HAREKETLİ GÖRÜNTÜNÜN TARİHİ - Ünite 7: Çağımızın Görsel İletişim Ortamı Olarak Yeni Medya Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 7: Çağımızın Görsel İletişim Ortamı Olarak Yeni Medya

Kavram Olarak Yeni Medya

Bilgi teknolojileri özellikle bilgi toplumuna dönüşümde 2000’li yılların başında önemli bir rol üstlenmiştir. İletişim teknolojilerin gelişmesi ve çeşitlenmesi ile bugün, bu dönüşüm daha hızlı bir hal almıştır. Yeni iletişim teknolojileri ya da yeni medya olarak adlandırılan bu teknolojik araçlar, iletişimde yeni bir dönemin de başlangıcını oluşturmuştur. İletişim teknolojilerinin değişim ve dönüşüm; ekonomik, politik ve endüstriyel alanlardaki dönüşüm ile beraber olmuştur. Gündelik yaşam pratiklerindeki yeniliklerden, farklı iş kollarının ortaya çıkmasına, finansal sistemin işleyiş düzenindeki dönüşümden, yeni eğlence biçimlerinin gelişimine kadar birçok farklı alanda yeni iletişim teknolojilerinin izlerini görmek mümkündür. Castells; yeni medya araçlarının şekillenmesinde özellikle var olan toplumsal düzen ile ilişkisine vurgu yapmış, kültürel anlamda dolaşımda olan sesler, imgeler ve sözcüklerin giderek evrensel yeni bir sayısal dile dönüştüğünü ifade etmiştir. Yeni medya gündelik yaşam pratikleri içinde kendi teknolojik evrimini sürdürürken, diğer yandan da bizzat gündelik yaşamın değişimine de neden olabilecek sonuçları da ortaya çıkarmıştır. Bu hızlı dönüşümün finansal boyutunun karşılanabilmesinde, toplumun gündelik yaşamı içerisinde, bir tüketici ürünü olarak yer bulabilmesi en önemli değişkenlerden biridir. Aynı fotoğraf, film ve videonun toplumsal tarihinde olduğu gibi, yeni medya teknolojilerinde de finansal yapılanmanın temelleri, bu teknolojilerin toplumsal açıdan yaygın kullanım olanağında yatmaktadır.

Toplum ve teknoloji arasında doğrudan bir bağ olduğunu söyleyen ve toplumların sahip oldukları teknolojik olanaklar doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiğini belirten görüşler,“Teknolojik Determinizm/Belirleyicilik” kavramının da doğmasına zemin hazırlamıştır. Amerikalı sosyolog Thorstein Veblen tarafından tanımlanmış olan “teknolojik belirleyicilik; toplumların yapılarının ve kültürel değerlerinin sahip oldukları teknolojiler tarafından belirlendiğini” varsaymaktadır. Bu yaklaşım; toplumların ürettiği tüm ekonomik, toplumsal, sanatsal ya da endüstriyel değerleri teknolojik gelişimlerle açıklamaya çalışır. 21. Yüzyılın yeni toplumsal düzeni içinde bilgi üretimi, bilginin işlenmesi, sayısallaştırılması ve bilgi teknolojilerinin kullanımı gibi konular toplumların gelişmişlik düzeylerinin göstergeleri olarak kabul edilir olmuştur. 21. Yüzyılın yeni medya teknolojileri yakından incelendiğinde, yakaladıkları başarının en büyük sırrının toplumların ruhlarını da kapsayacak bir kullanım pratiğine sahip oldukları görülecektir. Teknolojinin toplumsal yapı içerisinde belirli bir yer edinebilmesi için o teknoloji ile bireylerin neler yapabildikleri önemlidir. Yeni medya teknolojisi olan bilgisayarlar; büyük miktarda verileri toplama ve dilendiği zamanda ya da anda bu verileri kullanabilme, küresel bilgi dolaşımını sağlama ve eğlendirme potansiyelini taşıyan, geniş kapsamlı araçlardır. Bilgisayarların internet teknolojisi ile buluşması da bu teknolojinin vazgeçilmezliği için önemli bir zemin oluşturmuştur.

Castell’in de belirttiği üzere internet; 1960’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Kurumu’ndaki bir projede, bir nükleer savaş sırasında Amerikan iletişiminin çökmesini önlemek ya da Sovyetlerin kazanmasını engellemek amacıyla doğmuş bir teknolojidir. “ARPANET” olarak adlandırılan bu proje, üniversiteler ve araştırma enstitüleri arasında bilgi paylaşımını sağlama işlevini de gerçekleştirmiştir. İnternetin günümüz yapısına kavuşmasındaki en önemli teknolojik adımlardan biri de “Cern Araştırma

Enstitüsü”nde atılmıştır. Tim Barners-Lee tarafından 1989 yılında Cern’de gerçekleşen çalışmalar sonucunda, “world wide web (www)” adı verilen bir sistem geliştirilmiştir. Bu sistem birbirine bağlı olan bilgisayarlardan oluşan bir ağdır. Bu çalışmanın devamında sürekli gelişen yazılım teknolojisinin ortaya koyduğu en belirgin gelişmelerden biri de 1995 yılında geliştirilen “Java” teknolojisidir. Türkiye bu internet teknolojisi ile 1993’de, ODTÜ ve TÜBİTAK işbirliği ile tanışmıştır. İnternet teknolojisinde Web 2.0 ile birlikte tüm kullanıcılar herhangi bir özel yazılıma ihtiyaç duymadan içerik üretip bu içeriği internet üzerinden yayabilir hale gelmişlerdir. Web 2.0 teknolojisinin getirdiği yeni olanaklar arasında, kullanıcıların kendi çevrimiçi kimliklerini oluşturmaları, görsel ve işitsel iletileri kodlayarak başka kişilerle paylaşabilmeleri ve farklı mekan ve bölgelerdeki farklı kişilerle anında iletişime geçebilmeleri de, bulunmaktadır. Ağ teknolojisindeki bu hızlı değişim ve gelişmeler çok kısa bir sürede hem çalışma hayatında hem de özel yaşamda kendine kolaylıkla bir yer edinmeyi başarmıştır. 2000’li yılların başından itibaren yeni medya, sadece iletişim süreçlerinin yeniden düzenlenmesinde ve kitle iletişiminde değil, aynı zamanda gündelik yaşam pratiklerinin ve tüketim alışkanlıklarının da yeniden şekillenmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Castells, bu dönüşümü “Enformasyon Teknolojisi Devrimi” olarak tanımlamaktadır. Timisi, bu dönüşümün bir “enformasyon devrimi” olarak adlandırılmasının nedenini “bilgi” olarak açıklar ve teknolojik devrimin hammaddesinin bilgi olduğunu vurgular. Bakıldığında da gündelik yaşamı ve çalışma hayatını yapılandıran tüm yeni sistemlerin temelinde bilginin işlenmesinin yattığı görülecektir. Dağtaş, yeni medyanın güçlü bir değişim potansiyeli taşıması ve toplumsal dönüşüm süreçlerinde aktif bir rol oynama becerisinin olmasını; hız, erişim, bilgi saklama kapasitesi, yeni hizmet olanaklarının doğmasına olanak tanıması gibi kavramlarla açıklar. Abramson, Arterton ve diğerlerinden yaptığı atıfta Dağtaş; yeni medyanın altı maddede özetlenen toplumsal değişim örneklerini şöyle açıklar;

  1. Elde edilen bilginin niceliksel olarak artması,
  2. Bilgiye ulaşımın hızlanması,
  3. Enformasyonun alıcının kontrolünde dolaşımda olduğu çift yönlü iletişim olanağının sağlanması,
  4. Kitlesel yayıncılıktan kişiselleşmiş yayıncılığa geçiş,
  5. Merkeziyetçi yapıdan kurtulan enformasyon sistemi,
  6. Etkileşimli uygulamalardaki artış…

Yeni medya kendine özgü işlevsel özellikleri ile farklı veri türlerini bünyesinde barındırma özelliğine sahiptir. Yeni medyanın işlevsel özellikleri yedi madde ile sıralanabilir:

  1. Eşzamanlı ya da eşzamansız bilgi ve haberler sunabilme ve bir veri kaynağı oluşturabilecek şekilde yüksek kapasitelerde arşivleyebilme,
  2. Zaman ve mekân sınırlılıkları olmayan kişilerarası iletişim ve etkileşim ortamları sağlayabilme,
  3. Bireysel ya da paylaşımlı olarak kullanıcılarını eğlendirebilme,
  4. Bireysel kullanımlar amacı ile üretilmiş farklı yazılımları ile kullanıcılarına ifade ve paylaşım olanakları sunabilme,
  5. Geleneksel medyanın tüm içerik çeşitliliklerini (ses, görüntü, metin vb.) tek başına işleyebilme ve yeniden üretebilme,
  6. Geleneksel medyanın oluşturamayacağı farklı temsiller, gerçeklikler üretebilme ve yaşatabilme
  7. Farklı sektörlere yönelik profesyonel hizmetler geliştirebilme becerileridir.

Yeni Medyanın Karakteristik Özellikleri

Yeni medyayı geleneksel medyadan ayıran en temel şey; daha önce elde edilemeyen çoklu ortam olanağının, yeni medyanın karakteristik özellikleri sayesinde kullanıcılara sunulmasıdır.

Sayısal Dönüşüm

Yeni medyanın teknolojik temelini oluşturan en temel özelliklerinden birisi; verilerin sayısal olarak dönüştürülebilmesi, işlenebilmesi ve depolanabilmesidir. Daha önce analog olarak işlenen veriler, sayısal işaretlerle ifade edilerek işleyen verilere ya da sinyallere dönüşmüştür. Görsel ve işitsel iletişim araçları, görüntü ve ses verilerinin sayısal ifadelere dönüşebilmesi ile analog işlemlere oranla karşılaştırılamayacak kadar hızlı, çeşitli veri işleyebilme ve depolayabilme olanağı kazanmıştır. Bu olanaklar sayesinde yeni medya araçları fiziksel olarak daha küçülmeye, daha fazla işlevsel özellik içermeye ve aynı anda birden fazla süreci yönetebilmeye başlamıştır.

Sayısal kameralar ile daha kaliteli görüntü ve ses kaydı yapılmaya başlanmış ve bu kayıtların internet üzerinden anında iletilebilme şansı doğmuştur. İzleyici ile etkileşim kurma olanağı yaratan bu teknolojik yenilik ile birlikte, izleyici de anında geri bildirimde bulunma ve veri iletebilme olanağı bulmuştur.

Taşınabilirlik

Yeni medyanın karakteristik bir başka özelliği de taşınabilir olmasıdır. Yeni medya için taşınabilirlik, birbirinden farklı işlev ve uygulamaları kişilerin her gittiği mekâna taşıyabilmesi özgürlüğü anlamına gelmektedir. Bu gelişme, insanların birden fazla uygulamayı yapabilen bir aygıtı sürekli yanında taşıma geleneği oluşturması açısından büyük önem taşımaktadır.

Zaman ve Mekan Sınırsız İletişim

Yeni medya araçlarının taşınabilir olması demek; kullanıcıların gittikleri her yere iletişim olanaklarını da taşıyabilmesi anlamındadır. Bu cihazları kullanan her kişi potansiyel birer fotoğrafçı haline dönüşürken, yine bu tümleşik kameraların ulaşabildiği her yer potansiyel bir fotoğraf alanı oluşturmaktadır. Bu gelişmelerle birlikte üretilen görsel ve işitsel içerikler sadece birer imge olmaktan çıkarak, her an iletilmeye hazır, paylaşılabilen verilere dönüşür. Bu olanaklar yeni medyanın, mekân ve zamandan bağımsız iletişim aracı haline gelmesine zemin oluşturmuştur. Zaman ve mekândan bağımsız olması nedeniyle her zaman her yerde iletişim kurulabilen, erişilebilen, taşınabilen ya da kişiselleştirilebilen olma özellikleriyle yeni medya araçları; kullanıcılarına, kendilerine özgü yepyeni bir zaman ve mekân deneyimi sunar.

Eşzamansızlık

Eşzamansız iletişim kavramı izleyicilerin araç ile olan iletişim sürecini tanımlar. Film ya da televizyon gibi geleneksel medya ortamlarında izleyicinin ileti ile olan ilişkisi eşzamanlıdır. Çünkü televizyon programlarının yayın saati bellidir ve izleyiciler bu yayınları eşzamanlı olarak izleyebilmektedir. Oysa yeni medyada içerikler belli bir zaman dilimine ya da sürecine bağımlı olarak yer almaz. Çünkü kullanıcıların kişisel tercihlerine göre izleme pratikleri geliştireceği şekilde, kalıcı olarak kodlanmış içerik ve iletiler oluşturulmuştur. Bu sayede içerikleri izleyiciler, kendileri haberdar oldukları ve diledikleri zamanda, diledikleri sırada seçip izleme şansına sahiptirler.

Etkileşimlilik

Etkileşim; belirli bir düşünce, mesaj ya da bilinç içeriğinin, söz, konuşma ya da işaretler türünden fiziki araçlarla, bir kişi ya da kişilerden bir başka kişi ya da kişilere karşılıklı olarak aktarılması sürecidir. Yeni medyanın etkileşim sağlaması sayesinde, her alıcı aynı zamanda potansiyel bir kaynak olma imkânına sahiptir. Etkileşimli iletişim imkânı, her kullanıcının kanal üzerinde eşit hak sahibi olmasına yol açar ve kanalı kullanarak iletilerini kodlayabilmek için tüm kullanıcıların birbirleri ile aynı haklara sahip olmalarını sağlar. Etkileşim kavramı aynı zamanda “yanıt verebilir” anlamını da taşımaktadır. İnsanlar yeni medya ile iletişim komutlarına yanıt verebilme imkânı da bulmuşlardır. Etkileşimli ekranlar, etkileşimli ağlar vb. gibi iletişim ortamları bu duruma örnek verilebilir. Etkileşimli iletişim ortamlarında iletiler, kullanıcıların beklentileri, talepleri ve iletişim seçenekleri doğrultusunda gerçekleşir.

Kitlesizleştirme

Yeni medya tek yönlü değil, çok yönlü bir iletişim aracıdır ve alıcı ile verici arasında eşitliğe dayanan yatay bir yapılanmaya sahiptir. Yeni medyada kodlanan iletilere alıcıların, hangi zamanda, hangi ortamda ve hangi araçlarla erişeceği değişkenlik gösterir. Bundan dolayı yeni medyada geleneksel medyada olduğu gibi bir kitleden söz edilemez. Kitlesel bir bütünlüğün oluşmaması nedeniyle yeni medyanın kitlesizleştirdiğinden söz edilebilir. Kişiselleştirilebilen yeni iletişim biçimleri sunabilme becerisine sahip olan yeni medya, kullanıcıları ile bireysel bir iletişim içine girerken, bir kitle iletişim aracı olmaktan çok, kişisel bir iletişim aracına dönüşür.

Ağ Erişimi

İnternetin farklı ortamlardaki, çok sayıda insanı birbirine aynı anda bağlayarak, bir ağ iletişimi sağlaması, bu sayede insanların birbirinden haber ve bilgi sahibi olabilmeleri, bunlar üzerinde karşılıklı yorum yapabilmeleri ve anında geribildirimde bulunabilmeleri, internetin önemli fonksiyonları olarak tanımlanmaktadır. Ağ teknolojisi, bireyleri küresel bir alana taşır ve küresel olarak temsil edilebilme olanağını kazandırır. Yeni medyanın aktif kullanıcısı da; gündelik yaşam içerisinde, ağ üzerinde varlığını sürdürebilecek araçlara sahip olan ve bu araçları etkin bir şekilde kullanarak, çevrimiçi gündelik yaşam pratiklerini sürdürebilen kullanıcılar, olarak tanımlanır. Yeni medya insanların iş, aile ve boş zamanlarının örgütlenmesinde en çok kullanılan iletişim ortamı haline gelmiştir. Kişilerin gündelik yaşamlarını ağ üzerinden yapılandırması ya da doğrudan ağ ortamına aktarması ve başkaları ile paylaşırken yeni medyanın olanaklarını kullanması, ağ teknolojisinin toplumsal boyutu konusunda nasıl etkin bir rol oynadığını gözler önüne serer.

Kişiselleştirebilme

Yeni medyanın karakteristik özelliklerinden biri de, kişiye özgü, bireysel bir araç olmasıdır. Günümüzde cep telefonları başta olmak üzere pek çok iletişim aracında kişiye özel fonksiyonlar mevcuttur. Kullanıcılar kendi ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda kullandıkları iletişim araçlarına farklı fonksiyonlar ekleyip, çıkartabilmektedir. Örneğin; artık her bireyin, her kullanıcının kendine ait bir telefon rehberi vardır. Birçok yazılım, standart kullanıcılar için bile farklı arayüzler seçebilmesini, kişilerin bireysel tercihlerine göre farklı tasarımlar yapabilmesini olanaklı kılar.

Arayüz Tabanlı / Görsel İletişim

Yeni medya teknolojilerinin en temel ortak özelliği, kullanıcıları ile olan görsel iletişimi bir ekran aracılığı ile gerçekleştirmesidir. Ekran arayüzleri, bilgisayar tabanlı elektronik ya da mekanik cihazların insan bedeni ile yönlendirilebilmesini sağlayan görsel iletişim yöntemlerinin genel adıdır. Arayüzün temel işlevleri; teknolojik cihazların insan bedenine uyum sağlayabilecek görsel bilgilerin oluşturulması, işlevsel bilgilerin görsel ifadelere dönüştürülmesi ve bu görsel kodlar ışığında insan- makine ilişkisinin sürdürülebilir bir hale getirilmesi olarak özetlenebilir. Bu gelişmeler sonucunda fare, klavye gibi araçların yerini doğrudan dokunmatik ekranlarla yönlendirilebilen sistemler almıştır. Arayüzlerin kullanım alanları işte bu ekranlardır ve yeni medya ekranları, insan bedeninin işlevsel özellikleri ile beraber çalışmaktadır.

Arayüzler genel olarak bazı görsel elemanların bir arada kullanılmasıyla işlevlik kazanır. Bunlar;

  • Farklı fonksiyonlardaki tuş takımları,
  • Kontrol düğmeleri,
  • Sistem işletim komutları,
  • Farklı kullanım seçenek tuşları,
  • Farklı seçeneklere ait tipografik ifadeler,
  • Grafik tabanlı göstergeler,
  • Farklı bilgilere ilişkin yazılı metinler.

Yöndeşme

Yöndeşme; benzer iletişim hizmetlerinin, farklı iletişim şebekeleri aracılığı ile taşınabilmesi ve bilgisayar, telekomünikasyon ve medya hizmetlerinin bir araya gelmesi olarak açıklanabilir. Kısaca yöndeşme; medya, bilgisayar teknolojileri ile alt yapılarının bir araya gelmesidir. Bu birleşmeyi mümkün kılan şey ise iletilerin sayısallaşmasıdır. Yeni medya sadece kullanıcılar ile iletişimi mümkün kılmamakta, aynı zamanda birbirleriyle de sorunsuz bir şekilde uyumlu iletişebilmektedir. Yeni medyanın çoklu ortam oluşturabilecek şekilde işlevsellik kazanması kullanıcı açısından oldukça önemli ve talep edilen bir durumdur.

Temsil Sistemi ve Ötemevcudiyet

Yeni medya ve geleneksel medyanın ortak özelliği, hepsinin birer temsili sisteme sahip olmasıdır. Ancak yeni medyada temsil süreci; daha hızlı, daha kolay ve daha nitelikli olarak tasarlanmıştır. Yeni medya temsil sistemini daha iyi, daha hızlı ve daha kolay gerçekleştirirken, farklı bir kavramı da iletişim terminolojisi içine sokmayı başarmıştır. “ Sanal gerçeklik” kavramı sanal gözlükler ve sanal eldivenlerin iletişime katılmasıyla ortaya çıkmıştır. Sanal gerçeklikte temel amaç; gerçekte olmayan bir ortamda, gerçekten ayırt edilemeyecek kadar hakiki algısal etkileşimde bulunmaktır.

Bir kişinin yeni medya teknolojilerini kullanarak, fiziksel olarak var olamayacağı yerlerde, fiziksel olarak var olamayacağı zamanlarda olabilmesi durumu ise “ötemevcudiyet” kavramı ile tanımlanmaktadır. Bir araç dolayımı ile ortaya çıkan mevcudiyet duygusuna ötemevcudiyet adı verilir.

Yeni Temsil Yüzeyi Olarak Yeni Ekran

Yeni ekran geleneksel medya ekranına göre etkileşimli bir ekrandır ve yeni medyanın içerikleri ile kullanım biçimleri birebir örtüşür. Yeni medyanın etkileşimli içerikleri, yeni ekranın teknolojik olanakları ile beslenirken, daha hızlı ve daha duyarlı olan yeni ekranların üretimi de, yeni medya içerikleri ile birlikte uyumlu ve eşzamanlı olarak ilerler. Yeni ekranın farklılığı sadece teknolojik olanaklara değil, aynı zamanda bu teknolojilere uyumlu yaşam biçimleri ve kullanım pratiklerine de karşılık gelmektedir. Yeni ekran, her şeyi kesip, kopyalayabilen ve gerektiğinde çok çabuk bir şekilde bütün işlemleri geri alabilen bir yüzeydir.