HAYVANCILIK EKONOMİSİ - Ünite 1: Ekonomi Bilimine Giriş Özeti :

PAYLAŞ:

Ünite 1: Ekonomi Bilimine Giriş

Ekonomi Bilimine Giriş

Ekonomi sözcüğü kökenini Yunanca’daki oikos ve nomos sözcüklerinin birleşmesinden oluşan oikonomia sözcüğünden almaktadır. Ancak anlam açısından bu iki sözcük birbirini tam olarak karşılamamaktadır.

Eski Yunancada Oikonomia terimi ile ev ve çiftlik idaresine ilişkin kurallar tanımlanmaktadır. Oikos; bir kimsenin esirleri, karısı ve çocuklarıyla birlikte bütün mal varlığını ifade etmektedir. Nomos; ise idare anlamına gelmektedir. Bununla birlikte Yunan filozofları servet ve kazanç sağlamak amacıyla yapılan faaliyeti oikonomia ile değil khrêmatistik sözcüğüyle ifade etmişlerdir.

Temel Ekonomik Kavramlar

İnsanların gidermek istedikleri çok sayıda ve çeşitte ihtiyaçları vardır. Üstelik bunlardan acıkmak, susamak gibi bazıları tatmin edilse bile bir süre sonra tekrar ortaya çıkarlar.

İhtiyaçlar iki gruba ayrılabilir. İnsan yaşamının devamı için gerekli olan beslenme, barınma, ısınma, dinlenme gibi ihtiyaçlar Zorunlu ihtiyaçlar olarak adlandırılır. Eğitim, eğlence vb. ihtiyaçlar ise Sosyal ve Kültürel ihtiyaçlar olarak adlandırılır. Bir ihtiyacın zorunlu ihtiyaçlar arasında yer almaması önemsiz olduğu anlamına gelmemekle birlikte esas olarak bu iki ihtiyaç grubu arasında kesin bir sınır çizmek de mümkün değildir. Çünkü beslenme ve barınma gibi bazı temel unsurlar dışında her toplum veya ülke için farklı bir gruplama yapılabilir. İnsan ihtiyaçlarının önem sırası bireye bağlı olarak da değişebilir.

İhtiyaçlar ile ilgili olarak şu tespitler yapılabilir: ihtiyaçlar sonsuzdur. İhtiyaçlar şiddet açısından farklılık gösterirler. İhtiyaçların şiddeti tatmin edildikçe azalır. Başlangıçta zorunlu olmayan ihtiyaçlar zamanla zorunlu hale gelebilir. İhtiyaçlar ve ihtiyaçları tatmine yarayan araçlar birbiri ile ikame edilebilir.

Mal ve hizmetler, insan ihtiyaçlarını karşılamaya yarayan, parayla veya diğer mal ve hizmetlerle değiştirilebilen ekonomik araçlardır. Bu kavramla ilgili olarak bazı noktalara dikkat edilmelidir.

İnsan ihtiyaçlarını karşılayan unsurlar sayılırken genellikle öncelikle mallar söylenir ve hizmetler göz ardı edilir. Bunun nedeni mal kavramının öncelikle et, süt, yumurta, peynir gibi somut bir varlığı çağrıştırmasıdır. Oysa herhangi bir taşıma aracıyla örneğin besi sığırlarının kesimhaneye taşınması, tedavi hizmetleri, avukatlık, bankacılık gibi birer hizmet olan faaliyetler de iktisadi anlamda maldır. Dolayısıyla iktisadi mal denildiğinde mallar yanında hizmetler de anlaşılmalıdır. Çünkü maddi birer unsur olan mallar gibi maddi olmayan bir unsur olan hizmetler de insan ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Esas itibariyle insan ihtiyaçlarının karşılanması bakımından maddi sayılan malların, kendi varlıklarından çok insana sağladıkları yararlar önemlidir.

Tüketim ve Üretim iktisadi mal ve hizmetlerin insanların ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla kullanılmasına tüketim denir. İnsanların yaşam düzeylerinin yükseldiğinin en önemli göstergesi tüketim seviyelerinin yükselmesidir.

Ekonomik anlamdaki tüketim ile halk arasında kullanılan tüketim kavramı arasında fark vardır. Halk dilinde tüketim denince bir şeyin bitirilip yok edilmesi anlaşılır. Oysa ekonomi bilimine göre tüketimde, insanların ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılan mal ve hizmetlerin yok olması gerekli değildir.

İktisadi mal ve hizmetlerin çok büyük bir kısmı doğadaki mevcut şekliyle, hiç emek harcanmaksızın insan ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılamazlar. İktisadi mal ve hizmetler genellikle insan emeği ve sermayenin doğal kaynaklara uygulanması ile elde edilirler. İşte bu uygulamaya üretim adı verilmektedir.

Üretim faaliyetiyle doğal kaynaklara şekil, yer, zaman ve mülkiyet faydaları eklenir. Doğal kaynakların kimyasal ve fiziksel yapılarının değiştirilmesiyle şekil faydası yaratılır. Örneğin; kasaplık hayvanların et sanayii işletmelerinde kesilmesiyle karkas, karkasın belirli tekniklerle parçalanması ile et ve preparatları, etin işlenmesi ile de salam, sucuk, sosis, pastırma vb. et mamulleri elde edilir; böylelikle şekil faydası yaratılır.

Emek insanların mal ve hizmet üretimine tahsis ettikleri zaman ve çabadır. Emek üretimin en önemli unsurudur. Emek kavramına insanın mal ve hizmet üretiminde kullanılan fiziksel ve düşünsel yetenekleri girer. Sermaye iktisadi mal ve hizmet üretiminde kullanılan makine, donanım, hayvan, bina, arazi ve aletlerdir.

Üretimde emeğin verimliliğini artıran her çeşit unsur sermaye kapsamına girer. Halk arasında sıkça geçen sermaye kavramından genellikle nakit para, hisse senedi, tahvil, bono vb. finansal araçlar anlaşılır. Bunlar da iktisadi anlamda sermaye kavramının içinde yer alırlar. Ancak sadece bir kısmını oluştururlar. Bir üretim faktörü olarak doğa denildiğinde çayır ve meralar, tarım alanları, ormanlar, deniz ve göller, madenler ve atmosfer akla gelir. Doğa’nın üretimde kullanılması karşılığında elde edilen gelire rant adı verilir.

Girişimci bir işi düşünen, planlayan, etkin şekilde yürüten, diğer üretim faktörlerini bilinçli ve sistemli bir şekilde bir araya getiren, tüketici tercihlerine göre üretimi organize eden ve bu üretim ile ilgili riskleri üstlenen kişidir. Girişimci gerçek ya da tüzel bir kişilik olabilir. Girişimcinin gelirine kâr denir.

Bir mal ya da hizmetin başka bir mal ya da hizmet veya para ile değiştirilmesine mübadele adı verilmektedir. Kendi ihtiyacından fazla miktarda üretimde bulunan üretici, başka mal ve hizmetlere olan ihtiyacını karşılamak için kendi üretim fazlasını değiştirmek yani mübadele etmek zorundadır. Bir ekonomide belirli bir dönemde yaratılan gelirin üretime katılan unsurlar tarafından paylaşılmasına gelir bölüşümü denir.

Gelir, bir üretim faktörünün, üretim sürecine katılması ile elde ettiği kazançtır. Üretime katılım çeşitli biçimlerde olabilir. Örneğin insan üretime emeğiyle veya sahip olduğu sermaye araçlarıyla katılabilir ve bunun karşılığında ücret veya faiz elde eder.

Temel Ekonomik Varsayımlar

Temel ekonomik varsayımlar şunlardır: Kapalı ekonomi varsayımı, devlet müdahalesi bulunmadığı varsayımı, rasyonel davranıldığı varsayımı, diğer koşulların değişmediği varsayımı (ceteris paribus), tam rekabet piyasası varsayımı, ölçeğin sabit getirisi varsayımı, para kullanılmama varsayımıdır.

Ekonomi Biliminin Tanımı ve Sınıflandırılması

İnsanların ihtiyaçları ve arzuları sınırsızdır. Var olan isteklere her an yenileri eklenir. Ancak bütün insanların bütün isteklerinin karşılandığı bir dünya, gerçekleştirilmesi mümkün olmayan bir hayaldir. Çünkü insan ihtiyaçlarını giderecek olan mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılabilecek üretim faktörleri sınırlı miktardadır; yani kıttır.

Gereksinimleri karşılayan bu kaynaklar kıt olmasalardı onları elde etmek için hiçbir fedakârlık ve zahmete katlanmak gereği kalmayacak ve dolayısıyla ekonomik faaliyet söz konusu olmayacaktı. İnsanların günlük yaşamlarını sürdürebilmek amacıyla harcadıkları çabanın temel nedeni onların kıtlık gerçeğiyle karşı karşıya kalmalarıdır. İşte ekonomik sorunun temelinde bu yatmaktadır. İnsanlığın ekonomik alandaki gayretlerinin tümü kıtlığın baskısını azaltmaya ve onu yenmeye yönelik çabalardır. Kıtlıkla savaş söz konusu olduğu zaman insan faaliyetinin ekonomik yönü ortaya çıkmaktadır.

Kıt kaynakların çeşitli alanlarda kullanımı yani alternatif kullanımı söz konusu olmasaydı ekonomi bilimine gerek kalmazdı. Ancak her kaynak için çeşitli kullanım alternatifleri vardır ve insanlar bu alternatifler arasında seçim yapmak, tercihte bulunmak zorundadırlar. İşte ekonomi biliminin konusu aynı zamanda bu tercihlerdir. Bu açıklamalar ışığında ekonomi bilimi ve konusu aşağıdaki şekilde tanımlanabilir.

Ekonomi, insanların sonsuz olan gereksinimlerini karşılamak için gerekli olan mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan ve dünyada kıt olarak bulunan emek, sermaye, doğal kaynaklar gibi üretim faktörlerinin, çeşitli seçenekler arasında nasıl kullanılacağına ilişkin insan davranışlarını inceleyen bir bilimdir. Ekonominin iki esas kolu, yani Makro Ekonomi (Toplum Ekonomisi, Ulusal Ekonomi) ile Mikro Ekonomidir (işletme Ekonomisi). Makro Ekonomi, genellikle gereksinimlerin karşılanması için gösterilen faaliyetlerden birbiriyle ilişkili olanları saptayarak, bütün ekonomik unsurların ortak olan problemlerini ve çeşitli ekonomik olayların oluş nedenleri ile bunların birbirleriyle olan ilişkilerini araştırmak, açıklamak ve bu konulardaki ekonomik kanunları ortaya koymak gibi amaçlarla çalışır. Kısaca söylenirse Makro Ekonomi ekonomik problemleri bütün olarak görür ve inceler.

Mikro Ekonomi ise üretimin meydana geldiği ekonomik birimlerin yani işletmelerin bilimidir. Bu bölümün araştırma konusu, işletmelerin kuruluş, organizasyon ve işleyişleri ile onların teknik, mali ve idari faaliyetlerini, işletmenin çevresi ile olan ilişkilerinin metotlu ve planlı bir şekilde araştırılıp açıklanmasıdır. Yani Mikro Ekonomi doğrudan doğruya işletmenin yapısı ve faaliyetleriyle sonuçlarını inceler. Makro Ekonomi ile Mikro Ekonomi arasında sıkı bir ilişki vardır.

Makro Ekonomi de modern bir sınıflamada Teorik Ekonomi ve Uygulamalı Ekonomi olarak iki kısımda incelenir. Teorik Ekonomi, ekonomik olayları belirli bir zaman ve mekana bağlı olmadan inceleyerek, bunların neden ve sonuçlarını saptamaya, aralarındaki ilgi ve buna ait kanunları ortaya çıkarmaya ve ekonomik hayatta rol oynayan esas unsurları tespit etmeye çalışır. Uygulamalı Ekonomi ise Teorik Ekonominin ortaya koymuş olduğu kanunların, çeşitli ekonomik faaliyet alanlarında, değişik zaman ve mekânlardaki sonuçlarını inceleyerek bu faaliyetlerin istenilen şekilde ve düzgün olarak gerçekleşmesi için gerekli ekonomik önlemleri araştırır ve bunları uygulayarak milli geliri yükseltme yollarını saptamaya çalışır. Bu bakımdan uygulamalı ekonomi bilimine, Ekonomi Politikası adı da verilmektedir. Örneğin bu ekonomi politikası, tarım, hayvancılık, sanayi, ticaret, ulaştırma politikaları vb. konularla uğraşır.

Ekonomi bilimi, ekonomik problemleri iyi algılayabilmek ve onlar hakkında doğru bilgiler elde edebilmek için diğer bazı bilim dallarıyla ilişkilidir. Bunların başında matematik, istatistik, sosyoloji, mantık, hukuk gelmektedir.