HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI I - Ünite 6: Kişi, Kişi Türleri ve Kişiliğin Korunması Özeti :
PAYLAŞ:U¨nite 6: Kis¸i, Kis¸i Tu¨rleri ve Kis¸iligˆin Korunması
Kis¸iler Hukukunun Ana Kavramları
Kis¸i
Hukukc¸u olmayanlar ic¸in kis¸i kelimesi ile kastedilen insandır. Hukuksal anlamda ise kis¸iden so¨z edildigˆinde kastedilen ise sadece insanlar degˆildir. Hukuki anlamda kis¸i ile, haklara ve borc¸lara sahip olabilen varlıklar ifade edilmektedir. Bu nedenle hukuki anlamda kis¸i dogˆal bir kavram olmayıp, hukuki bir kavramdır. Medeni Kanun’un Kis¸iler Hukuku kitabının birinci kısmı Gerc¸ek Kis¸iler, ikinci kısmı ise Tu¨zel Kis¸iler bas¸lıgˆını tas¸ımaktadır. O halde hukuk du¨zenimiz, hukuki anlamda kis¸ileri ikiye ayırmaktadır.
Gerc¸ek Kis¸i
Gerc¸ek kis¸iler sadece insanlardır. Medeni Kanun 8. maddesinde: “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna go¨re bu¨tu¨n insanlar, hukuk du¨zeninin sınırları ic¸inde, haklara ve borc¸lara ehil olmada es¸ittirler.” s¸eklinde belirtmekle hak sahibi olabilen ve borc¸ altına girebilen gerc¸ek kis¸ilerin sadece insanlar oldugˆunu kabul etmektedir.
Tu¨zel Kis¸i
Medeni Kanun’un 47. maddesinde, “Bas¸lı bas¸ına bir varlıgˆı olmak u¨zere o¨rgu¨tlenmis¸ kis¸i toplulukları ve belli bir amaca o¨zgu¨lenmis¸ olan bagˆımsız mal toplulukları, kendileri ile ilgili o¨zel hu¨ku¨mler uyarınca tu¨zel kis¸ilik kazanırlar.” s¸eklinde belirtilmektedir. Hukuki anlamda kis¸ilerden biri olan tu¨zel kis¸iler (hu¨kmi kis¸i) ile kastedilen bir araya gelerek ayrı bir varlık kazanan kis¸i toplulukları ya da mal topluluklarıdır.
Kis¸ilik
Dar anlamda kis¸ilik, medeni^ haklara ve borc¸lara ehil olmayı ifade eder. Genis¸ anlamda kis¸ilik, hak sahiplerinin bu¨tu¨n durumlarını, yani hak ve borc¸lara sahip olabilmenin yanında ayrıca "s¸ahsi halleri", hak ve borc¸lara sahip olabilmek ic¸in hukuki is¸lem yapabilme ehliyetini ve hukuken degˆer tas¸ıyan bedensel, manevi ve ekonomik varlıkları ic¸ine alan bir kavramdır.
Kis¸ilik Hakkı
Kis¸inin hukukc¸a korunan bedensel, manevi ve ekonomik nitelikteki varlıkları u¨zerindeki mutlak hakları ifade eder. O¨rnegˆin bir kimsenin vu¨cut bu¨tu¨nlu¨gˆu¨, sagˆlıgˆı, s¸eref ve haysiyeti, iktisadi ve fikri faaliyetleri u¨zerindeki hakları, kis¸ilik haklarındandır.
Gerc¸ek Kis¸ilik
Gerc¸ek Kis¸iligˆin Kazanılması Medeni Kanun’un 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Kis¸ilik, c¸ocugˆun sagˆ olarak tamamıyla dogˆdugˆu anda bas¸lar ve o¨lu¨mle sona erer.”s¸eklinde belirtilmektedir. O halde gerc¸ek kis¸iligˆin kazanıldıgˆının kabul edilebilmesi o¨ncelikli olarak iki s¸arta bagˆlanmıs¸tır. Bunlardan biri tam dogˆum, digˆeri ise sagˆdogˆumdur. Tam dogˆum, c¸ocugˆun annenin bedeninden tamamen ayrılmasıdır.
Sagˆ dogˆum ise, tıp bilimince belli emarelerin gerc¸ekles¸mesi ile belirlenebilen bir durumdur. Bu iki s¸art, kis¸iligˆin kazanılmasında birlikte aranır. Gerc¸ek kis¸iligˆin kazanıldıgˆının aksini iddia eden kis¸i, bu iddiasını Medeni Kanun’un 6. maddesi geregˆince ispatla yu¨ku¨mlu¨du¨r. Dogˆum olayı, gerc¸ekles¸mesinden itibaren en gec¸ 1 ay ic¸erisinde nu¨fus memuruna bildirilmek zorundadır. Nu¨fus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın dogˆru olmadıgˆı anlas¸ılırsa, gerc¸ek durum her tu¨rlu¨ kanıtla ispat edilebilir.
Gerc¸ek Kis¸iligˆin Bas¸langıcı
Medeni Kanun’un 28. maddesinin 2. fıkrasında, “C¸ocuk hak ehliyetini, sagˆ dogˆmak kos¸uluyla, ana rahmine du¨s¸tu¨gˆu¨ andan bas¸layarak elde eder.” s¸eklinde belirtilmektedir. Cenin kis¸i degˆildir, ancak sagˆ ve tam dogˆmakla kis¸ilik kazanacaktır. Bu nedenle, kis¸iligˆin bas¸langıc¸ anı, sagˆ ve tam dogˆum gerc¸ekles¸tigˆi takdirde geriye yu¨ru¨mekte, bas¸ka bir ifade ile ceninin anne rahmine du¨s¸tu¨gˆu¨ anda kis¸iligˆin bas¸ladıgˆı kabul edilmektedir. O halde, henu¨z sagˆ ve tam dogˆum gerc¸ekles¸meden o¨nce babası o¨len c¸ocuk, sagˆ ve tam dogˆdugˆunda babasının mirasc¸ısı olabilmektedir.
Gerc¸ek Kis¸iligˆin Sona Ermesi
O¨lu¨m ve Gaiplik
Medeni Kanun’un 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Kis¸ilik, c¸ocugˆun sagˆ olarak tamamıyla dogˆdugˆu anda bas¸lar ve o¨lu¨mle sona erer.” s¸eklinde belirtilmektedir. O halde gerc¸ek kis¸ilik o¨lu¨m ile son bulur. Kis¸inin o¨lu¨p o¨lmedigˆi konusunda emin olamadıgˆımız bazı durumlarda kanun koyucumuz kis¸inin o¨lu¨mu¨ hakkında kuvvetli s¸u¨phenin bulundugˆunu go¨zeterek, bazı s¸artların gerc¸ekles¸mesi ile kis¸inin o¨lu¨mu¨ne mahkemece karar verilecegˆini kabul etmis¸tir.
O¨lu¨me Bagˆlanan Hukuki Sonuc¸lar
O¨lu¨m kis¸iligˆi kesin bir bic¸imde sona erdirir ve o¨lu¨m olayının gerc¸ekles¸mesi ile birlikte o¨lenin hak kazanması ya da borc¸ altına girmesi so¨z konusu olmaz. O¨lu¨mle birlikte miras ac¸ılır ve o¨lenin devri mu¨mku¨n nitelikte olan hakları mirasc¸ılara gec¸er. O¨lenin bedeni yani ceset, bir es¸ya niteligˆinde kabul edilmemekle birlikte o¨lu¨mden sonra kis¸inin cesedi u¨zerinde tasarrufta bulunabilmek ancak iki halde mu¨mku¨ndu¨r. O¨lu¨me bagˆlanan digˆer hukuksal sonuc¸lar ise aile hukuku alanında ortaya c¸ıkar. O¨lu¨mle birlikte devam eden evlilik bas¸kaca herhangi bir is¸leme gerek kalmaksızın kendiligˆinden son bulur. Bo¨ylelikle o¨lenin es¸inin s¸ahsi durumu dul olarak degˆis¸ir. Bir kimsenin belli bir zamanda o¨lu¨ oldugˆunu iddia eden kis¸i, Medeni Kanun’un 29. maddesinin 1. fıkrası geregˆince bu iddiasını ispatla yu¨ku¨mlu¨du¨r. Bu konuda resmi sicillerden olan nu¨fus sicil kayıtları esas alınmaktadır. Dogˆum olayı gibi o¨lu¨m de, nu¨fus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur.
O¨lu¨m Olayının I·spatında Gec¸erli Karineler Birlikte O¨lu¨m Karinesi Medeni Kanun’un 29. maddesinin 2. fıkrasında, “Birden fazla kis¸iden hangisinin o¨nce veya sonra o¨ldu¨gˆu¨ ispat edilemezse, hepsi aynı anda o¨lmu¨s¸ sayılır.” s¸eklinde belirtilmis¸tir. O¨rnegˆin, bir trafik kazasında aynı arac¸ ic¸inde bulunan karı ve kocanın o¨ldu¨gˆu¨ biliniyorsa, bunlardan birinin digˆerinden sonra o¨ldu¨gˆu¨ne ilis¸kin iddialar ispat edilmemis¸se, karı ve kocanın aynı anda o¨ldu¨kleri kabul edilir. Birlikte o¨lu¨m karinesi adi karine niteligˆinde oldugˆundan, aksinin her tu¨rlu¨ delille ispatı mu¨mku¨ndu¨r.
O¨lu¨m Karinesi
Medeni Kanun’un 31. maddesinde, “Bir kimse, o¨lu¨mu¨ne kesin go¨zle bakılmayı gerektiren durumlar ic¸inde kaybolursa, cesedi bulunamamıs¸ olsa bile gerc¸ekten o¨lmu¨s¸sayılır.” s¸eklinde belirtilmis¸tir. Bu karineden yararlanılabilmesi ic¸in, cesedin bulunmamasına ragˆmen kis¸inin, o¨lu¨mu¨ne kesin go¨zle bakılmayı zorunlu kılan bir durumda kaybolması aranmaktadır. O¨lu¨m karinesinde asıl ispatı gereken, o¨lu¨m sonucunu meydana getiren olaydır. O¨lu¨m karinesinde, kis¸inin ic¸inde bulundugˆu olayın, o¨lu¨m sonucunu kesin olarak meydana getirecek nitelikte olması gerekir. O¨rnegˆin, motoru yanarak du¨s¸en ve kayalıklara c¸arparak parc¸alanan bir uc¸agˆın yolcularından hic¸biri kurtulamamıs¸tır. O¨lu¨mu¨n gerc¸ekles¸tigˆi tarih, o¨lu¨m kaydının nu¨fus siciline is¸lendigˆi tarih degˆil, olayın meydana geldigˆi tarihtir. O¨lu¨me bagˆlanan hukuki sonuc¸lar, o¨lu¨m karinesi ic¸in de gec¸erlidir.
Gaiplik
Medeni Kanun’un 32. maddesine go¨re, “O¨lu¨m tehlikesi ic¸inde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin o¨lu¨mu¨ hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu o¨lu¨me bagˆlı olanların bas¸vurusu u¨zerine mahkeme bu kis¸inin gaipligˆine karar verebilir.” Bir kimse, o¨lu¨mu¨ne kesin go¨zu¨yle bakılacak bir durumda olmamakla birlikte o¨lu¨m tehlikesi ic¸inde kaybolmus¸sa veya kendisinden uzun su¨redir haber alınamıyorsa, kanun bu kis¸inin o¨lmu¨s¸ olması ihtimalinin kuvvetli oldugˆunu kabul etmektedir. O¨rnegˆin, yu¨k gemisi ve yolcu tas¸ıyan bir digˆer geminin Akdeniz’de, Mersin Limanına yaklas¸ırken c¸arpıs¸ması sonucu, batan yolcu gemisindeki bazı yolcular yu¨zme bildikleri ic¸in kurtulmus¸, bazılarının ise kurtulup kurtulamadıgˆı bilinmemektedir. Yolcu gemisinde bulunan ve kurtulup kurtulmadıgˆı bilinmeyen bir kis¸inin yu¨zme bilmemesi nedeniyle o¨lmu¨s¸ olma ihtimali kuvvetlenmektedir. Bu durumda kis¸inin o¨lu¨m tehlikesi ic¸inde kaybolması dikkate alınarak hakkında gaiplik kararı verilebilir.
Gaiplik Kararının Verilebilmesi I·c¸in Gerekli S¸artlar
Bir kis¸inin gaipligˆine karar verilebilmesi ic¸in o kis¸inin yukarıda yazılı iki durumdan birinde ortadan kaybolmasıs¸arttır. Kis¸i ya o¨lu¨mu¨ne muhtemel go¨zle bakılacak bir olay sonucunda ortadan kaybolmus¸ olmalıdır ya da uzun su¨reden beri kendisinden hic¸bir haber alınmayacak s¸ekilde ortadan kaybolmus¸ olmalıdır. Bu durumların varlıgˆı gaiplik kararı ic¸in gerekli maddi s¸artlardır. Ancak bu durumların varlıgˆı gaiplik kararı verilebilmesi ic¸in tek bas¸ına yeterli olmayıp usuli s¸art olarak ifade edilebilecek bazı usuli is¸lemlerin yapılması gerekmektedir.
Maddi S¸artlar
1. O¨lu¨m Tehlikesi I·c¸inde Kaybolma
O¨lu¨m tehlikesi, bu tehlike ic¸inde kaybolan bir kis¸inin o¨lu¨mu¨nu¨ hakkında kuvvetli bir ihtimal ortaya c¸ıkarır nitelikte olmalıdır. O¨lu¨mu¨n kuvvetle muhtemel sayılmadıgˆı durumda kis¸inin o¨lu¨m tehlikesi ic¸inde kayboldugˆu kabul edilemez ve dolayısıyla gaipligˆine karar verilemez.
2. Uzun Su¨reden Beri Kendisinden Haber Alınamama
Uzun su¨reden beri kendisinden haber alınamayan bir kimsenin o¨lmu¨s¸ olması kuvvetli bir ihtimal olarak go¨ru¨lu¨yorsa, gaipligˆine karar verilebilir. Burada kis¸inin ic¸inde bulundugˆu ve o¨lu¨mu¨ hakkında kuvvetli bir ihtimal ortaya c¸ıkaran bir o¨lu¨m tehlikesi so¨z konusu degˆildir. O¨rnegˆin, bir kis¸i sandalla denize ac¸ılmıs¸ ve bir daha do¨nmemis¸tir. Denize ac¸ıldıgˆında herhangi bir fırtına meydana gelmemis¸ ise, o kis¸inin o¨lu¨m tehlikesi ic¸inde kayboldugˆu kabul edilemez. Digˆer s¸artlar da gerc¸ekles¸irse bu kis¸i hakkında uzun su¨reden beri haber alınama gerekc¸esi ile gaiplik kararı verilebilir.
Usuli S¸artlar
1. Su¨re
Kis¸inin o¨lu¨m tehlikesi ic¸inde kaybolması halinde, hakkında gaiplik kararı verilebilmesi ic¸in bu olayın u¨zerinden en az 1 yıl gec¸mis¸ olması gerekir.
2. I·lgililerin Talebi
Medeni Kanun gaiplik kararının verilmesinden menfaati bulunanları belirlemis¸ ve bunların gaiplik kararı verilmesini talep edebilecegˆini du¨zenlemis¸tir. Yukarıdaki s¸artların gerc¸ekles¸mesi sonucunda bir kimse hakkında gaiplik kararı verilmesini mahkemeden talep edebilecek olanlar:
- Yasal Mirasc¸ılar
- Atanmıs¸ Mirasc¸ılar
- Lehine Vasiyet Yapılmıs¸ Olanlar
- Mirastan Mahrum Kalanlar
- Askerlik S¸ubesi
- Alacaklılar
- Hazine
Go¨revli ve yetkili mahkeme, belirtilen ilgililerden en az birinin talebi olmaksızın kendiligˆinden gaiplik kararı veremez.
3. I·lan
Dolayısıyla gu¨vence go¨sterme, gu¨vencenin su¨re ile sınırlı olması ve geri verme yu¨ku¨mlu¨lu¨gˆu¨, gaibin miras payını teslim alan mirasc¸ıları ic¸in aynen gec¸erlidir. Evlilik U¨zerindeki Sonuc¸ları Gaip evli ise bu kis¸i hakkında verilen gaiplik kararı dogˆal o¨lu¨m olayındaki gibi evliligˆi kendiligˆinden sona erdirmez. Gaibin evliligˆin sona ermesi ancak mahkeme kararı ile mu¨mku¨ndu¨r. Medeni Kanun’un 131. maddesinde bu durum du¨zenlenmis¸tir. Buna go¨re, gaipligˆine karar verilen kis¸inin es¸i, mahkemece evliligˆin feshine karar verilmedikc¸e yeniden evlenemez. Gaibin es¸i evliligˆin feshini, gaiplik bas¸vurusuyla birlikte veya ayrıca ac¸acagˆı bir dava ile isteyebilir.
Mahkeme kendisine yapılan mu¨racaatın degˆerlendirilmesi su¨recinde gerekli kanaate vardıysa yani s¸artların mevcut oldugˆunu belirlemis¸se kaybolan kis¸i hakkında bir ilan kararı verir. Mahkeme, gaipligˆine karar verilecek kis¸i hakkında bilgisi bulunan kimseleri, belirli bir su¨rede bilgi vermeleri ic¸in usulu¨ne go¨re yapılan ila^nla c¸agˆırır. Gaiplik kararı verilebilmesi ic¸in en az iki defa ve ilan yolu ile belirli bir su¨re ic¸inde gaip hakkında bilgisi olanların daveti yapılır. Gaipligˆine karar verilecek kis¸i, ila^n su¨resi dolmadan ortaya c¸ıkar veya kendisinden haber alınırsa ya da o¨ldu¨gˆu¨ tarih tespit edilirse gaiplik istemi du¨s¸er.
Gaiplik Kararının Sonuc¸ları
I·la^ndan sonuc¸ alınamazsa, mahkeme gaipligˆe karar verir ve o¨lu¨me bagˆlı haklar, aynen gaibin o¨lu¨mu¨ ispatlanmıs¸gibi kullanılır. Gaiplik kararı, o kis¸inin o¨lmu¨s¸ oldugˆuna bir karine olus¸turur. Bu karar ha^kimin bildirmesi u¨zerine, o¨lu¨m ku¨tu¨gˆu¨ne kaydolunur. O¨lu¨m olayı dogˆal olarak kis¸iligˆe son verdiren bir olay iken, gaiplik kararıyla kis¸i hukuken o¨lmu¨s¸ sayılır. Bu nedenle gaipligˆe bagˆlanan sonuc¸lar, o¨lu¨me bagˆlanan sonuc¸lardan farklı olarak du¨zenlenmis¸tir.
I·spata I·lis¸kin Sonuc¸ları
O¨lu¨mde birinin o¨lu¨ oldugˆunu iddia eden bunu ispatlamakla yu¨ku¨mlu¨ iken, gaiplikte ise gaiplik kararı verilebilmesi ic¸in gerekli olan s¸artları ispat eden kis¸inin ayrıca o¨lu¨mu¨ ispatlaması s¸art degˆildir. Gaiplik kararı, kaybolan kis¸inin o¨ldu¨gˆu¨ne dair karine tes¸kil eder.
Mirasa I·lis¸kin Sonuc¸ları
Gaiplik kararının verilmesiyle s¸ahsi haklar sona erer, malvarlıgˆı hakları ise mirasc¸ılara intikal eder. Ancak gaibin mirası, o¨lu¨mde oldugˆu gibi gaiplik kararının verilmesiyle hemen mirasc¸ılara gec¸mez. Her ne kadar gaiplik kararı verilmis¸ olsa da, gaibin o¨ldu¨gˆu¨ kesin olmayıp ortaya c¸ıkma ihtimali de dikkate alınmalıdır. Her ne kadar gaiplik kararı verilmis¸ olsa da, gaibin o¨ldu¨gˆu¨ kesin olmayıp ortaya c¸ıkma ihtimali de dikkate alınmalıdır. Hakkında gaiplik kararı verilmis¸ bir kimsenin mirasc¸ıları veya mirasında hak sahibi olan kis¸iler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden o¨nce bu malları ileride ortaya c¸ıkabilecek u¨stu¨n hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilis¸kin gu¨vence go¨stermek zorundadırlar. Hakkında gaiplik kararı verilmis¸ bir kimsenin mirasc¸ıları veya mirasında hak sahibi olan kis¸iler, tereke malları kendilerine teslim edilmeden o¨nce bu malları ileride ortaya c¸ıkabilecek u¨stu¨n hak sahiplerine veya gaibin kendisine geri vereceklerine ilis¸kin gu¨vence go¨stermek zorundadırlar. Gaibe du¨s¸en miras payı so¨z konusu oldugˆunda, bas¸ka bir ifade ile ortada bulunmayan ve mirasın ac¸ıldıgˆı anda sagˆ olup olmadıgˆı ispat edilemeyen gaip mirasc¸ının miras payı resmen yo¨netilir.
Evlilik U¨zerindeki Sonuc¸ları
Gaip evli ise bu kis¸i hakkında verilen gaiplik kararı dogˆal o¨lu¨m olayındaki gibi evliligˆi kendiligˆinden sona erdirmez.
Gaibin evliligˆin sona ermesi ancak mahkeme kararı ile mu¨mku¨ndu¨r. Medeni Kanun’un 131. maddesinde bu durum du¨zenlenmis¸tir. Gaibin es¸i evliligˆin feshini, gaiplik bas¸vurusuyla birlikte veya ayrıca ac¸acagˆı bir dava ile isteyebilir. Evlilik mahkeme kararı ile feshedilmedikc¸e gaibin es¸inin medeni durumu degˆis¸meyecek ve kesin evlenme engellerinden biri olan mevcut evliligˆin getirdigˆi ikinci kez evlenme yasagˆı geregˆi evlenemeyecektir.
Hak Ehliyeti
Tanımı
Hak ehliyeti kis¸inin hak ve borc¸lara sahip olabilme ehliyetidir. Kis¸iye tanınan bir hak olmayıp hak sahibi olabilmenin bir s¸artıdır. Kis¸inin, iradesinden ve davranıs¸larından bagˆımsız olarak, kis¸i olma niteligˆi ile kazanmıs¸ oldugˆu bir ehliyettir. Kis¸ilerin hak ehliyetine sahip olabilmek ic¸in herhangi bir is¸lem veya eylemde bulunmaları gerekmez. Bu nedenle hak ehliyetinin pasif bir ehliyet oldugˆu belirtilebilir.
Temel Nitelikleri
Medeni Kanun’un 8. maddesindeki “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna go¨re bu¨tu¨n insanlar, hukuk du¨zeninin sınırları ic¸inde haklara ve borc¸lara ehil olmada es¸ittirler.” ifadesiyle bu ehliyetin ayrım yapılmaksızın tu¨m kis¸ilere tanındıgˆı ve hak ehliyetine sahip olabilmek ic¸in herhangi bir davranıs¸ta bulunmaya gerek olmadıgˆı anlas¸ılmaktadır. Buradan hak ehliyetinin iki temel o¨zelligˆi ortaya c¸ıkmaktadır. Bunlardan birincisi genellik digˆeri ise es¸itliktir. Hak ehliyeti yo¨nu¨nden genellik ilkesi, Medeni Kanun’un 8. maddesinde “Her insanın hak ehliyeti vardır.” s¸eklinde ifade edilmis¸tir. Es¸itlik ilkesi ise, herkesin hic¸bir ayrım yapılmadan es¸it olarak hak ehliyetine sahip olmasını zorunlu kılar. Bununla birlikte insanların hangi haklara hangi s¸artlar altında sahip olabilecegˆini hukuk du¨zeni belirledigˆi ic¸in, s¸artları gerc¸ekles¸meden herkesin her hakka sahip olabilecegˆi du¨s¸u¨nu¨lmemelidir. Ayrıca, hak ehliyetine konu olan hakların o¨zel hukuk alanında kis¸ilere tanınmıs¸ haklar oldugˆu, yine Medeni Kanun’un 8. maddesi ile anlas¸ılmaktadır. Es¸itlik ve genellik ilkelerinin hak ehliyeti bakımından mutlak nitelikte oldugˆu du¨s¸u¨nu¨lemez. Zira hukuk du¨zeni benzer durumda olanlar arasında es¸itligˆin sagˆlanabilmesi amacıyla, degˆis¸ik yapı ve durumlar ic¸inde bulunanlar yo¨nu¨nden farklı du¨zenlemeler de o¨ngo¨rmektedir. Bu farklı du¨zenlemelerle, hak ehliyeti tamamen ortadan kaldırılmaz, sadece hak ehliyeti kısıtlanır.
Hak Ehliyetini Kısıtlayan Du¨zenlemeler
Yas¸, Cinsiyet , Ayırt Etme Gu¨cu¨ , Akıl Hastalıgˆı, S¸eref ve Haysiyete Aykırılık ile Mahkumiyet Kararı, Nesep, Yabancılık, Hakim Tarafından Farklılık Yaratılması
Fiil Ehliyeti
Tanımı
Medeni Kanun’un 9. maddesine go¨re, “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borc¸ altına girebilir.” Buradan c¸ıkan sonuc¸, fiil ehliyetini hak ehliyetini kullanma ehliyeti oldugˆudur. Zira bir kis¸inin hak ehliyetine yani haklara ve borc¸lara sahip olma ehliyetine sahip olması ic¸in sagˆ ve tam dogˆum s¸artlarının gerc¸ekles¸mesi yani kis¸i olmak yeterlidir. Ancak kis¸iler, kendi lehine haklar yaratmak, bu hakları sınırlamak veya ortadan kaldırmak ve kendisini borc¸ altına sokmak amacıyla bazı fiilleri gerc¸ekles¸tirmek zorundadırlar. Go¨ru¨ldu¨gˆu¨ u¨zere fiil ehliyeti kis¸inin “kendi fiilleri” ile kullanılabilmektedir. Ancak fiil ehliyetini kullanan herkesin aynı seviyede, makul ve hukuken gec¸erli bir iradeye sahip olması beklenemez.
Kapsamı
Hukuki I·s¸lem Ehliyeti, Tasarruf Ehliyeti, Haksız Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti, Dava Ehliyeti’ ni ic¸erir.
Fiil Ehliyetinin S¸artları
Medeni Kanun’un 10. maddesinde belirtilen s¸artlara sahip bir kis¸inin fiil ehliyetinin bulundugˆu kabul edilir. Buna go¨re bir kis¸inin fiil ehliyetine sahip olabilmesi ic¸in, ergin olması, ayırt etme gu¨cu¨ne sahip olması ve kısıtlı olmaması aranır.
Fiil Ehliyetine Go¨re Gerc¸ek Kis¸ilerin Sınıflandırılması
Tam Ehliyetliler, Tam Ehliyetsizler, Sınırlı Ehliyetliler, Sınırlı Ehliyetsizler, olarak sınıflandırılır.
Kis¸ilik Hakkı Ve Kis¸iligˆin Korunması
Kis¸ilik Hakkı Kavramı ve O¨zellikleri Kis¸ilik insanın insan olması dolayısıyla ayrılmaz bir bic¸imde sahip oldugˆu hakları ic¸erir. Kis¸ilik hakkı, kis¸inin kis¸isel degˆerlerinin tu¨mu¨ u¨zerinde gec¸erli olan haktır.
Kis¸ilik Haklarının Kapsamı
Kis¸ilik hakları, bir kis¸inin maddi, manevi ve iktisadi bu¨tu¨nlu¨gˆu¨ u¨zerindeki mutlak haklardır. O halde, kis¸ilik haklarının kapsamını u¨c¸ bas¸lık altında inceleyebiliriz. Maddi Bu¨tu¨nlu¨k U¨zerindeki Haklar, Manevi Bu¨tu¨nlu¨k Haklar, I·ktisadi Bu¨tu¨nlu¨k U¨zerindeki Haklardır.
Kis¸iligˆin Korunması
Doktrinde hakim olan go¨ru¨s¸, Medeni Kanun’da yer alan hu¨ku¨mlerle kis¸ilik, iki tu¨r saldırıya kars¸ı korunmaktadır. Medeni Kanun’un 23. maddesi kis¸iligˆi, hukuki is¸lemle saldırıya kars¸ı korumakta; 24. maddesi ise haksız fiille yapılan saldırıya kars¸ı korumaktadır.
Kis¸ilik Hakkını Koruyan Davalar
Saldırıya Son Verilmesi ( Durdurma ) Davası, Saldırı Tehlikesinin O¨nlenmesi Davası, Saldırının Hukuka Aykırılıgˆının Tespiti Davası, Maddi Tazminat Davası, Manevi Tazminat Davası, Saldırıdan Elde Edilen Kazancın Verilmesi Davası dır.
Tu¨zel Kis¸ilik
Hukuk du¨zeni, insanlar dıs¸ında bazı insan toplulukları ve mal topluluklarını da kis¸i olarak kabul etmis¸tir. Ortak bir amacın su¨rekli olarak gerc¸ekles¸mesini sagˆlayacak o¨rgu¨tlenmeye sahip kis¸i veya mal topluluklarına birles¸en kis¸i veya malı tahsis eden kis¸iden bagˆımsız bir kis¸ilik tanınmıs¸tır. I·s¸te bu tu¨r kis¸i veya mal toplulukları “tu¨zel kis¸iler “ diye tanımlanmıs¸tır. Kis¸i toplulugˆu s¸eklindeki tu¨zel kis¸iler, ortak bir amacı gerc¸ekles¸tirmek ic¸in bir araya gelen birden c¸ok insandan olus¸an tu¨zel kis¸ilerdir. Mal toplulugˆu s¸eklindeki tu¨zel kis¸iler ise, belirli bir amaca o¨zgu¨lenmis¸ mal toplulugˆundan olus¸ur.
Tu¨zel Kis¸ilerin C¸es¸itleri
Kamu Hukuku Tu¨zel Kis¸ileri, O¨zel Hukuk Tu¨zel Kis¸ileridir.
Tu¨zel Kis¸ilere I·lis¸kin Genel Kurallar Tu¨zel Kis¸inin Kurulus¸u Geleneksel olarak bu hususta u¨c¸ sistem so¨z konusudur. Serbest kurulus¸ sistemi, izin sistemi ve normatif sistem. Hangi sistemin hangi tu¨zel kis¸iler ic¸in kullanılacagˆı bir hukuk politikası sorunudur. Bununla birlikte hukuk du¨zenimizde tu¨zel kis¸iliklerin kurulus¸unda tek bir sistem benimsenmemis¸tir.
Tu¨zel Kis¸ilerin Organları
Medeni Kanun’un 49. maddesi, “Tu¨zel kis¸iler, kanuna ve kurulus¸ belgelerine go¨re gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanırlar.” s¸eklinde belirtmektedir. Organlar tu¨zel kis¸inin o¨rgu¨tu¨ ic¸inde yer alan ve tu¨zel kis¸inin aktif olarak hukuk hayatına katılmasını sagˆlayan kis¸i veya kis¸ilerdir. Organın borca aykırı davranıs¸ı veya go¨revi sırasında gerc¸ekles¸tirdigˆi haksız fiillerinden tu¨zel kis¸i sorumludur.
Tu¨zel Kis¸iligˆin Sona Ermesi
Medeni Kanun bu¨tu¨n tu¨zel kis¸ilere ilis¸kin olarak ortak bir sona erme sebebi kabul etmemis¸tir. Her bir tu¨zel kis¸i ic¸in ayrı sona erme sebepleri du¨zenlenmis¸tir. Tu¨zel kis¸i bu hu¨ku¨mlere go¨re 3 s¸ekilde sona erebilir. Ya kanunda belirtilen belirli sebeplerin gerc¸ekles¸mesiyle kendiligˆinden sona erer veya kendi kendini feshederek sona erdirir ya da mahkeme kararı ile sona erer. Ortak hu¨ku¨mler sona eren tu¨zel kis¸inin malvarlıgˆı degˆerlerinin tasfiyesi ve tasfiyeden sonra geriye kalan bir malvarlıgˆı degˆeri varsa bunun tahsisini du¨zenlemektedir.