HALK HİKAYELERİ - Ünite 3: Halk Hikayelerinin Anlatıldığı Bölgeler ve Halk Hikayesi Anlatıcıları Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 3: Halk Hikayelerinin Anlatıldığı Bölgeler ve Halk Hikayesi Anlatıcıları
Halk Hikâyelerinin Anlatıldığı Bölgeler ve Halk Hikâyesi Anlatıcıları
Halk hikâyeciliğinin geçmişi belki de ilk şekli diyebileceğimiz sözlü anlatmalar ile XVI. yüzyıla kadar gitse de;Âşık Garip, Tahir ile Zühre, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Arzu ile Kamber, Hurşit ile Mahımihri gibiilk hikâye metinleri çok daha sonra yazıya geçirilmiştir.
Sözlü anlatmalar özellikle Türkiye’nin doğu bölgelerinde anlatıcı ve dinleyici bulabilmiştir. Uzun kış gecelerinde “masal anaları”, “masal nineleri” çocuklar için ev ortamında masal anlatırlarken, erkekler de âşıklar kahvesinde halk hikâyesine karşı ilgi duymuşlar ve gecelerini büyük ölçüde bu anlatmaları dinleyerek geçirmişlerdir.
Cumhuriyet’ten sonra Türkiye’de sözlü kültürün derlenmesine başlanıldıktan sonra, Doğu Anadolu Bölgesi’nden ilk hikâye metinleri toplanarak koruma altına alınmaya çalışılmıştır.
Halk hikâyesi geleneği halen Doğu Anadolu Bölgesi’nin kısmen kültür merkezi konumunda olan Erzurum, Ardahan, Kars, Ağrı ve Van gibi illerinde azalsa da varlığını sürdürmektedir.
Âşıklık ve meddahlık usta çırak ilişkisi ile öğrenilmektedir. Hayat hikâyeleri araştırıldığında pek çoğunun köyde doğduğu, yaşlı olanlarından bir kısmının okuryazar olmadığı görülecektir. Bazıları hikâye tasnif ederken, bazıları sadece anlatıcı olarak kalmış olan halk hikâyesi anlatıcıları genelde halk hikâyesi anlatma geleneğinin canlı olduğu bölgelerde yaşamışlardır. Kısmen diğer bölgelerimizde de halk hikâyesi anlatma geleneği görülse de, bunlar yerel anlatıcıların varlığından değil, o bölgelere Doğu Anadolu ile Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinden göçüp gelen âşık ve meddahlar sayesindedir.
Erzurumlu Âşıklar
Erzurum’da halk hikâyesi anlatıcıları meddahlar ve âşıklardır. Erzurum’danNalbant İshak Kemalî ve Behçet Mahir gibi hikâye anlatıcıları Halk hikâyesi anlatıcılarının tespitinde küçümsenmeyecek emekleri olan Atatürk Üniversitesinde görev yapan Mehmet Kaplan ve onun halk edebiyatı sahasında yetiştirdiği öğrencileri tarafından kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
Günümüz Erzurum’unda usta âşıkların ölmeleri veya geleneği bırakması ve teknolojinin gelişmesiyle kahvelerdeki hikâye dinleyicileri azalmıştır.
Bilinen Erzurumlu hikâye anlatıcıları aşağıda verilmektedir:
Âşık Sümmanî
Âşık Mıktat
İshak Kemali
Behçet Mahir
Mevlüt İhsanî Şafak (Âşık Mevlüt İhsanî)
Nusret Yazıcı (Âşık Torunî)
Hüseyin Yazıcı (Sümmanoğlu)
Yaşar Yılmaz (Âşık Yaşar Reyhanî)
Ardahanlı Âşıklar
1992 yılında Kars’tan ayrılarak il olan Ardahan’da yörenin
âşık ve halk hikâyecileri daha çok eski vilayetleriyle üne kavuşmuşlardır. Ardahan’ın özellikle Çıldır ve Posof ilçeleri halk hikâyeciliği açısından önemlidir.
Bilinen Ardahanlıhikâye anlatıcıları aşağıda verilmektedir:
Çıldırlı Âşık Şenlik
Sabit Ataman (Âşık Müdamî)
Karslı Âşıklar
Kars, Türk âşıklık geleneği ile birlikte halk hikâyeciliğinin de en önemli merkezlerinden birisidir. Kars’ın halk hikâyeciği geleneği bakımından önemi büyük ölçüde Kafkaslara açılan kapı olması ile tabiat şartlarıdır. Bir başka husus da Dede Korkut Hikâyeleri’nde anlatılan coğrafyanın bu bölge ile ilgisi olmasıdır. Hikâyenin yanı sıra masal anlatma geleneği de bu bölgede yaygındır.
Kars ve çevresindeki düğünlere âşıklar katılmakta, şiirlerinin yanında hikâyeler de anlatmaktadırlar. Ayrıca şehir merkezinin yanı sıra ilçe ve köylerdeki kahvelerde de misafir âşıklar söz ve sazın yanında hikâye de anlatmışlardır. Bu gibi sebeplerden dolayı halk hikâyeciliği geleneğinin en canlı olduğu yer Kars olmuştur.
Karslıhikâye anlatıcıları aşağıda verilmektedir:
Gülistan Çobanlar (Âşık Gülistan)
İslam Erdener
Şeref Taşlıova (Âşık Taşlıova)
İsmail Cengiz (İsmail Azeri)
Dursun Cevlanî
Muhittin Cuya (Âşık Mihmanî)
Murat Çobanoğlu (Âşık Çobanoğlu)
Sadi Değer (Hasretî)
Üzeyir Aziz Göktekin (Âşık Pünhanî)
Laçin Kurt (Âşık Laçin Aladağlı)
Vanlı Âşıklar
Van ilinin halk hikâyeciliği ile ilgisi Ercişli Emrah ile Selvi Han hikâyesinden kaynaklanmaktadır.Halk hikâyesi anlatıcılarının bazılarına göre Köroğlu da Van ilinin Muradiye ilçesindendir. Bölgenin iklim yapısı, tabiat şartlarının zorluğu gibi hususlar da dikkate alınınca halk hikâyelerinin bölgede kök salmasının sebepleri daha iyi ortaya çıkmaktadır.
Bilinen Vanlı hikâye anlatıcıları aşağıda verilmektedir:
- Ahmet Poyrazoğlu
Gaziantep ve Baraklar
Daha çok Gaziantep ilimizin Nizip ilçesinde yaşayan Barakların göçleri, yerleştikleri bölgelerdeki komşularıyla olan kavgaları zamanla kısa hikâyeli türkülere konu olmuştur. Bu türkülü hikâyeler bölgede yetişen âşıklar arasında yayılmış daha sonra da Barak meclislerinde anlatılmıştır.
Bilinen Gaziantepli hikâye anlatıcıları aşağıda verilmektedir:
Baraklı Âşık Mahgül (Mehmet Kılıçoğlu)
Değirmenci Recep
Sait Uzunarslan
Dertli İbrahim
Ümitcan İlhan
Çukurova ve Bozlaklar
Doğu Anadolu Bölgesi’nde büyük uzun soluklu halk hikâyeleri anlatılırken, Çukurova yöresinde de kısa hikâyeli türküler anlatılmaktadır. Yörede, bu tür hikâyelere bozlak adı verilmektedir.
Çukurova yöresinde bozlak okumada öne çıkan kalıp sözler bozlağın kime ait olduğunu belirlemede bir ölçüdür. (Bozlaklar Ahey, Eyy’le başlarsa Karaca Oğlan’a, Aydost’la başlarsa Dadaloğlu’na ve Heyhey’le başlarsa Köroğlu’na aittir).
Bölgede, Türkü çağırmak yerine Karaca Oğlan çağırmak deyimi kullanılır. Bunun genellikle, uzun hava okumak / bozlak okumak anlamına geldiği bilinir.
Bilinen Çukurovalı hikâye anlatıcıları aşağıda verilmektedir:
Âşık Feymani
Ahmetce (Ahmet Cihan)