HAYVAN YETİŞTİRME - Ünite 10: İpekböceği Yetiştirme Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 10: İpekböceği Yetiştirme

İpekböceği ve İpek- Kısa Tarihçe

İpekböceğinin ilk kez M.Ö.2600 yılında Çin’de saray bahçesinde imparatoriçe tarafından bulunduğu bilinmektedir.

Üç bin yıla yakın bir süre Çin’de büyük bir sır olarak kalan ipek, Batı’ya ilk kez M.Ö. 200 yıllarında ticari bir mal olarak gönderilmiştir. Daha sonra Venedik ve Fransa’da önemli bir üretim dalı olarak yükselen ipekböcekçiliği, karataban (pebrin-öldürücü protozoer bir ipekböceği hastalığıdır) hastalığı nedeniyle azalma yaşamıştır.

Dünya ipek üretiminin yüzde 95’i dut yaprağı ile beslenen Bombyx mori türü ipekböceği üretimiyle karşılanmaktadır. Türkiye ipekböcekçiliği ve ipekçiliği 1990’lı yıllara kadar çok parlak bir dönem geçirmiştir. Ülkemizde yaklaşık değerlerle her yıl 42 bin ailenin 82 bin kutu ipekböceği besleyerek 2.000 ton koza ve 350 ton ipek ipliği üretimi gerçekleştirilmiştir. İpek halı ve ipekli tekstil sektörünün 650 ton ipek ipliği gereksinimi karşılanmıştır.

İpek halı ağırlıklı olarak ipekli ürün 80-100 milyon dolar değerini bulmuştur.

İpekböceği

Dünyada ticari olarak dört çeşit ipek üretildiği bilinmektedir. Bunlar;

  • Dut ipeği
  • Eri ipeği
  • Tasar ipeği
  • Muga ipeğidir.

İpekböceklerinin bir yıl içerisinde verdikleri generasyon sayısı voltinizm özelliğidir. Buna göre; univoltin ırklar ilkbaharda yumurtadan çıktıktan sonra larva ve krizalit evrelerini tamamlayarak kozadan kelebek olarak çıkıp çiftleşerek yumurtlarlar. Bu yumurtalar diyapoza (embriyoda gelişmenin olmadığı yumurtlama evresi) girerek sonraki ilkbahara kadar durgun kalırlar. Bivoltinlerde ise birinci generasyon yumurtaları diyapoza girmeden 10-12 gün süren kuluçka döneminden sonra ikinci generasyona geçerler. Bu generasyonun yumurtaları diyopoza girerek gelecek ilkbahara kadar durgun kalırlar. Multivoltin ırklarda ise diyapoz özelliği bulunmamaktadır ve generasyonlar ardarda gelerek yılda 7-8 generasyon verirler.

İpekböcekleri; yumurta, larva ve pupa evrelerini geçirdikten sonra ergin kelebek halinde kozadan çıkarlar. Irk özelliklerine ve iklim koşullarına bağlı olarak genellikle bu devreler toplam 6-8 hafta sürer.

Tohum da denilen ipekböceği yumurtaları, daha önce de belirtildiği gibi kışlayan (ünivoltin) ve kışlamayan (multivoltin) olmak üzere iki sınıfa ayrılmaktadır.

İlk yumurtlandıklarında saman sarısı kabuk rengindedir, döllülük durumuna göre 48 saat içerisinde ırk özelliği olarak kabuk rengi olan koyu gri ya da koyu yeşil rengi alırlar.

İpekböceğinde larva devresi yumurtadan çıkışla başlar ve mevsime bağlı olarak 24- 28 gün sonra koza örümüne kadar sürer. Bu devre yaş ve uyku dönemleri olarak ayrılır ve 5 yaş ve 4 uykulu olan ipekböceği ırkları ticari yetiştiriciliğe uygundur.

İpekböceği larvası koza örüm olgunluğuna ulaştığında beslenmeyi durdurarak besleme alanından kenarlara doğru hareket eder ve koza örebileceği bir yer arar.

Koza örümü genellikle 48-72 saat içerisinde tamamlanır. Larva bundan sonra değişim gösterir ve krizalit (pupa) evreye geçer. Krizalit devresi 10-14 gün sürer salgılanan alkali bir madde ile koza delinir, kelebek olarak çıkar. Kelebek evresi ise 3-10 gündür. Bu sürede kelebekler beslenemez ve uçamaz. Çıkar çıkmaz çiftleşen kelebeklerden dişiler yumurtlarlar. Multivoltin kelebekler ortalama 400 adet, uni ve bivoltinler ise 500-600 adet yumurta yumurtlarlar.

Üretim Tohumu Üreten Damızlıkçı Kuruluşlarda Yapılan İşler

Türkiye’de koza üretiminde hibrit tohum kullanılması esastır. Hibritlerin üstünlükleri şöyle sıralanabilir:

  1. Larva dönemi daha kısadır.
  2. Yaprak-koza oranı düşüktür.
  3. Yaşama gücü yüksektir.
  4. Koza ağırlığı ve ipek verimi yüksektir.
  5. İpek lifi dayanıklıdır.
  6. Kozalar şekil ve büyüklük bakımından daha çok birbirine benzemektedir.

Türkiye’de koza üretiminde kullanılacak hibrit tohumların üretilmesi yetkisi, yasalarla, yalnız “İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü’ne ve Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği”ne (Kozabirlik) verilmiştir.

Koza üreticilerinin yetiştirecekleri hibrit tohumların elde edilmesinde kullanılacak olan ebeveynlerin sağlıklı ve verimli olmalarını sağlamak için damızlık kozalarda; hastalık, şekil, büyüklük ve ipek verimi bakımından testler uygulanır. Ana ve baba hatları olarak seçilen farklı ırklardan ya da hatlardan damızlık kozalar, kelebeklerin çıkış ve çiftleştirilecekleri zamana kadar ayrı bölmelerde, 23-25 °C sıcaklık ve % 75- 80 nemli ortamlarda saklanırlar.

Cinsiyet ayrımı, larva, pupa ve kelebek evrelerinde yapılabilmektedir. Larva evresinde cinsiyet ayrımı 5. yaşın sonlarına doğru 8. ve 9. karın halkalarındaki işaretlere göre yapılır. Cinsiyet belirlerken, dişilerde her halkada bulunan birer çift İshiwata bezi ve erkeklerde aynı iki segment arasında süt beyaz renginde nokta halinde bulunan Herold bezi kullanılır.

Hibrit tohum üretimi için önceden saptanmış istenen özellikleri taşıyan hatların erkek ve dişileri, erkek kelebek sayısı biraz daha fazla olarak bir tabla üzerinde karıştırılırlar. Kelebeklerin 3 saat süre ile birlikte tutulmaları yeterli döllülüğü sağlamaktadır.

Yumurtlamasını tamamlayan dişi kelebekler 60°C sıcaklıkta kurutulur ve bazı hastalık testlerine tabi tutulur. Bu amaçla kese, tava ve Japon Baraj Testlerinden biri kullanılır.

Yaz boyunca yumurtlandıkları kolalı kâğıtlar üzerinde saklanan yumurtalar, bu kâğıtlardan ayrılması, çatlak ve dölsüz olanların ayıklanması için yıkanırlar. Yıkama genellikle Türkiye’de Kasım ayının ilk haftasında yapılır.

Kolanın yumuşaması ve yumurtaların ayrılması amacıyla kâğıtlar önce ıslatılır. Yumurtalar bir elekte toplandıktan sonra özgül ağırlığı 1.06-1.10 olan tuzlu suya alınırlar. Burada sağlamlar üstte, çürükler ise altta toplanarak ayrılırlar.

Sağlam yumurtalar yüzey dezenfeksiyonu amacıyla % 2’lik formalinden geçirilir ve gölgede kurumaya bırakılırlar. Kuru yumurtalar daha sonra 0,5 kg’lık torbalar halinde 5°C sıcaklıktaki kışlağa alınırlar. Yapay kuluçka ise, yılda bir generasyon veren monovoltin ipekböceklerinde diyapozu önleyerek daha çok generasyon alma yoludur. Böylece yıl içerisinde birden çok yetiştiricilik yapılarak mevcut dut yapraklarından daha çok koza üretmek mümkün olmaktadır. Fakat yapay kuluçka değişik düzenek ve asit kullanımı gerektirmektedir, bu yüzden tohumcu kuruluşlarca yapılması gerekmektedir.

Üretim İşletmelerinde Yapılan İşler

İpekböceği; gelişmesinin sağlıklı ve koza veriminin yüksek ve nitelikli olabilmesi için özellikle sıcaklık ve nem bakımından belli koşulların sağlanması gerekir.

İpekböceği yetiştiriciliğinde kullanılan donanım son derece ucuz ve basittir. Bir yetiştirme döngüsünde kullanılan gereçler şunlardır:

a. Isıtma ve nemlendirme düzeneği
b. Termometre ve higrometre
c. Kuluçka donanımı
d. Kerevetler
e. Besleme tablaları
f. Yaprak kıyma bıçakları
g. Tüy ve çubuklar
h. Yaprak sandığı
i. Temizlik ağları ve askılar

Yumurta içerisindeki embriyonun gelişmesi ve canlı çıkması için belli koşulların sağlanması gerekir. Kuluçka döneminde, ipekböceği yumurtaları için 24-25 °C sıcaklık, % 80-85 nem, havalandırma ve parlak olmayan bir aydınlatma optimum koşullardır. Kışlayan yumurtalar için bu koşullarda 12-14 gün süren kuluçka süresi, kışlamayanlar için birkaç gün daha kısadır.

Kuluçka dönemi sonunda ipekböceklerinin çıkışları genellikle erken saatlerde başlar. Larva çıkışının tamamlanması beklenmelidir. Bu nedenle 5-6 saat beklenmeli, gelişme farkı yaratmamak için de beslemeye başlanmamalı, çıkış sonlanana kadar çıkmış böcekler buzdolabı sıcaklığında bekletilmelidir. İpekböceği larvasının geçirdiği 4 uyku ve 5 yaş döneminin ilk 3’ü genç yaşlar son 2’si ise olgun yaşlar olarak tanımlanır.

Larva dönemi boyunca sıcaklık, nem, hava, ışık ve yaprak niteliği koza ve ipek verimini doğrudan etkilemektedir. İlk yaşlar için ortam sıcaklığı 25-26 °C ve nem düzeyi % 80- 85 arasında tutulmalıdır. Son yaşlarda ise 22-25 °C ve % 65-80 düzeylerinde sağlanmalıdır.

Ayrıca mutlaka havalandırma yapılmalı, loş ve gölgesiz bir ortamda bulundurulmalıdır.

İpekböcekleri ilk yaşlarda yüksek oranda su ve protein ile düşük nişasta ve selüloz değerlerine sahip olan filiz yaprakları ile beslenmelidirler. Son yaşlarda ise daha düşük oranlarda su ve protein içeren yapraklar kullanılır.

Uyku, böceğin o yaş için gelişmesini tamamladığı ve sonraki yaşa geçerken hareketsiz ve beslenmesiz kaldığı dönemdir. Bu dönemde böceklerin rahatsız edilmemeleri, ortam neminin düşürülmesi ve özellikle mantar hastalıkları ile mücadele için böcekler üzerine sönmüş kireç tozu serpilmelidir (Yaşlara ipekböceklerinin yaş ve uyku süreleri, yaş başı ve yaş sonu yer istekleri ve yaprak tüketimleri için bakınız, Çizelge 10.1).

Küne; ölü böcekler, kurumuş artık yapraklar, deri artıkları ve dışkıdan oluşan ipekböceği altlığıdır. Organik özellikte olması nedeni ile fermente olmakta ve mikroorganizmalar için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bu nedenle birçok kez temizlenmesi gerekmektedir.

Askı Çeşitleri, Askılama ve Koza

Askı, gelişmesini tamamlamış ipekböceklerinin sonraki değişim evresine geçmek üzere hazırladıkları kozalarını örmek üzere tutundukları malzemedir. Türkiye’de kullanılan askılar;

  • İlkel askılar; iki tel arasına yerleştirilen hububat saplarının bükülmesiyle hazırlanan çok ayaklı askılardır. Püren, katırtırnağı, hardal, su servisi gibi ince ve çok dallı bitkiler de bu amaçla kullanılmaktadır.
  • Döner çerçeveli askılar; eşit büyüklükteki gözlerden oluşur. Islah amaçlı çalışmalar ve küçük ölçekli üretimler için uygundur.
  • Plastik ondulin askılar; pratik, dayanıklı, nitelikli koza verimine sahip, hatalı koza oranı düşük askılardır.

İpekböceklerinin askılara yerleştirilmeleri iki şekilde yapılır. Olgun böceklerin tek tek el ile toplanarak askılara yerleştirilmesi ve serilen askılara doğal davranışla tutundukları serbest askılama teknikleri kullanılmaktadır.

Böcek askıya tutunduktan sonra koza örmeye başlar. Daha önce de belirtildiği gibi koza örümü döneminde ortam sıcaklığının 22 °C ve nemin % 60-70 düzeylerinde olması ve böceklerin rahatsız edilmemeleri gerekmektedir.

Askılardan el ile hasat edilen kozalar hemen satışa sunulabilir veya içindeki pupa öldürülüp kurutulduktan sonra da satılabilir. Bunlardan birincisi yaş koza, ikincisi ise kuru kozadır.

Kozadan kopuksuz ipek lifi elde edebilmek amacıyla koza içerisindeki pupanın uygun tekniklerle öldürülmesi işlemi koza boğma işlemidir. Pupa koza içerisinde kelebeğe dönüştükten sonra salgıladığı alkali bir madde ile kozayı delerek çıkar. Böyle delinmiş kozadan kopuksuz ipek elde edilemediğinden ticari değeri yoktur.

Koza; koza pamuğu, koza gömleği ve tava dibi katmanlarından oluşur. İpek lifi koza pamuğu koza içerisinde krizalitin ayrıldığı noktaya kadar süreklidir. Koza pamuğu, böceğin askıya tutunmak amacıyla salgıladığı karışık ve çekilemeyen katmandır ve kozanın % 2’si kadardır. Tava dibi ise kozanın ipek çekilemeyen, böceği saran en iç katmanıdır ve kozanın yüzde 2-3 kadardır. Koza gömleği, asıl ipek çekilen koza katmanıdır. Koza kabuk oranı olarak da adlandırılan bu özelliğin, doğru yetiştiricilik uygulamaları sonrasında beklenen düzeyi % 20-23’tür.

Kozanın ipek veriminin ölçüsü ise ipek zenginliği olarak tanımlanır. İyi nitelikli bir koza gömleğinin çekilebilirliği % 80-85 olmalıdır.

İpek Lifinin Yapısı ve İşlenmesi

Koza gömleğinden çekilen ipek lifinin uzunluğu 1.000- 1.400 m arasında değişebilir. İpek lifi, böceğin sindirim kanalının iki yanında yer alan ipek bezlerinden salgılanır.

Kozanın yumuşatılması ile çekilebilirlik kazanan ipek lifi çekim sonrasında ya serisinli, sert dokulu olarak ham ipek, ya da pişirme işlemi ile serisinin uzaklaştırılması sonucu elde edilen parlak, yumuşak dokulu pişmiş ipek şeklinde kullanılmaktadır.

İpeğin pişirilmesinde zeytinyağından yapılmış saf sabun, kireçsiz su ve sodyum karbonatlı karışım kullanılır ve ipek çileleri bu karışımda 30’ar dakika kaynatılarak serisin maddesi uzaklaştırılır.