HASTA ÇOCUKLARIN GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ - Ünite 2: Gelişimsel Dönemler Açısından Hasta Çocuklar ve Hastane Ortamının Düzenlenmesi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 2: Gelişimsel Dönemler Açısından Hasta Çocuklar ve Hastane Ortamının Düzenlenmesi

Bebeklik Döneminde (0-2 Yaş) Gelişimsel Özellikler, Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Tepkiler ve Hastanede Ortam Düzenlemesi

Bebeklik Döneminde Gelişimsel Özellikler

Yaşamın ilk iki yılı bebeklik dönemi olarak tanımlanmakta ve bu süreç doğum öncesi dönemden sonra bireyin en hızlı gelişim gösterdiği dönem olması açısından önem taşımaktadır. Bebeklik döneminde, fiziksel gelişme ve büyümenin en açık işaretleri olan genel beden büyüklüğündeki değişiklikler çok hızlıdır. Beyin gelişimi açısından bakıldığında, ultrason kayıtları, bebeğin gebeliğin 7. Haftasında gelişen nöronlarının, bebeğin uzuvlarını hareket ettirdiğini göstermektedir. Motor gelişim, gittikçe daha hassaslaşan hareket kontrolüdür. Bilişsel gelişim kuramcılarından Piaget tarafından yaşamın ilk on sekiz ayı, duyu-motor dönem olarak adlandırılmakta ve bebeğin dünyayı anlamasında beş duyunun önemi vurgulanmaktadır. Bebekler, alıcı dil gelişimi alanında, ilk aylarda konuşulanı dinlerken seslerle karşılık vermeye, basit sözcükleri anlamaya, yönergeleri anlayarak bunlara uygun davranışlar sergilemeye başlarlar. Sosyal-duygusal ve kişilik gelişimi açısından bebeklik dönemi, Erikson tarafından, temel güvene karşı temel güvensizlik olarak tanımlanmıştır. Bu dönemde bebek için fiziksel rahatlık ve çevresindeki kişilerle ilişkisinde göz teması, olumlu dokunuşlar içeren şefkatli ve duyarlı bakımın sürekliliğinin önemi vurgulanmaktadır. Bebeğin anne-babasına ve bakımıyla ilgilenen diğer kişilere güçlü ve güvenli bir bağlılık geliştirmesi, onu daha sonra yaşayabileceği stres ve travmalara karşı koruyucudur. Anne-babanın özellikle de annenin yeni doğan bebeğine karşı ilk duyguları ise bağlanma terimi ile ifade edilmektedir. Beslenme, uyku, barınma, sağlığın korunması, temizlik gibi fiziksel ihtiyaçlar ile sevme, sevilme gibi duygusal ihtiyaçları, zamanında ve tutarlı bir şekilde karşılanan bebekte temel güven duygusu gelişebilmektedir.

Bebeklik Döneminde Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Gözlenen Tepkiler

Bebeklik döneminde kronik bir hastalığın varlığı, beraberinde olan fiziksel rahatsızlık ve günlük rutinlerdeki değişiklik ile birlikte bebeğin çevresinin tutarlılığının ve güvenilirliğini tehlikeye sokar, temel güven gelişimini zayıflatır. Bebeğin duyusal, bilişsel, alıcı ve ifade edici dil, sosyal-duygusal, motor ve özbakım işlevleri, hastalık ve hastanede yatış sürecini algılamasında ve bu süreçle baş etmede büyük etkiye sahiptir.

Bebeklik Döneminde Hastanede Yatış Sürecinde Hastane Ortamının Düzenlenmesi

Hastalık ve hastanede yatış sürecinde, bebeğin bu süreci sağlığına kavuşarak tamamlamasının yanı sıra, en az olumsuz etkilenme ile tamamlaması hedeflenmelidir. Hastane ortamında, birincil ve en önemli düzenleme; bebeğin ihtiyaçlarını ve baş etme yöntemlerini en iyi bilen annenin bebekle birlikteliğinin sağlanmasıdır. Anneli yatışın ardından en önemli düzenlemeler; koruyucu nitelikte olan izolasyon, ağrı kontrolü ve düşme riskine karşı uygulanan düzenlemelerdir. Bebeğin günlük rutinlerinin düzenlenmesi ise uyku, beslenme, temizlik, oyun ve uyaran gereksinimleri için en ideal koşulların sunulmasını hedeflemektedir. Bebeğin baş etmesini kolaylaştıracak en temel yaklaşımlar; çocuğun hastanede kalış süre ve sayısını en aza indirmek, aile bireylerinin refakat etmelerini ve ziyaretlerini kolaylaştırmak, hastane ortamını düzenlemek, eğlenceli oyun ortamları ve etkinlikler sunmak ve aile merkezli bakım sağlamaktır.

Okul Öncesi Dönemde (3-6 Yaş) Gelişimsel Özellikler, Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Tepkiler ve Hastanede Ortam Düzenlemesi

Okul Öncesi Dönemde Gelişimsel Özellikler

Okul öncesi dönemde fiziksel gelişim ve büyüme hızı bebeklik dönemine göre yavaşlamıştır. Okul öncesi dönemdeki en önemli fiziksel gelişimlerden biri de beyin ve sinir sistemindeki gelişimdir. Beyindeki değişimler miyelinleşme olarak adlandırılan bağlantıların artışını da beraberinde getirir. Böylelikle sinir sistemi boyunca iletilen bilginin kalitesi ve hızı artar. Okul öncesi dönemdeki çocukların fiziksel ve motor gelişimi açısından uyku ve beslenme alışkanlıkları önemlidir. Bu dönemde çocukların hayal gücü devamlı çalışır ve dünyaya ilişkin zihinsel kavrayışları gelişir. Bu dönemdeki çocukların başka bir bilişsel özelliği de korunum algısındaki kısıtlılıktır. Ayrıca dil gelişimi alanında, ana dillerinin kurallarını kavramaya başlarlar. Okul öncesi dönem, çocukların sosyal-duygusal ve kişilik gelişimi açısından da hızla ilerledikleri ve değiştikleri bir dönemdir. Bu dönemde oyun, çocuğun gelişimi için yaşamsal bir önem taşır. Çocuk, oyun aracılığıyla güç konuları ve görevleri yineleyerek gerçeğin üstesinden gelmeyi öğrenir, yetişkinleri taklit eder ve gelecekte üstleneceği rollerin provasını yapar.

Okul Öncesi Dönemde Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Gözlenen Tepkiler

Hastaneye yatış sürecinin çocuk üzerinde yarattığı psikososyal strese ek olarak, hastalıklar ve tedavilerin sinir sistemine etkileri ve bunların getirdiği biyolojik stres, hastanede yatan çocuklar için kritiktir. Okul öncesi dönem çocuğu hastalığın nedenini anlarsa, bunun bir cezalandırma olmadığını da anlayacaktır. Böylelikle, suçluluk ve utanç duyguları yerine, bulguları daha rahat paylaşma, yardım talebi ve tedaviye uyum gelişebilecektir. Ağır hastalık ve hastaneye yatış, aynı zamanda, önceden var olan duygusal ve ailesel problemleri şiddetlendirerek müdahale edilmesi gereken noktaya getirebilir. Uzmanlar, altı ay ile dört yaş arasında hastaneye yatıştan kaçınılmasını, mecbur kalındığında ise yatış süresinin mümkün olabildiğince kısa olmasını önermektedir.

Okul Öncesi Dönemde Hastanede Yatış Sürecinde Hastane Ortamının Düzenlenmesi

Okul öncesi dönemde hastaneye yatışa verilen yoğun tepkiler nedeniyle öncelikle çocuğa yaklaşım büyük önem taşımakta ve hastalığın getirdiği stresle baş etme becerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Oyun, bu dönem çocukları için yaşamsal bir önem taşır. Bu yaş grubu çocuklara yönelik oyun materyalleri bulundukları ortamda bulundurulmalıdır. Okul öncesi dönem çocuklarında da hastanede yatış sürecinde en önemli düzenlemeler, annenin çocukla birlikteliğinin sağlanması, izolasyon, ağrı kontrolü ve düşme riskine karşı alınacak önlemlerdir.

Okul Döneminde (7-11 Yaş) Gelişimsel Özellikler, Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Tepkiler ve Hastanede Ortam Düzenlemesi

Okul Döneminde Gelişimsel Özellikler

Okul döneminde, fiziksel büyüme hızı, bebeklik ve okul öncesi dönemde olduğu kadar hızlı değildir. Bu dönem, fiziksel büyüme açısından, yavaş ve süreğen bir dönemdir. Vücutta sürekli değişim ve motor gelişim becerilerinde ilerleme, okul döneminin en belirgin özelliklerindendir. Bu dönem boyunca kas kütlesi ve gücü artar. Okul dönemi, motor alandaki becerilerin gelişiminin hızlandığı bir dönemdir. Okul dönemindeki çocuklar düzenli tıbbi bakıma ihtiyaç duyarlar. Bazı önemli aşılar bu dönemde yapılır. Bilişsel gelişim açısından; okul dönemindeki çocuklar somut işlemler gerçekleştirebilir, mantıklı muhakeme yapabilirler. Bellek, okul döneminde artmaktadır. Okul dönemi, çocuğun öz kimliğini aramaya başladığı bir dönemdir. Okul öncesi dönemde temelleri atılan vicdan gelişiminin başlaması okul döneminde değerlerin, tercihlerin ve tutumların belirginleşmesi ile devam eder. Bu dönemde çocukların toplumsal anlayışları da gelişmektedir ve okul ortamında sosyalleşmektedirler. Okul yaşamı bu dönemde çocuk için önemlidir. Bu dönemde edindiği becerilere dayanarak, ileriki yaşamında karşılaşacağı karmaşık problemleri çözebilir hale gelecektir.

Okul Döneminde Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Gözlenen Tepkiler

Hastalığa ve hastane ortamına uyum okul dönemindeki çocuklar için daha küçük yaştaki çocuklara göre daha kolaydır. Bu dönemde çocuklar zaman kavramını da anlayabilir ve mantıklı neden-sonuç ilişkileri kurabilirler. Bu nedenle ayrılık kaygısı yoğun olarak yaşanmayabilir. Hastalık ve hastaneye yatış, okul dönemi çocuğu için çok değerli olan bağımsızlığını, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini, okul ve oyun aktivitelerini engellemektedir. Çocuklar bu dönemde hastalık ile ilgili durumları daha gerçekçi bir şekilde algılayabilirler. Duygusal tepkilerini sözel olarak ifade etmede daha başarılıdırlar. Hastaneye yatış karşısında yalnızlık duygusu, korku, okuldan ve arkadaşlarından ayrılma kaygısı gibi duygusal tepkiler gösterebilirler.

Okul Döneminde Hastanede Yatış Sürecinde Hastane Ortamının Düzenlenmesi

Okul dönemindeki çocuklar için de hastanede öncelikle fiziksel ortam düzenlenmesi yapılmalıdır. Bu dönem çocukları için bulundukları ortamın görünümü önemlidir. Bu yaş dönemindeki çocukların ilgi alanları oluşmaya başladığı için çocukların önerileri de dikkate alınarak ortam düzenlemeleri yapılabilir. Odalar renklendirilebilir, poster, afiş vb. asılmasına olanak tanınabilir. Çocukların ilgi alanlarına yönelik materyaller hastane odasında bulundurulabilir. Okul çağı çocukları oyun oynamaktan hoşlandığı için çocukların hastalık durumları göz önüne alınarak çeşitli oyun materyalleri ile oynamalarına olanak sağlanmalıdır. Okul dönemindeki çocuklar için eğitim hayatı ve okul arkadaşları da önemlidir. Gerek hastane içinde gerekse dışında, çocuğun eğitimi aksatılmamalı ve hastane okulları veya hastane sınıfları sistemleri gibi gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Ergenlik Döneminde (12-18 Yaş) Gelişimsel Özellikler, Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Tepkiler ve Hastanede Ortam Düzenlemesi

Ergenlik Döneminde Gelişimsel Özellikler

Buluğ ya da ön ergenlik dönemi, cinsel organların olgunlaştığı, üreme yeteneğinin kazanıldığı, fiziksel değişimlerin yaşandığı dönemdir. Çocukluktan yetişkinliğe geçişin olduğu bu evrede, öncelikle fiziksel değişim başlar ve beraberinde diğer gelişimsel alanlarda da değişimler meydana gelir. Bu dönemde kızlarda ağırlık artışı erkeklerden fazla olmaktadır. Ağırlık artışı sadece yağlanmadan dolayı değil, kemik ve kas gelişiminden de kaynaklanır. Ergenlik döneminde cinsiyet bezlerinin oluşması sonucu salgılanan hormonlar, fiziksel büyümeyi uyarır. Ergenlik döneminde birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimi olmak üzere iki temel değişim meydana gelir. Ergenler, artık yetişkin gibi soyut düşünebilmektedir. Soyut işlemlere ulaşan ergenler varsayımlar kurabilir, mantıksal sonuçlar çıkarabilir ve ister somut ister soyut biçimde sunulsun, karmaşık sorunları sistemli biçimde çözebilirler. Ergenlik döneminde kişilik gelişimi açısından önemli değişimler de meydana gelmektedir. Bu aşamada ergen, önemli bir görevle yüzleşir, kimliğini ve üstlenmesi gereken rolleri yeniden değerlendirir. Kendisine “ben kimim?” sorusunu sorar ve bu soruya yanıt arar. Bağımsızlaşma ve bireyleşme çabaları, ergenlerin kişilik gelişiminde önemli bir yer tutar.

Ergenlik Döneminde Hastalık ve Hastanede Yatış Sürecinde Gözlenen Tepkiler

Ergenler, hastalık sürecinde bedenlerinde meyana gelebilecek değişimler konusunda hassastırlar. Fiziksel görünümleri ve başkalarından farklı görünüp görünmedikleri önemlidir. Beden imgesinde oluşabilecek değişiklikler, akran grubu tarafından reddedilme korkusu yaşamasına neden olabilir. Ergenler bağımsızlık arayışındadırlar, ancak hastaneye yatış sürecinde kendilerini çevrelerinden koparılmış, yalnız ve yaşadığı engellenme nedeniyle öfkeli hissedebilirler. Ruh sağlığının ilk koşulu, ergenlik dönemindeki bireylerin duygusal durumunu etkileyen ve en önemli faktörlerden birisi olan sevilme ihtiyacıdır. Hastalık ve hastaneye yatış sürecinde ergenlere, bağımsızlık arayışlarını ve bireyselleşme çabalarını örselemeden, ihtiyaç duydukları ilginin gösterilmesi gerekir. Hastalık ve tedavi sürecinin; becerilerini, yeteneklerini nasıl etkileyeceği konusunda kaygı yaşarlar. Hastaneye yatış sürecine hazırlanırken, ergenin yapılacak olan işlemler hakkında bilgilendirilmesi, planlama süreçlerine dâhil edilmesi ve yapılacak işlemler hakkında bilgilendirilmiş olması önemlidir.

Ergenlik Döneminde Hastanede Yatış Sürecinde Hastane Ortamının Düzenlenmesi

Kalış süresi çok kısa bile olsa ergenler için düzenlenen hastane odalarında, kalıcı olmayan ancak ergenlerin istedikleri değişiklikleri yapabilmelerine olanak tanınmalıdır. Mahremiyeti sağlayacak paravanlar ergenin utanma duygusu ile baş edebilmesi açısından önemlidir. Sağlık durumunun elverdiği ölçüde ergenin ailesi ve arkadaşlarıyla, hem hastanede hem de hastane dışında görüşebilmesine olanak sağlanmalıdır. Ergenler hastanede iki üç haftadan daha fazla süre kalacak ise hastane ortamında eğitimlerini sürdürebilecekleri bir hastane okulunun, hastane sınıfının ya da eğitimleri ile ilgilenecek bir öğretmenin bulunması gerekir. Hastane ortamında basit ve dinlendirici etkinlikler, başarı duygusunu ve benlik imgesini destekleyecek, ergenin moralini daha yüksek tutacaktır. Ergenlerle en iyi iletişim yolu, kırıcı olmadan ve verilen dönütlere karşı oldukça hassas olduklarını unutmadan, mizah ve şakalaşmadır.