GÜVENLİK SİSTEMLERİ - Ünite 6: Elektronik Çevre Güvenlik Sistemleri Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 6: Elektronik Çevre Güvenlik Sistemleri

Giriş

İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birinin güvenlik ihtiyacı olduğundan önceki bölümlerde bahsedilmişti. İnsanın kendini güvende hissetmesi, bir anlamda sahip olduğu malların güvenliğine de bağlıdır. Elektronik güvenlik sistemleri, genel anlamda insanların can ve mal güvenliğini korumak için geliştirilen ürünlerden oluşmaktadır. Bu ürünler günümüzde yüksek teknolojinin yardımı ile geliştirilmektedir. Her ne kadar insanların yaşam ve çalışma mekânlarının güvenliği ön planda olsa da tehditlerin önceden algılanması amacına hizmet eden çevresel güvenlik de son yıllarda önemli bir konu haline gelmiştir. Elektronik çevre güvenlik sistemleri aynı zamanda yapılacak saldırılara karşı da önlem olarak düşünülmektedir. Özellikle askeri amaçla kullanılan farklı elektronik çevre güvenlik sistemleri mevcuttur. Bu ürünlerin birçoğu gizli sınıflandırılmakta bir bölümü ise ticari mal olarak kişilerin kullanımlarına da sunulmaktadır. Kitabımızda anlatılacak olan elektronik çevre sistemleri ve ürünleri ticari ürün olarak herkes tarafından sahip olunabilecek cihazlardan oluşmaktadır.

Elektronik Çevre Güvenlik Sistemleri

Çevresel güvenlik, yaşanılan ya da çalışılan mekânın çevresel güvenliği olarak algılanacağı gibi, bunların kullanım alanlarının depo, yakıt istasyonu, tutukevi ve sınır güvenliği vb. şeklinde genişletilmesi mümkündür. Bu durumda iki farklı güvenlik sisteminden bahsedilebilir. Bunlardan ilki, elektronik algılayıcılar kullanarak tehditleri algılamaya veya tehdidi gerçekleştirenin kimliğini belirlemeye yönelik çalışan cihazlardan oluşur. Bu cihazların başında önceki bölümlerde de anlatılan kamera sistemleri gelir. Kamera sistemleri bir yandan tehdidi algılarken bir yandan da kayıt özellikleri ile tehdidin görüntülerini elde etmeyi ve daha sonra gerekli durumlarda kullanmayı amaçlar. Farklı özellikte kamera sistemleri mevcuttur. Fakat kamera sisteminin verimli çalışamadığı durumlar için farklı elektronik güvenlik cihazları ile tehditlerin belirlenmesi gereklidir.

Elektronik alarm sistemlerinde olduğu gibi, elektronik çevre güvenlik sistemlerinin kurulumundan önce de bir keşif ve projelendirme gereklidir. Çevre sistemlerinin kullanılacağı alan, hırsız alarm sistemleri veya yangın algılama sistemlerine göre daha geniş olduğundan keşif ve projelendirme daha kritik bir iş haline gelmektedir. Keşif ve projelendirme, çevresinde güvenlik halkası oluşturulması gereken alanın özelliklerine göre de değişiklik gösterir. Müstakil bir evin bahçesinin korunması istenildiğinde kamera ve dış mekân hareket algılayıcılar yeterli olurken, askeri bir üssün korunması daha fazla hassasiyet gösterilmesi gereken bir alan olduğundan daha fazla algılayıcıdan oluşan bir sistem kurulumunu gerektirmektedir. Bu sebeple, elektronik çevre güvenlik sistemlerinin kullanılacağı alanlarda çevresel incelemenin detaylı yapılması, oluşabilecek tehditlerin boyutlarının belirlenmesi, uyarı sistemine ek olarak engelleme sisteminin de kurulup kurulmayacağının belirlenmesi gerekir. İnceleme sonucunda dış tehditleri belirleyen bir risk analiz raporu da oluşturulabilir. Bu risk analizindeki maddeleri önleyen sistemler belirlenen mekânlar için uygun sistemlerdir. Çevre güvenliği için kullanılan cihazlar iç mekân cihazlarına göre daha dayanıklı ama bir o kadar da pahalıdır. Bu sebeple sistem maliyetinin çok yüksek çıkmaması için yeteri kadar cihaz kullanımı ile projelendirme yapılması gereklidir. Maliyeti düşürmek için gereğinden az sayıda çevre cihaz kullanımı ise güvenlik tehdidi yaratacağından kaçınılması gereken bir durumdur.

Elektronik çevre güvenlik sistemini oluşturan cihazlar da elektronik alarm sistemlerinde olduğu gibi genellikle giriş, değerlendirme ve çıkış cihazları olarak üçe ayrılır:

  • Giriş Cihazları
  • Değerlendirme Cihazları
  • Çıkış Cihazları

Çevre güvenliği sağlanacak alanın içerisinde patlayıcı bulunması, yakıt deposu ya da kimyasal malzeme içermesi durumunda ise kullanılacak sistem ürünlerinin ex proof (explosion proof) özelliğe sahip olması gereklidir. Bu cihazlar patlamaya sebep olmayacak şekilde tasarlanmış ve uluslararası Ex standartlarına uygun üretilmiştir. Bunun amacı çevre güvenliği için kullanılan cihazın kendisinin herhangi bir patlamaya sebebiyet vermesini önlemektir.

Yetkisiz Giriş Uyarı Sistemleri

Yetkisiz giriş uyarı sistemleri elektronik çevre güvenlik sistemlerinin en önemli kısmıdır. Özellikle ticari işletmelerde yetkisiz giriş önleme sistemlerinin kullanılması yönetmeliklere bağlıdır. Çevre güvenliğinin önemli olduğu durumlarda bireyler ve işletmeler yetkisiz giriş uyarı sistemlerinden faydalanabilirler. Maliyetin önemli olduğu durumlarda ise çevre güvenliği ve yetkisiz girişlerde uyarı alarak bilgi sahibi olmak için birkaç cihazı üzerinde birleştiren kombo cihazlardan faydalanılır. Bu tür cihazların kullanımında herhangi bir merkeze ihtiyaç yoktur. Örneğin üzerinde siren/flaşör ve arama modülüne sahip bir hareket algılayıcı, sadece konumlandığı bölgede çalışır. Bir batarya veya şebeke elektriği bağlantısı ile konumlandırıldığı çevredeki tehditleri algılar. İçerisinde bulunan devre kartı yardımıyla üzerinde yerleşik bulunan siren ve flaşörü devreye sokar. Arama modülü ile de gerekli yerlere bilgi ulaştırır. Aşağıda inceleneceği gibi yetkisiz giriş uyarı sistemlerinde kullanılan cihazların da elektronik alarm sistemlerinde kullanılan cihazlardan çok farkı yoktur. Aradaki en önemli fark dış mekâna uyumlu geliştirilmiş olmalarıdır. Elektronik çevre güvenliği farklı şekillerde sağlanabilmektedir. Öncelikle ortamda keşif yapılması ve sistemin projelendirilmesiyle hangi sistemin yeterli olacağı belirlenmektedir. Güvenliğin arttırılması amacıyla bazı durumlarda sistemlerin beraber kullanıldığı da görülmektedir. Temelde yetkisiz giriş uyarı sistemlerini üç başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar:

  1. Güvenlik Kameraları
  2. Alarm Sistemleri
  3. Tek Başına Çalışan Ürünler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Elektronik çevre güvenlik sistemlerinde en çok kullanılan sistemler güvenlik kameralarıdır. Keşif ve projelendirme sonucunda konumları ve tipleri belirlenen kameralar yerleştirildikten sonra görüntü ve ses verileri, üzerinde toplanacağı merkezlere iletilir. Keşif ve projelendirme esnasında dikkat edilmesi gereken en önemli konu, kameraların kapsama alanı dışında yetkisiz girişe imkân verecek ölü noktaların bulunmamasıdır. Konumlandırılan kameralar tüm çevreyi gözleyerek görüntü ve sesi kayıt altına almalıdır.

Dijital Video Kaydedici cihazlar kameralardan gelen görüntüleri üzerinde toplayan birimlerdir. Ayrı bir cihaz olabileceği gibi bilgisayar üzerine takılan bir kart ile de aynı işlem yapılabilir. Ayrı cihaz olarak kullanılan sistemlerin üzerlerinde bulunan sabit disk görüntülerin depolanması işlemini sağlar. Gerekli durumlarda görüntü ile birlikte ses verisi de taşınarak kaydedilmektedir. DVR cihazlar veya kartlar, kamera giriş sayısına göre 4’lü, 8’li, 16’lı vb. şekilde değişiklik göstermektedir. Keşif anında belirlenen kamera sayısı, bu cihazın kamera giriş sayısını da belirlemektedir.

En yaygın kullanılan ve maliyeti en düşük kamera tipidir. Aldıkları görüntü kalitesine göre çeşitleri vardır. Görüntü kalitesi çözünürlük yüksekliğine göre megapixel cinsinden ifade edilir. Megapixel değeri yüksek olan kamera daha detaylı görüntü verecektir. Güvenlik kameraları aynı zamanda görüntü aldıkları açıya göre de modellendirilmektedir. Gerekli durumlarda kamera üzerine takılan lensler yardımıyla görüntü kalitesi de arttırılabilir. Dış mekânda kullanılan CCTV kameraların birçoğu gece görüşü sağlamak için Infrared LED’lere sahiptir. Bu sayede karanlık ortamlarda da görüntü alabilmektedir.

Görüntü alma esası CCTV kameralarla aynı olan IP Kameraların farkı, aldıkları görüntüyü üzerlerinde bulunan internet ortamı sayesinde istenilen yere göndermeleridir. IP Kamera kullanılan sistemlerde DVR Cihaz kullanımına ihtiyaç yoktur. İnternet bağlantısı bulunan herhangi bir bilgisayardan IP Kameraya bağlanılarak aldığı görüntüye erişilebilir. Bu tür bilgisayarlar üzerinde genellikle özel bir yazılım bulunur. Bu yazılım ile plaka tespiti, araç takip sistemi, bölge görüntüleme, kişi arama gibi görüntü işleme işlemleri de yapılır. Trafik düzenleme ve Güvenlik amacıyla Emniyet Teşkilatı tarafından kullanılan Mobese sistemleri, buna örnek olarak verilebilir. Bu kameralar, canlı olarak belirli internet adresleri üzerinden tüm kullanıcılara açıktır.

Dış mekâna konumlandırılan kamera sistemlerinde kullanılan aksesuarlar kamera dış kılıfları ve kapakları, kamera üzerindeki gece görüş ledlerinin yeterli olmaması durumunda görüşü arttırmak için kullanılan IR led paneller, kabloların kesilerek kameranın devre dışı bırakılmasına sebep olamayacak şekilde oluşturulan kamera ayakları gibi yardımcı cihazlardan oluşmaktadır. Bu ürünler, direkt olarak sisteme etki etmese de kullanımları elektronik çevre güvenlik sisteminin kesintisiz çalışması için zorunlu olan ilavelerdir.

Elektronik çevre güvenlik sistemlerinde kullanılan alarm sistemlerinin hırsız alarm sistemlerinden en büyük farkı kullanılan cihazların genellikle dış mekâna uyumlu cihazlar olmasıdır. Bunun dışında yetkisiz giriş durumunda uyarı üreten sistemlerin genel çalışma prensibi hırsız alarm sistemleri ile aynıdır. Çevre giriş ürünlerinden alınan bilgi bir değerlendirme merkezinde toplanır. Değerlendirme merkezi tehdidin büyüklüğüne göre alarm durumunu devreye sokar. Güvenliğin çok önemli olduğu mekânlarda ise değerlendirme merkezinde görevli personeller, yapılacak işlemlere karar verebilirler. Bu durum özellikle emniyet teşkilatı ve askeri amaçlı güvenliğin sağlanması gereken bölgelerde yaygındır.

Hırsız alarm sistemlerindeki sistem merkezi ile aynı görevi üstlenen sistem merkezi, çevre giriş cihazlarından gelen verileri değerlendirerek çıkış cihazlarına gerekli sinyalleri göndermekle görevlidir. Birçok giriş ve çıkış yuvasına sahip olan bir anakarttan oluşan sistem, bazı durumlarda ise bir mikroişlemci desteği ile bilgisayar şeklinde karşımıza çıkar. Bilgisayar sisteminin kontrolü ise genellikle bir personelde olur. Bu durumda görevli personel değerlendirme işlemine de yardımcı olur. Basit sistemlerde ise çalışma mantığı hırsız alarm sistemleri ile aynıdır. Sistem merkezinin sürekli çalışması son derece önemlidir. Bu sebeple şehir geriliminde olan kesintiler sistemi doğrudan etkilemektedir. Yetkisiz giriş yapmak isteyecek kişilerin ilk yapacakları eylemin şehir gerilimini kesmek olduğu düşünülürse akü, kesintisiz güç kaynakları ve jeneratörlerle sistemin sürekli enerji ihtiyacının karşılanması önemlidir.

Hırsız alarm sistemlerinde iç mekânlar için detaylı anlatılan hareket algılayıcıların dış mekân için geliştirilmiş modelleridir. İç mekân cihazlarına göre daha uzun algılama kapasitesine sahip cihazlar hava koşullarından etkilenmemek için özel dış kılıflara sahiptir. Bu sayede hava koşulları ile darbeye daha dayanıklı yapıdadırlar.

Hareket algılayıcıların kablolu ve kablosuz çeşitleri de mevcuttur. Kablolu cihazlar, daha kesin sonuç verirken kablonun kesilerek cihazın devre dışı bırakılması riski mevcuttur. Kablosuz ürünlerin kullanımında ise sistem merkezinin kablosuz ürünü desteklemesi gereklidir. Bunun için sistem merkezi anakartına kablosuz alıcı/verici ünite bağlanır. Bu ünitenin bağlı olmadığı ya da yerleşik olarak bulunmadığı sistemlerde kablosuz ürün kullanımının imkânı yoktur. Kablosuz ürünlerde karşılaşılan sorunlardan bir tanesi de cihazın algılama yapmak ve verileri göndermek için kullanıldığı yerleşik bataryadır. Bu bataryanın tükenmesi algılayıcının devre dışı kalmasına sebep olur. Dış mekân hareket algılayıcılar mesafe ve hassasiyet ayarlarına sahiptir. Bu ayarlar sayesinde menzilleri belirlenir. Projelendirme aşamasında menzilin önemli olduğu düşünülse kaç adet hareket algılayıcının nereye konumlandırılacağı belirlenir.

Birçok algılayıcının pasif algılayıcı olarak çalıştığı bilinmektedir. Pasif algılayıcı denince bir güç kaynağına ihtiyaç duymadan algılama yapan ürünler akla gelmektedir. Bu ürünlerin başında ısı algılayıcılar, basınç algılayıcılar vb. gelir. Elektronik çevre güvenlik sistemlerinde kullanılan pasif manyetik algılayıcılar ise toprak altında kullanılan kablolar olarak karşımıza çıkmaktadır. Düz bir hat üzerinde döşenen özel kablolar ile üzerlerinden geçen elektromanyetik hareketler tespit edilir. Toprak altında olduğu için fark edilmesi ve engellenmesi zordur. Düzgün konumlandırılan sistemlerde sinyal hassasiyeti yüksektir. Pasif manyetik algılayıcıların güvenlik amacı hariç çok sık karşılaşılan bir kullanımı da garaj kapıları veya bariyer sistemlerden karşımıza çıkmaktadır. Garaj kapısı ya da açılan bariyerin ön kısmına sarmal şekilde döşenen kablo uygun bağlantı ile sistem merkezine üzerine bir taşıt geldiğinde haber verir. Bu sayede garaj kapısı ya da bariyer otomatik olarak açılarak girişe izin verir. Döşenen sarmal kablonun üzeri toprak, asfalt, beton vb. ile doldurulur. Kablonun kendisinin enerji yaymaması manyetik alan oluşumunu engelleyerek çevreye zarar vermez.

Hırsız alarm sistemlerinde de kullanılmaya başlanan aktif bariyerler, ışın bariyeri adı ile de anılır. İki bileşenden oluşan sistemlerde bir taraftan gönderilen ışının diğer ünite tarafından algılanması gereklidir. Bu işlem için bileşenler karşılıklı olarak yerleştirilir. Bileşenlerin boyu, aynı zamanda kapsama yapılacak alanın enini de belirler. Kapsama alanının boyu ise iki cihazın birbirine göre konumları ile belirlenir. Bu değer ışının gücü ile doğrudan bağlantılıdır. Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte bu ürünler metrelerce mesafede koruma sağlamaktadır. Hatalı sinyal gönderilmemesi için karşılıklı gönderilen ışınlardan en az 2 tanesinin kesilmesi ile bariyer sisteme sinyal gönderir. Bu sayede kuş kedi, köpek vb. hayvanların geçişi ile yanlış sinyal verilmesinin önüne geçilmiş olur.

Panel üzeri algılayıcı olarak kullanılan birçok farklı metot mevcuttur. Bunlar genellikle korunması gereken mekânın etrafında yerleştirilmiş dikenli tel, çit ya da duvar üzerine monte edilen ve yetkisiz girişleri bu durumda tespit eden ürünlerdir. Bu işlem için çelik teller kullanılabileceği gibi fiber optik kablolar da kullanılabilir. Kablolama işleminde elektromanyetik veri ile işlem yapılabilir. Bir başka koruma metodu ise ses frekansı ve dijital sinyal işleme sistemine sahip koruma sağlayan kabloların kullanımdır. Panel üzeri algılayıcıların birçoğu da pasif çalışan sistemlerdir. Panel üzeri algılayıcıların en önemli özelliği, korunmak istenilen alana daha giriş yapılırken bilgi vererek yetkisiz giren kişinin amacına ulaşamadan engellenmesidir.

Özellikle sınır güvenliğinde son yıllarda kullanılan bir güvenlik ihlal algılayıcısı da insansız hava araçlarıdır. Bu araçlar herhangi bir pilota ihtiyaç duymadan kendileri havalanarak verilen koordinatlara göre uçuşlarını gerçekleştirmekte ve yeniden havaalanına dönmektedir. Uçak şeklinde olan bu araçlarda kalkış ve iniş alanına ihtiyaç duyulurken Drone adı verilen dört pervaneye sahip helikopter tipi araçlar herhangi bir yerden kalkıp tekrar inebilmektedir. İnsansız hava araçları güvenliği sağlamak için üzerlerinde yüksek çözünürlüğe sahip kameralar taşımaktadır. Kablosuz platformlar kullanılarak bu araçların çektiği görüntüler anlık olarak sistem merkezleri ile paylaşılmaktadır. Askeri amaçla sınır güvenliğinde kullanılan bu cihazlardan gelen görüntü verileri uzman kişiler tarafından incelenmekte ve ihlal durumunda gerekli müdahale yapılmaktadır.

Liman ve akarsularına yapılacak yetkisiz girişleri belirlemek ve kullanıcıları uyarmak için de kullanılan algılayıcılar mevcuttur. Pasif sistem olarak çalışan bu algılayıcılar, su üzerinden olduğu gibi su altından yapılmaya çalışılacak yetkisiz girişleri de tespit ederler. Özellikle suda bulunan askeri tesislerin karasuları sınırlarının ve limanların güvenliği bu cihazlar sayesinde sağlanabilmektedir. Suyun iletken olması sebebiyle bu tür algılayıcılar hareket algılayıcılar gibi yerleştirildikleri konumdan belirli bir mesafe algılamak yerine suya gerilmiş file benzeri bir yapı ile algılamayı gerçekleştirirler.

Siren ve flaşörler çevre güvenlik sistemlerinde kullanılan çıkış ürünlerine en önemli örnektir. Tek bir ürün üzerinde birleştirilebileceği gibi ayrı ayrı siren ve flaşör ürünleri de mevcuttur. Büyük sistemlerde siren ve flaşör ürünlerinin çalıştırılacağı bölgeler programlama esnasında seçilebileceği gibi, sistem bir operatör tarafından kontrol ediliyorsa bu operatör de gerekli siren ve flaşörlerin çalıştırılmasını sağlayabilir. Elektronik çevre güvenlik sistemlerinde daha geniş alanlarda güvenlik sağlanacağından dolayı siren ses desibeli ve flaşör ışık kapasitesi hırsız alarm sistemlerinde kullanılan ürünlere göre daha yüksektir.

Elektronik çevre güvenlik sistemlerin özellikle askeri amaçlarla kullanılması durumunda, yetkisiz girişleri siren ve flaşörlerle çevreye duyurmak gereksiz ya da sakıncalı olabilir. Bu tür durumlar, sessiz alarm denilen bir kavramı meydana getirmiştir. Sessiz alarm, giriş algılayıcılarından gelen sinyalleri siren ve/veya flaşör devreler kullanarak çevreye duyurmak yerine sadece ilgili kişiye bilgi verme prensibine dayalıdır. Sessiz alarmın kullanılması için elektronik çevre güvenlik sistemlerine telefon arayıcı, GSM arayıcı ay da internet haberleşme modülü takılması gereklidir. Sistem alarm durumuna geçtiğinde programlanmasındaki esasa göre ya telefon ya da GSM arayıcı modül ile arama gerçekleştirerek ya da internet bağlantı modülü ile veri paketleri halinde bilgi göndererek ilgili kişi ya da kişilere bilgi vermektedir. Özellikle coğrafi olarak yerleşkelere uzak konumlandırılmış sistemlerde telefon ve internet hattının alana ulaşması mümkün olamamaktadır. Bu durumda GSM arayıcı modül tercih edilmektedir. Telefon, GSM ve internet modüllerinin dışında askeri haberleşme imkânlarını kullanan modüller de mevcuttur. Bu sayede gönderilen bilgiler farklı kişilerin erişimine açık olmadan sadece gerekli askeri birlikler arasında paylaşılmaktadır. Yetkisiz giriş uyarı sistemlerinin başında da bahsedildiği gibi, yukarıda anlatılan giriş ve çıkış ürünlerinden bir bölümü tek bir dış kutu içerisinde birlikte yer alarak kullanılabilirler. Bunlar genellikle hareket algılayıcıların siren ve flaşörle birleştirilmiş şeklidir. Dış mekânda kullanıma uygun olması amacıyla korumalı olarak tasarlanan dış kaplamaları, cihazın her koşulda çalışmasını sürdürmesini sağlar. Tek başına çalışan ürünler bir güç kaynağına bağlanabileceği gibi genellikle üzerlerindeki yerleşik bataryadan güç almaktadırlar. Bu durumda bataryanın tükenmesi cihazın da devre dışı kalmasına sebep olmaktadır. Son yıllarda haberleşme imkânlarının artması ile birlikte bu cihazların üzerlerinde yerleşik bir GSM modülü de bulunmakta ve sistemin alarm durumu bu modül vasıtasıyla gerekli yerlere de bildirilmektedir. Bir merkeze bağlı olmaması bu cihazların konumlandırılmasını kolaylaştırır. Fakat merkeze bağlı olmadığı için özellikle uzak coğrafi alanlarda kullanımı siren ses ve flaşörün duyulmamasından dolayı çok da tercih edilmez. Uzak coğrafi alanlarda bu cihazlar kullanılacaksa sessiz alarm sistemi ile kullanılmaları daha doğrudur.

Yetkisiz Giriş Önleme Sistemleri

Yukarıda anlatılan yetkisiz giriş önleme sistemleri sadece yetkisiz girişleri belirleyerek sistem merkezine veya yetkili kişilere bilgi veren cihazlardan oluşmaktadır. Özel bölgeler, askeri alanlar ve saldırı olasılığı yüksek yerlerin çevre güvenliği için kullanılan yetkisiz giriş önleme sistemleri mevcuttur. Bu sistemlerden en önemlisi elektrikli çit kullanımıdır. Ülkemizde kullanılan elektrikli çitlerin çoğu ev hayvanlarını korumak için saldırgan hayvanlara (ayı, domuz vb.) karşı kullanılmaktadır. Konumuz olan elektronik çevre güvenlik sistemlerinde kastedilen yetkisiz girişler ise saldırı ya da hırsızlık amacıyla yapılmaktadır. Bu sebeple insan girişini engelleyecek sistemlerin kullanımı belirli standartlarla ve yönetmeliklerle belirlenmiştir.

Yetkisiz giriş önleme sistemlerinin daha barışçıl amaçlarla kullanılan türleri de bulunur. Bunlar genellikle korunan alanlara giriş için kullanılan sistemlerdir. Bu sistemlerden ilki garaj kapılar ve bariyer sistemlerinde yetkisiz araç girişini önlemek için kullanılan sistemlerdir. En yaygın garaj kapısı veya bariyer açma sistemi uzaktan kumada ile sağlanmaktadır. Garaj kapısı ya da bariyer sistem merkezinin kablosuz alıcısına önceden tanımlanan bir kumanda ile belirli bir mesafeden istenilen ürün devreye sokulabilir. Uzaktan kumandanın önceden sisteme tanıtılması gerekliliğinden dolayı herhangi bir uzaktan kumanda sistemi devreye alamayacağı için yetkisiz giriş engellenmiş olur.

Yetkisiz girişleri önleyen bir diğer çevre ürünü ise şifre panelidir. Bu panel doğru şifre girilmeden kapının açılmasına izin vermemektedir. İç mekânda girişi kısıtlamak için ise şifre panelleri yerine parmak izi okuyucular ya da retina tarama cihazları kullanılabilir. Tüm bu cihazlarda önceden yetkilendirilmiş kişilerin girişine izin verilirken izinsiz/yetkisiz kişilerin girişleri engellenmiş olur. Parmak izi okuyucular, parmağın okunmamasına karşın üstlerinde yerleşik olarak bir şifre paneli ve RF alıcı da barındırmaktadır. Okunacak olan parmağın kirli ya da hasarlı olması durumunda girişe yetkili kişi kendisinde bulunan özel şifre ile giriş yapabileceği gibi RF kartını da kullanabilir. Son yıllarda bu tür girişler için geliştirilen mobil uygulamalar da mevcuttur. Bu sayede herhangi bir cihaza gerek kalmadan akıllı telefon üzerine yüklenen bu uygulama ile istenilen bölgeye yetkili kişilerin girişi sağlanmaktadır.