HAVAALANI SİSTEMİ - Ünite 3: Havaalanı Hava Tarafı Elemanları Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Havaalanı Hava Tarafı Elemanları

Havaalanı Sınıflandırması

Havaalanı referans kodu, havaalanı karakteristiği ile ilgili çeşitli tanımlamaların ilişkilerini kurmak için basit bir yöntem sağlamaktadır. Havaalanı referans kodu tablosuna bakılarak, havaalanını kullanacağı düşünülen kritik uçağın bazı özelliklerine göre, havaalanı sınıfı tespit edilir. Bu kodla ilişkilendirilip yayınlanmış olan çeşitli tasarım gereksinimlerine dayanarak havaalanı elemanları tasarlanır. Havaalanında hizmet verilmesi planlanan kritik uçağın referans saha uzunluğuna karşılık gelen rakam o havaalanının kod numarasını verir; kanat açıklığına karşılık gelen harf sınıfı ile ana iniş takımı dış kenarları arasındaki mesafeye karşılık gelen harf sınıfı kıyaslandığında hangisi daha üst sınıfa aitse, o harf sınıfı havaalanının harf kodunu temsil eder. Uçak referans saha uzunluğu, bir uçağın belli koşullar altında kalkışını yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu en kısa mesafedir. Bu koşullar; uçağın kalkış ağırlığının sertifikalandırılmış olan maksimum düzeyde olması, pist rakımının deniz seviyesinde olması, atmosferin standart koşullarda olması (yani 15oC hava sıcaklığı ve 760 mm cıva hava basıncı), rüzgârın sakin ve pist eğiminin ise sıfır olmasıdır. Kalkış için pistte harekete başladıktan sonra uçağın tek motoru arızalanırsa, belli bir hıza da ulaşmamışsa, kalkış iptal edilip hızı yavaşlatılır ve uçak havalanmayıp yerde durdurulur. Eğer bu hız geçilmişse, hızlanmaya devam edilir ve daha sonra kalkış gerçekleştirilir. Birçok parametreye göre değişkenlik gösteren bu hıza karar hızı denmektedir. Karar hızı, kalkış için pistte harekete başladıktan sonra uçağın durabilmesi için ve kalkış yapabilmesi için gereken mesafeleri etkilemektedir. Uçak karar hızına ulaştığında tek motorda arıza meydana gelirse, yerden teker kesip 10,7 metre yüksekliğe kadar tırmanabilmesi için gereken mesafe “TOD”, durabilmesi için gereken mesafe “ASD” olmak üzere, bu iki değerin aynı olduğu durumda pist basından bu noktaya kadar (yani uçağın 10,7 metre yüksekliğe ulaştığı andaki pozisyonunun yatay iz düşümü) olan mesafe, “dengeli saha uzunluğu” olarak tanımlanır.

Pist Tasarımı

Pistler, uçakların iniş ve kalkışı için kullanılmak üzere havaalanlarında tanımlanmış olan dikdörtgen seklindeki alanlardır. Pist konumu, yönü ve sayısının belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken birçok faktör olmakla birlikte en önemli olanları genel baslıklarıyla:

  • Uçuş operasyon tipi: Pist tasarlanırken havaalanının tüm meteorolojik şartlarda mı, yoksa sadece görerek meteorolojik şartlardaki uçuşlara mı hizmet vereceği ve sadece gündüz mü yoksa gün boyu mu kullanılacağı belirlenmelidir.

  • Meteorolojik koşullar: Meteorolojik koşullardan en önemlisi ise rüzgâr durumudur. Pist kurulumundan önce planlanan yerin rüzgâr karakteristikleri çok iyi araştırılmalıdır. Yani rüzgârın hangi yönlerden ve ne kadar şiddetli estiği (rüzgâr hızı) belirlenmelidir. Ana pist her zaman hâkim rüzgâr yönünde, yani rüzgârın en çok estiği yönde olacak şekilde konumlandırılmalıdır.

  • Havaalanı ve çevresindeki topoğrafya: Pist konumu, yönü ve sayısını belirlemede hesaba katılan en önemli faktörlerden diğeri mânia sınırlama yüzeylerine uymanın gerekliliğidir. Yeni bir aletli pist yapılırken, uçakların aletli yaklaşma ve pas geçme prosedürlerini uygularken üzerinden uçmaları gereken hava sahasında uçuşun emniyetli şekilde gerçekleştirilmesine engel olacak insan yapımı (her tür bina, anten, vb.) veya doğal mâniaların (dağ, tepe, vb.) olmamasına dikkat edilmelidir.

  • Havaalanı ve çevresindeki hava trafiği: Trafik yoğunluğu özellikle pist sayısını belirlemede en önemli faktördür. Trafiği az olan hava alanlarında tek bir pist yeterli olabilecekken, tek pist kapasitesini asan trafik talebi olduğunda ise pist sayısını arttırma gereksinimi kaçınılmazdır.

  • Çevresel sorunlar:Pistlerle ilişkili en önemli çevresel etki gürültü problemidir. Gürültü insan hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir faktördür. Gürültünün büyük bir kısmına uçak yaklaşma ve kalkış yollarının hemen altında ve yakın çevresinde maruz kalınmaktadır. Bu yüzden pist yerleşim planı ve yönü tasarlanırken, gürültü sorunu yaşanmaması için varış ve kalkış rotalarının mümkün olduğunca yerleşim bölgeleri ve gürültü yönünden hassas olan okullar ve hastaneler gibi diğer bölgeler üzerinden geçmemesine dikkat edilmelidir.

Bir uçağın emniyetli bir şekilde piste inebilmesi ve kalkış yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu pist uzunluk değerleri: Meteorolojik şartlar, pistin eğim ve yüzey koşulları, havaalanının denizden yüksekliği, topografik şartlar, hizmet verilen uçağın performans özellikleri ve ağırlığına göre değişim göstermektedir. Rüzgâr ve sıcaklık durumu, pist uzunluğunu etkileyen meteorolojik şartlar içinde en önemli iki faktördür. Karşı rüzgâr ne kadar şiddetli eserse bir uçağın kalkış ve inişte ihtiyacı olan pist uzunluğu o kadar azalmaktadır. Tersine, arka rüzgâr şiddeti arttıkça ihtiyaç duyulan iniş ve kalkış mesafesi ise artmaktadır.

Bir pistin genişliğinde;

  • Uçağın inişte tekerlek koyduğu noktanın merkezden uzak kalması,

  • Yan rüzgâr koşulları,

  • Yağmur, kar, buzlanma gibi pist yüzey koşulları,

  • Pist üzerindeki lastik tortusu,

  • Uçak yaklaşma hızları,

  • Pist görüş mesafesi ve

  • İnsan faktörü gibi birçok faktör belirleyici rol oynamaktadır.

Taksiyolu Tasarımı

Genel olarak taksiyolu türleri;

  • Pist bağlantı taksiyolu,

  • Paralel taksiyolu,

  • Hızlı çıkış taksiyolu

  • Baypas/yan taksiyolu

  • İkili paralel taksiyolu

  • Apron taksiyolu gibi farklı şekillerde isimlendirilmektedir.

Apronla pistin birbirine bağlanmasını sağlayan en temel taksiyolu pist bağlantı taksiyoludur. Piste dik açıyla pist basından veya diğer noktalardan bağlanacak şekilde tasarlanır. Paralel taksiyolu, piste paralel olarak uzanan taksiyollarıdır. Hava trafiğinin sayısına göre pist uzunluğundaki tam paralel taksiyolu veya pistten daha kısa olan kısmi paralel taksiyolu olarak, bir veya birden fazla sayıda tasarlanabilirler. Pistle bağlantıları da pistin tek veya her iki ucundan dik açılı pist bağlantı taksiyollarıyla veya ara noktalardan dar açılı hızlı çıkış taksiyolları (Sekil 3.4 d) ile sağlanır. Bu tip taksiyolları daha yoğun trafiğe sahip hava alanlarında uçak rotalarının çakışmasını engelleyerek trafik akış hızının artmasını sağlar. İlerleyen zamanlarda yoğunluk daha fazla arttığı takdirde ise bekleme alanları ile kestirme geçişler oluşturarak trafiğin hızlandırılmasını sağlayan baypas/yan taksiyolları ve yerdeki tıkanıklıkları azaltmaya yardımcı olan ikinci bir paralel taksiyolu eklenerek ikili paralel taksiyolu sistemi oluşturulabilir. Apron taksiyolları, apron üzerinde yer alan taksiyollarıdır. Bu taksiyolları sayesinde uçaklar aprondaki uçak park yerlerine doğrudan veya apron taksiyoluna bağlanan uçak park yeri taksi şeritleri ve uçak park yeri içeri yönlendirme çizgilerini takip ederek ulaşabilirler. Taksiyolları, uçaklar havaalanında hareket ederken birbiriyle ve diğer nesneler ile çarpışmalarını engelleyecek şekilde konumlandırılmalıdır. Bunun için tasarlanan her bir paralel taksiyolu ile pist, taksiyolu ve nesneler arasında belli yanal emniyet mesafeleri bulunmak zorundadır. Taksiyolu genişlikleri, havaalanını kullanması beklenen uçakların çeşitli ölçülerine göre belirlenmektedir. Bu ölçüler; dingil mesafesi ve havaalanı referans kodunun hari kısmını oluşturan ana iniş takımı dış kenarları arası mesafe ve kanat açıklığıdır.

Apron Tasarımı

Bir havaalanında uçakların yolcu indirme bindirme, posta ve kargo yükleme boşaltma, yakıt ikmali, park ve bakım amacıyla durdukları bölgeye apron denilmektedir. Apronlar, ana amaç ve işlevlerine göre sınıflandırılabilirler.

Buna göre ICAO tarafından apron türleri:

  • Yolcu Terminali Apronu,

  • Kargo Terminali Apronu,

  • Bakım Terminali Apronu,

  • Park Apronu,

  • Bekleme Alanları,

  • Genel Havacılık Apronu ve

  • Helikopter Apronundan oluşmaktadır.

Uçak ölçüleri apron boyutlarını belirleyen en temel faktördür. Diğer faktörlerin çoğunun apron boyutlarına olan etkisinin hesaplanmasında bu değer, bir girdi olarak kullanılır. Manevra kabiliyeti de uçağın park yerine girip çıkarken kullanacağı alanı belirlediğinden dolayı apron boyutlarını etkilemektedir. Apronu kullanacak uçak sayısı ise apron boyutlarını etkileyen en önemli faktördür. Çünkü ihtiyaç duyulan park yeri sayısının belirlenmesinde bu faktör etkilidir. Ne kadar çok park yerine ihtiyaç varsa o kadar büyük apron gerekir. Park yerleri ne aşırı maliyete neden olacak kadar fazla, ne de park yeri yetersizliği nedeniyle gecikmelere neden olacak kadar az sayıda olmalıdır.

Bir apronun boyutları, bu apronun hangi amaçla kullanılacağı ve işlevine göre belirlenir. Dikkat edilmesi gereken diğer faktörler:

  • Uçak boyutları ve manevra kabiliyetleri,

  • Apronu kullanacak uçak sayısı,

  • Terminal binası yerleşimi,

  • Uçakların diğer uçaklar, binalar ve diğer sabit nesnelerle arasında bulunması gereken minimum mesafe,

  • Uçağın park yerine giriş ve park yerinden çıkış biçimleri,

  • Uçaklar için yer hizmeti ihtiyaçları ve

  • Taksiyolları ve servis yollarıdır.

Mânia Sınırlama Yüzeyleri

Bir havaalanının sınırları içindeki ve dışındaki doğal (dağ, tepe, vb. ) ve suni yapılar (bina, direk, vb.), havaalanının etkin bir şekilde kullanılmasını önemli ölçüde etkilemektedir. Öyle ki bu tür mânialar kalkış ve iniş için uygun olan mesafeler ile kalkış ve iniş yapılabilecek meteorolojik koşulların menzillerini azaltmaktadır. Bu nedenle yerel hava sahasının belli bölümleri havaalanı çevresinin ayrılmaz parçaları olarak görülmelidir. Havaalanının emniyetli ve verimli şekilde kullanımı açısından bu hava sahası bölümlerinin mânialardan arınmışlık düzeyi, pistlerin fiziksel gereksinimleri kadar önemlidir. Havaalanı sınırları veya çevresindeki bir nesnenin önemi, hava sahası gereksinimler ini tanımlayan mânia sınırlama yüzeylerine göre değerlendirilir. Bu yüzeylerin amacı, mânialardan arındırılması gereken hava sahası bölümlerini tanımlamak ve böylece görerek yaklaşma sırasında ya da aletli yaklaşmanın görerek yapılan kısmında uçakları mânialardan kaynaklı tehlikelerden korumaktır. İç yatay yüzey ve konik yüzeyin amacı, genelde iniş için kullanılmayan bir pistin hizasındaki bulutun içinden geçerek alçaldıktan sonra yapılan “görerek turlu yaklaşma” için hava sahasının korunmasıdır. Yaklaşma ve geçiş yüzeyler, bir uçağın iniş için gerçekleştirdiği yaklaşma manevrasının son aşamasındaki mânialardan arındırılması gereken hava sahası bölümünü tanımlamaktadır. Bunların eğimleri ve boyutları, havaalanı referans koduna ve piste uygulanan yaklaşma türüne göre değişmektedir. Kalkış tırmanma yüzeyi, bir uçağın emniyetli kalkışı için mümkünse mânialardan arındırılması, mümkün değilse mâniaların işaretlenip ışıklandırılması gereken bölgeyi tanımlamaktadır. Bu yüzeyin boyutları ve eğimleri havaalanı referans koduna bağlı olarak değişmektedir. İç yaklaşma, iç geçiş ve zorunlu olarak vazgeçilen iniş yüzeyleri, bir hassas yaklaşma pistinin yakın çevresindeki mâniadan arındırılmış bölge olarak bilinen hava sahasını tanımlamaktadır. Mânia sınırlama yüzeyleri gereklilikleri, ilgili pistin kullanım amacına (kalkış, iniş, yaklaşma tipi) göre belirlenir ve böyle bir kullanım sırasında ihtiyaç olduğu için tasarlanır. Kalkış pisti için gerekli yüzey, kalkış tırmanma yüzeyidir. Konik yüzey, iç yatay yüzey, yaklaşma ve geçiş yüzeyleri aletsiz pist, hassas olmayan yaklaşma pisti ve hassas yaklaşma pistlerinin hepsi için zorunludur. İç yaklaşma yüzeyi, iç geçiş yüzeyi ve zorunlu olarak vazgeçilen iniş yüzeyi; Kategori 1 aletli hassas yaklaşma pisti için tavsiye edilirken, Kategori 2 ve 3 aletli hassas yaklaşma pistleri için ise zorunludur.