HAYAT SİGORTALARI VE BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ - Ünite 1: Sosyal Güvenlik Sisteminin Yapısı ve Gelişimi Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Sosyal Güvenlik Sisteminin Yapısı ve Gelişimi

Ünite 1: Sosyal Güvenlik Sisteminin Yapısı ve Gelişimi

Giriş

Sosyal güvenlik sistemleri, insanları yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri, hastalık, kaza, evlenme, yaşlanma, ölüm gibi çeşitli olaylara karşı güvence altına almaya çalışırlar.

İlk olarak Batı Avrupa’da Sanayi Devrimi’nden sonra özellikle işçi sınıfının ortaya çıkmasıyla sosyal güvenlik sistemleri oluşmaya başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu sanayileşme sürecini çok yavaş tamamladığından sosyal güvenlik sisteminin gelişmesi ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla çeşitli kanunlarla oluşmuştur. 2006 yılının Mayıs ayında Sosyal Sigortalar Kurumu, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı birleştirilerek Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Kanunu çatısı altında tüm vatandaşlarımıza sosyal güvenlik hizmeti sunulmaya başlanmıştır.

Sosyal Güvenlik Sisteminin Tanımı ve Temel Özellikleri

Sosyal güvenlik, bireylerin hem gelecekteki belirsizliklere karşı korunma ihtiyacını hem de şuan ki ulaşmış olduğu yaşam düzeyini koruma ve sürdürme amacını kapsamaktadır.

Sosyal güvenlik kavramı zamanla,

  • Sosyal güvenlik politikaları,

  • Sosyal güvenlik hukuku,

  • Sosyal devlet kavramlarını oluşturmuştur.

Sosyal güvenlik sisteminin genel özellikleri,

  • Sosyal güvenlik bir sistemdir.

  • Toplumdaki tüm bireyleri kapsama amacını güder.

  • Her çeşit sosyal riski kapsamaya yöneliktir.

  • Sosyal güvenlik sistemini düzenleyen devlettir.

Sosyal Güvenliğin Tarihsel Gelişimi

Batı ülkelerinde ilk olarak görünen sosyal güvenlik sistemi, sanayi devrimi ve buna bağlı olarak kentleşme öncesinde ekonomik düzen; kırsal kesimlerdeki işgücüne ve tarım faaliyetlerine dayanmaktadır. Başlangıçta sosyal güvenlik sistemi dinsel kuralların ağır bastığı, dağınık, sınırlı ve güçsüz yapıdaydı. Sanayi Devriminin ortaya çıkmasıyla küçük zanaatkarların yerini, işyeri ve işletmeler almıştır. Sanayi Devrimi’nin ilerleyen aşamasında devletler konuya el koyarak günümüzün sosyal güvenlik sistemlerinin temellerini oluşturmuştur.

Sosyal güvenliğin gelişimi yüzyıllar boyunca sürmüştür ve ülkelerde yaşanan farklı olaylardan dolayı kapsamları ülkeden ülkeye farklılık göstermiştir.

Sosyal güvenlik sistemini genel manada dört döneme ayrılır,

  • İlk Dönem : 1850-1880 yılları arasında gönüllü kuruluşların, cemiyetlerin ve sendikaların, işverenlerin ve devletin de gelir transferi ile Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkardığı olumsuz etkilerin ortadan kaldırıldığı dönem,

  • İkinci Dönem: 1880-1945 yılları arasındaki sosyal sigorta dönemi,

  • Üçüncü Dönem: 1945-1975 yılları arasındaki refah dönemi,

  • Dördüncü Dönem: 1975’den günümüze süren yeniden yapılanma arayışlarının başlandığı dönemdir.

Sosyal Güvenliğin Amaçları

Sosyal güvenliğin doğrudan amaçları,

  • Riskler karşısında etki ve sonuçları ile kişinin tek başına mücadele etmesini destekler,

  • Dayanışmalı bir mücadele ile tehlikelerin sonuçlarının daha kısa zamanda telafi edilmesini sağlar,

  • Muhtaçlık riskine karşı kişilere bir emniyet sağlamayı amaç edinir.

Dolaylı amaçları ise, sosyal güvenlik insanların karşılaştıkları risklere karşı bir koruma sağlar. Ancak sosyal güvenlik sisteminin doğrudan amaçlarına ulaşabilmesi,

  • Sigorta fonksiyonu,

  • Tasarruf fonksiyonu,

  • Gelirin yeniden dağılımı fonksiyonlarının yerine getirilmesine bağlıdır.

Sosyal Güvenlik Sisteminin Araçları

Sosyal güvenlik sistemlerinin amaçlarının yerine getirilmesine hizmet eden bazı yöntemler mevcuttur. Bunlar,

  • Sosyal sigorta,

  • Sosyal yardım,

  • Sosyal hizmetlerdir.

Sosyal Güvenliğin İlkeleri

  • Finansmana dışarıdan katkı ilkesi,

  • Sigortalılar arasında yeniden gelir dağılımı ya da sosyal denge ilkesi,

  • Kendi kendine yardım ilkesi,

  • Sigortacılık ilkesi,

  • Zorunluluk ilkeleri yerine getirilerek bireylerin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamayı hedefler.

Yani sosyal sigortalar, saf sigortacılık, devletçe bakılma ve sosyal yardım yöntemlerinin karışımından oluşan karma bir sistemdir.

Sosyal Güvenliğin Boyutları ve Finansmanı

Sosyal güvenlik sisteminin düzenli işleyebilmesi için, kaynakların istikrar ve süreklilikleri sağlanarak verimli alanlarda kullanılması ve sağlam bir finansman yapısına sahip olması gerekmektedir. Yani sosyal güvenlik sisteminin finansmanı çok boyutlu olarak ele alınmalıdır.

Sosyal güvenlik sisteminin finansmanı, kimsesiz, muhtaç, yaşlı, malul, dul, yetim ve korunmaya muhtaç çocuklara karşılıksız olarak yapılan ve finansmanı genel bütçe, belediye, vakıf ve gönüllü kuruluşlar yoluyla gerçekleştirilen sosyal yardım ve hizmetler olup, primsiz (katkısız) dağıtım yöntemi ile oluşturulanlar ve de sosyal sigorta esaslarına göre düzenlenmiş, bireylerin karşılaştığı risklerin azaltılmasına ve ekonomik güvenlerinin artırılmasında, primli (katkıya dahil) dağıtım yöntemi ile oluşturulanlar olmak üzere iki başlık altında toplamak mümkünüdür.

Başlıca finansman kaynakları,

  • Primler,

  • Vergiler,

  • Diğer kamu gelirleridir.

Türkiye’de Sosyal Güvenlik Sisteminin Yapısı ve Gelişimi

Türk sosyal güvenlik sistemi organize, kurumsal ve sistemli olarak son 50 yıl içerisinde faaliyet göstermektedir.

İlk Anayasa olan 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu, devletin içinde bulunduğu dönem gereğince hak ve özgürlüklere yeterince yer verilememiştir. 1924 Anayasasında ise temel hak ve hürriyetlerden kişinin hak ve özgürlükleri sıralanmış ancak ekonomik ve sosyal hak ve özgürlüklerden bahsedilmemiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında dar kapsamlı olsa da sosyal sigortalar benzeri, bir çok emeklilik ve yardımlaşma sandıklarının kuruluşunu öngören kanunlar çıkarılmıştır. 1964 yılına kadar sosyal güvenlikle doğrudan alakalı olmasa da bazı kanunlar çıkarılmıştır. 1964 yılına gelindiğinde ise 506 sayılı kanun ile İşçi Sigortaları Kurumu, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) adını almıştır. 2000’li yılların başlarında sosyal güvenlik kurumları Emekli Sandıgˆı hariç tutularak, yeniden yapılandırılmıştır. SSK, Bagˆ-Kur ve I·s¸ ve I·s¸çi Bulma Kurumu (s¸imdi ki adıyla I·S¸KUR) yeniden yapılandırılarak, tüm bu sosyal güvenlik kurumlarını üst bir sosyal güvenlik s¸emsiyesi altına toplanmıs¸tır.

Türk sosyal güvenlik sistemindeki ana düzenleyici kurumlar,

  • Primli rejimler

  • Emekli Sandığı

  • SSK

  • Bağ-Kur

  • İş-Kur

  • Primsiz rejimler

  • Sosyal yardım

  • Sosyal hizmet

Özel sektörde çalıs¸an is¸çiler, kamu is¸çileri ve tarım is¸çileri ve istegˆe bagˆlı sigortalılara hizmet veren bir sosyal güvenlik kurumuna Sosyal sigortalar kurumu adı verilir.

Kamu kesiminde çalıs¸an memurlarla askeri personelin emekliliklerinde ve maluliyetlerinde kendilerinin, ölümleri halinde ise dul ve yetimlerinin sosyal güvenliklerini sagˆlamak amacıyla kurulan kuruma, T.C. Emekli Sandıgˆı Genel Müdürlügˆü adı verilir.

Esnaf ve sanatkârlar ve digˆer bagˆımsız çalıs¸anlar ile çiftçiler ve istegˆe bagˆlı sigortalıları (ev hanımları ve muhtarlar) kapsayan kuruma Bağ-kur adı verilir.

Daha sınırlı bir kesime hitap eden primsiz rejimler ise yetersizz sosyal güvenlik garantisi sağlayan harcamaları içinde 65 yaş aylığı, yeşil kart uygulaması, kimsesiz ve muhtaç çocuklar, yaşlılar ve özürlülere sağlanan sosyal güvenlik garantisidir.

Türk Sosyal Güvenlik Sistemine İlişkin Yeniden Yapılandırma ve Yasal Düzenlemeler

Türkiye’de sosyal güvenlik sisteminin kendi yapısı içerisinde ciddi sorunlar içerdiği ve bu sorunların düzeltilme gerekliliği herkes tarafından kabul edilmektedir. Bu konuya ilişkin yerli ve yabancı uzmanlar tarafından raporlar hazırlanmış ve olası reformlar sunulmuştur. Rapor kısa dönem sorunları için sağlık sigortası ve emeklilik sigortalarının birbirinden ayrılmasını; emeklilik yaşının artırılmasını ve primler açısından kurumlar arasın uyum sağlanmasını önermektedir. Yine bu konu ile alakalı Dünya Bankası ve Türk Sanayiciler ve İş adamları Derneği (TÜSİAD) tarafından raporlar hazırlanmıştır.

Ülkemizde sosyal güvenlik alanında ki belli başlı sorunlar,

  • Konu ile alakalı mevcut yasaların eski olmasından kaynaklanan yasal nedenler,

  • Fonların yetersizligˆi, tek elde toplanmaması, bunların verimli alanlarda kullanılmaması ve sosyal güvenlik harcamalarının yetersizligˆi açısından ekonomik sorunlar,

  • Teknik bilgi ve beceriye sahip uzman azlıgˆı,

  • Yapılan hizmetlerin dagˆınıklıgˆı, hizmetler arası es¸ güdümünün bulunmaması ve örgütlerdeki kadro sorunları.

İkinci Dünya Savaşından sonra dünya genelinde sosyal güvenlik sisteminde krizler ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin oluşabilmesi için reform gerekliliği ortaya çıkmıştır.

Sosyal güvenlik sistemlerinde reformun temel amacı; adil, kolay eris¸ilebilir, yoksullugˆa kars¸ı etkin koruma sagˆlayan, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine ulas¸abilmektir. Sosyal güvenlik sisteminin açıklıkları “kara delik” olarak tanımlanır ve sistemi bu açıklıklarından kurtarmaya yönelik arayışlar sosyal güvenliğin yeniden yapılanmasına ilk gerekçe olarak belirtilir.