HABER YAZMA TEKNİKLERİ - Ünite 5: Röportaj ve Söyleşi Teknikleri Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 5: Röportaj ve Söyleşi Teknikleri
Giriş
“Röportaj”, “görüşme”, “mülakat” “söyleşi” ya da “sohbet” kavramları günümüzde çoğunlukla birbirine karıştırılmakta ya da birbirinin yerine kullanılmaktadır.
Röportaj
Röportaj, görüşme, mülakat, söyleşi ya da sohbet birbirleriyle çokça karıştırılan kavramlardır. Gazetecilikte mülakat ya da görüşme bir kişinin bir konudaki fikir ve tutumlarını öğrenmek amacıyla kendisine sorular sormak ve yanıtlarla o konuyu aydınlatmak üzere yapılan görüşme demektir. Bu görüşme haber ya da söyleşi olarak yazılabilir.
Röportaj ise araştırma, inceleme ve soruşturmaya dayalı bir takım gerçeklerin belirlenmesine çalışılan, çok yönlü, renkli anlatıma sahip bir gazetecilik yazı türüdür. Röportaj, modern gazetecilikte temelini tanıklıktan alır. Röportaj ile ilgili Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğü’nde iki farklı tanım bulunmaktadır:
- Bir yazarın, bir konuyu inceleyip araştırarak ve kendi görüşlerini, yorumlarını da ekleyerek oluşturduğu gazete yazısı.
- Bir radyo ya da televizyon habercisinin bir konuyu inceleyip araştırarak hazırladığı ya da bir kimseyle görüşme biçiminde sunduğu program.
Bu iki farklı tanımdan da anlaşılacağı gibi röportaj basılı ve görsel, işitsel ortamlarda farklılık göstermektedir. Bu ünitede röportaj, gazete ve dergi yazıları bağlamında ele alınmıştır.
Haberin büyütülmüşü olarak nitelendirilebilecek röportajda, röportajı yapan kişi bir muhabirden farklı olarak metni yazarken kendi görüş, bilgi ve fikirlerini kaleme alabilme özgürlüğüne sahiptir.
Röportajı bir haberden ayıran en önemli özelliği röportajda betimleme, tanıtma ve tasvir bakımından inanç uyandırmaktır. Bu anlamda röportajda fotoğraf kullanımı bu inandırıcılığı artırmak için kullanılır. Ayrıca röportaj bir habere göre daha süslü ve renkli bir üsluba sahiptir.
Röportajı hazırlarken önceden araştırma, inceleme ve soruşturmaya gerek olduğu gibi tanıklıklardan faydalanılarak da bir röportaj yazılabilir. Röportajda okura, okurun sanki olayın yerinde ve anındaymış gibi olayı adım adım izleme şansı tanınmaktadır. Bu bağlamda, okur olayın tanığı haline gelir. Röportajcı okurun gözü, kulağı, burnu yerine geçer.
İyi bir röportajda, anlatılmaya çalışılan konu ya da sorunun değişik boyutları ele alınmaya çalışılmaktadır. Bunu sağlamak için de röportajcı sadece izlenimleriyle yetinmez, önceden araştırmasını ve incelemesini gerçekleştirir, fotoğraflar çeker, ses kayıtları alır ve metni yazarken bunlardan yararlanır.
Haber ve röportaj arasındaki farklılıklar birçok yönüyle belirtilebilir Röportaj, bir makale gibi konuyla ilgili araştırmaların, incelemelerin yapıldığı, olayın kişileriyle görüşmelerin kaydedildiği, olayın ispatı ve inandırıcılığı bir yana tanıklık ve görsel zenginlik için fotoğraflarının çekildiği; tüm bu ön çalışmalar sonucunda ise renkli ve okuyucuyu etkileyen bir dilin kullanıldığı türdür.
Röportajın haberden farkı yazar farkı , anlatım dili , konu , nesnellik , gerçeklik ve edebiyat başlıklarıyla da daha sistematik olarak anlatılabilir.
Röportaj yazarı, sıradan bir muhabir değildir. Bir muhabir, tanık olduğu veya bildiği olayları derleyerek okuyucuya özet bir haber sunar. Diğer taraftan röportaj yazarı; inceleme, görüşme, araştırma ve soruşturmasının sonucunda kendi üslubuyla bir yazı kaleme alır. Bu bağlamda röportaj yazarının bir muhabirden farklı olarak iyi bir araştırmacı, gözlemci ve güçlü bir analizci, yorumcu olması gerekir.
Röportaj özneldir. Röportaj metninde “ben”, “biz” özneli anlatımlar çokça kullanılır. Haber muhabiri ise haberi üçüncü tekil şahıs kullanarak yazar. Röportajda daha renkli, daha serbest bir dil, bol sözcük ve tümceler kullanılır. Haber muhabiri ise haberi belli haber yazım kuralları çerçevesinde ve haber yazma tekniklerinden biri ölçüsünde yazar.
Özet bir anlatım ve genellikle geçmiş zaman kullanılır. Röportajda ise şimdiki zaman kullanımı vardır ve genellikle öyküleyici bir anlatım kullanılır.
Bir röportajda görülenler, duyulanlar ve hissedilenler röportaj yazısına aktarılabilir. Bir haberden farklı olarak, haberin ardındaki olaylar, yaşamlar, sevinçler, dramlar röportaj yazısında yer alabilir.
Bir röportajı yazmak için her zaman görüşme yapmak gerekmez, izlenimler ve incelemelerle de röportaj yazısı kaleme alınabilir.
Bir haberin gerçeği yansıtması ve muhabirin haberi nesnel, tarafsız olarak yazması beklenir. Röportajda ise böyle bir kaygı yoktur. Özellikle kişiler deneyimler ve öznel yargılar röportaj yazısının zengin anlatımında kullanılmaktadır. Sıfat ve zarf kullanımında yazar olabildiğine rahat davranır.
Haberde yer alan bilgilerin gerçekliğinin kuşku uyandırmaması gereklidir. Bu nedenle de haber yazılarında kaynağa atıflarda bulunulur ve genellikle doğrudan anlatım kullanılır. Röportajda ise yorum ve anlatım serbestliği vardır. Ancak her iki tür de gerçekleri yansıtır ve gerçeklerden yola çıkarak yazılır. Röportajda haberdekinin aksine var olan dünyayı aktarmaktan çok o dünyada bilinmeyen, tanınmayan, saklı kalmış yanları insanlara göstermek amaçlanır.
Genel bir kabul ile röportaj bir edebî yazı türü olarak tanımlanmaktadır. Bunun nedeni haberin doğrudan ve kurgu anlatımı karşısında röportaj yazısında öyküleyici, samimi ve öznel anlatımların bulunmasıdır.
Gazetecilik uygulamalarında röportaj türleri şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
- Haber röportajı
- İlgi çekici(duygusal içerikli) röportaj
- Biyografik röportaj
- Tarihsel röportaj
- Açıklayıcı ve yorumlayıcı röportaj
- Bir şeyin nasıl yapıldığını gösteren röportaj
- Macera ve kişisel hikâye röportajı
- Yerel bir durumu anlatan röportaj
Bir röportajda en önemli şey izlenimle ve gözlemlerdir. Bu nedenle röportaj yazısında kalıplaşmış ve klişeleşmiş anlatımların dışında bir anlatım kullanılmalı ve yazıda izlenim ve gözlemlerin yer almasına önem verilmelidir.
Röportaj, haberden farklı olarak, okuyucuya sanki oradaymış hissi yaşattırmayı amaçlar. Bu göz önünde bulundurularak röportaj yazısı kaleme alınmalıdır. Bir röportaj yazısı yalın, etkili ve doğru bir anlatıma sahip olmalıdır.
Öyküleyici anlatımla kaleme alınan röportaj yazılarında, haberlerde genellikle kullanılan ters piramit tekniği uygun değildir. Röportajda bu teknik olduğu gibi tüm konuyu özetleyici bir giriş yapılmaz. Bu nedenle bir röportajın girişi genellikle ayrıntılı, sorulu, zıtlıklar içeren, bir kişi, mekân ya da konuyu betimleyen türdedir.
Kronolojik anlatım , bir röportajda en sık kullanılan ve en kolay denilebilecek anlatım türüdür. Öyküleyici anlatım da denilen kronolojik anlatımda metin kaleme alınmadan önce her bilgi yaşanan gelişmeler sırasıyla kaydedilir ve yazıya da böyle geçirilir.
Kronolojik anlatım dışındaki yazım teknikleriyle röportaj yazmak zordur. Çünkü konuya nereden başlanacağına, hangi noktanın girişte kullanılacağına karar vermekte belirsizlik yaşanır.
Kronolojik anlatım tekniğini uygularken öncelikle bir yazı planı çıkartılır. İyi bir girişin ardından konular birbiriyle bağlam halinde ve belli bir sırayla yazılır.
Röportaj yazarlığı zamanla gelişir. Zaman içerisinde röportaj yazarı deneyimlerini artırdıkça yazımı gelişir ve bir olayın arka planını, birçok farklı yönünü görebilmeye başlar. Bu kazanımlar da röportaj yazısına yansır. Bunun yanı sıra zamanla röportaj konularını bulmak da haber kaynaklarının çeşitlenmesi ve güvenlerinin kazanılmasından dolayı kolaylaşır.
Söyleşi (Sohbet)
Söyleyişi, bir konunun ya da düşüncenin başkasıyla konuşurmuş gibi işlendiği yazı türüdür. Bir edebiyat türünün değil yazı ve anlatım biçiminin karşılığıdır. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “söyleşi” için üç tanım yapılmaktadır:
- Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet.
- Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı.
- Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet.
Yazılı anlatım türlerinde makaleye benzer bir yazı türü olarak tanımlanan söyleşinin konusu, genellikle genel ya da günlük sanat olaylarıdır. Gazetelerin köşe yazılarında da söyleşi türünde yazılmış yazılar bulunmaktadır. Bu ünitede de gazete ve dergilerdeki söyleşi adı altında yer alan yazılar ele alınmaktadır.
Haberciliğin temelinde yer alan soru sormak, söyleşinin kaleme alınışında soru ve cevapların olduğu gibi aktarılması olarak karşımıza çıkmaktadır. “Sohbet” olarak da adlandırılan söyleşide yazı karşılıklı bir konuşma gibi yayımlanır.
Gazetecilikte görüşme ve söyleşi arasında farklar bulunmaktadır. Görüşme hazırlıksız olurken, söyleşi önemli ölçüde önceden hazırlığı yapılmış bir görüşmedir. Söyleşiden daha kısa olan görüşme genellikle ani gelişir ve o anki gündemle ilgili birkaç sorudan oluşur. Diğer yandan bir takım hazırlıkla sonucu gerçekleşen söyleşi daha uzun sürer ve sorular daha fazla ve ayrıntılıdır. Görüşme bir haber toplama tekniği iken söyleşi, gazetecilikte bir yazı türüdür.
Gazetecilikte söyleşi genellikle ünlü ya da ilgi çekici bir kişiyle yapılır. Gündemdeki bir olay, nadir görülen bir hikâye, toplum tarafından önemli bulunan ya da merak edilen bir konuyla ilgili ünlü ya da ünlü olmayan bir kişiyle de görüşülerek söyleşi yapılabilir.
Gazete ve dergi için yapılan söyleşiler yüz yüze, telefonla ya da posta, internet yoluyla yapılabilir. Söyleşi soruları önceden hazırlanıp görüşülecek kişiye sunulabilir. Diğer yandan sorular görüşme esnasında da kişiye yöneltilebilir.
Yüz yüze görüşmeler için önceden randevu alınır. Görüşme yapılacak kişinin kendisinden ya da asistanından, sekreterinden randevu alınırken gazeteci kendisi tanıtmalı ve görüşme konusunu belirtmelidir. Söyleşide randevudan önce mutlaka bir hazırlık yapılmalı ve görüşülecek kişi ya da konuyla ilgili ön araştırma yapılmalıdır. Bu ön çalışma sırasında ise akla gelen tüm sorular kaydedilmelidir.
Söyleşide önceden yayımlanmış bilgileri doğrulamaya, merak edilenleri öğrenmeye yönelik hazırlanacak sorular kesinlikle muhabirin/yazarın kendi görüşlerini içermemelidir. Bunun yanı sıra sorular kısa ve net olmalıdır, her bir soru cümlesi tek bir soru içermelidir. Sorular hazırlanırken cevapların hedef kitlesi de göz önünde bulundurulmalıdır.
Söyleşiye başlamadan önce konuşmaların kaydedilmesi, söylenenlerin belgelenmesi ve söyleşiyi kaleme alırken kolaylık sağlaması açısından önemlidir. Ancak ses kaydının yanı sıra not almak da ihmal edilmemelidir.
Söyleşiye başlamadan önce gazetecinin kendini tanıtması da söyleşi yapılan kişinin güvenini kazanmak için yapılması gerekenlerin başında gelir. Kaynağın güvenini kazanmak söyleşide birçok soruya cevap almayı kolaylaştırır.
Söyleşiye başlarken direkt olarak konuya girmek yerine nezaketli bir şekilde giriş yapılmalıdır. Tüm söyleşi boyunca nazik olmak da yine kaynağın size güvenmesini sağlar ve konuşmanın daha verimli geçmesine olanak sunar.
Karşılıklı sohbet havasında geçmenin esas olduğu söyleşide, soru sormaktan ve konuşmaktan çekinilmemelidir. Ayrıca söyleşi sırasında soruların önem sırasına göre dizilme zorunluluğu yoktur. Burada önemli olan sorulara cevap alabilmektir.
Söyleşide önceden hazırlanmış olan soruların görüşülen kişiye sorulmasının yanı sıra, cevaplar yeni sorular da doğurabilir. Görüşülen kişinin soruya tatmin edici bir cevap vermemesi durumunda soru farklı şekilde yeniden sorulabilir. Ancak özellikle cevaplanması istenilmeyen sorular da ısrarcı davranılmamalıdır.
Bir görüşme aynı zamanda bir “tartışma” değildir. Bu nedenle görüşme esnasından gazeteci kendi görüşlerini görüşmeye ortak etmemelidir.
Söyleşi yazısını kaleme almadan önce, alınan notlar tekrar gözden geçirilmeli ve ses kayıtları metne dökülmelidir. Gazete ve dergilerde söyleşi, bir haber gibi keskin hatlara sahip değildir. Söyleşi yazılarında genel olarak iki ayrı tekniğin kullanıldığı görülmektedir. Bunlar; kronolojik anlatım ve bölümleme tekniğidir .
Kronolojik anlatım tekniği ile yazılan söyleşilerde, görüşme gerçekleştiği sırada baştan sona yazıya geçirilir. İlgi çekici bir girişten sonra sorular, görüşme esnasında sorulduğu sırayla kaleme alınır. Görüşmenin son cümlesi yazının da son cümlesi olur.
Bölümleme tekniğinde ise genellikle sayfanın başında bir şemsiye başlık bulunur. Ardından bir giriş yazılır ve devamında soru ile yanıtlar yer alır. Kronolojik anlatımdan farklı olarak, yazıda sorular sorulduğu sırayla ve eksiksiz olarak yer almaz. Yalnızca önemli görülen soru ve cevaplar söyleşi metnine geçirilir.
Sayfada yer verilen metinler söyleşinin en çarpıcı, en çok merak edileni en ilgi uyandıracak kısımlarından oluşur. Bu teknik daha görsel bir sunuma imkân vermesinden dolayı giderek daha yaygınlık kazanmaktadır.
Söyleşinin giriş yazısı haberin giriş yazısı gibidir. Haberde olduğu gibi tanımlayıcı, sorulu ya da alıntı girişler kullanılabilir. Söyleşi metne dönüştürülürken soruların ve yanıtların birbirinden ayrılması ve belli olması için de konuşma çizgisi, kalın ya da italik yazı biçimleri kullanılır.