HAYVAN YETİŞTİRME - Ünite 3: Hayvan Islahı Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 3: Hayvan Islahı

Giriş

Hayvan ıslahı, bir popülasyonun ya da sürünün bir veya birden fazla özellik bakımından genotipik değerini yükseltmeyi amaçlayan bir bilim dalıdır. Hayvan ıslahının sağlıklı olarak yürütülebilmesi için önce üretimin gerçekleştiği sistem ve bu sistemin üretime etkileri kavranmalı, ardından çevre ile genotipik değer veya genotipik düzey arasındaki ilişki anlaşılmalıdır. Bu aşamaları bir popülasyonda veya sürüde görülen farklılık ve bunun kaynaklarının belirlenmesi izler. Damızlıkların seçimi ve seçilenlerin amaca uygun çiftleştirilmeleri ile de hedefe varılmaya çalışılır.

Üretim Sistemi ve Sistemin Unsurları

Karşılıklı etkileşim içerisinde bulunan unsurların, tasarlananları gerçekleştirmek amacıyla bir bütün oluşturacak şekilde organize edilmiş, düzenlenmiş haline sistem denir. Bu ifade esas alınarak, bir üretim alanında, yani bir işletme ya da bölgede, öngörülen hayvansal ürünün üretimine etkili olduğu bilinen bağımsız değişkenler bütününün oluşturduğu yapı “hayvansal üretim sistemi” olarak tanımlanabilir. Her hangi bir hayvansal ürün söz konusu olduğunda sistemin dört ana unsuru vardır. Bunlar;

  • Fiziksel çevre,
  • Sahip olunan kaynaklar ve yönetim becerisi,
  • Ekonomi ve
  • Hayvan

olarak tanımlanabilir.

Fiziksel Çevre

Üretime etkili olan ama insan denetiminin çok fazla olmadığı faktörler bu grupta değerlendirilir. Bunlardan ilk akla gelenler; işletme arazisinin denizden yüksekliği, yıllık yağış miktarı, toprak yapısı, doğal meraların durumu, arazinin engebeli ya da düz olmasıdır. Daha önce de belirtildiği gibi bu unsurları istediğimiz şekle getirmek ya mümkün olmaz ya da çok fazla harcama gerektirir.

Kaynaklar ve Yönetim Becerisi

Üretimin bir işletme içerisinde gerçekleştiği düşünülürse, bu işletmenin sahip olduğu kaynaklar ile bunların yönetimi arasında kaçınılmaz bir ilişki olduğu kolayca anlaşılabilir. Bir işletmenin arazi varlığı, sermaye varlığı, sahip olduğu hayvan barınakları, yem üretme olanakları, iş gücü varlığı ve parasal gücü o işletmenin ana kaynaklarını oluşturur. İşletmecinin üretimle ilgili karar ve uygulamaları da yönetim becerisi olarak tanımlanabilir.

Ekonomi

Üretim fikrinin temelinde üretimi gerçekleştiren kişi/kişiler ya da kurum/kurumlara fayda veya kazanç sağlama isteği vardır. Bir başka ifade ile ticari anlamda üretim kar sağlamak için yapılır. Elde edilecek toplam kar miktarı üretim hacmi ve birim üründen sağlanan kara bağlıdır. Bir birim üründen sağlanan kar ise onun satış fiyatı ile her türlü gideri içeren üretim maliyeti arasındaki farktır. Tarım alanında üretim yapanlar çoğu kez ne maliyeti etkileyen unsurlara, ne de ürün fiyatına etkili olabilirler. Örneğin bir süt sığırı yetiştiricisi ne dilediği fiyatla süt satma, ne de dilediği fiyatla karma yem alma imkânına sahiptir. Kısaca, ekonomiyi göz ardı eden bir üretim sistemi söz konusu olamaz.

Hayvan

Hayvansal ürün üretiminin temel unsuru elbette hayvandır. Bir işletme ya da bölge için uygun olan hayvanın tanımlanması gerekir. Üretici açısından uygunluğun ölçüsü hayvanın işletmeye sağladığı yarar olmalıdır. Bir işletme sahibi, çok yüksek verimli de olsa, masrafı gelirinden fazla olan hayvanlarla çalışmak istemez. Aynı şekilde hayvan başına daha fazla ürün sattığında daha çok kar edeceğini anlayan bir yetiştirici de düşük verimli hayvanlara katlanamaz.

Özetle genetik ıslah çevre ıslahıyla; çevrenin iyileştirilmesi faaliyetleri, genetik ıslahla birlikte yürütülmeli, sistem - hayvan uyumu hiçbir zaman gözardı edilmemelidir.

Uyum (Adaptasyon), Tür ve Irk

Canlıların hayatta kalabilmeleri, yaşadıkları çevrenin, yaşamlarının devamını sağlayacak öğeleri içermesine bağlıdır. Hayvanların yaşadıkları çevreyi kendilerine daha uygun hale getirme becerileri yok denecek kadar azdır. Bu nedenle, herhangi bir hayvan türü veya ırkını yaşadığı çevrenin bir ürünü olarak değerlendirmek yanlış olmaz. Bugün insan eli altında yetiştirilenler dışındaki tüm türler doğa koşullarıyla baş başadır. Günümüz evcil hayvanları da yeryüzündeki varlıklarının önemli bir bölümünde tamamen doğa koşullarında yaşamışlardır. Türlerin herhangi bir çevrede varlıklarını sürdürebilmeleri onların o çevreye uyum sağladıklarını gösterir. Bazı türler birbirinden oldukça farklı çevrelerde yaşayabilmektedirler. Böyle türler, uyum yeteneği yüksek türler olarak bilinirler.

İnsanların, hayvanların verimleri ve yaşama biçimlerine müdahalelerinin çok az olduğu ya da hiç olmadığı dönemlerde doğal koşullarda canlı kalabilenler, bir başka deyişle doğal seleksiyona karşı koyabilecek özelliklere sahip olanlar döl vere-bilmişlerdir. Bir grup içerisinde bu nitelikli bireylere, yani döl vererek gelecek jenerasyona gen aktarabilenlere uyum yeteneği yüksek canlılar denir.

Çevreye uyma ve verim seviyeleri bakımından aynı türün ırkları arasında fark olduğu gibi, aynı ırkın bireyleri arasında da farklılıklar vardır. Bu, herhangi bir sürü içindeki bireylerin çevreye gösterdikleri reaksiyonların farklı olmasının bir sonucudur. Bu farklılıkta, hayvanlar aynı işletmede tutuluyor olsalar bile, hem onları etkileyen çevre koşullarının farklılığının hem de genotiplerinin farklı olmasının payı vardır. Herhangi bir hayvan grubunda, üzerinde durulan özellikte görülen farklılığın bir ölçüsü olarak fenotipik varyans kullanılabilir.

Ekonomik Verim Seviyesi

Herhangi bir ürünün üretimi için çeşitli harcamalar yapan ve yapacak olan işletmeler bu harcamaları karşılayacak ve arzuladıkları düzeyde kar sağlayacak verim seviyesine sahip hayvanlarla çalışmak isterler. Hiçbir durumda zarar etmek istemezler. Yeterli bilgi olduğunda, herhangi bir işletme için yaptığı ve yapabileceği masrafları karşılayacak bir verim seviyesi hesaplanabilir. Kar içermeyen bu değer ekonomik verim seviyesi olarak tanımlanır. Şayet öngörülen karın verim olarak karşılığı hesaplanıp bu değere eklenirse, yeni oluşan değer beklenen veya hedeflenen verim seviyesi olarak adlandırılabilir.

Fenotip, Genotip ve Çevre

Herhangi bir hayvanın herhangi bir özelliğinin ölçüm değeri ya da gözlem sınıfı fenotip olarak ifade edilir. Örneğin bir inek ilk laktasyonda 6850 kg süt vermiş ise, söz konusu hayvanın ilk laktasyon süt verimi bakımından fenotipik değeri, fenotipi, performansı veya verim seviyesi 6850 kg’dır denir. Aynı şekilde bir sığır alaca renkli ise, renk dağılımı (alacalılık) bakımından söz konusu sığırın fenotipi, fenotipik değeri alaca olarak ifade edilir. Yukarıdaki iki özellik, yani süt verimi ve renk dağılımı, bir arada ele alındığında sürüde süt verimi aynı olan iki hayvan bile bulunamayacakken, bütün sığırları tek renkli (düz) ya da alaca olarak tanımlanan iki gruptan birine dahil etmek mümkündür. Bu ayrımı ifade etmek için özellikler iki grup altında incelenir. Bunlardan ilki kantitatif (nicel) özellikler, ikincisi de kalitatif (nitel) özellikler olarak adlandırılan grupta yer alır.

Hayvanların herhangi bir özellik bakımından fenotipik değerine iki unsur etkilidir. Bunlardan biri genotip diğeri de çevredir. Genotip bir bireyin genetik yapısı veya belirli bir lokustaki allel kompozisyonu olarak tanımlanabilir. Canlıların kromozomlarına kodlanmış genlerin toplamının oluşturduğu yapıyı da genotip olarak tanımlamak mümkündür.

Herhangi bir özelliğin ölçüm değeri ya da gözlem sınıfı olarak ifade edilen fenotip ya da fenotipik değerin (P) oluşmasında biri çevre (E), diğeri de genotip (G) olmak üzere iki unsur etkilidir. Bu durum P=G+E eşitliğinde ifadesini bulur. Bu eşitlik esas alındığında, bir populasyon ya da sürüdeki farklılığın ölçüsü olan fenotipik varyansın da en az iki kaynağı olduğu söylenebilir. Bunlardan biri o populasyondaki hayvanların genotipik değerlerinin farklı olması, diğeri de her hayvanda çevre etkisiyle meydana gelecek değişikliklerin yani çevre kaynaklı sapmaların veya çevre etkisinin farklılığıdır. Genotipik değer bakımından farklılığın önemli kaynaklarından biri genlerin eklemeli etkileridir. Buna ek olarak dominans etki ve epistatik etkinin de genetik farklılığa katkısı vardır. Hayvan ıslahında üzerinde durulan özelliği olumlu etkileyen genlerin frekansını artırarak eklemeli genotipik değeri yükseltmeye yönelik çalışılmalar ağırlık kazansa da, diğer gen etkilerinden yararlanacak yollar da aranır. Varyans ve varyans unsurları ile gen ve gen etkileri hakkında daha fazla bilgi sağlayabilmek için belirli seviyede genetik ve istatistik biliyor olmak ya da öğrenmek gerekir.

Genotip ve Çevre’nin Uyumu

Bazı işletmeler edindikleri yüksek genotipik değerli hayvanların ihtiyaçlarını karşılayacak olanaklara sahip değillerdir. Bu nitelikteki işletmelerin kendi koşullarında kar sağlayacak hayvanlar yerine, mevcut koşullarda hayatta kalmaları bile kuşkulu olan yüksek genotipik değerli ırklar talep etmeleri veya böyle ırklarla çalışmak zorunda bırakılmaları önemli bir sorundur.

Bir ülkede veya bölgede yetiştirilmekte olan hayvanların verim kapasiteleri, işletmelerin karşılayabileceği verim düzeylerinin üstünde ise genetik kapasitenin israfı söz konusudur. Bu durumda, imkan var ise, işletmelerin sahip oldukları koşullar iyileştirilerek üretim artırılabilir.

Fenotipik Varyasyon ve Unsurları

Aynı türden, aynı ırktan olan ve aynı sürüde yetiştirilen hayvanlar bile pek çok özellik bakımından birbirlerinden oldukça farklıdırlar. Dikkatle incelendiğinde çevremizde yaşayan tüm canlı gruplarında birbirinin tam benzeri iki bireye rastlamak neredeyse mümkün değildir. Örneğin aynı genetik yapıya sahip olan tek yumurta ikizleri bile birbirlerine tam olarak benzemezler. Vejetatif çoğalan veya çoğaltılan bir canlı grubunu oluşturan bireyler arasında da farklılıklar vardır.

Hayvan ıslahının amacı, daha önce değinildiği gibi, üzerinde durulan özellikler bakımından hayvanların genotipik değerini istenilen yönde değiştirmektir. Bu değişikliği meydana getirirken kullanılan ölçüt de fenotiptir. Bir canlı grubunda (sürüde) herhangi bir özellik bakımından bir farklılık yoksa, sürü içinde kalınarak özellik bakımından ortalamayı daha üst seviyelere çıkarmak mümkün olmaz. Bu nedenle hayvan ıslahı çalışmalarında öncelikle söz konusu sürüde veya populasyonda üzerinde durulan özelliğe ait fenotipik varyasyonu saptamak gerekir. Ardından sıra fenotipik varyasyonun özelliklerini ve unsurlarını incelemeye gelir. Üzerinde durulan özellik bakımından bir popülasyondaki veya sürüdeki bireylerin fenotipik değerleri arasındaki farklılığı ifade etmekte kullanılan fenotipik varyasyonun ölçüsü “fenotipik varyans”tır.

Üzerinde durulan özellikler, fenotipik değer bakımından bu nitelikleri göz önüne alınarak,

  • Kantitatif (nicel) özellikler
  • Kalitatif (nitel) özellikler

olmak üzere iki genel grup altında toplanırlar. Yukarıdaki örneklerden de anlaşılacağı gibi bu iki özellik grubunu birbirinden ayıran en önemli unsur, ilkinde söz konusu özellik için tespit edilen fenotiplerin kesin sınırlarla birbirlerinden ayrılamaması, yani varyasyonun sürekli olması, ikincisinde ise fenotipik değer bakımından birbirlerinden kesin olarak ayrılabilen grupların bulunmasıdır.

Seleksiyon (Damızlık Seçimi) ve Genetik İlerleme

Bir işletmenin sahip olduğu hayvanların verimleri arasında, önceki bölümde anlatılan faktörlerin neden olduğu farklılıklar vardır. Örneğin, sütten kesim ağırlığı bakımından ortalaması 17 kg olan bir koyun sürüsünde 13 kg, 15 kg, 18 kg ve hatta 25 kg canlı ağırlıkta hayvanlar bulunabilir.

Sürüsünü oluşturan bireyler arasındaki bu farklılıktan yararlanarak sürünün ortalama verimini yükseltmek isteyen bir üreticinin izleyeceği yol, yüksek verimlileri damızlığa ayırıp, gelecek jenerasyonların bunların döllerinden oluşmasını sağlamaktır.

Bir sürü veya popülasyonun genotipik değerini yükseltmek amacına yönelik faaliyetler olan seleksiyon, gelecek generasyonun ebeveynlerinin belirlenmesi ve bunlardan döl alınması işlemidir. Bir başka ifadeyle seleksiyon yüksek genotipik değerli olduğu tahmin edilen bireylerin gelecek kuşaklara genetik katkı vermelerine, yani gen aktarmalarına olanak sağlar. Bunun gerçekleştirilebilmesi ve uygulamanın ne tür değişikliklere yol açacağının anlaşılabilmesi için seleksiyonun işleyişi ve etkilerinin bilinmesi gerekir. Gelecek jenerasyonun ebeveynlerinin seçimi genotipik değer bakımından üstünlüğe dayandırılmazsa genetik ilerleme beklenmemelidir. Hayvanların genotipik değerleri ise hemen her zaman fenotipik değerden tahmin edilir. Şayet yüksek fenotipik değerli oldukları için seçilenler, genotipik değer bakımından da yüksek değerli iseler “isabetli bir seçimden veya seleksiyonun isabet derecesinin yüksekliğinden söz edilebilir. Daha önce de ifade edildiği gibi seleksiyonda isabet düşükse genetik ilerleme de düşük olacaktır. Bu nedenle farklı bilgi kaynakları kullanılarak isabetin artırılmasına çalışılır. Hayvan ıslahı amacıyla seçilecek ve uygulanacak yöntemlerde isabet sağlayabilmek için, seleksiyon ve çiftleşme yöntemlerini yeterince kavramış olmak gerekir. Aksi halde harcanan emek ve paranın karşılığı alınmaz. Hatta sürünün genotipik seviyesi daha geri gidebilir.

Seleksiyon Yöntemleri

Seleksiyonun uygulanmasındaki bir takım zorlukları aşmak için çeşitli önlemlerin düşünülmesi ve bilgi kaynaklarından daha fazla yararlanma isteği farklı seleksiyon yöntemlerinin geliştirilmesine yol açmıştır. Bunlar: kitle seleksiyonu, akrabalara göre seleksiyon, birden fazla verim bakımından seleksiyon ve dolaylı seleksiyon olarak sıralanabilir.

Kitle Seleksiyonu

Her iki cinsiyette de ölçülebilen ve kalıtım derecesi yüksek olan özellikler söz konusu olduğunda, erkek ve dişilerin seçiminde seleksiyon ölçütü (kriteri) olarak bireylerin kendi değerleri kullanılır.

Akrabalara Göre Seleksiyon

Kalıtım derecesi düşük ve her iki cinsiyette birden ölçülemeyen veya oldukça ileri yaşlarda ölçülebilen verimler söz konusu olduğunda kitle seleksiyonu pek verimli olmaz. Bu noktada damızlıkların belirlenmesinde akrabalarına ait verimlerden yararlanma yoluna gidilebilir. Verimlerinden yararlanılacak akrabalar; ebeveynler, öz veya üvey kardeşler ya da yavrular olur. Akrabalara göre seleksiyon; ebeveynlere, kardeşlere, döllere göre seleksiyon, familya seleksiyon, kombine seleksiyon olarak çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir.

Birden Fazla Verim Bakımından Seleksiyon

Günümüzde seleksiyonda yalnızca bir tek verim dikkate alınmaz. Seleksiyon, birbirleriyle ilişkili veya ilişkisiz ama ekonomik önemi olan birçok özellik dikkate alınarak yürütülür. Ülkemizde çoğunlukla kombine verimli hayvanların tercih edildiği ve edilmesi gerektiği dikkate alındığında bu yolun gereği ve önemi daha iyi kavranır. Birden fazla verimi dikkate alan seleksiyon uygulamaları üç ana başlık altında incelenir. Birden fazla verimi dikkate alan seleksiyon uygulamaları üç grupta incelenir. Bunlar; Teksel Seleksiyon, bağımsız ayıklama sınırları ve indeks yöntemidir.

Dolaylı Seleksiyon

Sürüde iyileştirilmesi istenilen verimin kalıtım derecesi düşük ve saptanmasında zorluklar olduğunda seleksiyon çalışmalarında bunun yerine, bununla genetik ilişkisi olan bir başka özellik aranır. Kullanılacak özelliğin hem kalıtım derecesi hem de bu esas özellik ile genetik korelasyonu yüksek ise esas özellikte bir ilerleme sağlanabilir. Bu şekilde araç özelliği kullanarak amaç özellikte ilerleme sağlamayı hedefleyen seleksiyon yöntemidir.

Çiftleştirme Sistemleri

Bir damızlıkçı işletme damızlıklarını seçtikten sonra sıra bunların çiftleştirilmesinde izlenecek yolun belirlenmesine gelir. Damızlığa ayrılan erkek ve dişilerden hangilerinin birbirleriyle çiftleştirileceklerini belirlemek için önce işletmenin beklentisinin ne olduğu, sonra bu beklentiyi karşılayacak yöntemin hangisi olduğu kararlaştırılmalıdır. Bu noktada unutulmaması gereken husus, aşağıdaki yöntemlerden herhangi birinin seleksiyon olmaksızın, tek başına, genetik ilerleme sağlamasının söz konusu olmadığıdır.

Çiftleştirilecek hayvanlar için bir düzenleme yapılmıyor ise rastgele çiftleştirme , eğer düşük verimliler yüksek verimlilerle çiftleştiriliyor ise zıtların çiftleştirilmesi , düşük verimliler düşük verimlilerle yüksek verimliler de yüksek verimlilerle çiftleştiriliyorsa benzerlerin çiftleştirilmesi söz konusudur.

Saf Yetiştirme

Bir sürüde çiftleştirilen erkek ve dişiler aynı ırkın bireyleri iseler, uygulanan çiftleştirme yöntemi saf yetiştirme olarak adlandırılır. Örneğin, bir sığır sürüsünde erkek ve dişi damızlıklar Siyah-Alaca ırkından veya bir koyun sürüsündeki erkek ve dişiler İvesi ırkından iseler “bu sürülerde saf yetiştirme uygulanmaktadır” denir.

Kan Tazeleme

Sürüye aktarılan genler aynı ırkın değişik sürülerinden ise, yani sürüye aynı ırktan ama başka sürülerden damızlık getirilip kullanılmış ise bu uygulama “kan tazeleme” olarak adlandırılır. Kan tazeleme kararı alındığında en önemli iş, erkek damızlıkların hangi sürülerden alınacağının belirlenmesidir. Bu belirlemede hata yapılırsa uygulama bir yarar sağlamaz hatta zararlı olabilir.

Melezleme

Hayvancılık uygulamalarında melezleme ifadesi, bir çiftleştirmenin melezleme olarak nitelendirilebilmesi için; çiftleşen hayvanların ya farklı ırklara ya da farklı hatlara mensup olmaları gerekir. Bu durumda melezleme, farklı ırk ya da hatlardan hayvanların çiftleştirilmesi olarak tanımlanır. Bu da saf yetiştirme ve kan tazeleme ile melezlemeyi birbirinden ayırmayı mümkün kılar. Melezleme çalışmalarının temel hedefi şüphesiz, işletmeye daha fazla yarar sağlayan hayvanlar elde etmek olmalıdır. Bu da ancak çiftleştirilecek grupların isabetli seçimiyle sağlanabilir. Bu haliyle melezlemeyi, popülasyonlar arası seleksiyon olarak nitelemek de mümkündür.