HALK HİKAYELERİ - Ünite 1: Halk Hikayesi Özeti :
PAYLAŞ:Ünite 1: Halk Hikayesi
Halk Hikayesi Nedir?
Anlatmaya dayanan Halk Hikayelerinin Türk Halk Edebiyatı içinde önemli bir rolü vardır.
İlk defa IX. yy da al cahiz tarafından kullanılan hikaye kelimesi anlam olarak anlatma, benzetme, tarih, destan, kıssa, masal ve rivayeti içine alır.
Önce Asya’da görülen hikaye anlatma geleneği, daha sonra diğer kıtalara da yayılmış ve Türklerde bu gelenek ilk olarak sığır, yuğ, şölen gibi törenlerde görülmüştür. Törenlerde anlatılan bu hikayelerle insanlar hoşça vakit geçirmişlerdir.
Bu törenlerin yöneticileri bir dönem şairlik, halk hekimliği ve büyü işlerini de yapan ozanlar, baksılar, kamlar ve şamanlardı. Daha sonra aralarında iş bölümü yaparak şiir söyleme ve kopuz çalma ozanlara, büyü ve halk hekimliği de kam, baksı ve şamanlara verilmiştir.
Daha çok IX. yy. dan günümüze kadar gelen ve kahramanlık, aşk gibi konuları işleyen Türk, Arap, İran ve Hint içerikli olan aşıklar ve meddahlarca anlatılan hikayeler nazım ve nesir karışımı yapıtlardı.
Halk Hikayelerinin Özellikleri
Halk hikayeleri şekil ve içerik olarak iki bölümde incelenebilir.
Şekil özellikleri;
Halk hikayelerini masal, efsane, fıkra gibi halk anlatmalarından özelliklerden biri halk hikayelerinin nesir ve nazım karışımı olarak anlatılmalarıdır.
Halk hikayeleri duygunun düşük olduğu yerlerde mensur, duygu yoğunluğunun olduğu yerlerde de şiir olarak dile getirilir.
Halk hikayesi anlatımında manzum kısımlar değiştirilemez, mensur kısımlarda anlatıcı konuya bağlı kalmak şartıyla ekleme ve çıkartmalar yapabilir. Anlatıcının eklediği aslında var olmayan hikayelere de Karavelli adı verilir.
Masal anlatımlarının girişinde kalıplaşmış sözler bulunur. Bu sözler halk hikayelerinde az da olsa görülebilir.
Halk hikayelerinin dili sözlü anlatımlarda sade olmasına karşılık, yazılı anlatımlarda daha ağırdır.
Yazılı ve basılı halk hikayeleri uzundur, sözlü anlatılan halk hikayeleri ise daha kısadır.
Güzel ve çirkin tasvirlerinin ifade edildiği dil Farsça ve Arapça tamlamalardan oluşur, ancak bu anlatım dili oldukça ağırdır.
Halk hikayeleri kahramanlarının bir yere gidiş gelişleri ya da olaydan olaya geçişleri sırasında geçen uzun zaman kısaca ifade edilebilen kalıplaşmış sözlerle anlatılır.
Halk hikayeleri metinlerinde kıssadan hisse ve konu anlatımlarının daha iyi anlaşılması için diğer halk
edebiyatı türlerinden de yararlanılır. Bu türlerin başlıcaları masallar, efsaneler, dualar ve atasözleridir.
İçerik özellikleri;
Genelde halk hikayeleri Tahir ile Zühre’de olduğu gibi aşk, Köroğlu’nda olduğu gibi kahramanlık konularından oluşur.
Halk hikayelerinde anlatılan bazı olaylar tarihle çok yakından ilgilidir.
Halk hikayeleri gerçek olmamalarının yanı sıra bazı olağanüstülüklerle de süslenir.
Halk hikayeleri kahramanları ailenin tek çocuklarıdır. Sevgi konusunu anlatan hikayelerde vezir ve padişahın çocuğu yoktur. Karıları olağanüstü bir şekilde hamile kalır ve tek çocukları olur. Bu yüzden halk hikayeleri kahramanları biricik kız ve biricik oğuldan meydana gelir.
Halk hikayeleri kahramanları bade içme yoluyla, aynı evde büyüyen kahramanların kardeş olmadıklarını öğrenmesiyle, ilk görüşte aşkla ve resim görerek birbirlerine aşık olurlar.
Halk hikayelerini anlatan kişiye hekatçı, meddah, aşık, destan anlatan kişiye destancı, masal anlatana da masal anası ya da masal ninesi denir.
Halk hikayelerinde dinleyiciler için ferdi ve genel yapılan dualar vardır. Bunlar hikayenin başında, ortasında ya da sonunda ortaya çıkar. Bu dualar; Yarım kalan, bir gecede bitmeyen hikayelerin ertesi gün kalına yerden başlaması için, özellikle sabah vakti için ve hikaye kahramanlarının birbirine kavuştuktan sonrası için kullanılan dualardır.
Kahramanlar darda kaldığı zaman onları aydınlığa çıkaran güç hızır, ikinci kurtarıcıları ise atlarıdır.
Halk hikayelerinde kahramanlar insan dışı varlıklarla da konuşurlar. Bunlar geyik, ceylan, dağ turna köprü vb. dir.
Hikayelerin büyük kısmı gerçekten yaşamış ya dar rivayet edilen kişilerin hayatını konu alır.
Halk hikayelerinin mekanı dünyadır.
Halk hikayelerinde göçer durum vardır. Zorunlu yapılan göçlerin yanı sıra yerleşik düzenler de vardır.
Halk hikayelerinde anlatılan kadro geniş değildir. Kahramanların dışında aile bireyleri, idareciler, yardımcı olanlar ve hayvan figürleri yer alır.
Halk hikayeleri çoğunlukla mutlu sonla biter ama yanıp kül olma, mezarda gül bitmesi gibi dramatik durumlarda vardır.
Halk Hikayelerinin Kaynakları
Halk hikayelerinin kaynaklarını Fuat Köprülü,
Eski Türk geleneğinden geçen konular, İslam geleneğinden geçen dini konular, İran geleneğinden geçen dini olmayan bazen de görünüşte İslami renge boyanmış konular olarak değerlendirir.
Pertev Naili Boratav,
Yaşanmış olaylar,
Aşıkların yaşamlarından oluşan hikayeler,
Köroğlu menkıbeleri, benzer diğer menkıbeler,
Klasik manzum hikayeler olarak
Daha çok Fuat Köprülü görüşlerine yakın olan Şükrü Elçin,
Türk kaynağından gelenler,
Arap- İslam kaynağından gelenler,
İran-Hind kaynağından gelenler olarak
Ali Berat ise,
Türk kaynağından gelen halk hikayeleri,
Masal-efsane kaynaklı halk hikayeleri,
Aşıkların hayatından kaynaklanan halk hikayeleri olarak değerlendirirler.
Halk Hikayelerinin Bölümleri
Halk hikayelerinin yazılı kaynak metinleri, raviyanı abbar, nakilanı asar, şöyle rivayet ederler gibi bazı kalıplaşmış sözlerle başlar ve kahramanların aileleri, çocuksuzluk, dervişin verdiği elma ile çocuk sahibi olma, gurbete çıkma, sevgililerin kavuşması, engeller ve tekrar kavuşma ile devam ederek sonuç kısmıyla son bulur. Bu metinlerde sözlü anlatımlarda olduğu gibi nazım ve nesir bir arada kullanılmıştır.
Derleme metinlerde ise daha çok o coğrafya geleneklerine göre bölümleme yapılır.
Halk hikayelerinde sözlü ve yazılı kaynaklar iki kısımdan meydana gelir.
1.Manzum kısımlar
2.Mensur kısımlar
Manzum kısımlar, hikayede değişmeyen kısımlardır. Fasıl (aşıkların halk hikayesine başlamadan önce saz ile şiirler söylediği başlangıç kısmı) kısmında halk şiirinin divan, tecnis, tekerleme, koşma, destan, muamma gibi değişik örnekleri görülür.
Hikayenin asıl kısmında manzum kısımlar yer alır. Bu manzum kısımlar, hikayenin asıl kahramanlarının ağzından söylenen dörtlüklerle zenginleştirilir. Manzum kısmında kullanılan belirli hece ölçüleri vardır. Şiirlerin tamamı hikayenin anlatıcısı şaire aittir. Hikayenin akışına göre şiirlerin bütününde tapşırma (mahlas) (şiire son vermek için mahlas söyleme) dörtlüklerinde, hikayeyi anlatan kendi adının yerine halk hikayesindeki kahramanların adını tapşırır.
Hikayenin son kısmında ise manzum parçalar yer alır.
Mensur kısımlar ise, halk hikayelerinin nesir kısmını içine alır ve döşeme (söz meclisinde aşığın kendi şiirlerini okumadan önce ya da bir hikayeye başlamadan önce hissi, mistik ve didaktik tarzda söylediği manzum ürün) denilen tekerlemeyle başlar. Tekerlemeyi söylemekteki amaç dinleyici ile anlatıcı arasında uyum ve iletişimi sağlamaktır.
Döşemeler uzun bir dua ile devam eder. Bu dua içinde TC. Devletinin bölünmezliğine, Türk Silahlı Kuvvetlerine dua edildikten sonra Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve şehitlere dualar şeklinde konular yer alır.
Zaman zaman mensur metinlere günlük olayların etkilerinden bahsedilen eklemeler de yapılmıştır. Bunlar,
Anlatıcılar teknolojik gelişmelere ayak uydurarak , radyo, teyp vb. yeni kavramlara da yer verir.
Son seksen yıldaki çarpık yapılaşmadan ortaya çıkan gece kondular da hikaye içine girer.
Anlatıcılar son yıllarda görülen savaşlardan söz eder.
Belediyelerin cenazelerle ilgilenmesi konu olur.
Hikaye kahramanlarının tedavisinde tıbbi gelişmeler uygulanır.
Resmi dairelerin belli zaman dilimlerinde çalıştığını anlatır.
Yeni okullarda okutulan kitaplardan yararlanma yer alır.
Devlet dairesinde çalışanların amirleri tarafından zile basılarak çağırıldığı anlatılır.
Halk hikayeleri çok uzun olduğu için anlatımları günlerce devam eder ve hikaye mensur bir tekerlemeyle son bulur.
Halk Hikayelerinin Sınıflandırılması
Halk edebiyatı türlerinde olduğu gibi halk hikayeleri ile ilgili çalışmalar da yapan batılı araştırmacılar vardır. Bunlardan biri olan Macar Türkolog Ignac Kunos halk hikayelerini üç ana başlıkta toplamıştır. Ama halk hikayelerinin Almanca karşılığı olmadığı için konuyla ilgili yakın kavramlar kullanmıştır.
a.Kahramanlık romanı
b.Saz şairlerinin romanı
c.Saz şairlerinin kahramanlık romanı
Fransız araştırmacı Edmond Saussey ise halk hikayelerini destan gibi düşünmüş ve sınıflamaktan daha çok köken konusunu öne çıkartmıştır.
a. Menşe destanları
b. İslami destanlar
c. Saz şairleri etrafında oluşan destanlar
Halk hikayeleri konusunda ilk değerlendirmeyi yapan ve yayımladığı günden itibaren kabul edilen sınıflama Pertev Naili Boratav’a aittir.
Boratav’ın sınıflamasına göre,
I. Kahramanlık hikayeleri
A.Köroğlu kolları
B.Diğer kahramanlık hikayeleri
a.Köroğlu dairesine bağlı olanlar
b.Diğer hikayeler
II. Aşk hikayeleri
A.Kahramanları hayali olanlar
B.Aşık şairlerin romanlaşmış hayatları
a.Yaşadıkları rivayet olunan aşıklar
b.Yaşadıkları gerçek olanlar
III. Bu kategorilere bütünüyle girmeyen hikayeler
A.Aşk maceraları
B.Meşhur eşkıya ve kabadayılara ait hikayeler
a.Kahramanlık hikayeleri
b.Sevda hikayeleri
c.Gerçekçi hikayeler
Türkiye’de halk hikayeleri konusunda sınıflama yapan diğer bir kişi de Ali Duymaz’dır. Nevruz Bey Hikayesi adlı çalışmasında Türk dünyasının genelini göz önüne alarak bir sınıflama yapmıştır.
A.Konuları bakımından halk hikayeleri
a.Aşk hikayeleri
B.Coğrafi yayılış bakımından halk hikayeleri
a.Türk dünyası genelinde bilinen halk hikayeleri
b.Türk dünyasının bir bölümünde bilinen halk hikayeleri
c.Anadolu’da bilinen halk hikayeleri
Bunlardan başka Eflatun Cem Güney, Faruk Rıza Güloğlu, Necdet Sakaoğlu, Nerin Köse’nin halk hikayeleri sınıflamaları da dikkat çeken örnekler arasındadır.