ise genel olarak idari düzenin korunması ve yargının iş yükünün hafifletilmesidir. Adli yaptırımlar, belirli şartlarda, seçenek yaptırıma dönüştürülebilir ve ertelenebilir. İdari yaptırımların başka bir yaptırıma dönüştürülmesi ve ertelenmesi ise mümkün değildir.

Yaptırım türü yönünden, adli para cezaları gün para cezası sistemine dayanır; idari para cezaları ise maktu, nisbi ya da alt ve üst sınırı kanunda gösterilmiş para cezaları olabilmektedir. Yaptırım kararı alan ve uygulayan makam, adli yaptırımlar yargı (hakim) kararına; idari yaptırımlar ise idari kararlara dayanırlar ve re’sen uygulanırlar.

Yaptırımın sonuçları yönünden, adli yaptırımlar adli sicillere kaydedilmekte, ancak af ve benzeri kurumlarla ortadan kalkabilmektedir. İdari yaptırımlar, kesinleştikten veya yerine getirildikten sonra çoğunlukla, af veya benzeri bir uygulamaya konu olmaz ve bir sicile kaydedilmez. Adli yaptırımların belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi özel düzenlemelere tabidir. Suçlarda tekerrür uygulanan bir güvenlik tedbiridir (TCK, m.58). Bütün kabahatler için geçerli bir tekerrür düzenlemesi bulunmadığından kendi mevzuatına bakılması gerekmektedir. Ancak, suçların aksine, bazı kabahatlerde tekerrür idari yaptırımı artırıcı etki yapabilmektedir.

Adli Yaptırımlarda Zamanaşımı

Suç işlendikten sonra süresi içerisinde dava açılmaması ya da açılan davanın sonuçlandırılmaması halinde oluşan dava zamanaşımı ve kesinleşen cezanın infazına başlanamaması halinde oluşan ceza zamanaşımı ile müsadere zamanaşımı olmak üzere üç şekilde düzenlenmiştir (TCK, m.66-71).

Zamanaşımı süresi idari yaptırımın türüne ve idari para cezasının tutarına bağlı olarak değişmektedir.

Kaçakçılık Suçları ve Adli Yaptırımlar

Gümrük işlemleriyle bağlantılı olarak Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda düzenlenen kaçakçılık suçları ve adli yaptırımları, ceza hukuku kapsamında değerlendirilmesi gereken bir alandır. Kaçakçılık suçları, diğer kanunlarda düzenlenen ve “kaçakçılık” kavramı ile birlikte kullanılan suçlardan; örneğin vergi kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı gibi suçlardan farklıdır. Bunun nedeni, kaçakçılık suçlarının kendi kanunlarında düzenlenmiş olmasıdır. 6455 sayılı Kanunla yapılan değişikle, gümrük işlemlerine özgü kaçakçılık suçları, gümrük işlemleriyle doğrudan ilgisi olmayan bazı ihlaller ile birlikte Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda düzenlenmiştir.

Kaçakçılık Suçu Oluşturan İhlaller ve Yaptırımları

Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda gümrük işlemleriyle bağlantılı olarak düzenlenen ve kaçakçılık suçu oluşturan ihlaller ve karşılığında uygulanan adli yaptırımlardan birkaçı şunlardır:

  • Eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokmak: bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası
  • Eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokmak: iki yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası
  • Transit rejimi tabi serbest dolaşımda bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bırakmak: bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası
  • Belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere getirilen geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi tabi eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapmak: Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası
  • Yukarıdaki ihlallerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın almak, satışa arz etmek, satmak, taşımak veya saklamak: bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası
  • Özel kanunları gereğince gümrük vergilerinden kısmen veya tamamen muaf olarak ithal edilen eşyayı, ithal amacı dışında başka bir kullanıma tahsis etmek, satmak veya devretmek ya da bu özelliğini bilerek satın almak veya kabul etmek: altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası
  • İthali kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeye sokmak: daha ağır bir cezayı gerektiren suç oluşturmadığı takdirde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası.
  • İhracı kanun gereği yasak olan eşyayı ülkeden çıkarmak: daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası
  • Teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak amacıyla ihracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstermek: bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası.
  • Tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkilerin ambalajlarına kamu kurumlarınca uygulanan bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretlerin taklitlerini ülkeye sokmak; bunları bilerek bulundurmak, nakletmek, satmak ya da kullanmak: üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası
  • Kaçakçılık suçunun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde veya yararına olarak işlenmesi halinde, faile adli yaptırımlar ve tüzel kişiye bunlara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.
  • Yolcuların, beyanlarına aykırı olarak üzerlerinde, eşyası arasında veya taşıma araçlarında çıkan eşyanın ticari mahiyette veya ithali veya ihracının yasak olması halinde kaçakçılık suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
  • Yasak, yükleme veya taşıma belgelerinde yer almayan eşya bulunması ve geçerli bir mazeretin olmadığı hallerde, izinsiz olarak gümrük bölgesine girerek sahile veya bir başka gemiye yanaşmak: kaçakçılık suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
  • Kaçakçılık suçları, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış gibi cezalandırılır.

Kaçakçılık suçlarının unsurları şunlardır:

Konusu, Gümrük Kanununa göre her türlü madde, ürün ve değer eşyadır.

Fail ve Mağdur, faili, belirleme yapılan bir ihlal haricinde, herkes olabilmektedir. Kaçakçılık suçunun kanuni tanımında özel bir belirleme yapılmadığından, bu suçun mağduru genel olarak devlet ve toplumu oluşturan tüm bireylerdir.

Hareket ve Netice, gümrük rejimleriyle bağlantılı olarak tipleştirilmiştir. Ağırlıklı olarak; serbest dolaşıma giriş, ihracat, dahilde işleme, transit ve geçici ithalat rejimlerine girişle veya işletilmesiyle ya da sonuçlandırılmasıyla ilgili kuralların ihlali kaçakçılık suçu oluşturmaktadır. Hareket unsuruna göre kaçakçılık suçu; bağlı hareketli, seçimlik hareketli, icrai hareketli ve ihmali hareketli suç tiplerini oluşturmaktadır.

Manevi Unsur, kaçakçılık suçları kasten işlenebilmektedir.

Uygulanan Adli Yaptırımlar, kaçakçılık suçunun oluştuğunun tespiti halinde uygulanacak yaptırımlar; süreli hapis cezası ve adli para cezası ile müsadere olarak düzenlenmiştir. Bu yaptırımlar alternatif olarak öngörülmediğinden, birlikte uygulanmaktadır.

Kaçakçılık Suçlarına İlişkin Usul İşlemleri

İşlemleri Kaçakçılık suçlarına ilişkin usul işlemleri; kaçakçılık suçunun tespiti amacıyla eşya, taşıt ve kişilerin aranması, ifade alınması ve fezleke hazırlanması, eşyaya ve taşıtlara el konulması, alıkonulması, muhafazası, müsaderesi ve tasfiyesi hakkındaki işlemleri kapsamaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında 1 Sayılı Kararnamede Türk gümrük idaresinin teşkilatlandırıldığı Ticaret Bakanlığının görevler ve teşkilat yapısı düzenlenmiştir (m.441 vd). Buna göre münhasıran gümrüklü yer ve sahalarda ve gerekli hallerde Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinde ilgili kuruluşlarla işbirliği içerisinde kaçakçılığı önlemek, izlemek ve soruşturmak Bakanlığın görevleri arasında sayılmıştır. Ticaret Bakanlığı merkez teşkilat yapısı içerisinde Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü, Gümrükler Genel Müdürlüğü, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü taşra teşkilat yapısı içerisinde, Gümrük Müdürlükleri ve Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüklerinin kaçakçılık suçları ve gümrük kabahatleriyle ilgili çeşitli görevleri bulunmaktadır.

Suçları önleme, suça el koyma, suçluyu ve suç aleti ile gereçlerini ele geçirme, suçlarla mücadele etme, toplumda huzur ve güvenliği sağlamakla görevli birime kolluk denilmektedir. Kolluk bu yönüyle suç öncesi önleyici kolluk ve suç sonrası adli kolluk görevlerini yerine getirmektedir. Kolluğun; genel kolluk, özel kolluk ve kolluk yetkisini kullananlar şeklindeki sınıflandırılmasında gümrük muhafaza memurları özel kolluk görevi görmektedir.

Kaçakçılık Suçlarına İlişkin Adli Yaptırımların İnfazı

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca Türkiye Gümrük Bölgesine bir şekilde girmiş veya çıkmış kaçak eşyayla bağlantılı bu Kanunla yaptırım altına alınan kaçakçılık suçlarıyla ilgili olarak, Ticaret Bakanlığı personeli yanında, mülki amirler ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli de görevlendirilmiştir (KMK, m.19).

Kaçakçılık suçunun ortaya çıkarılmasında arama işlemi yapılmaktadır.

Adli Kolluk Yönetmeliğine göre kaçakçılık suçlarıyla ilgili işlemler, adli kolluk olarak görevlendirilen gümrük personelince yapılmaktadır. Adli kolluk görevlileri, ihbar veya şikayet üzerine ya da gümrük işlemleri sırasında ortaya çıkarılan kaçakçılık olaylarını, ilgili kişileri ve uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet Başsavcılığı ile en üst dereceli kolluk amirine bildirmekte ve nöbetçi Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlamaktadır (AKY, m.6).

Adli para cezasının infazı, mahkeme kararının Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesi ve Cumhuriyet Savcısınca hükümlüye otuz gün içinde ceza tutarının ödenmesi için ödeme emri tebliğ etmesi üzeri başlamaktadır.

Gümrük Kabahatleri ve İdari Yaptırımlar

Gümrük kabahatlerini Gümrük Kanunu düzenlemektedir.

Gümrük Kabahati Oluşturan İhlaller ve Yaptırımları

Gümrük Kanununda vergi kaybı oluşturan ihlaller ve yaptırımları dağınık ve sistematikten uzak bir şekilde düzenlenmiş ve karşılığında uygulanacak idari yaptırımlara yer verilmiştir.

Konu; Gümrük kabahatlerinin konusunun maddi ve hukuki yönü bulunmaktadır. Gümrük kabahatlerinin maddi konusunu gümrük işlemleri sırasında kullanılan belgeler ile eşya ve taşıtlar oluşturmaktadır. Gümrük işlemlerine konu olan eşyanın niteliği gümrük kabahatleri bakımından belirleyicidir. Eşyanın; ticari miktar ve mahiyette olması, gümrük vergilerine tabi olması, serbest dolaşımda olmaması ve eşyanın kanunen ithalinin yasak olmaması, transit rejimi ve gümrük antrepo rejiminin konusunu oluşturan belirgin nitelikte farklı cinsteki eşyanın serbest dolaşımda olmayan eşya olması ya da tersi durumlar, gümrük kabahatlerinin türünü değiştirebilmektedir.

Belirgin nitelikte farklı cinsteki eşya; beyan edilenden açıkça farklı olduğu tahlile, teknik incelemeye ve araştırmaya gerek olmaksızın kolayca anlaşılabilen ve bu durumu gümrük vergileri veya ticaret politikası önlemleri açısından farklılık oluşturan eşyadır (GY, m.243/1).

Gümrük kabahatlerinin hukuki konusunu ise korunan değerdir. Bu değer, gümrük idari düzeninin korunması ve bu şeklide vergi alacağının tam ve zamanında tahsil edilerek hazine yararının sağlanması şeklinde açıklanmaktadır.

Hareket ve Netice; Kabahat, gümrük yükümlülüğü doğuran işlemlerle ilgili icrai veya ihmali hareketlerden oluşmaktadır. Gümrük kabahatine yol açan ihlallerden biri dışında, teşebbüsün de cezalandırılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Kabahatler hukukunda benimsenen gerçek içtima kuralları gereği (KK m.15/2), gümrük kabahatlerinin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahat için idari yaptırım uygulanmaktadır.

Fail ve Mağdur; Gümrük kabahatlerinde fail, gümrük idaresiyle muhatap olan gerçek kişilerdir. Gümrük kabahatlerinde mağdur, genel olarak toplum ve özel olarak gümrük idaresidir.

Manevi Unsur; Gümrük kabahatleri hem kasten hem de taksirle işlenebilir. Ancak failin kast veya taksir durumuna göre idari yaptırımların değişmesi söz konusu değildir. İştirak, teşebbüs ve gönüllü vazgeçme bakımından ise failin kasten hareket etmiş olması gerekmektedir.

Gümrük kabahatleri için öngörülen temel idari yaptırım idari para cezasıdır. Ayrıca bazı ihlallerin kanuni tanımında, eşyanın ve kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesi tedbirine de yer verilmiştir. İdari para cezaları; maktu ve nisbi olarak uygulanmaktadır. Gümrük Kanununda yer alan gümrük kabahatleri için uygulanan idari para cezası türleri arasında alt ve üst sınırları gösterilmek yoluyla belirlenmiş bir idari para cezası tutarı yoktur.

Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ancak ilgili kanunda açık hüküm bulunması halinde karar verilebilmektedir (KK, m.18/1).

Gümrük Kabahatlerine İlişkin Usul İşlemleri

Gümrük kabahatlerinin tespiti, kaçakçılık suçlarıyla aynı şekilde, gümrük denetimi sürecinde gerçekleşmektedir.

Gümrük Kabahatlerine İlişkin İdari Yaptırımların Yerine Getirilmesi

İdari para cezasının gümrük vergileri alacağına bağlı olması ve bu vergilerle birlikte tahakkuk ettirilmesi halinde ödeme süresi tebliğ edildikleri tarihten itibaren on beş gün; idari para cezasının gümrük vergileri alacağına bağlı olmaması halinde ise ödeme süresi tebliğ edildikleri tarihten itibaren bir aydır. İdari yaptırım kararında ödeme süresi belirtilmektedir.

Gümrük idaresi, gümrük kabahatleri dolayısıyla uyguladığı idari yaptırımların yerine getirilmesinde Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslar dahilinde tahsil dairesi sıfatıyla hareket etmektedir.

Gümrük Kabahatlerine Bağlı İdari Yaptırımlarda Zamanaşımı

İdari yaptırıma konu fiilin, cezayı gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması halinde idari yaptırım kararları, Türk Ceza Kanununda yer alan dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde yerine getirilmektedir.

İdari para cezası için tarh zamanaşımı, gümrük vergilerinin zamanaşımına tabidir. Hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya tebliğ edilemeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligat, gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılabilmektedir. Gümrük vergilerine bağlı idari para cezaları için tahsil zamanaşımı, bütün kamu alacakları için temel kanun olan Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tespit edilmektedir. Buna göre; amme alacağı, özel kanunlardaki düzenlemeler saklı olmak üzere, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğramaktadır.

Gümrük idaresince zamanaşımı süreleri re’sen dikkate alınmaktadır. Bu süreden sonra rızaen yapılan ödemeler ise kabul edilmektedir.