HALK MASALLARI - Ünite 5: Metin Merkezli Masal Kuramları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 5: Metin Merkezli Masal Kuramları

Metin Merkezli Masal Kuramları

Erken Dönem Masal Kuram ve Kuramcıları

Avrupa’da gerçekleşen romantik hareket ve sonrasında olan uluslaşma hareketleri halk biliminde, çoğu erken dönemde olmak üzere, göç kuramlarının temelini oluşturur. Bu kuramların çoğu masal ve mitlerin köken ve kaynaklarının ne olduğunu ya da nereye dayandığını bulmayı amaçlamışlar. Bundan dolayı köken ve göç birincil tartışma alanını oluşturur. Göç fikrinin halk bilimi kuramlarına pek çok açıdan faydası olmuş. Her şeyden önce göç ticaret aracılığıyla, kavimler aracılığıyla ve kitaplar aracılığıyla kültürleri birbirine yakınlaştırmış ve diyalog ortamı yaratmış. Bu nedenle göç fikrinin ve ürettiği kuramların dikkatli incelenmesi gerekir. Romantizm hareketinde Herder’in attığı tohumlar Grimm Kardeşler’in eserlerinde büyümüş ve sonrasında Max MüllerTeodor Benfey, Bedier, Jung gibi araştırmacıların katkılarıyla gelişmiş. Bu bağlamda masal tarihî çalışmaları ve Avrupa tarihî arasında birbirine koşut ilişkiler olduğunu söylemek mümkündür.

Mitolojik Kuram

Avrupa folklor tarihinde Hint Avrupa ile ilişki geliştirip Ari ırkın saf ve arı hikâyelerine erişme düşüncesi tetikleyici olmuştur. Bundan dolayı masal ve mitlerin kaynağını, karşılaştırmalı yöntemlerle en eski olduğu düşünülen mitlerde arama yoluna gitmişler. Bu kuram, Grimm Kardeşler olarak bilinen Wilhelm ve Jacob Grimm tarafından karşılaştırmalı dilbilim çalışmalarıyla geliştirilmiş bir bakış açısıdır. Grimmler’in ortaya koymak istediği en önemli olgu, millî kültürün en eski hâli ile güncel olan.

Mitlerin Meteorolojik Gelişimi Teorisi

Bu teorinin en büyük savunucusu ve destekçisi Franz Felix Adalbert Albert Kuhn’dur (1812-1881). Kuhn karşılaştırmalı dilbilimi incelemeleri ile ünlüdür. 1859 yılında yayınlanan ‘‘Miras Kalan Ateş ve Tanrıların İçeceği’’ adlı çalışmasının ardından “Mitlerin Gelişme Evreleri” adlı eserinde birçok mitin temelinde fırtına, yağmur, şimşek, rüzgâr gibi doğal güçlerin yer aldığını savunur.

Güneş Mitleri Teorisi

Avrupa’daki romantik hareket, bilim insanlarını dilsel ve kültürel olarak Hint-Avrupa ortaklığını aramaya yöneltti. Bu yaklaşım masal çalışmalarının babası olarak bilinen Grimm Kardeşler’i de etkiledi. Jacob Grimm 1834 yılında dilbilimsel konuları edebiyat tarihine aktarmış, bazı Alman halk şarkılarının (lieder) ve Ezop fabllarının ortak yönlerinin, Hint-Avrupa teorisini desteklediğini belirtmiştir. Ardından Wihelm Grimm’in de Kinder und Hausmärchen’ın üçüncü cildinde kardeşinin yorumlarını devam ettirerek Arilerin, Asya ve Avrupa’daki ilk yerleşim alanlarından göç ederken yanlarında masal ve fablların tohumlarını götürdüklerini; bu tohumların sonradan farklı etnik merkezlerde birbirinden bağımsız olarak gelişmiş.

Thedor Benfey ve Masalların Hint Kökenleri

Teodor Benfey Alman filolog, karşılaştırmalı dilbilimi ve Hint filolojisi araştırmacısıdır. Göttingen Üniversitesi profesörü; ödünçleme, göç ve gezgin nesneler teorilerinin kurucusudur. Mitoloji okulunun folklor eserlerinin ilkel zeminini kabul eden Benfey, gelişiminin sonraki etapları olarak kültürel ve edebî etkileri kabul etmiş, ulusal ve tarihî faktörleri reddetmiştir. Göçün ilk kaynağı olarak Hint edebiyatını kabul etmiştir; ayrıntılı bir şekilde yorumladığı samaveda ve pançatantra’yı yayımlamıştır. Müller ve takipçileri karşılaştırmalı dilbilimi çalışmalarında güneş, şafak ve günbatımını kullanırken, Bopp’un okulunda eğitim gören başka bir Alman oryantalist Teodor Benfey, aynı şekilde halk edebiyatı araştırmalarını, kendi sevdiği ifadesiyle gökyüzünden yere inerek sistemleştirmeyi amaçlar.

Tarihi-Coğrafi Fin Kuramı

Şimdi Tarihî-Coğrafi Fin Kuramı ve Yöntemi ile kurucuları hakkında temel bilgilere değinip kuramın temel paradigmalarını, kuramın doğduğu tarihte dünyadaki düşünsel yönelimleri ve kurama yönelik eleştirileri ele alırsak. Ayrıca kuramın temel kavramlarını ve bu kavramlar etrafında oluşan bilimsel bilgileri incelediğimizde kuramın temel kavramları olan ur-form, motif ve oikotypes (ekotip) ifadelerini irdeleyerek kuram hakkında bilgi edineceğiz. Tarihî Coğrafi Fin Kuramı masal araştırmalarının neredeyse başlangıç tarihi ile birlikte değerlendirebileceğimiz kuramlar arasındadır. Bilindiği üzere, 19. yüzyılın romantik ve milliyetçi ortamı her kültürün kendi kökenlerini aramasıyla sonuçlanmıştır. Almanya’da Herder’in çalışmalarından başta Kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere hemen hemen her millet etkilenmiş. 19. yüzyılın kültürel ve ideolojik iklimine uygun olarak ortaya çıkan bu kuramın kökeni İskandinav ülkelerinde aranmalıdır. Metin Ekici, İskandinav ülkeleri adıyla anılan İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda bölgesindeki halk bilimi ve siyasal hareketlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu kuramın aynı zamanda “Fin Folklor Kuramı” adıyla da bilindiğini aktarır. Kuramın farklı bir adlandırmayla “Karşılaştırılmalı Folklor Kuramı” olarak bilinmesi ise halk bilgisi ve özellikle de halk edebiyatı metinlerini karşılaştırmak suretiyle belli sonuçlara ulaşma 92 Halk Masalları düşüncesinin Fin kuramının temelinde var olmasından kaynaklanır.

Kuramın temel eserleri arasında şunlar bulunur:

  • Kaarle Krohn, “Halk Bilimi Yöntemi” (1926)
  • Axel Olrik “Halk Anlatmalarının Epik Yasaları” (1909)
  • Antti Aarne “Masalların Tip Kataloğu” (1910)
  • Stith Thompson “Masal Tip Kataloğu” (1928)
  • Stith Thompson “Halk Edebiyatının Motif İndeksi”

Bu Kuramının temel arayışı her masalın belli bir yer ve zamanda yaratılmış olduğunun ispatlanmasıdır. Sözlü kültür ürünlerinin urformik yani ilk hâlinin bulunabileceğini düşünürler. Bunun temel nedeni ise dönemin siyasal ve sosyal fikir dünyasında aranmalıdır. Fin Okulu temsilcilerinin bu arayışının arkasında ilk örneği bularak bilinen tarihi yeniden yazmak vardır. Bir masalın tarihi hakkında bilinenlerin yeni paradigmaya uygun olarak yeniden düzenlenmesi, ulusal köklere ulaşma ülküsünü de desteklenir. Tarihî Coğrafi Fin Kuramı özelinde yapılan bir çalışmanın hedeflediği şey ise belli yer ve zamanda bilinçli olarak yaratılan herhangi bir folklor ürününün, örneğin bir masalın ilk yaratıldığı şeklinin yani “ur-formu”nun bulunabilmesidir. Ayrıca masalın ilk formunun oluştuğu zaman ve mekânın da tespiti önemlidir.

Yukarıda da dile getirildiği gibi Tarihî Coğrafi Fin Kuramının temel kitapları bulunur. Bu kitaplarda yöntemin nasıl uygulanacağı ayrıntılı bir şekilde örneklerle anlatılmış. Burada ise söz konusu temel kitapların ana fikirleri özetlenerek aktarılmaya çalışılacaktır. Tarihî Coğrafi Fin Yönteminin kurucuları Krohn’lar Halk Bilimi Yöntemi adlı eserlerinde Fin okulunun çalışma yöntemini şu şekilde belirtmişler:

  1. Çalışma Alanının Sınırlanması
  2. Konunun Seçimi ve Etkinlik Alanı
  3. Malzemenin Elde Edilmesi
  4. Malzemenin Elenmesi
  5. Malzemenin Düzenlenmesi
  6. Coğrafi Sınırlandırmanın Yapılması
  7. Analiz İşlemi
  8. Yanlış Hatırlamanın Etkisi
  9. Yayılma (Genişleme) Etkisi
  10. Dönüşme Yasaları
  11. Ölçütler
  12. Epik Yasalar
  13. Temel Yapı
  14. Özdeşlik (Aynilik)
  15. Ana Vatan ve Göç
  16. Yayılma Yönü
  17. Yayılma Biçimi
  18. Çıkış Zamanı (Yaratılış Zamanı)
  19. Temeller (Çekirdek Yapı)
  20. Son Söz

Olrik’in “kural” olarak belirlediği ve biyolojiden kaynaklanması dolayısıyla antropologlar tarafından “Süperorganik” kavramıyla da adlandırılan ve metnin, doğal varlıklar gibi kendine özgü bir yapısallığının esas olduğunu savunup metin dışı unsurları göz ardı etmesi nedeniyle de eleştirilen epik yasalar şunlardır:

  1. Giriş ve Bitiş Kuralı
  2. Yineleme Kuralı
  3. Üçler Kuralı
  4. Bir Sahnede İki Kuralı
  5. Zıtlık Kuralı
  6. İkizler Kuralı
  7. İlk ve Son Durumun Önemi Kuralı
  8. Anlatının Her zaman Tek Bir Çizgi Üzerinde Olma Kuralı
  9. Kalıplaştırma Kuralı 5. Ünite- Metin Merkezli Masal Kuramları 95
  10. Büyük Tablo Sahneleri Kuralı
  11. Anlatı Mantığı Kuralı
  12. Entrika Birliği Kuralı
  13. Epik Birliği Kuralı
  14. İdeal Epik Birliği Kuralı
  15. Dikkati Başkahramanın Üzerine Toplama Kuralı

“Kaarle Krohn’un öğrencisi olan Antti Aarne, Krohnlar tarafından derlenmiş olan masalları tasnif işini üstlenir. Masallara numaralar vermek suretiyle işe başlayan Aarne, 1910 yılında FFC serisinden yayımlanan “Verzeichnis der Marcheantypen (Masal Tipleri Dizini)” adlı masal tipleri kataloğunda masalları üç ana başlık altında sınıflandırmıştır:

  • Hayvan Masalları (1-299)
  • Günlük (Asıl) Masallar (300-1199)
  • Anekdotlar ve Şakalar (1200-1999)

Tarihî-Coğrafi Fin Kuramı ve Ekotipler (Oikotype)

Tarihî-Coğrafi Fin yönteminin takipçilerinden biri de C. Von Sydow’dur. Sydow, Fin okulunun temel kavramı olan ur-formu eleştirerek yerine “oicotypes” (ekotip) kavramını ilk kez 1927’de öne sürmüştür. Bu terim, botanikte bir bitkinin yerli veya bölgesel tipine verilen isimden alınmıştır. Sözcük Yunancada ev anlamına gelen “oikos” kökünden türemiş- tir ki aynı kök “ekonomy” (ekonomi) ve “ecology” gibi İngilizce sözcüklerde de bulunur. Sydow, nasıl bir bitki farklı bölgelerdeki farklı iklim ve toprak koşullarına uyum sağlıyorsa halk masallarının da aynı şekilde bir bölgeden, ülkeden diğerine hareket ettikçe o bölgenin yerel özelliklerini alacağını söylemiş. Sydow’a göre ‘‘ekotip” karşılaştırmalı yöntemin mantıksal bir bölümdür. Kimse bir halk masalının yerli versiyonunun veya baladın, nasıl yegâne olduğunu, onu başka yerlerdeki versiyonlarıyla karşılaştırmadan bilemez”. Von Sydow, halk masalının alt türlerine yeni terimler önerme konusunda yaratıcıydı. 1934’te yazdığı “Kategorien der Prosa-Volksdichtung”, 1937’de yazdığı “Popular Dite Tradition: A Terminological Outline” ve 1938’de yazdığı “Popular and their Classification” başlıklı makaleleri bu yöndeki çalışmalarıdır.

Tarihi-Coğrafi Fin Yöntemine Getirilen Eleştiriler

Sydow, büyük bir çoğunlukla, hayatla hiçbir ilgisi kalmamış olan, özetlerin muhtevasını çalışmaya yoğunlaştığı için gerçekle hiçbir ilişkisi olmayan birtakım formülasyonları boşuna inşa ettiklerini söyleyip Fin Okulunu genel çalışma prensiplerine ve bunların takibiyle oluşturulan monograma ara yönelttiği eleştirilerin yanı sıra ana amaç olan “urform”u da eleştirmiş ve urformu bulmanın imkânsızlığını ileri sürmüştür. Bu terim yerine Sydow “oikotype”ı (ekotip) önerir. Ancak aynı zamanda da ilk önce Fin okulu, Kaarle Krohn ve Antti Aarne’nin halk masallarını sistemli bir hâle getirip birçok değerli gözlem yaparak bir seri dikkatli çalışmalar yaptıklarını belirterek onların hakkını teslim etmiş. Sydow, ayrıca Fin okulunun en önemli katkılarından birinin, Aarne’nin kataloglama sistemine dayanarak oluşturulan, farklı ülkelerin halk masalları hazinelerinin detaylı kataloglarında gizli olduğunu söyler.

Masalın Yapısına Dair Kuramlar

Masalın Biçimbilimi ve Propp

Yapısalcı kuramın temelinde dilbilimi alanındaki çalışmalar bulunur. Ancak bu kuram sosyal bilimlerin pek çok alanını etkilemiştir. Bunların arasında halk bilimi de bulunur. Halk edebiyatının pek çok türü bu kuram aracılığıyla incelenir. Bu kuram, sözlü kültüre ait metinlerin yapısal özelliklerini inceleyip ortaya çıkartmaya çalışır. Yapısal özellikleri derinlemesine incelenen metinlerden; ortaya evrensel formüller çıkartılmak istenmiş. Bu yolla kuramcıların arzusu insanlığın ulusal değil evrensel bir kültürel yapısı olduğunu göstermek olmuştur. Yapısalcı kuramı masallar üzerinde uygulayarak kendine has bir yöntem geliştiren Rus halk bilimci Vladimir Propp (1895-1970) olmuştur. Dorson, Propp’un Morfologiya Skazki (1928) adlı çalışmasını yapısal deneme çalışmalarında diğer girişimleri gölgede bırakacak olan bir çalışma olarak kabul eder. 1958’de İngilizceye Morphology of the Folk Tale (Masalın Biçimbilimi) adıyla çevrilen bu çalışmasıyla birlikte Propp’un ününün arttığını ve diğer ülkelerde de tanınmaya başlandığını aktarır.

Propp, olağanüstü masallarda otuz bir işlev tespit eder. Ona göre bütün masallar bütün işlevleri sunmaz ama aralarında bazılarının yokluğu, geri kalanların birbirini izleyiş sırasını etkilemez. Bu işlevlerin bütünü, bir dizge, bir kompozisyon oluşturur (Propp, 2011: 152). Ayrıca Propp, masallarda çok sayıdaki işlevin mantıksal olarak bazı alanlara göre kümelendiğini söyler. Bu alanlar, işlevleri yerine getiren kişilere uygun düşen eylem alanlarıdır. Masalda şu eylem alanlarıyla karşılaşılır:

  1. Saldırgan (Kötü kişi)
  2. Bağışçı (Sağlayıcı)
  3. Yardımcı
  4. Prens ve babası (Aranan kişi)
  5. Gönderen (Görevlendiren)
  6. Kahraman
  7. Sahte kahraman.

“Propp, sabit olan ve bir masaldan diğerine nakledilen bu hareketlere “fonksiyon” adını vermiş ve masalları bu sabit unsurlara göre incelemiştir. Masal kahramanları daima aynı fonksiyonları icra ettikleri için fonksiyonların sayısı sınırlı, her masalda değişen masal kahramanlarının sayısı ise sınırsızdır. Aynılılık ve çeşitlilik, masalların iki farklı özelliğidir. Masal kahramanları, faydalanılan nesneler, âdet ve inançlar, çevre masallarda çeşitliliği ve zenginliği, fonksiyonlar ise aynılılık ve yeknesaklığı/ tekdüzeliği sağlar. “Propp’un çalışmasında tespit ettiği dört grup yardımcı element vardır:

  1. Olaylar arasında irtibatı sağlayan bağlayıcı unsurlar.
  2. Hareketlerin maksat ve nedenleri.
  3. Masal kahramanlarının ortaya çıkış şekilleri.
  4. Masal kahramanlarının vasıfları”

Psikanalitik Kuram

Folklor kuramları arasında en çok bilinen kuramlardan biri olan Psikanalitik Kuram, sadece halk bilimi alanında değil edebî romanlardan sinema filmi çözümlemelerine kadar pek çok alanda sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Kuramın önemli temsilcileri arasında Sigmund Freud, Wilhelm Wundt ve Carl G. Jung yer alır. Psikanalitik kuram Dorson’un deyimiyle aynı zamanda en çok karşı çıkılan ve tartışılan halk bilimi kuramlarındandır. Psikanalitik kuram konusunda Metin Ekici “19. yüzyıl mitoloji araştırmalarında, çeşitli mitik anlatmalarda bulunan sembollerin ‘Güneş Mitleri Okulu’ mensuplarınca tek bir nedene bağlanması ve çeşitli halk yaratmalarındaki sembollerin yer alış ve kullanılış şeklinin; insanların doğa olaylarından etkilenmesi ve gök cisimlerinin hareketlerini gözlemleyerek onları yarattıkları anlatmalarda sembollere dönüştürerek ifade ettiklerini açıklamaları psikanalistlerin temel itiraz ve hareket noktalarını oluşturduğunu söylemiştir.