HALK SAĞLIĞI - Ünite 8: Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Uygulamaları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 8: Olağan Dışı Durumlarda Sağlık Uygulamaları

Giriş

Olağan dışı durum, doğal yaşamın ve toplumsal düzenin bozulması, sekteye uğraması ve normal faaliyetlerin gerçekleştirilememesidir. Olağan dışı durumlar, can ve mal kaybına neden olabilirler. Bireylerin temel ihtiyaçlarını sağlamaları noktasında güçlüklerin çıkmasına sebep olurlar. İnsani ihtiyaçlarda aksama oluşması, yaşamsal faaliyetleri olumsuz yönde etkiler ve toplumsal düzenin bozulmasına neden olur.

Afetlerin toplumlar üzerindeki etkileri yıkıcı derecelerde olabilmektedir. Afet sonrasında yara almadan kurtulan ve hayatta kalan kişiler için bile başta psikolojik destek olmak üzere, bazı tedbirlere gereksinim duyulmaktadır.

Olağan Dışı Durumlar İle İlgili Tanımlar ve Özellikler Beklenmedik bir zamanda ve yerde, yaygın şekilde meydana gelen; ciddi hasar, yaralanma, can ve mal kaybına neden olan; insan gücünün baş etmeye yetemeyeceği şiddette bir yıkıma neden olan; ulusal ve uluslararası yardıma ihtiyaç duyulan durumlara olağan dışı durum adı verilmektedir.

Olağan dışı durumlar;

  • Acil durum,
  • Günlük aciller,
  • Kitlesel aciller,
  • Afetler ve
  • Yavaş gelişen durumlar (kuraklık, kıtlık, erozyon vb.) gibi olayları da kapsar.

Olağan dışı durumlara ait bazı özellikler aşağıda kısaca açıklanmıştır:

  • Sağlık Uygulamaları Bakımından Olağan Dışı Durum: Olağan sağlık uygulamalarının eksik kaldığı ve ilave özel uygulamalara ihtiyaç olan tüm durumlardır.
  • Hafif Olağan Dışı Durum; yaralı sayısının 25- 100 arasında olduğu veya 10 kişinin hastaneye kaldırıldığı durumlara denir.
  • Orta Dereceli Olağan Dışı Durum; 100-1000 arasında kişinin yaralandığı veya hastaneye kaldırılan kişi sayısının 50 olduğu durumlara denir.
  • Büyük Olağan Dışı Durum; yaralı sayısının en az 1000 olduğu ve 250 kişinin hastaneye kaldırıldığı durumlara denir.
  • Acil Durum: Toplumun tamamını veya belirli bir bölümünü etkileyen, olağan yaşam faaliyetlerini durduran veya sekteye uğratan, acil müdahalenin gerekli olduğu kriz hâline denir.
  • Acil Durum Yönetimi: Olağan dışı durumun ortaya çıkmasından hemen sonra başlayarak, etkilenen insanların bütün gereksinimlerini zamanında, süratli ve etkin olarak karşılamayı hedefleyen ve acil durum gereksinimlerinin ortadan kalkması ile son bulan yönetim şekline acil durum yönetimi denilmektedir.
  • Afet: Toplumun alışılmış yaşam biçimini bozan; uyum sağlama becerisini ortadan kaldırarak dışarıdan yardım alma ihtiyacı doğuran; yüksek derecede can ve mal kaybı ile sonuçlanan; çevresel, teknolojik veya insan kaynaklı olaydır.
  • Kitlesel Aciller: Terör olayları, kimyevi kaza gibi bölgesel acil yardım sisteminin müdahale gücünü aşan fakat afet düzeyine ulaşmayan olaylardır.
  • Tehlike: Afet ya da acil duruma neden olabilecek doğal veya insan kaynaklı olaylar ve şartlardır.
  • Hassasiyet: Bir canlının herhangi bir tehlikeyle karşı karşıya geldiğinde korunmasız, incinebilir ve yaralanabilir olma, hasar görme yatkınlığıdır.
  • Risk: Tehlikeli bir olayın canlıları etkileme olasılığıdır.
  • Afet Tıbbı: Bir afet anında, meydana gelen acil sağlık gereksinimleri ile etkilenen toplumda var olan kaynaklar arasındaki dengesizliği; mümkün olan en yüksek sayıda afetzedeyi kurtaracak şekilde yöneten bir tıp dalıdır.
  • Triaj: Sözlük anlamı sıraya dizme, seçme şeklindedir. Hastalara bakım hizmetinin, ihtiyaç veya hastalığın önemi dikkate alınarak sağlanmasıdır.

Afetler farklı şekillerde meydana gelmesine karşın, bazı ortak özelliklere sahiptir. Bu özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Meydana geliş anında kişilerde şok etkisi yaratırlar.
  • Meydana geldikleri bölgelerde yaşamı tehdit ederler; yaralanmalara yol açarlar.
  • Yaşam kaynaklarını ve altyapıyı tahrip ederler.
  • Çoğu afetin ne zaman olacağı kestirilemez ancak bazı afetler önceden tahmin edilebilir.
  • Pek çok afet ani gelişir ancak yavaş gelişen afetlerde (kuraklık, kıtlık, erozyon vb.) söz konusudur.
  • Afetin meydana geldiği ilk anlarda, planlı ve düzenli bir müdahale yapılamayabilir.

Afet sonucu ortaya çıkan genel durumlar ise aşağıda sıralanmıştır:

  • Çevresel denge bozulur.
  • İnsanların olağan yaşamları sekteye uğrar.
  • Ciddi derecede can ve mal kayıpları ortaya çıkar.
  • Toplum, yaşanan olaylar ile başa çıkamaz ve uyum sağlayamaz.
  • Dış yardım ihtiyacı kaçınılmazdır.

Afetler;

  • Doğal afetler ve
  • İnsan kaynaklı afetler olmak üzere ikiye ayrılırlar.

Doğal afetler; ani bir şekilde oluşan veya belli bir süreye yayılarak toplumların alışılagelmiş yaşamını bozan ve böylelikle genel yaşam faaliyetlerini etkileyen doğal yer ve hava hareketleridir.

İnsan kaynaklı afetler, meydana geliş sebebi insan olan afetlerdir. Kaynağı doğal olsun olmasın herhangi bir olayın zarar unsuru sayılabilmesi ve yıkıma neden olabilmesi için; olayın meydana geldiği yerde bir toplumun bulunması, toplumun mental ve fiziki yapısının zayıf olması ve davranışlarının yetersiz olması gerekir.

Deprem; yer kabuğunun içerisindeki çatlamalar ve kırılmaların sebep olduğu, ani şekilde gelişen titreşim hareketlerinin, şiddetli dalgalar biçiminde yayılarak, yer yüzeyini sarsması olayıdır. Depremin başlamasından sonraki kısa süreçte yoğun biçimde yaralanma ve ölüm olayları ile karşılaşılmaktadır. Deprem esnasında meydana gelen yaralanmalar arasında; kanamalı yumuşak doku travmaları, kafa travmaları ve kemik kırıkları yer almaktadır. Depremden sonraki zaman diliminde ortaya çıkan sağlık sorunları arasında; kalpdamar sistemi hastalıklarında artış ve mevcut olan bu tip hastalıkların gidişatının bozulması, hipertansiyon problemi olan hasta sayısında ve buna bağlı ölüm oranında artış ile sinir sistemi ve diğer ruh sağlığı problemleri ön plana çıkmaktadır

Bir bölgede, toprağın belirli bir süre içinde tamamen ya da kısmen su altında kalmasına neden olan ani, büyük ve düzensiz su akıntılarına sel denir. Seller, doğal afet çeşitleri arasında en sık görülen ve can ve mal kayıplarının açısından en şiddetli olandır. Ülkemizde de en sık karşılaşılan afet türü sellerdir. Sel riski fazla olan yerlerde insan yerleşiminin artması, ağaç sayısının azalması ve ormanların seyrelmesi, uygun olmayan inşaatlaşma, sel riski fazla olan akarsu yataklarında ve deniz kenarında yerleşim gibi unsurlar; selin yıkıcı etkilerinin artmasına neden olmaktadır. Doğal afetler arasında bulaşıcı hastalık ortaya çıkmasına en fazla neden olan afet türü; sellerdir.

Endüstriyel gelişim esnasında ürün kalitesinde artış ile birlikte, güvenli üretim alanlarının oluşturulması ve yapılan işin çevreye ve insanlara vereceği zararının azaltılması gerekmektedir. Ancak endüstriyel üretim tesislerinde çok sayıda kimyevi madde kullanılıyor olması nedeniyle endüstriyel kaza riski son derece yüksektir. Endüstriyel kazaların önemli bir kısmı, kara yoluyla taşıma esnasında dökülme ve sızıntı şeklinde meydana gelmektedir. Endüstriyel alanda sık kullanılan yakıt ve petrol ürünleri kaynaklı patlama ve yangınlar ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Endüstriyel kazalar; su kaynaklarında ve toprakta kirlenme ve besin zincirinde bozulma şeklinde, etkisi uzun yıllar sürebilen çevresel etkilere neden olabilir. Endüstriyel kazaların neden olduğu kimyasal maruziyet; uzun dönemde teratojen, karsinojen etki ve diğer hedef organ hasarı riski ortaya çıkarmaktadır. Endüstriyel kazaların birçoğu insan kaynaklıdır.

Trafik kazaları, sosyal ve ekonomik bakımdan ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Doğal nedenli afetlerin etkilediği gruplar arasında; yaşlılar, 5 yaş altı çocuklar, kronik bir hastalığa sahip olanlar ve engelliler yer alırken trafik kazalarından en çok etkilenenler arasında; üretken çağ nüfusu bulunmaktadır. Trafik kazaları kaynaklı can ve mal kaybı, doğal afetlere bağlı kayıplarla kıyaslandığında çok daha fazladır.

Afet Yönetimi

Bir afet meydana geldiğinde, yapılması gereken işlerin koordineli bir biçimde yönetilmesine “Afet Yönetimi” denir. Afet yönetimi; afetleri yok saymak ya da yok etmek yerine onlarla mücadele etmeyi, kontrol altına almayı ve zararlarını asgari seviyede tutmayı amaçlar. Afet yönetiminin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için toplumdaki bütün kurum ve kuruluşların, kaynaklarını bu ortak amaç doğrultusunda seferber etmesi gerekmektedir.

Afet yönetiminde ana amaç, afetzedeleri kurtarmak ve mümkün olan en kısa sürede normal hayat koşullarına geri döndürmektir. Bu amaca ulaşabilmek için mutlaka olması gereken unsurlar; bilgi, tecrübe, planlama ve eşgüdümlü çalışmadır. Hayatı sürdürebilmek için, gerekli olan kaynakları en etkin biçimde kullanma aşamalarının afet öncesinde belirlenmesi, afetin yaratacağı hasarı asgari seviyelerde tutmak ve afete hazırlık anlamında son derece faydalıdır.

Dünya ülkelerinde afet yönetimi incelendiğinde, afet yönetiminin; ülkelerin sosyal, coğrafi, ekonomik ve siyasi koşullarına göre yapılandığı görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, geçmişte yaşanan bir afet günümüzde aynı şartlarda ve aynı şiddette meydana geldiğinde, afet sonrası ortaya çıkan tablo geçmişe kıyasla çok daha ağır olmaktadır.

Etkili bir afet yönetiminin gerçekleşebilmesi için aşağıda sıralanan eylemlerin yapılması gereklidir:

  • Afet riskinin önceden tespit edilmesi,
  • Zararı asgari seviyede tutacak tedbirlerin alınması,
  • Afet anında izlenecek yöntemlerin önceden belirlenmesi,
  • Afet anında önlemlerin derhal uygulamaya konulması,
  • Toplumdaki bütün kurumların ve kaynakların koordineli biçimde yönetilmesi.

Afet yönetimi; birden çok sektör ve kurumun içerisinde yer aldığı, çok disiplinli bir yapılanma teşkil etmektedir. Afet yönetimi içerisinde yer alan başlıca bileşenler aşağıda sıralanmıştır:

  • Devlet yönetiminde söz sahibi siyasiler, kurum ve kuruluşlar,
  • Yerel yöneticiler,
  • Güvenlik kuvvetleri,
  • Yerel ve ulusal medya mensupları,
  • Üniversiteler ve akademisyenler,
  • Sivil toplum örgütleri ve gönüllüleri,
  • Meslek odaları, sendikalar ve üyeleri,
  • Deprem uzmanları,
  • Uluslararası kuruluşlar,
  • Halk.

Afetlerde Sağlık Uygulamaları

Afetler sağlık uygulamaları ve verilecek hizmetler bakımından beş döneme ayrılırlar:

  • Sessiz Dönem,
  • Alarm Dönemi,
  • İzolasyon Dönemi,
  • Dış Yardım Dönemi,
  • Rehabilitasyon Dönemi.

Sessiz dönemde sağlık alanı çalışanlarının uyum ve tepkileri beş başlık altında toplanır:

  • Örgütleme,
  • Planlama,
  • Alarm Sistemi Oluşturma,
  • Eğitim,
  • Alt Yapının Güçlendirilmesi,
  • Yasal Düzenlemeler.

Alarm döneminin temelini; afetin sağlık alanı birimleri ve çalışanları tarafından haber alınması ve afet sonrası ortaya çıkabilecek durumların analiz edilmesi eylemleri oluşturur.

İzolasyon döneminde, afet anında bölgedeki insanların ve tüm görevlilerin yapması gerekenler kendi kendini kurtarmak ve hayatta kalmayı başarmaktır.

Bunu başardıktan sonra sırasıyla şu işleri yapmalıdır:

  • Aile fertlerinin bulundukları yerlerden haberdar olma,
  • Aile fertlerini kurtarma ve sağlık hizmet alanına götürme,
  • Yakınlarını kurtarma ve sağlık hizmet alanına götürme,
  • Afetin şiddetini değerlendirme ve bilgi edinme,
  • Temel ihtiyaç kaynaklarından haberdar olma,
  • İlgili birimlerle iletişime geçerek kurtarma ve yardım çalışmalarında yer alma.

Kurumsal düzeyde ise bölgesel yöneticilerin afet şokunu atlatır atlatmaz ilk yapacakları iş, yerel koordinasyon komitesini toplamak olmalıdır. Koordinasyon komitesi derhâl aşağıdaki unsurları içeren durum değerlendirme yapmalıdır:

  • Afetin yıkıma uğrattığı bölge,
  • Afetin şiddeti ve yıkımın büyüklüğü,
  • Meydana gelen ölüm ve yaralanmaların, tahmini sayıları ve yerleri,
  • Tahmini olarak evsiz kalan insan sayısı,
  • Tahmini olarak izole edilen aile ve köy sayısı,
  • Tahmini olarak ailelerinden kopan çocuk, kadın ve yaşlı sayısı.

Dış yardım döneminde dış yardımda bulunacak kurum ve kuruluşların derhâl yerel yetkililer ile iletişime geçerek, bilgi toplamaları gerekmektedir. Afet anında yerel yöneticiler ile koordine olma ve bilgi toplama genellikle istenilen düzeyde olamamaktadır. Bu yüzden, dış yardım kuruluşlarının bilgilere kendilerinin ulaşması ve değerlendirme yapması gerekebilir. Bu amaçla kullanılacak en etkin yol; uçak veya helikopter kullanılarak havadan keşif yapmaktır. Bu inceleme gerçekleştirildikten sonra sırası ile aşağıdaki işlemler yapılmalıdır:

  • Afetten etkilenen bölge ve nüfusunun belirlenmesi,
  • Afet şiddetinin belirlenmesi ve paralelinde tahmini sonuçlar çıkarılarak ihtiyaçların tespit edilmesi,
  • Kurtarma, ilkyardım, triaj ve şok giderme çalışmalarının gerçekleştirilmesi,
  • Geçici yerleşim yerlerinin sağlanması ve temel ihtiyaçların giderilmesi.

Afetlerin sebep olduğu ölümler incelendiğinde, başlıca ölüm sebepleri aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

  • Olaya bağlı ve olay anında gerçekleşen ölümler,
  • Gecikmiş kurtarma ile ilişkili ölümler,
  • Yanlış kurtarma çabaları kaynaklı ölümler,
  • Tıbben çare bulunamayan ölümler,
  • Hizmetlerin sekteye uğraması nedeniyle gerçekleşen ölümler.

Afetlerde sağlık alanı çalışanlarının ana görevi, afet sonucunda yaralanan kişilerin tıbbi bakımlarını gerçekleştirmektir. Bu görevin en iyi biçimde yürütülebilmesi için;

  • Organizasyon ve
  • Triaj işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bölgesel sağlık kuruluşlarının afetten etkilenmediği ve kapasitelerinin yeterli olduğu hâllerde, ayrıca bir organizasyona ve dış desteğe ihtiyaç yoktur. Sağlık uygulamalarında dış yardımların en yakın çevreden başlayarak kuruluşların koordineli biçimde hazırladıkları plan dâhilinde hareket etmeleri, daha yararlı sonuçlar ortaya çıkarır.

Afetzedelerin; ölü, müdahale edilemez, acil yardım ihtiyacı olan, takip edilmesi gereken ve yardım almadan iyileşir şeklinde kategorilere ayrılmasına triaj denilmektedir.

Triaj uygulaması sonucu afetzedeler şu sınıflara ayrılırlar:

  • Birinci sınıf: Bu sınıftaki afetzedelere kırmızı kart takılır ve acilen yaşamı sürdürmek için müdahaleler yapılır.
  • İkinci sınıf: Bu sınıftaki afetzedelere yeşil kart takılır. Acil müdahale gerektirmeyen fakat sağlık kuruluşuna yatırılma, dikkatle takip edilme ve bakım gerektiren afetzedeler bu sınıfta yer alır.
  • Üçüncü sınıf: Bu sınıftaki afetzedelere sarı kart takılır. Herhangi bir bakım hizmeti gerektirmeyen ve fazla oyalanılarak zaman harcanmaması gereken sınıftır.
  • Dördüncü sınıf: Bu sınıftaki afetzedelere siyah kart takılır. Sağlık çalışanına getirildiğinde ölmüş olan afetzedeler bu sınıfa girer.

Günümüze kadar yaşanan afetler, acil sağlık uygulamalarının, afetten sonraki birkaç gün için gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Sağlık ile ilgili kuruluşların asıl görevi, acil sağlık uygulamaları tamamlandıktan sonra başlar.

Afetlerden sonra ikincil hastalıkların önlenmesi adına aşağıda sıralanan unsurların kontrol altında tutulması gerekmektedir:

  • Su hijyeni sağlanmalıdır.
  • Afetzedelerin düzgün beslenmesi ve gıda hijyeni sağlanmalıdır.
  • İnsan dışkı ve idrarı zararsızlaştırılmalıdır.
  • Afetzedeler için çadır kent ve benzeri geçici yerleşim yerleri sağlanmalıdır.
  • Çevre sağlığı önlemleri alınmalıdır.

Toplumun hem bedenen hem de ruhsal anlamda iyileştirilmesi, çevrenin yeniden yapılandırılarak altyapı gereksinimlerinin sağlanması ve yaşamın afetten önceki düzeye döndürülmesi çalışmaları bu dönemde gerçekleştirilir.